22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA »MAiıo ıo PAZAR KONUKLARI Leyla Tavşanoğlu, Istanbul Üniversitesi'ndeki'rektörlük'savaşım ikirakibesordu Demiroğlu: Kanunizin veriyorsanedenolmayayım- Çok eleştiriler alıyor- sunuz. Bunda belki, çok uzun sûre rektörlük I yaptnamzın da payı var. ' Lsuisüzlükler >apmakla da suçlanıyorsunuz. Bu suçlamalara karşı siz neler söyieyeceksiniz? DEMİROĞLL*"- Dikkat ederseniz. bu eleştiriler ve suçlamalar son seçimden önce başlamıştır. Ve hala da devam et- mektedir. Ondan önce herhalde hiçbir su- çum yokmuş. Ve bunlann hepsinin iftira olduğunu; yanhş bilgiler ve uydunnalar olduğunu; basın organlannda yaalan- lann hepsine tek tek cevap verdiğimi; baa- lannı da yazdırmayı başaramadığımı, söy- lemek isterim. En son Interslar'da yapılan açıklamalar hakkında bilgi vereyım. Bana suçlamalan yönelten bu kişilenn bır kısmı, benim yanımda yetişmışlerdir. Ömeğin Kemal Alemdaroğlu, benım yanımda yetişmiş değildir. Ama sıze Kemal Alemdaroğlu'- nu söyleyeyim. Ben onu dekan olarak tanıdım. Ve bana da kendisini Nurettin Sözen (Istanbul Büyükşehir Belediye Baş- iftira Dikkat ederseniz, bu eleştiriler ve suçlamalar son seçimden önce başlamıştır. Ve hâlâ da devam etmektedir. Ondan önce herhalde hiçbir suçum yokmuş. Ve bunlann hepsinin iftira olduğunu söyledim. kanı. o dönemde Cerrahpaşa Tıp Fakülte- si öğretım iiyesı) takdim etmıştir. Kemal Alemdaroğlu. daha yeni asker- den gelmışti. Ortadaydı, üniversiteye ka- bul edilemiyordu. Benim baskılanmla, kürsüsünün ıstememesıne rağmen, ben onu Cerrahı Kürsüsü'ne koydum. Benim için keyfi atamalar yapıyor. diyorlar. Aca- ba o, ke>fı atama değıİ miydi? Şimdi bu. zat benim aleyhimde konuşuyor. Neden konuşuyor? Ben. bır kompleksi var diyo- rum. İkinci konuşan şahıs ıse Ihsan Ağaçhan. En çok konuşan o. İki defa konuştu. İki yıl önce üniversiteden disiplin cezasıyla uzak- laştınldı. Ve halen bana yaptığı bir haka- ret dolayısıyla Danıştay'tn da onayıyla Asliye Ceza Mahkemesi'nde mahkemesi devam ediyor. - Gösterdikleri belgclcnn hşşsi yanhşür. örneğin Kemal Alemdaroğnı diyor ki: " Üniversitenin kredisıni başka yerlere kaydırdı." Ama belgeler elimizde. Size KAZANAN Prof. Dr. CEM'İ DEMİROĞLU 1926 'da İsianbul'da doğdu. Orta öğrenimini Pertevniyal Lisesi'nde tamamladı. İÜ Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra Tedavi ve Farmakoloji Kürsüsü 'ne asistan oldıı. 1954'teuzman. 196O'ta_ doçent, 1967'de profesör oldu. İki yıl A Imanya da. daha sonra İngiltere ve A BD 'deki üniversitelerde çalıştı. 1971 'de Cerrahpaşa Tıp Faküttesi yönetim kurulunagirdi. 1973'tedekan, 1976 'da ikincikez dekan oldu. Ünirersitelerarası Kuruida üyelik yaptı. 1980 de seçimle İÜ Rektörü oldu. 1982'de rekıörlüğe atandı. 1987de yenidenatandı. 1992 temmuzunda yapılan seçimde yeniden İÜ Rektörü seçildi. payım? O tefsire rağmen, girmese miydim? Uzun süre. diyorlar. Bunu diyenler biraz dünyayıdolaşsınlar. Yirmi yılîık rektörler var. Eğer rektör iş görüyorsa. yennde oturtuyorlar. Seçim olsun. atama olsun. İngiltere'de, Amerika'da hiçbir şekılde se- çim yok. Almanya'da seçim \ar. Rektörü seçiyor, profesör ağırhku seçıyor. Başardun Size Münih Üniversitesi'nde yaşadığım bır olayı anlatayım. Münih Ünıversitesi"- nden şeref doktorluğu aldım. Akşam bir parti verdiler. Seçimle gelen rektör de be- nimle birukteydi. Heıkes onun ge*T%ini sarmıştı. Bütün güç. onun elindeydi. Hü- kümet para verdigi yeri hiçbir zaman boş bırakmıyor. Ben bir tek Kardiyoloji Enstitüsü'nün başkanjyım. - Peki Florence Niehtingale Vakfı? DEMtROĞLU - O vakıf değil. Bızim vakfın bir kuruluşu... - Kardiyoloji Vakfı. sizin önayak obmıu- zla kuruldu. Florence Nightingale Hastane- side... DEMİROĞLU - Onu bizim vakıf kur- du. - Rektöriük seçûnlerini kaybedenlerin ai- knizi ve sizi ölümle tehdit ertiğini söykmiş- tiniz. DEMİROĞLU - Hayır. O tek bir kişi- dir. O da mahkemededir. O şimdi benim aleyhimde olan gruplarla çalışıyor. Aşıkar bir şekilde iştirakçi.. O kişi lhsan Ağaç- han"dır. Onun hak- kında da dava açtım. Benim üni- versiteden çıkardığım bir kişi. Beni ve oğlumu tehdit etti. Televizyona çıkıyor, ko- nuşuyor. Biz de cevap- lanmızı veri- yoruz. mah- kemelerimizi açük. Ba- kalım... - Gerçek- ten size karşı bu > oğun muhalefet, son rektöriük seçimiy- le mi başladı? Ondan önce tnç yok tnuydu? DEMİROĞLU - Hayır. Ondan önce kesinlıkle yoktu. Üniversitemizsükûn için- deydi. Bu seçim kanunu çıktı. Çıkar çıkmaz başladılar. Bülent Berkarda ve ekibi diyebılirim. Bildinler dağıUılar... Bunlar beş kişidir. Altına ismi zor bulur- sunuz. Ben de bazen sayıyorum. Onlann etrafında halkalar var, ama esas yürütü- cüler beş kişidir ve hepsi Cerrahpaşa'dan- dır. - Sizce Bületıt Berkarda ve gnıbu size ne- den muhalefet ediyor? DEMİROĞLU - Bunu kendilerine so- run. Bülent Berkarda, benim yanımda ye- tişmiştir. Başaşisianhğına ben önayak o\- muşumdur. Önce Kardiyoloji'de baş- lamış, sonra Hematoloji'ye. ardından da Onkoloji'ye geçmiştir. Bunu kendisine so- nın. Ben 'hayret ediyorum. Devamlı top- lantılar yapıyorlar. ÎJniversiıenin sorunu, diyorlar; kendi sorunlannı ortaya atıyor- lar. Oraya giden arkadaşlar gelip bana naklediyor. Rektörlük seçimine gelince birçoğu da itiraz ediyor. - Bir de eleştirildiğiniz bir konu, üniversi- tenin gerçek fonksiyonunu >apmaması... Berkarda:Demiro^u'nun rektörlüğûyasal değil Üiriversitedeçekişnte Istanbul Üniversitesi'nderektörlük için 1992yıh temmuzunda seçimyapıldı. Daha önce üç dönem rektörlükyapnuş olan Prof. Cem V Demiroğlu yeniden rektör seçildi. Ancak, Demiroğlu nun üniversite içindeki muhalifleri, rektörü, öncelikle yasal obnayan biçimde rektör seçilmekle suçbıyorlar;yeniyasanın üç dönem rektörlük yapan bir kifinin yeniden adaylığını koymasına izin vermediğini söylüyorlar. Demiroğlu aynca pek çok usulsüzlükle de suçlantyor. Demiroğlu ise rektörlüğe Danıştay 'ın olumluyorum getirmesinden sonra adayUğını koyduğıuuı, hiçbir usulsüzlüğü olmadtğvu beliırtiyor. Konuyu Demiroğlu 'nu elestirenlerden 1992 rektörlük seçimleri adayı Prof. Bülent Berkarda ve Prof. Cem V Demiroğlu ile konuştuk. Muayenchanem yok Birçok görevim var. Ama muayenehanem yok. Rektörün muayenehanesi nerede diye hâlâ telefon ediyorlar. Sabah evden çıktığım zaman, doğru hastaneye giderim. Bunu herkes bilir. Saat bir-bir buçuk gibi buraya gelirim (İÜ Rektörlük Bölümü). ^Bazen yedide çıkanm. Çalışan insan neden birkaç iş yapmasın? gösterebilirim. - Florence Nightingale Hastanesi'ne 1987'de aktanlan bir krediyi söylüyor Ke- mal Alemdaroğlu. Ama 198Tde Florence Nightingale Hastanesi yoktu... DEMİROĞLU - Evet. yoktu. Orası. üst katlan sıkıyönetim zamanında askeri işgalde olan bir binaydı. İki kaü, yüksek hemşıre okulu olarak kuUanılmaktaydı. Florence Nightingale Vakfı'nındır. 1982 kanunuyla kolejler kapanınca o okul da kapandı. Kapanmasaydı, biz zaten o bi- nayı büyütüyorduk. Binayı o vakıftan ki- raladım. büyüttüm. Çok güzel bir yer oldu. O krediyle aletleri getirdim. Kemal Alemdaroğlu'na bakarsanız, Bi- lezikçi ÇiftliğTni de ben Bilkent Cniversi- tesi'ne değil. Bilkent Vakfı'na satrmşım. Ama öyle değil. Hepsinin belgeleri elimiz- de. - Burada çok açık bir suelama var. Bile- zikçi Çiftliği'run \akfa satddığı >e amacın da arazi üzerinde Alarko'ya villalar yaptı- rmak olduğu söyleniyor... DEMİROĞLU - Vakfa değil, üniversi- teye satıldı. Tapu kayıtlan üniversitenin. Burada Alarko'nun ilgisi yok. Alarko'- nun ilgisi ikinci parselde. Alarko bu parse- le bizim istimlak kaydımıza karşı itiraz etti. Tapuda çıkmadı. Biz bunu Başba- kanhk'tan, Bakanlar Kurulu"ndan vs. hepsinden çıkardık. Orayı Alarko'dan mahkemeyle aldık. Alarko bana geldi, "Ben burayı aldım" dedi. "Aldın, ama kullanamazsın. Bizim istimlak karanmız var. Bu iş üst mahkemede biter" dedim. O mahkemeyi de açtım ve geriye aldım. Ce- lal Ercıkan da gazetelere oğlum için, '"Da- valı kişiden nasıl olur da ev alır?" diyor. Sanki Alarko oğluma rüşvet vermiş. - Çok uzun sûre rektörlük >apmanız eleş- tiriliyor. 1992 temmuzunda Meclis'ten çıkan yasa. bir kisinin sıra>la iiç dönem rektör seçilmesini engelliyor. Siz nasıl seçi- lebildiniz? DEMİROĞLU - YÖK. Danıştaydan tef- sir ıstedi. Çünkü kanunda geriye atıf yok. Danıştay'dan YÖK"e gelen cevapta da se- çime gircbilcceğim belirtıliyordu. Kanun öylc tefsir edı'dı. Seçmeyın... Seçimlerde en yüksek oyu ben aldım. Geçerli oyun vüzdc 42"sinı ben aldım. Daha ne va- Bizde atama eleşüriliyordu. Ben atamayı da başardım, seçimi de başardım. Daha ne istiyorlar? Baştan söylenen sözlerin hepsi seçimden önce başlatılmıştır ve hala da de- vam etmektedir. Neden? Acaba beni sar- sarlar mı? Danıştay'a baskı ortarru yaratı- rlar mı? Danıştay'da açılan dava devam ediyor. Sonucunu göreceğiz. Benim gibi, seçime girip de yeniden seçilen birkaç rek- tör daha var. Rekıörlerin bir kısmı da za- ten, yaş haddinden emekli oldu. Ne ola- cak? Daruştay kendi içinde halletsın. - Rektörlükten başka görevleriniz olması ekştiriliyor... DEMİROĞLU - Var. Ama muayene- hanem yok. Rektörün muayenehanesi ne- Seçmesinler Seçimlerde en yüksek oyu ben aldım. Geçerli oyun yüzde 42'sini ben aldım. Daha ne yapayım? O tefsire rağmen, girmese miydim? Uzun süre, diyorlar. Bunu diyenler biraz dünyayı dolaşsınlar. rede diye hala telefon ediyorlar. Sabah ev- den çıktığım zaman, doğnı hastaneye gi- derim. Bunu herkes bilir. Saat bir-bir bu- çuk gibi buraya gelirim (İÜ Rektörlük Bölümü). Bazen yedide çıkanm. Çalışan insan neden birkaç iş yapmasın? Türkiye'- yi bir başbakan idare ediyor. etrafında ba- kanlan var. Benim de etrafımda dekan- lanm var, enstitülerin müdürleri var. Ya- pamasaydım bugüne kadar başanlı ol- mazdım. Demek yapıyorum ki beni isti- yorlar Ben de oturuyorum yerimde. - Hem rektör. hem YÖK üyesi obnanızı çelişkili göriiyorlar.. DEMİROĞLU - Kanun müsaıt. Ben kendi kendıme YÖK üyesi olmadım. Yaptılar beni. ben de kabul eilim. - Bazı takıfların başkanrsınız... DFMİROĞLU - Ben bır tek vakfın ba^kunıyım. Diğer vakıflura şeref üyesı diye, kurucu üye dıye almışlardır. o kadar. DEMİROĞLU - Bu kadar büyük iftira olmaz. Eğer ben bunu yapmadıysam, bu ka- dar yüksek oyu niye aldım? Herkes bunu takdir eder. Avalar Kampüsü kapahydı. 1985'ten itibaren orayı açtım. Üç fakülte, meslek yüksek okulla'n, hepsi faal. Kültür Merkezi diye bir şeyimiz yoktu. Şimdi öğ- rencilerin aktif çalîştıklan bir kültür merke- zi kuruldu. Yassıada'yı 1982'de abyorduk. Bazı nedenlerden alamadık. Şimdi aldık; bu yıl Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu'nu oraya taşıyoruz. Cennet gibi bir yer.Ben ki- min neyine karışrnışım? Dekanlar ita amir- liklerini kendileri yapar.. Ben döner serma- yeden iki maaş ahyormuşum. Niye Cerrah- paşa'nınki düşükmüş? Onu söylüyorlar. Ben parayı Kardiyoloji Enstitüsü'nden alı- yorum. Orasırun ayhk geliri üç milyar küsur İiradır. Cerrahpaşa ve Çapa'nın toplam aylık geliri 3.5 milyardır. Neden olmasın? Benimle birlikte bütün hocalar alıyor. - Sizin hiç kimseye inisiyatif vermediğiniz de sövleniyor... DEMİROĞLU - Yalan efendim. Siz bunu gidin dekanlarla, yöneticilerle konu- şun. Kime inisiyatif vermemişim? Tıp fakül- telerinin döner sermayelerini dekanlar yö- neüyor. Birçok üniversitede rektör bunu dekana vermemiştir. Kendi elinde tutar. Bunlar tamamen iftira, yalan. hayali uydur- malardır. Bazı şeyler duyuyorum, şaşınyo- rum; bunu nasıl uydurdular diyorum. Böyle bir düşünce insanın nasıl akhna gelebıbr? Benim için, ceza veriyor diyorlar. Cezayı niye verdim9 Hakaretten verdim. - Bu eleştirenler sadece beş kişi mi? DEMİROĞLU - Kesin beş kişi Başkası yok. Yazılanlardan belli. Çevresinde insan- lar vardır, tabii. Arkadaşlıklar, şunlar bun- lar devam ediyor. Ama Bülent Berkarda, Uğur Derman. Hasan Yazıcı... Bu üçü bi- zim klinikten. Kemal Alemdaroğlu dışar- dan. Celal Erçıkan Göz Kliniği'nden. Celal Erçıkan geçimsiz bir insandır. Yazılannı bi- lirsiniz. Kürsüsüyle hiç geçinemez. Kürsü rahat etsın diye. ben ona bir merkez kur- dum; yatınm yaptım. Merkezın başındaydı. ama yatınmı esas kullanacak olanlar genç- lerdi. Gayet de başanlı oldu. Ama bir >ere gcldı. benim alcyhime döndü. Gazeteye açı- klanıa yapıyor. "Hakkımda 30 soruşturma açıldı: hiçbirisinde ceza görmedim" diyor. Bize üniversitenin tanımını yapar mtsınız? BERKARDA - Hükü- Jmetin bir üniversite yasa ' tasansını görüştüğü şu gunlerde üniversite konu- sunun yeniden güncelleş- tiği malumdur. Esasen üni- versıte konusu vıllardan beri günceldir. Çünkü 1982'de YÖK Kanunu çıkab beri ünıversıtelerde bir tartışma başlarruştır ve bu kanunun hatalan ve sevaplan günümü- ze kadar tartışılmaya devam etmektedir. Üniversite bizce ülkenin beyni niteliğin- de bir organdır, bir kuruluştur. Ve üniver- site bu önemli mevkiini eğiüm-öğretim, araştırma \ e hizmet konulannda çabşmak- la yerine getirir. Bu mevkiini böy- le kazanmıştır. Eğitim-öğre- timden ne anlıyo- ruz? Dünya ve ülke gerçeklerini iyi kavrayarak özellikle ülke ih- tiyaçlannı karşılamak üzere çeşitli meslek mensuplannı. bu arada politikacı- lan, parlamen- terleri ve toplu- mun bütün eğitil- miş kitlesini ye- tiştırmek görevi bence üniversite- lere düşmektedir. Bugün ünıversiteler bunu yapmaktadırlar. Ama üniversiteler bunu daha üst düzeyde. daha iyi yapmak durumundadırlar. Üniversite. adam yetiştirirken, meslek verirken dünya durumunu kavrayacak, ülke ihtiyacına yönelik adaptasyonlanyla o tıp adamlar yetiştirecek ki insanlar da ye- tiştikten sonra ülkede iş bulsunlar. Yoksa şimdi önümüze işsiz üniversiteliler sorunu çıkacak. Bunu önlemenin bir çaresi o me- zunlann ülke ihtıyaçlanna göre yetıştirıl- miş olmalandır. Bu yapılırsa faydalı olur. Eğitim-öğretimle ilgili ilke bu olmalı. Araştırmaya gelince... Bilime katkıda bulunacak şekilde ve yine de ülke gerçek- lerine öncelik vererek araştırma yapıl- malıdır. Yapılan araştırmalann hiç olmaz- sa bir kısmının faydacılık anlayışına göre yapılması lazımdır. Hiç gerçekle ilgisi ol- mayan. faydası belli olmayacak araştırma- lardan çok, ülke ihtiyaçlanna yönelik boş- luklan dolduracak araştırmalann da ihmal edilmemesi gerekir. Hizmete gelince... Kendi gücünü kul- lanarak halka doğrudan doğruya hizmet vermeyi kastediyoruz. Bu. bugünkü haliy- le. esas itibanyla tıp fakültelerinde hastane hizmetleri olarak venlmektedir. Ve toplu- mumuz doğrusu bundan çok yararlan- KAYBEDEN Prof.Dr. BÜLENT BERKARDA 1932 doğumlu. Orta öğrenimini İzmir Atatürk Lisesi,yüksek öğrenimini İV Tıp Fakültesi'nde tamamladı. İÜ Tedavi Kliniği ve Farmakoloji^ Enstitüsü nde asistanhk yaptı. İç hastalıkları, hematoloji ve onkoloji dallarında uzman oldu. 1972-74yılları ., arasındaABD'de Rochester Üniversitesi 'nde onkoloji eğitimini tamamladı. A BD den dönüşünde • Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 'nde Onkoloji Bilım Dalı 'nı kurdu. 1974 den bu vana Onkoloji Bilim Dalı nıyöneüyor. 1976 da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, 1979 da dekan oldu. 1982 dp dekanlık görevi sonaerdi. İstanbul Üniversitesi rektörlüğüiçin 1992 Temmuzu'nda yapılan seçonlerde adaylığını koydu, ama kazanarrıadı. törii olan Prof. Cem'i Demiroğlu altı yıl dekanlık. 14 yıl da rektörlük yaparak 20 yıl üniversitenin başında kalmayı başarmış bir rekortmendir. 1980 yılında seçimle rektör olmuş, sonra 1982 ve 1987 yıllannda za- manın Cumhurbaşkanı Evren tarafından rektör olarak iki kere atanmıştır. Kuşku- suz birçok hizmetlen olmuş. bu arada do- ğal olarak eleştirilere konu olan icraatı da bulunmuştur. 20 yıllık yönetfcilik kimi yı- pratmaz ki? Temmuz 1992'de koalisyon hükümetinin öncülüğünde TBMM. rek- törlerin seçilmesiyle ilgili bir yasa çıkarmış ve bütün üniversitelerde rektör seçimi yapılmıştır. Her ne kadar bu yasada getiri- İen seçim gerçek seçim değilse Je öğretım üyelerinin çoğunluğu. "hiç yoktan ıyidir. 12 yıldır ilk defa bir konuda fiknmiz sorul- kimliği görevı eklenmiştir. Bu kadar çok sayıda ve çeşitli görevi yapmaya nasıl vakit bulduğunu anlamak güçtür. Istanbul Üni- versitesi Türkiye'nin en büyük üniversitesi- dir. Buradaki rektörlük görevinin başka bir işe pek izin vereceğjni sanmıyoruz. Sayın Demiroğlu kaç vakfın başkanıdır ve bu vakıflann gelirleri nereden temin edilmektedir. nasıl harcanmaktadır? Yol- suzluk iddialanru biz söylemiyoruz. Ken- disinin, bizimle hiçbir ilgisi olmayan danı- şmanlan bunlan televizyonlarda anlatı- yorlar. Biz o danışmanîan tanımıyoruz bile. Anlamakta güçlük çektiğimiz bir diğer ; nokta hem rektörlük, hem onun bir üst ka- i demesi olan YÖK üyeliği bir arada olur ' mu? Birinden birini tercih etmesi gerekmez mi? Bir başka konu da şu: Hangi rektör kendi üniversite hastanelerinin bir sürü ek- siğj gediğj varken dışarda lüks bir vakıf hastanesi açmakla övünür? Bir başka soru: Bu kadar uzun rektörlük olur mu? Bizim tek isteğimiz onun da herkes gibi yasalara uyması ve görevini yasal, insaf da- hilinde. şefiaf bir şekilde yapmasıdır. Ve di- leğimiz yeni çıkacak üniversite kanununun Kanun diyor kl! Bir kere biz rektörlüğe başvuruşunu yasal bulmamıştık. Kanun, "Bir kimse iki devreden fazla rektör olamaz" diyor. Kendisi üç devre olmuştu. Dolayısıyla başvurusu, aday oluşu bileyasal değildi. Bu yüzden sinirlendik. çeşitli sorunlara çözüm getirmesıdir. - Prof.Demiroğlu, Sabah gazetesinde çıkan demecinde sizin için "Hırslıdır" di- yor... BERKARDA - Benim hırsım birse ken- dısinın hırsı yüzdür. - Sizin, rektörlük secimini kaybettiğinizde çok sinirlendiğinizi >e kendisini çekiştirdi- ğini/i de a\nı demecinde ifade ediyor... BERKARDA - Bir kere biz rektörlüğe başvuruşunu yasal bulmamıştık. Kanun, "Bir kimse iki devreden fazla rektör ola- maz" diyor. Kendisi üç devre olmuştu. Do- layısıyla başvurusu, aday oluşu bile yasal değildi. Bu yüzden sinirlendik. Bunda bir şey yok. Kanunu dinlemeyen bir kişiye bunu hatırlattığınız zaman yine dinlemezse herhalde kahkaha atmazsınız onun karşısı- nda. Sınirlenirsiniz. O yüzden de en yüksek ıdari merci olanüanıştay'a giıtik. - Prof. Demiroğlu'nun hakkınızda bir de, "Rektöriük çok zor bir iş. Keşke seçflse de maktadır. Üniversitelerin topluma yapacaklan pek çok katkılar var. Bugün bunlann bizde yapıldığı pek söylenemez. Üniversiteler doğrusu biraz kabuklanna çekilmiş du- rumda yaşamaktadırlar. YÖK Kanunu- nun da bunda dahlı vardır. Çünkü üniver- sitelerde fıkir tartışması. fikır üretimi bu kanundan sonra azalmıştır. Hiç kimse dü- şündüklerini rahatça söyleyecek durumda değildir. Herkes konuşacağı zaman düşün- mekte. önce suç teşkil edip etmediğini araştırmakta, ondan sonra da bu kadar düşündükten sonra söyletnekten vazgeç- mektedir. Üniversitelerimizden hukuk, iktisat, iş- letme fakültelenmizden yararlanmak mümkün. Üniversitelerimiz öğretim-eği- tim dışında topluma yanstyacak fonksi- yonlannı ne yazık ki yerine getiremiyor. Bunun en önemli nedeni toplumun bunlan üniversiteden istemeyişidir. Toplum, üni- verseteden ne isteyeceğjnı bilmiyor. T o p lum üniversiteden sadece çocuklannı eğit- mesini istiyor. Ama üniversiteler sadece bununla yetinmemeli. Üniversite kanunu demokratik, özgür. özerk bir üniversite yaratacak şekilde dü- zenlenmeli Fakültelere ayn ayn hükümet şahsıyetleri verilmeli. Şu anda güncel konu olan hükümetin üniversite yasa tasansırun en önemli yanbşı ya da eksiği, fakültelerin parlamentolan sayılacak fakülte kurul- İannm küçük tutulmasıdır. Fakülte kurul- lan 15-20 kişilık kurullar halinde güdük kalmamalı. bütün öğretim üyelerinin katıldığı, serbestçe tartışılabilen, sık topla- nan kurullar halinde olmalıdır. Bugün her fakültenin kendi alanında halka, özel sektöre, devlete vereceği çok de- ğerli, çok önemli, ekonomiyi hizla kal- kındıracak hızmetler vardır. Ömeğin Zira- at Fakültesi. Bugün toplumumuz hâlâ bir tanm toplumudur. Ziraat fakülteleri yılda iki kere ürün alma tekniğini geliştirdikleri takdirde Türkiye'nin tanmsal gelirlerinin ne kadar yükseleceğini hesaplamak çok kolaydır - Peki. İstanbul t niversitesi'nde son ay- larda bazı olaylar oluvor. Rektör bazı usul- süzlükler j apmakla suçlaoıyor... BERKARDA - İstanbul Üniversitesi Rek- 7 görevll rektör İstanbul Üniversitesi Rektörlüğû. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa İç Hastahklan Ana Bilim Dalı Başkanlığı, aynı ana bilim dalında Genel Dahiliye Bilim Dalı Başkanlığı, YÖK üyeliği birkaç tane vakfın başkanlığı, Kardiyoloji Enstitüsü Başkanlığı. Bunlara şimdi Florence Nightingale Hastanesi Başhekimliği görevi eklenmiştir. du" diye oy kullanmışlardır. İstanbul Üni- versitesi'nde Prof. Demiroğlu oylann yüz- de 25 kadannı almış. diğer oylar beş aday arasında bölünmüştür. Yani öğretim üye- lerinin yüzde 75'ı 20 yıllık idareciye oy ver- memışlerdir. En fazla 2 de\Te Daha önemli bir nokta ise rektör seçim kanununda iki devreden fazla rektör olu- namayacağı yazıh olduğu halde Prof. Demiroğlu'nun seçime girmeye cesaret edi- şidir. Biz bunun üzerine Danıştay'a iptal davası açük. Yani bu seçime girme olayım yasal bulmuyorduk. Danıştay'daki dava Rekoftmen İstanbul Üniversitesi Rektörü olan Prof. Cem'i Demiroğlu altı yıl dekanlık. 14 yılda rektörlük yaparak 20 yıl üniversitenin başında kalmayı başarmış bir rekortmendir. halen devam etmektedir. Bu davadan do- layı bize muğber olan Prof.Demiroğlu bana ve benim gibi düşünen öğretim üyele- rine savaş açmıştır. Kendi gazetesi gibi kullanabildiği bir Sa- bah gazetesinde bizi hakaret derecesinde eleştirdikten sonra "Seçimi kaybeden grup beni ve evlatlarımı ölümle tehdit ediyor" diyebilecek kadar ölçüyü kaçırmışa benzi- yor. Prof. Demiroğlu büyüteci biraz kendi- sine çevirip baksa... - Prof. Demiroğlu'nun rektörlükten baş- ka şu anda ne görevleri t ar? BERKARDA - Kendısinın yedi eörevi var İstanbul Üniversitesi Rektörlüğû. İstan- bul Üniversitesi Cerrahpaşa Iç Hastahklan Ana Bilim Dalı Başkanlığı, aynı ana bilim dalında Genel Dahiliye Bilim Dalı Baş- kanlığı, YÖK üyesi, birkaç tane vakfın başkanı. Kardiyoloji Enstitüsü Başkanı. Atatürk Em-tuüsu Başkanı. Bunlara şımdı Florence Nightingale Hastanesi Başhe- anlasa" sözleri var... BERKARDA - Kısmet... Durun baka-" lım. seçılirsek. anlanz. Ben idari tecrü- ' besi olan bir kimseyim. Bugün Cer- ' rahpaşa 400 öğretim üyesi olan çok büyük bir fakültedir. Ben o fakülteyi yönettiğime göre belkı rektörlüğû de yapanm. Yapa-, mazsam hemen çekilirim. Öyje görevlerde 20 yıl ısrar etmem. tstanbul Üniversitesi'- nde binlerce öğretim üyesi var. Bu bir bay- rak yanşıdır. Bırakalım. herkes biraz görev yapsın. Bunun yıllarca bir kişide sürmesi ı doğru değil. En ıyisiyim. diye bir insanın , kendi kendıni methetmesi ise hiç doğru de- j ğil.Dekan olduğum gün, "'Arkadaşlar ben ; bir devre için dekan oluyorum" dedim. O ', devre sonunda da çekıldim. Yoksa de- kanlığımı sürdürmem zor değildi. O hırs yok bende. Olsa ben de onun gibi beş-on devre dekanlık, şu, bu, yapabilirdim. Ben esas, bilimi tercih ediyorum. - Prof. Demiroğlu'nun muhalifleri diyor- - lar ki: "O hem İçişleri Bakanı, hem Bostancı j Karakolu'nun başkomiseri, hem de bir ara J sokaktaki polis noktasının polisi gibi dav-j ranıyor. Oysa bu olamaz." \ BERKARDA - Gerçi yasal bir engel yok,: ama olamaz. Her şeyi yasalar tayin etmez zaten. Bazı şeyler kanunda yazmasa da ol-- maz. Akıl var. mantık var.Prof. Demiroğlu daha önce saydığım vakıflann başkanı. Bu . vakıflar nerden para buluyorlar, gelirleri nedir ve bu gelirler nereye harcanıyor? Bu \ vakıflann amaci üniversite hastanelerine yardım. Kurulurken öyle kuruluyor. Ama' sonunda paralan üniversite hastanelerin-; den kazarayorlar. Benim anladığım ürü-; versiteye yardım vakfını dışarda ku-' rarsınız. Dışardan para, yardım, iane, '• bağış toplarsıruz ve üniversiteye getirir, ve- ; rirsiniz. Oysa bu vakıflar makbuzlannı; üniversitede kesiyorlar, bu paralar dışan • çtkanlıyor ve yöneticıler bu paralan kul-', lanıyorlar. Bunda da bir sakatbk var. [ - Bu >akıfların hepsi Prof. Demiroğlu'nun • önayak olmasıyla mı kuruldu? BERKARDA - Ben de bilmiyorum.J Onun hangı vakıflan kurduğunu, hangi- lerine önayak olduğunu, kaçında başkan olduğunu, bunlann gehrlennin nerelerden geldiğini, nasıl harcandığım sormak gerek.'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear