25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15HAZİRAN1993SALI * • * • CUMHURİYET SAYFA HABERLER 13 GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafi 1. Sayfada yol açan, elli beş dakika süreli ikili görüşme başladı. Cumhurbaşkanı olmadan önce Demirel, tam yedi kez günün cumhurbaşkanından başbakanlığa görevlendi- ren yazı almış. Deneyimli. Görev veren kâğıtla birlikte başbakan adayına bir cumhurbaşkanının nasıl davrana- cağını elbette çok iyi biliyor. hem de bütün yönleriyle. Kısacası "hükümet tevdi işindeki incelikleh biliyor". ûyle ki, bu işlem bir saatten az oldu mu: "dışarda olma- dık söylentllerin dolaşacağını" deneyleriyle saptamış. Oysa, dün "dışarda'' deneyimsız gazeteciler, TV spi- kerleri görüşmenin uzamasını "kotuye yorumluyorlar"- dı. Tabii, pekçok zaman olduğu gibi, yine yanılıyorlardı. j, Cumhurbaşkanı Demirel'le Başbakan adayı Çiller ara- stndaki görüşmede -DYP genel başkanının daha sonra basın toplantısında ifade ettiği gibi- "devletin önündeki öncelikli konularla sorunlar" gözden geçirildi. Bu sorunlarla konularda "hükümetin nasıl davranaca- ğına ilışkin fikır alışverişi yapıldı". Neydi bunlar? Tah- min edildiği gibi, öncelikle Güneydoğu sorunu ve ardın- dan Çekiç Güç gibi... Dışa ve içe dayalı çeşitli sorunlarla konularelealındı. Çankaya Köşkü'ndeki ikili görüşmede "kiminle ve na- sıl bir hükümetkonusuna"par\\ adı vererekdeğinildiğini gösteren bilgiler alınamadı ama; Köşk'le Başbakanlık arasında "başka içerikli koalisyon hükümetine" fazla olasılık tanımayan temel bir fikir oluştu, denilebilir. Düzenlediği basın toplantısında, Demirel'e her za- manki sıcak ifadelerle değinen Çiller'in de söylediği gi- bi, uyum konusunda herhangi bir çelişkiden söz edile- mezdi. Doğrusu dersine iyi çalışmış Çiller Görevi almıştı, ne çare tüzük gereği parti GİK'inin de "yetki vermesi gere- kiyor'du ve ancak, ondan sonra -önce- SHP'ye gidecek- ti. Oradan olumlu yanıt alırsa, öteki muhalefet partileriy- le birliktelik aramaya gerek kalmayacaktı. Ya protokol? Zaten, SHP'de Çiller'le koalisyona girmeye karşı çı- kan yoktu. Olamazdı da. Nedenleri çok açık. SHP, yerel -bir ölçüde erken genel- seçimlere iktidardayken gitme- yi yeğliyor, hükümette olmanın azımsanmayacak olum- lu payını sürekli göz önünde tutuyordu. O kadar ki, bir zamanlar MHPsağcılığıylasuçladığı AyvazGökdemir- in bakanlıklardan birine, hatta Milli Eğitim'e atanmasına karşı çıkmayacak gibi bir izlenim veriyor. Ne var ki; SHP'nin, üzerinde özenle durduğu bir iki nokta var. Birincisi, Demirel'le imzalanan koalisyon pro- tokolüne Çiller'in hangi ölçülerde sahip çıkacağını araş- tırıyor. Bu protokolün "değiştirilme girişimlerine soğuk bakıyor". Hatta hükümette olup olmamayı bir yerde bu konuya bağlıyor. ikincisi, hükümette SHP'li bakan sayısının değişme- mesi. Çiller den bir iki ifade dikkatleri çekiyor. Başbakan adayı, dünkü basın toplantısında "koalisyonprotokolün- de karşılıklı olarak -yani iki partinin- üzerinde duracağı noktalar olabileceğini" söylüyor. Kuşkusuz, söylediği bir olasılık. Ancak, bu olasılık gerçek aşamasına gelirse asil hedefle pekçok konuyu karıştırabilir. örneğin bu protokolde Çiller'in inancının tersine PTT ve PETKİM gibi kurumların özelleştirilemeyeceği yazılı. Çiller bunların değiştirilmesini isterse ne olacak? Projokol sorunundaki kimi başka dokundurmaları es geçmek de olanaksız. örneğin, hükümet kuruluşuna de- ğinirken, paragraf aralarında "protokole bakarız, prog- ramıhazırlarız''gibi, şimdilikyumuşak amasonrası için önemli ifadeler yer alıyor. Bir başka varsayıma şöyle bir değinirsek, örneğin Çil- ler'le Onur Kumbaracıbaşı'nın hazırladığı özelleştir- meyle ilgili TÖYÖK niçin yaşama geçirilmesin? Herhal- de bu, beşyüz bin işçiyi kapı önüne koymaktan daha iyi, daha mantıklı birdavranış. Çiller, bugün Inönü ile görüşebilir. Ya inönü hükümette görev alacak mı? Alabilir de almayabilir de... Sürpriz kararlar açıklama- yaalışıktır inönü. OLAYLARIN ARDESDAKI "GERÇEK. M Baştarafi 1. Sayfada "*1si, çalkantıyı biraz daha artı- rabilir. Yine de görüntülere, tepkilere, öfkelere, sert de- meçlere aldanmak, işi oldu- ğundan çok büyütmektir. Tansu Çiller, büyük hatalar yapmazsa, büyük fırsatı ya- kalamıştır; dış desteklerinin de içerıdekinden daha az ola- cağını sanmıyoruz. Bu, olayın bir yüzüdür. Olayın ikinci yüzünde daha başka görüntüler ortaya çıkı- yor; bunlar "teror, enflasyon ve demokratizasyon" olarak vurgulanıyor. Bugün med- vayla birlikte pompalanan lyimserliğin bir süre sonra karamsarlığa dönüşebilece- .^ğini şimdiden düşünmekte, saymakla bitmez yararlar vardır. Tansu Çiller'i kongre salo- nunda çiçek yağmuruna tu- tan DYP delegeleri, Ankara- dan ayrılıp yerlerine döndük- ten sonra, yeni genel başkan Meclis grubuyla karşı karşıya kalacaktır. Koalisyon hükümetinin de- mokratikleşme programında Demirel'e karşı koyan DYP Meclis Grubu, Tansu Çiller'e "evet" diyecek midir? Ya da bir buçuk yıldan beri ağzın- dan alevler saçan enflasyon canavarı, birdenbire ehlile- şecek midir? Belki bu sorular zamansız ve erkendir; daha önce sorul- ması gereken şudur: DYP- SHP ortaklığı sürecek midir? Şimdilik "kongre zateri"- nin sıcaklığı geçmediği için daha kimsenin ayakları suya ermedi. Evet, Çiller'in arkasında TÜSİAD (Türkiye Sanayici ve Işadamları Derneği) ile TOBB (Türkiye Odalar Bor- salar Birliği) ve daha başka güç odaklarmın yığınakları var. Ancak Türkiye'nin ağır sc- runlarınm yiğınağı da Çiller'- in karşısındadır. 1994'ün martına kadar zamanla yarı- şacaktır Çiller... Çünkü bundan sonra yapa- cakları. geçmiş bir buçuk senede yaptıklarına benzer- se, bugünkü balayı havası çabucak son bulmuş olur... • • • 'Moruk' dedi, evlatlıktan • Baştarafi 1. Sayfada nene gerek evknmek' dedığini bildirdi. Davacı baba, bu gerekçelerle evlathk ilişkisinin kaldınlması- çı istedı. Mahkeme babanın is- feminı yerinde bulmadı ve ev- latlık üşkisinin sürdürülmesine karar verdi. Karar, Yargjtay'da temyiz edildi. İkinci Hukuk Dairesı, yerel mahkemenin ka- •Cannı bozarken evlatlıklann kendierini evlathk edınenlere karşı saygıb olmalan, üçüncü kışileıden gelen olumsuzlukla- ra desek olmamalan gerektiği- oe ditkat çekti. Kararda, evlat- bklarn kendilerini evlathk edi- nenle-e gerekü inanç ve güveni vermtkle yükümlü olduklan hatırlauldı. Yargıtay'ın evlatlığın kaldı- nlması yönündeki karanna karşın yerel mahkeme eski ka- rarında direnince konu hukuk genel kurulunda ele alındı. Ka- rarda, direnmenin yanhşhğına değinilirken şöyle denildi: "Davalı kendısinin saygıh ol- masının yaru sıra evlat edinenin yanında olup kocasmın hare- ketlerini de durdurma çabası ıçınde jlması gerekirdi. Evlat edinilen evlat edinene karşı say- gı göstermek, üçüncü kişilerden gelecek olumsuzluklara destek olmamak. gerekli inanç ve gü- veni vermekle yükümlüdür. Aksı halde evlatlıkla ilişkisinin kaldınlmasına karar verilir." Çiller: Hiçbir grubun malı olmam • Baştarafi 1. Sayfada bunlan vapmak lazım" dedi. Bunun gibi bırtakım şevlen an- lattı Erdal İnönü"ye anlattıkla- nnı bana da tekrar etü ve hükü- mete >ardımcı bir konumda ve tabii çok büyük bir tarafsızlık örneği gösterdı. Doiayısıvla her şey çokiyigıdiyor ekonominin de başındadır. Bu- na hiç şüphe yok. ekonominin başındayım. - Sayın Toptan ve Sezgin'e gö- rev verecek misiniz? ÇİLLER: Birtanesi ağabeyı- mız. öbürii kardeşımız. kendıle- rinden panimiz büvük hizmet beklıvor. 'Memuru ezdirmem' 1994'teçiftesandık - Memur zammı sizin imzamzı taşıyacak. Çalışanlara mesajınız olur mu? ÇİLLER. Daha o noktaya gelmedik, adım adım gıtmeye çahşıyorum. çok ıleriye şu anda bakmam mümkün değil. An- cak memuru enflasyona ezdir- meme sözüm her zaman gecer- lidir. ama işın gereği neyse o da yapılacaktır. Yalnız herkes hu- zurlu olsun, hıç kimse rahatsız olmasın. Yapılacak şeylerin hepsi Türkiye için ve herkesin iyiliğine olacaktır. Hükümet kurulsun. ilk etapta bunu ele alacağz. - KJTIerdeki büyük açığu bu- radaki 500 bin kişiyi mağdur etmeden nasıl kapatacaksımz? ÇİLLER: KİT açıklan çok fazla. Türkiye bu KİT kambu- runu kaldıramaz. Burada çalı- şanlar. elbette bizım güvence- miz altındaki işçiler ve memur- lar. Ancak Türkiye bunlan taşıyamaz. Türkiye'nin bunlan taşıması dunımunda enflasyo- nu bir kenara bırakır, ıç borç- lanma bir patlamaya gjder. Her bir lirahk açık. ıkı liralık açık anlamına geliyor. Bugün en az 70 trilyon üraük bir açık söz ko- nusu ve işin gereği neyse yapa- cağız. - Ekonomiyi kendiniz bizzat mı yönlendireceksiniz? Oraya getireceğiniz bakanlara mı vere- ceksiniz? ÇİLLER: Başbakan tabii - 1994'de çift sandıklı bir seci- me sıcak baktığınız söyleniyor? ÇİLLER. Bugün buna karar vermem mümkün değil. Partım ve ben beraber karar vereceğiz. Zaten sadece biz değil. TBMM karan gerekli. Koalisyon orta- ğımızın karan da önemli. Böyle bir şey var demiyorum ama önümüzdeki günlerde tartışıla- bilecek bir konudur bu. Ama konuşulması, böyle bir karar kafamda var anlamı taşımıyor. - İlk kjmkr kutladı? ÇİLLER: \Varren Christop- herdan (ABD Dışişleri Baka- nı) geldı ilk tebrik. Sonra bayan Thatcher aradı. Ama bana tav- siyesi fılanolmadı. Bana başan dileyıp. kutladı beni. - Sayın Çağlar da sizi kutladı mı? ÇİLLER: Sağolsunlar. Gerçekten Türkiye'de büyük bir beraberlik vaşanıyor. Bu- nun kıymetini herkes bilsin, tabıı en çok da ben biliyorum. - DYFde MHP kanadının çok ağırlık kazandığı ileri sürii- löyor? ÇİLLER: Hayır, şu veya bu- nun ağırlığı olmaz. Hiçbir gru- bun mah olamam. Herkes bana aynı şekilde yakındır. Herkes çok rahat olsun. ben herkese aynı yakınhktayım. Memleke- tin ihtiyaçlan, işin gereği neyse onlar yapılacaktır. - Başbakanlık konutuna ne zaman taşınacaksınız? ÇİLLER: Daha başbakan falan olmadım . Sadece bana görev verildi. Hele bir başba- kan olahm, ondan sonra düşü- nürüz. Bilemiyorum. inceleme- dim dahi. zaten nefes bile ala- mıyorum daha. - Bazı bûrokratların istifaya hazıriandığı söyleniyor. Sayın Saracoğlu'nun mesela. Bunlar nasıl bir noktaya gider? ÇİLLER: Ben bunlan şimdı duyuyorum. Henüz ortada ba- kanlar yok. Bunlan konuşmak için çok erken. - Bürokraside isimleriniz hazır mı? Başbakanlık Müsteşarlığı'- na kimi gctireceksiniz? Milli Savunma Bakanınız kim ola- cak? ÇİLLER: Şu anda hiçbir şey yok. Sadece çok değerli arka- daşlanmız var. Bu kıymetli ar- kadaşlann hepsini bir araya getirerek iyi bir ekip kuracağız. Kimsenin, özellikle vatandaşın kuşkusu olmasın. İşin ehli olan- lan getireceğiz görevlerin başı- na. - Radyolar açılsın mı? ÇİLLER: Henüz başbakan olmadım. Bakacağım bu konu- ya. DYP'nin yeni Genel Başkanı Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Demirel'den hükümeti kurma göre- vini aldıktan sonra parti genel merkezinde özellikle kadınlar tarafından büyük ilgiyle karşdandı. Aralannda' başbakan'ın yanağından Tnakas' alanlar da oldu. (Fotoğraf: AA) Çiller'in gündemi koalisyon ANKARA (Cumburiyet Bü- rosu) - DYP'nin yeni Genel Başkanı Tansu Çiller, Cumhur- başkanı Sülevman Demirel ta- rafından dün hükümeti kur- makla görevlendinldi. Cum- hurbaşkanı ile bir saat görüşen Çiller, ""Sayın Cumhurbaşkanı bitaraflığını sürdürerek hür ira- denin ortaya çıkmasında bü- yük etken oldu" dedi. Dün akşam DYP GİK'i toplayan Çiller. hükümeı kurma çahş- malanna bugün grupta yapıla- cak görüşmeden sonra başlaya- cağını açıkladı. Başbakan Vekih Erdal İnönü de dün sa- bah Cumhurbaşkanı Demirel ile Çiller'den hemen önce 30 da- kika süren bir görüşme yaptı. Tansu Çiller dün sabah saat 09.30'a kadar Or-An'daki ko- nutunda çahşu. Çiller sabah yalnızca TOBB Başkanı Yahm Erez ile bir saat süren bir görüş- me yaptı. Bu sırada, Çiller'in konutuna birbirinden habersiz gelen çok sayıda güvenlik gö- revlisi dikkati çekti. Görevlile- rin hepsi de "Tansu Hanım'ın korunması için emir aldıklan- ru" söylediler. Ancak Başba- kanhk'tan koruma poüslerinin gelmesı ile sorun çözüldü. Çiller saat 10.30'da Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Demirel tarafından kabul edil- dı. Gazetecilerin, başlangıcına da alınmadığı Demırel-Çiller görüşmesi 1 saat sürdü. Görüş- me sırasında Demirel DYP'nin yeni genel başkanı Çiller'i hü- kümeti kurmakla görevlendir- di. Çiller görüşmeden sonra bugüne kadarki uygulamalann tersine Çankaya Köşkü'nün çı- kışında bekteyen gazetecilere hiçbir açıklama yapmadan ye- niden evine döndü. Çiller, daha sonra saat 13. 30'da DYP Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledi. DYP'hlerin "Demokrasi Mah- zeni" diye adlandırdıklan sa- londa düzenlen ve çok sayıda basın mensubunun yanı sıra ço- ğunluğunu bayanlann oluştur- duğu partililerin de izlediği ba- sın toplantısında Çiller, 'erken seçim' için konuşmarun 'erken" olduğunu söyledi. Çiller, 'ilk te- ması' koalisyon ortaklan olan SHP ile yapacaklanna da işaret ederek "Eğer onlardan da olumlu cevap ahrsak hükümet programını önümüze koyaca- ğız, hükümeti kurma işi ise bundan sonra gelir'" dedi. Tansu Çiller,"Koalisyon protokolünün değişmesi gün- demde mi" sorusunu ise "Koa- lisyon protokolünde karşılıklı olarak üzerinde durulabilecek noktalar olabilir" diye yanıtla- dı. SHP Genel Başkanı ve Baş- bakan Vekili Erdal İnönü ise dün sabah Cumhurbaşkanı Demirel'le yaptığı görüşmeden sonra gazetecilere, yeni hükü- met oluşturuluncaya kadar hükümetin görevine devam edeceğini belirtti. İnönü, "Yeni kabine kuru- lurken SHP'h bakanlarda deği- şiklik olacak mı" sorusuna da "Tüm bu sorular. hükümetin kurulması çahşmalan başladık- tan sonra. başbakan adayının bizimle yapacağı görüşmelerde ortaya çıkacak sonuçlar. bunla- n daha evvelden bilemeyiz" karşıhğını verdi ve "Böyle soru- lar sorarsanız karşıhğını ala- mazsımz"' dedi. DYFden tam yetki Çiller, GİK toplantısını açar- ken yaptığı konuşmada. Cum- hurbaşkanı Demirel'ın. "önle- rindeki taşlan temizleyerek, uyum içinde çahşma ve Tür- kiye'nin önüne yeni bir fırsat koyma imkânı sağlayacağmı" vurguladı. Toplantıda. Teşkilat Başkanı Mehmet Gölhan, hükümet kurması için genel başkana GİK tarafından yetki verilme- sine ilişkin DYP tüzüğünün 80. maddesıni okudu. Genel Baş- kan Yardımcılanndan Seçim İşleri Başkanı Hasan Ekıncı de teamül gereği genel başkana yetki verilmesinin GİK'te tar- uşmaya açıldığını ve oylamaya sunulduğunu anlatu. Bunun üzerine yapılan oylamada "hü- kümeti kurma görevi dahil her konuda" Çiller'e "oybirhği" ile tam yetki verildi. PKK ve AjM>, Nazi saldırısından memnun Çüler'e barışçağnsı Haber Merkezi - Uluslararası Af Örgütü (AI), hükümeti kur- makla görevlendırilen Tansu Çiller ve PKK hderine bir çagn- da bulunarak Güneydoğu'da- şiddet, can kaybının ve insan haklan ihlallerinin önlenmesi için her türlü çabanın gösteril- mesini istedi. Merkezi Londra'da bulunan Af örgütü'nce yapılan açıkla- mada 1984 yıhndan bu yana Güneydoğu'da süren çatışma- lann. insan haklan ihlallerinin yoğunlaşması için ortam oluş- turduğu belirtilerek bu tür ih- lallerden hem PKK hem de gü- venlik kuvvetlerini sorumlu tut- fu. Türk Silahh Kuvveüeri'nin PKK'ya karşı yürüttüğü hare- kâta ABD'nin tam destek ver- diğı bildirildi. ABD Dışişleri Bakanı Warren Christopher ın Ankara'da Türk yetkiülerle yaptığı görüşmelerde konunun gündeme geldiği ve Christop- her'in sivillere zarar verilmeden PKK'ya karşı yürütülen askeri harekâa desteklediklerini söyle- diği belirtildi. MÜNtH (Cumhuriyet) - Haf- tahk Alman 'Focus' dergisi dünkü nüşhasında, PKK Uderi Abdullan Öcalan'la Bekaa vadi- sinde yapılmış bir söyleşi ya- >ımladı. Münih'te yayımlanan dergiye göre Öcalan mülakaün- da "Almanya'daki Türklere yapılan saldınlan memnuniyet- le karjıladığını" söyledi. Söyle- şide Ocalan bütün Türkiye'yi "savaş bölgesi" ilan ediyor ve amacının Alman turistlerin ge- lişini baltalamak olduğunu söy- lüyor Öcalan mülakatta, "Bo- tan'da dört Alman gerilla eğiti- mi yapıyor, aramızdaki Ahnanlann sayısı artacakür" diyor. Kürd-Ha yetkilileri ise demecin çarpıtıldığını sövledi- ler. 'Focus' dergisi adına Bekaa vadisine giden Alman gazetecı VVUhelm Dietl, Öcalanın venı Mercedes marka arabasırun plakasının Suriye gizli servisine ait '14' rakamıyla bittiğini yaz- dı. Dergi bundan yola çıkarak Öcalan'ın "Suriye Başkanhk Sarayı'yla iyı ilişkiler içinde ol- duğunu" iddia etti. 'Focus'ta "Yeni terör hedef- leri" başhğıyla yayımlanan söy- leşinin tam metni şöyle: - PKK'nın gücü bugün ne- dir? ÖCALAN: Milyonlarca sempatizanımız, on binlerce destekleyenimiz. 10 bini aşkın gerülamız ve yüzden fazla öncü kadromuz var. - Almanya'ya nasıl bakıyor- sunuz? ÖCALAN: Türklerin Kürt- lere karşı yaptıklanndan Al- manya da sorumludur. Bonn. Kürtlerin imha edilmesinde ol- dukça önemli rol oynuyor. Almanya, Kürdistan'ın nüfu- sunun eksilühnesinde pay sahi- bidir. Almanya'daki birçok Kürt çocuğu ve genci, gerillaya katılmasınlar diye kirli işlerin içineçekikniştir. Bingölcivann- dan 3 bin Kürt genci Ham- burg'da oturuyor ve uyuşturu- cu ışiyle uğraşıyor. Bu onlan bağımsızlık mücadelesinden alıkoyuyor. Geniş bölgeler terk edildi, insanlar Almanya'ya gö- türüldü. Her gün yüzlerce Kürt, insan tüccarlan tarafın- dan Almanya'ya kaçınlıyor. - Son zamanlarda Almanya"- da Almanlar tarafından Türk- lere çok sayıda saldın bulunul- du. ÖCALAN: Alman halkının bu tepkisini normal karşılıyo- rum. Bu insanlann büyük ço- ğunluğu vatanına geri dönmeh- dir. Yabancı düşmanı Alman- Bir sınavda 7 birinci 9 ikinci • Baştarafi I. Sayfada ilgilendirmez. O yüzden" di- yor. Gönlünde yatan okul Robert Lisesi, sonra da işletme. Hangi üniversitede? "Şimdi Bılkent diye düşünüyorum, ama o sıra- da hangi üniversite iyiyse ora- da" Pekj daha sonra? Yanıt tek sözcük: "Borsa." İstanbul'un öteki birinasi Şınna Tunalı. İlhamı Ahmet Örnekal İlkokulu'nun süper öğrencilerinden bin. Sırma, il- kokul 4. sınıftan bu yana hafta- sonlannı dershanede geçirmesi- ne karşın sportif ve sosyal et- kinlikleri asla ihmal etmemiş. Yüzme, buz patenı, tenıs, sıne- ma, tiyatro, televizyondaki ya- nşma programlan. kitap oku- ma, şiir ve kompozisvon yazma hobileri. Kendisini "dışa dö- nük" olarak nitelendiren Sırma da sınav sistemini pek beğenmi- yor, "Başannın tek bir sınavla ölçülebileceğine ınanmıyorum" di>or. Sırma, Tansu Çiller'in başba- kanhğına en az kendi birinciliği kadar sevinmiş, "Göğsüm ka- bardı Ben deinşallah Türkiye'- nin ikinci kadın başbakanı ola- cağım"' diye konuşuyor Diğer sınav birincisi Anka- ra Kavakhdere İlkokulu öğren- asi Bahadır Güler, "Robert Kolej'de okumayı"" ıstiyor an- cak ailesinin Ankara'da olması nedeniyle henüz karar vereme- diğını belirtiyor. "Aslında tembel bir öğrend- yim. sınavlardan hoşlanmışo- rum" diyen Güler, smava da öyle "hanl hanl" hazırlanmadı- ğını söylüyor. Okul, sınıf birincihklen Gü- ler'in her yıl yaşadığı olaylar. Henüz 11 yaşında olmasına karşın, politikaya "aşın ılgı" duyduğunu belirten Bahadır Güler'ın gelccektekı tek hedefı de "politikacf" olmak. Özel okullar sınavında birin- ciliği paylaşan öğrencilerden Burak Özoğuztan, Gözde Soy- kan ye Bora Yahmer Bursa Özel İnal Ertekin İlkokulu'nun lann Türklere karşı eylemlerini memnuniyetle karşıhyorum. Çünkü Türklerin Almanya'da sınırsız serbest dolaşabilmeleri- ni iyi bulmuyorum. - Türkiye'ye bir ateşkes öner- mminiz. Ne oldu? ÖCALAN: Bizim tek tarafh olarak başlattığımız ateşkes ta- nınmadı, hatta karşı tarafça bizi imha etmek için kullanıldı. Bu siyasi aşama artık ardımız- da kalmıştır. Geniş kapsamh gelişmeler beklenmelidir. - Hangi tarzda? ÖCALAN: Her alanda, her bölgede saldınlar. Turisük te- sisler de buna hedef olabilir. Türk-Alman kunıluşlan buna hedef olabilir. Bütün Türkiye'yi savaş alanı ilan ediyorum. Al- manya Türkiye'ye karşı turizm politikasını dondurmalıdır. Eğer insanlar tesadüfen ya da kazara hayatını kaybederse bundan biz sorumlu olmayız. Öcalan'ın bu demecıni Kürd- Ha yalanladı. Kürd-Ha yetkili- leri. "Demeç çarpıükmş, aynn- tılı açıklama yapacağız" dedi- ler. Focus dergisi yetkililen ise röportajın tümüyle doğru oldu- ğunu, Ocalan'ın tekzibi varsa bunu kendilerine göndermesi gerektiğini söylediler. öğrencileri. Taban puanlan 19 haziranda Özel okullann tercih taban puanlan 19 haziran cumartesi günü duyurulacak. Veliler, ter- cih formlannı 30 haziran ve 1-2 temmuz günlerinde doldurarak okullara teslim edecekler. Ter- cihlere göre hazırlanan okulla- nn asil ve yedek listeleri 8 tem- muzda okullarda ilan edilecek. Asil listeden kazanan öğrencıle- rin kayıtlan 9 Temmuz Cuma ve 12 Temmuz Pazartesi saat 17.00"ye kadar vapılacak. UĞUR MUMCU Baştarafi 1. Sayfada diliğinden ışıktutuyor. "Serxwebun" PKK'nın Almanya'nın Köln kentinde yayımlanan yayın organının adıdır. PKK'nın HEP'e nasıl baktığını bu gazetenin 1992 yılı haziran sayısında yer alan "Gerillanın yoğun saldırı- larıyla savaş şiddetlenerek büyüyor" başlıklı haber-yo- rumdan öğreniyoruz. Okuyalım: - Haziran ayında yapılan belediye seçimlerinde HEP'- in desteklediği bağımsız adayların başarılı olmaması basmda yoğun çarpıtmalı yorum ve haberlerle işlendi. Bu durum, PKK'nın başansı olarak göstehldi. HEP'in PKK lı olması mümkün değil. HEP, yasal bir örgütlenme iken, PKK topyekûn bir ulusal ve aynı zamanda sınıfsal bir kurtuluş hareketidir. HEP, demokratik açılımları ba- şardığı ölçüde partimizce de desteklenebilir bir oluşum- dur. (Serxwebun, Haziran 1992, s:2, sütun 3, paragraf 2) PKK parti, ERNK cephe örgütü ve ARGK da PKK'nın silahlı gücüdür. PKK, "öncü parti'' olduğunu ileri sürüp bütün eylemleri ve siyasal akımları kendisi yönetmek is- tiyor. PKK'ya göre HEP, bir öncü parti değildir. HEP, demok- ratik açılımları -yani PKK'nın amaçlarını savunduğu öl- çüde- desteklenebilir bir siyasal partidir. PKK bu amaçla "HEP, demokratik açılımları başardığı oranda partimizce desteklenebilir oluşumdur" diyor. PKK ile HEP arasındaki ilişkileri, görüldüğü gibi HEP'- in tutumu belirlemektedir. HEP, PKK yörüngesine girdiği ölçüde desteklenecektir. Bunu da açık açık yazıyorlar. PKK, nasıl bir yol ve yöntem izliyor? Bu sorunun yanıtını da PKK'nın 25-31 Aralık 1990 günü toplanan 4. Kongre'ye sunulan "Politik Rapor'u okuya- rak öğreniyoruz. Bu "Politik Rapor" Almanya'da kitap olarak basılmış. Kitabın 148. sayfasını açıp birlikte okuyalım: - ..Partinin temel eylem taktiği zora dayalı siyasal mü- cadele ve bunun da yoğunlaşmış biçimi olarak silahlı savaşımdır. Partinin zor anlayışında sadece silahlı zor yer almaz. Bunun en önemli yanı da halkın zorudur. Hal- kın siyasal zoru dediğimiz halk ayaklanması da taktiğin önemli bir parçasıdır. Halkın ayaklanması, halkın göste- rileri ve halkın düzeni zorlaması da bir şiddet olayıdır ve zoru simgeler Silahlı şiddet kadar siyasal şiddet de devrimmizde önemli bir rol oynayacaktır. Bu, daha şim- diden kanıtlanmıştır. Bunlardan biri gerilla diğeri de halkın cephesel çıkışıdır. Silahlı olana gerilla, silahsız olana da siyasal zor diyoruz. Dolayısiyle bizim baştan beri gündemleştirdiğimiz, zora dayalı bir devrim anlayı- şıdır. (s: 148-149) Bu ayaklanmada öncü PKK'dır. PKK, cephe taktiği içinde bazı örgütler kurar ya da kurulmuş örgütlerle ey- lem birliğine girer. PKK halk ayaklanmasını sağlamak için nasıl bir taktik izliyor? Bunu da doğrudan doğruya PKK'nın kitap halinde ya- yımlanan "Politik Rapor"una bakarak yanıtlayalım: » - PKK 'nın şu andaki örgütlenmesi ve donanımı, ani- den vurma-kaçma, pusuya düşürme ve geriye çekilme düzenine göre hazırlanmıştır, özü budur. (s: 154) Olaylara bu açıdan bakarsanız, olup bitenlere hiç şa- şırmazsınız. PKK, hem Nevruz olaylarında hem Şırnak'ta "aniden vurup kaçma" taktiği ile güvenlik güçlerini halk ile karşı karşıya bırakıp kaçmıştır. PKK Almanya'daki yayın organlarında "Ulusal Mec- lis" ve "Savaş Hükümeti" kurmaktan ve "ayaklanma"- dan söz ediyor. Bu amaçla siyasal etkinliğini arttırmaya ve cepheyi genişletmeye, HEP'İ de cephe içindeki kuru- luşlardan biri oiarak kullanmaya çalışıyor. Çoğulcu demokraside şiddete ve zora başvurmamak koşutu ile bütün siyasal düşüncelere söz ve örgütlenme hakkı verilir. HEP'de bu hak ve özgürlüklerden öteki partiler gibi yararlanması gereken bir yasal kuruluştur. PKK, şiddete ve zora başvuran, savaş ve ayaklanma taktiklerini de kongresine sunduğu raporla açıklayan ve 1992 yılında ayaklanma başlatacağını yayın organların- da açık açık duyuran bir şiddet örgütüdür. HEP'in yasal konumundan çıkıp çıkmayacağı, PKK'- nın yörüngesine girip girmeyeceği, PKK ile özdeşleşip özdeşleşmeyeceği ve PKK'dan emir ve talimat alıp al- mayacağı, HEP'in dün seçilen yeni yöneticilerinin tu- tumlarına bağlıdır. Muavenetşehidine 3.5 milyar tazminat ANKARA(Cumhuriyet BÛ- rosu) - ABD. Saratoga uçak ge- misinden atılan Sea Sparrow füzelerinin Muavenet muhribi- ne isabet etmesi sonrasmda. ya- şanunı yitırerek şehit olan Teğ- men Aİper Tunga Akan'ın eşi Betül Akan'a 325 bin dolar (3 milyar 423 milyon 875 bin Türk Lirası) tazminat ödeyecek. Milli Savunma Bakanı Nev- zat Ayaz. şehit Teğmen Tunga Akan'ın eşi Betül Akan dışında ABD hükümeüyle tazminat konusunda bugüne kadar baş- ka anlaşanın olmadığını bildi- rerek, Muavenet muhribinin toplam 310 personeünden 301 '- inin. maddi ve manevi tazminat görüşmelerini yürütmek üzere. ABD'deki bir avukatlık bürosu ile sözleşme imzaladığuu belirt- ti. Olaydaki 18 yarah personel- den, 17'sinin de bu büroyla an- laştığını, yalnızca Üsteğmen İlter Özdil'in sözleşme yapma- dığını kaydeden Bakan Ayaz. ABD hükümeti nezdindeki gi- rişimleri Dışişleri Bakanlığı'nıri da takip ettiğini söyledi. Bilindiği gibi ekim ayı başın- da, Ege'nin uluslararası sula- nnda devam etmekte olan NATO tatkikaünm "aüşsu safhasında", ABD'nin Sarato- ga uçak gemisinden ateşlenen Sea Sparrow füzeleriyle Mua- venet muhribi ağır hasar görür- ken, olayda 5 muhrip personeli şehit olmuş. 18'i de yaralanmıştı. PKK ev bastı: 4çocuk öldü • Baştarafi 1. Sayfada Rasün Köse (Giresun'Görele) olay yerinde şehit oldu Mazgirt'in Dankent buca- ğında önceki gün 2 vutandaşı öldürerek kaçan PKK militan- lan ile güvenlik güçleri arasında çaüşma çıktı. 7 PKK militanı öldürülürken janadarma er İs- mail Başaran şehit oldu. Elazığ'ın Ancak ilçesi Görese Dağı bölgesinde güvenlik güç- lerince yürütülen çahşmalar sı- rasında 4 PKK'lı mıhtan öldürül- dü Mardin'de merkeze bağlı Yaylacık köyüne bir grup PKK militanı tarafından baskm dü- zenlendi Roketatar ve uzun namlulu silahlarla bir evi hedef alan saldında Hikmet Serin (50). Selüıa Serin (22). SeKme Serin (14), Abdülmecit Serin (12), Meral Serin (4) ve Berivan Serin (1) hayatını kaybetti. Olayda M. Sait Hçi ile Hûseyin Demiroğlu da yaralandı. Iğdır'ın Karakoyunlu ilçesi Kerimbeyli ve Boranh köyü il- kokullan, PKK militanlan ta- rafından benzin dökülerek yakıldı. Amasya-Tokat karayolu üzerinde bulunan Çengelköy Jandarma Karakolu, TKPML- TİKKO örgütüne üye olduğu bildirilen 10 kişinin saldınsına uğradı. Bu sırada Saralan köyüne ulaşan silahh kişiler, köy elekt- rik trafosunu tahrip ettiler. yol- dan geçen bir minibüsü de si- lahla taradılar. Minibüs şoförü Murat Görün (25) açılan ateş sonucu öldü. Kars'ın Kağızman ilçesi Di- bek köyü lcırsal kesiminde gü- venlik güçleriyle çatışmaya gi- ren 1 PKK militanı öldürüldü. Diyarbakır'da gazete bayiliği yapan Haşim Yaşar, dün saat 07.30 sıralannda kimliği belir- siz kişi veya kişilerin silahh sal- dınsı sonucu öldürüldü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear