Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 15HAZİRAN1993SAU
10 DIZIYAZI
'KeşkeAıııerikabize\aklaşabilse
E.m son, o bizim dostlar
Amerika'yagitti. Onlara
ver&kleriakılşu:
"PKK'danuzakdurun."
Bizetimiziuzatıyoruz. O,
tutmak istemiyor. Kor-
kuyor. Kendimize
güvendiğimiz için, ittifaka
girmekten çekinmeyiz.
-2-
T
örk tarafında şöyle bir fikir
var Apo, ateşkes ilan ede-
rek, devtetin yapacağı ope-
rasyonlan durdurdu. Bu
yolla zaman kazanarak, ye-
niden eylemlere girişecek.
Bo operasyonlar sürdürülmeu ve Apo'ya
fırsat verflroeden savaş sürdüriilmeli. Ka-
muoyu, son operasyonun PKK'yı yok
edeceğine inanıyor ve Bingöl saklınsııta
tepkisiınn de etkisiyle operasyonu destek-
OCALAN - Kamuoyunun böyle bir
desteği var mı diyorsunuz?
- Destek okuığunu kesin söylemeyeyim
de en azından böyle bir bekJenti var. Bu
son operasyonla birlikte, bugün haberler-
den aûdediğimLz kadanyia IranTa da bir
iUifak oluşuyor. İran'ın da operasyonlara
giriştiğinden söz ediliyor.
ÖCALAN - Kaldı ki öyle bizim Iran'-
da kampımız yok ki.
Cephelerinüzi dolaşın
- Iran'm tutumu nedir size karşı?
ÖCALAN - Bizim ordu herhalde bu
scne çok hazırbkbdır, yaz operasyonuy-
la PKK'yı bitirir deniyormuş. Ben de di-
yorum İci objektif gazeteciler gitsinler
Kürdistanı dolaşsmlar ve otılan bütün
cephelerde biz de dolaştırabm Hele gi-
din bakahm, bir operasyon. beş operas-
yonla 2000 yıhna kadar yıkılacak güçler
midir? Yoksa dev gibi büyüyecek güçler
midir? O zaman görür, kamuoyuna doğ-
ru olarak yansıtırsınız.
Gidin, en iyi gazetecilik böyle yapılır.
Şu anda, çok heyecan verici gazetecilik-
tir. Uluslararası alandan da çok geliyor-
lar. Sizi bütün cephelerde dolaştıralım.
A^n donıklannda, Munzur eteklerinde,
Binboğalar'da, Toroslar'm her alanın-
da, Botan dağlannda, Garzan dağlann-
da, Bingöl dağlannda dolaştıralım. O
zaman objektif bir yargıya vanrsınız,
kendi izlenimlerinizi yazarsınız. Bunun
cevabı da böyle veriür. Türk ordusunun
mevzilenru de, yaklaşımlannı da görün,
bizimkilerini de görün, kamuoyunu
doğru bilinçlendirin derim. Ve kamuoyu
da gerçekçi bir beklenti içine girsiû.'
Ama illa ki öğrenmek isterseniz 2000
yıhna kadar sağlam bir gerilla ordusu te-
meli atılmıştır diyorum. Ve giderek de
büyüyecektir. Siyasi geüşmeleri, yine
çok ileri boyutlarda olacaktır.Kitlesini
de oldukça örgütleyecektir.Eylem kapa-
sitesini çok çok geüşürecekür.Dış menzi-
lerini de güçlendirecektir.Er geç, bu iş, si-
yasal yoUa yapmamız gereken bir işti di-
yecekleri bir noktaya getireceğiz.
- Yani bunun sonunda yeniden siyasi
çözüm gelecek gündeme diyorsunuz.
Türkiye'nin krizi
ÖCALAN - Evet o kaçırulmazdır. Bu
çözüm nasıl engelleniyor, onun hikayesi
önemlidir. Bana göre addi siyasi amaç-
lan olmayan, koltuk ve bireysel çıkar en-
dişesınden ötesini gömıeyen, başbakan
kim olacak, fılan partinin başkanı kim
olacak, yerel seçimleri kim kazanacak.
Bütün politika bunun etrafmda dönü-
yor. Bunlar da güçlü gözükmek için Içiş-
leri Bakanının yaptığı gibi, işte ben bu
kadar kelle kopardırn diyor. Bir diğeri,
ben teröre karşı her türlü radikal tedbir-
leri alınm diye ortaya çıkıyor. Bir baş-
kası. "Bu meselede devletten, milli bü-
tünlükten yana tavır bizimdir" diyor.
Hepsi bu konuda yanşıyor. Ama Tür-
kiye'nin de sorunlan boylesine kişisel.
partisel çıkarlarla örtüşemeyecek kadar
kapsamlıdır. Dolayısıyle ufku geniş ol-
dukça parti, kişisel çıkar endişelerinden
uzak liderüklere ihtiyaç var. Türkiye'nin
krizi biraz burada.
Türkiye halkının da biraz gerçekleştir-
mek zorunda olduğu bir görev var bura-
da. Tabii derler. her halk layık olduğu li-
deri yönetimi bulur. Ama bana göre
Türk halkı, sorunlann çözümüne aday
liderlere layıkür. Veya o liderleri yarat-
mahdır
- Amerika olgusu, bütün dünyada oldu-
ğu gibi Ortadoğu'da da önemli bir etken.
PKK'nın son çıktşlannda Amerika'nın
böigedeki istikrar arayışı arasında bir pa-
ralehikten söz ediliyor. PKK'nın biraz da
Amerika'ya bakarak böyle davrandığı
tabJUi yapıuyor. Nedir ABD ile ilişkileri-
niz?
ÖCALAN - Amerika'yı anlamış deği-
lim. Bazı Türkiyeli sol gruplar "PKK
Baüblaşıyor" diyorlar.
- " Amerika'nın gudûmüne girdi" deni-
yor.
ÖCALAN - Keşke Amerika bize yak-
laşabüse. En son, o bizim dostlar Ame-
rika'ya gitti. Onlara verdikleri akıl şu:
"PKK'dan uzak durun." Biz elimizi
uzatıyoruz. O, tutmak istemiyor. Kor-
kuyor.
- Bu sorun bizim değil
Amerika'mn sorumı mu de-
mek istiyorsunuz?
ÖCALAN - Açık söyle-
yeyim. Kendimize güvendi-
ğimiz için, herkesle ittifaka
girmekten çekinmeyiz.
Amerika gelsin ilişki gelişti-
ririz. Onu açık söylüyorum.
tlişki geliştirmemiz demek.
Amenkan emperyalizmiyle
savaşmayı bıraktığımız an-
lamına gelmez.
En ürkütücü örgüt
- Amerika, dünya emper-
yaliznûnin başı. Siz de sos- öcalan, gerillalan dağdan indirmeyi amaçlayan kararnameyi radyodan dinlerken öfkeliydi.
yanst bır kültürden vebın- ^ y a n d a n PKKnın adı geçtikçe 'herkes PKK'dan söz edivor' diyerek keyiflenivordu.
kımden gelıyorsunuz. Saro- "
yorum sosyalizmi hala savunuyorsunuz.
ÖCALAN - Hala değil. önder düzey-
deyim.
- O zaman, gençliğûnizden bu y ana mfi-
cadele ettiğimiz Amerikan emperyalizmi
nereye gitti?
ÖCALAN - Çok lafını etünız, slogan-
lannı kullandınız, ama kendisıni yapma-
dınız. Biz az slogan söyledik ama pratiği-
ni iyi yapıyoruz.
- O zaman size şu soruyu sonıyonım:
Ne otdu da Amerikan empenalizmiyle
mücadele ettiğini söykyen PKK, Ame-
rika'dan medet ummaya başladı?
ÖCALAN - Unutma ki. Amerika
dünyada tek tehlikeli ve sosyabst örgüt
olarak PKK'yı görüyor. Bunu da yayın-
lamıştır. En ürkütücü örgüt, en Orto-
doks marksist örgüt diyor. Türkiye sol-
culan ızlemiyorsa ben ne yapayım. tki de
bir PKK yaklaşıyor mu, PKK Ame-
rika'ya mı gitti gibi şeyler söylüyorlar.
Bunlar hacıyatmazlann değerlendirme
tarzlandır. Fazla ciddiye abnamaz.
PKK, çok radikal bir örgüttür. Inceler-
seniz, eğer bu haliyle götürürsek, mevcut
bütün ideolojik, poütik ölçüleri altüst
eden bir hareket ortaya çıkıyor. Batı bu
konuda çok ihtiyatbdır. Anlamak bile is-
temiyor. Sinir hastalığına tutuluyor.
- Ö zaman şöyle bir tablo ortaya çıkı-
yor Amerikan emperyalizmi var. Batı
> ar. Türk devleti var, Suriye > ar, lrak var.
Bütün bunların ortasında, bütün bu güç-
lüklerin ortasında varlığunzı nasıl sürdfi-
rüyorsunuz ve sürdüreceksiniz?
ÖCALAN - Yine de gelişiyoruz. Bü-
tün bu bize karşı olanlar, bir tarafıyla
bize tutkunlar. Bizden vazgeçemezler.
- Bir şey daha var. Suriye'nin son do-
nemde Amerika'ya yaklaştığı biliniyor.
Suriye'nin desteğinin PKK'nın varbğuıda
önemlibirroloynadıgıdabirçokçevTenin
ortak düşüncesi. Yann Suriye, Amerika
ile işbiriiği yapıp PKK'nın arkasından çe-
kflırse, PKK çok zor duruma düşer ve bu
işi götûremez. Nedir bu teze cevabuuz?
ÖCALAN - Beni çağıracak çok yerler
var. Yani Amerika'ya bile gitsek redde-
deceğini sanmıyorum.
-Neden?
ÖCALAN - Bizim pob'tik ağırhğımız
var. Polink düzevimiz herkesle ilişki kur-
maya yetecek kadar güçlüdür. Aynca ül-
kemizin dunımu da yerleşmeye uygun-
dur.
- Yani üikemize giderinı diyorsunuz?
ÖCALAN - Her tarafa giderim. Biz o
kritik noktayı atlattık. Ben tercih ediyo-
rum bu sahalardan biraz uzak cfurmayı.
YAKCN: PKK Y E N İ L D F "
Mİ YEMİLMEDİ Mİ?
Ocalanın kisiliği, kadın, açk ve cinsellik /1
Apo'ya güvenilebilir mi?
irazda siyasikonulann
klışında kültürel konularda ve
AbduUah öcalan'm günlük
yaşamı üzerinekonuşalm.
Sana neredeyse her şey i sor-
duiar, senirde ilgili her şey yazndı.
ÖCALAN - Bu kamuoyu Apo'yu
nasıl değerlendiriyor? (Gülüyor).
- ömeğin bir değerlendirme: Ab-
dullah öcalan'a güvenilmez. Ateşkes
dedi, sonra gitti 33 askeri öMürdü.
ÖCALAN - Dünyada güvenilecek
bir tek insan varsa o da Abdullah
öcalan'dır.
- Ama bu senin şahsi değerlendir-
mendir.
ÖCALAN - Bunu git dostlara sor.
Düşmanlar bile benim ne kadar dü-
rüst olduğumu bilir.
- Güvenilmez Apo imajına verece-
ğin cevap nedir?
ÖCALAN- Külyutmaz,oyuna
getirilemez Apo desen daha doğru
olur. Çok eski bir devlet ve politika
geleneğine sahibiz. Apo gibi bir
edamı, allem edip kallem edip oyuna
getireceğiz diyorlarsa, Apo gerçek-
ten güvenilmez ve kolay kolay aldaü-
lmaz. Ama sorunlann temehne
ınme, gercekten iyiniyeüice saygı te-
mebnde insan onuruna, özgürlüğüne
bağbhk temeb'nde bu Apo'yla iş
yapılabibr mi diyorsanız sonuna ka-
dar güvenebilirsiniz.
- Bunu Türk kamuoyunun değerlen-
dirmesine sunacağız. Kamuoyu,
davranışları izleyerek bir karara vara-
caktv.
ÖCALAN - Ben hazmm. İnsan
onuruna eşitüğine uygun birçözümü
Türk halkı benimsesin; bana, buna
uy desın, ben bir milim saptıysam be-
nim hakkımda karanru versin.. ben
kellemi uzatmaya haarım. Bundan
daha başka ne diyeyim ben. Benim
insan onurunu ciğnememeyi biraz öz-
gür halk olma talebimi kötü karşıla-
mayın. İnsan soyuna bu yakışır.
Eğer bütün bunlar sahteyse yani, mi-
lim saptıysam yani, ne yaparsanız
yapın. Yani ceİlat olup boynumuza
şey yapmadan ifademizi abn yani.
Kendisininasıldeğerlendiriyor?
^ / ~ ı -25 vüdır AbduUah
/ m \ öcalanı tanıyorum.
/ I / SBFöğrenciliğidöne-
**d \ S mindenbuyanaizliyo-
rum. Geriye donüp baktığuı zaman
ben şu şu hatalan yaptım diye hem si-
yasi olarak, hem kişisel olarak kendi-
ni sorguluyor musun?
ÖCALAN - Gazetecilerle. röpor-
tajlann yansındazaten tartışmalar
kişiliğime indirgeniyor. Yani hata
yaptım mı. pişman mıyım...
- Pişman mısuı demiyorum. Pişman
olmak başka bir şey. Yani kendini de-
ğerlendirdiğin zaman. İnsan kendini
tartar zaman zaman.
ÖCALAN - Korkunç bir biçimde
kendimle savaşıyorum. Bir sözüm
var.Yani kendime en büyük zulmü
yapan adam oluyorum. Kendi hata-
lanmla savaşıyorum. Eğer. ön-
yargısına kapılmadan, önyargılan-
na. kendi beğenisinesürekli karşı
çıkan kimdir derseniz, o da benim.
Kendımi beğenmiyonım. Kendini
beğenilecek bir noktaya getirebibnek
için her şeyini ortaya koyan kimdir
derseniz, o da benirn. Gerçeğin et-
rafmda dönüpdolaşıyorurn. Mü-
kemmelliyetçilik peşindeyim. Kesin-
likle objektiflikk alakamı kesmem.
- ömeğin arkadaşlannız sizi eleş-
tiriyor mu?
Mesela Cemil Bayık (Cemil Bayık
gülümsemeyle karşılık veriyor).
ÖCALAN - Arkadaşlanmın beni
eleşürmesi, kendi yöntemlerincedir.
Müthiş eleştiriyorlar.
- Nasıl eleştiriyorlar?
ÖCALAN - Çok doğru bildiğim
hususlann tersini hayata geçirerek.
(Ha! ha! ha! diyerek gülüyor). Bu bü-
yük bir eleştiridir. Apo sen ne dersen
de, 40 kere söyle, bizim de bir gerçe-
ğimiz var. Biz yetersiz, eksikli, bildi-
ğimiz gibi yapanz. Bundan daha bü-
yük eleştıri olmaz. Ve bu egemendir.
Benim en büyük tavnm nedir biliyor
musunuz, daha büyük hizmet etmek.
Bin dereden su getirip onlan ikna et-
mek. Bundan daha büyük demok-
ratbk da olmaz. Ve yoldaşlık.
MüyonlarcaUğıırMmncu'yunasılyok edecekler?
I N L E R
m m J m m m J J
ICINYA1D5
Tam bir gazeteci mezarbğına
dönüşen ülkemizde, aydınlan-
ma ve laiklik sa\oınuculan
Muammer Aksoy, Bahriye
Üçok, Abdi İpekçi, Çetin
Emeç, Turan Dursun, Musa
Anter'in ardından şimdi de de-
mokrasi ve laikliğin yıbnaz sa-
vunucusu, gerçek Atatürkçü,
düriist insan Uğur Mumcu'yu
insanlık dışı bir saldın sonucu
kaybetmiş bulunmanın derin
üzüntüsü içindeyiz.
Mumcu'yu öldürenler onun sa-
dece fiziki varhğıru yok edebil-
mişlerdir. Fakat Atatürkçülük
ve laiklik düşüncelerini asla yok
edemeyeceklerdir.
Uğur Mumcu'ya yapılan saldı-
nyı,ülkemizveinsanlıkadına
yapılmış haince bir saldın ola-
rak kabul ediyonız ve canileri
nefretle kınıyoruz.
M. Yaşar özbay, Mehmet
Oral, Helen Çıkemgil, Kemal
Yiğit. Sabahattuı İ yüdücü, Bi-
şare Şahmut, Sevcan Işık,
Sayın Mumcu ailesi ve Cumhu-
riyet gazetesi camiası,
Uğur Bey'i kaybetmenin aası
içimizde bir kor halinde yanı-
yor. Onu unutmamız mümkün
olmayacak. Sizler. bizden daha
şansbydınız. Onu yakından ta-
nıma olanağı buldunuz. Bizler
sadece yazılan ile onunla tanış-
tık. Atatürkçü düşünceyi
benimsemiş olan bütün Türk
milletine başımız sağolsun
diyor, diğer Uğur Mumculann
daha dikkatli olmasıru rica
ediyonız. Saygılanmızla.
Çavuşailesinden MelahaLAy-
şe, Sabriye, Ilgım Hanun, Day-
da Damla.
Doğru!
Kendi karanlık dünyalanna
• ulaşmakta onlara yakışır bir
yol; aydınbğı gösterenleri,
önümüze geniş ufuklar açanlan
yok etmek. İnsafsızca,
alçakça...
Dün Muammer Aksoy,
Bahriye Üçok, Çetin Emeç,
Turan Dursun. Bugün ise
sevgjli Uğur Mumcu. Böylesi
birçaresızlik daha görmedim.
Düşünceye düşünceyle karşılık
veremeyenlerin en kolay çözüm
yolu; ortadan kaldırmak.
düşünen kaynağı yok etmek.
Uğur Mumcu öldü. Ya
ardmdan yakılan yüzlerce
mum, amsma yapılan
törenlerdeki milyonlar? Böylesi
büyük insan topluluğu, kararh
ve azimli demokrasi
savunuculan. Onlan ortadan
kaldırmak nasıl mümkün
olacak acaba?
Bizler tepki gösteriy oruz.
Bir düşünce ustası,
doğru savu-
nucusu, laiklik ve
Atatürkçülük
savaşçısı
aramızdan aynldı.
O.laikbkve
Atatürkçülük
adına şehitoldu.
Ona karşı
görevimiz. onun
arkasından
ağlayacağınıız. yas
tutacağımız
zamanı. onun
düşünce ve fıkirle-
rini korkmadan
tartışıp savuna-
bibnektir.
Savaş bitmedi
Ey Uğur Mumcu 'yu öldürenler
Ey doğruyu sevmeyenler
Ey yalanın, silahm arkasında yaşayanlar
Ey karaperde arkasmdakiler
Uğur Mumcu'yu öldürmekle savaş bitti
zannetmeyin. Daha nice Uğurlar var
Türkiye'de. Nicedüşüncelerinde,
fıkirlerinde onu yaşatanlar, onu örnek
alanlar var. Biz gençler vanz. Ben ömrüm
boyunca Uğur Mumcu'yu örnek
alacağıma, laik ve Atatürkçü olacağıma
ve onu yaşatıp sizinle savaşacağıma ant
içerim.
Ne mutlu Türküm diyene
Cansev Karadağ
göstereceğiz! Her ne pahasına utansın!
olursa olsun aydınlanmızın İ ^ Diş Hekirnliği Fakfihesi
öldürülmesine göz
yummayacağız.
Bu gerçeği göremeyenler
Öğrencisi Reyhan Akman
SÜRECEK
ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARIYILMAZ ŞİPAL
Almanya'dan kesin dönûş yaptun
1970 yılmda Türkiye'de SSKlı olarak çabşırken 1972
ytlımla Almanya'ya gittim. 1993 ydma kadar Almanya'-
da çalışıp kesin dönüş yaptım.
Kesin dönüş yaparken oradaki sigorta kesenekJerimi
aklım.
1) Burada yeniden SSK'ya başvunıp borçlanma yapa-
bilir miyim?
2) Başvııru süresi ne kadardır ve ne gibi belgeler gerek-
mektedir?
3) Eşim de 13 yıl Abnanya'da kaldı. Acaba SSK'ya
borçlanma yaparak emekli olabilir mi? Borçlanma yapar-
sa, kaç yıllık prim odeyip emekli olur?
(A.B.)
YANTT: 1) 3201 sayıb "Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaş-
lannın Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakı-
mından Değerlendirilmesi Hakkında Yasa", 22 Mayıs 1985 gün-
lü Resmi Gazete'de yayımlanmış ve aynı gün yürürlüğe girmiştir.
Yasada öngörülen uygulamalardaki duraksamalan gidermek
amaayla bir yönetmeb'k çıkanlmış ve bu yönetmelik 15 Mayıs
1985 günlü Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Aynca, Sosyal Si-
gortalar Kurumu Genel Müdürlüğü 18.10.1985 günlü ve 3439
sayıb genelgesinde. borçlanma başvurulanrun nasıl yürütüleceği
açıklanmaktadır.
Sorulannızı bu genelgedeki açıklamalara göre yanıtbyoruz.
"Yurtdışı hizmet borçlanmasından, yurtdışında Türk vatan-
daşı olarak çahşan ve borçlanma esnasında Türk vatandaşı
olanlar yararlanabilecektir."
Bunun yani sıra "Çalışılan ülke ile Sosyal Güvenbk Sözleşmesı
yapıbruş olup olmadığına bakılmaksızın vatandaşlanmız yurtdı-
şında geçen çabşmalanndan diledikleri kadannı borçlanabile-
ceklerdir."
2) Genelgeye göre:
3201 sayıb yasanın yürürlüğe gjrdiğj 22 Mayıs 1985'ten sonra
yurda kesin dönüş yapanlar, '•yurtdışından dönüş tarihınden iti-
baren iki yıl içinde ilgili Sosyal Güvenlik Kuruluşuna baş\uruda
bulunarak diledikleri kadar hizmetlenni borçlanabileceklerdir.
Borçlanma talebinde bulunanlar yurtdışında geçen ve borçlan-
maya esas olacak hizmetlenni;
a) Çahştıklan ülkede bağlı olduğu sigorta merciinden alacağı
hizmet cetveli veya sigorta kartlannın örneklerini,
b) Çalıştığı ülkede işyerinin bağb olduğu belediye, vergi dairesi,
iş bulma kurumlan ve diğer resmi kuruluşlarca tasdikli hizmet
belgesini. (sigortalının çalıştığı işyeri resmi kuruluş ise belgenin
aynca tasdikine gerek bulunmamaktadır.)
c) Bulunduklan ülkedeki Türk temsilcibklerinden (konsolos-
luk veya çalışma ataşeliklerimizden) alacaklan hizmet belgeleri-
ni,
d) Yurtdışında çalıştığı işyerlerinden abnan hizmet sürelerini
gösterir bonservisleri ile birlikte.
- Pasaportlannda bulunan çabşma müsaadelerinin tasdikli ter-
cümelerini,
e) Kendi nam ve hesabına yurtdışında çabşanlar, çabştıklan iş-
yerinin bağlı olduğu meslek İcuruluşu veya derneğinden alınacak
çalışmalannı gün, ay, yıl olarak gösterir tasdikli hizmet cetvelleri-
ni, ibraz etmekle belgeleme yükümlülüklerini yerine getirmiş
olurlar."
3) Eşinizın sorusunu sağlıkb olarak yanıtlayabilmek için, bazı
bilgilere gerek vardır. Öncebkle eşiniz, yurtdışındaki 13 yılbk sü-
reyi çabşarak mı yoksa "ev kadıru" olarak mı geçirmiştir? İkinci
olarak da eşinizin doğum tarihinin de bilinmesi gereklidir.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Ertan Ünver, Hinlhorozu'nu Eleştirdi... (3)
Fatura Erdal Bey'e
Çıkacak...
Cuma akşamı, Onur Kumbaracıbaşı'nın, lller Ban-
kası'nın 60. yılı nedeniyle verdiği yemekte gördüm Erdal
Bey'i. Tedirgin gibi göründü... Bakanlar, rektörler bir
masada oturuyorlar. Bakanlar: Ekrem Ceyhun, Sümer
Oral, Mehmet Kahraman, Ibrahim Tez, rektörleri pek ta-
nımıyor muyum? Erdal Bey'i konuşturabilir miyim, der-
dim o. Arkasından yaklaştırrv.
- Efendim şerefinize!
- Ooo, Ekmekçi burdaymış, haydi senin şerefine! Bu-
radaki bakanlann şerefine! (Onur Kumbaracıbaşı araya
giriyor.)
- Rektörler de var efendim!
- Rektörlerin şerefine!
l-ıhh. pek soru soracak ortam yok gibi. Bekleyeyim
bari. "Efendim, ben gideyim" deyip ayrılıyorum. "Git-
me, kal!" derr\\yor.
Gidip, rakımın yanına biraz kiraz alıyorum. Ayrılırken
eşim Aldoğan, Erdal Bey'e:
- Ben sizi kutluyorum! diyor.
- Ben de sizi kutluyorum! yanıtını alıyor...
Arkadaşlarla, Muzaffer, Alaattin Beylerle, Ayla, Şazi-
ye Hanımlar ayrı bir masada oturuyoruz. Kafam, Erdal
Bey'in masasında. Yaradana sığınıp bir daha gidiyo-
rum, bu kez pasta kesiliyor. Erdal Bey kesiyor 60. yıl
pastasmı. {"Şu işler bitse de gitsem" der gibi bir hali
var.)
- Oooo, Sayın Ekmekçi'ye de pasta verin! Kumbaracı-
başı, ona verdikten sonra bana da veriyor. Yerine otu-
rurken arkasından yaklaşıyorum. (Erdal Bey'in koruma-
sı ensemde, yaklaştırmak istemiyor, oralı olmuyorum)
- Efendim, boğazınızda bırakmak gibi olmasın (eeee)
sizin kararınıza çok tepki geliyor, benim izlenimim, ne
diyorsunuz ona? (Teybi önüne koyuveriyorum)
- Sayın Ekmekçi, şimdi yeni genel başkana yeni bir
isim bulur, mesele kalmaz! ("Hinthorozu"mı kastediyor,
kahkahalar atıyorum, ama benden başka pek gülen yok)
- Ama, siz o isimden memnun değil misiniz?
- Memnunum, memnunum! Onun için güzel bir isim
gene, yeni genel başkan her kim olursa, kadın veya er-
kek, öyle bir isim bulursun. (Gülüşmeler başkaların-
dan).
- Ama, biz memnunuz sizin mücadelenİTden, demok-
ratik mücadelenizden...
- Ben de memnunum canım, memnun olmadığım bir-
şey yok.
- Ama, tabii bu, kavgadan aynlıp gitmek anlamına gel-
miyor değil mi?
- Yok, kavga her zaman var o. Kavgayı başka biçimde
yapacağım. Genel başkan olarak değil, sen kavga yap-
mıyor musun? Gerçi Çağdaş Gazeteciîer"m başkanısın
ama... Her zaman öyle değildir yani. Onun için...
- O zaman, ben de bırakacağım başkanlığı (!)
- Yok, öyle bir şey yok. Bu, genel kural değil. Bu, özel
davranış. Pasta çok güzel! (Erdal Bey'in koruması yine
ensemde, beni uzaklaştırmak istiyor, kimi kimden koru-
yecağını bilmiyor, kimbilir kim?)
- Engel oluyorlar Erdal Bey!
- Basın özgürlüğünü engelliyorlar! (Isteksiz konuşu-
yor.)
- Evet! (Korumact yakamı bırakır gibi oluyor. Erdal
Bey, sözü önünde açık çalışan teybe getiriyor)
- Bu kaset iyi de, bazen söz yanlış anlaşılıyor. Geçen
gün gördüm, benimle ilgili bir yazında. o şeydeki, basın
toplantısındaki konuşmamı, hemen bütünüyle almışsın,
teşekkür ederim, ama orada bir şey tam tersi anlamda
çıkmıştı...
- Hangisi? Düzeltirdik.
- Yok, hayır. Değmez de, bakayım neydi? Ben başka
bir şey diyordum, o başka bir şey, hiçbir şey filan böyle
bir şekilde çıkmış. Tamamıyla anlamı değiştiren. Her-
halde tam anlaştlmamtş kasette...
- Bazen sözcükler anlaşılmıyor!
- Anlaşılmayınca, işte o zaman yakıştınlan şey tam
tersi oluveriyor.
- Anladım!
- Ben, "Konu önemlidir, bu başka bir şeydir" diyor-
dum, "hiçbir şey" gibi, tam tersi bir anlam çıkıyor. Hiç
önemsiz gibi.. Halbuki, tam tersini söylemiştim ben.
Neyse, zaran yok yani. Mürettip hatası gibi bir şey bu!
Eskiden bilinen "mürettip hatası" dediğimiz, şimdi "ka-
set anlama hatası" oluyor. Oluyor.
- Efendim, ben sizi rahatsız etmeyeyim, çok teşekkür
ediyorum, başarılar diliyorum!
- Ben de sana, güzel yazılar...
Torbalı Belediye Başkanı Ertan Ünver'in "Ankara Not-
ları"na yaptığı açıklamaların, geniş yankılar yaratacağı-
nı seziyordum. Son olarak, Erdal Bey'in ayrılma kararı-
nın SHP ve sosyal demokrasi açısından değerlendirme-
sini yapıyor, şöyle diyordu'.
- Çok Önemli şeyler de olmaz. Bunu, çok önemli bir
hareket sanıp da, kamuoyu biraz oy verir, o bakımdan
faydası oldu. işte yaptığı bir tek fayda bu. SHP kendine
çözüm bulur, bulur. Kavgayla döğüşle bulur. Hükümet
kurulur, Türkiye batmaz. Atatürk de öldü, bir şey olmadı
Türkiye'ye. Ama, daha önemlisi ikisinin toplamı var, bi-
leşke. Hükümet- İnönü ve SHP üçgeninde, belirgin ve an.
lamsız gelişmeler olursa, fatura Erdal Bey'e çıkacak...
BULMACA
5Ü- 6
SOLDAN SAĞA:
1/ Lütfı Ömer Akad'ın.
"Gelin" ve "Diyef'le bir
üçlü oluşturan ünlü fil-
mi... İşlenmemiş madde.
2/ Bir gıda maddesi...
Kaliforniya'da yetişen
büyük bir orman ağacı.
3/ Gemileri, farklı iki su
düzeyinin birinden öbü-
rüne aşırmak için yapıl- -,
mış ara havuz... Kuzula-
ma dönemine girmiş ya 8
da doğurmuş koyun. 4/ g
Kokusu hardala benze-
yen zehirii bir savaş gazı... Uzakbk
işareti. 5/ Yerfıstığı. 6/ Rey... De-
nizfılinin dişlerinden yapılan de-
ğerli tespih. 7/ Havaalanlannda
bulunan ve çevredeki uçuşlan de-
netlemeye yarayan sistem... Posta
beygiri. 8/ Bataklıklarda yaşayan
iri bir kuş. 9/ Su... Hıristiyanbkta
kilise tarafından verilen "cemaat-
ten kovma" cezası.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Atıf Ydmaz'ın, Zeyyat Seli-
moğlu'nun "Deprem" adh uzun öyküsünden sinemaya aktar
1
-
dığı fıbn. 2/ Gerçekleşrnesi olanaksız tasan ya da düşünce...
Altından sopa gösterilir. 3/ Kaş ilçesi açıklannda arkeolojik
ada. 4/ Aritmetikte bir kuvvetin derecesini veren sayı... Osmanh
donanmasında tümgenerale eş rütbe. 5/ Yayım... Sergen. 6/
Eklembacakblann ve kabuklulann örteneğjni oluşturan orga-
nik madde... Sümerlerde sağlık tannçası. 7/ "Âlem — idi ki var
ıdi yâr/Çün yâr yok olmasın ne kim var" (Fuzuli)... Sövgü, kü-
für. 8/ Kuran'ın her tümcesi... Kürekle yürütülen dar, uzun ve
hafif tekne. 9/ Kınlmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan
yol.