Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURIYET 21MAYIS1993CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Laiklikve sanayi sonrası toplum
MELİH CEVDET ANDAY
B
ır bılgın, "Tanh, oluyu
sorguva çekmektır" der
Bu sorgulama tanhın geç-
rruşe dönuk yuzunu anlat-
maktadır (Ama onun bır
de ılen>e donuk yuzu
vardır kı, bakalım ona sıra gelecek rru
bu yazıda1
) Ancak olu, sorulanmızı
vanıtlavamavacağına gore onun
vanıtını bız üstleneceğız demekur
Boylece soran da, >anıtlayan da bız
olacağızdır Buna "\orum' dıyoraz
Elımızden başka ne gelır kı1
Demek ta-
nh bır yorumîama sanatı olup çıkıyor
"Eskı Mısır uygarlığı neden battı7
" so-
rusunu hangı fıravun, mumyalann-
dan soyunup da yanıtlajabılır9
İyısı
mı bız onun yenne konuşuruz "Ken-
dınden başkasını bılmedığı kapalı bır
toplum olduğu ıçın" der çıkanz ışın
ıçınden Kendısı ıle yeünen her toplum
batar, çunku softalığa duşmuştur o
Gelmış geçmış tanhçılenn yazdıkla-
n, masalla. yalanla dalkavukla do-
ludur Örneğın Herodotos tatlıdır.
ama gerçekle ma^ah ıç ıçe anlatır. bu
yuzden de çoğu ınsan geçmışı masal
sanır Nasılsanmasın, kımdır bu tanh-
çı de gonmûş gıbı anlatı>or bıze geç-
mışte olanı bıteru Tanhçı Anstobu-
los. Iskender ıle Poros'un teke tek
çarpışmalannı anlatmış da, yapıtırun
o parçasıru krala okumava kalkmış,
bırtakım vığıtlıkler u>durduğu. doğ-
ruyu hıçe sayıp gerçek olanlan da
abartarak anlattığı ıçın kralı pek se-
vındıreceğını sanıyormuş Iskender
>apıtı onun elınden çekıp almış. suya
atıvermış. "Sen berum baş başa çarpı-
şmalara gınştığımı, cındımı bır savur-
dum mu fılİen oldurduğumu soylu-
yorsun Anstobulos, sana da oyle bır ış
>apmalıydım" demış, puskurtmuş he-
nfi \ma her kral, Iskender gıbı değıl-
dır, hem kendı kanar >alanlara. hem
de gelecek kuşaklann aldanmasına yol
açar
Kımı bılgın de geçmışı anlatırken
ımgeler kullanır Pakıstanlı fızık bılgı-
nı Pervez Hoodlhov, o guzel kıtabmda
(İslam ve Bılım) bu yönterru. 9 ve 13
yuzyıllar arasındakı Arap bılımı ve
kulturunun yok oluş nedenlen konu-
sunda uyguluyor
"'Bır an ıçın, Menhlı bır antropolog
ekıpının 9 ve 13 yuzyıllar arasındakı
bır tanhte. dunyayı zıyaret etmekte ol-
duğunu varsavalım Gorevlen de, ın-
san turunun külturel ve sosyal evnmı-
ru ıncelemek olsun Zıyaretcıler karar-
gâhlanna en çok umut vaadeden uv
garhğın. Beytul Hıkmet'ıyle, astro-
nomık gozlem evlenyle, hastane ve
okullan ıle İslam uygarlığı olduğunu
rapor ederler Buna karşılık Avrupa.
cadı yakan papalanyla, barbar ve "Ka-
ranlık Çağlar'a gomulmuş bır goru-
numde" Menhlı antropologlann
dunyamıza geldıklen o çağda Arap-
Islam bılgınlen, Eskı Yunan felsefesı
ıle ılışkı ıçındeydıler, ozellıkle Ansto-
teles'ı bılıyorlardı Anstoteles'm ner-
de>se butun >apıtlan Arapçaya çevnl-
mı§ü Sonra ne oldu°
Işın bır de o yaruru dınlevehm
"Aynı dunyadışı ekıbın bugun gen
donduklennı varsavalım Bıraz mah-
cup bır halde. oncekı kehanetlennın
hatalı çıktığını rapor edeceklerdır In-
sanlığın, bır zamanlar en fazla umut
vaadeden bolümu, venıyı reddetmesı
ve eskı>e umutsuzca ve sımsıkı sanl-
masıyla, donmuş bır ortaçağ ahnıvetı-
nın, kurtulması olanaksız kapanına
kjsılmış bır gorunüm arz etmektedır "
Bız de şunu ekleyelım O çağın unlu
Arap duşununı Gazalı, felsefeyı ya-
saklamıştı, Kuran dururken (Allah
kelamı)safsata>a gerek yoktu "Teha-
füt ul-Felasıfe"' adlı kıtabıru yazdı Ga-
zalı Buna. donerrun venılıkçı, ay-
dınlıkçı, bağnazlığa karşı olan duşu-
nuru "İbn al-Ruşt"" Tehafut ul-Teha-
fut" adlı kıtabı ıle yanıt verdı ve oldu-
rulmekten ancak kacarak kurtuldu
' Bırçok Musluman bu gerçeğı tes-
lım ederek, bundan buyuk bır uzuntu
duymaktadır Gerçekten de İslamın
yenılıkçı kesımını esas meşgul eden
konu budur Ama bırçok gelenekçı.
bu konuda herhangı bır uzt<ntu ya da
pışmanlık duymamaktadır Aslında
pek çoğu. bu kaybı memnunıyetle kar-
şılamaktadır. zıra onlara gore, bılım-
den uzak durmak, İslamı >ozlaştıncı
ve laık etkılerden korumaktadır "
Bağnaz Musluman ıçın bılım ve la-
ıklık aynj şeydır, ıkısınden de korun-
malı, kaçmalıdır Pervez Hoodlhoy,
şunlan eklıyor
Bılım laık bır etkınlık olup, başka
turlu olmasına olanak yoktur Bılımın
laık karakten olması, mutlaka
Tann'run varlığını reddetüjp anlamına
gelmez Ama kesınlıkle bılunsel ger-
çeklenn geçerlıhğının, her ne şekılde
olursa olsun. herhangı bır ruhanı oto-
nteye bağlı olmadığı anlamına gelır,
gözîem denev ve mantık neyın doğru,
neyın yanhş olduğunu belırleyen tek
hakemdır Bılım adamlan ıstedıklen
kadar dıncı olabılırler, ama bılım ken-
dınınkıler dışında yasa tanımaz "
Yukandakı alınüdan çıkanlacak
onemlı sonuç şudur Bır yerde bılımın
gehşmesı ıçın orada laıkhğm yerleşmış
olması gerekır Bızde çoğun soylendığı
gıbı, "Laıklık. dınsızlık demek değıl-
dır" sozu bu gerçeğı anlatmaktan çok
uzaktır Bılımsel çalışmada dırun >en
>oktur, ışte bu kadar Ama sız bılımı
ıstemıyorsaruz, ıstedığınızce dınlı ola-
bıhrsınız Konuyu burada bağlama-
dan. akla gelen şu soruyu da yanıtla-
vahm Arap-İslamın n«len genledığı-
nı anladık. pekı. Avrupa bılımın tem-
sılahğını nasıl ele geçırdı9
Kılıse ıle savaşarak elbet. onu laık
duzene razı ederek
Tanh konusunu açarken, yazımın
başında "Ama onun bır de ılenye do-
nuk yüzû vardır" demıştım Ne demek
o° Geleceğın tanhı olur mu hıç9
Geçmışı anlatmaya çalışan tanh,
enınde sonunda bır yorum olduğuna
gore, geleceğımızı neden yorumlama-
yalım1
Tanh ıçınde yok olup gıden
nıce devlet, geleceğı duşunemedığm-
den batmıştır Bunu unutmayaüm ve
geleceğımızı bıçımlendırmeye ba-
kalım, hayaller kuralım, Ütopyalar
yaratalım Bakın, bılım patlaması ıle
bıriıkte sanayıleşen Avrupa, şımdıden
bu ışe gınşü ve gelecek uygarhğın adını
koydu Sanayi sonrası toplumu
Sanayi toplumu ortadan kalka-
caktır. onun venru banşçı, eşıthkçı, ye-
şılcı bır toplum alacaktır Avrupalı
kımı duşunurler bu gelecek toplumun
nasıl bır vapıda olacağını şımdıden
sayıp dokmeğe başladılar Bız ıse sa-
nayıleşmeğe çalışıyoruz Ne v ar bunda
üzulecek' Avrupa duşunsun taşınsın,
sanayı sonrası toplumu kursun. bız de
onlardan alınz Kafa yormaya ne ge-
rek var1
ARADABIR
SAMİGÜRTÜRK Felsefeci
Tek Devlet Bizimki
Kanımca gunumuzun daha doğrusu ulkemızın başta
gelen sorunu, hortlamakta olan gerıcılıktır (ırtıcadır)
Çunku bu sureklı savaşım gerektıren bır beladır Abart-
mıyorum "Bızı bekleyın', 'Gelıyoruz' dıyorbaşısarıklı,
kımı şalvarlı, kımı entarılı mollalar Izlemış olmalısınız
bu tur sahnelerı TV'den Dun Kubılay'ı olduren murtecı-
ler yarın kımbılır kımlerı öldurecekler Bunlar öylesınö
gozu donmuş kışıler olarak yetıştırılıyorlar kı, hedefle-
dıklerı kışıyı oldürmekle yetınmeyıp ölenın başını yeşıl
bayrağın tepesıne de geçırmek ıstıyorlar, Kubılay ola-
yında gorulduğu gıbı
Dıkkatetmış olmalısınız oldurulen değerler hep laıklı-
ğe ınanmış, ozgurlukçu duşunceden yana ve demokrası
savunucusu Umıt Doğanay C O Tutengıl, Muammer
Aksoy, Çetın Emeç Bahrıye Üçok ve son olarak da Uğur
Mumcu Bunlar yazılarıyla, derslerıyle, yapıtvetutumla-
rıyla ulkemız geleceğının baş mımarlarıydılar Sozun
burasında bır yanlış anlamayı duzelteyım Bunlan öldu-
renler islamlığa ınananlardır demıyorum Boyle bır sav
ılerı surulemez Gerçek Musluman, dınımız gereğı ın-
san öldurmez Islamıyet adına bu cınayetlerı ışleyenler,
yobaz ve bağnaz kışılerdır Onları yonlendırenler belkı
de dış guçlerdır Kuşkusuz kontrgenlla da akla gelıyor"?
Bılmem sızın de dıkkatınız» çektı mı Saym Mıllı Eğıtım
Bakanı, sozunu ettığım o sakallı murıtler, yanı şerıat or-
dusu askerlerı, ne korkunç bır coşku sergılıyorlar' Buna
karşıhk ılerıcı dıye mtelenebılen kesım, orneğın Uğur
Mumcu'nun cenaze törenıne katılanlar çok soylu bır kıt-
le oluşturdular Duygu yuklu, ıçlerı coşku dolu bu ınsan-
lar kesınlıkle saldırgan değıldıler Yalnızca bu gerçek
bıle neden laıkhğı savunmamız gerektığını açıklıyor
Varmak ıstedığım gerçek şu Turkıye 1950'den bu ya-
na gerıcılık (ırtıca) tehlıkesıyle karşı karşıya Bunu bes-
leyen dış guçler var Ve ne yazık kı, ulkemız ınsanmın
çoğu bu tehlıkeyı goremeyecek derecede bılgıden yok-
sun bırakılmış 12 Eylul rejımı ıse gerı gıdışı daha da ko-
rukledı örneğın ılk ve orta derecelı okulların tumune
zorunlu dın dersı koyarak, ustelık bu sapıklığı anayasa-
ya da sokarak
Gerçek kultur ve anlayıştan yoksun o beş general, ış-
ledıklerı bu suçu şoyle savundular Kuran kurslarında
yanlış bılgılendırmelerı onlemek ıçın koyduk bu derslerı
mufredata, ustelık "dın dersı' olarak değıl "dın kulturu"
adıyla Oysa bu tutum gerıcılığe, yanı ırtıcaya yeşıl ışık
yakmaktı Sonuç ortada Şerıat bayrağı açıldı (Iskende-
run'da)
Tam bu satırları yazarken bır gazetede Bakan Top-
tan'ın bır açıklaması çıktı imam hatıplılere seferberlık
halınde karşı çıkmanın çok yanlış olduğunu belırtıp eklı-
yor, ' Bunlardabızımçocuklarımız "Evetonlardabızım
çocuklarımız Ama gırdıklerı okullarda onları yanlış, da-
ha açığı çağın gıdışıne ters eğıtıyorlar Bu yuzdendır kı,
dun tıyatro ve sınema basanların, Ataturk'un yontuları-
na saldıranların başında bu tur eğıtılenler vardı Isken-
derun a bağlı Denızcıler beldesınde Turk bayraklarını
ındırıp yenne yeşıl-mavı şerıat bayrağını çeken 15 kışı-
den bırı Erzurumllahıyat Fakultesı oğrencısı, ıkısı ıse dın
dersı oğretmenı
Imdı, bu olay uzerınde duşunmek gerek önce tekıl
(munferıt) olaydır, telaşa gerek yok denılemez Gerçek-
te bu, son kırk yıllık yanlış odunlerın urunudur Dahası,
bu olay daha kotulerının habercısı de olabılır Bakınız Is-
kenderun Savcısı Sayın Hakkı Koylu nasıl değerlendırı-
yor 'Bu, devletın butunluğune yonelık bır saldındır "
Sayın Içışlerı Bakanımız ıse 'Rezalet bu Tek kelımeyle
rezalet!" dıyerek olayı nıteledı Sonra da oluşmanın kay-
nağına ınerek şöyle dedı 'Geçmışte devletın ve cumhu-
rıyetın temelı olan laıklığe karşı bırtakım davranışlara
goz yumulmuştur"
Işte benım de Sayın Mıllı Eğıtım Bakanı na onermek
ıstedığım ya da toplumun kendısınden bekledığı bu1
Sa-
kın ola, devletın ve cumhurıyetın temelı olan laıklığe
karşı davranışlara goz yummayınız Kabine arkadaşı-
nız, partıdaşınız ve ağabeyınız yerındekı deneyımlı polı-
tıkacı Sayın Ismet Sezgın boyle dıyorsa bu, gerçeğın ta
kendısıdır Dıkkat edın Sayın Demırel de aynı ınançta O
da laıklığın devletın temelı olduğunu yınelıyor son gun-
lerde
Unutmayın Yeryuzunde mılyonlarca Turk ve Muslu-
man var Bunların kurduğu çeşıtlı devletler var Bunca
Musluman devlet ıçınde bır tek bağımsız devlet var Tur-
kıye Cumhurıyetı Ve bu devlet laık bır devlettır Onca
Musluman devlet ıçınde kalkınmış tek devlet bızımkı
Ustelık nepetrolu var nedealtını Pekı nasıl başardı bu-
nu? Ataturk'un koyduğu ılkeler doğrultusunda çalışarak'
ANMA
Vefalı, sevecen, duygulu,
yuce değerlerı ozunde toplamış
kıymetlı eşım, sevgıli babamız
MAHMUTTOGAY
senı ozlemle anıyor,
ıçımızde yaşatıyoruz
EŞİ VE ÇOCUKLARI
Sömürgecilik tam vaktinde geri döndü
Ki
abul edeüm:
Bazı ulkeler
kendilerini yö-
netmeve hazır
değil.
Gıinumüzde,
sömurgeciliğin \eni bir görü-
numle geri dönüşune tanık olu-
>onız. Bence, bu pratik olduğu
kadar ahlaki esaslar vönünden
de teşvik ediimesi gereken bir
akım. Bugun. Lçunctı Dünya ül-
keterinin pek çoğunda gorüldu-
ğu gibi, hükümetlenn parça-
landığı >e u>gar >aşamın en ba-
sit koşullarırun bile sağtana-
madığı ulkeler için başka hiçbir
alternatif bulunmuyor.
Üçuncü Duny a hükümetleri
uzun zamandan ben ıç ayaklan-
raaları bastırmak için gelişmiş
guçlerden askeri yardun ıstemiş-
tir. Ama, Amerikan askerkri
Somali'ye girdiğinde, tarihi bir
an yaşanmıştı, çfinktı hükümet
var obnadığı için boyle bir davet
söz konusu değildi. Büieşmiş
Milletler Gmenlik KomisyonıT-
nun ooayryla yaptlan bu muda-
hak. keıidl kendini yönetemeye-
ceğini kanıtlamış biir lükede, ya-
şam ve mülkiyet hakkını koru-
mak için vapdan insancü bir giri-
şündi. Büieşmiş Milletler'in
karşıt gruplarla konuyu göruş-
mek için görevliler gönderdiği
eskj tarz yaklaşunı, bir Somali
çetesi, Genel Sekreter Boutros
Boutros-Gali'nin ıçeride olduğu-
nu sanarak Biıieşnuş Vlılletler'e
ait binava çöpler fırlattığında,
gözle gonilür şekilde başansızln
ğa uğradı.
Somali, uluslararası birliğin
yan-somürgeci bir rol üstlenmek
zorunda kaldığı tek yer değil. 31
Mart günu, Güvenlîk Konseyi'-
nce vapılan oy lamada, eski Yu-
goslavya'nın iç işlerine doğrudan
askeri müdahale yapılmasına
karar verildi. Bu karar, yeni sö-
mûrgeciljğin yalnızca beya?
adamlarui beyaz olmayan ulke-
lerin işlerine kartşmaları demek
olmadığını, Avrupa'da ya da
başka herhangi bir yere müda-
hale edilebileciğini gösterdi.
Ancak açık olan bir şey \ar ki
iktidarın bölündüğü Afrika'da
bu tur bir müdahale için uygun
bir ortam oluştunıyor. \ardun
çağnları, Afrika'nın politik elit
tabakasından çok, yanlış yöneti-
min yükunu omuzlamış umut-
suz, sıradan >atandaşlardan ge-
liyor. Ktsa bir siire once, karşıt
gruplann başa geçmek için mu-
cadele ettikleri Liberya'nın baş-
kenti Monrovya'da, sıradan bır
vatandaş ABD Büyükelçiliği'nin
önünde nobet
tutmakta olan
askere giderek,
"Tanrı aşkına,
gelip, başımıza
geçin,"demiş,
Eski sömurgeci uluslar da da-
hil olmak uzere, şimdiki nesil,
her tur somurgecıiıği teknolojik
y onden ustun olan ulusların zay ıf
ırklar üzerinde uvgulayabileceği
en kötü baskı biçimi olarak go-
rüyor. Tabii ki tarih boyunca
bunu uygulayanlar böyle duşün-
müyordu.
Somürgeciliği icat eden Yu-
nanlar, uygarlıklarını yaymak
için koloniler kurardı. Yunan
Imparatoriuğu'ndan sonra Ro-
'maüiar da aynı işe devam etti.
Bu biçimde somürgeleştirilen
bolgelerin halkı genellikle duru-
mundan memnundu. M.S. 5.
yuzyılda Roma Imparatoriuğu'-
nun dağılması onlara felaket gibi
geldi.
Rönesansdan 20. yüzyılın Uk
yıllanna kadar önce Avrupa'-
daki guçler. ardından Rusya ve
\BD, sömûrge için birbirleriy le
yartştı. Hepsinin ortak inancı,
daha az şanslı olanlara uygarlık
gohırdukleriydi. 20. yüzyılın
başlarında sömürgecilik, artık
liberal düşuncenin gittikçe büyu-
yen kısıtlamaları altında işleye-
biliyordu. VersaiUes Antlaş-
ması, Turkiye ve Almanya'nın
eski sömürgelerini galip kuvvet-
ler arasında bolüşrürmek yerine
bağımlı devletler oluşturdu. Bun-
lar, henüz kendi kendini yönete-
miveeegi düşunulen ve Uluslar
Topluluğu tarafından çeşitli ge-
lişmiş kuvvetlerin mandası altına
verilen bölgelerdi. tngiliz inancı-
na göre, bir sömürgenin daima
oy le kalması diye bir şey söz ko-
nusu değildi. Tüm sömürgeler
hazır oldukları-
nda bağımsızlı-
klarına kavu-
şacaklardı.
Hızla artan
ahlaki baskılar
\e II. Dünya Savaşı'nm etkile-
riyle, \vrupa'run zayülayan sö-
mürgeci guçleri tarafından ulus-
lara bağımsızlıklarının verildiği
yeni bir dönem başladı. Bu moda
60'lann ortalarına dek sürdü.
Afrika'da 1960'da Belçika Kon-
gosu'na ozgürluğunun verilrne-
siyle bozulan denge o giinden
sonra tüm kıtaya y ay ıldı.
Bazı küçuk devletler uluslara-
rası ekonominin çok uzağına sû-
rüklendi. Çad ve Moritanya gibi
devletlerse uzun zamandır iç sa-
vaştan başka birşey yaşamıyor.
90'lann başında siyah ırkın ya-
şadığı en fakir »e en dengesiz iki
devlet olan Haiti ve Libery a, 200
ve 150 yüdır kendi kendilerini
yoneten devletler. Her ikisinde
de, yaşam ve mülkiyet hakkıyia
ilgili en ufak güvenceleri obna-
yan vatandaşlaruı tek umkti,
Batılı ülkelerden gelebilecek bir
müdahale.
Birleşmiş Miüetler'in yasal
bir yönetimden gelen çağn üzeri-
ne müdahale uygulama yontemi,
Haitı >e Somali orneklennde ol-
duğu gibi davet edecek bir hukü-
met bulunmadığı durumlarda
nasıl işleyecek? Bir kenarda du-
rup bekleyecekler mi? 70'lerde
buna verilecek yanıt 'evet' olur-
du. Ama 80'lerde Batüı. guçler,
doğru olduğuna inandıkîan du-
rumlarda kuvvetlerini kullanma-
ya yeniden olumlu gdzle bakma-
y a başladı.
Afrika'daki ve Afrika dışında-
ki bazı ülkelerin sorunları sö-
mürgecilik. nüfus ya da doğaJ
afetlere bağlı değil. Açlık da da-
hil olmak uzere meydana gelen
korkunç olayların çoğunun ne-
denı uikedeki kotiı yonetimler ya
da hiç yonetünin bulunmaması.
30 y ıldan uzun suredir uluslara-
rası topluluklar, nedenleri değil
beuTtüeri tedavi etmeye uğraşı-
yor. Asla itiraf edilmese de en
önemli neden, bazı devletlerin
henüz kendilerini yönetmeye
hazır ounamalan.
Süregelen varlıkJan ve sebep
olduklan şiddet, komşulanna
yönelik bir tehdit oluşturduğu
gibi bizim vicdanlanmızı da ra-
hatsız etmekte. Bu noktada ah-
laksal bir sorunla karşı karşı-
yayız: Bu çaresiz bolgeiere gidip
oralan yönetmek uygar dün-
yanın görevidir.
Bu gorevin karşdığında alına-
cak tek ödül, sömurgeciliğin bu
fedakar geri dönüşü ile içinde
bulunduklan acdardan kurtula-
cak milyonlarca insamn sessiz
minettarlığı olacak.
Paul Johnson
Modern zamanlar kitabı yazan
PENCERE
TARTIŞMA
Kaybedilen rektörlük değil, hukuk ve adalet
I
stanbul
Ünıversıtesı
yonetımınde
hukuk ve
adaletten çok
tıddı sapmalar
olduğunu esefle gozluyoruz
Ünıversıteye aıt bırçok
taşınmaz mal varlığı, İ Ü
rektorûnün hSaşkanı olduğu
Kardıyolojı Vakfı'na
unıversıteye hıçbır gırdı
olmaksızın tahsıs edılmışür
Hatırlanacağı uzere bundan bır
sure evvel gene İÜ'ne aıt büyük
bır arazı (Bılezıkçı Çıftlığı)
Bılkent Vakfı'na yok pahasına
satılmak ıstenmış ancak bu
gınşım yargı karanyla
durdurulmuştu
Kardıvolojı Vakfı'yla ılgılı
bırçok yolsuzluk ıddıası daha
bulunmakta olup, yonetım
ısrarla bu yolsuzluk .
ıddıalanndan 'yargı karanyla'
aklandığından bahsetmektedır
Hajbukı tam tersıne ortada
'y argı karan' olmadığı ıçın bu
ıddıalar bır turlu açığa
kavuşamamaktadır Vakıflar
Genel Mudurluğu, kendı
mufetüşlenrun aksıne yönde
verdığı rapora rağmen, açüğı
davadanvazgeçmıştır Durum
bundan ıbaretör
Ünıversıtemızde hukuk v e
adaletın dışlanmasının başka
bırçok örneğı daha var Bunlar
bazen guldüru nıtelığınde de
olabıbyor Ünıversıte Yonetım
Kurulu karar almış. İktısat
Fakultesı Dekanını 18
maddeden bır hastanede
gorevlendırmış Pekmerak
edenz, acaba bır İktısat
Fakultesı Dekanı bır hastanede
negıbı bırgorev yapar
9 Mayıs 1993 tanhlı
Cumhunyet Gazetesınde İÜ
Rektoru Prof Cerru Demıroğlu
ıle rekotor seçımınde rektor
adayı olan Prof Bulent
Berkarda ıle bırer söyleşı çıktı
Ancak sunuşta bıze bıraz vurgu
vanbşı var gıbı gelıvor
IÜ bır yuce kurum. hem de bu
ulkeye çok buyuk hızmetler
v ermış bır yuce kurum
Söyleşıde sayın Rektor
kazanan" sayın Berkarda da
kaybeden" dıye tarutılmış
Oysa yukardakı örneklenyle
açıklamaya çahştığımız uzere
konu rektorluk seçımını kımın
kazanıp kımın kay bettığı hıç
değıl Konu İstanbul
Ünıversıtesı'nde hukuk ve
adaletın ne kazanıp ne yıtırdığı
Bakın o söyleşıde "kazanan' ne
dıyor ' yenıaskerden
gelmıştı Ortadaydı,
unıversıteye kabul
edılemıyordu Benım
baskılanmla, kursusunun
ıstememesıne rağmen. ben onu
cerrahı kursusüne koydum "
Bılemıyoruz, başka dıyecek var
mı'
Adalet ve hukukun dışlandığı
her kurum er ya da geçyok
olmaya mahkumdur Istanbul
Ünıversıtesı'nın, tüm olumsuz
koşullara rağmen uyesı
olmaktan onur duyduğumuz
unıversıtemızın, yok olmasına
gonlümıiz razı değıldır
Aydın Aybay
Hasan Yazıcı
İstanbul Üniversitesı
profesörleri
îki kara tablo
ezban
I943"tenve
1993'tenıkı
haber Kezban,
Kadıçeşmesı'-
nde boğulan
kadındır Geçenlerdekı şıddetb
yağmurun zararlannı anlatan
haberler arasında ondan şoyle
sozedıhyordu
•Seller. Fatıh'te
Kddıçeşmesı'ndekı bır mahzenı
doldurmuş, burada yatıp
kalkmakta olan ıkı çocuk anası
Ktzban. sulann hucumu
sırasında çocuklannı
kururmış. yatak yorgan
çıkartmak ıpn tekrarmahzene
gırdığı sırada boğulmuştur
Haben veren gazctede.
Kc/ban'a mezar olan
mahzenın resmı de vardı
Karanlık bır delık, ayı mı
Uygarlıktan ne zaman soz
açılsa, ınsanın azgın doğa
guçlenne hukmetmesı demek
olduğu soylenır v e ıddıa edılır
kı yırmına yüzyılın uygarlığı
geçmış donemlenn afetlennı
oyııncak hdlıne geürmıştır
Gerçekten de boyle Ama bızde
hâlâ şıddetlı yağmurda ınsanlar
boğuluyorveyıldınmlar
yangmçıkartıyor
kulaklanmıza her gun acı
SOS'largelmekte Verem
artıyor Çocuk olumu korkunç
bır şekılde çoğalıyor
Kezban'ın olumu, bunlar
kadar denn bır derdı ortaya
koymuştur En buyuk
şehnmızde, yeraltında yaşayan
ınsanlanmızvar Onlanne
v akıt ışığa kav uşturacak,
mağara dev n hayatından e\
uygarlığına ulaştıracağız "
(Tanl4 7 1943)
"Çopdağıpatladı 16ceset
çıkartıldı Ûmranıye
Hekımbaşı çoplüğünde bınken
metan gazı patlayınca çop dağı
bıranda mahallenın uzenne
çoktu Bırçok evgoçuk alünda
Ilk anda 7'sı çocuk 16 ceset
çıkartıldı Ölusayısının
artacağı belırtılıyor "
Ümranıy e çopluğunun altında
kalan 13 evde 39 kışının olduğu
behrlendı Ölenlennçoğukadın
veçocuk Şuanakadar27
ceset çıkartıldı "(Cumhunyet
29-30 1993)
K.ezban"ın bırmahzende
boğuluşunun ustunden tam 50
yılgeçtı Olayı anlatırken
yazdığım uygarlığa ılışkın
sozJer bugun de geçerlı
21 yxızyılagırerkenbır
mahallenın çop dağı altında
kalışı çok duşundurucu
Çağ atladık derken çağın
dışında kaldık 'Çop felaketı',
sosyal adaletın ulkemızde hâlâ
buruk bır umut olarak
surduğunu gostermıyor mu1
Tum uyanlara karşınönlem
almay an sorumlu-yetkılılenn.
yanş edercesme çop dağının
eteğmde, ış ışten geçtıkten
sonra "Ah vah •"eünelen,
ılenye yonelık vaatien. acı bır
'kara mızah orneğı"
Adnan Cemgil
Alevi Ne Yapsın?..
Kulturler mezhepler, dınler mozayığı oluşturan Ana-
dolu'da ham softalık, ınsanları kırıp dokup bırbırıne du-
şurmekten gayrı neye yarar? Kor ınanç sahıbı kuyuya
bır taş atar, kırk sağduyu sahıbı çıkarmaya çalışır
Gazetelerde ' Alevılerden Kamuoyuna Duyuru"yu
okudunuz mu? Şoyle başlıyor
"Bız aşağıda adlan bulunan kuruluşlar olarak 12 Ma-
yıs 1993 Çarşamba gunu HBB televızyonunda yayımla-
nan ve Alevılerı kotuleyen açıkoturumu nefretle kınıyo-
ruz Inançtar ve kulturler mozayığı olan, laık ve demok-
rat olduğu ıddıa edılen ulkemızde ınsanların kendı
ınançlarında ve kulturlermde ozgurce yaşama haklan
vardır "
Soz konusu açıkoturumu ben ızleyemedım, ama, an-
lattılar kı Alevılere hakaret edılmış
Pekı, Alevı neyapsın?
Bakın Alevı ne yapıyor, fetva çıkarıp bu ışı yapan kışıyı
olume mahkûm etmıyor gazetelere ılan verıp duygula-
rını ve duşuncelerını açıklıyor, olayı protesto edıyor
Alevının uygarlığını sımgeleyen bır davranış değıl mü
Oysa "Şeyfan>4yef/en"adlı romanıyla Islama hakaret
ettığı ılerı surulen Salman Ruşdu ıçın Humeynı olum fet-
vası çıkardı Laık Turkıye Cumhurıyetı'nın Bakanlar Ku-
rulu da "Şeytan Ayetlen"nı yasakladı
•
Bızım demokrasıde fıkır ozgurluğu Alevıye hakaret
için vardır, ama, Ingıltere'de basılan bır kıtabı "İslam dı-
nını tahkır edıyor" gerekçesıyle hukumetımız yasaklar
Bu rejımın ustu şışhane altı kavaldır
1924'te cumhunyet rejımı, Öğretım Bırlığı Yasası'nı
(Tevhıd-ı Tednsat Kanunu) çıkarmıştır
Laıklığın gereğıdır bu devrım yasası, çunku kültürlerin
ve ınançların mozayığı olan Anadolu'nun devlet okulla-
rında nasıl bır dın dersı verılebılır?
Devletın dını yoktur Suryartı Ortodoks, Musevı, Pro-
testan, Sunnı, Katolık ya da Alevı olsun devlet butun
yurttaşlara karşı yansızdır, tumunun devletıdır Mıllı Eğı-
tım'ın okuluna gıden çocuğa devlet hangı dını ya da
mezhebı oğretecek?
12 Eylul generallerı, laık Turkıye Cumhurıyetı nın te-
melını dınamıtleyerek okullara zorunlu dın derslerı koy-
dular
Bugun okullarda Sunnı mezhebının dersı verılıyor,
Alevı mezhebı kotulenıyor
Dıyanet işlerı Başkanlığı, Sunnı mezhebının halrfelığı-
nı kuşanmış durumda
imam okullan pıtrak gıbı açılıyor, dıploma aianlar
ımamlık yapmıyor, kaymakam, valı emnıyet muduru,
oğretmen oluyor, devlet Sunnıleşıyor, İslamın otekı
mezheplerıne duşman gozuyle bakılıyor, laık Turkıye
Cumhurıyetı'nde imam okullan temel oğretım yerine
geçıyor, şerıat eğıtımıyle fıkır ozgurluğune kapalı yetıştı-
rılenoğrencılerınbılıncıneduşmanlıktohumlarıekılıyor,
softalık eğıtımı yapılıyor
Laık cumhurıyetın dın devletıne donuşmesı ıçın devlet
elıyle yaürım yapılıyor
•
Hıçbır guç, Anadolu dan Hacı Bektaş Veh'yı sokemez,
Pır Sultan Abdal'ı yok edemez Yunus'u halkın bılıncın-
den sılemez Alevılere duşmanlık, Anadolu halkınaduş-
manlıkla anlamdaş sayılmalıdır ve tarıhımıze, kulturu-
muze, ınsanımıza karşı cınayet demektır, Sunnılığı bu
yolda korgüduye donuşturmek ısteyenler Islama kötu-
luk edıyorlar.
Hem İslamın hoşgorusunden soz açmak, hem Anado-
lu Muslumanlığına saldırmak, ancak yobazlığın turetı-
mıyle bağdaşabılecek bır mantığm urunudur
furkıye'de dını sıyasete alet etmek ısteyenler, bu yon-
de epey yol almışlardır, kardeş kavgasını korukluyor-
lar
Yazık değıl m ı '
Arkadaşımız Vehbı Bağcı'nın
LEYLA'sı
dünyaya merhaba dedı
Bağcı Aılesı'nı kutlar,
Kuçük LEYLA'ya
omür boyu hep güzellikler
yaşamasını dıierız
CUMHURIYET ÇALIŞANLARI
KO««OMİtC VC
TARİH VAKFI
KUŞAKLAR
BULUŞMASI
TOPLANTIDİZİSİ12
Hrant LUSİGYAN
Caz Sanatçısı
22 MAYIS 1993 CUMARTESİ SAAT 14.00
MARMARA BELEDIYELER BİRLIĞI
KONFERANS SALONU
Adres: Istanbul Tıcaret Odası yanı,
Ztndankapı, Değırmen Sk- 15
Tel 513 52 35
ELEMANLAR ARANIYOR
Sılıvri'de bulunan yazlık BASIN KENT 4 SİTESİ için
• Bılgısayarbılen, muhasebeden anlayan,
• Uzman«lektrıkçı,
aranıyor
Tel: 530 04 78
Bazıları SICAK
sever
MEYHANE
Cuma-Cumartesi
NÜVİT - NAZAN-
ŞEVKET
Turk Populer
Muziği
267 38 56
Ksentepe
YAZARLARIN EVİ
KURUÇEŞME
TERAS BAR'da
TEM KARACA
(AHIT BERK\Y
R DtKMEN
(son ıkı gala)
257 67 87 / 88
Nutus <.uzdanımı ka>bettım
Hukumsuzdur
SABRIŞAHIS