22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURIYET 9MAYIS1993PAZAR HABERLER Demirel velnönü nikâhtanığı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Süleyman Demırel ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardıması Erdal İnönü, Orman Bakanı Vefa Tanır'ın kızı Mine Tanır ile Taner Kavasoğlu'nun nıkâh törenlerinde tanıkhk yaptılar. Nıkâhı kıyan Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen, taruklar Demirel ve İnönû'yü ima ederek "Güçlü bir nikâh" diyeespriyapü. Hılton Oteli'ndeki nikâha bakanlar, milletvekilleri. Başbakan'm kardeşi Şevket Demirel ve "İnci Baba" adıyla bilinen yeraltı dünyasını ünlü ismi Mehmet Nabi fnciler ile kalabalık bır davetli topluluğu katıldı. ANAPilkongresi • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- ANAP İzmırİl Kongresi dün yapıldı. Tek listeylegirilen seçımler sonucunda il başkanhğma Metin Öney secüdi. Büyük EfesOteli'nde gerçekleştinlen kongrede 430 delege oy kullandı. 51 oy boş çıkarken bir oy da iptal edildi. Metin Öney'in listesi 378 oy aldı. Seçim sonuçlannın açıklanmasından sonra bir açıklama yapan ANAP'ın yeni İzmir Jl Başkanı Metin Oney, herşeyden fedakârbk ederek ANAP'ı İzmir'de birinci patti yapmak için uğraşacağını söyledi. Öney, listenın oiuşmasında genel merkezın de katkısınm olduğunu sözlerineekledi. Adayhğını koymayan eski il başkanı Şükrii Kayabaşı. öney'in listesinden disiplin kuruluna seçildi. SHP'de sessizce görevden aJma •ANKARA (ANKA)- SHP'ninHakkanilveilçe örgüt yönetimJeri, parti Merkez Yürütme Kurulu (M YK) tarafından görevden alındı. Görevden almalan. SHP Parti Meclisi tarafından da onaylandı. Hakkari il örgütünde iç çekişmeler biçiminde yaşanan rahatsızhk, görevden almalarda etkili oldu. Hakkari il örgütünde eski SHP milletvekili olan ve CHPaçıldıktan sonra Deniz Baykal'ı destekleyen Cumhur Keskin'in ağırlığı bulunuyordu. SHP Hakkari İl Başkanı Musa Ertuşile Cumhur Keskin arasında akrabahk bağı da uzun süredir varolan rahatsızlığa kanıt olarak gösterildi. Keskin ailesinin Hakkari'deki ağırlığının tasfiye edilmesinde SHP'ye geçen Hakkari Milletvekili Esat Canan'ın genel merkez nezdinde yapüğı kulisler de etkili oldu. Sendikalaşma kurultayı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Kamu bankalannda çahşanlar arasındaki sendikal biriigj sağlamak amacıyla " Kamu Bankalan Çalışanlan Sendikalaşma Sorunlan Kurultayı" düzenlendi. Ziraat Bankası. Halk Bankası. Emlak Kredi Bankası. Sümerbank ve Etibank temsilcilerinin katıldığı kurultayda konuşan DİSKebağlıBank-Sen Genel Başkanı Hulusi Karlı, kamu çahşanlannı sendikalaşmasının önûndeki engellenn kaldınlması gerektığin belirterek, "Bugün Türkiye'de çalışanlar özgür iradeleri ile sendikalaşamıyor. Özgür iradeleri ile toplusözleşme ya dagrevyapamıyor"dedi. 12 eylül askeri darbesinden sonra tüm çalışanlargibi banka çahşanlanna da örgütlenme konusunda çeşitli engeller getirildiğini kaydeden Karlı, kamu kesımınin sendikalaşması ıçin mücadele vermesi gerektiğini söyledi. Memur sendikası ayrıolacak •ANKARA (ANKA)- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca haarlanan memur sendikalaşmasına ilişkin yasa taslağı çahşmalan son aşamaya geldi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, memurlann sendikalaşmasına ilişkin yasa taslağını hazırlamak üzere yaklaşık 20 kişiden oluşan bir ekipoluşturdu. Bakanlık bûrokratlan, öğretim üyeleri ve konusunda uzman profesörlerden oluşan bu ekıp, çabşmalan sürdürmek üzere profesör Cahit Talas başkanhğında bir alt komısyna görev verdi. Cahit Taas ise memurlann sendıkalaşması için ayn bir sendıka yasası hanrladıklannı sövledi. Yargısız infazlann özel bir savaş biçimi olduğunu söyleyen Ercan Kanar: DevletcinayetişlemesinYargjsız infazlann önlenmcsı ve so- rumlulanrun açığa çıkması konusunda Türkiye'de birçok kurumdan fazla ça- bayı, herhalde İnsan Haklan Derneği harcıyor. Zaman zaman bu çabalan ne- deniyle polıs yürüyüşlerinde, "Polis ka- tili insan haklan!" sloganlanna muha- tap olan ÎHD'de yıllardır etkın çalışma- lanyla tanman genel sekreter ve îstan- bul Şubesı Başkanı hukukçu Ercan Ka- nar. sorulanmızı yanıtladı. Sayın Kanar, yargsız infazlar hangi aniaytşla yapılıyor? KANAR : Yargısız infazlar. çağın "sosyal hukuk devleti çağV' olduğunun en çok vurgulandığı birdönemde. "cina- yet işleyen-katleden devlet" olgusunun yaşandığı Türkiye için sözkonusu. Yargısız infazlan, birkaç memurun veya emniyetin bir biriminın münferit uygulamalan olarak değerlendirmek mümkün değildir. Devlete egemen olan esas anlayış, hangı açıdan olursa olsun köktencı muhaliflerin adil yargılanma ve savunma hakkının olamayacağj an- layışıdır. Yani devlet, köktenci muhalif- lerine karşı ilan edilmemiş özel bir savaş politikası izlemektedir. Onun için de kuvvetler aynlığı ilkesini ıhial ederek yargı-yasama-yürütme ve infaz fonksi- yonlannı özel timlerin eline vermek- tedifc- Bu uygulamalardan Yürütme ve Milb Güvenlik Kurulu da devletin tüm temel kurumlan da sorumludur. Ne uluslararası sözleşmeler, ne de çağdışı 1982 Anayasası devlete böyle bir hakkı vermez. Yargısız infazUrm önJenebilmesi içtn Ercan Kanar Özel savaşDevlet, köktenci muhaliflerine karşı ilan edilmemiş özel bir savaş politikası izlemektedir. İlkelerdeilılalDevlet kuvvetler aynlığı ilkesini ihlal ederek yargı- yasama-yürütme ve infaz fonksiyonlannı özel timlerineline vermektedir. ne vapılmalı? Kim yapmalı? KANAR: Yargısız infazlar çirkinli- ğinden toplumun kurtulması için hükü- metin, 1989 yılında Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nin 89/65 sayıh karanna ek olarak kabul edilen ve 1991 yılında Birleşmiş Milletler Viyana Bürosu Sosyal Gebşme ve fnsani İbşki- ler Merkezi'nin özelbkte Türkiye, Irak. İran, Peru gibi yargısız infazlann çok yoğun olduğu ülkelerdeki gelişmeler üzerine tüm ülkelere tanımalan için önerdiğj, "Yasal Olmayan, Keyfi ve Toplu infazlann Etkili Olarak Önlen- mesi ve Soruşturulmasına Dair flkeler"i kabul ettığini açıklaması ve bu ilkelere uygun yasal düzenlemeleri derhal yeri- ne getırmesi gerekmektedır. Bu ılkelerin en önemlilerinden olan, tarafsız soruşturma kurullan oluşturul- malı, bu kurullarda barolardan, insan haklan kunıluşlanndan ve tabip oda- lanndan kişiler tam yetkili olarak yeral- mahdır. Yargısız infaz operasyonlanna katı- lan tüm görevliler ve bunlara emir ve- renler görevlennden alınmalıdır. Bu tür infazlarda kurban gıdenlerin ailelerine uygun ve adıl tazmınat verilmelidir. Bu prensiplere bağlı olarak, Polis Va- afe ve Selahıyetleri Yasası demokratik- leştirilmeli, Terörle Mücadele Yasası kaldınlmahdır. Devletin yurttaşlanna karşı ışlediğı suçlarda. o devletin ulusal yargı erki görevli obnamabdır. Bu tür operasyonlan yapanJar, uluslararası yargı organlannda yargılanmahdır. Çünkü sadece İstanbul'da yargısız in- fazlar hakkında göstermelik açüan en az altı davada müdahil olarak görev yapıyorum ve bunlann hiç birinden adaletli bir karar çıkacağına inanmıyo- rum. Son olarak ne söyleyeceksiniz? KANAR : Devletin, cinayet işleyen bir devlet olmaktan çıkanhnası gerek- mektedir. Ayınmsız, herkesin kuşku ve suçu ne olursa olsun yaşama hakkı, adil yargılanma ve savunma hakkı bizzat devlet tarafından sağlanmabdır. Emni- yet güçleri özel savaş psikolojisiyle de- ğil, böylesi bir anlayışla eğitilmelidir. Bırakabm emniyet güçîerini, Başbakan ve İçişleri Bakanı bile bu anlayıştan yoksundur. Bİ1Tİ İHD yetkilileri, TKEP lideri içinAf Örgütü'ne acil eylem çağnsmda bulundu: Teslim Tore'yeişkenceyapılmasuıİstanbul Haber Servisi - Tür- kiye Halk KurtuluşOrdusu ku- ruculanndan ve Türkiye. Ko- münist Emek Partısi önden Teslim Töre'nin yakalanması üzerine Töre'yle ilgili birtakım iddialar yeniden tartışılmava başlandı. Töre'nin ailesi basın- da çıkan bazj haberleri eleştıre- rek "Çağdışı zihnıyetın Tesb'm Töre'ye işkence yapacağı endi- şesi taşıyoruz" dediler. Teslim Töre'nin eşi Hanım Töre, oğullan Hasan, Garip, Vahap, Mehmet Töre, kızı \lu- azzez Töre. gelini Hatun Töre. kızkardeşi Zekine Töre dün İn- san Haklan Derneği tstanbul Şubesi'nde basın toplantısı dü- zenlediler. Baki Bakır, çocuklann ken- dilerine teslim edildiğini belirte- rek şunlan söyledi: "Ağabeyim Hüseyin Bakır ve yengem Muazzez Yücelle birlikte gözaltına alınan yeğen- lerimi tesbm aldığımda çocuk- lar bana 'içerde kendilerinden başka 5 çocuk daha bulundu- ğunu" söyledi. Kendilerine kö- tü davramlmadış, annelerinin uyutulmadığını söyledıler." Garip Töre babasırun yaka- Basm topfau anneleriyie birlikte gözaltma alınan 10 yaşmdaki Gürsel Bakır ile 2 yaşmdaki Baran Bakır'm amcası Baki Bakır da katddı. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) lanma haberiyle birlikte yayın organlannda "karalamalar" başladığını belirterek, "Tesbm Töre halkla iç içe olmuş bir halk önderidir" dedi. Garip Töre, Tesbm Töre'nin Mehmet AB Ağca'yı Filistin'de eğittiği iddi- asını da şöyle yanıtladı: "CIA uzmanı olduğu bilinen Oara Sterling'ın konuya ibşkin kitabıyla ortaya atılarak başla- tılan bu iddıa da Tesbm Töre'- nin şahsında devrimci komü- nist önderleri ve hareketi aşağı- lamaya çalışmak istemekten kaynaklanıyordu." Açıklamada "Che Guevara, Fidei Castro. Ho Stıi Minh ne kadar teröristse Teslim Töre de işte o kadar teröristtir" denildi. İHD Hukuk Komisyonu üyelerinden Eren Keskin 5 ma- yısta Üsküdar örnek Mahal- lesi'ndeki bir eve polisın yapuğı operasyonda gözaltma ahnan- lann aradan 48 saat gecmesıne karşın hala DGM'ye sevk edil- medığini bildirerek, "Necdet Menzir ve ekibine güvenmiyo- ruz. Olayın takipçisiyiz. Ulusla- rarası Af Örgütü'ne de acil ey- lem çağnsmda bulunduk"dedi. Emniyetten açıklama İstanbul Emniyet Müdürlü- ğü yaptığa açıklamada, Teslim Töre'nin Merkez Komite üye- leriyle birbkte 5 mayısta "Ha- san Nadir Çulhasan" sahte kım- liğjyle Üsküdar Örnek Mahal- lesi'nde bir evde yakalandığı belirtildi. Töre dışında gözaltına alınan 14 kişinin adlan şöyle: "Hüseyin Bakır, Murat Top- rak. Mehmet Ali Avhan, Cemile Arda, Fatma trier, 'Muazzez Yücel, Kenan Kalyan, Ahmet Fethi Yıldınm, Mıikaddes Ala- taş, Songül Çoşkun, Kudret Çn- buk, Fethiye Yıldınm, thsan Fetiu Yddınnt, Mustafa Çu- buk." HAFTAYA BAK1S AHMET TANER KIŞLALI << fizveri"lepGazeteciliğe ilk başladıâımız yıilarda, en çekindiğimiz kişi rahmetli Cihad Baban'dı. Hataları hoşgörmez ve "mazeret" dinlemezdi. - Her şeyin elbette bir gerekçesi vardır; deli değilsiniz ki, sebepsiz birşey yapasınız, derdi. O'nun için önemli olan "sonuç'tu.. Ve ben, Ali Ulvi'nin geçen günkü karikatürünü görûn- ce, ister istemez Baban'ın sözlerini anımsadım. "Çizik güldürgeç" iki bölümden oluşuyordu: Birinci- sinde özal, ikincisinde ise Demirel, Erdal Inönü'nün başına basarak Çankaya'ya sıçramaktaydılar. "Gerekçe"s\ ne olursa olsun, "gerçek" bundan iyi an- latılamazdı. Erdal Bey, önce -Ecevit ve DSP'nin Meclis'e girmesini önlemek için- özal'ın "Mussolinivari" seçim sistemine "evef" dedi. Demirel ve Ecevit'in, "seçim sistemi değiş- mezseseçinileriboykotedelim"çağns\r\ı elinin tersi ile itti. O seçim sistemi ve sonuçları da "siyasal bunalımı" arttrdı.. Sayın SHP Genel Başkanı nın bu defaki gerekçesi de açık: Kendisinin ve partisinin tüm siyasal geleceğini, DYP ile ortaklığına bağlamış. "Amacı'nm, kullandığı "araçlan" yasallaştırdığına inanıyor. • • • Montaigne bir "deneme"sirtde, suda yaşayan tek hüc- reli canlılardan sözeder. ömürleri bir günlük olan canlı- lardır bunlar. Ikindi vakti ölenleri "genç" gitti sayılırmış. Akşam ölenleri ise "yaşlı".. Siyaset bir "maraton"dur. Kısa vadeli düşünenler, o anı kurtarmayı önemseyert- ler, yarış ipini hiçbir zaman göğüsleyemezler. Tıkanır, kalırlar.. Sayın Demirel'e verilen "açık çek"]n SHP'ye ne ka- zandıracağı kuşkulu. Ama neler kaybettirdiği belli. Çankaya'nın "uzlaşma"ilebelirienmesiniyıllardırsa- vunan SHP, bir "dayatma"yı içinesindirmiş, açıkdestek vermiştir. "Özal modeli"n\ yıllardır eleştiren SHP, o modelin ge- leneğe dönüşmesine katkıda bulunmuştur. "Sol'da bütünleşme"nin yıllardır bayraktarlığını ya- pan SHP, "Çankaya sorunu" karşısmda bile, sol parti- lerle bir "diyalog" arayışı içine girmemiştir. "Demirel'i biz desteklemezsek yeni bir MC oluşur" mantığına sanlan SHP, DYP-MHP ve HEP ile ne tür bir "cep/?e"oluşturduğunu düşünmek gereğini bile duyma- mıştr... +++ SHP'ye yönelik bu ve bunun benzeri eleştirilerde hak- sızlık payı yok mu? Elbette var. Çünkü bu "tes//m/yefp/"tutuma SHP'de de birçok kişi karşı. SHP'nin ilk genel başkanı Aydın Güven karşı. O'nun gibi grup başkanvekili olan, "yenilikçi kanat'm sözcüsü Ercan Karakaş karşı. Ve-partiyeüyeliğiniaçıklarken-Erdal Inönü'nün "Cum- hurbaşkanı adayııh/z" diye kamuya sunduğu Prof. Mümtaz Soysal karşı. (Erdal Bey, Demirel'in o göreve daha "layık"olduğunu herhalde o zamanlar henüz keş- fetmemişti.) Hani, zaman zaman "düzen değişikliği" diyen, sol partiler "ortak hedefler"de birleşsin diyen, Kemalist kö- kenin yadsınmasına karşı çıkan. dış siyasette "korkak" davranmanın "acıklı" sonuçlannı sergileyen Mümtaz Soysal.. Peki partinin tüm geleceğini Demirel'e bağlamış olan- lar kimler? Sayın Erdal Inönü'nün de içinde olduğu SHP'li bakan- lar. Acaba "Biz partinin ve toplumun yararlarını düşüne- rek bu yolu izliyoruz; yeni hükümette de görev almama- ya hazırız" diyebilirler mi? Eğer diyemiyorlarsa, kendi içlerinde bir "vicdan mu- hasebesi" yapmak durumundadırlar, demektir. Aslında, SHP'li "muhterem"\erin ne kadar özverili ol- duklannı çok çabuk unutuyoruz. mArkastSa.lS,Sü.Vde 1950'de iktidara gelen DP ile ana muhalefet partisi CHP arasındaki ilişkiler 1956'dan sonra büyük ölçüdegerginleşti Iııöııü: Bu yolclagiderseniz siziben de kmtaıaıııaııı Çankaya'dan gelip geçenler Atatürk'ten Özal'a ALPAY KABACALI 2 Mayıs 1954'te yapılan genel secimlerde DP'nin milletvekili sayısı artü. Bu kez DP 404, CHP 30, Osman Bölükbaşının başında bulunduğu Cumhuriyetçi Millet Partisi 5 milletvekili çıkardı; Meclis'e 7 bağımsız üye girdi. 14 Mayıs 1954'te onuncu dönem çalışma- lanna başlayan TBMM, 386 oyla Celal Ba- yar'ı yeniden cumhurbaşkanbğına seçti. 11 Eylül 1957'deseçimlerinyenilenmesine karar verildi. 27 ekim günü yapılan erken se- çimlerde Demokrat Parti oylann yüzde 48. 10'unu, CHPyüzde 41.3'ünü, Cumhuriyetçi Millet Partisi yüzde 7.03"ünü, Hürriyet Par- üsi yüzde 3.78'ini aldı. DP 319, CHP 173, CMP 4, Hürriyet Partisi 4, bağımsızlar 2 sandalye kazandı. 1 kasımda toplanan TBMM, İstanbul Milletvekib Celal Bayar'ı 313 oyla üçüncü kez cumhurbaşkanbğına seçti. 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti (DP) ile ana muhalefet partisi CHP arasın- daki ilişkiler 1956'dan sonra büyük ölçüde gerginleşti. Her geçen yıl biraz daha tırma- nan gerginlik ve çekişme, "demokrasi" sözü vererek işbaşına gelen DFyi antidemokratık yasalar çıkarmaya yöneltecekti: 18 Nisan 1960'ta, "CHP ve bir kısım bası- nın faaliyetlerini tahkike memur Mecbs Tahkikat Encümeni"nin kurulması hakkın- da yasa kabul edildi. TBMM'nin o günkü oturumunda muhalefet sözcüleri. Meclis İç- tüzüğü'nün 177. maddesi gerekçe gösterile- rek kunılan komisyonun anayasaya, de- mokrasiye. hukuka aykın olduğunu ifade ettiler. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü. "Bu yolda devam ederseniz ben de sizi kur- taramam" cümlesinm yeraldığı ünlü konuş- masmı bu oturumda yaptı. Aynı gün Cumhurbaşkanı Celal Bajar'ın başkanlığında toplanan 15 kişilik Mecbs Tahkikat Komisyonu, üç bildiri yayımladı. İlk bildiride, komisyon üyelerinin adlan açı- klandı. İkincı bildinyle. bütün siyasal parti- lerin. bunlara bağlf kuruluş ve kollann her türlü siyasal çabşmalannm tahkikat şonucu- na kadar durdurulduğuduyuruldu. Üçüncü bildiride ise, soruşturma konusu olan mad- delerle Tahkikat Encümeni'nin görev ve yet- kilerine, bütün karar, önlem ve çahşmalan- na ilişkin her türlü haber, söz, bildiri, yorum, belge, resim ve yazılann -TMBB Tutanak Dergisi dışında- hakkında soruşturma açı- Imasmı isteyen önergeyle ilgili TBMM gö- riişmelerinin her türlü araçla yayımını ya- sakladı. Oysa anayasada "Mecbs göriişme- leri herkese açıkor. Aynen yayımlanır" hük- mü vardı. Amaç, muhalefetin, özelbkle İsmet İnönü'nün Meclis'teki konuşma- lannın yayımlanmasını önlemekti. Bu ko- nuşmayı veren Ulus gazetesi basıldı. gaze- telere el konuldu. Ordu yönetime el koyuyor 27 Nisan 1960'ta "Meclis Tahkikat Ercü- meni'nin Vazife ve Selahiyetleri Hakkında Kanun" çıkanldı. Bu da söz konusu komis- yonu her türlü yetkiyle donatan, anayasava aykın bir kanundu. Bu yasamn kabul edildı- ği birleşim de mecbs tarihinin en gürültülü oturumlanndan oldu. DP'blerin oylanyla birçok CHP'bye Meclis'ten çıkanlma cezası verildi. 28 nisanda İstanbul'da gösteriler başladı. Pobsin üniversiteye girmesi üzerine kanb olaylar çıktı. O gün sıkıyönetim ilan edilme- sine karşın, 29 nisanda Ankara'da da göste- riler düzenlendi. Artık olaylar birbirini izliyordu. Tahkikat Komisyonu gazete ve dergı kapatmaya, ga- zetecileri tutuklamaya girişmişti: İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı da birbiri ardınca yasaklar koyuyor, gösterilere son vermeyen gençleri tutukluyordu... 26/27 Mayıs 1960 geoesi başlayan asken harekâtın ardından, 38 kişiden oluşan "MiUi Birlik Komitesi", ordu adına yönetime el koydu. Komite başkanlığına Kara Kuvvet- leri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel geti- rildi. Gürsel, aynı zamanda "Devlet Başka- nı'' olmuştu. Herakâttan sonra Demokrat Parti millet- vekillen ve ileri gelenleri birer birer tutukla- narak Yassıada'ya götürüldü ve "Yüksek Adalet Divanı" adı verilen özel mahkemede yargılandı. Anayasayı ihlal ettikleri gerekçe- siyle, Milli Birbk Komitesi; Adnan Mende- res, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan için verilen kararlan onayladı. Yeni dönem başhyor 27 Mayıs'tan sonra Türkiye tarihindeyeni bir dönem başladı. Oluşturulan Kurucu Meclis. yeni bir anayasa hazırlamakla gö- revlendirildi. Çift meclisli (Senato ve Millet Meclisi) demokratik bir sistem öngören, te- mel hak ve özgürlükleri güvence altına abna- yı hedefleyen yeni anayasa hazırlanırken, Milh' Birb'k Komitesi DPiktidannın çıkardı- ğı kimi antıdemokratik kanunlan da yürür- lükten kaldırdı. Hazırlanan yeni anayasa 9 Temmuz 1961 günü halkoyuna sunuldu. 6 milyon 210 bin "Evef", 3 milyon 823 bin "Hayır" oyun kullanılmıştı. Bu anayasanın geçici 5. maddesine göre. TBMM üyelerinin ant içmelerinin ertesi gü- nü cumhurbaşkanı seçimi yapılacak ve dev- let başkanının (Cemal Gürsel ? in) görevi ken- diliğinden sona erecekti. Anayasanın yürürlüğe girmesinden sonra siyasal partilerin kurufinasına ve çahşması- na izin verildi. "Nisbi temsil sistemi"ne da- yanan bir de Seçim Kanunu hazırlandı. 15 Ekim 1961'de yapılan Senato ve Millet Meclisi seçimlerinde Adalet Partisi (AP) 158 milletvekili 70senatör, CHP 173 milletvekib 36 senatör, Cumhuriyetçi Köylü Millet Par- üsi (CKMP) 54 milletvekili 16 senatör, Yeni Türkiye Partisi (YTP) 65 milletvekili 28 se- natör çıkardı. Hiçbir partinin çoğunluğu sağlayamama- a nedeniyle, Türkiye'de ük kez İcoabsyon hükümeti kurulacaktı. Türk Silahh Kuvvetler Birüği adb cunta, isteklerini Milli Birbk Komitesi'ne kabul et- Demokrat Parti'nin yasa dışı uygulamalanndan biri de Vatan Cepbeleri oldu. tireoek ölçüde güçlenmişti. Adnan Mende- res ile DP'b iki bakanın idam cezalan bu cuntanın zorlamasıyla onavlanmıştı. Seçim sonuçlanndan hoşnut olmayan önemli mevkilerdeki birçok general ve albay da "21 Ekim Protokolu" adı verilen ıhtilal hazırbğı sözleşmesini imzalamışlardı. Buna göre, "Türk Silahh Kuyvetleri 15 Ekim 1961 günü yapılmış olan seçimlerden sonra gele- cek yeni Türkiye Büyük Millet Mecbsi top- lanmadan önce fiilen duruma müdahale edecek", "Bu karann uygulanması 25 Ekim 1961 'den sonraki bir güne ertelenemeyecek'- 'ti... Darbeciler, askerlerden oluşacak yeni bir kabinenın bstesini haarladı. Bır yandan da Mecbs'in açıbnası hazırlık- lan sürdürülüyordu. Birçok pobtikaanın, .ordu içinde olup bitenlerden haberi yoktu. Kimi subaylar, birtakım girişimlerde bu- lanarak "21 Ekim Protokolu"nun uygulan- masmı engellediler. Bir dizi toplanünın ar- dından, siyasal partilerin cumhurbaşkanhğı için aday göstermelerinin önlenmesi yolun- da karar abndı: Ordu içinde olup bitenleri öğrenen CHP lideri İnönü de bir demeç vere- rek, Gürsel adaybğını koyduğu takdirde partisinin yardımcı olacağını bDdirdi. AB Fuat Başgü'in adaybğı önleniyor Yassıada duruşmalan sırasında verdiği ifadeyle ün kazanmış olan ve İsviçre'de yaşa- makta bulunan anayasa hukuku profesörü Ah' Fuat Başgil AP listesinden Samsun Se- natörü seçilmişti. Son Havadis gazetesi sık sık kendisinden söz ediyordu. AP'bler ara- smda "Millet isterse cumurbaşkanhğını ka- bul ederim" dedigi yolunda söylentüer var- dı. Meclis'in açılması yaklaşınca kimi AP'- bler tarafından Başgjl'in cumhurbaşkanlığı- na getirilmesi konusu ortaya atıldı. Bu, par- tiyi kanşürdı. Konu AP Genel Yönetim Kurulu'nda görüşüldü. Burada Başgü'in adaybğında ısrar edenler oldu, genel başkan Ragıp Gümüşpala'yı (kısa süren Genelkur- may Başkanbğı'ndan sonra AP'nin kurucu başkanı olmuştu) aday gösterenler oldu... O günlerde ıstanbul'a gelen Başgil büyûk gösterilerle karşılandı. Kimi subayîann onu adayüktan ve senatörlükten vazgeçirmegiri- şimi, cunta kaynaşmalan arasında İstan- bul'da uygulamaya konulamadı. SÜRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear