22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURIYET 26 AĞUSTOS1993PERŞEMBE DIZI YAŞAYANALEVILIK YAŞAYAN ALEVIONDERLERIANLATIYOR "Köylü,devlete kanunla; Dede'ye her şeyiyle bağlıdır "Bir istasyonda çizmeli, külot- pantolonlu. elinde kırbaç olan genç, yakışıklı, güzel bir delikafth kala- balık kövlülerm arasından çıkarak törenle trene bındı. Perişan kıhkb yüz kadar köylü, tapma derecesine varan bir saygı ile kendisini uğuriadı. Birçok ısiasvonlardii, küçük büyitk topluluklar larafmdan yerlere ka- panılarak karşdanıvor, selamlanı- vordu. O, pencerede ciddı bir tavırla 'hafifçe elini göğsûne getirerek karşılık vermek/e ) etiniyordu. Me- rak ettik. her istasy onda birpencere- den dıırumu izkyip Tonguç'a anlat- maya başladım. Bir <;üre sonra bu lapılun dehkanlmm kım olduğnnu öğrendim. Bir tarikatın en büyük 'de- desi' idi. O gıine kadar birkaç 'aede' görmüştüın. Ama hepsi sakallı, ı aşlı kışilerdi. Bu yaşta. bu giyinişte bir dede olabileceğini hiç düşünmemiş- tim." Yukarıdaki alıntunızm sahibi olan vazar, bu gözlemmden sonra dedelık ile ilgili olarak da şu yorumu yapı- yor "Kövlü, devlete kanun zonıvla; dedeye ise içiyle ve her şeyiyle bağlıdır." Eğıtımci. yazar Hürrem Arman'ın 1944 yılında tanık olduğu bu olay- daki dede: Malatya Balıyan Aşiretı ve Ağuçan (AğuıçentOcağı dedele- nnden Hüseyin Doğan Dede'dır. Hüseyın Doğan Dcde'nın soy- kütiiğü Hz.:VIuhammed'ın torun- lanndan 4. İmam Zeynel Abidin'c da>andınlır Bu kanal ile "E*lad-ı ResuT ve dolayısıyla "Seyit" oldu- guna ınanılır. Balıyan Aşireti'nin dedesi Hüseyin Doğan Dede. 1902 yılında Elazığ merkez ilçeye bağlı Şıhıs Köyü'nde dünyaya gelmiştır. "Doğan Dede" adı. babasının adı olan "DoğaıTdan gelmedir. Doğan Dede'nın annesı ıse Şeyh Hasan Köyü'nden. Şeyh Ahmet Yesevi so- yundan gelen [brahim Efendi'nin kızı Satı Hamm'dır. Hüseyin Doğan Dede. küçiik yaşta anne ve babasını kaybeder; yetim kalır. Kendisi ve ikı kız karde- şini halalan Sultan Hanım Adıya- man BuJam Köyii'ne götürür. Hüse- yin Doğan orada iki yıl çobanlık ya- par. kuzu güder. Malatya"da yaşayan Balıyan Aşiretı. dedelerinin bu durumuna çok üzülürler. Derhal bir heyet gön- derip dedelerini ve ıki kız kardeşıni alırlar ve Malatya Kırlangıç Köyii'- ne getirirler. Birevdayarlar. döşer- ler. kendilerine olağanüstü bmhti- mamla bakarlar. Hüseyin Doğan Dede okul yaşına gelince. yörede okul olmadığı ıçın kendisine özel hocalar tutarlar. Dini ve tasavvufi bilgıler yanında Arapça, Osmanlıca ve Farsça diJ derslen de alır. Hoca- lannın biri yörede Motlâ Hüseyin olarak bilinen bir hoca. diğen ıse Danıştav"dan (Şuray-ı Devlet azası) emekh Cafer EfendTdir. Talipler bununla da yetinmez ve kendisine ıki bin dönüm civannda bir toprağı tahsis ederier AĞUÇENOCAĞI DEDELERİNDEN DEVLETLER HUKUKU DOÇ. DR. İZZETTİN DOĞAN Hüseyin Doğan Dede evlenme e d e r - Hüseyin Doğan Dede'ıun iki yaşına gelince ıse. aşıretin muhale- eşınden toplam; 14 çocuğu olur. fetıne rağmen Kalender Dede so- Bunlardan 9'u erkekUr. yundan Hasan Efendi'nin kızı Ta- Huscyın Doğan Dede. Doğu me> Hanım ile evlenır 1933te ıse Anadolu Alevılen vedede ocaklan ikıncı eşı Tuncelı Mazaırt-Muhon- arasında çok sevılmenın ve sayı- du'dan Baba Mansur Ocağı'ndan ™anın bir sonucu olarak. dede Seyit Süleyman'ın kızı Elif Hanım ocaklan tarafından. vanı Pirler ile evlenir. Elıf Ana !946'da vefat Medıs tarafından en ust hıyerarşı ÖĞRETİM ÜYESİ olarak kabul edılen "Mürşid-i Ka- mil" makamında görülmektedir. Hüseyin Doğan Dedenın Ana- dolu Alevilerinin gönüllerindeki bu saygın yerini, yanı "Mürşid-i Ka- mil"liğini siyasete atılmasının zede- lemedığini ifade etmek oldukça güç. pstelık Alevi kitlenin genel eğilimi- "ne ters olarak saâ muhafazakar partılerde politık uğraş vermesı, bu- gün bıle bu tartışmayı canlı bir şe- kilde yaşatmaktadır. Hüseyin Doğan Dede'nin, dede- liği yanında 1946'da başlayan poli- tik uğraşı 1969'a kadar sürer. Kırdan kente göçün bir sonucu ola- rak 1970'lerde Hüseyin Doğan De- de'yı İstanbul'da buluyoruz. İstan- bul'dakı yaşamı, 1983 3 Mayıs'ında vefatına kadar devam ediyor... İstanbul'da Hakk"ka yürüyen Hüseyin Doğan Dede'yi talipleri, gönül rahatlığı ıleemanet edecekleri bir mekan bulamayınca, Malatya'- dakı köyü olan Kırlangıç Köyü'ne götürüp emaneü teshm ediyorlar... Söyleşimize geçmeden önce, bir ara saptamada bulunmakta yarar görüyoruz. Köyden kente göç olgusu ile birlikte İstantnd, Ankara, Izmir gibi büyük kentlerimiz Alevi nüfusun en roğunlukla yaşadığı yerleşim ver- lerı konumımagelmiştir. Tabii bu du- rum birtakım sosyo-ekonomik vepsi- kolojik sorunlan da beraberinde ge- tirmiştir. İstanbul'da Osmanlı döneminde bile 14 Alevi-Bektaşi dergahının bu- lunduğugöz önüne alınırsa, Alevikit- lenin ıbadetlerini yerine getirebile- cekleri yeterlt mekanların bulun- mayışı gibi bir sorunun, nüfusun üçte birinin Alevı kökenli olduğu bu en bü- yük kentimizde ne denliyakıcı birgö- rünüm arzettiğı daha kolay anlaşılır. Şu anda var olan Şahkubı Suhan Dergafa ve Karaca Ahmet Suhan Dergahı ise binhir zorluk ve uğraş içindeyaşam kavgası veriyor... Evet, şimdi; Doğan Dede'nin oğullarından, devletler hukuku öğre- tim üyesı Doç.Dr. İzzettin Doğan ile sö'y leşimize geçıyoruz: AĞUÇEN OCAĞI DEDELERİNDEN HÜSEYİN DOĞAN DEDE'NİN OĞLU DOÇ. DR. İZZETTİN DOĞAN 'Devlet, kurduğu kurumlarla kendini çökertiyor 9 C.ŞENER - Bize Doğan Dede ai- lesini tanıtır mısınız? İ.DOĞAN - Doğan Dede ailesi, ismiru dedem Doğandan ahyor. Tarihsel olarak, AnadoJu'ya gelişi- roiz, yaklaşık^ 1000 yıl öncesıne gidi- yor. Elimizdeki belgelere göre. Ana- dolu'ya gelışımiz Haa Bektaş-ı Ve- li'nın gelişinden yaklaşık 200 yıl ön- ceye dayanıyor. Önce Kars'a gel- mışler. Orada yaklaşık 200 yıl kalmışlar. Kars'ın Rabat Köyü'- nden Elaağ'a gelmışler ve Keban Barajı'nın su altında bırakügı Şıhıs Köyü'ne yerleşmişler. Ailemız Malatya"ya geleli de yaklaşık 100 yıl oluyor. Ailenin esas çıkış kaynağj ise, Horasan.. İnönü'ye konukluk C.ŞENER - BLri Doğan Dede hakkında avdınlatır mısınız? İ.DOĞAİN - Babam. babası Do- ğan Dede'yi küçük yaşta kaybedi- yor. Üç. dört yaşındayken Malatya Balıyan Aşiretı gelip dedelerini tes- hm alıyor. Onu yetiştirmek üzere Malatya'ya getinyorlar Danıştay Başkanı Cafer Bey, emekli olduk- tan sonra babamı yetiştirmek üzere Malatya'ya getiriliyor. Diğer bir öğretmeni ıse Abdülhamit döne- minde sarayın baş doktorluğunu yapan ve sürgün olarak Malatya Sultan Harası'na sürülen ve aynı za- manda büyük bir düşünür olan zattır. Kendisine başka hocalardan da Arapça ve Farsça dersler aldınlı- yor. 17 yaşına gelince Hasan Dede'- nin kızıyla evlendinyorlar. 1946 se- çimlerinde kendi iradesı dışında milletvekılı seçımienne sokuluyor Milletvekılliğiru kazanmasına rağ- men bir ımzayla bu hakkjndan fera- gat ediyor. Atatürk sağhğında babamla çok ılgilenıyor. Hatta Ankara'ya çağın- yor. Babam ise bır türlü bu imkanı bulamıyor ve köyde kahyor. 1950 seçımlerinde İsmet İnönü kendisini Ankara'da bır ay ağırlıyor. Babam esasen siyasete yönelik bir adam de- ğil. tamamen tasavvuf erbabı bır halk adamıdır. Tasavvufa bağlı ın- sarun sıyasette başansız olacagına inandığı ıçın. mümkün olduğu ka- dar siyasetın dışında kalmıştır. Bu- na rağmen İsmet Paşa'nın ısrarlan üzerine CHP listesinde yer almayı kabul ettı ve milletvekili seçildı. Babamın bir tek amacı vardı; o da, Türkiye'de bu Alevı-Sünni ayınmmı ortadan kaldırmak ve Alevilerin özgürce kendılenni ıfade etmelerini sağlamaktı. Babam Ale- vilerin taleplennın CHP ile gerçek- leşmedığini görunce Alevılenn DP"- nin kanaatlan altında yer alması ge- rektiği kanaatine vardı. Rahmetli Adnan Menderes'ın bu konudaki teklifinı reddetmedı. 1950'lere kadar Demokrat Partf- nın Alevilere yaklaşımı fevkalade olumlu idi. Babam Menderes'ten Alevi köylerine okul. yol. su. elekt- rik istiyordu. Özetle Alevi köylerine ışık istiyordu C.ŞENER - Hüseyin Doğan, dede olarak nasıl birisi idi? İ.DOĞAN - Doğrusunu isterse- nız ben babama hıçbır zaman baba gözüyie bakmadım. Hep dede ola- rak gördüm Zaten ben Galatasa- ray'da yatılı okuduğum ıçin sddece İSTANBUL-GÖZTEPE ŞAHKULU SULTAN DERGAHI VE BAHÇESİ yazın görüşebiliyorduk.. Doğan Dede; kâmıl. hoşgörülü. bılime fev- kalade değer veren. bütün çocuk- lannın okumalan için elinden geleni yapan. ışığa, bılime aç bır ınsandı. Kendi çevresine süreklı sükunet, sabır ve sevgi telkin ederdı. Bütün ılişkilerinde de hakim unsur. sevgi idi. Aleviler kadar Sünnilerin de Doğan Dede'yi sevmelerinin altı- nda bu yatardı. Hiçbir aynm yap- mazdı. En büyük ozellığı o idi. Dede cemaatte halkın vicdanıdır C^ENER - Sizlerin dede olmasını ister mivdi? İ.DOĞAN - Evet. evet. Çocuk- lannın içinde özellikle en küçüğü- müz olan Eşrefın tasavvufa ve İslam'a yönelik olarak yetışmesini istiyordu. Onun için Eşrefi Robert Koieji'ne gönderdı. Bir yı! da burslu olarak Amenka'ya gönderdi. Arap- ça ve Farsça'yı da öğrenerek İslam"- ın ana kaynaklanna inmesini isti- yordu. Doğan Dede ailesinin soyu Dör- düncü İmam Zeynel Ahidin kanalıy- la Hazreti Muhamm-xl'e ulaşıyor- du. Bızım ocak Ağuçan Ocağı'dır. Anadolu'da Ağuçan (Ağuıçen) Ocağı. Mürşid-i Kâmil ocagıdır Bu- nun manası şudur- Ocaklara bağh dedelik kurumlan arasında bir so- run çıktığında, Doğan Dede Mür- şid-ı Kâmil olarak hakem rolünde- dir. M ürşid-ı Kâmıl'eSeyider Mecli- si'nde çözûlemeyen sorurılar gelir. Mürşıd-i Kâmil orada ihtilafı nihai bır kararla halleder. Doğan Dede'nin Hakk'ka yü- rümesinden sonra bu mekaniz- marun ışleyışi ile ilgili fiılı bır du- rum vardır.. Kentleşmeyle birlikte . büyük toplumsal sorunlar ortaya çıkmıştır. Buna inanç boyutlannı da eklemek gerekır. Aleviler yüzyı- 11ar boyu mahkeme kapılanna git- memışlerdir. Dede cemaatte halkm v icdanı rolünü yüklenmiştır. Adale- İSTANBL L-L SK L DAR KARACA AHMET SULTAN DERGAHI. tin vicdanı rolünü yüklenmiştır. Dede bu kararı verirken ayra za- manda verdiğj kararda yargılanı- yor. Böylece dede belirlı biretkinb- ğı. bilgi üstünlüğünü korumak zo- rundadır. Koruyamazsa itiban sarsılabılır. Doğan Dede'nin ıki hanımdan toplam 14 çocuğu vardı. İkı tanesi vefat etti. Dokuzu erkek. beşi kızdı. Hâlâ bızım aile bir ıhtilaf çıktığında hakem olarak işlevıni görür. Şu anda en büyük ağabeyimiz. Doğan Ağabey, aşiretler arasında ihtilaf çıktığında arabulucu olarak çağnlır. Ama burada halkm ısteği- nin olması gerekir. İki tarafın da is- tekli olması gerekir. Şu anda ba- bamdan boşalan yeri Malatya'da en küçük kardeşimiz Eşrefin yürüt- tüğünü biliyorum. İstanbul'da ta- raflar arasında ihtilaf olması duru- munda. yine tarafiar talep ederse. ben de hakem rolü görüyorum. Bu konuda ailede bır görev bölümü yapmadık. Dedelik, zor bir görev dir C.ŞENER - Siz dedelik yapmayı düşünüyor musunuz? İ.DOĞAN - Doğrusunu isterse- nız o çok zor bir görev. Yüklenmek kolav değil. Büyük sorumluluk ıs- ter. Çok şeyden fedakârlık yapmak gerekir. Tamamen kendinizi yola vermenız gerekir. O manada henüz kendimi hazır bulmuyorum. Ben kendi açımdan kendıme başka gö- revler tanıdım BenonceTürkıye'de ınanç özgürlüğünün gerçekleştinl- mesi gerektiğine manjyorum. Gerçi bendoğuşitibariyiededeyim. Fakat yaşayan ınsan olarak ben bir devlet hukuku hocasıyım da. Yıllarca üni- versıtede ayn bır kürsü olarak insan haklan dersinin bulunması için uğ- raş verdim. Türkiye'de ınsan hak- lan konusunda katkısı olan bırisi- yim. İnsan haklan konusunda önemli eksiklerimizden birisi deyır- mi milyon Alevi'nin inanç özgürlü- ğüdür. Bu. Türkiye'nin birliği bü- tünlüğü ıçın de tevkalade ö'"hemfı bir noksandır. Bu sorunun çözümü bana dedelikten daha önemli geldı. Parti kurmak, dernek kurmaya benzemez CŞENER - Bu dedikleriıüz doğ- rultusunda politikava atüacak mısınız? İ.DOĞAN - Ben mümkün oldu- ğu kadar politikanın dışında kala- rak olayı kültür boyutlanyla sun- mak istedim. Tabii sadece kültür boyutlannda da kalmasını doğrusu istemiyorum. Bunun anayasal gü- vencelere bağlanmasını da zorunlu sayıyorum. Eğer bunun yolu ılle de polıtikadan gececekse - çünkü geç- meyebilir de - çözümü politikaya girmek olacaksa. o zaman düşüne- bıiinm. C.ŞENER - Son günlerde Aleviler ayn bir parti kurmak istiyorlar. Buna ne diyorsunuz? İ.DOĞAN - Siyasi bir parti kur- mak dernek kurmaya benzemez. İkıncisi. Türkiye dünya coğraf- yasının çok önemli bır jeopolitik noktasında bulunuyor. Parti kur- mak ıçin dünya politikasını bilmek gerekir. Uluslararası ilişkileri, ulus- lararası poJitıkayı ıvi bilmek gere- kir \e insanın haddini bilmesi gere- kir. Daha önceki Ale>i parrisi dene- yiminde görüldüğü gibi Alevi halkının bazı talepleri kullanılarak mecliste üç beş sandalye kapmak amacıyla parti kurulamaz. Bu çaba- lan doğrusu yadırgıyorum. Birind deneyimden ders almamış olanlar böyle bir deneye yine girerlerse, Alevi kesimin her zaman güvendi- ğim kemalı onlan sıfırlayacaktır. Alevi halkın başan şansı vereceğini zannetmıyorum. Diyanet yeniden yapılanmalıdır CŞENER - Diyanet İşleri Baş- kanlığı konusundaki düşünceleriniz neierdir? İ.DOĞAN - Diyanet, bizde ilk kuruluştaki amacından önemli öl- çüde sapmış bır kurumdur. Herke- şin bildiği gibi Atatürk. Diyanet İşleri Başkanlığı'nı, avdın din adam- lan yetiştirmek >e her türlü inanca hizmet etmek amacıyla kurdurmuş- tu. Ama olay öyle olmadı. 1957'de Said-ı Nursi'ye verilen tavizden itı- baren oy kaygısıyla Atatürk'ün kurduğu modele ters düşen bir uy- gulamaya girildiği görüldü. Diyanet İşlen kurumu, ülkenin bir gerçeğidir. İstesek de istemesek de ülkenin bır gerçeğidir. Gerek sağda gerekse soldaki partılenn hıç- biri Diyanet'e karşı değiller. Bu ne- denle Aleviler Dıyanet'le ilgili istek ve taleplerinde gerçekçı olmak zo- rundadırlar. Diyanet ortadan kalksın demek. olmayacak duaya amin demekten başka bir şey değil- dir. Buna mukabil Aleviler Diyanet'- in yeniden yapıianmasını, tümüyle gözden geçirilmesini ve tüm inanç gnıplarının kendi yoğunlukları oranında yer aldıklan bir kurum ha- line dönüştürülmesini istemelidirler. Alevilerin istekleri budur. Devlet kendi kurduğu kurumlar vasıtasıy- la kendisini çökertıyor. Bunlar Ku- ran kurslan. imam hatip liseleri ve ilahiyat fakülteleridir. Bu insanlar- dan îaisizmin savunulmasını bekle- mekyanhştır. CŞENER - Sıvas olaylan konu- sunda ne düşünüyorsunuz? İ.DOĞAN - Sıvas olaylan. 21. yüzyıla girerken, ulusumuzun. yö- netıcılennin beceriksizLkleri ve nite- liksizlikleri nedeniyle uğramış olduğu büyük bir felakettir. Böyle bır fela- keti Türkiye. tarihinde kara bir leke olarak. yüzyıllar da geçse sılemeye- cektir Bugün en ilkel kabilelerde bıle gündüz gözüyie insanlan yak- mak diye bir şey yoktur. Türkiye'de maalesef bu olmuştur. Ve çok il- ginçtir, olay neredeyse unutulmak üzeredir İşin acısı olayın siyasi so- rumluları ortada yoktur. Failleri var- dır, o ayn. Önemli olan siyasi so- rumluların bulunmasıdır. Sı»as olay- lan devletin tel tel dağılışının resmi teseilidir... Bır olay Sıvas gibi bır verde 8 saat sürecek ve sonunda da 37 kişi yanacaktır. Bu. devlet çarkının işlemediğini göstermekte- dır. Ben olayı hiçbir zaman Alevi- Sünni bağlamında görmedim. Y'alnız, Alevi-Sünni çatışmasını tah- rik etmeye doğru Türkiye'de önemli bir temayül var. Ve biı temayülün kimler tarafından tezgahlandığını, hazırlandığını doğrusunu isterseniz bilemiyonun. Ben Türkiye'de Alevi- Sünni sürtüşmesinin Alevilerce de. Sünrulerce de yaratılacağı karusı- nda değılim. Osmanh da dahil halkın halkla kapıştığı bir olay yok- tur. Zaman zaman Aievilere karşı girişilmış olan katliamlar, siyasi ik- tidarlar tarafından ya yapılmış ya organıze edilmiştır. Kuyucu Murat. Çorum. Maraş buna örnektir. Tari- hin tersine dönmesi ve bir Alevi-Sön- ni çatışmasımn çıkması için de hiçbir neden yoktur. Tam tersine. Uişkiler daha da yoğunlaşmıştır. Böyle bir çatışmaya ne gerek vardır, ne de ze- min vardır. Böyle bir çatişmanın ze- min ve gerekçeleri zorla yaratıhnaya caltşılıyor. Burda da tabii, devieti yönetenle- nn bu devieti yönetmeye layık ol- madıklan görülüyor. Zaten Türkiye'nin bugün en bü- yük problemi, özellikle son 20. 25 vıldan ben maalesef çaplı devlet adamlanna rastlayamamış ol- masıdır. Bugünkü hem sosyal prob- lemlenn hem diğer problemlerin kaynağında insan faktörü yatıyor. BİTTİ .- "Yaşayan AkviBk" adlı dızı yazımız bu bölüm ile bitti. Şüp- hesiz yaşayan Alevilik yazılanlarla sınırlı değildir. Burada aktardı- klurımız, bir kültürden sadece bir "giildeste" savılmalıdır. Gelecekte, Anadolu kültür mozaiğinin renkle- rmden biri olan Alevilik yeni ça- lışmalarla elbetle daha yeterli tanıtılacaktır. Çalışma boyunca vardımı olan tüm canlara, dostlara teşekkürederim. Diziyazı "Yaşayan Alevilik "adı ile kitap olarak dayakı- nda çıkacaktır. Saygılarımla... CŞENER
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear