Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA »MAiıo
ıo PAZAR KONUKLARI
Leyla Tavşanoğlu, Istanbul Üniversitesi'ndeki'rektörlük'savaşım ikirakibesordu
Demiroğlu: Kanunizin
veriyorsanedenolmayayım- Çok eleştiriler alıyor-
sunuz. Bunda belki, çok
uzun sûre rektörlük
I yaptnamzın da payı var.
' Lsuisüzlükler >apmakla
da suçlanıyorsunuz. Bu
suçlamalara karşı siz neler
söyieyeceksiniz?
DEMİROĞLL*"- Dikkat ederseniz. bu
eleştiriler ve suçlamalar son seçimden
önce başlamıştır. Ve hala da devam et-
mektedir. Ondan önce herhalde hiçbir su-
çum yokmuş. Ve bunlann hepsinin iftira
olduğunu; yanhş bilgiler ve uydunnalar
olduğunu; basın organlannda yaalan-
lann hepsine tek tek cevap verdiğimi; baa-
lannı da yazdırmayı başaramadığımı, söy-
lemek isterim.
En son Interslar'da yapılan açıklamalar
hakkında bilgi vereyım. Bana suçlamalan
yönelten bu kişilenn bır kısmı, benim
yanımda yetişmışlerdir. Ömeğin Kemal
Alemdaroğlu, benım yanımda yetişmiş
değildir. Ama sıze Kemal Alemdaroğlu'-
nu söyleyeyim. Ben onu dekan olarak
tanıdım. Ve bana da kendisini Nurettin
Sözen (Istanbul Büyükşehir Belediye Baş-
iftira
Dikkat ederseniz, bu
eleştiriler ve suçlamalar son
seçimden önce başlamıştır.
Ve hâlâ da devam
etmektedir. Ondan önce
herhalde hiçbir suçum
yokmuş. Ve bunlann
hepsinin iftira olduğunu
söyledim.
kanı. o dönemde Cerrahpaşa Tıp Fakülte-
si öğretım iiyesı) takdim etmıştir.
Kemal Alemdaroğlu. daha yeni asker-
den gelmışti. Ortadaydı, üniversiteye ka-
bul edilemiyordu. Benim baskılanmla,
kürsüsünün ıstememesıne rağmen, ben
onu Cerrahı Kürsüsü'ne koydum. Benim
için keyfi atamalar yapıyor. diyorlar. Aca-
ba o, ke>fı atama değıİ miydi? Şimdi bu.
zat benim aleyhimde konuşuyor. Neden
konuşuyor? Ben. bır kompleksi var diyo-
rum.
İkinci konuşan şahıs ıse Ihsan Ağaçhan.
En çok konuşan o. İki defa konuştu. İki yıl
önce üniversiteden disiplin cezasıyla uzak-
laştınldı. Ve halen bana yaptığı bir haka-
ret dolayısıyla Danıştay'tn da onayıyla
Asliye Ceza Mahkemesi'nde mahkemesi
devam ediyor.
- Gösterdikleri belgclcnn hşşsi yanhşür.
örneğin Kemal Alemdaroğnı diyor ki:
" Üniversitenin kredisıni başka yerlere
kaydırdı." Ama belgeler elimizde. Size
KAZANAN
Prof. Dr. CEM'İ
DEMİROĞLU
1926 'da İsianbul'da doğdu. Orta
öğrenimini Pertevniyal Lisesi'nde
tamamladı. İÜ Tıp Fakültesi'ni
bitirdikten sonra Tedavi ve
Farmakoloji Kürsüsü 'ne asistan
oldıı. 1954'teuzman. 196O'ta_
doçent, 1967'de profesör oldu. İki
yıl A Imanya da. daha sonra
İngiltere ve A BD 'deki
üniversitelerde çalıştı. 1971 'de
Cerrahpaşa Tıp Faküttesi yönetim
kurulunagirdi. 1973'tedekan,
1976 'da ikincikez dekan oldu.
Ünirersitelerarası Kuruida üyelik
yaptı. 1980 de seçimle İÜ Rektörü
oldu. 1982'de rekıörlüğe atandı.
1987de yenidenatandı. 1992
temmuzunda yapılan seçimde
yeniden İÜ Rektörü seçildi.
payım? O tefsire rağmen, girmese miydim?
Uzun süre. diyorlar. Bunu diyenler biraz
dünyayıdolaşsınlar. Yirmi yılîık rektörler
var. Eğer rektör iş görüyorsa. yennde
oturtuyorlar. Seçim olsun. atama olsun.
İngiltere'de, Amerika'da hiçbir şekılde se-
çim yok. Almanya'da seçim \ar. Rektörü
seçiyor, profesör ağırhku seçıyor.
Başardun
Size Münih Üniversitesi'nde yaşadığım
bır olayı anlatayım. Münih Ünıversitesi"-
nden şeref doktorluğu aldım. Akşam bir
parti verdiler. Seçimle gelen rektör de be-
nimle birukteydi. Heıkes onun ge*T%ini
sarmıştı. Bütün güç. onun elindeydi. Hü-
kümet para verdigi yeri hiçbir zaman boş
bırakmıyor.
Ben bir tek Kardiyoloji Enstitüsü'nün
başkanjyım.
- Peki Florence Niehtingale Vakfı?
DEMtROĞLU - O vakıf değil. Bızim
vakfın bir kuruluşu...
- Kardiyoloji Vakfı. sizin önayak obmıu-
zla kuruldu. Florence Nightingale Hastane-
side...
DEMİROĞLU - Onu bizim vakıf kur-
du.
- Rektöriük seçûnlerini kaybedenlerin ai-
knizi ve sizi ölümle tehdit ertiğini söykmiş-
tiniz.
DEMİROĞLU - Hayır. O tek bir kişi-
dir. O da mahkemededir. O şimdi benim
aleyhimde olan gruplarla çalışıyor. Aşıkar
bir şekilde iştirakçi.. O kişi lhsan Ağaç-
han"dır.
Onun hak-
kında da
dava açtım.
Benim üni-
versiteden
çıkardığım
bir kişi. Beni
ve oğlumu
tehdit etti.
Televizyona
çıkıyor, ko-
nuşuyor. Biz
de cevap-
lanmızı veri-
yoruz. mah-
kemelerimizi
açük. Ba-
kalım...
- Gerçek-
ten size karşı
bu > oğun muhalefet, son rektöriük seçimiy-
le mi başladı? Ondan önce tnç yok tnuydu?
DEMİROĞLU - Hayır. Ondan önce
kesinlıkle yoktu. Üniversitemizsükûn için-
deydi. Bu seçim kanunu çıktı. Çıkar
çıkmaz başladılar. Bülent Berkarda ve
ekibi diyebılirim. Bildinler dağıUılar...
Bunlar beş kişidir. Altına ismi zor bulur-
sunuz. Ben de bazen sayıyorum. Onlann
etrafında halkalar var, ama esas yürütü-
cüler beş kişidir ve hepsi Cerrahpaşa'dan-
dır.
- Sizce Bületıt Berkarda ve gnıbu size ne-
den muhalefet ediyor?
DEMİROĞLU - Bunu kendilerine so-
run. Bülent Berkarda, benim yanımda ye-
tişmiştir. Başaşisianhğına ben önayak o\-
muşumdur. Önce Kardiyoloji'de baş-
lamış, sonra Hematoloji'ye. ardından da
Onkoloji'ye geçmiştir. Bunu kendisine so-
nın. Ben 'hayret ediyorum. Devamlı top-
lantılar yapıyorlar. ÎJniversiıenin sorunu,
diyorlar; kendi sorunlannı ortaya atıyor-
lar. Oraya giden arkadaşlar gelip bana
naklediyor. Rektörlük seçimine gelince
birçoğu da itiraz ediyor.
- Bir de eleştirildiğiniz bir konu, üniversi-
tenin gerçek fonksiyonunu >apmaması...
Berkarda:Demiro^u'nun
rektörlüğûyasal değil
Üiriversitedeçekişnte
Istanbul Üniversitesi'nderektörlük için 1992yıh
temmuzunda seçimyapıldı. Daha önce üç dönem
rektörlükyapnuş olan Prof. Cem V Demiroğlu
yeniden rektör seçildi. Ancak, Demiroğlu nun
üniversite içindeki muhalifleri, rektörü, öncelikle
yasal obnayan biçimde rektör seçilmekle
suçbıyorlar;yeniyasanın üç dönem rektörlük yapan
bir kifinin yeniden adaylığını koymasına izin
vermediğini söylüyorlar. Demiroğlu aynca pek çok
usulsüzlükle de suçlantyor. Demiroğlu ise rektörlüğe
Danıştay 'ın olumluyorum getirmesinden sonra
adayUğını koyduğıuuı, hiçbir usulsüzlüğü olmadtğvu
beliırtiyor. Konuyu Demiroğlu 'nu elestirenlerden
1992 rektörlük seçimleri adayı Prof. Bülent
Berkarda ve Prof. Cem V Demiroğlu ile konuştuk.
Muayenchanem yok
Birçok görevim var. Ama muayenehanem yok.
Rektörün muayenehanesi nerede diye hâlâ telefon
ediyorlar. Sabah evden çıktığım zaman, doğru
hastaneye giderim. Bunu herkes bilir. Saat bir-bir
buçuk gibi buraya gelirim (İÜ Rektörlük Bölümü).
^Bazen yedide çıkanm. Çalışan insan neden birkaç iş
yapmasın?
gösterebilirim.
- Florence Nightingale Hastanesi'ne
1987'de aktanlan bir krediyi söylüyor Ke-
mal Alemdaroğlu. Ama 198Tde Florence
Nightingale Hastanesi yoktu...
DEMİROĞLU - Evet. yoktu. Orası.
üst katlan sıkıyönetim zamanında askeri
işgalde olan bir binaydı. İki kaü, yüksek
hemşıre okulu olarak kuUanılmaktaydı.
Florence Nightingale Vakfı'nındır. 1982
kanunuyla kolejler kapanınca o okul da
kapandı. Kapanmasaydı, biz zaten o bi-
nayı büyütüyorduk. Binayı o vakıftan ki-
raladım. büyüttüm. Çok güzel bir yer
oldu. O krediyle aletleri getirdim.
Kemal Alemdaroğlu'na bakarsanız, Bi-
lezikçi ÇiftliğTni de ben Bilkent Cniversi-
tesi'ne değil. Bilkent Vakfı'na satrmşım.
Ama öyle değil. Hepsinin belgeleri elimiz-
de.
- Burada çok açık bir suelama var. Bile-
zikçi Çiftliği'run \akfa satddığı >e amacın
da arazi üzerinde Alarko'ya villalar yaptı-
rmak olduğu söyleniyor...
DEMİROĞLU - Vakfa değil, üniversi-
teye satıldı. Tapu kayıtlan üniversitenin.
Burada Alarko'nun ilgisi yok. Alarko'-
nun ilgisi ikinci parselde. Alarko bu parse-
le bizim istimlak kaydımıza karşı itiraz
etti. Tapuda çıkmadı. Biz bunu Başba-
kanhk'tan, Bakanlar Kurulu"ndan vs.
hepsinden çıkardık. Orayı Alarko'dan
mahkemeyle aldık. Alarko bana geldi,
"Ben burayı aldım" dedi. "Aldın, ama
kullanamazsın. Bizim istimlak karanmız
var. Bu iş üst mahkemede biter" dedim. O
mahkemeyi de açtım ve geriye aldım. Ce-
lal Ercıkan da gazetelere oğlum için, '"Da-
valı kişiden nasıl olur da ev alır?" diyor.
Sanki Alarko oğluma rüşvet vermiş.
- Çok uzun sûre rektörlük >apmanız eleş-
tiriliyor. 1992 temmuzunda Meclis'ten
çıkan yasa. bir kisinin sıra>la iiç dönem
rektör seçilmesini engelliyor. Siz nasıl seçi-
lebildiniz?
DEMİROĞLU - YÖK. Danıştaydan tef-
sir ıstedi. Çünkü kanunda geriye atıf yok.
Danıştay'dan YÖK"e gelen cevapta da se-
çime gircbilcceğim belirtıliyordu. Kanun
öylc tefsir edı'dı. Seçmeyın... Seçimlerde
en yüksek oyu ben aldım. Geçerli oyun
vüzdc 42"sinı ben aldım. Daha ne va-
Bizde atama eleşüriliyordu. Ben atamayı
da başardım, seçimi de başardım. Daha ne
istiyorlar? Baştan söylenen sözlerin hepsi
seçimden önce başlatılmıştır ve hala da de-
vam etmektedir. Neden? Acaba beni sar-
sarlar mı? Danıştay'a baskı ortarru yaratı-
rlar mı? Danıştay'da açılan dava devam
ediyor. Sonucunu göreceğiz. Benim gibi,
seçime girip de yeniden seçilen birkaç rek-
tör daha var. Rekıörlerin bir kısmı da za-
ten, yaş haddinden emekli oldu. Ne ola-
cak? Daruştay kendi içinde halletsın.
- Rektörlükten başka görevleriniz olması
ekştiriliyor...
DEMİROĞLU - Var. Ama muayene-
hanem yok. Rektörün muayenehanesi ne-
Seçmesinler
Seçimlerde en yüksek oyu
ben aldım. Geçerli oyun
yüzde 42'sini ben aldım.
Daha ne yapayım? O tefsire
rağmen, girmese miydim?
Uzun süre, diyorlar. Bunu
diyenler biraz dünyayı
dolaşsınlar.
rede diye hala telefon ediyorlar. Sabah ev-
den çıktığım zaman, doğnı hastaneye gi-
derim. Bunu herkes bilir. Saat bir-bir bu-
çuk gibi buraya gelirim (İÜ Rektörlük
Bölümü). Bazen yedide çıkanm. Çalışan
insan neden birkaç iş yapmasın? Türkiye'-
yi bir başbakan idare ediyor. etrafında ba-
kanlan var. Benim de etrafımda dekan-
lanm var, enstitülerin müdürleri var. Ya-
pamasaydım bugüne kadar başanlı ol-
mazdım. Demek yapıyorum ki beni isti-
yorlar Ben de oturuyorum yerimde.
- Hem rektör. hem YÖK üyesi obnanızı
çelişkili göriiyorlar..
DEMİROĞLU - Kanun müsaıt. Ben
kendi kendıme YÖK üyesi olmadım.
Yaptılar beni. ben de kabul eilim.
- Bazı takıfların başkanrsınız...
DFMİROĞLU - Ben bır tek vakfın
ba^kunıyım. Diğer vakıflura şeref üyesı
diye, kurucu üye dıye almışlardır. o kadar.
DEMİROĞLU - Bu kadar büyük iftira
olmaz. Eğer ben bunu yapmadıysam, bu ka-
dar yüksek oyu niye aldım? Herkes bunu
takdir eder. Avalar Kampüsü kapahydı.
1985'ten itibaren orayı açtım. Üç fakülte,
meslek yüksek okulla'n, hepsi faal. Kültür
Merkezi diye bir şeyimiz yoktu. Şimdi öğ-
rencilerin aktif çalîştıklan bir kültür merke-
zi kuruldu. Yassıada'yı 1982'de abyorduk.
Bazı nedenlerden alamadık. Şimdi aldık; bu
yıl Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu'nu
oraya taşıyoruz. Cennet gibi bir yer.Ben ki-
min neyine karışrnışım? Dekanlar ita amir-
liklerini kendileri yapar.. Ben döner serma-
yeden iki maaş ahyormuşum. Niye Cerrah-
paşa'nınki düşükmüş? Onu söylüyorlar.
Ben parayı Kardiyoloji Enstitüsü'nden alı-
yorum. Orasırun ayhk geliri üç milyar küsur
İiradır. Cerrahpaşa ve Çapa'nın toplam
aylık geliri 3.5 milyardır. Neden olmasın?
Benimle birlikte bütün hocalar alıyor.
- Sizin hiç kimseye inisiyatif vermediğiniz
de sövleniyor...
DEMİROĞLU - Yalan efendim. Siz
bunu gidin dekanlarla, yöneticilerle konu-
şun. Kime inisiyatif vermemişim? Tıp fakül-
telerinin döner sermayelerini dekanlar yö-
neüyor. Birçok üniversitede rektör bunu
dekana vermemiştir. Kendi elinde tutar.
Bunlar tamamen iftira, yalan. hayali uydur-
malardır. Bazı şeyler duyuyorum, şaşınyo-
rum; bunu nasıl uydurdular diyorum. Böyle
bir düşünce insanın nasıl akhna gelebıbr?
Benim için, ceza veriyor diyorlar. Cezayı
niye verdim9
Hakaretten verdim.
- Bu eleştirenler sadece beş kişi mi?
DEMİROĞLU - Kesin beş kişi Başkası
yok. Yazılanlardan belli. Çevresinde insan-
lar vardır, tabii. Arkadaşlıklar, şunlar bun-
lar devam ediyor. Ama Bülent Berkarda,
Uğur Derman. Hasan Yazıcı... Bu üçü bi-
zim klinikten. Kemal Alemdaroğlu dışar-
dan. Celal Erçıkan Göz Kliniği'nden. Celal
Erçıkan geçimsiz bir insandır. Yazılannı bi-
lirsiniz. Kürsüsüyle hiç geçinemez. Kürsü
rahat etsın diye. ben ona bir merkez kur-
dum; yatınm yaptım. Merkezın başındaydı.
ama yatınmı esas kullanacak olanlar genç-
lerdi. Gayet de başanlı oldu. Ama bir >ere
gcldı. benim alcyhime döndü. Gazeteye açı-
klanıa yapıyor. "Hakkımda 30 soruşturma
açıldı: hiçbirisinde ceza görmedim" diyor.
Bize üniversitenin
tanımını yapar mtsınız?
BERKARDA - Hükü-
Jmetin bir üniversite yasa
' tasansını görüştüğü şu
gunlerde üniversite konu-
sunun yeniden güncelleş-
tiği malumdur. Esasen üni-
versıte konusu vıllardan beri günceldir.
Çünkü 1982'de YÖK Kanunu çıkab beri
ünıversıtelerde bir tartışma başlarruştır ve
bu kanunun hatalan ve sevaplan günümü-
ze kadar tartışılmaya devam etmektedir.
Üniversite bizce ülkenin beyni niteliğin-
de bir organdır, bir kuruluştur. Ve üniver-
site bu önemli mevkiini eğiüm-öğretim,
araştırma \ e hizmet konulannda çabşmak-
la yerine getirir.
Bu mevkiini böy-
le kazanmıştır.
Eğitim-öğre-
timden ne anlıyo-
ruz? Dünya ve
ülke gerçeklerini
iyi kavrayarak
özellikle ülke ih-
tiyaçlannı
karşılamak üzere
çeşitli meslek
mensuplannı. bu
arada politikacı-
lan, parlamen-
terleri ve toplu-
mun bütün eğitil-
miş kitlesini ye-
tiştırmek görevi
bence üniversite-
lere düşmektedir.
Bugün ünıversiteler bunu yapmaktadırlar.
Ama üniversiteler bunu daha üst düzeyde.
daha iyi yapmak durumundadırlar.
Üniversite. adam yetiştirirken, meslek
verirken dünya durumunu kavrayacak,
ülke ihtiyacına yönelik adaptasyonlanyla
o tıp adamlar yetiştirecek ki insanlar da ye-
tiştikten sonra ülkede iş bulsunlar. Yoksa
şimdi önümüze işsiz üniversiteliler sorunu
çıkacak. Bunu önlemenin bir çaresi o me-
zunlann ülke ihtıyaçlanna göre yetıştirıl-
miş olmalandır. Bu yapılırsa faydalı olur.
Eğitim-öğretimle ilgili ilke bu olmalı.
Araştırmaya gelince... Bilime katkıda
bulunacak şekilde ve yine de ülke gerçek-
lerine öncelik vererek araştırma yapıl-
malıdır. Yapılan araştırmalann hiç olmaz-
sa bir kısmının faydacılık anlayışına göre
yapılması lazımdır. Hiç gerçekle ilgisi ol-
mayan. faydası belli olmayacak araştırma-
lardan çok, ülke ihtiyaçlanna yönelik boş-
luklan dolduracak araştırmalann da ihmal
edilmemesi gerekir.
Hizmete gelince... Kendi gücünü kul-
lanarak halka doğrudan doğruya hizmet
vermeyi kastediyoruz. Bu. bugünkü haliy-
le. esas itibanyla tıp fakültelerinde hastane
hizmetleri olarak venlmektedir. Ve toplu-
mumuz doğrusu bundan çok yararlan-
KAYBEDEN
Prof.Dr. BÜLENT
BERKARDA
1932 doğumlu. Orta öğrenimini İzmir
Atatürk Lisesi,yüksek öğrenimini İV
Tıp Fakültesi'nde tamamladı. İÜ
Tedavi Kliniği ve Farmakoloji^
Enstitüsü nde asistanhk yaptı. İç
hastalıkları, hematoloji ve onkoloji
dallarında uzman oldu. 1972-74yılları
., arasındaABD'de Rochester
Üniversitesi 'nde onkoloji eğitimini
tamamladı. A BD den dönüşünde
• Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 'nde
Onkoloji Bilım Dalı 'nı kurdu.
1974 den bu vana Onkoloji Bilim
Dalı nıyöneüyor. 1976 da Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı,
1979 da dekan oldu. 1982 dp dekanlık
görevi sonaerdi. İstanbul Üniversitesi
rektörlüğüiçin 1992 Temmuzu'nda
yapılan seçonlerde adaylığını koydu,
ama kazanarrıadı.
törii olan Prof. Cem'i Demiroğlu altı yıl
dekanlık. 14 yıl da rektörlük yaparak 20 yıl
üniversitenin başında kalmayı başarmış bir
rekortmendir. 1980 yılında seçimle rektör
olmuş, sonra 1982 ve 1987 yıllannda za-
manın Cumhurbaşkanı Evren tarafından
rektör olarak iki kere atanmıştır. Kuşku-
suz birçok hizmetlen olmuş. bu arada do-
ğal olarak eleştirilere konu olan icraatı da
bulunmuştur. 20 yıllık yönetfcilik kimi yı-
pratmaz ki? Temmuz 1992'de koalisyon
hükümetinin öncülüğünde TBMM. rek-
törlerin seçilmesiyle ilgili bir yasa çıkarmış
ve bütün üniversitelerde rektör seçimi
yapılmıştır. Her ne kadar bu yasada getiri-
İen seçim gerçek seçim değilse Je öğretım
üyelerinin çoğunluğu. "hiç yoktan ıyidir.
12 yıldır ilk defa bir konuda fiknmiz sorul-
kimliği görevı eklenmiştir. Bu kadar çok
sayıda ve çeşitli görevi yapmaya nasıl vakit
bulduğunu anlamak güçtür. Istanbul Üni-
versitesi Türkiye'nin en büyük üniversitesi-
dir. Buradaki rektörlük görevinin başka
bir işe pek izin vereceğjni sanmıyoruz.
Sayın Demiroğlu kaç vakfın başkanıdır
ve bu vakıflann gelirleri nereden temin
edilmektedir. nasıl harcanmaktadır? Yol-
suzluk iddialanru biz söylemiyoruz. Ken-
disinin, bizimle hiçbir ilgisi olmayan danı-
şmanlan bunlan televizyonlarda anlatı-
yorlar. Biz o danışmanîan tanımıyoruz
bile.
Anlamakta güçlük çektiğimiz bir diğer ;
nokta hem rektörlük, hem onun bir üst ka- i
demesi olan YÖK üyeliği bir arada olur '
mu? Birinden birini tercih etmesi gerekmez
mi? Bir başka konu da şu: Hangi rektör
kendi üniversite hastanelerinin bir sürü ek-
siğj gediğj varken dışarda lüks bir vakıf
hastanesi açmakla övünür? Bir başka soru:
Bu kadar uzun rektörlük olur mu?
Bizim tek isteğimiz onun da herkes gibi
yasalara uyması ve görevini yasal, insaf da-
hilinde. şefiaf bir şekilde yapmasıdır. Ve di-
leğimiz yeni çıkacak üniversite kanununun
Kanun diyor kl!
Bir kere biz rektörlüğe
başvuruşunu yasal
bulmamıştık. Kanun, "Bir
kimse iki devreden fazla
rektör olamaz" diyor.
Kendisi üç devre olmuştu.
Dolayısıyla başvurusu,
aday oluşu bileyasal
değildi. Bu yüzden
sinirlendik.
çeşitli sorunlara çözüm getirmesıdir.
- Prof.Demiroğlu, Sabah gazetesinde
çıkan demecinde sizin için "Hırslıdır" di-
yor...
BERKARDA - Benim hırsım birse ken-
dısinın hırsı yüzdür.
- Sizin, rektörlük secimini kaybettiğinizde
çok sinirlendiğinizi >e kendisini çekiştirdi-
ğini/i de a\nı demecinde ifade ediyor...
BERKARDA - Bir kere biz rektörlüğe
başvuruşunu yasal bulmamıştık. Kanun,
"Bir kimse iki devreden fazla rektör ola-
maz" diyor. Kendisi üç devre olmuştu. Do-
layısıyla başvurusu, aday oluşu bile yasal
değildi. Bu yüzden sinirlendik. Bunda bir
şey yok. Kanunu dinlemeyen bir kişiye
bunu hatırlattığınız zaman yine dinlemezse
herhalde kahkaha atmazsınız onun karşısı-
nda. Sınirlenirsiniz. O yüzden de en yüksek
ıdari merci olanüanıştay'a giıtik.
- Prof. Demiroğlu'nun hakkınızda bir de,
"Rektöriük çok zor bir iş. Keşke seçflse de
maktadır.
Üniversitelerin topluma yapacaklan pek
çok katkılar var. Bugün bunlann bizde
yapıldığı pek söylenemez. Üniversiteler
doğrusu biraz kabuklanna çekilmiş du-
rumda yaşamaktadırlar. YÖK Kanunu-
nun da bunda dahlı vardır. Çünkü üniver-
sitelerde fıkir tartışması. fikır üretimi bu
kanundan sonra azalmıştır. Hiç kimse dü-
şündüklerini rahatça söyleyecek durumda
değildir. Herkes konuşacağı zaman düşün-
mekte. önce suç teşkil edip etmediğini
araştırmakta, ondan sonra da bu kadar
düşündükten sonra söyletnekten vazgeç-
mektedir.
Üniversitelerimizden hukuk, iktisat, iş-
letme fakültelenmizden yararlanmak
mümkün. Üniversitelerimiz öğretim-eği-
tim dışında topluma yanstyacak fonksi-
yonlannı ne yazık ki yerine getiremiyor.
Bunun en önemli nedeni toplumun bunlan
üniversiteden istemeyişidir. Toplum, üni-
verseteden ne isteyeceğjnı bilmiyor. T o p
lum üniversiteden sadece çocuklannı eğit-
mesini istiyor. Ama üniversiteler sadece
bununla yetinmemeli.
Üniversite kanunu demokratik, özgür.
özerk bir üniversite yaratacak şekilde dü-
zenlenmeli Fakültelere ayn ayn hükümet
şahsıyetleri verilmeli. Şu anda güncel konu
olan hükümetin üniversite yasa tasansırun
en önemli yanbşı ya da eksiği, fakültelerin
parlamentolan sayılacak fakülte kurul-
İannm küçük tutulmasıdır. Fakülte kurul-
lan 15-20 kişilık kurullar halinde güdük
kalmamalı. bütün öğretim üyelerinin
katıldığı, serbestçe tartışılabilen, sık topla-
nan kurullar halinde olmalıdır.
Bugün her fakültenin kendi alanında
halka, özel sektöre, devlete vereceği çok de-
ğerli, çok önemli, ekonomiyi hizla kal-
kındıracak hızmetler vardır. Ömeğin Zira-
at Fakültesi. Bugün toplumumuz hâlâ bir
tanm toplumudur. Ziraat fakülteleri yılda
iki kere ürün alma tekniğini geliştirdikleri
takdirde Türkiye'nin tanmsal gelirlerinin
ne kadar yükseleceğini hesaplamak çok
kolaydır
- Peki. İstanbul t niversitesi'nde son ay-
larda bazı olaylar oluvor. Rektör bazı usul-
süzlükler j apmakla suçlaoıyor...
BERKARDA - İstanbul Üniversitesi Rek-
7 görevll rektör
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğû. İstanbul Üniversitesi
Cerrahpaşa İç Hastahklan Ana Bilim Dalı Başkanlığı, aynı
ana bilim dalında Genel Dahiliye Bilim Dalı Başkanlığı,
YÖK üyeliği birkaç tane vakfın başkanlığı, Kardiyoloji
Enstitüsü Başkanlığı.
Bunlara şimdi Florence
Nightingale Hastanesi
Başhekimliği görevi
eklenmiştir.
du" diye oy kullanmışlardır. İstanbul Üni-
versitesi'nde Prof. Demiroğlu oylann yüz-
de 25 kadannı almış. diğer oylar beş aday
arasında bölünmüştür. Yani öğretim üye-
lerinin yüzde 75'ı 20 yıllık idareciye oy ver-
memışlerdir.
En fazla 2 de\Te
Daha önemli bir nokta ise rektör seçim
kanununda iki devreden fazla rektör olu-
namayacağı yazıh olduğu halde Prof.
Demiroğlu'nun seçime girmeye cesaret edi-
şidir. Biz bunun üzerine Danıştay'a iptal
davası açük. Yani bu seçime girme olayım
yasal bulmuyorduk. Danıştay'daki dava
Rekoftmen
İstanbul Üniversitesi
Rektörü olan Prof. Cem'i
Demiroğlu altı yıl
dekanlık. 14 yılda
rektörlük yaparak 20 yıl
üniversitenin başında
kalmayı başarmış bir
rekortmendir.
halen devam etmektedir. Bu davadan do-
layı bize muğber olan Prof.Demiroğlu
bana ve benim gibi düşünen öğretim üyele-
rine savaş açmıştır.
Kendi gazetesi gibi kullanabildiği bir Sa-
bah gazetesinde bizi hakaret derecesinde
eleştirdikten sonra "Seçimi kaybeden grup
beni ve evlatlarımı ölümle tehdit ediyor"
diyebilecek kadar ölçüyü kaçırmışa benzi-
yor. Prof. Demiroğlu büyüteci biraz kendi-
sine çevirip baksa...
- Prof. Demiroğlu'nun rektörlükten baş-
ka şu anda ne görevleri t ar?
BERKARDA - Kendısinın yedi eörevi
var İstanbul Üniversitesi Rektörlüğû. İstan-
bul Üniversitesi Cerrahpaşa Iç Hastahklan
Ana Bilim Dalı Başkanlığı, aynı ana bilim
dalında Genel Dahiliye Bilim Dalı Baş-
kanlığı, YÖK üyesi, birkaç tane vakfın
başkanı. Kardiyoloji Enstitüsü Başkanı.
Atatürk Em-tuüsu Başkanı. Bunlara şımdı
Florence Nightingale Hastanesi Başhe-
anlasa" sözleri var...
BERKARDA - Kısmet... Durun baka-"
lım. seçılirsek. anlanz. Ben idari tecrü- '
besi olan bir kimseyim. Bugün Cer- '
rahpaşa 400 öğretim üyesi olan çok büyük
bir fakültedir. Ben o fakülteyi yönettiğime
göre belkı rektörlüğû de yapanm. Yapa-,
mazsam hemen çekilirim. Öyje görevlerde
20 yıl ısrar etmem. tstanbul Üniversitesi'-
nde binlerce öğretim üyesi var. Bu bir bay-
rak yanşıdır. Bırakalım. herkes biraz görev
yapsın. Bunun yıllarca bir kişide sürmesi ı
doğru değil. En ıyisiyim. diye bir insanın ,
kendi kendıni methetmesi ise hiç doğru de- j
ğil.Dekan olduğum gün, "'Arkadaşlar ben ;
bir devre için dekan oluyorum" dedim. O ',
devre sonunda da çekıldim. Yoksa de-
kanlığımı sürdürmem zor değildi. O hırs
yok bende. Olsa ben de onun gibi beş-on
devre dekanlık, şu, bu, yapabilirdim. Ben
esas, bilimi tercih ediyorum.
- Prof. Demiroğlu'nun muhalifleri diyor- -
lar ki: "O hem İçişleri Bakanı, hem Bostancı j
Karakolu'nun başkomiseri, hem de bir ara J
sokaktaki polis noktasının polisi gibi dav-j
ranıyor. Oysa bu olamaz." \
BERKARDA - Gerçi yasal bir engel yok,:
ama olamaz. Her şeyi yasalar tayin etmez
zaten. Bazı şeyler kanunda yazmasa da ol--
maz. Akıl var. mantık var.Prof. Demiroğlu
daha önce saydığım vakıflann başkanı. Bu .
vakıflar nerden para buluyorlar, gelirleri
nedir ve bu gelirler nereye harcanıyor? Bu \
vakıflann amaci üniversite hastanelerine
yardım. Kurulurken öyle kuruluyor. Ama'
sonunda paralan üniversite hastanelerin-;
den kazarayorlar. Benim anladığım ürü-;
versiteye yardım vakfını dışarda ku-'
rarsınız. Dışardan para, yardım, iane, '•
bağış toplarsıruz ve üniversiteye getirir, ve- ;
rirsiniz. Oysa bu vakıflar makbuzlannı;
üniversitede kesiyorlar, bu paralar dışan •
çtkanlıyor ve yöneticıler bu paralan kul-',
lanıyorlar. Bunda da bir sakatbk var. [
- Bu >akıfların hepsi Prof. Demiroğlu'nun •
önayak olmasıyla mı kuruldu?
BERKARDA - Ben de bilmiyorum.J
Onun hangı vakıflan kurduğunu, hangi-
lerine önayak olduğunu, kaçında başkan
olduğunu, bunlann gehrlennin nerelerden
geldiğini, nasıl harcandığım sormak gerek.'