25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Özgen Acar #Genel Yayın Koordinatörii: Hikmet Çetinkaya • Genel Yayın Danışmanı: Orhan Erinç • Yaa İşler i Müdürü: Celal Başlangıç «Ha- ber Merkea Müdürü: Mustafa Balbav Görsel Yönetmen AB Acar • Düzenleme- Mustafa SağUner Ankara Temsılcisi. Cüneyt Arcayürek • Haber Müdürleri: Işüt Kaıeu, Hakkı Enfem • İstanbul Haberlen. Şenay Kalkan »Dış Haberler Ergnn Bafci AtatürkBulvanNo: 125, Kat: 4, SBakanhklar-Ankara Tel: 4195020.(7 Hat), Telex tş - Ekonomi: Dinç Tayanç • Yurt Haberien .Metenet Saraç 42344, Fax:(4)4195027 •Izmir Temsılcisi. Sentar Kmk, H.Ziya Blv 1352 S.2,3 Tel: 83)230Telex:52359,Fax:(51)895360»AdanaTemsılası:Ç«tMYigwoğlutnönüCd I19S No:lKat:l.Tel 522550-522601-522492 ,Telex:62155,hax:(71)522570 • Makaleler Sami Karaören «Spor: Aiıdülkadir Yöceknan *Dü- zeltme: Abdıülah Yaacı Müessese Mûdurü. Erd Erkut •Koordinatör. Almet Kotukan «Muhasebe: Bafett Ytnrr • tdare: Hüseyin Gürer • tşletme: önder Çdk • Bügı-lşlem ".Nafl tnal «Bıigısayar Sistem.- Mürüvet Çüer •Reklam. Reha Işrtmao YaymUyM »eBasaa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş. TürkocağıCad 39,4! Cağaloglu 34334 lst PK 246 IsUnbul Tel 512 0505 Tefcx 22246, Fax. (I) 5138595 2"NİSAN1993 lmsak 4.24 Güneş: 6.02 öğle: 13.07 tfandi 16.55 AJcşam:20.0: Yatsı: 21.32 Mjkrodalga ile et pişirmek • ANKARA (ANKA) - Çok azemek\e7aman harcanarak yemok hazırlama koiayîıeı î>acJd> an mikrodalga fmıılann kullanımınınvavgınlaşması çeşıtlısorunlarıda beraberindegctmvor. Mikrodalga firınlarda pışirmenin kısa sürelı olması sonucueılerdcki mikro-oTganizmalann ölüm oranının azaldığı belirlendi. Uzmanlar mikrodalga finnlar ilc gcrçckleştirilcn hızlı pışırme sonucu özellıkle etlerde geleneksel fınnlara göre rcnk \c lczzet düzeyinin yeterli olmadığını bıldiriyor. Koyu çay kansızlık yapıyor • ERZLRLM(AA)- Atatürk Ünivcrsitesi Ardştırma Hastanesi dişet uzmanı Çağla Dalmaç. koyu çavın kansızlığa >ol açıığını .sövlcdi. Açık vcva limonlu çavın butürsorunlan ortadan kaldırdığını ifade eden Dalmaç. şöy le devam etti: "Çavda bulunan 'tanen' maddesi, bağırsaktaki demirin emilmcsini önleyerek, dışkı> la dışan atılmasına neden oluyor. Böylece kışide kansızhk başlıyor. Özellikle çocuk larda, hatnile kadınlarda ve yaşlılarda çay kansızlık yaratma açsından çok etkıli olmaktadır." Türkiye'debir'tiryakilik' haline gelen çayın yemeklerden bir saat önce ya da bir saat sonra içılmesi gerekuğini kaydeden Dalmaç, "Mutlakaçay içilmek ısteniyorsa bu hemen yemekten sonra olmamalı. çay açık veya limonlu olarak tüketilmelidır. Çür.kü, açık ve limonlu çayda tanen maddesi büv ük ölçüde etkisiz halegeliyor"dedi. Ayrılık hasta ediyor • ANKARA (ANKA) - Yoğun stres üzenne gelen aynlık \e kav ıplann v ücudun çeşıtlı bölgelerindeağnlara, cinsel bozukluklara ve bazı cilt hastalıklanna neden olduğu bildırildi. Prof.Dr. rtbdülkadirÇevik tarallndan yapılan bir değerlendirmede, modern çağda yaşam koşullannm güçlüğü. rekabet. toplumda yeredınebilme mücadelesinin ınsanda büyük stres yarattığını saptandı. Çevik, "Eğer bir kayıp veya aynlık bu streslerin üzerine binerse ve birey kendini çok çaresiz hissediyorsa migren ağnlan. romatizmal ağnlar, hazımsızhk. cinsel bozukluk ve bazı cilt hastalıklan psikomatik bozukluklar olarak ortaya çıkabilir" dedi. Tûrkologlar Antaiya'da • ANTALVA (AA) - Kültür Bakanlığ) Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ile Akdeniz Üniversitesi Atatürk İikeleri ve İnkilap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi'nin ortaklaşa düzenlediği" I. Akdeniz Yöresi Türk Topluluklan Sosyokültürel Yapısı'adlı sempozyum Antaiya'da başladı. Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürü Yahya Aksoy, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, Anadolu'daki Türk kültürünü araştırmak amacıyla. 19üniversiteile birlikte çeşitli projelerin yürüıüldüğünü belirterek şunlan söyledi: 'Kültür -Bakanlığı olarak bilimsel araştırmalan arşivlere kazandırmaya ve kamuoyuna aktarmaya özel önem veriyoruz. Bu amaçla. İpek Yolu üzerinde yaptığımız araştırmalar sayesinde. Türk kültürünün çok zengin verilen arşivlere aktanldı. Çevre yayın atağı • ANKARA(ANKA)- Çevre Bakanlığı'nda çevre bilinci ve çevre kültürünün oluşmasına yönelik çalışmalar yapmak üzere yayın kurulu oluşturuidu. Resmi Gazete'de yayımlanan "Çevre Bakanlığı Yönetmeliği'ne göre yayın kurulu, çevre bilimci ve kültürünün oluşması, > av gınlaştınlması, yükseltilmesi ve yönlendınlmcsınedaırkıiap, dergi, ansiklopedi, gazete. bülten, afış. broşür gibi yayınlann oluşturulması ıçm çalışmalar yapacak. Belki sizin çocuğunuzda da müzik kulağı vardır. Hatta belki de geleceğin piyanistinin ya da keman virtüözünün ana-babasısınız Oyuncakla değil kemanla oynuyorlar • İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan'nın yuva sınıfına devam eden 25 çocuk, ilk aşamada solfej öğrenerek. sanatçı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. FİGEN ATALAY Keman. oyuncak gibi. Küçücük... Kemanın tcllerine dokunan parmaklar da minıcik. 5.5 yaşındaki bir çocuğun parmak- lan nasıl olursa. Bu keman çok şanslı. Çünkü sahıbme göre. dünyanın bütün oyuncaklan bir yana, o bir vana. "Hanka"lıkları ıki elemeli sınavla tescil edilen 25çocuk. İstanbul Üniversitcsı Devlet Konservatuvan yuva sınıfının öğrencılen. Şimdilik yalnızca solfej öğreniyorlar. Bu yılın sonunda başanlı bulunurlarsa istek ve yeteneklerinc göre enstrüman çalmaya başlayacaklar. Aslında kimisi enstrümana ısınma turuna başlamış bıle. Şarkıcı olmak istiyor 5.5 yaşındaki Sercan'ın. birc sckiz boyu- tundakı kemanı gerçekten ovuncak gibi. Bunu kendisine söyleyince çok kızıyor. Çün- kü o bir oyuncak değıl, gerçek bir keman. Üstelık. kemanını oyuncaklanndan daha çok seviyor. Kemanıyla seslendirmeyi en çok sevdiği parça ise "Köpek sesleri." 6 yaşındaki Şima'nın kemanı, biraz daha büyük. Ne de olsa Sercan'la aralannda altı ay fark var. Dinlcmevi sevdiği şarkı. '"Yıldızlann altında". çalmaktan hoşlandığı parça ise "Daha dün annemizin". Şima'nın gözü. keman virtüözlüğünde değıl. pop mü- zik şarkıcılığında. Bunun ıçin nota bilmesıne gerek olmadığı henüz kendisine söylenme- 6 yaşındaki Şima ve 5.5 yaşındaki Sercan'ın kemanları boylanna göre. (FOTOĞRAF: HAYRETTÎN SAĞANAK) miş olacak ki, "Önce notalan. seslen, keman çalmasını öğreniyorum. Sonra da şarkıcı ol- mak istiyorum" diyor. Gizem çok güzel şarkı söylüyor. Favonsi, "Bir aslan miyav dedi". Evde. org. saz, akordeon vc davul var. Aslında davulun sesini çok beğenıyor ama ılle de pı>ano. Çocuklannı. riaftada ıkı kez Kadıköy'- dekı Devlet Konservatuvan'na getiren an- nelenn gururu. vüzlerinden okunuyor. Bu anneler. çocuklanndaki "ışığı". şarkı söv- lerken. melodileri ıslıkla yinelerken görmüş- ler. Sonra çocuklannı bu işin uzmanlanna dinletmışler. "Bu çocukta müzik kulağı var" müjdesını alır almai da. konservatuvann sı- nav ına koşturmuşlar. Çocuklannın yetenek- leri nereye kadar gider? Bilmiyorlar. İstediklen. çocuklannın yeteneklennin mümkün olduğu kadar gelişmesi. İyi bir mü- zik eğıtimı alsınlar. nota öğrensinler. Sonrasını. yetenekleri. istekleri ve kendileri belırlevecek. Ama başka bır meslek seçseler ve konservatuvar eğitımini bıraksalar bile en azından iyi bir müzik dinleyicisi olacakkr. Konservatuvar'ın Yayb Sazlar Ana Sanat Dalı Başkanı Ceyda L'zgören. "Küçük yaş- larda algıladıâ şarkılan. duyduğu melodileri, temiz ve ntmik söyleyebilen çocuklarda müzik yeteneği olduğu düşünü- lebilir. Uzman kişileredanışılarak yetenekle- ri tespit edilebilir" diye konuşuyor. Uzgören'e göre, küçük yaşlarda üzerinde en çok durulması gereken, çocuğa müziği ve enstrümanı sevdirmek. Çünkü, çok sıkı bir eğnim, çocuğu müzikten de, enstrümandan da soğutabilir. Ceyda Uzgören. kemana küçük yaşta baş- layan bir çocuğun, öncelikle enstrümanı tanıması, eline alıp oynaması gerektiğini vurguluyor. Çocuk eğer enstrümanını severse, onunla büyüyor. onu kendisinin bir parçası gibi görüyor ve enstrümanı, kendisini ifade etme biçimi oluyor. Bu yaşlarda anatomik gelişimi de sürdüğü için enstrümana daha kolay uyum sağlıyor. Başvuru sayısı artıyor Keman hocası Ebnı Yünkuş, müzik yete- neğınin kesinlikle küçük yaşlarda ortaya çı- kanlması gerektiğini düşünüyor. "Her aile çocuğunu oku] öncesi yaşlarda denemeli" diyen Yünkuş. sözleriui şöyle sürdürüyor: "Her çocuk evde şarkı söylüyor. Bu, müzik kulağı var demek değil. Sözİer doğru oluyor ama yanlış söyleniyor. Çocuklar, küçük yaşlarda ya bir uzmana dinletilmeli, ya sınava sokulmalı. Yani mutlaka de- nenmeli. İlkokul bittiğinde geç kalınmış oluyor." İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Müdür Yardımcısı Erkan Alpay. başvuru savısırun her yıl arttığıru, bunun çok sevındirici olduğunu söylüyor. Piyano. keman ve baleye ıdeal başlama yaşının 5-9 arası olduğunu belirten Alpay, "Ne kadar küçük yaşta başlanırsa o kadar yararlı. Aileler, çocuklannda yetenek var mı. yok mu diye girişimde bulunmalılar" diyor. Belki sizin çocuğunuzda da müzik kulağı vardır. Hatta belki de geleceğin piyanistinin ya da keman virtüözünün ana-babasısınız "Neden olmasın?" diyorsanız, hiç dur- mayın. Çocuğunuzun, yeteneklerini ortaya çıkarmasma fırsat tanıyın. Kcuhnhüsüs bebeği obnaya karşı (Sreniyor • Cinsiyet aynmına karşı savaş açan feministler. cumhuriyetin üç temel ilkesinden (özgürlük, eşitlik kardeşlik) biri olan kardeşliğiri (Fraternite) özünde erkek kardeşliği betimlediğini ve bunun kadınlar için bir aşağılama olduğunu belirtiyor. Kanserî et, sağkğı ot besliyor Haber Merkezi - Fransa'da çok sayı- da feminist. günü- müzde bile kadı- nlara süs bebeği gö- züyle bakıldığını sa- vunuyor. Cinsiyet aynmına karşı savaş açan feministler. cumhuriyetin üç te- gibi hissetmeleri ola- rak göstenliyor. RFP. kırsal kesim polis örgütüne kadın memurlann alınma- sının eylüle dek askı- ya alınması üzerine harekete geçti. 1983"- te kadınlar ilk kez işe _ . v _Y „ alındıklan zaman mel ilkesinden (öz- SimoneVeıI y ü z d e 75 ' l u k b ı r gürlük. eşitlik kardeşlik) bıri kota konmuş. Ancak bugün olan kardeşliğin (fraternite) özünde erkek kardeşlıği betim- lediğini ve bunun kadınlar için bir aşağılama olduğunu belir- tiyor. Ei kadınlar. konulan kotanın çok üzerinde müracaat yapıyor. Geçen yıl 300 iş için 4 bin 854 kişi başvurdu. Kadınlann bu ıstekliliğine karşın. İçişleri Ba- Eşitlik İçin Kadınlar Birli- kanlığı'nın kotayı kaldırmaya ği'ne (Reseau de Femmes pour hiç nıyeti yok. la Parite) üye 250 kadın, genel seçimlerden sonra Meclis'in ilk toplantısı sırasında. yalnızca 35 kadın mılletvekili olmasını protesto için Meclis önünde bir gösteri yaptı. Örgüt üyele- rinden birisi, "Erkekler eğitil- meli. Bir zamanlar kadınlar ciddive alınmak için erkek gıbi givinirlerdi. Şimdi ise yinc al- benili bir biçimde giyiniyorlar. Erkekler de yalnızca birlikte olmak için yaklaşıyor" diyor. Birçok kişi. bir önceki başbakan Edith Cresson'un "koket" bulunması nedeniyle başanlı olamadığını, anaç bir h l i S l I l ç y y RFP'nin başlıca amaçlann- dan birisi Meclis'teki kadın milletvekillerinin sayısını arttırmak. Fransa. Yunanistan ile bir- likte Avrupa Topluluğu içınde en az kadın milletvekili olan iki ülke. Fransa'da kadın millet- vekillerinin yalnızca yüzde 6'sı kadın. RFP'ye göre. mart ayı- nda yapılan genel seçimlerde kadınlann oy kullanma oranının düşük olması, istekle- nnin ve gereksinımlerinin dile getırilmemesinden kaynak- lanıyor. RFP. kadın miUetvekilleriy- havası olan yeni Sosyal Işler le bir toplantı yaparak kadı- Bakanı Simone VeiPin ise bu ış nlan politikaya çekmenin ve için biçilmiş kaftan olduğunu düşünüyor. Bunun nedeni, er-şy keklerin anaç bir havası olan py kadın seçmenİerin ilgısini top- lamanın yollannı tartışacak. Fransız şovenızmıne karşı sa- k d lkişilerle kendilerini evlerinde vaş gittikçe şiddetleniyor. Haber Merkezi- Meyve \e sebzeye dayalı bir beslenme re- jimi uvgulavanların, etle besle- nenlere göre kanser \e diğer kro- nik hastalıklara daha se> rek ya- kaiandığına ilişkin gözlemlerden yola çıkan bilim adamlan. araştırmalarının sonucunda sebze ve mev>elerin içerisindeki kimyasalların. kanseri önlemek- te etkin bir güc olabileceğini ora- ya çıkardı. Bitkiler, içlerindeki vitamin- lerin ve liflerin sağladığı \ ararlar dışında, berhangi bir beslevici değeri olmayan fakat kanserin gelişimini engelleyebilecek nite- likleri olan kimyasal maddeler icerir. Şu ana kadar denevlerin bü- yük bir tkHümü hayvanlar ya da yalıtılmış hücreler üzerinde yapıldı. meyve >e sebzelerden alınan hiçbir madde, kanser araştırmatarında insanlar üze- rinde uzun süreli olarak denen- memişti. Fakat laboratmar so- nuclarının, gözleme dayalı araştırmalardan elde edilen so- nuçlarla uyum içinde olması. bi- yologlan umutlandırıyor. Genistein bileşiği Alman bilim adamları. soya ve sebzeye dayalı klasik bir Japon diyeti uygnlayuı kişilerin fireie- rinde. 'genistein' adı verilen bir bileşiği ayırdıklannı bildirdiler. Dr. Lothar Schvveigerer ve arka- daşları. bu klmvasal maddenin sentetik bir kopyasıyla vaptı- klan deneylerde. genistein'ın. yeni kan damarlarının büvüme- sini (anjiogenesis) önlediğini keş- fettiler. Bu özellikten, meme. prostat ve beyin tümörleri dahil pek çok kanser türünün gelişimiıide hem önlevici olarak hem tedavi amacıvla yararlanılabilir. Bilim adamları, tümöriin çapı bir mi- limetreyi gecriği takdirde, önce çevresirıdeki kılcal damarlann büyümesine yol açacağmı daha önce bulmuşlardı. Kılcal damar bir kere büyü- dükten sonra tümör. yayılabil- mek için gereksinim duyduğu oksijeni ve besini almaya başlar. Sonra kanı ve lenf sistemini isgal eder ve vücudun diğer böigeleri- ne de öldürücü koloniler şeklinde yayüır. Genistein, kılcal damarların genişlemesini önleyerek. henüz olgunlaşmamış olan tümörün, zararsız boyutların ötesine geç- mesini engelleyebilir. Genistein, sovada bol miktar- da, lahana gibi turpgillerde de daha az miktarlarda bulunmak- tadır. Bilim adamları, klasik bir Japon diyeti uygulayan kişilerin idrarlarında bu bileşiğin. Batılı- ların idrarlarındakinden 30 kat daha fazla olduğunu buldular. Dr. Schvveigerer, çâltşmak üzere ABD ya da Avrupa'ya gi- den JaponJarda. prostat kanseri görühne sıklığının niye hızla arttığmın bu sonuclarla açıkla- nabileceğini ileri sürüyor. Dr. Sch«eigerer, bir Japon- daki, günlük so\a alımıyla kont- rol altında tutuJabilen tümörün, genisteindan fakir bir beslenme rejimine geeer geçmez büyüme- ye başlayabileceğini düşünüyor. Şimdilik bu göriişün yalnızca kuram olarak kaldığını da sözle- rine ekliyor. Kanser için kuilanılabilir Yapılan hayvan deneylerinde genisteinın işe yaradığı görülür- se, bileşik valnizca kanseri önle- yici bir besin maddesi olarak de- ğil, yoğunlaştırıbnış biçimiyle, kanserin tedavisinde de kuilanı- labilir. Genistein, bir besin mad- desinden aynştırılarak bu listeye eklenen ilk bileşik. Yiyeceklerdeki, kanser olu- şumun önleyen maddelerin bu- lunması umut verici ounakla bir- likte, araştırmacılar yiyecek analizlerinin. bOimde henüz emekleme aşamasında olduğunu kabul ediyor. Örneğin her bir kavun dilimH nin. birbirleriyle ilişki içindeki yüzlerce, binlerce bağımsız kim- yasal maddeden oluşruğunu dû- şünmek, bilim adamlarmı ne ka- dar çetin bir görevin beklediğini göstermeye yeter. Bazı bitkiler, kanseri ilerletebilecek kimyasal maddeleıie, kanseri önleyen kimyasal maddeleri birarada içerebıiir ve 0 yiyecekte hangi kimyasal maddenin baskın oldu- ğunu bulmak hiç kolav ounaya- büir. Hindistarfda kırsal kesimde doğan kız bebekler başhk parası ödememek için öldürülüyor Kızlar ölüm £• Tamil Nadu köylerinde yürütülenbirçalışmada 1250 ailenin yüzde 51'inde kız bebeklerin öldürüldüğü ortaya çıkmış. Bu v ahşi geleneğin yasaklanmasına karşın uygulama ülke çapında devam ediyor. Sosyal hizmet alanında çalışanlar. çok yüksek miktarlara varan drahomaveçeyiz zorunluluğunu en önemli etken olarak görüyorJar. Haber Merkezi - Hindistan- ın güne> eyaletlerinde kız be- bekler drahoma (kızlann evle- nirken ödediği başhk parası) ödememek için öldürülüvor Özellikle kırsal kesimde kız ço- cuklara hedef alan bu vahşet, eğitım görmüş orta sınıf kentli kadınlar arasında farklı şekilde kendini gösteriyor. Hamıleliğin ilk döneminde ceninin cınsıyeti araştınlıp kız olduğu belirlenir- se derhal aldırma yoluna gidih- yor. Hindistan'da ailelerin kız ço- cuk istememesi yakın bir gele- cekte nüfus dağ'ımında denge- sizliğe yol açabilecek .Nüfus uz- manlanna göre bu vüzyılın başındaki kadın erkek sayısal eşitliği giderek erkeklenn çoğal- masıv la bozuluyor. 1981 "de 955 kadıfıa bin erkek. 1991'de 929 kadına bin erkek düşüyordu. Kızlar öldüriilecek Güney Hindistan'lı fakır bir çiftçı olan Maıüken Ramas- wami'nin başına gelenler eski bır Hinı atasözünü anımsatı- yor: Kız çocuğu büvüımek baş- kasının tarlasını sulamaya ben- zer. Maniken'in ilk çocuğu kız. Şimdiden drahomasını biriktir- meğe başlamış. Ortalama bir drahoma yıllık gelinn sekız katına eşil. Kansı ikınci doğu- m unda dünyaya ikız kız getirın- ce Maniken'in dünyası ka- rarmış. Aile büyüklen ile oturup ka- yla doğuyor Maghesvvari Ramasvvami ikiz bebeklerine babalaruıdan kötülük gelmemesi için hastanede nöbet tutmuş. rar almışlar: Kansı hastaneden çıkar çıkmaz kızlar öldüriile- cek. Maniken'in köyünde kız çocuk öldürme olağan. Öldür- me işlemi ıslak bir havlunun be- beğin yüzüne bastınlmasıyla ya da annenin meme başına zehirli bır madde süriilmesiyîe gerçek- leştırihyor. Bu işlemi genellikle babanın annesi yapıyor. Maniken'in 23 yaşındaki ka- nsı Maghesvvari yaşadığı kor- kunçolayışöyleanlatıyor:"İkiz- len sezaryenle doğurdum. Ko- cam ailesi ile beraber hastanede beni görmeğe geldiğinde ba- bam da )anımdaydı Kocam hastaneden çıkar çıkmaz be- beklenn öldürüleceğini söyledi- ğindc babam araya gırerek bu kararın bana ait olduğunu söy- ledi. Kocam ve ailesi bu bek- lenmedik çıkış karşısında çok kızdılar ve kızlar ile beraber eve dönemeyeceğimi kesin olarak belirttiler. Hastanede kaldığım sürece bebeklerin beşiğı başında baba- lanndan bir kötülük gelmemesi ıçin nöbet tuttum. Çocuklanmı öldürmemekle kocamın ve aile- sinin adına leke sürmüştüm." Drahoma önemli etken Maghesvvari şimdı babasının yanında üç kızı ile birlikte yaşı- yor. Oldukça fakirler. merci- mek ve papaya yetıştirerek ya- şamlannı sürdürmeğe uğraşı- yorlar. MaghesvvarTnın bağlı bulunduğu kastın kurallanna göre tcknır evlcnmesi ola- naksız. Aynca babası yeniden drahomasını ödeyemez; kızının ilk evliliğinde ödediği drahoma için aldığı borçlan halen temiz- lemekle meşgul. Tamil Nadu köylerinde vüriitülen bir çalışmada 1250 ailenin yüzde 51 'inde kız bebek- lerin öldürüldüğü ortaya çıkmış. Bu vahşj geleneğin ya- saklanmasına karşın uygulama ülke çapında devam ediyor. Sosyal hizmet alanında çalışan- lar. çok yüksek miktarlara va- ran drahoma ve çeyiz zorunlu- luğunu cn önemli etken olarak görüyorlar. Drahoma yasal değil. ancak cn fakinnden en zenginine ka- dar ülkcdc tüm aileler kız ço- cuklannı evlcndirnıek ve aile onurunıı korumak için bu pa- rayı vermek zorunda. Gelenek- lerin bu denli katı olduğu bir toplumda bekar kadınlara yer yok. Tamil Nadu'da bir kadın kurtancı kız çocuklann im- dadına yetişiyor. Eski bir fılm artistı olan Jayalalitha şimdi devlet başkanı. Muhaliflerinin kendisini megalomanyaklıkla suçlamalanna karşın Jayalalit- ha olumlu girişimlerde bulunu- yor. Kız bebeklerin en fazla öl- dürüldüğü bölge olan Salem'de çocuk hastanelerinin dışına ko- nan boş beşiklere istenmeyen kız bebeklerin bırakılması iste- nıyor. Bölgenin Polis Şefi Subrama- nıam bu güne kadar 30 bebeğin kurtanldığını belirtiyor. Sosyo- loglar Jayalalitha'nın beşik ey- lemini yüzeysel buluyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear