22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET2 1HAZİRAN1993SAU KÜLTÜR Yönetmenliğinin 5O.yılinı kutlayan 83 yaşındaki Akira Kurosawa'nın son fılmi 'Madadayo' İçten, derinve sıcakbir Kurosawa... MEHMETBASUTÇU Yaşam bir saklambaç oyunu mudur? Belki de. Yoksa bir düş müdü.-? Bir oyunsa eğer, kuşku- suz saklambaç oyunu- dur. Çocuklar, daha kûçûk yaşta, her şey he- nûz büınçalündayken bi- le çok iyi kavramışlardır bu gerçeği. Sözümona saklandıklan derme çat- ma sğınakta izlenrun er geç bulunacagmı, bulun- masa bile bir sûre sonra tıpış tıpış kendilikJenn- den çıkmak zorunda ka- lacaklannı çok iyi bilirler. önemli olan, oyunun kıvamını iyi tutturup sak- lambacın keyfıni- çıkar- mak değil midir? Bunun yolu da ne çok iyi ne de çok kötü saklanmaktan geçer. Hemen bulunmak. hiç buhınamamak kadar tatsızdır... "Daha hazn- JpgiKnı" diye bağırarak saman öbeklen arasında kendısine en kuytu köşe- yi arayan kûçûk çocuk. aynı zamanda dûşler kur- maktadır. O saman çöp- lerinin arasından gördü- ğü ve hemen büyüsüne kapüdığı günbatımının ger- cek ûstü davet kâr renklerk sûsledığı genış ufuk. onu yepyeni bu-yaşama. gizem yüklü bir düş dünyasına çağırmaktadır... Saklambaç oyununu bir anda unutuveren ço- - J W ^ cuk, geçici yuvasından çıkarak. güneşin o sımacak kollanyla ken- disini çağtrdığı sonsuzluğa doğry yü- rûr. Onu izleyen kamera yavaş yavaş doğanın gerçek dekorundan uzak- laşıp, yapay bir tablonun düşsel deko- runa dalar gider. Ancak bu kayış çok yumuşak bir devamhhk içerdiğinden gercekle düş sanki birbirine kenetleri- miştir... Akira Kurosawa'run Cannes'da ya- nşma dışı sunulan son Fılmi "Daha Hazır Değüiro" (Madadayo), bu güzel görüntülerin derinüğinde noktalan- maktadır. Aslında olmayan bir nokta- dır bu. Perdede son sözcüğüne de yer ' yoktur zaten. Her şey alabildiğine açıktır. Japon sinemasının seksen üç yaşın- daki ustası Akira Kurosawa neye ha- zır değildir acaba? Hiç düşünmeden, "sinemayı bırakmaya hazır değildir" yanıtını verebiliriz. Halbuki, "Xönetmenliğe başlama- sının eUinci yüını kutlayan ve,"Mada- dayo" ile otuzuncu filmini imzalayan Kurosavva, vasiyeüni acaba sinema aracüığıyla mı yazmaktadır" sorusu, ilk olarak dillerin ucuna gclen soru- dur. Ancak, vereceğimiz yamtm ne an- lamı olabilir ki! Önemli olan. Kuro» sawa'nın, sanat yaşamının en başanh dönemlerini besleyen yaraücı ana da- marlardan güç alan sağla^m bir film gerçekleştirmiş olmasıdır. Akira Kurosawa'nın filmi, adıru, saklambaç oynayan çocuklann "ol- madı"sından alır gerçi ama, fılmin kahramanı, çocukluğunu anımsayan yaşh bir yazardır; üniversitedeki kür- süsûnden emekliye ayrümışür. "Daha Hazır DeğUim" gerçek bir kışinin, 1889-1971 yıllan arasında yaşamış olan ünlü Japon yazar Hyakkeo Uc- hida'nın özyaşamından esinknmiştir. Zehir gibi bir mizahı konuşmasına ka- tık eden, zekâsıyla çevresindekilerin gözlerini kamaştıran Uchida, ülkesinde de adı sık sık basına yansımış bir ede- biyat adamıdır. Japon Sanat Ku- rumu'na (Japan Art Society) kabul "İi ü k ü i nı, tkinci Dünya Savaşı sırasında likte. yangından kurtarabildikleri bir- emekh olduğunda, tarn altmış yaşın- kaç parça eşyayı toparlayıp, küçücük, dadır. Ancak, kendisini ihtiyar olarak eskı bir kulubeye yerleşirler... Yoksul- görmeye başlamıştır bile. Geriye kalan luk ve zor yaşam koşullanna karşın zamanını kitap yazmaya ayırmak iste- mutludur yazar; mevsimler mesvimle- mektedir. Onu çok seven öğrencileri ri izler, o da çahşmalannı sürdürür... her doğum gününde bir tören düzen- öğrencileri hiç yahıız bırakmazlar Uc- hida'yı. Sıcak, saygıh dostluklan de- vamhdır; her konuda içtenliklidir. Profesö- rün yeni bir ev yap- masına yardıma olur- lar... Doğum günü toplanülan ise artık gelenekseUeşmiştir... Bu güzel tabloyu, so- kağm karşısındaki ar- saya, Uchida'nın güneşini kesmek pa- hasına, yüksek bir ev inşa etmeyi kafasma koyan zengin ve gör- güsüz bir adam bozar. Ancak, profesörü se- ven mal sahibi, top- FBm, 1889-1971 arasmda yaşayan ünlüJ apon yazar Hyakken Udüda'mn öryaşammd&n esüdemniş lerler ve saklambaç oynayan çocuklar rağını o saygısız adama satmaktan gibi sorarlar: "Mo-ü-kai"! (Kurt, ora- vazgececektir. Ne mutlu ki, dünyada da nusın?) Gelen yanıt şöyledir: "Ma- dada-yo"! (Daha Hazır Değüim). Bir iyi ve namuslu insanlar da vardır!. Bu arada, bahçesine sığınan sevimli solukta litrelik bira bardağını midesi- bir sokak kedisine bağlanır yaşh ya- ne boşaltan yaşh profesör, böylece zar. "Nora" adını verdiği bu güzel edildiğinde, "İstemiyorum, çünkü is- ölüme henüz hazır ohnadığını vurgu- hayvan bir gün geÜp ortadan kaybol- diyerek üye ohnayı red- lamaktadır... duğunda. Uchida derin bir bunahma Savaş yıllandır. Bir gün Uchida'- düşecektir. Neredeyse yemeden içme- lann evine bomba düşer. Kansıyla bir- den kesihniş, bir hayalete dönmüştür. temiyorum detmiştir... "Daha Hazır DeğüinTin kahrama- Öğrencileri seferber olurlar, ilanlar veriür, sokaklar tararur, ama Nora bulunamaz. Yaşh adamın başka bir kediye bağlanabihnesi de güç olacaktır... Aradan yıllar geçmiş, yetmiş ye- dinci doğum günü gehp catmıştır. Doktoru bira bardağını gjderek kü- çültmektedir.Yine" Ma- dada-Yo" diye yanıtlar beylik soruyu sevgüi profesör... Ancak, ye- mek sonunda birden fe- nalaşıverir. Aynı gece, evinde, hasta yatağında yatarken gördüğü düş- te, çocukluğuna dön- müştür yine ve sak- landığı saman yığını içinden çıkarak, yukan- da sözünü ettiğim ren- garenk göğün içinde kaybolur... Akira Kurosawa, an- laşılacağı gibi, sıcak bir safhğın çagnsına zaman zaman hayır demeyen bu senaryoyu, bilinen ustahğıyla, yahn ve du- yarh br sinema şölenine dönüştürmeyı başarmış. Genelde sabit açılardan bakmayı yeğleyen te- laşsız kamerası, yer yer yumuşak devinimlerle, sanki dans etmekten çe- kinmez; yönetmen, ıçe- riğe son derece saygıh, gösterişe kacmayan du- yarh ve tutarh bir sine- ma dili sergiler böyle- ce... Her yaşamm bıti- minde, yepyeni bir serü- venin daha başlaya- cağını mı muştulamak- tadır bize Kurosavva? Galiba, *'Yeter ki, düş kurmasını bihn; yaşamın ve do- ğanın temel değerlerine saygıh olun" diye ekler sonra da... Başka bir açıdan bakacak olursak, uzun ve dopdolu bir ömriin bile, dünyanın ve insanın gjze- mini çözmeye yeterli olamayacağı, saptamasını da getirir... Yedi Samuray (1954), DodesTtaden (1970), Dersou Ouzala (1975), ve Ka- gemusha (Altm Pahniye, Cannes 1980) gibi başyapıtlann yönetmeni Kuro- sawa'nın, üç yıl önce "Düşler" adh fil- miyle ne kadar büyük bir düş kmkhğı yarattığını içim burkularak anımsa- dun. Gahba, seksen yaşını doldurma- nın geurdiği geçici bir bunalım döne- minin ürünüydü o film... 44 Düşler"de de çocukluğun yumuşacık anılanna, sımsıcak düşkrine dönmeyi denemişti Kurosawa. Doğayla uyum içinde ya- şamak. insanı insan yapan temel de- ğerlere sahip çıkmak, doğayı ve çevre- yi korumak gibi genel temalan işler- ken, yine yahn olmak istemişti. An- cak, ıddıasız bir doğruluktan çok, saf inançlann tuzağına düşerek inan- dınahğa ulaşamamışü. Yaşamının seksenli yıllannı dolu dolu yaşamaya hazır değildi gahba o zamanlar... Bu- gün ise, üç yıl öncesinin göreh başan- sızhğmı ehnin tersiyle silip atıveren Akira Kurosawa, Cannes'da, yeni bir sinemasal gençhk buhnayı başarmış usta bir yönetmen olarak alkışlanıyor. ..Daha nıce yıllara Bay Kurosawa! Charles Dickens'm enerjisini ve esprili kişiliğini yansıtan 1271 mektubu kitap olarak yayınlandı Yalnızlığayernkdüşendoyumsuz yazar Kûttür Servtâ - Elizabeth dö- nemının ünlü yazarlanndan. mıştı. Mektuplann en uzun ve UV.U..U,, ^ ^ u , ^ , » . , 0 ^ . aynnulıolanlan,düşmüşkadın- hatta tüm tngüiz edebiyaürun lann banndığı bir evi yöneten en tanınmış romancılanndan Dickens'm halk sağhğıyla ügili Charles Dkkens'ın bitmek tü- kenmek bilmeyen enerjisini ve esprili kişiliğini yansıtan 1271 adet mektubu, İngiltere'de ki- tap olarak yayunlandı. Yazann tam olgunluk dönemine rastla- yan üç yılük bir süre içinde (Her güne birden fazla mektup düşü- yor!) yazdığı mektuplardan oluşan cilt özenli*ve kapsamh bir çabşmanın ürünü. Bir keresinde "Hızh yürüye- mezsem ve daha uzaklara gide- ickens, her biri birerminyatür roman gibi olan mektuplan üç yıl içinde yazmış. • mezsem, patlar ve mahvolu- nım" diyen Dickens'm akıcı, canh, hınzır bir dille yazdığı mektuplan aynı zamanda, ya- zann calışma enerjisi ve organi- zasyon yeteneğinin de kanıtı. Dickens, her biri birer minyatür roman gibi yaalmış 1271 mek- tubu sığdırdığj üc yıl içinde, "Bleak House" (Kasvetli Ev) romanmı tamamladı; "Hard Tiroes" (Güç Zamanlar) röma- nırun tümünü yazdı ve "little Dorrit" (Küçük Dorrit)'i yaz- maya başladı. Aynı dönemde Dickens, aynca sık sık katkıda da bulunduğu "Household Words" adh derginin editöriü- ğünü yaparken ilk amatör ti- yatro çalışmalanna da başla- düşünce ve kaygılanru yansıü- yor. Dickens'm yazafhk kari- yerini bir özet gibi tümüyle kapsayan mektuplar, yazann romanlanndaki engjn düşgü- cünün ürününü, zengin tiple- melerin izlerini sürme olanağı da venyor. Yaratma sürecinin o sihirli kimyasal dönüşümün- den geçmeden önce, küçük ya- şanülar ve aynnülar işlenme- miş halleriyle mektuplarda or- taya konuluyor. Dickens'm gün batarken bir ço- cuk işci, yaşh ve sol- gun beyaz bir atla ya- şadığı suskun bir an, daha sonradan Kas- vetli Ev'in bir bölü- münde belirivenyor. Fakat Dicköhs'ın mektuplannda orta- ya çıkan gerçek ya- şam-kurgu arasında- ki bağ, her zaman bu kadar do- laysız değil. 20 >ıl aradan sonra, kendisine tekrar yazmaya baş- layan büyük gençlik aşkı Maria BeadneD'a yazdığı yanıtlar, hiç eksihnemiş gençlik heyecanını ve espri anlayışını gösteriyor. Yeniden karşûaştıklannda, ar- Uk şişman, aptal ve alkol ba- ğımlısı olan Beadnell, bundan sonra Dickens için uzakta ka- lan bir anı oluyor. yine Dickens'm editörlüğü- nü yaptıgı dergide, kendisinden daha aşağı bir pozisyonda bu- lunan Mrs. Gaskellla dergiye katkısı hakkında süregiden kavgalann yer aldığı mektup- lar, 19. yüzyıl süreli yayinlar tarihindeki en komik pasajl^n Charles Dickens'm Mrs. GaskelTla yazışmalan 19. yüzyıl süreli yayınlar tarihindeki en komik pasajlan oluştunıyor. oluşturuyor. Editörlüğünü yaptığı bir dergide verilen ye- mek tarifıni yeniden yazmaya kalkacak kadar ileriye giden yazann, büro işleri hakkında yazdığı aynntıh, uzun ye totali- ter mektuplar, titizliğini de or- tava kovuvor. Fakat kitabın sonlanna doğru, özellikle 1885'te yazılmış mektuplarda, serüiğı bile komik bir yön taşı- yan bu ciddi adamm, kederi ve gergin yaşamının izleri hissedi- Uyor. Gazetelerde kendisini modası geçmiş. popüler yazar olarak karalayan eleştirmenler- le başa çıkabilen, bu saçmalık- lann dehasını etkilemeyeceği- ni bilen Dickens, sonunda yalnızhk ve keder duygusuna yenik düşüyor. "Özledığim tek bir muüuluk ve yaşamım bo- yunca edinemediğim bir arka- daş" sözleriyle iyice belirginle- şen hüzün, yaşamının sonuna doğru gençliğinin umutlan kül olmuş yazann doyumsuzluğu- nu daha da keskinleştiriyor. "'Yolculuk. başından beri hep ileri doğruydu.Ya devam etme- liyiz, ya da burada yerimiz yok." 'TekstiMVSergisi Kültür Senia- "Tekstil 93" sergisi 7 haziranda Marmara Oteli Sergi Salonu'nda açılıyor. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim İş Egitimi Bölümü Tekstil Anasanat Dalı son smıf öğrencilerinin açtığı sergide öğretim üveleri Engin Akdoğan, Reyhan Kaya, Ertuğrul Ergin, Hamdi Ünal ve Semra Ekizoğlu v önetiminde yapılan yıl içi çalışmalanndan örnekler sunuluyor. Hande Altuncer, Pelin Berk, Yesim Damcı Çevik, Hacer Göçükoğlu, Gökşen Gökgezer, Nurgûl Kaya, Cihan Ofuz ve Pınar Olguner'm yapıüanrun yer aldığı sergı 14 hazirana dek görülebilir. 'Cinselüğin Farkh Boyutlan' Kültür Senrisi- Ümit Saym'ın "CinseUiğin Farkh Boyutlan" adh inceleme kitabı Yol Yayınlan'nda çıku. Kitap "CinseUiğin farkh boyutlan". "Cinsel devrim asıl şimdilerde başhyor", "PC kası ve cinseUik", "Şu pelvisteki hortlak-G noktası", "Orgazmın psikolojisi-Bir garip ikilem". "Yeni bir orgazm anlayışma doğru". "Cinsel haz nesneleri", "Afrodizyaklar", "Cinsellikte yaşanan gariplikler", "Beyin kimyasındacinselhği yakalayanlar", "Hiperseksüel kadınlar", "Lezbi> enler", "21. yüzyıhn cinsel çılgınlığı:Sadomazohizm". "Kadınlarda cinselligin sınıfsal panoraması" ve "Açık evlihk" başhklannı taşıyan bölümlerden oluşuyor. Tıp doktoru ve farmakoloji uzmanı olan Ümit Sayın özellikle nörobihm ve nörofarmakoloji alanlan ile ilgileniyor. Kitap Saym'ın Kadınca dergisinde köşe yazılan halinde yayımlanan cinselhk konusundaki makalelerinden oluşuyor. Bader Kınay resim sergisi ANKARA (UBA)- Bader Kınay'm resim sergisi 10 haziranda Emlakbank Sanat Galerisi'nde açıhyor. 1937'de Antakya'da doğan sanatçı 1962 yılında Antakya Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu Resim Bölümü'nden mezun oldu. Çeşitli okullarda resim öğretmenligi yapan Kınay. 1987>ıhnda"sanattayeterlilik"aldı. 1992'de Antalya Güzel Sanatlar Galerisi'nde kişisel suluboya sergjleri ve mavıs 1993'te Gazi Üniversitesi Meslekı Eğitim Fakültesi'nde "Saip Tunay'ı anma sergisi"ne kaülan sanatçı halen Gazı Üniversitesi Mesleki Yaygm Eğitim Fakültesi'nde öğretim elemaru ve resim sanat dalı başkanı olarak görevini sürdüriiyor. Bader Kınay'ın resim sergisi 26 hazirana dek görülebilir. Büyük lekelerle doğa atmosferi ANKARA (UBA)- Bahattin Odabaşı veTunca Bokesay'ın karma sergisi 12 haziranda Desti Sanat Galerisi'nde açılıyor. 1947 yıhnda doğan Odabaşı. İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nden mezun oldu. İlhami Demirci, Selahattin Taran, Malik Aksel ve Süleyman Saim Tekcan'dan resim ve grafık dersleri alan sanatçı 2O'ye yakın özel, karma ve grup sergilerine katıldı. halen Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı Bölümü'nde yardıma doçent olarak görevini sürdüren Odabaşı'nın yapıtlarınınbir kısmı özel ve tüzel koleksıyonlarda bulunuyor. Birçok karma sergilere kaülan ve kendine özgü yorumu ile cesurca büyük lekelerle doğanın »tmosferini vurgulayan Tunca Bokesay ise 1942 yıhnda Ankara'da doğdu. ODTÜ mezunu olan sanatçı suluboya resim çahşmalannı genellikle doğa karşısında oluşturuyor. Sergi 1 temmuza dek görülebilir. Yazar Irving Howe öldû Kültûr Servia-Amerikan sol aydmlannın önde gelen isimlerinden >azar-eleşürmenlrring Howe geçen günlerde 72 yaşında öldü. Gençlik yıllannda Troçki'den etkilenen Howe, 1954 yıhnda 'Diyorlar' isimli bir dergi yayımlamaya başladı. Howe derginin cizgjsini 'Ihmh sol' diye tanımhyordu. Dergide gerek Amerikan kapitalizmini gerekse Sovyetler Birliği ve Küba'yı eleşürmekten geri kahnayan Howe. bu arada kendi sosyalizm düşüncesinden de hiç ödün vermemişti. 1976 yılında yazdığı en ünlü eseri 'The WorldOfOur Fathers' (Babalanmızındünyalan) adh kitabı çeşitli ödüller alan yazann, edebiyat dünyasırun önemh isimleri üzerine de araştırmalan bulunuyor. Troçki'nin biy ografısini de yazan Hovve'un 1982yıhnda bir de otobiyografisi yayımlanmıştı. AIDSle mücadele içingala Kültür Servisi-Fransız sanat dünyası her geçen hafta yeni bir A1DS haberiyle karşılaşıyor. Bu durumu engellemek amacıyla yoğun bir seferberlik başlatan sanat çevreleri, geliri hastahğa karşı mücadele eden'Aides" örgütüne bırakılacak özel bir bale galası düzenlediler. Fransa'nın önde gelen bale sanatçılannın katılacağı gece 13 Haziran'da Palais Garnier'de gercekleştirilecek. Galada Nureyev'in de iki koregrafisı yer alacak. Bilet fıyatlannın 400 bin ile 2,5 milyon arasındadeğjşuği geceden toplanacak para Fransa'da açüacak bir kafeterya için oluşturulan fona aktanlacak. Kafeteryanın hastahğa yakalanacaklara sosyal hizmetler vermesi amaçlanıyor. i Hz.tsa'Yahudikarşın PARİS (AA) - Sinema ve tiyatro sanatçısı Robert Houssein'in sahneye koyduğu dev "Hazreti İsa" oyunu New York'ta Yahudi karşıtı öğeler taşıdığı gerekçesiyle kaldınldı. Daha önce Fransa'da büyük ilgi gören oyun, New York'ta 2-13 haziran arasında oynanacakü. New York Yahudi Topluluğu, Yahudilerin oyunda olumsuz bir role sahip olduklannı ifade ederek oyunun durduruknasını sağladı. Oyunun Amerika'da bu şekilde sahneden kalkrnası. Fransa'da da ilgi uyandırdı. Robert Houssein Hz. İsa'nın olduğu gibi devam etmesi için mücadele edeceğini ve Amerika'nın özgürlükler ülkesi olduğuna inanmaya devam etmek istediğini söylüyor. 'Aşıklar ve Halkoyunlan Şenüği' BURSA (AA) - Bayburt Sosyal ve Kültürel Yardımlaşma Derneği'nce Bursa'da ilk kez "Aşıklar ve Halkoyunlan Şenliği" düzenlenecek. Atatürk Spor Salonu'nda 6 haziran pazar günü yapüacak şenhğe, 9 aşık katılacak. Şenlikte atışacak aşıİclar, koşma, güzelleme, ağıt. destan, hiciv türü eserler söyleyip çalacaklar. Gecede Türkiye birincisi Bayburt Halk Oyunlan Ekibi de çeşitli gösterilerde bulunacak. Türkiye'deyayıncıhğın tarihçesi Kütür Servisi-Aylık edebiyat ve sanat dergisi Varhk'ın haziran sayısmda "Yazardan Okura Uzanan Köprir. Yaymalar" başhğı altında yayıncıhk dünyası, gelişimi ve sorunlan irdeleniyor. Dergide ilk yazı olarak yer alan Alpay Kabacab'nın yazısmda ise Türkiye'de yayıncıhğın tarihçesi inceleniyor. Türkiye'de yayıncıhk ve yayınevleriyle ilgüi üç sorudan oluşan panele ise Behiç Ak, Ali Akay, Mehmet Ali Kdıçbay, Oruç Aruoba, Mustafa Kutiu, Ahmet Oktay, bber Ortaylı, Taha Paria, Haluk Şahin ve Şirin Tekeli katıknış... Mustafa Zıyalan da "Ulysses'i Reddeden Yayıncılardan Nasıl Kurtulacağız?" başhkh yazı ile yayınalığın bir başka yönünü ele ahyor. Dergide aynca TomrisUyar'ın "Tanışma Anlan", Ahmet Cemal'in "Anadolu Üniversitesi ya da Sevgi Yöntemi", Nurullah Can'ın Sabahattin Kudret Aksal'ın şiiri üzerine bir yazısı, 50. şiir yıhnı kutlayan Şükran Kurdakul'la bir söyleşi yer ahyor. Şıir ve öykülerin de bulunduğu dergi her ay olduğu gibi bu ay da bir kitap eki veriyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear