14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYTA CUMHURİYET 6 MAYIS1993 PERŞEMBE HABERLER lîfltep yrimbakanı IİSTANBLL(AA)-Tüm Tüketicikn Koruma Derneği (TTKD) Devlet Bakanı Tansu ÇiBer'i yılın bakanı seçti. Tansu Çillcr, yapılacak olan cumhurbaşkanhğı seçiminin 'demokrasi abidesi' olacağını söyledi. TTKD tarafından ] 992 yılında yılın bakanı seçilen Devlet Bakanı Tansu Çiller, İstanbul Svvissotelde düzenlenen ödül töreninde yapüğı konuşmada. demokrasınin Türkiye'de tüm kurumlany la oturmaya başladığını belirterek "Türkiyc dcmokraük kurumlan yerleşmiş örnek bir ülkedır" dedı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinın demokratik bir çerçevede yapılacağmı kaydeden Çiller. bu seçımin 'demokrası abidesi' olacağını ifadeetti. Devlet Bakaru Tansu Çiller aynca tüketici gibitümkesimlerin kurumlaşarak vc demokratik platformda yerlennı alarak, sorunlannı dile getirrneleri gerektiğıru bildinti. Öte yandanTTKD. İş Bankası Genel Müdürü Lnal Korukçu'yu yılın bankaası, eğitimci Perihan Ergün'ü yılın tüketicisi seçtı. Aynca, Yıhn Televızyon Programcısı Ödülü'nü TRTden Ertürk Yöndem alırkcn > ılın fımıası ödülü de Simiel şirketine verildi. Derneğinözel ödülüne ıse Azerbaycan Malıye Bakanı Salflı Meniedov layık göruldü. Ödülü Memedo\ adına danışmanı Prof. Dr. AtUla Bağnaçıkaldı Mezarcı ve Gûlcegün'ün dokunulmazlığı •ANKARA (ANKA)- RP İstanbul Mılletv ekili Hasan Mezarcı ve SHP Mardin Milletvekili Mehmet Gükegünün dokunulmazlıklannın kaldınlması istendi. Konuyla ıleıli Başbakanlık tezkereleri TBMM Başkanlıği'na sunuldu. Tezkereler, Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan karma komisyonda eleahnacak. 21 SHP'IÎ İLKSAN oylamasına katılmadı • ANKARA (ANKA) - ANAFın İLKSAN ileilgjli Başbakan Sfileyman Demircl hakkında soruşturma açılması ıçin verdiğj önergenin oylamasına 21 SHP'li katılmadı. Oylamaya kaülan SHP'lilerden ise kabul oy u veren çıkmadı. 126 kabul oyuna karşılık 187 oyla reddedilen soruşturma önergesının oylamasında yer almayan SHP'liler şunlar: "Celal Kürkoğlu, Abuzer Tannverdi. Cetnalettin Gürbüz, Salman Kaya. Mehmet Kerimoğlu. Mümtaz Soysal, Abdülkerim Zilan, Mustafa Kul. Ali İbrahim Tutu, Esat Canan, Mehınet Dönen, Ali Uyar. Ercan Karakaş, Mustafa Yılmaz, Erdal Koyuncu, Ziya Halis, Azhnet Köylüoğlu, Kamer Genç, Sinan Yertikaya, Fahri Gündüz. Erder Karagfil. ÖzaTa öKrnıünden sonra tazminat • ANKARA (AA)-8. Çumhurbaşkanı Turgut Özal, yayımladığı bir habefde kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle 2000'e Doğru dergisi hakkında açtığı lOOmilyon liralık tazminat davasını ölümünden sonra kazandı. Mahkeme. dergiyi 15 milyon lira tazminata mahkum etti. Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndekı dünkü duruşmaya merhum Çumhurbaşkanı Turgut Özal'ın avukatı Bilgin YazKioğlu ile davah 2000'e Doğru dergisinin avukatı Ali Kalan katıldı. Bir süre önce kapanan 2000'e Doğru dergsinde bir süre önce yaymlanan bir habcrde, "Çumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Körfez savaşı sırasında Kuveyt Emiri'nden l.mılyar dolar aldığı ve Efe Özal'ın emirin danışmanı olduğu" ıddılanna' yer verilmışti. En az bir saat eve kimse sokulmuyor, bu sırada öldürülenlerin giysileri kayboluyor Baskındansonrasıkaranlık PERŞEMBE ORHAN BURSALI Dikkat Cin Var! Yargısız infaz dosyası HALİL NEBİLER • Operasyonda silahlara hedef olan kişiler bu süre zarfında hastâneye götürülmüyorlar. İster ölü isterse yaralı olsunlar, hedef kişilerin hastâneye, oradan acil servise veya morga bir an önce götürülmeleri endoğal durum. Ama operasyonlardan sağ kurtulanlar mahkeme ifadelerinde, "Bu süre içinde yaralılann kan kaybindan ölmesi bekleniyordu" diye ifade veriyorlar. Operasyonlar bittikten sonra enaz birsaat baskın yapılan eve hiç kimse giremiyor. Bu süre ki- mi zaman üç-dört saatı de bulu- yor ve bu zaman zarfında içeri- de neler olup bittığini operasyo- nu yapan polislerden başka, herhalde olsa olsa bir de Allah bilebiliyor. Bu zaman boşluğu da birçok iddiayı beraberinde getiren başlıca neden. Ömeğın Hatice Dilek Aslan ve İsmail Oral'ın öldürüldüğü Hasanpaşa Olayı'nm görgü ta- nığı çevre sakinleri ve gazeteci- ler. bazı araçlarla asker elbisele- rinin getırildiğini ve eve konul- duğunu, daha sonra bu elbiselc- nn evde bulunduğunun açı- klandığını söylüyorlar. Süre boşluğu her türlü spekülasyona zemin yaratıyor. Ancak kuşku bırakmayacak bir olumsuzluk da bu süre ıçerisinde gerçekleşi- yor. Operasyonda silahlara hedef olan kişiler bu süre zarfında hastâneye götürülmüyorlar. İs- ter ölü isterse yaralı olsunlar. hedef kişilerin hastâneye. ora- dan acil servise veya morga bir an önce götürülmeleri en doğal durum. Ama operasyonlardan sağ kurtulanlar mahkeme ifa- delerinde. "Bu süre içinde yara- lılann kan kaybından ölmesi bekleniyordu' diye ıfade ven- yorlar. Giysiler kayboluyor Ya operasyon sürerken ya da hemen sonrasında. hedef olan kişilerin yakınlan. genellikle polis tarafından gözaltına alını- yor. Normal mantık kurallan- na göre hiç kimse polısle üzerin- de sadece iççamaşın varken çatışmaya girmez. Üzerinde pantolonu, gömleği falan var- dır. Ama her nasılsa operas- yonlann çoğundan sonra öldü- rülen kişilerin uzennde sadece iççamaşırlan kalıyor. Diğer giysilen ortadan kayboluyor. Polise göre giysiler öldürülen kişilerin yakınlan tarafından alınıyor. Öldürülen kişilerin ya- kınlan ise giysilerden haberleri olmadığını söylüyorlar ve sav- cılıklara başvurarak gıysılerin Adli Tıp kontrolü için bulun- masını talep ediyorlar. Giysıle- rin kaybolması kımin işine geli- yor. kimin işine gelmiyor? Giy- siler ne işe yanyor? Bu lür olaylarda giysiler sa- dece bir işe yarar. Adli Tıp Ku- rumu, giysiİerin üzerindekı ba- rut-yanık gibı ızlerden yola çı- karak vücuda giren mermılcrin hangı uzaklıktan alıldığını ke- sin olarak sapıar. Eğer olay bir ınfaz ise, genel kabule göre mer- milerin bitişik atış veya yakın ateş mesafesinden atılmış ol- Arna giysiler bir türlü bulu- namadığı için birçok olayda bu mesafe kesin olarak tayin edile- miyor. Hukuki açıdan bakıldı- ğmda ıse görülen şudur: Taraf- lardan bin önemli kanıtlardan birini yok edıyor. Bu da yasala- ra göre suç oluşturuyor. Bu karutlann muhafaza edilmesi- nin sorumlusu kim? Polis. Böy- lesine büyük "başanlar" göste- ren polis. iki-üç parça giysisi koruyamıyor. Operasyonlarda öldürülen kişiler Adli Tıp morguna gel- dikten sonra da sorunlar yaşa- nıyor. Örneğin, isteyen her po- lis gidip öldürülenleri görebili- yor ama bu kişilerin ailelen ve a\ukatlan otopsiye girebılmek için çetın mücadeleler veriyor- lar. Oıopsi tutanaklannda öl- dürülenlenn adlan genellikle "kimliğini mecbul" olarak yazı- lıyor. Oysa ortada bir operas- yon var. Bunlar, polisin hiç beklemediği anda ortaya çıkan çatışmalar değil. Yerini ve za- manını polısın belirlediğı çatış- . malar. Bu durumda da polisin kiminle çatıştığıru bilmemesi mümkün değil. Ama her şeye karşın raporlar hep kimliği meçhul kişilere yazıhyor. Cenazelerin gömiilmesi Sorun otopsinin tamamlan- masıyla da bitmiyor. Öldürü- lenler dinsel ve geleneksel bir bıçımde gönülme hakkına sa- hipken. bu töreni yapacak olan aileler cenazeleri almak istedik- lennde karşılannda polısı bulu- yorlar. Polis cenazeleri kendisi gömmek istiyor ve kımi olay- larda gömüyorda. Cenaze törenlerinin öldürü- len kişilerin arkadaşlan veya kimi örgütlerin sempatizanlan tarafından sloganlarla gömül- mesini önlemeye çabşmak ise bunun tek nedeni gibi görülü- yor. SÜRECEK Bahariye baskınından kaçarak kurtulan Uzundiz'den, videolu açıklama: Polisbizi öldürmeyegeldi • 30 nisanda Moda'da kaldıklan evin dışında Uğur Yaşar Kıhç ve Şengül Yıldıran'ın öldürülmesi olayının görgü tanığı Ergül Uzundiz. videodan izlettirilen basın açıklamasında, evin hücre evi olmadığı ve evde silah bulunmadığını söyledi. Kitle örgütleri yargısız infazlann sorumlusu olarak Necdet Menzir'i suçladılar. tstanbul Haber Senisi - Mo- da'da iki kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan operasyondan sağ olarak kurtulan Ergül Uzundiz "Evde silah yoktu. polis öldür- meye gelmişti" dedi. Can gü- venhği nedeniyle kaldığı yer gizli tutulan Uzundiz'in video- ya çekılmiş açıklaması basın mensuplanna izlettirildi. İYÖ-DER'li öğrenciler, aile- ler. Çağdaş Hukukçular Derne- ği, SHP İstanbul İnsan Haklan Komisyonu , SHP Avcılar Gcnçlik Komisyonu dün Tabib Odasf nda bir basın toplantısı düzenleyerek yargısız infaz"la- nn sorumlusunun Emniyet Müdürü Necdet Menzir oldu- ğunu açıkladılar. 30 Nisan gü- nü Modada kaldıklan evin dışında L'ğur Yaşar Küıç ve Şengül Yıldıran'ın öldürülmesi olayının görgü tanığı olduğunu belirten Ergül Lzundız'ın açık- laması videodan izlettirildi. Uzundiz, "Hücre evi" olarak açıklanan evin öğrenci evi oldu- Ergül Uzundiz operasyondan şans eseri kurtulduğunu anlattı. ğunu. evde silah bulunmadığını açıkladı. Olay günü Şengül Yıldıran ve Uğur Yaşar Kılıç ile evde oturup sohbet ettikleri sırada kapının çalındığını belirten Uzundiz, şunlan söyledi: 'Açmazsanız kırarız' "Bizim. "kim o?' sorumuza. sakin bir şekilde 'açın kapıyı' yanıtı verildi. Biz açmayınca da, 'açmazsanız kıranz" dedilcr. Ancak polis olduklannı söyle- mediler. Dairenin çatıya çıkışı vardı. Biz camdan atlayarak kaçmak istedik. O sırada evi ta- ramaya başladılar. Bu sırada biz camdan çıktık. Ben, Uğur ve Şengül'ün ters istikamctinc doğru gittim. Yandaki binanın çatı katına atlayarak daireden uzaklaşmaya çalıştım. Bu sıra- da sürekü silah sesleri ve kadın bağınşlan duyuyordum. Sesle- rin kesilmesinden bir saat sonra olay yerinden uzaklaştım. Şunu belirtmek isıiyorum ki. polisler daireye bizı öldürraek ıçin gel- mişlerdi. Erken davranıp kaç- masaydık bızı evde öldürecek- lerdi. Sürekli gıdıp geldiğimiz bu evin hücre evi dıye göstenl- meye çahşılması, polisin cınaye- tı gizlemeye çalışmasından baş- ka birşey değildır. Evde silah ya da örgütsel dokümanlar bulun- duğu yolundaki açıklamalann da gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Polis, insanlara gözdaği ver- mek ve korkutmak ıçin bizi kat- letmek istedi." Ergül Uzundiz'in annesi Güllü Uzundiz de, kızının öğ- renci olduğunu, can guvenliği olmadığı için basın toplanüsına katılmadığını belirterek. "O gün tesadüfen kurtulmuştur" dedi. Halkın Hukuk Bürosu avukatlan da. Uzundiz'in en yakın arkadaşlannın canice katledilmelerine tanık olduğu- nu belirttilcr. 'KontrgeriUanın emrinde' Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Ali Rıza Dizdar, Necdet Menzir'in konirgcrilla emrinde olduğunu öne sürcrek, 'İstanbul'u bir kan çanağına çevirdi. Basın mensuplanna dahi saldırabilen bu insan, barbar ordusu yetiş- tirmiş durumda" diye konuştu. Avukatlar, olayın sorumlulan ve Menzir hakkında suç duyu- rusunda bulunacaklannı açık- ladılar. SHP Avcılar Gençlik Komisyonu Başkanı Sevilay Yılmaz, öldürülen Uğur Yaşar Kılıçın üyeleri olduğunu belir- terek. Necdet Menzir'in isti- fasını istedi. Yılmaz, bugünden itibaren Menzir'in ıstifa etmesi için açlık grevine başlayacak- lannı açıkladı. Öte yandan, İstanbul Ünı- «\ersitesi Vetennerlik Fakültesı 2. sınıf öğrencisi olan Uğur Ya- şar Kılıç için okulda öğrendle- rin görüşlerini yazmalan için defteragldı. Dün. dört öğretım üyesiyle birlikte öğrenciler olayı kınamak vc Kılıç'ın anısını ya- şatmak için fıdan diktiler. Che'ye de yargısız infazFidel Kastro ile birlikte Do- muzlar Körfezi çıkartmasıyla başlattiklan de\rim başarıya ulaştığında. l.atin Amerikalı efsanevi gerilla komutanı Er- nesto Che Guevara kjs*ksesi>- le radyodan. "Tarih bundan sonra Amerika'nın yoksul- lannı da hesaba katmak zo- runda kalacak" diye seslen- misti. Daha sonra Che efsane- si, "İki, üç, daha fazla Yiet- nam" yaratmak amacıyla Bo- livya'ya gittiği zaman iyice yayıldı. Che'nin Bolivya ha- rekatı sonunda venildi. Başlangıçta 55 kişi olarak And dağlarındaki bu ülkeye gklen Che, 9 Ekim 1%7 günü CIA'nın emri>le yargısu infaz kurbanı oldu. Che ve iki ar- kadaşını yakaladılar ve Las Higueras'a, kerpiçten yapılmrş iki sınıflı bir okul bi- nasına getirdiler. Bir sıranın üzerine bağladılar. Che'yi ya- kalayanlar arasında CIA ajanı Fe)ix Rodriguez Mendi- gutia da vardı. Las Higueras"- ın tek telefonuy la Che'ıün yo- kedilmcsi emri Mendigutia'ya geldi. Mendiguita, taümatı Boüvyalı Albay Zenteno'ya iletti. Mendigutia, Che'nin yanına giderek, " İ zgûnüm. Commandante, emir böyle" dedi. Karan çavuş Teran infaz edecekti. Mendigutia. Cbe'nin çarp^malar sırasında öldöğü izlenûni \ermesi için boynun- dan aşağıya ateş edilmesini söyledi. Çavuş Teran ise kor- ku içindeydi. Che, "Sakin olun" dedi ona. "Alt tarafı bir insan öldüreecksiniz,'" Teran, tüfeğiyle iki kez ateş etti. Yeraltı veya göküstünün o efsunlu dünyasının yaratıkları cinler, bugüne kadar ıssız ve terkedilmiş konaklarda, me- zarlıkiarda, karanlık ve izbe köşelerde, kapı arkalarında, çatılarda ve bodrumlarda sürdürdukleri hayata isyan edip yavaş yavaş gün ışığına çıkmaya ve doğrudan hayatımıza karışmaya başladılar. Cinler dünyasındaki bu yeni gelişmeyi ilk kez haftalık dergi Aktüel'in "cin gibi" kadın muhabirinin atlatma habe- rınden oğreniyoruz. Ruhat Canveren cinlerin özellikle ka- dınların bacak aralarma meraklı olduğunu belirtiyor. Ge- nellikle sabaha karşı gelen cinler "bacaklardan bastırıyor, dizlerden tutuyor ve cinsel ilişkiye giriyor." Bazı cinlerin azgın olduğunu, "Büyük bir şirketin dış iliş- kıler müdürü Nazlı Hanım" deneyimlerıyle anlatıyor: Cini bazen günün her saati peşinde. işyerinde, şehirde, durdu- rak bilmiyor. Cınin geldtğini "üzerine binen ağırlıktan" duyumsuyor "Nazlı Hanım." Böylece yolda yürür, trende giderken çığlık atıp bağıranların esrarı da aydınlığa kavu- şuyor ve cinsel keyfin doruk noktasında "cin çarpması"na uğradıkları anlaşılıyor. Ancak "cini tutan'lar, genellikle kendılerinı derhal kapalı bir yere atmaya çalışıyorlar! Cin- leri tarafından çarpılmaya hazırlananları, o anda "cingöz" kesilmelerınden ve "cıncinbakmaya" başlamalanndanta- nımanın mumkün olduğu belirtılmekte. • Biz cinlerin yaşamındaki bu ani değişiklıği merak eder, acaba cinler dünyasında yeni bir lanetleme olayı mı oldu, dünya nimetlerinden yararlanmaya niçin karar verdiler, bunca başka nımet varken niçin kadınları seçtiler gibi soru- larm yanıtlarını ararken, istanbul Müftulüğu eğitim uzmanı ve aynı zamanda Doç.Dr. (Kımbılır, doktora tezini b^kı de bu konuda yapmıştır!) Abdülaziz Bayındır, "Cinler^üzel kadınlardan hoşlanır" diyor ve olayın ne kadar cahilı oldu- ğumuzu oğreniyoruz. Bu cınlı akademık kartyerli eğitim uzmanının "cinler insanın bazı organlarına yerleşır" bilgi- sını, cinlerin aslında tek bir organı tercih ettiklerini sapta- yan Ruhat Hanım düzeltıyor ve güncelleştıriyor. Cinlerle sevişme oykülerınin ayrıntılarından "bu kadar da olmaz ki" diye biraz şüphe edecek olurken, İstanbul Müftülüğü uzmanı Dr. Bayındırin, "Evet cinler cinsel ilişki- ye girmek isteyebilırler" ilimsel ve dinsel açıklaması olayı kesınlikle doğruluyor1 Uzmanımız ustelık cinlerle cinsel ılışki ıstemeyenlerı uyarıyor: "Özellikle banyo yaparkenbir şeye sannmalıdır, sarınmadığı takdirde, çıkar çıkmaz mut- laka giyinmelidir." Neleresarınılması gerektiği ise belirtil- mıyor. Bu konuda merak ettiğimiz daha ayrmtılı ve kapsamlı bil- gileri, Hürriyef'm pazar eki Showda "cin fikirli" muhabirler Hasan Cebeci ve Veysi Şahın'in meslektaşları Ruhat \ bas- tıran "özel" mühürlü haberinden oğreniyoruz. Bu muhabirler cinlerı inkar etmenın kutsal kitapları inkar demek olduğu konusunda bızleri uyardıktan sonra, erkek- lerle ulaşamadıklan orgazmı cinlerle yaşayan kadınları konuşturuyorlar. Cinlerin tecavüzlerine uğradıkları için gözlerine "yasal olarak siyah bant çekilmiş" rumuzlu ka- dınların, ellerinde görülen 99'luk tespihten hepsinin "bir yereaıt" oldukiarı anlaşılıyor. Kutu içinde verılen "çok özel" bir haberle de cinlerin be- dene "bacak arasından yerleştiği", aslında oradan da pek ayrılmadığı halkın bilgisinesunuluyor. (Not: Bekaret keme- n de cinlere karşı bir önlem olarak keşfedilmişti!) • Bu araştırmalar toplumun cinsel hayatırtda yeni çeşitle- meler ve zenginleşmeler yarattı!.. Erkeklerle cinsel ilişkilerinden memnun olmayan bazı kadınların cinlerin pususuna yattıkları, sayısız erkeğin de arada sırada veya sürekli cin kılığinngitmenin yoiiarını aramaya'başladıkları söyleniyor.. -s Bazı erkeklerin bunu başardıklarını dergilerde anlatılan olaylardan anlıyoruz: Birçok kadın cinler konusunda koca- larını ikna etmeyi başarmışlar; üçlü (cin, koca ve kadın) ve mutlu (arada sırada cinlerin veya kocaların kıskançlıkları- na, hatta gece yarısı sokaklarda saçlarından süründürül- melerine rağmen) bir yaşam kurmuşlar. Kadınlar, cinler- den sevgılilerı olabıleceği konusunda kocalarını ikna etmede dinı eğitim uzmanlarından yararlandıklarını söylü- yorlar. Kocalar da "madem dinde cinler var o halde boy- num kıldan ince" diye durumu kabul etmişler. Olayı daha ust düzey yorumlayanlar ıse "kadınların dinin kendilerine de tıpkı erkekler gibi çok eşlilik yolunu açtığını keşfinden" söz ediyorlar! Bu arada birçok erkeğin öldükten sonra da cinler arasına katılmanın yoiiarını öğrenmek için müftülüklere başvurma- ya hazırlandığını ve cin muhabirlerının yeni cin haberleri- nin peşinde koşturduğunu "öğrendık." ûzellikle cinlerle cirıt oynayanların cın-sel partilerinde neler olduğunu bizle- re sızdırmaya çalışıyorlar. Cin kılığına giren ilk erkekle yapılacak canlı röportajın da büyük sükse yapacağı belli. Aynca cinlerin niçin hep erkek olduğu, cin toniğin cinlikle ilişkisı ve cin mısırı yiyen cinleşir mı, cinsellikle cinlığin ev- rimsel, dinsel ve tarihsel ilişkisi toplumca merak ettiğimiz diğer konular.. Duyururuz! Fevzi Çakmak, kendisine öneri götürüldüğünde, en uygun adayın İsmet İnönü olduğunu açıkça söylemekten kaçınmamıştı . 348 oyla Malatya Milletvekili Iııöııü 2. Çumhurbaşkanı Çankaya'dan gelip geçenler Atatürk'ten Özala ALPAY KABACALI Kabine ve çevresi zaman zaman da Genel- kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın. Fethi Ökyar'ın. Celal Bayar'ın adlannı orta- ya atarak nabız yokladılar. Hiçbir ad destek bulmadı. Hemen hemen herkes, sözjeşmiş- çesine, İsmet İnönü'yü anıyordu. Üstelik Fevzi Çakmak. kendisine öneri götürüldü- ğünde. cumhurbaşkanlığı için en uygun ada- yın İsmet İnönü olduğunu açıkça söylemek- ten kaçınmamış ve bu sözler Meclis'te. parti çevrelerinde hızla yayılmıştı. Bu. aynı zaman- da. ordunun İsmet fnönü'yü desteklediği an- lamına gelen önemli bir mesaj sayılıyordu. İnönü kulise girmiyor İsmet İnönü herhangj bir kulis çalışması içine girmeden. olup biteni evinde dikkatle izliyor ve kendisini ziyarete gelenlerle bu ko- nuyu görüşmekten kaçınıyor: 'Şimdi hepi- mizin görevi Atatürk'ün hayatını kurtarma- ya çalışmaktır" diyordu. Gerçekten de İnönü'yü ziyaret edenlerin sayısı artmışt\. Başbakan Celal Bayar bile son zamanlarda birkaç kez ziyaretine gel- mijtı inönü. bu dönemı şöyle anlatıyor: "İki üç ay türlü söylentiler çıktı Haberier hep halef (ardıl. kimin cumhurbaşkanlığina geleceği) üzerinde dolaşıyordu. Mareşal. Fethi Okyar. Celal Bayar, bir aralık ve son- ralan Dr. Aras ve özellikle Şükrii Kaya... Vasiyet düşüncesi ve ihtimali uzenne memle- ket ayiarca çalkalandı. Memleket bütün bu söylentileri. daha doğrusu telkin ve girişim- leri tasfiye etti. Olay şöyle özetlenebilir: "Fethi Okyar fıtneye (arabozuculuğa) ilti- fat etmedi. Mareşal ortalığı bir süre yokla- dıktan sonra uzak durur vaziyet aldı. Çekil- memin başmda korkmuş, hiç sokulmamışü. Sonra eskisinden daha çok sokuldu. Şükrü Kaya, Rıza Soyak başlıca rota olarak Dr. Aras ile birlikte bir vasiyet koparmak ya da uydurmak için çok çırpındılar. Son ana ka- dar bu umudu korudular. Atatürk'ten ko- paramadılar. Sözle uydurmaya Hasan Rıza Soyak girişti. Celal Bayar kabul etmedi. Ka- muoyunun baskısı son derece artmıştı. Be- nim hayatım üzerinde iki taraflı ilgi, son de- receyi buldu. "Şükrü Kaya Ankara'nın büyük yönetim ve kolluk amirlerine. bir vasiyet çıkarsa can- la başla uygulanacağını söyledi. Ertesi gün tutanaklardan bu ifadelerini çıkardı. "Hastalığin son ağır zamanında Celal Ba- yar bana haber vermeye, verdırmeye başla- dı. Şükrü Kaya Meclis'i yeniden seçime gö- türmek için ciddi gjrişimde bulundu. Baş- bakan da buna taraftardı. Atatürk Meclis'in açılmasına Ankara'ya gelmedi. Bu girişim ters düştü ve ret cevabı alınması kesinleşti. "Kasım 1938. Meclis çılgın bir halde 24 saat güçsabretti. Bütün memleket. radyolan başında bekledı. Oybirliğiyle beni çumhur- başkanı seçiilcr. İktidarda olmayan. hatta iktidardakilcrin sevmedikleri. korktuklan bılinen bir çekilmiş adamın getirilmesi istek- le ve serbest oyla yapılmış gerçek bir seçim olarak tarihe geçccekttr.' Çumhurbaşkanı Mustafa Kemal Ata- türk'ün olumünün ertesi günü Cumhıınyet Halk Fırkası Grubu toplantıya çağnldı. 11 Kasım 1938 günü yapılan bu toplantıda Ce- lal Bayar, 'Parti grubu toplantısı cumhur- İsmet lnömi, göreve seçildikten sonra eşi Me>hibe İnönü'yle 1939 > ılında 19 Mayıs törenk-rinde başkanı adayı seçmek içindir' dedi. "Oylan- nızı serbestçe vereceksiniz. Herkes istediğı adayı yazsın. En çok oy alan. Meclis Genel Kurulu'nda aday göstenleceklsr." Gruptakiler birbirlenne kinıe oy vermele- nnin uygun olacağını sornıadılar. Gizli oyla- ma sonucunda İsmet İnönüye 322 oy. Celal Bayar'a 1 oy (bunu Manısa milletvekili Hik- met Bayur'un verdiği biliniyor) çıktı. Meclis acılınca Başbakanük tezkeresiyle doktorların raporu okundu. Tezkere şöyle: "Ankara Milletvekili Atatürk'ün tedavisı- nı sağlayan ve danışman doktorlann verdik- len ılışik raporda göstenldiği üzere, Kasım'- ın onuncu Perşembe günü saat 9, dakika 5'te hayattan aynldıklannı onulmaz aa ve üzün- tüyle bildiririm. Celal Bayar" Meclis Başkanı kısa bir konuşma yapü: I "Çok sayın arkadaşlanm. Büyük Kurta-' cımızın ölümünden hepimizin ve bütün mil-' letin du\ duğu üzüntünün ne kadar büyük ve derin olduğunu dünden beri gerek kendi- mizde ve gerek millette gördüğümüz büyük • acılarla anlıyoruz. Bugün burada bunun için çok söz söylemek imkanı, Anayasa'nın bize emrettiği bir görevden ötürü, yoktur. Bunu başka bir güne yapmak da bizim için büyük birborçtur. Bu görevi yapmadan önce çok sevgili ve büyük ölünün anısını yüceltmek için ayakta beş dakika sessiz saygı duruşunda kalmanızı dilerim." ' . " 'Görevimize başlayalun' Ağlamalar ve hıçkınk sesleri arasında beş , dakikalık saygı duruşunda bulunduktan sonra Başkan, 'Görevimize başlayahm', de- di. 'Anayasa'nın 34. maddesi gereğince çum- hurbaşkanı seçimine başlıyoruz.' 'Oyiama sonucunu bildiriyorum. Çum- hurbaşkanı seçimine 348 arkadaş katümış- tır. 348 oyla ve oybirliğiyle Malatya Millet- vekili İsmet İnönü çumhurbaşkanı seçilmiş- tir." İsmet İnönü, Pembe Köşk'ündeydi. Mec- lis'e getirildi ve saat 12.10'da oturum yeni- • den açıldı. Şiddetli alkışlar arasında kürsüye çıkan 53 yaşındaki ikinci Çumhurbaşkanı,, Anayasa'nın 38. maddesi gereğince yemin; ettikten sonra kısa bir konuşma yaptı. Ko- nuşmasının altı çizilme&i gereken cümleleri şunJardı: "Banş ve ilerleme yoluna bütün çabalannı asil bir surette adamış olan milletimiz zorda kahrsa, kendisi ve şanlı ordusu, geçmişteki _ •kahramanlann hayranlığmı çekecek yeni kahramanlarla dolu olan fedakar göğsünü en parlak zaferlerle süslemeye hazırdır. SÜRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear