Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1MAYIS1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Studio Oyunculan, Samuel Beckett'in "Mutlu Günler"ini mayısta da sahnelemeyi sürdürüyor
Geçmişi unutup, geleceği düşlemeden
HİLMtZAFERŞAHİN
Şahika Tekand. sürdürdüğü stüdyo
çalışrnalanrun ardından, Samuel Bec-
kett'in 'Mutlu Günler' adlı oyunuyla
seyirci karşısında. Dokuz Eyİül Ünı-
versitesi Tiyatro Bölümü Oyunculuk
Dalını bitiren Tekand, bir süre aynı
okulda öğretim üyesi olarak çalıştı-
ktan sonra, üniversiteden aynldı.
Daha sonra sinemada çalışmaya baş-
iadı ve birçok fiimde rol aidı. Sinema
oyunculuğunu yaparken oyunculuk
stüdyosu araalığjyla tiyatroya dönüş-
türdüğü Nişantaşı'ndaki stüdyosunda
görüştük:
-Samuel Beckett son ydlarda filke-
mizde gündetnde olan bir oyun yazarı.
Oyunian basılıyor, tiyatro diinyasına
ilişkin çalışmalar yaymlanıyor, oyun-
lan oynanryor. Stüdyo oyunculan için,
neden Beckett? Neden 'Mutlu Günier
1
?
Samuel Beckett'in oyunlannın bası-
lması. romanlannın ve yazarkğının in-
celcnmesi ya da yazarlığı ûzerine aka-
demik incelemelerin yoğunluğu konu-
sundaki gözlemine kaülıyorum. Bu
anlamda Beckett gerçekten gündem-
de
' Ancak oyunlannın oynanması söz
konusu olunca aynı şeyi söyteyemem.
Çünkü 'Godot'yu Beklerken' dışında
Beckett oyunlanna çok fazla talip
olunmuyor tiyatrolar tarafından.
Görmezden getinen problem
Çok da haksız sayılmazlar, çûnkü
profesyonel anlamda seyirci ile pek
banşık bir yazar değil Beckett, seyirri-
den ciddi anlamda bir zihinsel yoğun-
luk bekliyor. Düşünmekten, fark et-
mekten ve keşfetmekten kaynaklanan
cğlcndıriciliği ile de bildik anlamda
'eğlence'(!)den oldukça uzak... Bec-
kett'in düşünsel olarak güncelliği
dışında Beckett'i sahnelemeye talip ol-
mamıan asıl nedenlerinden biri bu
yukanda sözûnü ettiğim özelliğj.
Problemsizliği tercih eden günümüz
insanının karşısına aslında içinde bu-
lunduğu ve görmezden geldiği proble-
Şahika Tekand ve Cem Bender'den oiuşan Studio Oyunculan 'Muthı Günler'i Esat Tekand'ın dekorunda sunuyor.
miyle cıkmak.
-'Mutlu Günler'deki dramatik bir
aktş )ok gibi... Herşey durmuş, dura-
ğanlaşmış sanki, bunu nasıl aştın?
'Mutlu Günler'i daha ilk okudu-
ğumda fark ettim ki; metindeki yoğun
zihinsel faaliyet, her düşünceyi tam da
o anda keşfetmek, bunlar arasındaki
'boşluk'lar, her sözcük oyununun
ardındakı Beckett zekası, görûnûşte
durağan, hareketsiz olan durumu
inanılmaz derecede hareketli ve hatta
yorucu kılıyordu. Ben de oyunu
sahnelerken Beckett'e bu anlamda
sadık kaldım ve her sözcüğün, her ha-
reketin. her boşluğun tam da orda,
tam da şimdi gerçekleşmesini hedefle-
dim. Böyle olunca da hareketsizlik
ınnıe,
'zamanını doldurup'
sonsuz dinlenmeye
kavuşmayı ister.
başlı başına bir hareket haline geldi.
AVinnie'nin yaşanunda, daha doğru-
su 'hareketsiz' konumundaki konuş-
masında gecmiş ve gelecek bir 'düş'
gibi. O düşlerinden birtürlü çıkamayan
biri mi? Onun için düşsel konuşmalann
başka bir anlaını var mı?
Winnie, 'farkında olmarun' ve 'fark
eünemeye çalışmanın' bizatihi kendi-
sidir. O nedenle yaşadıklan ya da
anımsadıklanna düşsel demek pek
mümkün değil gibi geliyor bana. Win-
nie düş bile kuramaz. Ölümle biteceği
önceden belli olan ama bir tûrlü ölüne-
meyen, adeta bir mahkumiyet haline
gelen yaşamında farkına vardığı her
gerçeği kocaman bir 'yalan'la göğüsle-
meye çalışır. Geçmişini unuttuğu gjbi
geleceği de düşlemez. 'Zamanını dol-
durup' sonsuz dinlenmeye kavuşmak
dışında. Bu nedenle anlatılan herşeyin
o ana ilişkin bir anlamı var bence.
'Mutju Günler'deki dramatik aluş
içinde zil, yakıcı bir göneş, ayna, şemsi-
ye, tabanca ve benzeri oniarca oyuncu-
ya yön veren şeyier, bunlan nasıl değer-
lendiriyorsunuz?
Oyunu sahnelerken anlamsız ve sac-
ma olam değil, uyumsuz olanı çıkış
noktası olarak ele aldık. Bu nedenle,
bu malzemelenn tümünün teker teker
bir anlamı veya işlevi var.
Eşyalann işlevi
VVinrüe'rün 'zamanı tüketmesine'
koşut olarak, bu eşyalann kullanımı
sırasmda oyuncu da seyirciyle birjikte
bir zaman tüketiyor... örneğin zil ve
güneş, insan yaşanundaki her türlü di-
siplin, otorite ve denetimi ifade ediyor.
Bunlar Winnie'yi uyandınrken aynı
anda oyuncuyu ve seyirriyi de yerin-
den sıçratıyor. Bütün küçük eşyalar,
yaşamırruzı anlamlı kılmaya
çahşüğımız bütün küçük şeylerle ko-
şut bir anlam taşıyor. Tabancarun ifa-
de ettiği ise sonsuz huzur özlemi... An-
cak VVinnie'nin de dediği gibi:
"Hayır, hayır...
İnsan hiçbir şey yapamaz."
-Oyun yeriniz, sahne tasanmınız,
teknik olanaklarmız konusunda neter
söylüyorsunuz?
Oyun yerimiz oldukça küçük, tek-
nik olanaklanmız da kıstlıydı. Ancak
biz, bu tiyatroda, para ve yüksek tek-
nolojinin yerine kafa ve tasanm kali-
tesini değerlendirerek yeni olanaklar
keşfettik. Bu olanaklar sayesinde de
yaratıcıhk kalitesinden hiç taviz veril-
medi. Yani biz bu oyunu bir sponsor
desteğiyle daha büyük bir sahnede oy-
nasaydık daha başka bir sonuç ahrdık,
ama daha kalıteli olmazdı.
-'Mutlu Günlerie yola çıktnuz. Bu
çauşmanın devamında neler var?
Açıkçası 'Mutlu Günler'in gördüğü
ilgi bizi oldukça cesaretlendirdi. Önü-
müzdeki sezon gene bir Beckett projesi
var ve eğer bazı olanaklan yan yana
getirebilirsek bir de klasik oyun var.
Aynca stüdyo oyunculan değişik me-
kanlardakj 'performans' çalışmalannı
da sürdürmeyı planlıyor.
Fransa Kültür Bakanlığı'nca düzenlenen etkinlikler dizisinde bu yıl çağdaş Türk edebiyatı tanıtılacak
Türk edebiyatı Fransa'nıngündeminde
NEDtMGÜRSEL
"LesBeUesEtrangeres"Franşızca'da
'yabana dilberler' anlamına geliyor.
Aragon'un bu ünlü dizesi, Fransa
Kültür Bakanlığı'nca her yıl düzenle-
nen bir dia edebiyat etkinliğine verilen
genelad.
Fransızca'da edebiyat sözcüğü dişi
çünkü, yoksa aklınıza başka bir şey
gelmesin. Amaç bir yabana edebiyatı
mümkün olan en yaygın biçimde
Fransız halkına tanıtmaİc. Bu yıl, "Gü-
zel Dilberler" çerçevesinde çağdaş
Türk edebiyatı tanıtılacak. Bu olay,
sanıyorum, yurt dışında bugüne dek
düzenlenen kültür etkinliklerinin en
önemhsi. Türkiye'den çağnlı on bir
yazar bir hafta boyunca Paris'te, bir
hafta boyunca da Fransa'nın belli
başlı kentlerinde açıkoturumlara, söy-
leşilere, okuma günlerine, panellere
kaüJacaklar, yayına ve gazetecilerle
tanışma olanağını bulacaklar.
Türk edebiyaü "Güzel Dilberler"
etkinliklerinin yirmincisi oluyor. De-
mek ki daha önceden on dokuz ya-
bancı edebiyatın temsilcileri Fransa'-
ya çağnlıp yapıtlannı tanıtmak
firsatuu bulmuşlar. Böyle bir fırsatın
geçen yıllarda yapılan Meksika,
Avustralya, Polonya, Yunanistan,
Güney Afrika vb. gibi ülkelerden son-
ra Türkiye'ye de tanınması elbette se-
vinilecek bir olay.
"Güzel Dilberler"i hazırlarken ya-
zarlann seçiminde belli bir denge gö-
Ataol Behramoğlu
zetmek zorunda kaldık. Şairlerle ro-
man ve öykü yazarlan, kadınlarla er-
kekler, yapıtlan Fransızca'ya çevril-
miş olanlarla olmayanlar. Fransızca
bilenlerle bilmeyenler, Fransa'yı tanı-
yanlarla hiç tanımayanlar, daha önce-
den benzer bir olanaktan yararlanan-
Iarla yararlanmayanlar ve kuşaklar
arasında bır denge kurmak, aynca gü-
nümüz Türk edebiyatırun başlıca eğı-
limlerini temsil edebilecek niteliktekı
yazarlara öncelik tanımak gerekiyor-
du. Buna bir de on beş gün boyunc?
çeşitli kentleri iceren bir edebiyat ma-
ratonuna dayanma koşulu eklenince
işimiz daha da güçleşü. Sonunda, Tür-
kiye'de yaşayan baa yazar ve kültür
Latife Tekin
adamlannın da görüşlerine başvura-
rak bir liste oluşturabildik. Lıstede yer
alan yazarİ2r şunlar: fnti Aral, Enis
Batur, Ataol Behramoğlu, Leyla Erbil,
Nedim Gürsd, Özdemir İnce, Bilge Ka-
rasu, Pınar Kûr, Demir Özlü, Zafer Şe-
nocak, Latife Tekin. Bu lıste eleştırile-
bilir. bazı eksiklikleri olduğu öne sürü-
lebilır. hatta daha değişik adlardan
oiuşan bir başka liste de hazırlanabilir.
Ama, yukanda saydığım ölçütlere uy-
mak koşuluyla, hstcıde bulunan yazar-
lann günümüz Türk edebiyatmı temsil
etmediklen elbette iddia edilemez. Ne
yaak ki kitaplan Fransa'da yayımla-
nan iki ünlü yazanmız, işlerinin yo-
ğunluğu nedeniyle Fransa'ya geleme-
DemirÖzlü
yeceklerini bildirdiler. Bu durumda
onlann yokluğunu mümkün olabildı-
ğince doldunnak gerekti. Bunun için
de çağnlı yazarlardan bazılanmn ki-
taplanru Fransa'da yayımlatma ola-
nağını sağlayabildik.
Demir Ozlö'nün "Berlin'de Sann"sı
ile Bilge Karasu'nun "Gece'sı mayıs
başında çıkacaklar. Aynca UNES-
CO'nun katkısıyla hazırlanan geniş
kapsamh bir "Türk Kadın öykücüler
Antolojisi" ve çağnlı yazarlann yapı-
tlanndan secilmiş örneklcrden oiuşan
"Anka" dergisinin bir özel sayısı da
Fransız okuruna ulaşacak. Bütün
bunlar elbette bir başlangıç. önemli
olan ilişkilerin kunılup köprülerin ço-
Çağdaş Türk edebiyatından 11 yazar
Kültür Servisi- Fransa'da
'Güzel Dilberler'başlığı aitında
düzenlenen 'Türk Edebiyat
Günleri' kapsamında ilk top-
lantı 'Türki>c'de Kadın Yazar-
lar' paneli olacak. Panele İnci
Aral, Leyla Erbil, Pınar Kûr,
Mine Saulnier, Latife Tekin,
konusmacı olarak katdıyorlar.
İkinci etkinlik ise Enis Batur,
Özdemir İnce. Ataol Behra-
moğlu, Zafer Şenocak'ın katı-
lacağı 'Metinleıie Türk Şiiri'
toplantısı olacak. Gecede şiir
metinleri Timur Muhidine. Ni-
cole Bary, Jean-Baptise Para
tarafından okunacak. 6
Mayıs'ta 'Türkiye'de Roman'
paneli gerçekleştirUecek. Pa-
nele konusmacı olarak İnci
Aral, Leyla Erbil, Nedim Gür-
şel, Bilge Karasu ve Demir
Özlü kaülıvoriar. A>nı gün
Enis Batur, Ataol Behramoğ-
lu, Özdemir İnce. Pınar Kür,
Zafer Şenocak 'Doğu, Batı,
Laiklik' konusunda tartışa-
caklar.'Fransızca'da Türk
Edebiyatı' konusundaki açıko-
tunıma Enis Batur, Özdemir
İnce katılıvorlar.
' Türk Edebivatı GünlerT-
nde Nedim Gürserin 'İstan-
buFda Lzun Bir Yaz' kitabn
ndan bölümler Türkçe ve
Fransızca olarak 3 ayn yerde
okunacak. Etkinliklere katılan
Türk vazarlar Nancy Koleji'-
ndeki öğrencilerle de tanışma
fırsatmı bulacaklar. Bu top-
lantıda Pierre Loti ve Yaşar
Kemal'in eserieri tartışdacak.
'Güzel Dilberler' kapsammda
vazarlar imza günlerine de
katılacaklar.
Pınar Kür
ğalması. Gerisi, yazarlanmızın değeri
ve yapılacak çevirilerin yetkinliği ölçü-
sünde, zaten kendiliğinden gelecektir.
"Güzel DilbeıieT" dört mayısta Sor-
bonne Üniversitesi'nin büyüİc anfısin-
de yapılacak görkemli bir açılış töre-
niyle başlayacak. Bu törene Sayın
Kültür Bakanı Fıkri Sağlar'm da kaü-
lacağıru umuyoruz. Ertesi gün UNES-
CO'da "Türk Kadın Öykücüler Anto-
lojisi"nin yayımlanması dolayısıyla
bir açıkoturum var. Sonra da Beau-
borg Kültür Merkezi, Ulusal Kitaphk,
Dogu Dilleri Okulu vb. gibi önemli
kültür ve eğkim kurumlannda bir dizi
etkinlik gerçekleştirilecek, radyo ve
televizyonda Türk edebiyatmı tanıtan
programlar yayınlanacak. "Güzel
Dilberler"i ağırlayacak öbür kentler
de şunlar: Blois, Poitiers, Aix-ens
Provence, Montpellier, Nancy, Metz,
Strasbourt Lille ve Bruxelles. Paris ve
Poiliers'de Isviçreli bir tiyatro toplulu-
ğunun gösterisini de izleyeceğiz. Diye-
ceğim, mayısın ilk iki haftası boyunca
Fransa'da Türk edebiyatı gündemden
düşmeyecek. Birkaç yazanmız dışında
edebıyatımızın Fransa'da pek tanı-
nmadığı düşünülürse, "Güzel Dilber-
ler" olayının önemi daha iyi anlaşılır
sanıyorum. Buna bir de Kültür Ba-
kanlığı yetkililerini inandırabilseydik!
Kültür Bakanbğı tarafından İstanbuTda bir heykeli dikilecek olan Oktay Akbal:
Heykelimi öldükten sonra tenha biryerekoysunlarKültür Senisi- Türkiye Yazarlar Sen-
dikası Başkanı, gazeteci-yazar Oktay
Akbal'm yetmış yaşma girmesi nedeniyle
Türkiye Yazarlar Sendikası ile îstanbul
Büyükşehir Belediyesinin ortaklaşa dü-
zeıîlediklen "Oktay Akbal'a Saygı Ge-
cesi" önceki gece Atatürk Kültür Mer-
kezinde gerçekleşürildi.
Gecenin açılış konuşmasını yapan
TYS ikinci başkanı Demirtaş Ceyhun. ti.
Oktay Akbal'a imrenerek yazar olduğu-
nu söyleyerek. "beni suca teşvik eden
odur. Onun yüzünden yazar olup. aç
kaldım Ne de olsa devlet sinemalara. tı-
yatrolara bol para veriyor ama yazarla-
ra birşey yok"dedi.
İstanbul Büyük Şehir Belediye Baş-
kanı Prof. Dr. Nurettin Sözen yaptığı ko-
nuşmada Akbal'ın Atatürkçü kimliği
ûzerinde durdu." Köşe yazılannın sıyasi
doğrultusunu. Atatürk ılke ve devrimie-
nne göre belirleyen, odünsüz ve çıkarsız
bir Kemalist aydın" olduğunu belirttıği
Akbal'ın yüzeysel bir görselliğın egemen
olduğu medyalar çağında. yazının ve
yazmanın önceliğini vurgulamakta dıre-
ten bir yazar kimliğiyle öne çıktığmı ifa-
de etti.
Kültür Bakanı Fıkri Sağlar. "kabul
ederse dostuyum" dediği Akbal için
İstanbul'da bir heykelinin dikilmesi için
çalışmalara başladıklan habenni verdi.
Türkiye'de aydınlann çok çile çektikleri-
nı ve değerlerinin yeterince anlaşıla-
madığını belirten Sağlar. bu kültüreroz-
yonuna yetkin olmayan politikaalann
neden olduğunu söyledi. Oktay Akbal'-
ında bu olumsuzluklardan payını aldı-
ğını söyleyen Sağlar, "Akbal, 12 EylüT-
ün karanlık günlcnnde.karanlık bir ha-
pısaneye bırakılmıştır ama içındeki ışığı
karanl/ğı aydınlatmak için kullanmış.
^ , xtay Akbal'ın §
7O.yaşı için düzenlenen
gecede siyasetve
sanat dünyası biraraya
geldi.
yılmamıştır" diye konuştu. Sağlar, Ak-
bal'ın heykelinin dıkilmesiyle, gecikmiş
bir görevin yerine getirileceğinı umduğu-
nu belirterek, "Bu toplumumuzun Ak-
ballara olan borcunu ödemeye yetmez
ancak biz insanlanmızı yaşarkcn anmak
istiyoruz " dedi.
Oktay Akbal, yaptığı teşekkür konuş-
masında, İstanbul'dakı heykellerin sü-
rekli kmlıp, tahrip edildiğini belirterek "
Heykel işi tehlikeli bir iş, hele tstanbuT-
da. En iyisi ben öldükten sonra tenha bır
yere koysunlar heykelimi" dedi. Geceye
Devlet Bakanı Erman Şahin ve Kültür
Bakanlığı Müsteşan Emre Kongar
yaptığı konuşrnalarla devam edildi.
Gazetemiz yazan tBtan SeJçuk.
yaptığı konuşmada devletin bu geceye
katıldığı iddalanna cevap vererek, bir
bakanda , bir belediye başkanında dev-
leti görmenin yanlış olduğunu belirtip
"Devlet henüz Oktay Akballar'a gelebi-
lecek bir devlet değildir" dedi. Devletin
henüz halkın devleti haline gelemediğini
söyleyen Selçuk, devleti demokratıkleş-
menın hükümette de gerçekleştirilebi-
leceğinı vurgulayarak, "Hepımız bunu
gerçekleştırmenin savaşımı içindeyiz.
Burda bulunan bakanlar ve başkanlar
da bu savaşımın içinde. Ama sakın
yanılıp da kendilerini devlet sanması-
nlar" diye konuştu. Çocuklann' bana
bak" dendiğinde 'sana belediye baksın'
dendığini anımsatan Selçuk, " Oktay
Akbal'a da belediye bakıyor. Ama 94'te
SHP kaybederse, o da bakmayacak."
dedi.
Selçuk, Akbal'ın benliğinin iç denizle-
rinde kucak atmasım seven romantik
ama gerçekjerden kopmayan. gerçekliği
evrensellıği içmde yazan bir yazar olarak
tanımladı. Akbal'ın aynı zamanda bir
savaşımcı olduğunu belirten Selçuk "Ke-
malist gibi görünür ama aslında bir sos-
yalisttir. Yalnız Nazım mı devrimci ?
Cumhuriyet devriminın tüm yazarlan
devrimcıdir "dedi. Gecenin anılar bölü-
münde Hilmi Ya>uz, Mücap Ofluoğlu,
Sami Karaören ve Ali Sirmen Akbal ile il-
gili anılannı aktardılar. Aliye Uzunata-
ğan da Akbal'dan hikayeler okudu.
Uluslararası Tiyatro Festivali
• Kültür Senisi - Bu yıl 18-29 mayıs tarihleri arasında
gerçekkştirilecek 5. Uluslararası istanbul Tiyatro
Festivali. daha kısa süreli ama daha yoğun bir programla
izleyeci karşısına çıkacak. Yurüçi veyurtdışından 15 farklı
oyunun sahneleneceği uluslararası İstanbul Tiyatro
Festivali. bu yıl Atatürk Kültür Merkezi, Taksım Sahnesi,
KenterTiyatrosu, Taxıms, Askeri Müze, Kumpanya
Sahnesi, Nineteen-Tvventy Diskoteği. Yeşil Kabare,
Studio Tiyatrosu gibi mekanlarda izlenebilecek. Festivalc
bu yıl Polonyadan \ isnievski Tiyatrosu, Romanya'dan
MascaTiyatrosu, İsparya'dan CompaniaNuevoDeTeatro,
Yunanistan'dan Attis Tiyatrosu, Avusturya'dan Tuncd
Kurtiz'in Avusturyalı oyuncularla oluşturduğu tiyatro
topluluğu ve Endonezya'dan VVayangOrang Bharata
katılıyor. Festivaldeyeralan yerli tiyatro konuklan ise
Ankara Devlet Tiyatrosu, Ankara Sanat Tiyatrosu, Bilsak,
Kumpanya, Tiyatro Grup, Tiyatro Araştırma Laboratuan
ve Studio Tiyatrosu.
"Üç Bale" Cemal Reşit Rey'de
• İstanbul Devlet Opera ve Balesı Türk koregraflann
ürünlerinden örneklersunduğu "Üç Bale"yi ("G",
"Retrospektıf'. Ravel") Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda sergilemeye başladı Bir perdelık modern dans
olan "G"nin müzıği Nejat Başeğmezler'in, koregrafı ve
sahneye koyan Aydın Teker, "G". Teker'in İstanbul
Devlet Opera ve Balesf ndeki ilk çalışması. G.P. Reverberi
ve İ. Pavesi'nin müziğinden yola çıkılarak hazırlanan
"Retrospektif' bir perdelık bale. Koregrafi ve sahneye
koyan Selçuk Borak. M. Ravel'in müzıği ile hazırlanan
"Ravel" isimlı balenin ise koregrafisini Aysun Aslan
gerçekleştırdi ve sahneye koydu. Dekorlannı Emin Üçer'in
kostümlerini Fıgen Koyunoğlu'nun haarladığı balenin ışık
düzeni Metin Koçtürk'e ait. 27 nisan, 5-14mayıs saat
19.00"da Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda gösterime
sunulan, balelerde rol alan sanatçılar: Hülya Askular,
Oktay Keresteci, Çiğdem Erkaya, Erdal Uğurlu, Ayfer
Zeren. Deniz Berge. Uğur İlter, Çiğdem Tezcür, Murat
Ürügen. Bahar Vidınlioğlu, Serap Meriç, Esin Bakışkan,
Alkış Peker, Alper Akalın, Canan Şadalak, Beyhan Başar,
Kaan Yazgan. Funda Emir. Meltem Tezmen, Ünal Aster,
Rana Evcim, Ercan Yüken. Aylin Özalpman. Funda
Bilbaşar, Lale Sezgin, Şule A. Kalkavan, Fulya Çerçioğlu,
Ülker Karamızrak, Aylin Küçüküçerler, Zeynep Arkök,
Olcay Karahan, Murat Akaoğlu. Mustafa Kargact.
'Güzel Dilberler'de 2O.ülke
• KülturServisi-Tü^rkedebiyaUnınmayısayı Fransa
maratonu 4mayısta başhyor. Fransa Kültür Bakanlığı'nın
girişimiyle gerçekleşen ve "Güzel Dilberler" adını taşıyan bu
etkinlikler nedeniyle 11 yazar Fransa'da çeşitli toplantılara
kaülacaklar. 17 mayısa dek sürecek etkinliklerde yazarlar,
Fransa'da Türk edebiyatmı, yayıncılara ve sanatsever
kitleye tanıtmaya çalışacaklar inci Aral, Enis Batur, Ataol
Behramoğlu, Le>la Erbil, Nedim Gürsd, Özdemir İnce, Bilge
Karasu, Pıuu-Kur, Demir Özlü. Latife Tekin. önce başkent
Pans'te, daha sonra Fransanın diğer kentlerinde bu
toplantılara katılacaklar Türkiye, 'Güzel Dilberler'
programında
Fransa'da
edebiyatının
tanıtılacağı
2O.ülke
oluyor. Çağnlı
yazarlann
seçiminde
'kadın erkek
dengesi,
kuşaklar arası
denge, şair ve
romancı ara-
sındaki denge,
biryayıncı,
kitaplan daha
önce
Fransızca'ya
çevrilmiş yazarlarla çevrilmemişler arası denge, 15 güniük
maratona dayanabilecek sağlık koşullanna sahip olma' gibi '
ölçütlergözönünde tutuldu. Yapılan seçimde liste çeşitli
itirazlara neden oldu. 'Güzel Dilberler'in koor-
dinatörlüğünü yapan Nedim Gürsel, kitaplan Fransa'da
yayınlanan Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk'un çeşitli
nedenlerle Fransa'ya gelemediklerini, Meüh Cevdet
Anday'ın da sağlık nedeniyle gelemeyeceğini belirtti.
Aysel Banşkın Resim Sergisi
• Kültür Senisi- Aysel Banşkın'm resim sergisi, Uran
Kültür \e Sanat Merkezi'nde açıldı. 1935yıhnda
İstanbul'da doğan Aysel Tanker Banşkın, ilk ve orta
öğrenimini Ankara'da tamamladı. Banşkın, Mimar Sinan
Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi Cemal ToOu ve
Halil Dikmen atölyelerinden mezun oldu. 1958 yıhnda da
içmimari bölûmünü bitirdi. Bır süreçalışmalannı Londra
ve Glasgovv 'da sürdüren sanatçı, Ankara'da orta ve
yüksek okullarda resim ve temel sanat eğitimi öğretmenliği
yaptı. Güzel Sanatlar Birliği. MSÜ Mezunlan Demegi ve
Ressamlar Derneği'ne üye olan sanatçı çeşiüı karma
sergilere kaüldı. Erenköy İşSanat Galerisinde ilk kişisel
sergisini 199 l'de açan sanatçı, kendine özgü renk ve
biçimlerle yorumladığı doğa ağırlıklı çahşmalannı
sürdürüyor. Sergi 25 mayısa dek gezilebilır.
Yazarlar Yapı Kredi'de
• Kültür Servisi- Yapı Kredi yayınlan tarafından
düzenlenen imza gününde Adalet Ağaoğlu. Selçuk Baran,
Enis Batur, Salah Birsel, Melisa Gürpınar, Hamdi Koç,
Tahsin Yücel ve Nazif Topcuoğlu bugün saat 14.00'te
İstıklal Caddesi Yapı Kredi Beyoğlu Sanat Galerisı'nde
kitaplannı imzalayacak. okurlanyla söyleşecekler. öte
yandan Göçerlcr Fotoğraf Kuiübü etkinlikleri
kapsamında Ali Öz bugün saat 17.00'de yapılacak "Basın
Fotoğrafçılığı" konulu söyleşinin konuğu olacak.
(Tel: 41444 74)