25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ1993 PAZARTESİ 8 DUNYADA GEÇEN HAFTA BasınKonseyikaçakçıkızlarakarşı EDtPEMİLÖYMEN LONDRA - îki İngiliz kız, üç yıl önce Tayland'da 30 kilo eroinle yakalandı. Tayland'da uyuşturucu kaçakçılığının cezası ölüm. Ama bunlar, ellerine verilen pakeün ne olduğunu bilmediklerini yana yakıla anlattılar. Iki göz iki çeşme, iki zavallı saf, bön, alığın salya sümük fotoğraflan çarşaf çarşafçıktı. İngiliz magazin basını, "barbar" Tayland'a karşı seferber oldu. Sonuçta, kızlara ağır hapis cezası verildi. Gündemdendûştüler, unutuldular. Ta ki geçen haftaya kadar. Başbakan John Major, Taylandlıtarla al takke ver külah anlaştı, kızlan serbest bıraktırdı. Mutlu son. Mutlu son mu? Değil... Kızlann İngiltere'de sabıkab olduklan çıktı. bir. Sonra. kefaletle serbest bırakıldıktan sonra kaçmışlar, iki. Ve en önemlisi, Tayland'a eroini bilerek soktuklan, bu iş için 'Şişman" kod adı ile bilinen birinden emir aldıkian iddiası. Polıs şımdi kızlann ifadesini alıyor. Karyn Smith ve Patritia CahiO adiı bu iki alelade Ingihz kıa. İNCİLTERE Tayland'dan Ingiltere'ye uçak paralan ödenerek. şampanyalar içerek ve şımartılarak getirildiler. Birmingham'da yayırrüanan bir yerel gazete ödedi paralan. Ama daha vahimi. kızlann, yaptıklan işi iyice uydunık birpazargazetesine satmalan. Hem de Basın Konseyi'nin, haklannda ortaya çıkan yeni bilgjleri dikkate alarak basma yaptığı uyanya rağmen. Basın Konseyi, gazeteleri, kızlann öyküsüne para vennemeye ve olayı röpörtaj olarak yayımlamamaya davet etti. Ama boşuna. Ikisi de öyküleri için yüzerbin Sterlin istemişler. Yaklaşık 3.5 milyar Lira! Kızlann başından geçenleri, adını anmaya bile değer olmayan en uyduruk pazargazetelerinden biri yayımladı. Diğer magazin gazeteleri bunu kınadılar. En ciddileri sayılan Daily Express, "Kaçakçılara ödül verecek degüiz"' derken, Sun gazetesi, "Çîrkefi okumayın"diye yazdı. Bu Sun gazetesi. çok yıllar önce Türkiye'de uyuşturucu ile yakalanan Timothy için kampanya açan Sun. Tayland macerası, saygıdeğer Birmingham Piskoposu ile Emniyet Müdürü'nûn de arasmı açtı. Pıskopos, gayet sakin, "Eğer gazeteler, böyle bir öyküyleflgflenhorlarsaelbette parasmı ödemek zorundaJar" dıyerek Emniyet Müdürû'nün şimşeklennı üzenne çekti. Emniyet Müdürü. "Suçlular, suçlarmı nası] işlediklerini anlatarak parakazanmamairdedı. Sonuçta, 2 milyon tirajlı "The People'"da çıktı öykü. Muhafazakârlar yalııızkaldı FERRUH YILMAZ KOPENHAG - Danimarka geçen haftayı yine İsveç'le Danimarka'yı birbirine baglayacak köprü-tünel projesini tartışmaklagecirdi. Ama bu sefer rüzgar hükümetten ve başbakandan yana döndü, başbakanı yalan söylemekle suçlayan muhafazakârlar yalnız kaldılar. Buna karşılık muhafazakârlar STiçlamalannda ısrarettiler. Başbakan Poul N>Tiıp Rasmussen, ulaşürma bakanlığı uzmanlannın önerilerini başbakanlıkta değıştırerck, köprü-tünel projesiyle ilgili çevre düzenlemeleri için aynlan 300 milyon kronun 290 milyon kronunu, köprü dolayısıyla yapüacak otoyolun üstünûn kapanması amacıyla Taarnby Belediyesi'ne verilmesini sağlamak ve uzmanlann önerilerini, projeyle ilgili yasayı çıkartan partilerin oluşturduğu uzlaşma komitesinden gizlemekle suçlanıyor. Uzmanlar, otoyolun Taarnby'den gececek bölümünün üstünün kapanması için 150 milyon kron aynlmasını önermişlerdi. Suçlamalardan biri de uzmanlann raporunun değıştirilmesinde Taarnby bölgesmden seçılen Sosyal Işler Bakanı Karen Jespersen'le evli olan başbakanın özel danışmanı Ralf Petteikow'un parmağı olduğu şeklindeydi. Şaşjbakan bu suçlamalara önce konuyla ilgili tüm dokümanlan açıklayarak yanıtladı. Muhafazakarlar, çevre düzenlemeleri için aynlan paranın dağıtımının tekrar pazarlık konusu yapılması ısteklerini tekrarladılar. Tartışmalann yoğunlaşması üzerine, hafta ortasında suskunluğunu bozan Başbakan Rasmussen, uzlaşma komitesinden hiçbir bilgiyi gizlemediğinı belirterek, karann aynen uygulanacağmı açıkladı. Rasmussen, kararla ilgili tüm sorumluluğun kendisine ait olduğunu belirterek, danışmanına yönelik suçlamalan da geri çevirdi. Bu konudaki en ilginç DANİMARKA gelişme ise muhalefet sıralannda yaşandı. İlk önce muhafazakarlarla birlikte eleştınlerekaülan liberaller son anda tavır değiştıreek, kendilerinden hiçbir bılginin gizlenmediğmı ve Taarnby Belediyesi'ne 290 milyon kron verilmesi konusunda sosyal demokratlarla hemfikir olduklannı açıkladılar. Danimarka'yı geçen hafta meşgul eden başka bir tartışma da ırkçıhk konusu oldu. öodalı evinden vazgeçmediği için parti içjndeki tüm görevlerinden ahnan sosyal demokratlann eski parlamento grubu başkaru Ritt Bjerregaard, ırkçı propagandayı yasaklayan yasanın, düşünce özgürlüğünü engellediği gerekçesiyle kaldınlmasını istedi. Bu isteğe hemen sanlan muhalefetteki sağ partiler. öneriyi destekleyip hükümetten bu konuda girişimde bulunmasını istediler. Göçmen dernekleri de Ritt Bjerregaard'u kendini gündemde tutmaya çalışmakla suçlayarak, bu yasanın, toplumun ırkçılığa karşı tavnnı belırlediğını veırkçılığı benimsemediğini gösterdiğini belirterek. yasanın kaldınlmasına kesin bir şekilde karşı çıktılar. m n n v f t l l î i r X'A'r T Î I T Y I M ' Î J Ispanya'da geçen hafta 24 Temmuz KutsalAzizJames gûnü için va- 5|f«*ııj u ı i c u Jr\wı*rt J(Uiı^o ı ( U i u ı pıJan hazırlıklaıia geçti. Ozellikleadını Aziz James'den aJan Santia- go kentinde yapılan kutlama gösteriJeri görkemliydi. Obradioro mevdanmdaki katedral önünde yapılan ve onbinlerce izleyici çeken ses ve işık gösterikri sabaha dek sördü. (Fotoğraf: REUTER) IzmirliBalladurıı çevresihırpalıyor MtŞEL PERLMAN PARİS - Fransa'da sağ hükümetin başbakanı Edouard Balladur, geçen hafta başında Yvelines vilayet konağındaki öğle yemeğini iyi hazmetti mi acaba? İşte kendi saflanndan kimilerinin alaycı biçimde sorduklan bu soru, nisan ayından beri iktidarda olan çevrelerde ne tür bir havanın egemen olduğunu gösteriyor? Bir taşla iki kuş vurmak için seçilmiş bir tarihti geride bıraktığımız 19 temmuz. Biryandan anayasada iki konudaki reform görüşülecekti, parlamentonun milletvekilleriyle senatörlerini Versailles Sarayı'nda birarayagetiren "kongre" nitelikli toplantıda. Öte yandan da öğle paydosundan yararlanıp civarda yemek yiyecekti iktidann agır toplan. Balladur söz konusu yemeğin tadını çıkardı mı, yoksa midesine mi oturdu mönü, ortaklıkla esen hava yüzünden? Salt damak tadı konusunda ne tür bir izlenim edindiği birmuamma... Fakat Neo-De Gaullecü Cumhuriyet tçin Birbk (RPR) partisıyle liberal Fransız Demokrasisı için Birlik (UDF) parti konfederasyonunun liderleri arasındaki siyasal "sohbet" sırasında Edouard Balladur'un RPR Başkanı Jacques ChinK'asitemettiğısöyleniyor. 1995*te düzenlenmesi gereken cumhurbaşkanı seçimine şimdiden soyunan eski başbakanın, kendisinı gereken şekilde, yani açıkça desteklemediği gerekçesiyle. Balladur, mensubu olduğu RPR partisındeki kimi "dostlan*'run çelmelen karşısında Chirac'm açıkça tavır koymasını istiyor. Oysa Paris Belediye Başkanı da olan eski başbakan. suskun mu suskun!.. Bu kadarla yetinse yine iyi. Fakat bu yaklaşım hükümet başkanının cesaretini tam olarak kırmış olmasa bile Fransa'yı ekonomik bunalımdan kurtaran adam olarak kendisinı göstermeye azmettırmiştir herhalde! Kısacası iktidarda bulunduğuşu ilk 100 gününde, serinkanlı ve nazık davranışını hiç kaybetmeyen Izmir doğumlu Fransız Başbakan Balladur, kendi siyasal çevresinın bir bölümü tarafından hırpalanıyor. Neden? Çeşitli reformlarda elini tez tutmadığı, eski sosyalist iktidann ekonomı politikasından henüz >etennce "kopmadığı'* için. RPR liden Chirac'ın bile "daha çok ve daha hızlı" reformlar istediği, Senato Başkanı Rene Monory'nin, hükümetı "fazlasıvla ihtiyatir bulduğu dikkate ahnırsa. Balladur'un düş kınklığına uğramaması olanaksız. Hele hele 40 milyar frank olarak hedeflediği istikrazın 110 milyan bulduğu ve bunu "görevdeki hükümete göven n şeklindedeğerlendirdığı dikkate alınırsa. AMLAR-KAMLAR ECMEL BARUTÇU TarilH Sopımrtufuk.» Garsonun getirdiği meyve sepetindeki iri kirazlardan bir miktar alıp önündeki tabağa koyan eski CHP'ti dos- tum, "şu napolyon kirazlarının geçen yıl mevsim sonu fiyatı 20 bin lira civanndaydı. Bu yıl kiraz mevsiminin sonu henüz gelmiş sayılmaz, ama daha şimdiden na- polyon kirazının kilosu 40 bin lirayı buldu" dedi ve güle- rek, - Kim ne derse desin, kiraz konusunda buz gibi yüksek enflasyondayız, diye ilave etti. - Buna mukabrl maaşlara yapılan zam yetersiz düzey- de kaldı. Hoşnutsuzluk çok yaygın, dedim. - Bu maaş işini, dedi, kökünden ele almak lazım. Ka- mu kesiminde olsun üniversitelerde olsun haksız farklı- lıklar yaratılmıştır. Düz profesör aynı seviyedeki diğer öğretim görevlilerinden hayli düşük seviyede maaş al- maktadır. Adalet Bakanlığı Müsteşarının, bürokrasinin başı olan Başbakanlık Müsteşan'ndan fazla maaş ala- cagı söyleniyor. Böyle bir şey olmaz. Tüm anormallikle- ri kökünden halladecek bir maaş reformuna ihtiyaç olduğu aşikâr. Üstelik maaşlara yapılan zam ilk altı aylık oranın altında kalacaktır. Zira ikinci altı aylık zammın üçer aylık sürelerle iki defada verilmesi demek, zam oranının düşürülmesi demektir. Konuyu değiştirmek istedim. - Konuşmamızin başında "içim çok dolu" demiştin, neden? diye sordum, Başını kaldırıp "tahmin edemiyor musun"der gibi yû- züme baktı ve, - Sıvas'ta, dedi, şair, yazar, aydın 37 kişi yakılarak öl- dürüldü. Kubilay olayından da vahim bir olay yaşadık. Hal böyle olmasına rağmen, cumhuriyet rejiminin, dev- rimlerin ve demokrasinin asıl teminatı olan sosyal de- mokratlar bölünmüş durumlarını devam ettiriyorlar. Üç sosyal demokrat parti ayrı durmakla ülkeyi nasıl birteh- like ile karşı karşıya bıraktıklarını göremiyorlar. Bu alan- da karşılaşılacak her talihsizliğin sorumlusu onlar ola- caktır. Bunu ne zaman idrak edecekler? Üç partiyi bir- leştirme konusundaki bütün gayretler sonuç vermedi. Uyanmalan için daha ne kadar "S/vas7ar"gerekiyor? - SHP Genel Başkanı Sayın Erdal fnönü'nün eylül ayında yapılacak kurultayda genel başkanlığa aday ol- mayacağını açıklacnış olmasını, yurtdışında olduğum için, belki iyi değerlendırememiş olabilirim. Onun bu ka- rarı soldaki birleşmeye yardımcı olmakamacını mı taşı- yprdu dersin? diye sordum. - Herkes bunu ülkemizde şimdiye kadar örneği görül- memiş demokratik bir adım olarak karşıladı, ama benim kafamı karıştırdığını itiraf edeyim. Madem öyle bir niyeti vardı, bunu geçen mart ayındaki CHP kurultayı münase- betiyle Deniz Baykal'ın yaptığı teklifle birlikte degerlen- direbilirdi, dedi. - Nasıl yani? - Hatırlayacaksın, dedi, bir görüşmemizde bana, De- niz Baykal'ın fadakârlık göstererek "Ben CHP Genel Başkanlığı'na adaylığımı koymayayım, isteyen gelsin aday olsun" şeklinde diğer iki sosyal demokrat lidere yaptığı teklificiddi bulmadığını, iktidarortağı olanSHP- nin Genel Başkanı'nın Deniz Baykal ve arkadaşlarına yakın delegelerin oyları ile CHP genel başkanı seçilme- sinin bir anlamı olmadığını, aynı delegelerin iki ay sonra onun elinden liderliği alabileceğinı söylemiştin. SHP Genel Başkanı'nın açıkladığı son kararı karşısında bu sözler havada kalmıyor mu? Madem iki ay sonra bu şe- kilde bir karar verecekti, iki partiyi birleştirip başına gecer, sonra da genel başkanlıktan ayrılabilirdi. - Ama gerçekçi olalım. SHP Genel Başkanı SHP'den ayrılanların peşinden mi gidecekti yani? Hem birleşme hangi çatı altında olacaktı ki? - Çatı, dedi, önemli değil. Önemli olan partinin adının CHPolmasıdır. Bunun için biryol bulunabilirdi. Pekçok kimsenın SHP'ye olan bağlılığı inönü isminden kaynak- lanmaktadır. Erdal Inönü'den sonra SHP'nin tabanını kim tutacak? Ondan sonra bu taban bir süre "yüzer ge- zer" hale gelir ve sonunda da bundan kısmen CHP ya- rarlanır. - Ama, CHP için misyonunu doldurdu diyorlar. - CHP'nin, dedi, misyonu bitmez. Milli mücadeleden gelen bu parti ülkenin ve rejimin teminatıdır. Türkiye var olduğu sürece bu parti yaşayacaktır. Onu yaşahnak Ata- türkçü kuşaklann görevidir. Onun için, sağdaki iki büyûk partide olduğu gibi, sosyal demokratlar da yepyeni bir İiderin etrafında, birleşmelidir. Yetenekli, üretken, to- UArkasıSa.l5,Sü.rde İSTjE OTOBÜS YOL GÜZELİ Hidroiik direksiyon. Egzoz freni. Renkli, tek parça ön cam. Grammer tipi yatar ve açılabilir koltuklar. Ayarlanabilir, ergonomik kaptan koltuğu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear