25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET2 23TEMMUZ1993CUMA KULTUR İngiltere'de açılan 'Çiftler' sergisi ile birlikte'Yaratıcılık ve Aşk Ortaklığı' adlı kitap da piyasaya çıktı Birliktelik, kadınınyaraüalığını köndtiyor Kültür Servisi - Bir ailede iki sanatçı, hele de a>iıı dalda çabşan iki sanatçı bulunursa sonuç ne olur? Daha verim- li çalışmalar mı. birtarafın veteneğinın körelmesi mı, yoksa bir tarafın diğeri- nin ününe yaslanarak sanatıru sürdür- mesi mi? İngiltere'de bu ay açılan ve eylülün sonuna kadar açık kalacak olan "Çiftler" adlı sergi ve bu sergiyle eşzamanlı olarak piyasaya çıkan "Ya- ratıcılık ve Aşk Ortaklığı" adlı kitap bu tür sorulara cevap anyor. "Yaratıalık ve aşk ortaklığı" adlı kitapta yer alan 13 çiftin birlikteliğinin ve bu birlikteliğin sanatsal verimliliğe yansımasının hikayesı, sanatçı çıftler- de kadınlann yaratıcılığının köreldiğı- ni gözler önüne senyor. Kitaptaki ilk makale. birçok kıtabın yanısıra filmlere de konu olan Rodin. Camile Claudel birlikteliği üzerine. Bı- lindiği gibi bu birliktelik Claudel'in hayatının son otuz yılını akıl hastane- sinde geçirmesiyle sonuçlanmıştı. Claudel yaşadığı dönemde kadı- nlann heykeltraş olamıyacaıği ınancı yüzünden hep Rodın'i taklıt etmekle suçlanmış, tüm başanlı yapıtlan Ro- din'e mal edilmeşti. Artık günümüzde Claudel'in usta bir heykeltraş olduğu larndan bıri konulmuşken yanıbaşı- nda duran tablo kocası Raoul Haus- mannın başyapıtlanndan bin. Hausmann evliliklen boyunca kansını elinden geldiğince sömürmüş ama çift aynldıktan sonra her ikisi de daha az verimli olabilmişti. Kimbilir belki de ne kadar fırtınalı olursa olsun sanatçı beraberlikleri yine de verimli oluyor. Sergjde kadının kocasından daha ünlü olduğu istisnai çiftlenn yapıtlan- na da yer verilmiş. Angelica Kauffman, Antonio Zucchi ve Helen Frankentha- ler, Robert Mothenvell çifti gibi. An- cak bu çiftlerinde en ünlü yapıtlannı boşandıktan sonra gerçekleştirdikleri- ni belırtmekte yarar var. Sergide yer alan Jackson Pollock'ın 'Güneş' adlı yapıtı 'baştansavma' olarak değerlendiriliyor. Camile Claudel,1 LeValse'1893. kabul edilse de yapıtlan hala Rodin Müzesi"nde sergilenmekte. Camile Claudel öldükten sonra bile ünlü eşi- nin gölgesinden kurtulamamış sa- natçılara iyi bir ömek. Kitapta yer alan bir başka sanatçı çift ise ünlü meksikalı ressamlar Frida Kahto ve Diego Rivera Her ne kadar Frida Kahlo bugün gibi yaşadığı dönemde de kocasında bağımsız bir sanatsal üne kavuşmuşsa da, kocası kendini tümüyle resme ve çapkınlıklanna adarken, Frida hep kocası, hastalığı ve resim uğraşısı arasında parçalanmak zorunda kaldı. Nitekim Kahlo'nun kendisini ve ko- casını resimlediği ünlü tablosunda. Diego elinde palet ve fırça tutarken Pollack'ın eşi Lee Krasner'ın *Öğlen' adlı yapıtı ise titiz bir çalışma ilgi çekecek kadar mütevazi. Frida yanında boynu bükük bircş ola- rak olarak durmakta. Kitapta kocalan yüzünden sanatsal yetilerini geliştiremeyen ve trajik bir hayat yaşamak zorunda kalan başka kadmlara da yer verilmiş, Max Er- nest'in sevgılısı Leonara Carrington ve Jackson Pollack'ın eşi Lee Krasner gibi. Londra'da açılan "Çiftler" sergisi ise yapıtlann oluşum sürecinde yaşa- nan sıkınülan yansıtmadığından, sa- natçı çiftlerin nedenli üretken olabile- ceğinin bir kanıtını sunuyor. Bir çiftin yânyana duran birbirin- den güzel tablolan, altında yatan ya- şam öyküleri olmayınca gerçekten de büyüleyici. Ama bu sergiye konulan yapıtlann seçimi bile kimi zaman ön- yargılan pekiştirecek nitclikte. Örne- ğin sergiye Hannah Höch "ün henüz yetkinleşmedıği ılk dönem çalışma- Auguste Rodin, 'A Man Walking' 1877-1900,bronzParis,RodinM üzesi Serpnin en dikkat çeken çifti ise Lee Krasner. Jackson Pollack. Kocasın- dan 26 yıl daha uzun yaşayan Kras- ner, onun mirasını birçeşit intikam alı- rcasma harvurup harman savurmakla suçlanmıştı. Pollock yaşamı boyunca, kansının sanatçı yönünü görmezden gelmiş ve onu sadece "eşi" olarak ka- bul etmışti. Sergide Krasner"in "Öğlen", Pol- lack "ın ise "Güneş" adlı yapıtlan yer alıyor. Pollack'ın yapıtı neredeyse bana bakın diye bağıran ama baştan- savma bir yapıtken, Krasner'in titiz çalışması ancak sanat eleştirmenleri- nin gözüne çarpacak kadar mütevazi. Bu secim çiftin karakterlerindeki çe- kişmeyi de ortaya koyması bakımı- ndan ilginç. Son olarak kitapta yer alan bir göz- leme değinmekte yarar var. Dehalan oranında kaprisleri artan sanatçı er- keklerin eşleri de sanatçı olursa hiçde- ğilse kocalannın kaprislerinden kaca- bildikleri kendilerine ait bir tuvalleri oluyor. Yoksa. kansı müzeleri do- laşıp, değerlı kocasınm bakıp yorul- masına değecek kadar değerü bir yapıt olup olmadığmı tesbit ederken, müze- nin kapısında oturan Braque'nin kansının durumuna düşmek daha kötü. Festival bugün sona eriyor Kühür Servisi - 21. Uluslara- rası tstanbul Festivali. bugün şef Joseph Svvensen yönetimin- de, kemancı Raphael Oleg eşli- ğinde Stockhojm Oda Orkest- ras'nın vereceğı konserle sona eriyor. Aya frini'desaaı 18.30- da gerçekleştirilecek konserde. Nielsen, Mendelssohn, Barber ve Bartok'un yapıtlan seslendi- rilecek. Avrupa'nın önde gelen oda orkestralan arasında sayılan Stockholm Oda Orkestrası. "Yeni Stockholm Oda Orkest- rası" adıyla, topluluğun bugün- kü müzisyenlerince 1981 yılında kurulmuş. Sanat danı- şmanlığmı Esa-Pekka Salonen'- in üstlendiği orkestranın reper- tuannda klasiklerin yanı sıra çağdaş bestecilerin yapıtlan da yerahyor. Yıhn büyük bir bölü- münü turnede geçiren Stock- holm Oda Orkestrası, Avustur- ya, Güney Amerika. Almanya. Fransa, îtalya'da konserler ver- miş. Sony ClassicalCBS. EMl Classics ve BIS için kayıtlar yapmayı sürdüren orkestranın çeşitli ödülleri de var. Bu akşam Aya İrini'de izleye- cegimiz Stockholm Oda Or- kestrası konserini. dönemınin en başanlı şeflerinden biri ola- rak nitelendirilen Joseph Swen- 9eı yönetiyor. Keman, klarnet. tuba ve piyano çalan Svvensen. Mwry Sidlin, Jorge Mester, Ot- to-Werner Müller ve Lawrence Foster gibi ünlü isimlerle calış- mtş. Sanatçı bugünedek Bergen Filarmoni. Helsinki Oda. Aal- borg Senfoni, Saarbrücken Radyo. Tokyo Oda, Kudüs Senfoni. St. PauJ Senfoni. İsrail Oda Orkestrası'nı yönetmiş. 1986 yıhnda Moskova Çay- kovski Yanşması'nda binnalik ödulü alan Raphael Oleg de bu akşam izleyeceğimiz önemlı bir sanatçı. Çek Filarmoni. Ulusal Fransa, Londra Senfoni. St. Martin in the Fields gibi ünlü orkestralarla birlikte çalan Faphael Oleg'i Le Figaro gaze- tesi "uluslararası solistlerin en iyterinden" biri olarak nitelen- dırdi. Ölümünün 26.yılında Ahmet Kutsi Tecer Halk sanatmın bir sevdalısı KONTJR ERTOP Sivas'ta Madımak Oteli'ndeki cina- yetlerin yanı sıra sokakta da bir cinayet işlendi. Oteldeki sanatçılann canına kı- yanlar kente dikilen halk ozanı anıtıru parçaladılar. Sıvas sokaklanru doldu- ran Ortaçağ kalabahğı halk şiirimizin özünü, oradaki hoşgörüyü, insan sevgi- sini kavrayabilseydi oteldeki kıyıma da girişmeyecekti! Ne rastlantı! Bu kanh kentte 1930-1934 yillannda görev yapan genç bir öğretmen "Halk Şairleri Koruma Derneği " kurmuştu. 1919 yılında Tecer 18 yaşmdaydı. Halkalı Ziraat Mektebi öğrencisiydi. tlk yansı o yıl Bolu'daki Dertli gazete- sinde çıktı. Söyledikleri bütün yaşa- mında izleyeceği izleyeceği yolu belirli- yordu: "Ben ömrümün sonuna kadar Anadolu'yu dinleyeceğim ve onun sesi- ni dinletmeye calışacağım." Anadolu'yıı dinleyen ve dinleten adam Ziraat Mektebi'nden sonra öğre- nimini Edebiyat Fakültesi felşefe bölü- müyle Sorbonne Üniversitesi'nde sür- dürdü. anımsayanlar bu bereketli birleşmenin tiyatromuza kazandırdığı değerlere tanıklık ederler. Halil Bedi Yönetken, Muzaffer Sansözen gibi arkadaşlanyla birlikte çahşarak ve onlara olanaklar sağlayarak Türk halk müziğinin der- lenmesine. yaşatılmasına katkı sağlayan Tecer'in son hizmetlerinden biri de Ve- dat Nedim Tör'ün örgütlediği Türk Halk Oyunlannı Yaşatma ve Yayma Tesisi'nde oldu. Tecer folklor ve halk edebiyatı dal- lanmn dikkate değer araştırmacılardan Tecer, folklor ve halk edebiyatı dallannın dikkate değer araştırmacılanndan biriydi. Halk kaynağından beslenen o>oınlan da yeni Türk tiyatrosunun önemli ürünleridir. Ama onun asıl alanı şiirdir. Konusu, köy çevresi, köy insanı, bu çevreyi kuşatan doğadır. Halk şiirimizin soyiu geleneğini henüz sürdüren Sıvas'ta halk ozan- lanna kol kanat geren öğretmen, Ahmet Kutsi Tecer'dı. Soyadını da bu- radaki Tecer dağından alan bu halk şiiri sevdalısı kurduğu demeğin amaanı şöyle açıklıyordu: "Halk Şaırlen Koru- ma Derneği, bir halk eğitim kuru- mudur. Burada güdülen amaç özellikle gemş halk kıtlesiyle düşünce ha- yatımızın genel bağlannı birleştirmek, aydın kütle ile geniş kütle arasını dol- durmak: Bunu gerçekleştirmek için de halk dilı, halk ezgileri. halk edebiyatı, halk gelenekleriyle aydın adamın uygar- ca bilgilerini birbirine kaynaştırmak. birleştirmektir." Yıl 1932. Tecer Sıvas'ta "Halk Şairle- ri Bayramı" düzenler. Aşık Veysel, Ali İüzet gibi ozanlan ortaya çıkanr. Ya- şamı boyunca hdlk ozanlarını koruyup gözetecek, aydın çevrcnın onları yakı- ndan tanımasınj sağl-ıyacvıktır. 23Temmuzl96Tde yitirdjğimiz Ahmet Kutsi Tecer.y aşamı boyuncaizleyeceği yolu.ilkva/tsında beürli>ordu:"Ben ömrümün sonuna kadarAnadolu'yu dinleyeceğimve onun sesini dinletmeye çalışacağtm". Edebiyat öğretmeni, Avrupa'da tale- be müfettişi, Adana ve Urfa rrulletvekili. Paris'te kültür ataşeşi oldu. Bütün gö- revlerinde halk kaynağına ve halk sa- natına bağlı kaldı. CHP'nin Ülkü dergi- sıni yönettiği 1941-1945 yıllannda halk şiirini temel alan bir şiir hareketini oluş- turmaya gırişti. Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Komisyonu üyesi ol- duğu sırada öncü hareketlerle gelenek- sel tiyatromuzu birleştiren bir gençlik ti- yatrosunu örgütlemeye girişenlerin başmdaydı. Erdek Tiyatro Şenliklerini biriydi. Cezavirü Türk halk ozanlan, 16.yy.da yaşamış Köroğlu adlı bir halk ozanı, köy tıyatrosu. eski oyun kollan, ortaoyunu, Nasrettin Hoca gibi konu- larda eski belgeler bulup yorumlayan. zengin malzemeyi ışleyerek özgün so- nuçlara ulaşan çalışmalan vardır. Halk Bilgisi Mecmuası, Türk Folklor Araştırmalan, İstanbul dergisi, İslam Ansiklopedisi'ndeki yazılannın toplan- maması kitaphğımızın önemli bir eksık- liğidir. Tecer'in halk kaynağından beslenen Koçyiğit Köroğlu. Köşebaşı gibi oyunlan yeni Türk tiyatrosunun önemli ürünleridir. Ama onun asıl alanı şiirdir. Konusu köy çevresi, köy insanı, bu çevreyi ku- şatan doğadır. Şiirinin malzemesini ise "Tek dil halk dilidır" diye tanıtır. Büyük kentin dışına taşan. yurdu- muzun gerçeklerinı kavramaya yöne- len Cumhuriyet dönemı şiir gelişimi içinde Tecer'e haksızlık ettiğimizi düşünüyorum. "Orada bir köy var uzakta, O köy bizim köyümüzdür., Gezmesek de tozmasak da O köy bi- zim köyümüzdür'" diyen ozanı İcöye uzaklardan bakmakla yetınen, köy gerçeklerine yabancı kalan bir aydın gibi görenlerimiz yazık ki çoğunlukta. Bir rastlantı daha: Snas valisi Halil Rıfat Paşa. "Gidemediğin yer senin değildır" demiş: sanat yolculuğu Sı- vas'tan başlayan adam, köye gıdilme- se de olacağını söylemiş! Oysa o "Se- lam işte geldim içinize Yedek yardımcı olayım size". "Göçelim köye. yaylaya Nola hey gülüm nola" demez mi? Toprak işçilerinin derdine ortak olmaz mı: "Sen! omzunda yor- gan. elinde torban. Sen mevsim işçisı. büyük gezginci. . Doğduğundan beri sen. anan. baban.' Orakçı, çapacı. ırgat, ekind Sen anan ve baban...Siz topraksızlar..." Saf şiir anlayışını halk şiiri gelene- ğiyle birleştiren "Nerdesin " şiirini. "Çıngırak"', "Ölü". "Besbelli". "Ha- lay Çeken Kızlar". "Bağlamaaya". "Rüzgar" gibi ürünleri Cumhuriyet şi- irinin başyapıtlanndandır. Dikkatten uzak tutulmaması gere- ken bir çalışması ise 300 dizelik "Ağaç" şiındir. Burada anlattığı. İç Anadolu'nun boz bir tepesine tek başına kök salmış bir ardıçtır. Hazıranda bir sabah saa- tinden aecenin çokmesine kadar uza- nan yaşam kesitine tanık oluruz. Yok- sunluklan, kaygılan. dertleriyle bozkınn çilesine ortak Türk insanının bir benzeridir bu ardıç. Tecer'in "Kö\- dc Bir Garip İhtiyar", "Henonun Göz- lerı Yolda" gibi şiırlerindeçizdiğı port- relerı tamamlar. Bu alçakgönüllü şiir işçisinin bizc bıraktığı birikim azımsanacak gibi de- ğildir. Süleyman Nazif'in Itakkı ALPAY KABACALI Fikir ve Sanat Eserlen Kanunu'nun değıştirilmesi gereken hükümleri bir süre önce ılgıli meslek kuruluşlannca tartışıldı ve öneriler Kültür Bakanlığı'na iletildi. Bakanlık. geçen yıl yeni bir yasa tasansı hazırladı. Antidemokratik bıçimde oluş- turulmuş "meslek birliklen"nın durumuna çözüm getirme- mesı yönünden eleştırilen bu tasan, öteki hükümleri bakımı- ndan genellikle günümüzün gereksinimlerine yanıt verecek ni- telikteydi. Tasan üzerinde tartışılırken nedense hiç akJa gelmeyen bir sorun vardı: Yürürlükte bulunan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na ve tasanya göre, maddı ve manevi haklar, yapıt sahibinın ölü- münden ellı yıl sonrasına kadar korunmaktadır. Koruma süresinin sınırlandınlması, yapıtlann. sahiplennin ölümün- den elli yıl sonra kamuya mal olmasını sağlama gerekçesine dayar.maktadır. Böylece. o kışinin yapıtlan üzerinde mirasçı- lara ve onlardan hak elde eden kişilere tanınan bir çeşit tekel son bulmakta; yapıtlann daha da yaygınlaşmasına olanak ve- rilmektedir. Ya manevi haklar? Sözgelimı, Selahattin Enis'in Zaniyeler romanı değiştirilip bozularak yayımlanırsa ne olacak? Somut bir örnek daha: Geçenlerde Nişantaşı'nda Süleyman Nazif adlı bir bar açıldı. Basından öğrendiğimize göre, sahibi bitişikteki Süleyman Nazif Sokağı'nın adını beğenmiş. ban da aynı adla vaftız etmış Yaşasalardı. SüJeyman Nazifin ya da yakınlannın buna izin venneyecekleri kesındi. Abdülhamıd'- in baskı yönetıminekarşı savaşım veren Süleyman Nazif. kuş- kusuz ki bir "yobaz" değildi. Ama. hakkındayazılanlardan ve şiirlerinden öğrendiğimize göre. birçok çağdaşı gibi "mütedey- yin" (dindar) bir kişiydi. "Ahfadımın (torunlar) en son doğa- cak ferdine benden/Bir tuhfe-i iman (iman andacı) götür, ev son nefesim, sen" dızelen onundur: buna benzer başka şıirleri vardır... Buyol açılırsa. günün binndebirkaratesalonuna Sabahat- tın Eyuboğlu. birişkembeci dükkanına Abdülhak Şinasi (Ah- met Rasım adını taşıyanı var') adının verilmesini kim önleye- cek° Daha karmaşık durumlar da söz konusu. Karacaoğlan'ın bir şiirini alıp eviere şenlık. gürültülü bir müziğın ıçine oturt- muşlar: böylece Karacaoğlan'ı "bestelemışler"! Karacaoğ- lan'ın hakkını kim koruyacak? Ya da. diyelim ki cn salaş gecekonduların yer aldığı bir böl- geye beledıyenin biri "Mımar Sınan Mahallesi" adını verdi. Mimar Sinan'a yazık değil mı? Yukandaki örnckler belki birbiriyle eşdeğerde değil. Ama sorun aynı: Bir yasal boşlukla karşı karşıya bulunuyoruz. Yapıtlanyla topluma mal olmuş kişilenn mane\i haklan korunamıyor. Kim koruyacak bu hakkı? Elbette. o dalda uğraş veren meslek kuruluşu. Örneğin Sü- leyinan Nazifin hakkını yazar dernekleri ya da sendikalan. Mimar Sinan'ınkini mimar odalan. . Yasaya eklenecek bir maddeylc. ilgıli kuruluşlara; elli yıl içinde ölmüş olupdamirasçılannca manevi haklan korunma- yan ya da ölümünün üzerinden ellı yılı aşkın süre gecmiş olan yapıt sahiplennin manevi haklannı koruma yetkisi verijdiği y olunda bir hüküm getirilirse. sorun çözülmüş olacaktır. İlgili kuruluşlarda. bu yetkinin aynı zamanda bir manevi sorumlu- luk anlamına geldiğjnin bılıncinde olacaklardır. Sahi. tasanya ne oldu? PaulMc Cartney'den itiraflar FRAJVKFURT(AA)- Müzik dünyasında çığır açan İngiliz pop grubu "Beatles"ın haşan çocuğu Paul Mc Cartney. gnıp dağıldıktan sonra üzüntüden bir süre bunalım geçirdiğini v e kendini hjçbir ışe yaramaz biri olarak gördüğünüsöyledi. 51 yaşındaolanveturnelerdeon binlerce müzikseveri mesteden sanatçı. Almanya'da yayımlanan Buntedergısinin "Müziği bırakmayı düşünmüyormusunuz" sorusuna. "Bırakırsam başka ne yapabihrim ki? Benim omrüm beste yapmak ve şarkj söylemeklegeçiyor" yanıtını verdi. Yakında eşi Linda ile 25. evlilik yıllannı kutlayacak olan Paul Mc Cartney. eşini çok sevdiğini söyledı. Sanatçı. Beatles grubu ile üne kavuştuğunda 18 yaşında olduğunu v e daha sonra evleninceye kadar 10 yıl çapkınlık yapma fırsatı bulduğunu anlattı. Şimdi 4çocuğu ile mutlu bir yu\ası olduğunu belirten McCartney. Linda'sız birgün düşünemedığini. hatta bekarlığında Linda'sız geçen 10 y ılına da acıdığını. eşini o zaman tanımamış olduğuna üzüldüğünü kaydetti. Ankaraf ya çağdaş sanatlar galerisi ANKARA (ANKA) - Çankay a Belediyesi. çağdaş eğilimli çalışmalar yapan sanatçılara çalışma ortamı ve çalışmalannı sergileyebilecekleri alan oluşturmak amaayla, Ankara"da çağdaş sanatlar galerisi kuruyor. Ankara"da kurulması planlanan çağdaş sanatlar galerisi ile. plastik sanatlar başta olmak üzere farklı sanat dallanndaki yeni gelişmeleri sergilemek. sanat alanındaki etkinlik ve aktiviteler için doğal bir çalışma ortamı oluşturmak amaçlanıyor. Çalışma atölyeleri ve sergı alanlan ile birlikte, konferans salonu, 250 kışılık toplantı salonu. tiyatro. konser. slayt, film gösterimi gibi etkınlıklere olanak sağlayacak sahne ve sahne arkası düzenlemelerin yer alacağı çağdaş sanatlar galerisi, üç katlı olacak. Sıcaklık. nem ve aydınlatma bakımından özel olarak donatılacak galeri, Bayındırhk Bakanlığj'nın 1993 fiyatlan ile 30milyar liraya mal olacak. FilmyönetmeniNegulesco öldü M \RBELLA (AA) - Romanyalı fılm yönetmeni Jean Negulesco'nun, Ispanya'nın Marbella kentinde öldüğü bildirildı. 93 yaşındaki Negulesco'nun kalp yetmezliği nedenıyle öldüğü ve yann, 1960"lann sonundan bu yana yaşadığı bu tatil kentinde gömüleceği belirtildi. 29 Şubat 1900"de, Romanya'nın Craiova kentinde doğan Negulesco, 1927"de ABD'ye göç etmişti. Romanyalı yönetmen. 1960"tan bu yana da Marbella'da yaşıyordu. "Hovv To Marry A Millionaire" ve'ThreeCoinsina Fountain" fılmlenyle tanınan Romanyalı yönetmen. "Singapore Woman" isımli ilk filmini 1941 yıhnda yönetmişti. Negulesco'nun yönettiği son film olan "The Invisible Six" isimli fılm ise 1970 y ılına ait. Viyolotüst veşefGoldberg öldü PARİS (AA) - Polonya asıllı Amerikan vatandaşı viyolonist ve orkestra şefi Szymon Goldberg, Japonya'da öldü. Philips şirketının Paris'tekımerkezindenyapılanaçıklamada, 1990 yılından bu yana Japonya Yeni Filarmoni Orkestrası'nı yönetmektc olan 84 yaşındaki Goldberg'in geçirdiği bir kalp kn/ı sonucu havata veda ettiği bildirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear