25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 21MAYIS1993CUMA 12 DIZIYAZI Genç: Hayalicilerin dosyaları ııiçiıı saveılığa bildirilmedi?HtfJILl İHRACAT DOSYAS/ B. T U N C A Y K A INI 'arutçu: Hatırhyorum, o zaman bu işi hep duyuyoruz, rahatsızoluyoruz, elimizde çok somut bir delil de yok. Pakdemirli ile zaman zaman oturur, istatistiklere bakardık. Doğrudur yalandır da bilmiyoruz, ama bir rakam rahatsız ediyor. Hadi bu incelensin derdik. Hiç kimse bize ne bir ihbar yapmış, ne bir şey. Biz hakikaten o zaman bir sürü maddeyi kayda almak ihtiyacını hissettik, ihracatı azaltmak pahasına. H azine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda 16 Ağustosl984ilel8Ey- lüJ 1987 tarihlen arası- nda ithalat, ihracat ve anlaşmalardan sorumlu ; Müsteşar Yardımcısı olarak görev yapan Mahir Barutçu, "hayali ihracat yaptığı tespit edilen haa fırmalar hakİanda savcıhklara suç duyurusunda bulunulması için müsteşarlığa gönderilen dosyalann alıkonduğu" iddialannı reddetti. Hazine'nin ihracatı azaltmak pa- hasına bu ışın üzerine ghtiğini ileri sü- ren Barutcu, "Hazine bu işin üzerine gıden kurum olmuştur ve bu yüzden de tenkit almıştır" dedi. "Herhangi bir yerden savcılığa intikal ettirilmek üze- re gelip de bir yerde kalmış bir rapor hatırlamadığını" söyleyen Barutçu, Hayali fhracatı Inceleme Komis- yonu'nun bu konudaki sorulanna şu yanıtlan verdi: BAŞKAN- Müsteşar yardımcüığı yapüğmız dönemde mûsteşarhğıruz denetim birimlerince, (yani Hazine Kontrolörleri Kurulu oluyor) intikal eden hayali ıhracatla ilgili raporlar, 'Savahğa gönderin' diye size intikal ettımi? BARUTÇU- Haürlamıyorum. Eğer, rapor gelmişse ve sonucu savcılı- ğa intikal ettirilsin ise yüzde 100 oraya talimatla gereği yapılsın diye yazmışızdır. KAMER GENÇ - Bir de dosyalarda intikal eden şeylerde şöyle bir şey var: DPT'ce size 28.3.1986 gün ve 10994, yine 24.1.1986 tanh ve 2222 sayılı yaa- lanyla hayali ihracat raporlan gön- derümiş ve savcılıklara suç duyuru- sunda bulunulması istenmiş. Fakat, bu raporlar savahğa bıldirilmemiş. En çok Hazine üstüne gitti BARUTÇU- Planlamadan bir şey geldiğini sanmıyorum. Olsa olsa biz Planlama'ya göndermişizdir. Çünkü, tüm işlemİeri Planlama'nın yapacağı. bu nedenle dosyalann Planlamâ'ya gönderilmesı gerektiğıne daır zamanm başbakarunın yansı var. GENÇ- Hayır. O ,yaadan sonra de- ğil, önce. Bırisi 28. 3.1986 diğen de 24. 1.1986 tarihli ikı yaa göndermişler size. BARUTÇU- DPTnin bir teftiş ku- rulu yok kı bir rapor hazırlamış olsun. Hangi raporu gönderiyor? GENÇ- Hayır, raporlar sizden gidi- yor Planlama'ya. Planlama size ıade ediyor, diyor ki: Bu firmalarla ilgili savcılıklara suç duyurusunda bulu- nun. Fakat bu ikı yaa ekınde gelen ra- porlar savcılığa intikal etürilmemiş. BARUTÇU- Sanmıyonım, gelrniş- se gereği neyse o yapümışür. Yani pa- Mahir Barutçu rası alınmıştır, ihracattan men edılmiş- tir, ki hani biz o konularda bile adam- lar belkı daha sonuçlanmadan nasıl bu işi yaparsın derler Benim ha- Urladığım, görevı olmadığı halde Ha- zine bu ışın en üzerine gjden bir or- gandır. Çünkü, ne teşvikı o veriyor, ne sonunda para onun cebınden çıkıyor. Ama en çok üzerine gıden olmuştur. Kanter Genç GENÇ- Hazine kontrolörlen 160, 170 tane rapor düzenlemiş ve bu ra- porlarda, ticaretten men, sahte belge düzenlemekten dolayı savcılıklara suç duyurusu ve bir iki şey daha var. Fa- kat bu raporlarla ilgili savcılıklara suç duyurusunda bulunulmamış. Gerçı sı- zın döneminizde daha zamanaşımı dolmamış ama, sızin döneminizde de 17 bürokrat: Asü suçlu ÖzalANKARA - Başbakanhk Teftiş Kurulu'nun raporlannda haklannda dava açılması ıstenen 17 bürokrat, TBMM Hayali İhracatı Araşürma Ko- misyonu'nda kendilennisavundular. Komisyona verdıkleri ifadelerde hayalı ihracat olayımn bir sıyasi tercih olduğunu vurgulayan bü- rokratlar, asıl suçlunun 1987 kararnamesi ve do- layısıyla bu kararnameyi yayımlayan dönemin Başbakanı Turgut Özal olduğunu ifade etü'ler. Bü- rokratlar, DPTnin hayali ıhracatçüara ödünler ver- mesinden dolayı da DPT Müsteşar Yardımcısı Bü- lent öztürkmen'i şuçladılar. Bürokratlar, Öztürkmen'in, dava dosyalaruıın savalıklara intikaüni engellediğini ve hayali ihra- catçılann Merkez Bankasından para almalanm sağ- ladıgını ileri sürdüler. Suçlanan bürokratlar, dönem içindeki uy- gulamalann tamamının çıkartılan kararname ve ge- nelgelere uygun olarak yapıldığım dile getirirken kendileriyle ügili bazı olaylardan da haberdar ol- madıklannı ısrarla dile getirdiler. Bu bürokratlann tamamı Başbakanlık eski Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ı da hazırladığı ra- pordan dolayı suçladılar. Savaş'ın kendileriyle konuşmadan rapor hazırladığım ve yanlış şeyler be- lırttiğını savunan bürokratlar, raporun yanlt olduğu ıddıasını da dile getirdiler. bıze intikal eden olaylara göre savah- ğa hiç bildırilmemiş BARUTÇU- Hatırhyonım, o za- man bu ışı hep duyuyoruz, rahatsız oluyoruz, elimizde çok somut bir delil de yok. Pakdemirli ıle zaman zaman oturur, istatistiklere bakardık. Doğru- dur yalandır da bilmiyoruz, ama bir rakam rahatsız ediyor. Hadı bu ince- lensin derdik. Hiç kımse bıze ne bir ih- bar yapmış, ne bir şey. Biz hakikaten o zaman bir sürü maddeyi kayda almak ihtiyacıru hissettik. ihracatı azaltmak pahasına. Şüphelenılen her duyduğu- muz konuda kayıt alsın bırlikler.Hazi- ne, ihracatın azalması pahasına bu işın üzenne en sıkı gıden yer olmuştur. SÜRECEK Akıntaş: Bize gelen nüUetvekilleri varHayali ihracat olay lannm yaşandtğı dönemdeki DPT Müsteşar Yardımcısı Bülent öztürkmen'den sonra bu göreve gelen Ünal Altıntaş, "1988 başında eski bir bürokrat olarak bu göreve getirildik. Bazı isleri yapmak iste> enler rahatsız oldu belki ama biz doğnı ne ise onu y aptık" dedi. Halen AvrupaTopluluğu Nezdinde Daimi Temsüci Yardımcısı olarak görev yapan Altmtaş, Hayali İhracatı İnceleme Komisyonu'nda verdiği ifadede. DPT'nda göreve başladıktan 10-15 gün sonra kunımda çaİışaniaruı içeriğini bilmediklerini belirttikleri 300 dosyanın beklediğini kendisine bildirdiklerini anlattı. Bunun üzerine Teşvik Uygulama Başkanı ile Teşvik Dairc Başkanı'nı bu dosyalan incelemekle görevlendirdiğini beiirten Altıntaş. kısa sürede incelemclerin tamamlandığını >e 1988'in altıncı ayında dosy aların. raporlar doğrultusunda işlem y apılmak üzere, bakandan onay alınarak ilgili mercilere gönderildiğini söyiedi. Kendi döneminde, gümrükler tarafından fiy atı yüksek bulunan bütün ihraç mallarmın gerçek değerlerini İstanbul Sanay i Odası aracıiığıyla tesbit edip, Merkez Bankası'na bildirdiklerini de vurgulay an Altıntaş, gerçek ihracatçının haklannı korumaya çabştıklarını belirtti. Altıntaş, ünlü hayali ihracatçı Turan Çevik'in kendisinden yardım isteyen başkanı olduğu Malatyaspor'a "Benim DPTden aiacağım v ar, gidin onu çıkarın. alm ve kuiübünüze gelir kaydedin" dediğinin belirtilerek, "Böyle bir konu size intikal erti mıT' sorusuna, "Asla" y anıtını verdi. Bu konuda, dönemin Başbakan'ı, ilgili bakanyadaANAP'lı milletvekillerinden kendisine aracı gelip gelmediğinin sorulması üzerine ise "Birçok millervekilimiz gelir tabii ki, birçok konuda gdmişkrdir" dedi. Komisyon üyesi Kamer Genç'in "Vergi iadesinin > ergisinin iadesi konusunda geldi mi?" yolundaki sorusu karşısında da Altıntaş, "Hiçbir milletvekiliiniz gelmedi, onu söyleyebilirim. Ama y atınm konusunda gelmişferdir, başka konularda gelmişlerdir" diye konuştu. Bu konuda, "daha fazla bir şey söylemek istemediğini" beiirten DPT eski Müsteşar Yardımcısı Ünal Altıntaş, Komisyonda verdiği ifadesüıi şu sözierle tamamladı: "Biz eski bürokrat olarak geldik oraya, bazı bu işteri y apmak isteyenler rahatsız oldu belki, bilmiyorum, ama biz doğnı ne ise onu y aptık. Bugün de doğnı ne ise onu y aparız, imkan olursa yann da doğnı ne ise onu yapanz. Ben anlattıklanmın dışında talimat vermediğimi kesin söyleyebilirim. Böyle bir şey olması mürnkün değil. Çünkü, genel prensipleri tespit ettik. Bu prensiplerin dtşına çıkan her arkadaş sorumludur." Omırlu mücadelen bizlere daiıııa önderdir O N B I N L E R ICİN YAZDI Özgürlük bağımsızlık ve de- mokrası mücadelesının yılmaz. savunucusu değerli yazar Uğur Mumcu'nun faşıst güçlerce katlını şıddetle kınıyorum. MusUfatlhan Bir onur simgesinı bir demok- ratı yoketmek bu kadar kolay mı? O hep var olacak. Çetin Demirei Lanet. Bir faili meçhul cinayeti daha mı kanıksayacağız? Alev Arkutçu Özgürlük. bağımsızlık. demok- rasi ve devrim Mücadelesi biz- leri susturamaz. Susmayacağız. Mücadeleh bızlere daıma ön- derdır. Arfaan Tüzmen Uğur Mumcu'nun katline se- bep olan zavallılar kesilen saka- lın daha gür çıktığım hiç bir za- man akıllanndan çıkarma- sınlar. Uğur ağabeyi seviyonız. Çünkü Atatürk'ün bize emanet ettiği cumhuriyete sonsuza dek sadığız. Ender Akduman Senin için uzun süredir zaten korkuyorduk! Yaşlanarak öl- meni beklemck safiık olurdu, bunca söyleyecek şeyın olduğu- nu düşündükçe. Meoveş Dinay. Yerin doldurulamaz. Bir gider bin geliriz Erkan Özdoğan Demokrasi ve Atatürkçülük yolundaki onurlu mücadelenı saygıyla anıyorum. Yenn dol- mayacaktır. Ama bızler daha da çoğalarak bu mücadele>i sürdürmeye devam edeceğiz. Nedret F. Bağımsızlık, demokrasi, özgür- lük mücadelesınde yiğıt bir ne- Bırakma bizi Uğur O gitti dönmeyecek Yıllarca özlenecek Gözlem korkusuz yiğıdini Btler UĞUR MUMCUyu Kaybettik, İsyanlardayım. Beklenen yarmlar da Uğursuzluk bulutları Nasılsa hayır yok gelecek günden isyanlardayım. Sorarım size nedir bu hal Sokakta mollalar, Mecliste çığ köfte partüeri Hırsızlık, üç kağıtçılık, pahalılık, Kol geziyor, Neredesiniz beyler uvanın, Bizler UĞUR MUMCU'yu kaybettik, Isyanımız sizlere D.Ateşoğullan fesı kaybetmenin acısı içinde- ş ü n c e v e çağdaşh yız, hepımızın başı sagolsun. b i r ^ ^ bıliyoruz. Bir Cumhuriyet okuru E k r e m Karabulut öğretmeni Sevgıh Uğur abime, Cumhuri- yet ile büyüyen senin yaalannla aydınlanan bizler seni hep yaşa- tacağız. Çocuklanmıza ve dığer bütün ınsanlığa Atatürkçü dü- Her şe\ ıçın teşekkürler. Ariliah Gürkan SÜRECEK ÇALIŞANLARIN SORULARl/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL "Almanya'da Bana Aylık Bağlandı" SofU' Bir süre önce .AJmanya'dan kesin dönüş yaptun. Yurda dönmeden önce Almanya'da bana aylık bağlandı. Yurtdışında gecen çalışma sürelerimi borçlanmak istiyo- rum. Sorulanm: 1) Borçlanmadan yararlanabiunem için hangi şartlar aranıyor? 2) Ahnanya'dan bana aylık bağlanması, Türkiye'den aylık al- mama engel olur mu? 3) önceki uygulamada, yurtdışındaki bütün çalışmaların borç- lanması gerekiyordu. Bugün bu uygulamanın kalktığı söylerüyor. Benim, Almanya'daki çalışmalarımun tümünü mü borçlanmam ge- rekiyor? Yoksa istediğim kadar süreyi borçlanmaya hakkun var mı? YANTT: 1) Gerek 3201 sayılı yasa, gerek yasanın uygulanmasi- na ilişkin yönetmelik, gerekse Sosyal Sigortalar Kurumu'nun 3439 sayılı genelgesinde, borçlanılan sürelerin aylık bağlanması- nda göz önüne ahnabılmesi için; "a) Yurda kesin dönülmüş olması, b) Tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamımn ödenmiş ol- ması, c) Döviz borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazılı is- tekte bulunulması şarttır." Yurtdışında geçen çalışma sürelerini borçlanmak için bu üç ko- şul aranmaktadır. 2) 3439 sayılı genelgenin "Sosyal Güvenük Sözleşmeleri Uy- gulamalan" ile ilgili bölümünde: "Sosyal Güvenlik Sözleşmeleri'ne göre Türkıye'de geçen sigor- talılık süreleri dikkate alınarak akit tarafça kendılenne tam aylık bağlanmış olanlann Türkiye'de geçmiş ve aylık bağlanmasında dikkate abnmış süreleri evvelce değerlendirilmiş bulunduğundan bu süreler nazara alınmaksızın yalnızca borçlandınlan sürelerle aylık bağlama şartlan yenne gclmış olması halınde aylık bağ- larur " Genelgede "Borçlandınlan sürelerle aylık bağlama şartlan ye- rine gelmiş olması halinde" aylığın bağlanacağı açık olarak beür- tilmiştir. 3) Yıne 3439 sayılı genelgenin "Borçlanılacak Süreler"e ilişkin 1. bölümünde sorunuz şöyle yanıtlanmaktadır. "Vatandaşlanmız, yurtdışında geçen ve belgelendınlen çalışma sürelen ıle bu çalışma süreleri arasında veya sonundaki işsizlık sürelerinden her birinde bir yıla kadar olan kısmını borçlanarak sosyal güvenlıklen açısından değerlendirebileceklerdir. Ancak. 18 yaşından önce geçen hizmetler bu değerlendirmede dikkate alınmayacaktır. Çalışılan ülke ile Sosyal Güvenlik Sözleşmesı yapılmış olup ol- madığına bakılmaksızın vatandaşlanmız, yurtdışında geçen çalı- şmalanndan dilediklen kadannı borçlanabıleceklerdir." Yasa, yönetmelik vegenelge uyannca vatandaşlanmız, "Yazılı ıstekte bulunmak ve yurtdışında geçen sürelerinin tamamını veya diledikleri kadannı döviz olarak ödemek şarüyla borçlanabilir."' ANKARAANKA MÜŞERREF HEKÎMOĞLU Yeni Bir Öykü... Telefon çaldı, Bodrum'dan Gönül Kayra. Bayramın kutlu olsun diyor, ben de bir Cumhuriyet kızıyım, seni 19 Mayıs'ta kutlamak istiyorum Ardından bir telefon daha, bu kez Lale Kura. Merhaba Cumhuriyet kızı diye gül- düm. Sabaha karşt TV'de bir açık oturum dinledim, seni anımsadım. Bir başka Cumhuriyet kızı da ne güzel ko- nuştu, diyor. Profesör Nermin Abadan Unat'tan söz edi- yor. Üzgünüm, o tartışmaları izleyemedim. Sonra bir telefon daha, bu kez değerli sanatçımız Suna Kan. -Akşamüstü Anıtkabir'e gidiyor musun? Yağmur yağ- mazsa güzel bir akşam olacak. Devlet Opera Orkestra ve Korosu Kodallt'nın Atatürk Oratoryosu'nu seslendiri- yor Anıtkabir'de. Elbet gideceğim! 19 Mayıs'ların önemi giderek derin- leşiyor, dünde, bugünde ve geleceklerde. Bu bayram sabahı daha mutlu ve umutluyum doğrusu. Hafta başın- da Dışişleri konutunda bir çayda, akşamüstü Çankaya Köşkü'nde düzenlenen kutlama töreninde de paylaşnm bu mutluluğu. Trafiği hayli yoğun bir gün. Dışişleri Ba- kanı'nın eşi Inci Çetin, Hollanda Başbakanı'nın eşi Ba- yan Lutters onuruna bir çay düzenledi yeni konutta. önce, Türk kadınının statüsünü beiirten konuşmalardin- ledi konuklar. Profesör Emel Doğramacı ve Kadın So- runları Genel Müdürü Selma Acuner'in çizdiği tablo çok çelişkili elbet. Atatürk devrimleri, laik Cumhuriyet, ka- dınlara eşit haklar, özgürlükler, nüfusumuzun yansı kadın, her dalda doruğa tırmanan kadınlar, erkekle yan yana yarış içinde. Ama siyasal yaşamda çok az kadın var. Türkan Akyol parlamento dışından bir bakan olma- nın üzüntüsünü belirtiyor konuklara. Seçilen milletvekili sayısı da nerdeyse simgesel! Hollandalı konuklar biraz şaşırdı sanırım. Çay masasında, Hollanda Başbakanı ve Dışişleri Bakanı'nın eşleriyle bir arada oturduk, sorular ve yanıtlarıyla ilginç söyleşiler oldu. Bizi çok az tanıyor- lar sanırım, anlattıklarımız onları şaşırttı, kimi sorulan da bizi. Çelişkiler, Atatürk devrimlerini yozlaştrma ça- balanndan kaynaklanıyor kuşkusuz. Laikliği, kadın dev- rimini, eşit haklar ve özgürlükleri, eğitımde eşitlık ilkele- rini yaşayabilenler boy veriyor, ötekiler geride, karanlık- ta kalıyor. Söz Türkiye'nin yeni Cumhurbaşkanı'na geldi bir ara- lık. Biz mutluluğumuzu belirttik, cumhurbaşkanlığı seçi- minin demokrasiye geçiş döneminde güzel bir aşama olduğunu anlattık konuklara. Çaydan sora Çankaya Köşkü'ne girtim ben Demireller'i kutlamaya. Havada leylak kokusu, son yağmurlarla çiçekler coşmuş, mor bir bahçe oluşmuş Çankaya'da. Köşkün yeni ev sahibe- si Nazmiye Demirel'in elbisesınde de mor pırıltilar. Bir- den yıllarca önceyi anımsadım, 196O'lı yıllarda Nazmiye Demirei, Baraj'da bir çay verdi diplomat eşlerine. Beni de çağırdı. Akşam Gazetesi nde onun şapkalarını eleşti- ren bir yazımdan söz etti bana. Bizim şapkalarıcnız önemli değil, kocalarımızın politi- kası, çalışması önemli, dedi. Elbet çok haklı. Morparıltılı elbisesini eleştirenlere de benzer şeyler söyler sanırım. Pembe Köşk'te onun şıklığının değil, Suleyman Demi- rel'in uygulayacığı polıtikanın önemli olduğunu söyler. Protokol görevlilerini kutlamak gerekir. Onca konuğa nasıl ulaşmışlar bir günde. Pazar günü seçim, pazartesi kutlama töreni. Kalabalığın coşkusu protokol kurallarını aksattı kimi anlar. Cumhurbaşkanı ve eşini bir an önce selamlamak için sırayı bozanlar, öne geçenlerle, Demi- rel'in seçim kürsülerini anımsatan tablolar da oluşuyor. Çankaya'da ilk kez yaşanan bir olay belki de.. Başta Genelkurmay Başkanı'yla pırıl pırıl üniformalılar, ya- bancı diplomatlar, şık kadınlar, başörtülüler, Refah dı- şında her partiden politikacılar ve üst düzeyde bürokrat- lar. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, seçim, sonuç- landıktan sonra verdiği demeçleolumlu bir izlem btrakn kamuoyunda. Kimi kişiler kutluyor, kimi kişiler de baş- bakan olarak kutlanacak DYP'liyi merak ediyor. Amade- mokrasiye geçiş sürecinde çok önemli bir dönem bu. DYP siyasal gücünu, demokrasiye katkısını kanıtlaya- cak bu donemde. Bu sınavı başarması gerekiyor. Ben her zamankı iyimserliğimle olumlu gelişmeler bekliyo- rum yine. Başbakan belirlendikten sonra SHP-DYP koa- lisyonunun sürmesini, protokolde yer alan konulara eğilerek güçlenmesini diliyorum. Partiler de, hükümet- ler de toplumdaki beklentilere yanıt vererek güçlenir, değil mi? Gül bahçesinin yeşil çimenlerinde eski bir dostla ko- nuşuyoruz bir aralık. Çankaya'yı Demirel'in doruğu, di- ye niteliyor. öyküsü noktalandı, diyor. Doğru, bir öykü noktalandı ama yeni bir öykü başlıyor Çankaya'da • • • Yazıma son veriyor, Anıtkabir'e gidiyorum şimdi. Cumhuriyetimizin öyküsüne yeni bir gün katmanın se- vincini paylaşacağım. Açık oturumlarda laikliğe ters bakanlara, savunanları susturanlara, çağın dışına ka- yanlara biz de varız demeye. 19 Mayıs'lardan bugünlere dönerek, tarihimizi, coğrafyamızı, kimliğimizi hissetme- ye. Atatürk Oratoryosu'nu dinlemeye... Keşke genç bir kız olsaydım şimdi, Atatürk'ü, devrimleri yeniden yaşa- saydım. Atatürk'ü gerçekten sevmenin gereğini daha iyi yapabilseydim, daha iyi anlatsaydım Atatürk gerçeğini. Bu yıldönümleri Cumhuriyet kuşaklarına bir uyarı as- lında, görevlerimizi anımsatıyor. Hepimizin o görevi başarması umuduyla. BULMACA SOLDANSAĞA: 1/ Woody AUen'ın bir ti- yatro yapıtı... Türkçede ilgi adıjı. 2/ Müstahkem yer... İyilik, kayra. 3/ Cinsel çekicilik. 4/ Ünlü bir şairimizin soyadı... Mimarhkta "sahın" an- lamında kullamlan söz- cük. 5/ Benzenden türe- 6 yen ve boya sanayisinde kullamlan zehirli bir madde... İtalya'da bir ır- 8 mak.6/DilbUgisindesöz- g cük türetmek ya da söz- cüğün görevıni belirtmek kullamlan bicim verici ses... Çok hafıf malzemelerden yapılan ve kendi kendine salınan soyut hey- kel. 7/ Büyük risk taşıyan sigorta işlennın organizatörüne verilen ad. 8/ "Çok sarhoş" anlamında ar- go sözcük. 9/ Bir renk... Hafıza kaybı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Giacoma Puccini'nın üç perde- lik operası... Gözleri görmeyen. 2/ Tanmda kullamlan azotlu gübre... Asya'da bir ülke. 3/ Tahta sopalarla oynanan bir İngiliz sporu. 4/ Tropikal bölgelerde ye- tişen ve yapraklanndan değerli bir tekstil elyafı elde edilen bıt- ki... Deniz tarafından örtülen, derin ve parçalanmış koylar meydana getiren gömülmüş vadi. 5/ Başlıca üyesi Jules Roma- ins olan ve toplumun ortak bilincini dile getirmeyi amaçlayan edebiyat öğretisı. 6/ Doğu Anadolu'da bir ırmak... Bir şeyi anımsamak için yaalan kısa yan. 7/ Giysi kolu... Şampiyon. 8/ Değerinden çok aşağı bir fiyatla alınabilen şey. 9/ Köpeİc... Ta- vuğun istenilen yere yumurtlamasını sağlamak için kullamlan beyaz taş... Boru sesi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear