Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
-** -ri — y*-'"".
SAYFA CUMHURİYET2 1HAZİRAN1993SAU
Japonlar
sigara
içimindede
birinci
TOK YO (AA) - Japonya'da son
yıllarda sigara kullanımında
önemli azalma görülmesine
karşın hâlâ her uç yeiışkınden
ikisinin sigara u'ryakisi oiduğu
bildinldi.
Hükümet tarafından yayımlanan
"beyaz kıtap"ta yeralan
rakamlara göre, Japonya
sanayileşmış ülkeler içınde en
yüksek sigara içme oranına sahip
bulunuyor.
"Tüttüıroeyı" seven Japon
erkekknn oranı bırkaçyı! önce
yüzde 80 ıken, günümüzde ancak
yüzde 60'a düştü. Buna karşı
kadınlararasnda sigara
kullanma oranı yüzde 13'lerde
kaldı. Aıleleri ya da öğretmenleri
sigara ıçen öğrencilerin, en çok
sigara alışkanlığı edinmeye
eğüimli kıtle oiduğu belirtildı.
RahJm kanseri yapıyor
Öteyandan rahim kanserinin
sigarayla çok yakından ıhşkilı
oiduğu açıklandj. Tıpdergısi
"British Medıcal JournaTda
konuya ilişkın verilen bir
haberde, Londra'daki St. Mary's
Hastanesi yetkıülennden Prof.
DulcıeColeman yöneümindeki
birgnıp bilim adamının, sigara
içen kadınlann rahim
hücrelerinden alınan ömeklerde,
sigara ıçmevenlere göre daha
fazla bozukluklar bulunduğunu
gözledıklen belirtildı.
Ingıltere'de her yıl 2 000'den fazla
kadonın hayatını kaybetmesıne
yol açan rahim kanserine karşı
çok önemli birgelışmc olarak
nitelendınlen buluşun, sıgaranın
hastalıkla direkt bağlantısı
olduğunu kanıtladığı kaydedildi.
Gizemli
hastalık
lOkurbanaldı
ALBUQUERQUE (AA) -
ABD'nin gûney eyaletlerinde
ortaya çıkan gizemli bir hastalık
10. kurbanıru aldı. 13 yaşındaki bir
kızçocuğu hastanede öldü.
ABD'nin New Mexico, Arizona
veColorado eyaleılerinde görülen
vegrip hastalığı ıle benzerliğine
dikkat çekilen gLzemlı hastalığın
nedeni henüz bilinmiyor.
Özellıkle bu eyaletlerde yaşayan
Navajo kabilesine mensup gençler
arasında bu hastahğın görüldüğü
ifade edıliyor ve New Mexıco'daki
Albuquerque kenti hastanesinde
ölen kızın da bir Navajo oiduğu
büdiriliyor.
Sağlık yetkılıleri, birenfeksıyon ya
da kımyasal kirlilik üzerinde
duruyorlar.
Bosna'daki kültür katliamı îstanbul ve Paris'te sergileniyor...
Bosna'da bombalananuygarlıklar
OKTAY EKtNCt
Ikinci Dûnya Savaşı'ndakı, özel-
likle Almanya'da yaşanan toplu
kaüiamlann bir daha yınelenmeme-
sı ıçın, 1948 yılında Cenevre'de top-
lanan BM ülkeleri, soykınmı yasak-
layan uluslararası sözleşmeyi imza-
ladılar. Nömberg'de kurulan Savaş
Suçian Mahkemeleri ile de Nazileri
insanlık adına yargıladılar.
R'osna-
Hersek'teki tarih
katliamı,
Uluslararası
Mimarlar Birliği'nin
Şikago'daki Dünya
Kongresi'riede
götürülüyor.
Yine 2. Dünya Savaşfnda, tarih-
sel kentlerin bombalanmasıyla ya-
ratılan "kültürel katliam"ın da yıne-
lenmemesi için, bu kez 1954 yıünda
La Haye'de bir başka sözieşme im-
zalandı. "Sılahlı bir çatışma halınde
kültür mirasının korunması" ama-
cını taşıyan bu sözleşme>e göre. ta-
nhsel zengınlıklerin "savaş halin-
de bile olunsa" yıkılmalan yasak-
landı; çiinkü bu değerler, insan uy-
garhğının "esenlıği" için korunması
gereken "güvenceler" olarak
sayıldı...
Ne var kı halklann soylannı yok
etmeye yönehk katliamlar için "sa-
vaş mahkemeleri" kurularak etkih
bir uluslararası yaptınm amaçlanır-
ken yinehalklann "kültürel gelecek-
lerini" karartmaya yöneliîc tarih
katliamlan karşısında buna koşut
bir evrensel tepkinin kurallan geliş-
urilemedi. Kültür mirasının korun-
masına yönelik sözleşmeler hep
"kâğıt üzennde" kaldı. Çünkü bu
zenginlikJerin varhğı. her şeye kar-
şın çoğu ülkede "kalkınmanın
Balkanlar'da Kalan Kültür Mirası Sergisi, Turkiye'nüı diğer kenrlerinde de yinelenecek.
önünde bir engel" sayıldı. örneğin
bizde de, SİT alanlanıun ve mimari
mirasın, "imar haklan" açısından
ortadan kaldınlması gereken "kısıt-
layıcı" unsurlar olarak görülebildiği
gibi...
lşte. denilebüir ki yaklaşık 40 yıl-
dır süregelen bu "evrensel duyarsız-
bğın" ürkütücü sonuçlan, bugün
Bosna-Hersek'te büyük kayıplarla
alınıyor.
BM Güvenlık Konseyi, Sırplann
Boşnak halkına karşı uyguladığı
soykınm için, bir buçuk yıl bekle-
dikten sonra "nihayet" bır Savaş
Suçian Mahkemesı kurulmasına
karar verirken, aynı BM'nin kültü-
rel haklarla ilgili komisyonlan, Bos-
na'da bir yıldır bombalanarak yok
edilen tarihsel miras için hiçbir ciddi
önlem alamıyorlar.
Bunlar arasında en etkılisi olan
UNESCO ıse şimdilik sadece Mos-
tar ve Saraybosna'daki savaş tahri-
batını gösteren bır fotoğraf sergisi
açmakla yeünebibyor. "Urbicid"
(Kent Katliamı) adını taşıyan sergi.
UNESCO"nun Paris'teki merkezin-
de "ilgiyle" izlenıyor...
Ashnda bu kadan, yani Bosna'-
daki tanhsel vapılann Sırplar tara-
fından nasıl bombalandığının fo-
toğraflarla yansıtılması, Türkıye'de
de şu günlerde sürdürülen bir etkin-
lik.
Türkiye Tarihi Evleri Koruma
Derneği'nin geçenlerde düzenlediği
II. Türk Evleri Haftas nedeniyle
Mimar Sinan Üniversıtesi'nde açı-
lan sergı, "Balkanlar'da Kalan Kül-
tür Mırası" başlığını taşıyor. Bir sü-
redir Istanbul'da bulunan Boşnak
mimar Dr. Amir Pask'ın önemli
katkılanyla gerçekleştirilen sergıde.
600 yıllıİc Osmanh - Türk uygar-
lığının bugün nasıl yok edilmek üze-
re oiduğu gözler önüne seriliyor.
Savaşta en ağır hasan gören tarihi
Mostar kenti, 1977'de başlandan
koruma projesi çalışmalanndaki
başanb restorasyon uygulamalan
nedeniyle 1986 yılı Ağa Han Mi-
marhk Ödülü'nü almışü. ÖzellikJe
kenün tarihsel çekirdeğinı oluşturan
"Çarşiya" (Çarşı) bölgesindeki ye-
niîeme uygulamalan. yaklaşık 5
km
2
'lik bir alanda gerçekJeştirildi ve
yine kent merkezindeki dınsel ve
anıtsal yapılann da restorasyonuy-
la, "kentsel koruma"da insanlığa
ömek oluşturan bir uygarük projesi
olarak yaşama geçınldi.
Mostarlı mimar Dr. Amir Pasic,
böylesine bir evrensel kültür projesi-
nin sorumlu mimarlanndan olarak.
Sırp saldınlan nedeniyle tümüyle yı-
Unlme tehlıkesini yaşayan kentsel
koruma çalışmalannı, sergı ve kon-
feranslarla ülkemız kamuoyuna ta-
nıayor. Yılbaşından bu yana Yıldız
Üniversitesi'nde konuk öğretim
üyesi olarak Mostar'daki deneyim-
lerini aktaran Pasic, ateş altmdaki
memleketinde "son durum"u şöyle
özetliyor:
"Nisan 1992'den beri, Neretva
*nehri üzerindeki 16 köprü imha
edıldi. Birçok tanhi camiyle birhkte,
Fransız manastın, St. Peter ve Pa-
vao kiliseleri ve içınde 50 bin eski ki-
tabın bulunduğu Pıskoposluk ko-
nutuyla, Katedral Meryem Ana Ki-
lisesi de yıkıldı ve yakıldı. Yeni Or-
todoks Kilisesi ise tümüyle tahrip
oldu. Sırp saldırganlann temellıe-
defi. Bosna-Hersek'in ve Mostar'm
varlığjna ve bu varlığı sürdürebüme
nedenlerini yok etmeye yönelik.
Yüzlerce yıllık bır kültür mozaıği ta-
rihe gömulmek istenıyor..."
Balkanlar'da Kalan Kültür Mıra-
sı Sergıs], İstanbul'dan sonra Tür-
kiye'nın diğer kentJennde de yinele-
necek Bu arada, Uluslararası Mi-
marlar Birligi'nin (LJAI), 15-22 Ha-
ziran 1993'te Şıkago'da toplanacak
olan Dünya Kongresine de götürü-
lecek."'
Sınırlarhem koruyor hem de öldürüyorHaber Merkezi - Eski zamanlarda
sınırlar günümüzdekiler kadar belir-
gin değildı. Araştırmacılar bunun,
coğrafya bilgisinin eksıklığinden
kaynaklandığını öne sürerken, ta-
rihçiler eski çağlarda kavimler ya da
devleüer arası savaşlann çolduğuna
bağlıyor.
Iik olarak Romalılar tarafından
ciddi boyutlarda ele alınan sınır so-
runu üzennezamanın atizhukukçu-
lan doktrinler hazırladı. Romalılar
sınırlannı çizerken bazen duvarlar-
dan, taşlardan; bazen de dağlar, ır-
maldar gibı doğadan yararlandılar.
Bu işareüer Roma İmparatorluğu'-
yla dış dünyayı ayıran sembollerdı.
Geçilmesi güç, ama savunmaa ko-
lay olan bu sınırlar yüzyıllar boyun-
ca Roma tmparatorluluğu'nu, çağ-
daşlan arasında pobtık ve askeri açı-
dan üstün kıldı.
tmparatorluğun çökmesinden
sonra bırçok derebeylık ve küçük
devletler ortaya çıkü. Savaşlar birbi-
rini izledı. Yüzyıllar sonra Fransa,
Ispanya, Avusturya, Prusya gibı
ulus devleüen oluştu. Askeri, polı-
tik, ekonomik ve dini nedenler, bu
ulus devletleri arasında sınırlan de-
ğıştiren çaüşma ve savaşlan oluştur-
du.
Bu anlaşmazlıklar günümüze ka-
dar sürerken ülkelerin sınırlan yavaş
yavaş behrgınleşmeye başladı. Bazı
ülkeler sınırlannı >-üzyıllar süren sa-
vaşlar sonunda belirleyebildiler.
Bunlann başında Fransa ve îngjlte-
re geiiyor. fkı ülke arasındaki savaş-
lar, tarihe "yüzyıl savaşlan" olarak
geçti. Küçücük toprak parçalan için
binlerce.on binlerce insan yaşamını
kaybettı. Sınırlar sadece Avrupa'da
değıl diğer kıtalarda çizıldi, korun-
ması için savaşlar yapıldı. Binlerce
kilometre uzunluğundaki "Çin Sed-
di" yüzyıllar boyunca Çin'i düşman-
lanna karşı korudu. Ve bugün dün-
yarun birçok ülkesınin sının kesin
olarak belırlenmış durumda.
2000'h yıllara yaklaştığımız bu-
günlerde dünya, sınırlan ortadan
kaldırma hazırlığı yapıyor. Avnıpa'-
da oiduğu gibi Amerika kıtasında da
ABD, Kanada ve Meksika, ülkele-
rarası serbest dolaşımı sağlayacak
ortak pazar calışmalanna hız veri-
yor.Bütün bu gelışmelergerçekleşir-
ken Avrupa tarihi bırikılem yaşıyor.
Bir taraftan Avrupa Topluluğu'na
üye ülkeler sınırlannı serbest dolaşı-
ma açarken, diğer taraftan Doğu
Avrupa'da demirperdenın kalk-
masıyla orta>a çıkan birçok devlet,
sınırlannı beîirlemek ıçın savaşıyor.
Şharon Stone
İstanbuTa
geiiyor
Haber Merkezi - Aldığı olumlu
olumsuz pek çok tepkiye
rağmen, 'Temel İçgüdü'
filmiyle biranda yıldızı
parlayan Sharon Stone,
haziran a>ının ortalannda
Türkiye'ye gelmeye
hazırlaruyor. Standart
Filmalık ile hazırlamakta
olduklan bir fılm projesiyle
ilgili çabşmalarda bulunmak
üzere ülkemızegelecek olan
Stone, bu arada. Osmanh ve
Selçuklu eserlerinin satışa
sunulacağı bırmüzayedeyede
katılacak. Türk-Amenkan-
Hollanda ortak yapımı olarak
gerçekleşünlecek olan filmin
ekim ayında çekilmesi
planlanıyor. Henüz biradı ve
senaryosu olmayan filmde
Stone, antika tutkunu bir
Amerikab kadını
canlandıracak. Stone, Claude
Lelouch'un 'Bolero'suyla
dikkat çekmışti
Alışverişçilerdikkat... Casuslar sizigözetliyorHaber Merkezi - ABD'nin hemen
hemen her yennde, casusluk konu-
sunda her türlü teknik donaruma
sahip tüketicı ajanlan, müşterilerin
satınalma dürtülerini ve onlan en
çok harekete gecıren mallan ortaya
cücanyor.
Amerika'dalci tüketici-araşürma
şirketleri, müştenlerin peşlerine ta-
kılarak, onlann dükkâna gırer gir-
mez, ilk nereye yöneldiklerinı. ma-
ğaza ıle ügiü yorumlannı kapmaya
çabşarak nelerin yolunda gituğj, ne-
lenn gıtmediğini beürlemeye uğraşı-
yor. Bu, merakiı ve garip nitelendiri-
lebilecek davranış bıçımi, en kusur-
suz pazarlama tasanlannı bile altüst
edebüir. Pazarlamacılar, artık müş-
terinın ne istediği ve ne düşündüp-
nü doğrudan müşteriye sormakla
öğrenemeyecekJennın bibncine
vardılar. Firma görevlüeri, pazar-
ladıklan markalarla ilgili sorulan
doğrudan tüketıcıye sorduklannda,
çoğunlukla. benımsenmiş davTanış
ölçümleri içınde yanıtlar venyorlar.
İnsanın doğasında, iyi huylannı al-
laya pullaya sergüemek (çocuk-
lanmıza ne denli emek verdiğimiz
gibi) ve kötü olanlannı da (ıçki ve si-
garaya ne denlı bağımlı olduğumuz
gibı) geçiştırmek eğıhmi yaygm.
1930'lardan bir süre önceye değin
üretıcilenn gözünde tüketicıler tek
bir homojen kitle olarak değerlendi-
ribyordu. Bu kitleye. televizyon ve
ülkenin yüksek ü'rajb dergjlennin
oluşturduğu tek bir medya kanaüy-
la ulaşılabıleceğıne ınanıbyordu.
Günümüzde pazarcılar. ülkeyı
farklı niteliklerde tüketicı gruplan-
na ayınyor; tek aile reisi olan evler,
iki bireyin aile bütçesine katkıda bu-
lunduğu evler, çahşan kadınlar,
kendi harcamalanm yapabilecek
ekonomik özgürlüğü olan çocuklar.
Pazarlamacılara çahşan tüketici
casuslan, msanbilimci (antropo-
log), arkeolog (kazıbılimci) ve ruh-
bılımcılerden (psıkolog) yararlana-
rak, tüketiciyi günlüJc yaşam süreci
ıçmde Lzleyıp >eni alışvenş alışkan-
lıklannı su yuzüne çıkarmayı amaç-
lıyor Amenka"da bu alanda işlev
\eren bır medya araştırma şırketi.
belirli aılelenn evlerine yerleştirilen
aygıtlarla, ne tür TV program ve
reklamlannm LZİendiğinı saptamayı
amaçbyor. Belkı daha da ıleriye gi-
dilerek, tüketiciye ılışürilecek du-
yarlı aygıtlarla. TVdışmda radyo ve
basm kanalıyla kurulan iletişimın
bovTitlan bebrlenecek. Bu uygula-
maya henüz başlanmadı, ancak ge-
rekli teknik donanım şimdiden
hazır.
Tüketim kültürünün şafağı sayı-
lan 1900lerde bu tür aşınbklara gi-
dilmesıne neden yoktu. Yeni bir
ûrünûn bulunup alıcının ilgjsini çek-
mek işten bile değildı. Ancak I920Tİ
yıllarda tüketicinin alışverişte bir
doyum noktasına vardığı dü$ün-
cesi, şirketleri kara kara düşünmeye
itti. Bu nedenle, daha önce üriinün
işlevine verilen önemin yerini biçim
aJdı. Ansızan banyolar, arabalar göz
alıa renklere büründü. 1927de Ge-
neral Motors, modellerini her yıl ye-
nıleme karan aldı. GM'nin uygula-
dığı, tüketıcide "örgütlü hoşnutsuz-
luk yaratma" yöntemi, tüketicinin
neden belli markalan yeğlediğinı
kavrama ilkesine dayanıyor. Pazar-
lamaalann yapması gereken, insan-
lann ahştıklan beklentilerin dişma'
cıkabümelerini sağlamak.