22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS1993PAZARTESİ 12 DtZİYAZI AJpteıııoçiıı: Silıirlideğneğbuizyoktıı miı T U N C A Y E ski Maliye ve Gümrük Bakanı Ah- met Kortcebe Alptemoçin. 1984- 1988 yıllan arasında hayali ihra- catla ilgili dosyalann DPT tarafin- dan incelenmesı konusunda bir karar çıktığııu. Maliye BakanhğV- nın da buna uyduğunu bildirdi. Alptemoçin, buna karşın DPTden kendilerine gönderilen dosyalarla ilgili işlem yaptıklannı kaydederek Maliye BakanhğVnın hayali ihracat olayıyla ilgi- li olarak bütün araştırmalan yapüğını iddia etti. Dönemin Adalet Bakanı Necat Ekfem'in iste- ği üzerine Diyarbakır'a atadığı Şahin Kaya adlı gümrûk memurunun hayali ihracat organızas- yonuna gırmesi konusundaki sorulan AÎptemo- çin, "Şahsı tarumam, biz atayın dememişiz" diye konuştu. Alptemoçin, Hayali thracat Komisyo- nu'na verdiği ifadede, şunlan dile getirdi: "1984 mayıs ayından 1988 yılı sonuna kadar Maliye ve Gümrük Bakanhğı hesap uzmanlan ve gelirler kontrolörleri tarafından 334 adet ra- por dÜ7enlenmiş. Bu 334 rapor arasında haksız yere istendiği için ödenmemesı, ödenrniş ise geri almması gereken toplam vergi iadesi tutan 120 milyar 51 milyon, 1984 yıhndan 1988 yılının ey- lül ayı sonuna kadar yapılan ihracat tutan da 40 milyar 862 milyon dolar. Bu rakamı ortalama kurlarla çarptığımızda rakam 32 tnlyon 216 mil- yar Türk Lirası ediyor. Vergi iadesinden istifade edebilecek olan bölüm, 17 trilyon 616 milyar h- ra. Defalarca kesin dönüş yapanlar Maliye ve Gümrük Bakanlığı kendisine tanı- nan yetkiler çerçevesinde hıçbir taviz vermeden gerekeni yerine getirmiştir. Ancak, Devlet Plan- lama Teşkilaü'nın bu konuda karar verme ile yetkili kıhndığını, olayın bir vergi mevzuu değil. doğrudan doğruya bir sübvansiyon olduğu olayı ortaya konulduktan sonra da işlemlerini Devlet Planlama Teşkilatı'nın tetkikine ve ka- ranna bırakmak üzere o ıstikamete yönlendir- miştir. Kendisine Planlama Teşkilatı'ndan gelen dosyalann takibi için de yine hiçbir tereddüt ' göstermeden gerekenı yapmıştır. Alptemoçin komisyon başkanının "Özçllikle 1984'ten sonra Taşucu, Güllük, Antalya, Silif- ke, Aksaray gibi küçûk yerlerde esas hayali ihra- catlar böyle küçük nokta yerlerde yapılmış. Bu konuda aldığınız tedbırle bu ducmnu nasıl izah edeceksiniz" sorusuna şu karşılığı verdi: "Bu olaylann tespit edilmesi, ilgili tedbirlerin abnması zaman isteyen bir olay, yani 1984'ten sashayaUihracatlar Taşucu, Sitifke,Güllük, Aksaraygibi küçük nokta yerlerdeyapümış. Bu olaylann tespit edilmesi, ilgilitedbirlerin abnması zaman isteyenbir olay,yani1984f tenitibarenbu tedbirlerahnmışttrderken, kimsenin eünde sihûrHdeğnek olmadığınıkabuletmek lazvn. Gö'rülen odurki, bu kapılardanhayali birîakım muameleleryapılmaktadır. A Eski Maliye ve Gümrük Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin: Dosyalann takibi tereddüt göste- rilmeden yapıklı. itibaren bu tedbirler alınmışurderken, kimsenin ebnde sihırli değnek olmadığını kabul etmek lazım. Görülen odur ki, bu kapılardan doğrulu- ğundan şüphe edilmesi gereken, dogru olmayan, hatta hayah birtakım muameleler yapılmak- tadır. tşte buna engel olmak için bu küçük memur- luklann ve çıkış kapılannın yetkileri kısıtlanmış, ilgili başmüdürlükJere verilmis, oralardan sadece o yöreye ait ahşılagelmiş birtakım mal- lann ihracau varsa o ihracaün yapılmasına imkan sağlanmıştır. Birisi Kapıkule"den geliyor kesin dönüş yapı- yor, tekrar yurtdışına çıkıyor, fzmir kapısından geliyor, kesin dönüş yapıyor, dışan çıkıyor, bu sefer Habur'dan veya Mersin'den giriyor, 'Pasa- portumu kaybettim' diyor, tekrar müracaat edi- yor, yeni bir pasaport alıyor, bir kişirun senede dört-beş defaya ulaşan miktarlarda yurda kesin dönüş yaptığını gördüm." Hayaüciye bakan referansı Hayali thracat Komisyonu'nun araştırması dalet Bakanı,kabine arkadaşımız, 'mevzuat vesaireçerçevesindebu arkadaşa yardtmcı olunuz'diyor. Kendisiniiyi tanıyorki veyahutdaiyi olduğukonusunda bir dûşünceye varmışkitalepte bulunmuş. Eğer poütik birkarangerektirenhusus vardıysa, bu söylediğim birimler bakanı uyarmaby- düar. Bakanşu işlemiyapih dememiş, bakuuz demiş, anlatabiUyormuyum?" sırasında Diyarbâkır gümrüğünden yapılan ha- yali ihracat olayına dönemin Maliye Bakanı Alptemoçin ve Adalet Bakanı Necat Eldem ta- rafından referans verilen Şahin Kaya adlı bir gümrük memurunun da adırun kanştığı ortaya çıktı. îdari ve Mali İşler Daire BaşkanhğTnda görev yapan Şahin Kaya'nın ısrarla bir güm- rükte görev yapmak için başvuruda bulunduğu, dönemin Mardin ANAP il teşkilaünın da bu konuda devreye girdiği belirlendi. Alptemoçin, Komisyon Başkanı Mahmut öztürk'ün bu ko- nudaki sorusuna şu karşılığı verdi: "Adalet Bakanı, kabine arkadaşımız, 'mevzu- at vesaire çerçevesinde bu arkadaşa yardımcı olunuz' diyor. Herhalde kendisini iyi tanıyor ki veyahut da iyi olduğu konusunda bir dûşünceye varmış ki böyle bir talepte bulunmuş. Yapılan işiemi şu anda hatırlamıyorum, o yazıyı da riatır- lamıyonım, yani mutlaka gelmiştir, biz de sevk etrnişizdir, bakınız diyerekten, ondan sonra da tayini yapılmışür. Bilmiyorum, ama ne adamı hatırlanm, ne adını haürlanm. Eğer politik bir karan gerektiren husus vardıysa, bu söylediğim birimler bakanı uyarmabydılar. Bakan burada bir talımat yazmamış, şunu atayın dememiş, şu işiemi yapın dememiş, bakınız demiş, bihnem anlatabiliyor muyum?" Sahteimza ile vergi iadesi Komisyonun incelemesi sırasında lzmit Def- tarlığı'nda ortaya çıkanlan 400 milyon liralık haksız vergi iadesi ödemesinin nasıl yapıldığı net olarak ortaya çıkanlamadı. Komisyon üyelerin- den Kamer Genç'in Alptemoçin'e yönelttiği "lzmit Defterdarhğı'na 400 milyon liralık bir KDV iadesi için yazı yazüıyor. Ancak, tesadü- fen o sırada defterdann yanındaki kontrol me- muru diyor ki 'Ben bu oiayı inceledim, ret ver- dim. Bunu nasü ödüyorsunuz?' Ankara'ya der- hal telefon açıhyor. Bu defa, vay ben böyle bir yazı yazmadım diye Altan Tufan tahkikat actın- yor. Yalnız bu tahkikat yazısı, bu yazı ortadan kayıpür, yani Gelirler Gene) Müdürü'nün im- zası taklit edildi denilen yazı ortadan kayıp. Bu konuda herhangi bir bilginiz varmı, soruşturma var mı" sorusuna, "Gayet tabü, büyük bir hadise oldu..." karşıhğını verdi Genç'in, "Genel müdürün, Gelirler Genel Müdürü'nün yazdığı taklit yazısı niye kayıp or- tadan" sorusunu yönelterek ısrannı sürdürmesi üzerine Alptemoçin şöyle dedi: "Ne bileyim, ona bakmanız laam; müfettiş raporlan bilmem neler, bir sürü ınceleme vardır, dosyalara bakın, inceleyin." Bizlere buaktığuı mirasın düııyalaıa bedel R ICIN YAZDI Değerü Uğur Mumcu, taşıdığın bağımsızlık ve laiklik bayrağını bundan sonra biz taşıyacağız. Ve söz veriyoruz bağımsızlık ve laiklik yolunda binJerce Uğur Mumcu yetiştireceğiz. öğretmen Ranazan Çağdaş Topyekun sindirilip, suskunlu- ğa büründüğümüz günlerde bi- le, haksızüğa, yolsuzluğa, şeria- ta ye emperyalizme ve demok- rasi düşmanlanna karşı müca- dele veren Uğur Mumcu'nun katlediimesini lanetliyorum." Türkiye yeri doldurulamaz bir aydırunı kaybetmiştir. Hepimi- zin başı sağolsun. Saraet Topoz Sevgiü Uğur Mumcu, engjn ve yılgın zavallı ülkemiz için bil- diklerini ve inandıklannı tüm zorluklara rağmen sonuna ka- dar savunmak bizlere şevk ve hırs vermiştir. Şuna inan ki mü- cadelen sonuna kadar devam edecektir. Uğur mumcu ölür binler yaşar, önünde saygı ile " 100-200 yıl geriye götürmek is- eğiliyor gösterdiğin mücadeleyi teyen irtica, unutmayın Uğur Mumcu"nın yükseltecek devdm ettirmek için ant içiyo- rum. UğurBûvükbalkao Değerli büyüğümüz, abimiz. Şunu bilmeni isterdim ki insan öldürerek fikir öldürülmez. Se- nin gitmen imkansız, içimizde- sin Atatürk gibi. Izindeviz. A.Yese>i GühekİD Tüm Atatürk ve laiklik düş- manlan, tüm mafya,tüm ülkeyi taşıdığı bayrağı Uğur Mumcular bitmeyecektir. M.Haluk özynrt Yüzünü görmek elini sıkmak nasip olmadı bana ama, yazdıklannla, düşüncelerinle hep aydınlattın, ışık tuttun beynımize. Bedenınin yok olmasını kabullenmek kolay değil ama bizlere bıraktığın miras dünyalara bedel. Atatürk ilkelerinin yılmaz, dürüst savunucusu fikir işçisi Uğur Mumcu. Seni, düşüncelerini, bu yolda vurulan, asılan, öldüriilenleri unutmak mümkün değil. , Antiçtik. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer Ve hala şarabunızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak Kabahat bizim demeye dilim varmıyor ama Kabahatin çoğu bizim canım kardeşim "Uğur Mumcu bir simgedir. Onu öldürenler demokrasiye, insan haklanna, söz ve düşünce özgür- lüğune saldırdılar. Demokrasiye, insan haklanna, düşünce ve söz özgürlüğüne inanan her insanı, her bireyi bir- leşmeye çağtnyoruz. Tepkilerimizi göstermek zorun- dayız. Yaşam hakkı otmadan demokra- siolmaz. Laiklik olmadan demokrasi ol- maz. tnsan haklan olmadan demokra- si olmaz. Düşünce ve söz özgürlüğü olma- dan demokrasi olmaz. Yaşamak için, özgür düşünce için, insanca gelişmek. ülkemizi yüceltmek için elele olmak zorun- dayız. Demokrasi hepüniz için, herkes için gereklidir. Biz aşağıda imzası bulunanlar, demokrasiden başka bir yaşam biçimini kabul etmediğimizi, et- meyeceğimızi haykınyoruz. Eğitim-İŞ Izmir Şubesi'nin 1224 irazalımetni Rahat uyu. Çünkü biz hep se- nin yanındaydık. Şımdi ve şim- di de sonra da. Bizler Atatürk ve üıkilaplannın ve cumhuriye- tin bekçileriyiz. Seni ve senin gibi büyük ve cesaretü insanlan seviyoruz. Tekrar rahat uyu. SeMaGedik Çok üzgünüm. Çünkü senin düşüncelerini benimsemiştim. Kemal Çetin Çok üzgünüz, seni çok özleye- cegiz. Söreyya Demir Bu hain cınayeti tüm nefretimle kınıyonım. Katillerin bulun- ması için tüm emniyet teşkilatı- nın bütün gayretiyle calışması- nın tüm Türk basını ve Türk Laik Cumhuriyeti'nin gelecegi açısından çok büyük önem taşı- dığının unutulmamasını düiyo- nım. Fevzi AK Karsiı Büyük insan, sen uyurken bile senin yaküğın mumun etrafın- da olanlar yine senin yanında- lar. Ne çare ki sen yoksun. Hakan Hasköylü Uğur baba Uğur baba Koyamaz kimse seni mezara İ.Akaıı Arcak SÜRECEK ÇALIŞANLAREV SORULARl/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Göstergem 6.400'e Yükselecek mi? Ben, 1990 yriı ocak aymda Sosyal SigortaJar Kurumu'ıtdan emekM okbım. Emekli olduğum zaman 63 yaşında ve tümü de tavandan olmak şartıvla, 9.000 gün prim ödenüş dununundaydBn. Bana, o zaman 4.050 gös- tergeden emekli ayüğı bağlandı. Son çıkan bir kanunla süper emeklilerin göstergeleri 6. 400'e yükseidi. Halen, 3 miryon 348 bin lira aylık ahnak- taynn. 1) Bemm göstergem de 6.400'e yükselecek mi? 2) Aylık orannn nedir? 3) Enıekliraaaşunne kadar olacak? YANIT: I) 1987 yılında, en çok 4 milyon 200 bin lira ile en az 252 bin lira ve 1988 yüında, en çok 5 milyon 40 bin lira ile en az 302 bin 400 lira ödeyerek süper emekli olanlann, yaşlılık aylıklannı yeniden düzenleyen yasa, 12 Mayıs 1993 günlü Resmi Gazete'de yayımlandı. 3910 sayüı "Sosyal Sigortalar Kanunu'nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkmda Kanun" başlığı ile yayımlanan bu yasa ile, 1987'de 4 milyon 200 bin üra ve 1988'de 5 milyon 40 bin lira ödeyerek süperemekli olma hakkını kazananlann yaşlılık ayhklan, bu kez 6.400 göstergeye göre yeniden hesaplanacak ve aradaki fark "telafî edici ödeme" adı altmda verüecek. Yasanın süper emeklilere getirdiği haklar, 1 Ocak 1993'ten ge- çerli olacak ve süper emeklilere 1 Ocak 1993 tarihinden, zamlı maaş aJdıklan güne kadar biriken farklan da, yasa geregi ödene- cek. "4.200.000 TL veya 5.040.000 TL'den az borçlanrna primi öde- miş olanlara yapılacak telafı edici ödeme ise, "ödedikleri borçlan- ma primi ile orantıh olarak" hesaplanacak. Bu uygulamadan, 1988 yüından sonra emekli olanlar yarar- lanamayacak. 1988 ve sonraki yıllarda emekli olanlardan, son beş yıhn pri- mini tavandan ödedikleri için, yıllarda emekli olanlardan, son beş yıhn primini tavandan ödedikleri için, Üst Gösterge Tablosunun en yüksek göstergesinden aylık almaya hak kazanıp emekli olan- lann yaşlılık ayhklan, bugün olduğu gibi yine, 1988'de emekli olanlara o yıhn tavan göstergesi 2.050'den, 1989'da emekli olan- lara 1989'un tavan göstergesi 3100'den, 1990'da emekli olanlara o yıhn tavan göstergesi 4050'den, 1991 emeklilerine o yıhn tavan göstergesi olan 6.250'den hesaplanacak. Bu tavan göstergeler bugün için de gecirli olacak. 3910 sayıh yasa yalruzca, 3395 sayıh Süper Emeklilik Yasası'ndaki "Gecici Gösterge Tablosu"ndan borçlanarak yararlananlan kapsamak- tadır. 2) 1990 yılında emekli olmanız nedeniyle. yaşhhk ayhğınız yine 1990 yıhnın tavan göstergesi olan 4.050'ye göre hesaplanıp öde- necek. 1990'da 9.000 sigorta primi ödeyip 63 yaşında emekh olanlara uygulanan aylık oraru, %79.2'dir. (5.000 gün için %55.2, 5000 gündcn fazla 4.000 gün için % 16 ve 55 yaştan fazla 8 yaş için de %8 olmak üzere toplam %79.2) 3) 4.050 göstergeden %79.2 aylık bağlama oranına göre yaş- lılık ayhğınız, 740 katsayı ve 975 bin lirahk sosyal yardım zamnn ile birlikte, 3 milyon 348 bin 624 liradır. POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Abbas'tan Bu Yana... Cahit Sıtkı Tarancı'nın, ilkin 1942de Irtkılapcı Gençlik dergisinde çıkan (sonra Yücel'de 1945) Abbas şiiri var- dır. Sanıyorum, Edremit'te askerken yazmışbr. Abbas, şöyle başlar: Haydi Abbas, vakit tamam Akşam diyordun işte oldu akşam Kur bakalım çilingir soframızı . Oinsin arttk bu kalp ağrısı Bu şiir birkaç dize sonra şöyle de brter: Var grt, Böyle ferman etti Cahit Al getir ilksevgiliyi Beşiktaş'tan Yaşamak istiyorum gençliğimi Yeni baştan Cahit, burada "Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan" di- yor. Bu Beşiktaşlt ilk sevgili kim ola ki? Yıllarca bu Beşik- taşlı sevgili aranıp duruldu. Türlü türlü de yakıştırmalar oldu. Cahit, Yıldız'da Mülkiye mektebinde öğrenciyken Be- şiktaşlı llhami'nin dedesinin kahvesine gidermiş. Kah- venin önünden de Ermeni kızları geçermiş. Bunlardan biri derler. Ama bu kızı bir daha gören olmamış... Bu Beşiktaş'ı bir de Cahit Sıtkı'nın Diyarbâkır Lisesi'- nden arkadaşı Vedat Günyol'dan dinleyelim "Cahit Sıtkı, Beşiktaş'ta bize sık sık gelirdi. Yıldız'da üniversitede okurdu. Sıddık Sami adlı asık suratlı, cimri notlu bir adamdan çekmediği kalmıyor; iki yıl üst üste sı- nıfta bırakılıyor. Derken benim kız kardeşime ilgi duy- muş. Ama bunu yıllarca gizli tutmuş." Yıllar sonra 'Beşiktaşlı ilk sevgili'nin kim olduğunu böylece yeniden öğreniyoruz. Içki sofralarında Cahit Sıtkı'ya "Haydi Abbas" diye ta- kılır, bu şiiri okumasını isterdik. Kekeme olmasına kar- şın şiir okumayı çok seven Cahit istediğimizi kırmaz okurdu. Elbette Beşiktaşlı ilk sevgili'nin kim olduğunu da sorardık. Cahit, bunu bir kez olsun dışan vurmazdı. Vedat Günyol, Bostancılı Nuri Bey, Beşiktaşlı llhami Cura, ben, bir gün Yıldız'a geldik ve Arnavut'un kahve- sinde oturduk. Elbetteki meydan, mezarlık, park çok değişmişti. Anılar da kopuk kopuktu. Vedat Günyol'un 'Tarih Vakfı'nın çıkardığı Şenlik der- gisinde 'Kuşaklar Buluşması' başlıklı yazısını okurken bunlara rastladım. Vedat Günyol, Bostancılı Nuri Bey, ben arada bir buluşurduk. Vedat Günyol, Bostancı'da rahatça girip çıkabıleceğimiz bir evde otururdu. Vedat hoca, bütün müzmin bekarlar gibi küçük küçük mezeler yapardı elcegiziyle... Gelenler olurdu ögle rakılarına... Vedat hocanın yaşam öyküsü de var dergide. Meraklı- sı için bilgi olur: "...1911 yılının 6 marnnda Fatih'te dede konağının de- nize bakan üst katında ete kemiğe bürünmüşüm, Ahmet Vedat adıyla da görünmuşüm. Babam Ali Fikri ömrünü kaymakamlıklarda geçirmiş, özellikle Diyarbâkır ilçele- rirtde. Dedem adliye müsteşarı (...). Annem Diyarbakır- da Kürt Cemal Paşa'nın kızı. Babam Paris'e kaçıyor. Diyarbakır'da vilayet mekrubi kaleminde iken annemle evleniyor. Anneannem Çerkez. Görüyorsunuz karma ekonomi gibi yaşamım. Dedem Kürt Cemil Paşa'nın önemli bir mal varlığı var (32 köy). Hiçbirinin yararını görmedim." Vedat hocanın yaşamını böylece özetledikten sonra yeniden Cahit Sıtkı 'yagelelim. Galatasarayonuncusını- fındayken Baudelaire'i keşfediyor: "Daldım elem çicek- lerinin sonsuz bahçesine. Baudelaire'i tanıdıktan sonra düşünüşüm, duyuşum, görüşüm değişti. Suyun dibine inmeyi öğrendim." Erdoğan Alkan'ın haklı yani var. Cahit'in, Ahmet Mu- hip'in yolları Baudelaire, Rimbaud, Verlaine'den geçi- yor. Yaşamlarındaki bohemlik de buradan geliyor. BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Fakir Baykurt'un bir romanı... Hatay iünde bir ırmak. 2/ Telefon sözü... Köy muhtan yardımcısı. 3/ Kilise hizmetini gören ve çan calan kimse... Ma- tematikte kullanılan sabit bir sayı. 4/ Yer ölçmeye yarar düğümlü ip... Du- man lekesi. 5/ Ince ve düzgün dokunmuş pa- muklu kumaş... Okya- 8 nuslann cok denn kesim- g lerine venlen ad. 6/ Hari- tasını çıkarmak için bir araziyi üçgenlere böhne işi. 7/ Hububat tozu... Yapraklan yaz kış yeşil ka- lan, beyaz çiçekh bir ağaç. 8/ Ayn olarak yapümış ve silahlarla güç- lendirilmiş istihkâm... Bir nota. 9/ Pirinçten elde edilen ve sıcak içilen Japon içkisi.. Gemininavadrasına çekilen üçgen yelken. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Adalet AğaoğJu'nun bir romanı. 2/ Kanşık renkli... Kristof Ko- lomb'un Amerika seferi sırasında yönetüği üç gemiden biri. 3/ Üç telh bağlama... Bir renk. 4/ Koyun yatağı. 5/ Saban, pulluk ya da traktörün toprakta açtığı iz... Üflemeü bir çalgı. 6/ Da- hil... Kanca, kopça. 7/ Kâfı gelmeyen... Leyleğe benzer bir kuş. 8/Ağaçdallanndan yapılan düdük... Uluslararası Çalışma Ör- gütü'nün simgesi. 9/ Oylumlu... Antikçağda, taştan yapılan ve üzerine tannlar için sungular konulanyer. ACIKAYBEVflZ Ana ailesinden bir yaprak düştü. Canımız, çok sevdiğimiz kardeşimiz, iş arkadaşımız, gönül yoldaşımız, Alanya büro menajeri M. ALİ ÖNAL'ı ve biricik oğiu ÖZAY'ı yureğimizi dağiayan elim bir trafik kazası sonucu kaybettik. M. Ali, sevgili oğlunla sen rahat uyu. Yokluğunu hep içimizde hissedeceğiz. Sıcaklığını, sevecenliğini, dostluğunu hiç unutmayacağız. Merhutnlara rahmet, Önal ve Ana ailesine başsağlığı ve sabır diliyoruz. 8tGOR« araabk UznteUert
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear