22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Z7NİSAN19S3SAU CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Sabancıya övgû •KAYSERİ(AA)- DİSK-Tekstil Sendikaa Genel Başkanı Rıdvan 3udak, son 4 ay içerisinde 25 oin TeksifSendikası üyesinin sendikalanna geçtiğini bildirdi. Budak, "Teksif Genel Başkanı bunun üzerincçıkıp 'Işveren baskı yapü' diye açıklama yaptı. Düşünebiliyor musunuz, bir işveren çıkıp da 'DİSK'e geçin' diye işcisine baskı yapsın. .Bu 25 bin işçi, işvercrun baskısına karşın karannda dırenmış ve sendikasını seçmışUr. tşverenler sendıkamıza geçen rçcılere büyük baskı yaptı. Bu konuda en tarafsız işadamı Sakıp Sabanct oldu. Sayın Sabana bir tek üyesıne sendıka secımindc baskı yapmadı"dedı. USAŞ'tagrev kmcmfiı khiiası • İZMİR(AA)-Uçak Servisi AŞ'de (U SAŞ) çalışan 800 bin işçinin başlatüğı grev, 9. gününü doldururken TOLEYİS Sendikası Genel Başkanı Cetnail Bakmdı, USAŞ işverenının grcv kıncthğt yaptığmı, TH Y'nin de buna alel olduğunu ileri sürdü. Bakındı, "Tstanbul'da ihalcsiz hile yoluyla 20 gün önceki birprotokolle LJSAŞ'ın 4 araa Havaş'a kiralandı. Buradabır usulsüzlük var. Bu yetroiyormuş gibi, THY kendi sürücülerini bu araçlara bindirerek uçaklara servis yapıyor. THY, grevden etkilencn bir nıüessese, ama böyle davranarak hukuki yönden suç işlemiş oldu. Mahkemc karan ik söz konusu araçlara el koydurduk. Aynca havaalanındaki kafeleryalar da müdürler aracılığı ile çalıştınlıyordu. Bunuda mahkeme karan ile engelledik" dedi. Denizcfliğe Rus yatnmı •ANKARA(ANKA)- i şğ yabancılann ilgisi sürûyor. llalyan Euroshipping SRL fırması ile Rus vaiandaşı Oumar Abbassov, söz konusu alanda faaliyet göslermek üzere ycrü ortaklarla iki şirket oluşlurdu. İtalyan Euroshipping'in. Albert Tome Botros, Harabuıbos, Z,inaoviya ve PandeUi Yordanidisadlı Türklerle kurduğu şırkcie Euroshipping Uluslararası Nakliyat şırketi adı vcrildi. Bir milyar lira sennayle kurulan şirkette İtalyan fırma yûzde 51 oranında pay atdı. Taseronayargı • tZMİR(AA)-Türk Hartvlş Sendikası'nm Amerikan Ordu Pazaıian'nın İzmirişycrinde (AAFES) geçen dönem imzaladığı toplu iş sözleşmesinde. taşeron uygulamasını engellemek amaayla yer verdiği ve YHK'ca da onaylanan madde, Yargjtay karanyla işlerlik kazandı. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, taşeron uygulamasından zarar gören ışçi Bekir Keskin adına açılan davada İzmir 3. İş Mahkemesi'run işçi lehindc verdiği karan onayladı. Çtter Lontfra'da •tSTANBUL(AA)- Devlet Bakanı Tansu Çiller, Avrupa Imar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) yılhk olağan toplanüsına katılmak üzere Londra'ya gitti. EBRD'nin toplanüsında bir konuşma yapacak olan Çiller, aynca İngiltere Sanayi ve Ticaret Bakanı ve Merkez Bankası yetkilileriylc görüşecek. Çiller, hareketınden önce Atatürk Havalımanı'nda basın mensuplannın, bugün bir gazetedeçıkan fotoğraflanylailgili sorulannı, "Londra'ya gidiyorum. Devletin işleri devam ediyor" şeklınde yanıüadı. Mrim •SEYDİŞEHİR(AA)- Konya'nın Seydişehir ilçesinde kunılu Elibank'a ait tesislerde ürctilen külçe arüminyum fiyatında indirim yapıldı. Daha önce 419 bin İira olan Elial-7 külçe alüminy umun lon fiyaü 13 milyon 305 liraya dûşürüldü. Yetkililer, lon başına 114 bin liraltk ınedirimin Londra Metal Borsası'ndaki düşüşten kaynaklandığını, diğer ürünlerin fiyatlannın değişürilmediğini ve ycni fıyattan saüşlara başlandığını söylediler. Mercedes'indefrenitutmuyor • Dünya otomotivpiyasalanndaki krizbir devi daha sallıyor. Şirket kaderini yeni modelebağladı BÜLENTKIZANUK smJTTGART - Dünya ekonomisindeki durguntuk Av- rupa'da bir yıldran daha panltısını söndürdü. Olomotivde 100 yılı aşan geçmişiyle bir dünya devi olarak kabul edilen Merce- des-Benz, 90'larda kriz yıllan yaşıyor. Geçen yü, bir önceki yıla göre 40 bin daha az otomobil sa- lan ve 1 milyar marka yakın ( yaklaşık 6.) trilyon lira) ciro kaybına uğrayarak kan yan yan- ya azalan Mcrcedes, bu yılm ilk çeyreğinde de kazananın dörtte biriru yitirdi. Gelecek ay görevi devredecek olan Mercedes'in Başkanı Prof. Werner Niefer, 1993% len ûmidi kestıklerini ve bu yıl içinde 11 bini çırak 18 bin kişjnin işine son vere- ceklerini açıklâdt. Mercedes, ka- derini yeni başkan Hdmut W«r- ner'irı göreve başlamasıyla birlik- le piyasaya sunulacak olan yeni C serisi otomobil modellerintn satışına bağladı. 190 modelinin yerini alacak olan ve Japon olo- rnobıDeriylc rekabct cdebilmek için fiyalı 190 modclını aşmaması kararlaştınlan C scrilerindcn, yıl sonuna kadar 100 bin adet satı- lması hedefleniyor. "Yıldız" biçimındekı amble- miyle lüks, pahalı ve kalıteli oto- mobiti simgeleyen Mercedes'te, yaşanan zor günleri aşmak için büyük birdeğişim rüzgan esmeye başladı. Ana şirket Daimler- Benz'in holdinglcşmesiyle 1986 yıbndan iübaren olomotiv üre- üm ve satışmı Merccdes-Bcnz adlı yeni şirketle yürütmeye baş- layan kuruluş. alılım yılı olarak betirledıği 1994 öncesinde ilk yö- netim kunılu başkanını değıştiri- yor. Çare ucuz otomobil Mercedes'in ilk başkanı olan Prof. Niefer, son 2 yıtdaki ba- şansızhk ve sıkıniılar nedeniyle görevden bunık aynlıyor. Prof. Wcmcr Niefer 1992'nin hiç de ıçacıcı olmayan bilançosunu açı- klayarak veda ettıği son basın toplantısında, dünyada otomotiv sektörünün buyük bir kriz ya- şadığını ve satışlarda 2 basamaklı (yûzde 10'un üzerinde) düşüşler görüldüğünü anlallı. Prof. Wer- ner Niefer, Mercedes'in de bu olumsuz koşullardan ctkılendiğı- ni vurguladı. Prof. Niefer, kcndi önadını taşıyan Helmut Wemer'i başkanhğa kendisinin önerdığıni de söyledı. 5 yıl kadar önce HeBkei"den Mercedes'e "başkan adayı" ola- rak gecen ve "Mercedes'te yetiş- memiş olması" ve "Köln'de doğ- ması" gibi gerekçclcrlc baş- kanlığına şirket içindeki ceşitli çevrelerce karşı çıkılan Wemer, Mercedes'e yeni bir strateji ka- zandırmaya hazırlanıyor. Şir- ketteki ilk yıllannda ücari araç bölümünün sorumluluğunu ûst- lencrek, bu alandaki saüşlan yükseltmeyi başaran Werner, şir- ketin can daman olan otomo- btlde de pazar koşullanna uygun üretim ve satış polilıkalanyla pasladan daha fazla pay ahnayı nedefliyor. Mercedes yeni dönemde, öz- gün, lüks ve pahalı, ancak alusla- rarası pazarlardaki taleplc pek çakışmayan modeller yerine, hızla gelıştirilerek maliyetleri aşağıya çekilen ve hem leknik özcllikleri, hem de fıyat acısından rekabet gücü yûksek otomobılle- ri bir an önce piyasaya sunmayı planlıyor. Halef-selef başkanlar Prof. Ni- efer ve Werner'in Stutgart'ta dü- zenledikleri basın toplantısında Mercedes'in stoklannda şu anda 130 bin otomobil bulunduğunu. C serisi modeller gelecek ay piyasada. 93'te de işçiçikarüacak Mercedes 1993 yılından da ümitsiz. Mercedes'in zirvesinden yapılan açıklamava göre, geçen yılki «tüşüş bu yılm ilk aylannda daha da hızlandı. Başkan Prof. Niefer, bu ydın ilk ceyreğinde ci- rolannın geçen yrim aynı dönemine göre yfizde 24 dûştâğünü, satıştardaki düşüşün ise daha yüksekotduğunu açuüadL Prof. Niefer'in büanço toplantısında gazetedlerinsorulan üzerine verdiği bilgiye göre, Mercedes otomobiBerin satışj ilk 4 ayda yüzde 30 geriledi. Tkrari araçlann satışmda da yfizde 16'lık bir azakna göriüdü. Sıparişierde ise, yüzde 25 ile yüzde 30 arastnda görüfen düsüş, kısa vadeii unıutlu beklentileri tûmûyle ortadan kaklırdu Eski ve yeni başkanlar, konuşmalannda " 1993'te bu kötü gidişâ durdurmak miimkündeğil. Yılmilk ay- larndaki veriler, tûm umutlanmızı yok etti. Ancak 1994'ten itibaren otomotiv sektöründeki kötü gıdişten knrtuhn, kendinıize pazarda ayncahkh yer yaratıra görüşönde birİeştiler. Mercedes yöneticileri, bu yılı daha az sikıırtılı kapatabümek için Almanya'da 7 bin çalışamnn işinc son vereccklerim de açıkladılar. Aynca Mercedes fabrikalannda eğitim amaclı ça- Itştırılan 11 bin çırak da isten çıkarılacak. Böylece Mercedes'in dünyadaki toptara çalışan say ısı 204 bine inmiş olacak. Satışlar ve ciro gerileyince Kâryanyadüştii Mercedes'in gelecek ay nöbet değişimi yapacak olan k l BUanço Toptamciro Kar 1992 66.480 849 -(%) -O.9 -452 * milyon mark Oto.sabşı Tic. ar. satışt * Bin adec Çalışan sayıs» 'Binkişi 529.4 277.4 222.4 -«.4 •%2 Prof.Werner Niefer ve Helmut Werner tarafmdan Stuttgart'ta acıklanan 1992 bilancosur» göre,şirketinl99rdel milyar 548milyon markolan kan, geçenyıl 849milyon marka geriledi. Toplam ciro ise 67 milyar 104milyon marktan 66 milyar 480 milyon marka düştû. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. VV'erner Niefer, bu gerilemenin nedenlerini açıklarken şu konulara değindi: * Geçen yıl sabşfaırda yaşanan dûşüş genlernenin en önemli nedenini ohıştnrdu. Otomobil satışı 40 bin adetin üzerinde bir dâşfiş kaydederekS77bm990 taneden 529 bin 428'e indi. Bunun 38 bine yakmı Ahnanya satışlannda ortaya çıktı. Tkari araclarda da 22 bin adet rivarnda bir azabna görüldü. * Yeni üretim ve üretim teknolojileri için otomobiMe 2,7 mify ar, tkari araciarda da 1,1 milyar marklık tesis ve teçhizat > atırunı yapıldı. *AraşOrma- geUştirme harca* malanna3,l mflyarmark harcandı. *Markm dolar,paund ve İtalyan lireti karşısında değerka- zanması, Mercedes örünierinin uluslararası piyasalardaki fryatmı yükselrrj ve rekabet gûcûml zayrflatü. * Tünt bu ohmsuzkıklan ha- fifletmek için 1992 baştnda 237 bin 442 olan tüm dünyadaki toplam çalışan saytsı222bin482'e düşûrûldü. Almanya'da İS binkişiiştençıkarddı. Prof. Niefer ve Wemer, geçen yd stok değerieme ve diğermuinsebe standardarmda yapüan değişiklikle2^ıniryar marklık gdreceiibir kar fazlalığı yaratıldrğuıı, ancak bunu gerçek karldık olarak değerieadkroedikkrini de ifadeettfler. ö z sermayenin 2,4 milyar markhk art^la yüzde 4'ten yüzde 32'ye yükserbidiğm de antatan başkanlar, gecen yıl 7 3 milyar mark olar gercekleşen yatırunı da bu yıl 7,7 milyar marka yüksehecekkrûıi ifade ettiler. Otomotivin devine Tibrkdesteği Ahnansanayitnüı ilk akla ge- len isimlerinden Mercedes'te Türkkr v ın ve Türkiye'nin önemi de gittikçe artıyor. Mercedes, bu zor gûnlerinde önemli açıiardanTürk desteği elde etti. Şirketin bir anlamda geleceğini bağladığı C modeti bir Türk deâgner'in imzastnı taşıyor. Stern Dergisi geçtiğimiz say ısmda Mercedes'indizayn bölümünde göre> vapan Murat Günak'ın, yeni modeiin çizimindc baş ro) oynagını yazarken, başkan Prof. Niefer de, MercedesTürk'ün satışlann düştüğü bu dönemde Halef-selef başkanlar Prof. Niefer ik YVerner. cirosunu önemli ölçüde arttınnasuıdan övgüyte söz etti. Prof. Niefer dünyadaki şirketkrini değerlendirirken, Brezilya, İspanya ve İtalya'nn sataşlanyla karlarnı düşurerek ana şirkete yük ol duklanm, Türkiye'nin ise ABD ve Meksika ile biriikte 1992'de büyük yükseliş göstenbğinisöyledi.Prof. Niefcr, Tfirkiye'de GSMH'da göroten art^la birlikte şirkederinin sabşmaı da yüzde 65 artnğmı, böylece Mercedes Türk'ün Mercedes-Benz'in cirosuna olumlu etkide bulun- duğunu ifade etti. Prof. Niefer iirün ydpazesindeki çeşitliliği de yine Uk kez Türkiye'de genştiriien ve ürttilenO-304 modelotobusterte sünttrecekJerinikaydetti Prof. Niefer, birazda bu başanya bağlı olarak tûm dünyada çalışan sayısını gecen yd 237 bin'den 222 bine düşürdük- Verini, buna karşm Meksikaile birlikte Türkiye'deki çauşan sa- yKHiı da arttırdıklannı sözlerine ekledi. büyük bölümünü 190'lann oluş- turduğu bu sloklann normalin çok üzerinde olduğunu vurgu- ladılar. 190 üretımine Stutgart'- takı fabrikasında son veren, Bremen'de dc ağusios ayında bu modelin üretimtne nokta koya- cak olan şirket, cldeki sloklan yıl ortasına kadar crilip, ycrinc pa- zann istediği C serisini satışa su- nacak. C serisi her yönüyle yeni baş- kanın krilerlerine uygun olarak saüş aşamasma geWi. Compact seri olarak adlandınlan C sensi- nin geliştırilmesi 40 aydan az bir süredc tamamlandı. Böylece bir yandan gelışlirme maliyeti aşa- ğıya çckilirken diğer yandan Mercedes'in acil ıhtiyaç duyduğu ümit ışığı hızlı bir şekilde devreyc sokulmuş oldu. Mercedes yetkilı- lcn gclışürme süresinın dığer mo dellerin üçtc birinden az olduğu- nu vurguladılar. E ve S serilerinın alt sınıfı olarak pazara sunulan C serisi için 1,8 milyar marlık (yak- laşık 11 trilyon liralık) makına ve leçhizat yatınmı gerçekleştirildi. 3u Mercedes'in 1992 vc 1993'leki yılhk toplam yatınmlannm dört- le birinden fazlasını ifade ediyor. Yıl sonuna kadar 120 bin adetlik C serisi otomobil ve günlük 1000 adetlik kapasıne ulaşmayı plan- layan Mercedes, 1994'teki lop- lam C serisi ürctimını 200 binin üzerine yükseltmeyi planlıyor. Geçen yıl Mercedes'in tüm mo- dellerdcki loplam otomobil saUşının 529 bine gerilediği gözö- nünc alındığında, ycni modele nc denH umul bağlandıği ortaya çıkıyor. C serisinin cn büyük avantajı olarak "rekabet edebilir fıyatı" gösteriliyor. Yeni başkan Werner ile birlikte tüm yetkililer, Japon otomobilleri ile aralannda bugü- ne kadar yüzde 35'lik bir fıyat farkı bulunduğunu, C serisinin bunun yüzde 20'lık önemli bir bölümünü ortadan kaldıracağını vurguluyorlar. C serisinin yak- laşık 12 yılhk bir model olan 190 serisiyle aynı, yani 40 bin mark da 23 bin-24 bin dolardan (yaklaşık 250 milyon liradan)başlayan fı- yaüarla tüketicinin karşısına çı- kacağı ifade ediliyor. Ulaşımda tekyol karayolu • Türkiye, 'karayolcu ülke' olma özelliğinden kurtulamadı.60 bin kilometrelik yollarda, 5 milyon araç var. ANKARA (AA) - Türkiye1 - de ulaşürma lalebinin çok bü- yük bir bölümü karayollan ile karşılanıyor. Türkiye salhına yayılmış 60 bin km'lik karayolu ağı üze- rinde hareket halinde yaklaşık 5 milyon adet taşıt bulunur- ken Türkiye'de yük taşıma- lannın yüzde 72'si, yofcu taşı- malanrun ise yüzde 94'ü kara- yolu ile yapıhyor. Bu manzaraya karşılık, 60 bin km'lik karayolu ağının önemli bir kısmının "yeterli fi- zıki kapasileye sahip olmayışı ve ağır taşıt oranının fazlalığı" en temel sorun olarak göze çarpıyor. Türkiye'de karayollan üze- rinde oluşan trafik kompozis- yonu içinde ağır taşu oranı, di- ğer ülkelere kıyasla, çok yük- sek değerlere ulaşırkcn devlet ve il yollanndaki ağır taşıt or- talaması yüzde 50'yi buluyor. Ağır taşıtlara bir de yasal li- mitlerin üzcrindeki yüklcme- lcr cklendiğinde ise yollardaki tahribal hızlanıp çok büyük boyutlara ulaşırken bozuk yollardan kaynaklanan eko- nomik kayıplann trilyonlarla hesaplandığı kaydediliyor. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN KETENCİ Kimlik Kaybı Eğitim-lş'in Bakırköy Şubesi'nin önceki gün Tarabya'- da düzenlenen seminerinde eğitim sorunları şöyle bir ele alınmaya çalışıldı. Ülkenin önemli pek çok sorunu arasında, eğitimde, çok daha da kötü bir yerlerde, pani- ğe kapılıp umutsuzluğa düşülebilecek bir noktada olduğumuz gözler önüne seriliyor. Cumhuriyetin gelişme yıllarının ardından, en iddialı siyasi iktidarlann dahi eğitime ciddi, olumlu hiçbir katkı- larının olmadığı, sürekli çağdışı, olumsuz etkilerin yaşandığı ortaya çıkıyor. Eğitim, nitelik ve nicelik olarak hep çağdışılığa, kalitesizliğe doğru sürüklenmiş. Siya- sal iktidarlar değıl sadece, genel olarak siyasi partiler, sendikalar, demokratik örgütlenmeler, ilgili, sorumlu olabilecek bütün kurum ve kişiler, eğitim alanına bulaş- maya adeta korkmuşlar. lyi-kötü, yeterli-yetersiz demokrasi, ekonomi, sosyal yaşam alanlannda katılım- cılık, eğitim alanında söz konusu olamamış. Yaşamın her alanında olduğu üzere boşluklar çarpık- lıklarla doldurulmuş, dev sorunlar doğmuş. En önemlisi de sadece okultarda değil, yaşamın her alanında sağlık- lı eğitim, etkilenmelerden uzak kalan bireyin uğradığı kimlik kaybı, değerler deformasyonu. Birey ve toplu- mun, ne söylenirse, kendi hakları ve çıkarlarının karşı- sında olarak koşullandırılabilmesi. Ünlü benzetme ile güdülebılir bir konuma düşürülebılmesi. Herkes, hele de kentlerde yaşayanlar, koyun sürüsü- nün davranışlarını uzun uzun izleme olanağına sahip blamamışlardır. llle de bir çobanın sopasıyla ya da kö- peğtn. sürü liderinin öne geçmesi ile yola çıkmaları gerekmeyebilir. Otlamaya, karmnı doyurmaya çalışan, önünü göremeyen koyun için yanındakilenn hareket et- miş olması yeterlidır. Şartlı refleksle yiyeceğıni de bırakarak hareketin peşinden gider. Size biraz duygusal ve abartı gelebilir. Ancak Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'in cenaze törenini, laikliğe karşı güçlerin, Uğur Mumcu'nun cenaze törenınin bir karşıtı gövde gösterisıne dönüştürmelerıne değıl, kitlelerin böylesine yönlendirilebilmelerıne içim sızladı. Dinci, ra- dikal siyasi güçler, lider kadoları bu ortamı bir güç gösterisi alanı olarak seçmişler, kararlarını uygulamış- lardı Ya peşlerınden giden kitleler? Bilinçli, özgür ıradelerine dayalı bir seçinı mi yapmışlardı? Türbanlı, çarşaflı, şeriat düzenine, özal'in liderliğine koşullandırılmış kadm kalabalıklannın içine dalıp ko- nuşmalarına kulak misafjri oluyor, tepki ve davranışları- nı gözlemeye, dünyalarını tanımaya çalışıyordum. Analarımızdan, komşularımızdan bildiğimiz dünyaların- da değişen bir şeyler olmamış. Birbırlerine yemek tarif- leri veriyor, çocuklarından, hayırsız akrabalarından söz ediyor, dedikodu yapıyorlar. Yürüyüş güzergahından uzak tutulmalarına, cenaze kortejınden ayrı bırakılmala- rına, karşıdan karşıya dahı geçırilmemelerine tepki duymak akıllarından geçmiyor. Hava güzel, evlerinın dı- şında ve kalabalığın ıçındeler. Çok keyifliler. Panayıra, şenlığe gelmış gıbiler. Yorulunca da korte)tn geçışini görebilecekleri bir yol kenarında yer kapmak ve otur- mak çok önemli olmuş. Ellerinde yıyecekler, hatta bazı- larında örgüler, yanlarında çocukları, güneşlı bir bahar gününde seyırliğin tadını çıkarıyorlar Arabaların içınde, cenaze kortejinde yürüyen şık, başı açık hanımları ve beyleri tanımaya çaltşıyorlar. Nasıl da sevecen ve hay- ran bakışlarla izliyorlar? Radikal militan grupların tekbır getirmeleri, sert sloganları, bandoya karşı çıkışları.bıle, aynmlannı görmeye yetmiyor. ^ ^ a' Erkek gruplarını, kalabaukları izliyorurtı. Oniar fçln"^. farklı bir tablo yok. İçinde bulundukları çelişkilerin ayrı- mında değıller. Çoğunluk esnaf ve işçi. 12 Eylül öncesin- de orta sınıftan sayılabılirlerdi. Şimdilerde daha yoksullar. Özal'in "orta direk" diye diye yok ettiği orta sınıftan asağılardabiryoksullukçizgisine ınmişler. Hem şeriat düzenine sempati duyuyor hem de özal'in gelmiş geçmiş en büyük lider, devrimci olduğuna da koşullan- mışlar, bir mutlu, bir mutlu yürüyorlar. Aradan kaç gün geçti. Evimin camından Istanbul'da 2. Cumhuriyet'in simgesi gibi yaratılan anıt mezarlar görünüyor. Hâlâ ka- labalıklar seyirlik ve eğlence gibi mezarı ziyarete geli- yor. Benjxj insanları daha önce de DİSK'in öldürülen Ge- nel Başkanı Kemal Türkler'ın cenazesınde görmüştüm. 1 Mayıs mitinglerinde, Zonguldak yürüyüşünde yürüyen yüzbinler, kadınlar ve erkekler hep aynı kökten, kimlik- ten, aynı kültürden insanlardı. Belki de bazılan aynı kişiler ya da akraba, yakın olabilirler. Batılı sendikacılar, siyasetçiler Türkiye'de halk yığın- larının bir gün darbe yapmış asker liderlerin meydan konuşmasına, ertesi gün ihtilallere karşı çıkan sivil polı- tikacının kürsüsünün karşısında olmasını hiçanlayama- mışlar, yorumlayamamışlardır. Çelişkileri, kafa karmaşasını açıklayamamışlardır. Çarpık eğitimden. kimlik kaybından, medyaların oyuncağı olmaktan değil mi? Çaresi ne? Çaresi bütün demokratik kurum ve örgüt- lenmelerin eğitim denen olaya, soruna biraz ciddi eğilmelerınden başka ne olabitir ki? BMW, Mercedes, Jaguar, Volvo ve Alfa Romeo için 'cennef pazar Lüks otomobiller Türkiye'de 'yok' satıyor • Milvarhkotomobiller ı 1 ,. . „ _Milyarlık otomobiller gelişmiş ülkelerin her türlü kalite, zevk ve konforunu yansıtıyor ve fiyatlannın yüksekhğıne rağmen Türk pazarlannda rahatlıkla alıcı bulabiliyorlar. İSTANBUL (AA) - Tür- kiye'de milyarlarca liraya saü- lan otomobiHere önemli lalep olduğu belirlendi. Lüks smıfına gjren ve fıyaü mılyarlan bulan otomobiller arasında en yoğun lalep BMW'ye yöncliyor. Bunu sı- rasıyla Mercedes, Volvo, Jagu- ar ve Alfa Romeo izliyor. Mercedes 600 SEC 3.7 miryar liraya, BMWnin son modeli M3 Coupe 1.5 milyar liraya, Ja- guar 1.6 milyar liraya, Volvo ise yaklaşık 600 milyon liraya anahtar teslimi ahnabiliyor. Milyarlık otomobiller Türkiye'de, 1992 yıhnda top- lam 23 tanc Jaguar marka oto- mobil saüldı. Jaguar'ın değişik modcllcri 1 milyar 327 milyon lira, 1 milyar 510 milyon lira ve 1 milyar 673 milyon İira gibi fi- yatlardan alıcı buldu. Türkiye'de ilhal olomobil pi- yasasında satılan Volvo'nun 1992 yıhnda 6 değişik modelın- den 95 adet saüldı. Bu otomo- billcrin ilk 3 serisi 519 milyon ile 541 milyon 200 bin lira, ekstra ekipmanlı diğer modeller ise 569 milyon lira ile 591 milyon lira arasında anahtar teslimi fı- yatla saülıyor. Otomobillerde müzik sistemi ilave için de ayn- ca 15 milyon lira isteniyor. BMVV'nin en son piyasaya sunulan ve sıpanşle ülkeye ge- deki otomobillerinin fıyatlan tırilenM3Coupetipiotomobili mart ayı itibanyla 291 milyon 1.5 milyar liradan satışa sunu- 233 bin lira ile 2 milyar 688 mü- luyor. BMW'nin Türkiye'de yon lira arasında değişiyor. satışa sunulan çok değişik üp- BMW 850 CSI'nin anahtar teslimi fıyaü 2 milyar 688 mil- yon hrayı aşıyor. 1992 yıhnda BMW'nin değişik modellerin- den toplam bin 296 adet saüldı. Toyota'nın ithal edilen oto ve ücari taşıt modcllcri ise anahtar teslim fıyatlarla 168 milyon 185 bin lira iİe 365 milyon 352 bin lira arasında satıhyor. Mercedes'te ise en pahalı mo- del olan 600 SEC'in fıyaü 3 mil- yar 766 milyon lirayı buluyor. Mercedes marka diğer otomo- billerin fıyatlan ise 475 milyon lirayla 3 milyar 740 milyon lira arasında değişiyor. Lüks smıfına giren ancak fıyaü mil- yara ulaşmayan ithal otomobil- ler ile birlikte bu otomobiller- den son üç yılda toplam 180 bin 660 adeti Türkiye'de alıa bul- du. Bu otomobiller 1990 yıhnda 64 bin 30 adet, 1991'de 48 bin 72 adet ve 1992 yıhnda da top- lam 68 bin 558 adet saüldı. Kurşunsuzbenzinde2000yılıtaraşuıası İZMİR (AA) - İzmir Torbah'da Opel Vecü^a üreümi yapan Gcncral Motors Türkiye şirketi yetkilileri, uygulamaya ge- çilmesi için bu kadar beklemeye gcrek ol- madığmı belirterek "Katalitik konvertör için 2000 yılı çok geç. Biz şımdiden hazınz" dedılcr. Türkiye'deki otomobil üreten öteki fab- nkalann da yabancı lisansla çahşüklannı ve islenirse 2000 yılvna kadar beklemeye gerek kalmadan katalitik konvertörlü ara- ba üretımine geçebilcceklerini ifade cden yetkililer, "Fiat, Renault, Ford gibi lisans veren fırmalar, başka ülkelerde katalitik konvertör kullanarak üretim yaparken Türkiye'de 2000 yılına kadar beklemeye ihtiyaç duyulması bu kadar sürc tanınması gereksiz" diye konuşlular. Türkiye'de katalitik konvertörlü araba üreten ilk ve halen tek kuruluş olduklannı kaydeden yeücililer, Avrupa'nın bu soru- nu 15 yıl önce çözerek tamamen kurşun- suz bcnzin kullanımına geçtiğini söyledi- ler. Türkiye'nin ise hala kurşunsuz benzin arzını yaygınlaşüramadığını kaydeden yet- kililer şöyle konuştu|ar: "Avrupa ülkelerinde, katabtik konver- törün getirdiğı maliyct, vergi indirimiylc karşılanarak üriinün anahtar teslim fıyaü- na yansıması engelleniyor. Kurşunsuz ben- zinin fıyaü da düşük tutulduğu için tüketi- ci, çcvreyi koruyan bu tıp arabalan tercih ediyor. Ulkcmizde de bu özelliğe sahip araçlann kullanımını özcndirmek amacıy- la daha ciddi adımlar atılmalıdır." Ufukta evlüik iddiası Fiafla Renault flört ediyor BRÜKSEL(AA)- Belçika'- da yayımlanan "De Morgen" gazetesınde yer alan bir ha- berde, dünyaca ünlü otomo- bil üreticileri İtalyan Fiat ile Fransız Renault fırmalannın üretim ortaklığına gıtme amaayla anlaşma imzalaya- caklan iddıa edildi. İki fabrika arasında görüş- melerin tamamlandığı bildiri- len haberde anlaşmamn ger- çekleşmesı halinde ortaklığın yılda 4 milyon otomobil üreteccği, böylece Avrupa otomobil pazannın yüzde 40'ını bu iki şirketin kontrol edecegı kaydedildı. Haberde, son haftalarda İtalya'da üst düzeyde siyasi skandallann büyük boyutlara ulaşması nedeniyle anlaş- mamn yakın zamana kadar açıklığa kavuşamadığı belir- tildı. Haberc göre ilk aşamada Fiat firması oluşacak or- taklığın hisselerinin çoğunluğunu kontrol edecek, Renault ise Fiat'ın üretimin- deki boşluklan kapatacak. Fiat aynca Renault'ya yeni teknoloji sistemlerinın oluştu- rulmasında yardım edecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear