25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet7 1 , ftSAY! 24716 S A N A T K Ü L T Ü R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N 8HA2İRAN1993SAU 'Dünya Çocuklannın Durumu 1993' adlı rapora göre çocuklarda görülen hastakk ve ölümlerin dörtte biri solunum yolu ile oluyor Çocuklar dumanlı ortamlan sevmiyor CEMİLCİĞERİM S/MSLN - Her yıl sayılan 3.5 miiy>nu bulan yoksul aileçocuklan dokora ve hasıancyc gidememek- ten v yeterli antibıyotikleri bulama- makan "zatürree"den ölüyor. Bir- leşmş Milletler Çocuklara Yardım Fom lUNICEF) tarafından hazı- rlanin "Dünva Çocuklannın Duru- mu 1993" adlı rapora göre gelişmek- te ohn ülkelerdc yaşayan çocuklar- da gjrülen bütün hastalık ve ölüm- lerin dörtte birinden fazlasına solu- num yolu enfeksiyonlan neden olu- yor. Doktorlara ve kliniklere ya- pılar başvurulann yüzde 30 ile yüz- de 60 arasında değişen bir bölümüy- le hastanelik vakalann yaklaşık üçte birinn. soiunum yolu enfeksiyon- lan yüzünden olduğuna dikkat çeki- Ien L'NICEF raporunda, "Konuya gerek insan sağlığı gerekse sağlık hizmetlcrine binen yük açısından bakıldığında. bunun maliyetinin gercekten yüksek olduğu görülür. Üstelik bu maliyete yoksul ülkelerin hemen hemen hepsi katlanmak- tadır" denildi. Vakalann yüzde 90- ında sorunun basit bir nezle olduğu ve nezlenin de hcnüz bilinen bir te- davisinin olmadığı bildirilen rapor- da şu görüşlere yer verildi: "Gclgelelim. bu gerçek. gelişmek- te olan ülkelerdeki ilaç ve tıbbi yardım bütçelerinin üçte birinin. aslında greksiz antibiyotik reçetele- rine sarfedilmesini engellememekte- dir. Dahası. dünyanm dört bir yanı- ndaki aileler, bugün piyasada bulu- nan çeşitleri 2000"i aşan öksürük ve nezle ilaçlanna yılda 3 milyar dolar harcamaya devam etmektedirler. Bu arada solunum volu enfeksivonu H.eryıl300bini aşkın çocuk boğmacadan ölmekte, yüzbinlercesi de kızamık sonunda görülen zatürreeye yakalanmatadır. vakalannın yaklaşık vü/de 2-3'ünü oluşturan bir kısmında enteksiyona maruz kalan çocuğun akeiüer doku- lan etkilcnmektedır. Bunun ^onucu. zatürreedir. budurumda antibiyotik tedavisi uvgulanmazsu. çocuğun kısa sürede ölme olasılığı yüzde 10-20 civanndadır. Neçareki hasta- lar genellikle doktora ve hasiuneye ulaşma imkanları kısıtlı yoksul aile- lerin çocuklan olduklanndan. ge- rckli antibıyotiklen nadircn bulabil- mekte ya da hiç bulamamaktadırlar. Heryılyaklaşık 3.5 milyon çocuk bu yüzd'en ölmektedir." UNICEFin "Dünya Çocuk- lannın Durumu 1993" konulu rapo- runda vakalann yüzde 80-90'ında sorunun baktenyel zatürree olduğu- na da yer verildi. Baktenyel zatürre- enin antibiyotik tedavisi ile kontrol altına alınabileceâine ver verilen ra- porda. "Genellikle 5 gün süren anti- biyotik tedavisinde daha çok coıri- moxazole kullanılır ve bunun mali- yeti 25 senttir. Ancak. sorunlann bi- limsel açıdan çözümü nispetcn ko- laysa da lojistik sorunlar bu kadar rahat çözülemeyebilir. Kısacası. ortadaki sorun, doğru teşhis sonun- da verilmesi gerekli ilaçlann, hasta çocuklara gereken zamanda nasıl ulaştınlabileceğidir. Bu soruna yö- nelik birçözüm biçimi geçen yıllarda denenmiş ve işlerliği gözlenmiştir. Buna göre ana ve babalar. hastalığın ilk tehlike belirtilerini teşhis edebile- cek şekilde eğitilebılirler: öte yandan halk sağlığı görevlileri, zatürreeyi teşhis eder etmez uygun antibiyo- tikleri yazabiürler. Bu görevliler ay- nca sayılan az da olsa arilen en yakın hastaneye sevki gereken vaka- lann tanısını koyabilirler" görüşü savunuldu. Birçok ülkedc. tıp mensuplannın reçete yazmalan konusunda çekim- ser kaldığına dikkat çekilen raporda "WHO tarafından kısa birsüre öncc gerçekleştirilen bir araştırma şu so- nuca varmaktadır. 'Bir sorunun yanıtı açıkça ortadadır. bu strateji... etkili olmuştur. Azalan ölüm oran- lan bunu ortaya koymaktadır. Bangladeş. Endonezya. Filipinler. Hindistan. Ncpal, Pakistan vc Tan- zanya'da ASYE'de (Akut Solunum Yolu Enfeksiyonlan) uygulanan yeni stratejiyle zatürree ölümlerinde yüzde 25 ile yüzde 67 arasında deği- şen azalmalar olduğunu konuyla il- gili çalışmalar ortaya koymaktadır. "Günümüzde 60"ı aşkın gelişmekte olan ülke. bu yeni stratejinin yaşama geçirilmesiyle ilgili olarak kendi ulu- sai programlannı oluşturmuşlardır. Garip bir kent JVAHÎRENATIONAL GEOGRAPHIC PETER THEROUX Son yıllarda çok değışti. Geçtiğimiz on yıl içerisinde nüfusu neredeyse iki katına çıkarak 13 mil- yona ulaştı. Sokaklan kırlılikten geçilmez oldu. Ancak Kahıreliler tüm bunlardan şikayet edeceklerine şehrin yerlilerinic kendilerine özgü sevecenliğının gittikçe kaybolması- na üzülüyorlar. Belki de Kahire"nin bu kadar çabuk değişmesi insanlannı gittikçe daha sinirli ve asık suratlı yapıyor. Dünyanın en gürültülü şehirlerinden biri sayılan Kahire"de yaşam koşullan ister istemez halkı yıpratıyor. Kahirelilerin de şehirleriyle birlikte gercekten değişip değişmediğıni merak ederken yılanlanyla gösteri yapan adamlara rastlıvorsunuz. Yılanla- taşar. Terzıler ve kuyumcu dükkan- lanyla dolu sokaklann aralannda yığınlar halinde siyah çarşaflı kadı- nlar. koca alüminyum tepsilerde turp, kereviz. maydanoz. soğan. muz. limon. portakal satar. Çizgili "galabyalan" (Mısır'ın her yerinde görülen uzun, bol geleneksel giysi- ler) içindeki yaşh adamlar. içinde Nil balıklannın olduğu kovalann önün- de bağdaş kumpotururlar. Şehrin belirgın özelliği olan 'Mas- ri" lehçesiyle konuşurlar. "Sizı çılgın balıklar' diye bağınr bir balıkçı. Balıklann her an yükselen fiyat- lannı kasıedip. gelip geçenleri daha geç kalmadan almalan için uyan- yordur bu şekilde. Yakındaki başka bir sokakta öfkeli motorcular. eşek- ler, elarabalan ve bir alay çocuğun arasından kendilerine yol açmaya çalışıyordur. Çoğu bunu itiraf etmekten kaçın- sa da Kahirelilerin yüzde 90"ı oraya köylerinden göçetmiş. Bunun sonu- cu olarak şehrin bazı bölgelerinde ısırlılara şehirlerinin nüfusunu sorduğunuzda size "Gece mi gündüz mü?' 7 diye karşılık verirler. Güneşin ilk ışıklanyla civar bölgelerden şehre gelen tüm yollar s arabalarla dolar. nyla kapı kapı dolaşan bu adamlar. Kahirelilerin o keyifli tabiatlannın ve bilgeliklerinin hala devam ettiğini ve kımbilir belki de fakirliğe, kirlili- ğe ve aşın kalabalığa dayanabılme- lerinin tek sebebinin de bu özellikle- ri oiduğunu gösteriyor bize. Mısırlılara şehirlerinin nüfusunu sorduğunuzda size "Gece mi gün- düz mü?" diye karşılık verirler. Güneşin ilk ışıklanyla civar bölge- lerden şehre gelen tüm yollar gürül- tülü arabalar ve otobüslerle dolar yerleşen çok geniş aileler. keçileri. sesleri sonuna kadar açılmış radyo- lan ve evlerden sokaklara taşmış bir hayat tarzıyla büyük şehir görünü- münü yavaş yavaş silmekte. Son yıllarda Kahire'nin bu kadar değişmesi İsa'nın ilk sözlerini söyle- diğine inanılan bu şehri o kadar da fazla etkilemiyor. Şehrin tarihi o ka- dar eskiye uzanıyor ve Kahirelilerin yaşamlanna öyle çok insan girip çı- kıyor ki hiçbir şey onlan telaşlandır- mıvor. Dünyanın en gürültülü kenti kahire'de lüks otomobillerin yanısıra de\e siirücülcrinc de rastlanıyor. (Fotoğraflar: REZAKAHİRE) Moskova'nın en çok ziyaret edilen yeri Haber Merkezi - Kızıl Meydan"da Lenın'in mezanndan daha fazla zıyaretçi çeken bir yer vanGUM (Devlet Evrensel Mağazası). Rus tüketiciliğinin bu ünlü mekkesini günde 300.000 kişi ziyaret ediyor. GUM'un açıhşının 100. yıiını tüm görkemine yakışır şekilde kutluyor. Geçen hafta Kızıl Meydan'da düzenlenen bir törenle bir hafta sürecek defıleler ve gösteriler başlamışoldu. Törenler. havaifışek gösterileriyle sonaerecek. I893yılındaaçılan GUM, tarzırun ustası Alexander Pomerantzev tarafından tasarlanmış. 19. yüzyılda Rus sanatında kendi özlerine ait herşcyc karşı yoğun bir ilgi başlamıştı. Bu akımdan alınan ilhamla Moskovada ve Pctersburg'da dev boyutta mimari eserleryaratıldı. GÜM. bu mimari milliyetçiliğin en dikkat çekıci örneklerinden binni oluşiuruyor. Abartılı süslemelerle bczenmiş dış cephclcrine rağmen içi işlcvscl tasanmın cn usta cscrlerinden biri savılıvor. İlk kez ellili yıllarda ortaya çıkan 'akıllı ev'ler günümüz sosyo-ekonomik koşullarma uydurulmaya çalışılıyor Uzay üssüne benzetilmeye çalışüan evler Haber Merkezi - Çeşitli filmlere ko- nu olan, bilim adamlannın ve hepi- mizin düşlerini süsleyen bilgisayar destekli "akıllı evier". günlük haya- tımıza girebilecek mi° Araştırmacı- lar bu soruya şimdilik olumsuz ya- nıtlar veriyor. Çünkü günümüzün sosyo-ekonomik koşullan ve tekno- lojisi akıllı evler için henüz yeterli değil. Akıllı evlerin ilk kez gündeme geldi- ği 1950"lerde, çağdaşîıkla otomatik- leşme özdeşleştirilmiş; çamaşır. bu- laşık makinelerinin çıkışıyla birlikte. evhanımının gülümseyen gözleri önünde. mutfak işleriyle uğraşan önlüklü robot posterleri ev reklam- lannda kullanılmaya başlamıştı. Bu yıllarda akıllı ev dalgası özellikle Fransa'yı kasıp kavurmuş. hatta Jacques Tati. "Mon Oncle- Amcam" isimli filminde. otomatik bir evde sudan çıkmış bafığa dönen bir köylünün gülünç öyküsiinii işle- mışti: Filmde Bay Hulot. kendi ken- dine açılan kapılan, yanına yaklaşır yaklaşmaz su fışkırtan musluklany- İa geleceğe aiı bircvdc neredeyse bir kabus yaşar. Günümüzde. Fransii, ABD, Al- manya. Finlnndiya vc başka bazı Avrupa ülkelerinde, "akıllı cv"in soyut bir kavram olmadığını kanıt- lamak üzere hazırlanmış uyguiama- lar var. Otomatik ev teknolojisindeki ikinci dalga. sckscnlcrde Fransa vc Japon- ya'da yaşandı. Her derde dcva akıllı evler. çahşan insanın ev işi sorunu- na. özürlülerin ve yaşlılann karşı- laştığı zorluklara bir çözüm getiri- nsanlar. yaşamlarını düzenlemeye kalkan teknolojilere soğuk bakıyor ve en azından evde, bu görevi kendisi üstlenmeyi tercih ediyor. yordu... ya da öyle sanıldı. Çünkü proje gerçcklcşmedi. Susse.x Cniversiıcsi. Bilim Politikası Araştırma Birimi"nden Dr. David Cann. "Sorun. akıllı ev projesinin. yuppie teknolojisincait olmasından kaynaklanıyor." diyor. "İkinci dal- ga. pazann durgıın olduğu bir dö- nemde tüketici eşyaları üreten fir- malar tarafından başlatılmış vc on- lann teknoloji uzmanlannca yön- lendirilmişti. Bilgisayarların kontrol ettiği ürünlerle donatılmış evlerin. artık doygunluğu ulaşmış televizyon pazannın yerini alması plan- lanmışıı. "Ömcğin. Japonyada Matsushita tarafından inşa edilen akıllı evde bir mutfak robotu var" diyor Dr. Cann. "Evde hangi yiyeceklerin bu- lıınduğunu. dolaptaki malzemeyle hangi yiyeceklerin pişirilebileceğini biliyor. Ama enıck tasarrufu sağla- dığı söylenccnez. Marketten dör.dü- ğünüz her sefennde. aldığınız mal- zcmcnin barkodlannı bilgisayara girmeniz gerekiyor. Üstelik karnı- baharın barkodu yok. Bu açıkça bi- limin kötüye kullanılmasıdır. Akıllı evlcri. ancak milyoner rock yıldızla- n alabilir." Örneğın. odalardaki küçük kame- ralardan gelen video sinyallerinin lclevizyon sisteminc bağlandığı. boylece. programı izlcmeye devam ederken ekranın küçük köşesinden bebeğinizin uyuyup uyıımadığını ya da kapıdakinin kim olduğunu kont- rol edebileceğiniz düzenckler var. Ama. düzeneğe ödediğiniz parayla iki iiç ev satın alabilirsini/. İş ycrlerinde kullanılmak üzere ge- liştirilen daha pratik uygulamalar da var. İstenildiği zaman saydam. ıstcnildiği zaman opak olan camlar. gerektiğinde gizli görüşmelerin ya- pılmasına olanak tanıyor. Cam örneğinden yola çıkan mimar- lar. cepheleri. devrelerle donatıimış cam tabakadan oluşan binalar önerdiler. Devrelerin. binanın ışığa verdiği tepkileri kontrol eimesi ve bina içi sıcaklığını düzenlemesi he- dcfleniyor. Akıllı ev tanımının gerçak anlamına ençok yaklaşan uygulamalarda.bu tip binanın kullanıcıya hizmet ede- bildiği teknolojiler. Ne var ki. daha çok büro yaşamının rutinine göre lasarlandıklarından. insanlann ha- reketlcrinin önceden kestirilemediği aparıman dairelerinde kullanılma- lan pek mümkün olmuyor. Bürolar için hazırlanmış başka "akıllı sistemler" de benzer neden- lcrden ötürü evlerde kullanılamıyor. "İçenye birisi girince kendiliğinden yanan ve bürodaki son kişi çıktığın- da kendiliğinden sönen ışıklar. ener- ji tasarrufunda büyük bir adım vc evlerde de kııllanılabilir." diyor mi- mar Jav McMahon. Anne sütü ile beslenen bebekler ÖZCANÖZGÜR MLĞLA - Günümüzde bcbcklcr artık sadcceannc sütü ile beslenmiyorlar. Ek beslenmeler uygulanıyor. Çoğu kere de annenin estetik kaygıları sonucu bebek sütten kesilip mama ile besleniyor. Avrupa ülkelerinde zaman zaman bazı mamalar yasaklanırken ülkemizdede uzmanlar. "ek beslenme uygulanmalı mı. uygulanmamalı mı?" diye tartışıyorlar. Bu konuda dcğişik görüşlcr var. Kimileri ek beslenmeyi gerekli ve yararlı bulurken kimileri de kesinlikle karşı çıkıyorlar. Zorunlu olmadıkçamama verilmemesini öneriyorlar. Anne sütünün gerekliliği Uzmanlar. bebeğin ilk allı ay kesinlikle anne sütüyle beslenmesini istiyorlar. Ama ek beslenmenin de yararlan var. Bebeklerde allı aydan sonra damak zevkinin gelişmeye başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Türkan Süren. "Bebek kesinlikle ilk altı ay anne sütü ile beslenmcli. Pek çok hastalığa karşı direnç kazabilmesi için bu şart. Bebek zayifi.seck besinde uygulanabilir. AyncaO-1 yaş arası beslenme gelecek yaşam için dc çok önemli. Bebekte 6 aydan sonra damak zevki gelişmeye başlıyor. Onun için meyve-sebze gibi damak zevki yaratacak besinler ilk altı aydan sonra verilebılir" dedi. Bebeğe pürtüklü yiyecek Ege Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof.Dr. Ferda Köprübaşı'na göre ise bebeklerin "pürtüklü" v iyeceklere alışmalan da gerekiyor. Prof.Dr. Köprübaşı. bu konuda "'Eğer bebek sürekli sıvı besin alırsa, ileridesorunlan oluyor. O nedenle erken dönemde bebek pütürlü gıdalara alıştınlmalı. Püre verilmeli" dedi. Bir diğer öğretim üyesi. Prof. Dr. Sehay Oztop ise bebeklere ek besinin 4aydan geç verilmemesi görüşünde. Prof. Dr Öztop. "Bebek en az 4 ya da 6 ay anne sütü ile beslenmeli. Bu genel kabul gören bir görüş. Ancak ek beslenme için 4 aydan geç kahnmamalı. 4 aydan geç kalınca. bebek anne sütü dışında gıdalan reddedebiliyor. O nedenle anne sütünün yanında hemen meyvesulanna başlanılmalı." Yöneticilerden bıkıncaB yaşındaki çocuğubelediye başkanı yaptılar Haber Merkezi - Yöneticilerinden bıkan İtalyanlar. ülkeyı bir çocuğun bile daha iyi yöneteceğini iddia ediyor. Ülkenin güneyindeki Potenza kasabası halkı, bir adım daha ileriye gitti ve Belediye Başkanlığı görevini. Haziran'nın ilk haftası için. 46 yaşındaki Hıristiyan Demokrat Belediye Başkanı Rocca Sampagno'danalarak. 13 yaşındaki bir kızın. Mara de Batista"nın ellerine teslım etti. Boş zamanlannda bebekleriyle oynamaktan hoşlanan Mara, demokratik yollarla seçilmiş, yaşlan 12 ile 16 arasında değişen 40 öğrenciden oluşan bir konseylcyönetecek kasabayı. Çocuklardan oluşan konsey Konsey. eğıtim. sanat. sinema-tiyatro. kültür, ırafık ve çevre hakkında yasa önerme yetkisinesahip. Klasik politıkacı imajını değiştirmeyi hcdeflediğıni belirten Mara. "Bütün gün masa arkasında oturmak gi bi bir niyetim yok, sokağa çıkıp insanlarla görüşmek istiyorum" diyor. Mara. yönetici smıfın çürümüşlüğünün bir göstergcsi olan Alfa Romeo arabayı ve özel şoför kullanmayı reddetti. Plan.UNICEF'inyerei temsilciliğini de üstlenen Sampagno'nun fikri. "Çocuklan gcrçekliğe yaklaştırmak istedik" diyor Sompagna. Projeve 7orta okul katıldı ve 2.200 öğrenci, İtalyan Cumhuriyeti tarihindeki en genç konseyi seçmek üzere delegeler atadı. Geçen hafta da konsey üyelcri Mara'yı Belediye Başkanlığı koltuğuna oturtlu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear