25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28ŞUBAT1993PAZAR 12 DIZI CutnhiMyet'teyazmasıekştmM F Z I V E L D E T V E L İ D E D E O Ğ L U 88 YILIN SEVİNÇLERİ, HÜZÜNLERİ MERİÇ VEÜDEDEOĞLU • Fakültedeki öğretim görevlileri gazetede yazmaya karşı çıkarlar. Çünkü onlara göre hukuk gibi sosyal konulan, sorurdan halkın anlayacağı bir dille anlatmak, yazmak, bilimsel düzeyi düşürmek demektir. Dolayısıyla da Velidedeoğlu gazetede yazmaktan vazgeçmelidir. • Çağın gerektirdiği özgürlükierin büyük bölümünüiçeren toplumcu, demokratikbiryasaolan 1961 Anayasası'nı, yıllar sonra eleştirenlerden birçoğunun nedense en takıldıklan nokta, yasanm Uludağ'da hazırlanmış olmasıdır. -5- İlk yaasının çıktığı 3 Mayıs 1942 tarihinden sonra bu uğraşısırun 50 yıl boyunca süreceani söyleseler, belkı o anda İcendısi de gülerdi. öte yandan bu sevinci gölgelendirecek olay kendini göstermektegecikmez. Fakültedeki öğretim görevlileri gazetede yazmaya karşı çıkarlar. Çûnkû onlara göre hukuk gibi sosyal konulan, sorunlan halkm anlayacağı bir dille anlatmak, yazmak, bilimsel düzeyi düşürmek demektir. Dolayısıyla Velidedeoğlu'nun bilim kariyeri, fakültedeki mevkii ve itiban tehükeye düşebilir, gazetede yazmaktan vazgeçmelidir. Velidedeoğlu bütün Lunlara kulağını tıkar. "Hak bildığim >oldan gjderim" diyerek yazmayı sürdürûr. 50 yıl boyunca binlerce makalesiyle Anadolu'ya yaydığı ışık, ona "Anadolu Aydınlanmaasf' nitemini kazandınr. Bu 1942 yıhnda yolunu kesmek ısteyenlere tarihsel bir yanıttır. • 1946 yılında özerkligini kazanan üniversitenin ilk rektörü'Prof. Sıddık Sami Onar. Hukuk Fakültesi'nın ilk dekanı da Velidedeoğlu'dur. Biriıkte çalışmalanndan doğan sonuçîar, Velidedeoğlu'na hep sevinç vermiştir. özellikle, öğrencilere özgülenen altı büyük okuma odasının çabucak bitınlıp. hızmete sunulmasını Velidedeoğlu. görevine getirdiği öteki yönetsel düzenlemelerden daha üstün tutardı. Üniversitelerarası kunılaçağn Büyük bircoşkuyla vermeye caiıştığı bu ilk dekanlık sürecinde yine bir üzüncü olay yaşayacakcır. Bu, Ankara Üniversitesi Dil. Tarih, Coğrafya Fakültesi'nın genç öğretim üyelerinden Pertev Naili Boratav, Behice Boran, ve Niyazi Beıkes'cyapılan haksız bir uygulamadır. Toplumsal görüşlerinden dolayı bu üç bilim adarrma karşı kamuoyunda yapay bir biçimde oluşturulan tepkıyi bahane eden, dönemin Milli Eğılım Bakaru Reşat Şemsertin Sirer. onlann fakülteden atılmasmı ister. Bunu sağlamak için üniversite rektörlerini, dekanlannı, yani üniversilclerarası kurulu toplantıya çağınr. Toplaiuda bu üç öğretim üyesinin aşın solcu oldukhı nııı ileri süren bakan. bir polis raponı okuyarak bu suçlamasını kanıtlamaya çabşır. Raporda, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi öğrencilerinin bir pazar günü toplu olarak bu öğretim üyeleriyle birlikte Ankara Barajfna gezintiye gittikleri. oradaki gazinoda dans ettikleri, birbirlerine "Rus usulü selam" verdıkleri yazıbdır. Bu garip suçlamanın gülümşemeyle karşılanması üzenne. bakan bu üç doçentin kimı yazflarmjn, , t ömek ve kupürlerinı kurul üyelerine uzatarak bunlarda komünist propagandası olduğunu söyler. Kurul üyelerinın itirazı karşısında da onlan dönemin Başbakanı Hasan Saka ile karşı karşıya getirir. Hasan Saka: "Bu işin öyle uzun uzun tahkikata tahammülü yok (...) Türkiye Büyük Millet Meclisı kaynıyor. Bu Meclisönünde durulmaz. Meclis isterse üniversite rnuhtariyetini de kaldınr. Bu sebeple işin çabuk neticeye bağlanması doğru olur" deyince Sıddık Sami Onar, onun gibi sert bir tonla: "Bizler buraya bize verilecek talimata uymak içın gelmedik" diyerek ters bir yanıt venr. Söz alan Velidedeoğlu da: "...Hukuka bağlı ve demokratik olduğunu ilan eden birdevlette her özerk İstanbul Üniversitesi'nin ilk senato üyeleri 'Temmuz 1946' (Prof. Velidedeoğlu ön sırada sağ başla) Hukuk Fakültesi'nde üç yıl birlikte okuyup, mezun olmuşlardır. Aynca, Esat Adil ile Nefı Demiroğlu yatılı okuduklanndan arkadaşhklan daha da ileridir. Hukuk Fakültesi'ndeki toplu fotoğraf Velidedeoğlu adliyeyeçağn saatınden 35-40 dakika kadarerken gider. Mahkeme kurulu duruşma halindedir, başkatibi bulupçağnyı feösterir, o da kendismedosyayı getirir, sonra da şu açıklamayı yapar "Bu dosyadalu gazetelerde Esat "Adif Mustecap'lıogWîJ\Bfy«KtIan var. Bunlarda komünızm propagandası yapıldığı gerekçesiyle hakkında kovuşturma açılmış ve yazar mahkemeye verilmiş. Bugünkü son duruşma onun. Buyazılan burada tetkik edip bir rapor düzenleyecek ve fıkrinizi bilırkişi sıfatıyla duruşma sırasında da belirteceksıniz. Sızden başka iki bilirkişi daha var, neredeyse gelirler" der ve gider. Velidedeoğlu yalnız kalıp yazılan okurken, evinde çalışma odasında asılı duran Hukuk Fakültesi'nden toplu mezuniyet resmini anımsar. Bu resimde üçü aynı sırada yan yanadırlar. Oysa az sonra, Nefı Demiroğlu yargıç kürsüsünde, Velidedeoğlu bilirkişi sandalyesinde oturacak, Esat Adil isesanık yerindedikilecektir. Daha Uludağ'da gerçekleştirir. Yıllar boyu kaldıgı otel odasında aylar süren bir çalışma ile 1961 Anayasası'nı yazar, bitirir. Çağm gerektirdigi özgürlüklerin büyük bölümünü içeren, toplumcu demokratik bir yasa olan 1961 Anayasası'nı. yıllar sonra eleştirenlerden birçoğunun nedense en takıldıklan nokta, yasanm Uludağ'da hazırlanmış olmasıdır. . Bunu diline dolayanlar 1961 Anayasasfna 'Üludağ AnayasasT diye ad takacaklar, utanmadan. sıkılmadan "Uludağ'ınsefahat âtanjnde haarlandığından" sözedeceklerdaha sonraIarî:' < *HırzîVeldet*in bir 23 Nisan çccuğu heyecanıyla hazırladığı anayasa" diyeceklerdir. Sözde 1961 Anayasası'nıelestirirgörünerek Velidedeoğlu'na düzeysiz bir biçemle (üslupla) çatmayı huy edinenler türeyecektir. Bunlardan pek çoğu da onun öğrencileridir. Işte bunlardan birinin yazısından küçük bir ahntı: "Sayın devrimci profesör benim hocam olmuştur. ama maalesef kendine hiç hürmet beslememekteyirn". bir ikincisi: "Ben Hıfa Veldet'i hiçbir zaman seviyeb bulmadım (...) Ondan bir hocalık alacagım var" derken, Velidedeoğlu'ndan 'On numara' aldıklannı da öğünerek belirtmeyi unutmazlar. Doğal olarak bu yaalann başında yer aldığı Velidedeoğlu I923'te Vunus Nadi'nin Yc gün gazetesi'nde de yazar 1974 yılında Mflliyetçi Hareket Partisi'nin lideri Alpaslan Türkeş tarafından mahkemeye verikn Velidedeoğiu yargüama soDiında aklanır. muamelenin kanun dairesindecereyan etmesi gerektiğini zatıaliniz de pek iyi bilirsiniz. Çünkü siz 20 yıl önce Ankara Hukuk Fakültesi'nde bizim hocamızdınız" der demez. Başbakan sert bir sesle: "Hocanız olmuşsam ne olmuş" deyince de, Vebdedeoğlu: "Hukuk profesörlüğü çok şeydir beyefendi. Her şeyden önce insana. kanunun emirlerineuymaprensibiniöğretir. (...) Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin selahiyeti geniştir. Eğer buyurduğunuz gibi. Meclis bizim aldığımız karan beğenmezde bir kanurüa üniversite muhtariyetini kaldınrsa bunun tarihi sorumluluğu kendisine ait olur, bizlere değü" diyerek sözünü bitirir. Üniversitelerarası kurul. bu öğretirn üyelerinin üniversiteden çıkanlmayı gerektıren bir disiplin suçu işlemedikleri sonucuna vanr, gerekçeli raporda da bu belirtilir. Ne var ki, büyük bir olumsuzluğa doğru doludizgin koşan iktidar. Reşat Şemsettin Sirerin ısteğini Meclis aracılığı ile sağlayıp uygular. Böylece bu üzüntü, sevincedönüşemeden yıllar boyu sürer gider. • 1950 seçimleriyle iktidar olan Demokrat Parti'nin getireceği umut edileıı demokratik ortam ne yazık kı oluşmamış, aksine toplumcu görüş taşıyanlara "komünist" damgası vurma salgını ortalığı kasıp kavurmaya başlamıştır. Vebdedeoğlu'nun da içinde yer alacağı böyle bir damgalama olayı, tstanbul Birinci Ağır Ceza Mahkernesi'nden birçağn almasıyla gelişir. Çağn, "bilirkişi tetkikaıı" görevi dolayısıyla yapılmışür. Mahkemenin başkanı Nefi Demiroğlu, suçlanan da Esat AdUMöstecaplıoğlu'dur. Velidedeoğlu. Demiroğlu, Mustecaplıoğlu. üçü de Ankara sonraki yıllarda Velidedeoğlu bu anısını anlatırken: "Benim yürüteceğim bir fıkir, Nefı'nin vereceği bir karar. Esat Adil'i jıllarca kalın duvarlar ardında çürütebilecekü. Yazgının bu üç sınıf arkadaşına oynadıği bu acımasız oyuna ne demeliydi" diye sorar. Velidedeoğlu ile öteki iki bilirkişi de yazılarda suç unsunı bulunmadığına karar verirler. Duruşma sırasında da aynı doğrultuda konuşarak. tutanağı imzalarlar. Mahkeme kurulu müzakereye çekilir. Salona döndüklerinde, "Gerekçeli karar sonra yazılmak üzere, sanığın beraatine, başka bir suçtan tutuklu olmadığına göre tahliyesine karar verildiğini başkan Demiroğlu bildinr. Esad Adil'in bakışını unutmam Işte o anda Esat Adil'in, Nefi'ye ve bana bakışını hiç unutamam" derdı Velidedoğlu Aynca Esat Adil'in: "Bu hiikunıet uçan kuştan. hatta uçan sinekten bile kuşkulanıyor. Düzen o kadar adaletsiz ki, bu düzeni sürdürenlerin kendilerine bile emnivetleri yok. tki satır yazı ile devrilmektefi korkar bunlar" deyişıni de hep anımsardı. • Demokrat Pani ıktidannın, anayasa başta olmak üzere tüm yasalan ezip geçerek ilerleyen akıl almaz gıdişi, sonunda, bilindiği gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nce durduruldu. 27 Mayıs 1960 sabahı, tstanbul Üniversitesi'nin kimi öğretim üyeleriyle Ankara'ya götürülen Velidedeoğlu, 1961 Anayasasf nı. ahnan kararlar, ilkeler doğrultusunda yazmakla görevlendirilir. Bu çabşmayı da sessiz sakin bir ortam olarak 20 yıldır yaz aylannda tüm çalışmalannı sürdürdüğu sırada, onlan kınayan yüzlerce mektupla Velidedeoğlu'nun üzüntüsünü paylaşan öğrencileri de vardı. Bunlardan biri olan emekli bir yargıç hocasına şöyle seslenir "Bu mektubu yazmamın sebebi, dünkü Tercuman gazetesinde çıkan öğrenciniz bir yazann yaasıdır (...) Bu öğrencinizi tanımam (...) Hiçbir öğrenci hocası hakkında böyle yazmaz. Sızden bir Hocalık alacağı varmış. Hocalann daima talebesinden bir şey alacaklı olduğunu biliyorduk. Öğrencilerin de hocalanndan alacaklı olabileceklerini ilk defa bu zattan öğreniyoruz, onun nam ve hesabma sizden afdiliyorum." Ne var ki, Velidedeoğlu 1961 Anayasası'nı 88 yaşına dek hep savunacaktır. • 1970 yılının 23 Nisan Ulusal Egemeıüik Bayramı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunun 50. yılı olarak kutlanacaktır. Anımsanacağı gibi o dönemde iki yasama organı vardır Senato ve Meclis. Hükümet o gün yasama meclislerinde bir tören dûzenlenmesine karar verir. Törene TBMM'nin Birinci Dönemı'nde memur olarak hizmet vermiş kişilen de davet eder İki yasama Meclisi'nin başkanlannca ortak imzalı bir davetiye Velidedoğlu'na da gelir. Davetiyeyi alan Velidedeoğlu. bu çağn karşısında, Ankara'ya gitme veya gitmeme konusunda ikilem içindedir. Bu kararsızük iki nedenden dolayıdır. Parlamento işlemiyor Velidedeoğlu ilkini şöyle belirtir: "Başta anayasa olmak üzere birçok yasamızın emredici kurallan hükümetçe uygulanmamakta; yargı organlannın kararlan yerinegetirümemekte; krediler halk arasında adaletli biçimde dağıUlmamakta; suıistimal ıddialan gerektiği gibi kovuşturulmamaktadır. Bütün bunlar karşısında parlamento denetimi bir türlü işlemiyor, çünkü parlamentoda halkın çok büyük bir kitlesi temsil edilmiyor. Iktidardaki parti en büyük din isttsmarcılığı yaparak, Müslüman Türk halkının kafasını yıkayıp bir kez çoğunluğu elde edınce, onun başkanı, kendisini her türlü denetim dışında görmek istiyor. Bu durum karşısında meclisler. muvafık ve muhalifi ile bir yasama organı olarak denetim görevini tam birciddilik dairesinde yapacak yerde, milletvekillerinin çoğunluğu Personel Yasası'nın hükümlerini kendileri için - hem de anayasaya aykın olarak - uygulayıp zamb rnaaşalma kaygısına düşüyorlar. 'Sopa' demokrasisi Bir yandan bu uygunsuzluklar sürüp giderken öte yandan anayasanın toprak reformu kurallannın uygulanmasını isteyip eyleme geçen bilinçli köylü; sendika seçme özgürluklerinin ellerinden abnmamasını isteyen bibnçb işçi; öğrenimde reform ve halk yaranna bir öğretim sistemi isteyen bilinçb öğrenci. kısacası, eylemleriyle politikacılan etkilemek isteyen bilinçli halk kitleleri,jandarmanın veya polısin dayağı altmda inletiliyorsa. bu durum hukuka bağb gerçek bir demokrası değil. demokrasi "abası'nın altmda uygulanan •sopa' demokrasisidir." 1970'lerin Türkiyesi'ndekı görünümüçarpıa bir biçimde gözler önüne koyan bu olumsuzluklar karşısında Velidedeoğlu. "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 50. yıh kutlama töreninin bir anlamı • I>emokrat Parti iktidannın, anayasa başta olmak üzere tüm yasalan ezip geçerek ilerleyen akıl almaz adişi, sonunda, bilindiği gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nce durduruldu. 27 Mayıs 1960 sabahı, İstanbul Üniversitesi'nin kimi öğretim üyeleriyle Ankara'ya götürülen Velidedeoğlu, 1961 Anayasası m, ahnan kararlar, ilkeler doğrultusunda yazmakla görevlendirilir. olur mu" diye kendi kendine sorar. Bu görünümün 1990'lannkiyle benzerbğine ibşkin görüşleri okuyucuya bırakarak, Vebdedeoğlu'nun 50. yıl kutlamalanna katıbp katılmama kararsızlığının ikinci nedenine gelmek istiyonım: 1960 askeri hareketiyle iktidardan indirilen partinin siyasi kadrosu, 1969seçimlerinden sonra siyasal haklan geri veribp aklandıklan için bu törene de davet edilirler. Türkçe ezan 1950-1960 arasında iktidarda bulunan bu kadronun hükümetini, en başta anayasayı çiğneyip. Meclis içinde geniş yetkilerle bir 'MecKs Tahkikat Komisyonu' kurarak ana muhalefet partisini kapatma girişimlerine; böylece Meclis'in itibanna gölge düşürmesine; ana muhalefet bderi Ismet İnönü'ye karşı düzenlenen Uşak. Topkapı. Yeşilhisar saldınlanna; Türkçe ezanın kaldınbnasına: imamlann cami kürsüterini politika pazan habne getirmelerine: dinin siyasete bulaştınlıp oy toplamak için kaynak durumuna getirilmesine; laik Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın hilafetin geri getirilebileceğine yol göstermesine; radyoda saatler boyu süren üye adı okumalarla oluşturulan 'Vatan Cephesi' zorbalıklanna: dahası. bu cepheye ölülerin adlannı da yazma kandırmacalanna; halkı tabandan kaUundıracak Köy Enstitülerini kökünden yok etme girişimlerine neden olduğu için ağır biçimde eleştiren Velidedeoğlu, şimdi bütün bunlan olmamış gibi kabul edip, o insanlarla birlikte, itibanna gölge düşürdükleri Meclis'te bulunmayı inançlanna ihanet gibi görür. Kutlamaya katılmama karan aîır. SÜRECEK ANKARA NOTLABI MUSTAFA EKMEKÇİ Ölûmsûzlerin YıUönümleri Bir imam-hatip okulunda bir matematik öğretmeni, öğ- rencilerıne. nasıl olsa bunlar imam-hatip okulu öğrertcisi diye matematikle ılgısi olmayan saçma sapan şeylerın fo- tokopilerini dağıtıyormuş. Bir örneği bana da gönderildi. "Kumar, İskambil Kâğıdı, Domino, Zar, Tavla vb. Oyunlar" adlı saçma sapan şeyle bakın neler deniyor: "Insanı Allah (CC)'dan, Hz. Muhammed'den, dinden imandan ve insanlıktan uzaklaştıran, anne ve babasından, aile efradından, en yakın dostundan ayıran, haneler cemi- yetleryıkan bu mel'unu Müslüman tanımalıdır. Biz bu tuzakları sizlere açıklıyoruz. tnşallah bildirimizi okuyunca şimdiye kadar oynadığınız bu oyunlann günahı- na bir dahi oynamamak şartıyla tcvbe istiğfar ederseniz inşallah yüce Rabbimiz affeder. 1- Tavla oyunu: 15pulbirtarafta, 15pulöbürtarafta, eder 30; iki de zar, 32. "Islamın şartı da 32." Ey Müslüman, bu oyunu oynarken "Al Islamın şartını, ver imanın şartını, al abdestin farzını, ver guslün farzını" diye oynuyorsun. Çok düşün, bunlar bir tuzaktır. Neden sayı 30 veya 35 olmamış? 2- Şeş, dûşeş ve zar oyunu: 2 zarla oynanır, altı bir taraf- ta, altı bırtarafta, 12. Namazın farzı da 12. AlçakYahudı senı namazın farzıyla oynatıyor. "Altısı içinden, altısı dışından." Dıkkat 3- Bir başka oyun çeşidi pişbirik: 52 kâğıtla oynanır. 2 de coker, yapar 54. Islamda 54 farz var mıdır? Evet vardır. Bu oyunu oynayan "Alkızı verpapazı, al üçlüyü verbirliyi"di- ye oynarken 54 farzla oynarsınız. Uyarmak bızden, hidayet Allah (CC)'den." "Domino" oyununun başına gelen de daha kötü, bu ko- nudauyarılar şöyle: "Domino Oyunu": (Yek = 1) Allah, (Dü=2) Teyemmümün farzı, (Se= 3) Guslün farzı, (Cihar = 4) Abdestin farzı, (Penç = 5) islamın şartı, (Şeş = 6) imanın şartı. İyi düşün, bunlar asla tesadüf olamaz. Dinimız bunları 1400 sene önce yasaklamış. Bakınız. Maide Suresi 90/91 ayet. Elimdeki fotokopiler daha çok. Belli ki bunlar, halkın dirv sel inançlarını, duygularını sömürmeye yönelik şeyler. Daha var: Namazı özürsüz kılmayanın gömütünde çeke- ceği acılar çok ilginç. Birkaçı şöyle: "Kabir onu sıkar, ke- mikleri birbirine geçer", "Kabri ateşle doldurulur, gece gündüz onuyakar". Allahü Teala mezarına çok büyük yılan gönderir. Dünya yılanlarına benzemez. Her gün, her na- maz vaktinde onu sokar, bir an bırakmaz. Kıyamette çekeceği azaplar daha çetin: "Cehenneme sürükleyen azap melekleri yanından ayrılmaz". "Allahü Teala onu kızgın olarak karşılar", "Hesabı çok çetin olup cehenneme atılır." Matematik öğretmeninin, kendisı gerici de olsa, öğrenci- lerine bunu dağıtmaya ne hakkı var? Okulun yöneticileri bununla ilgilenmezler mi? Yoksa, Abdurrahman Dilipak, TV'de Salman Rüşdü'yü üstü kapalı da olsa desteklediğine göre her yerde her şey yapılabilir mi? Müslümanlık bu mu? Abdurrahman Dilipak, Türkiye'de ateşe tapanlar olduğu- nu, onlara kimsenin dokunmadığım söyleyınce Azız Nesin onaşu karşılığını vermişti: - Ateşe tapanlar filan deniyor, onlar nasıl taparlar? Tür- kiye de insanlar dinsiz olduklarını nüfus sayımlarında söy- leyemeyecek kadar korkaktırlar ve öyle bir hava yaratıl- mıştır. Bugün ramazanda, ben bile, bu karşıdakine saygı- dan değil, zaten mecbur da değilim oruç tvtana saygı duymaya; sokakta veya şurda burda şu içemezsiniz, cigara içemezsiniz, ne olursa olsun. Bugün fiilen, Ankara, İstan- bul, İzmir dışında bütün lokantalarda Anadolu'da "aileye mahsus" diye yer vardır. Lokantalarda, kahvelerde hep böyledir. Ha, öldürme.. Yalnız Müslümanlar öldürülmedi ki. "Şeytan Ayetleri"ni Japoncaya çeviren Japon yazar öldü- rüldü. Italyan yazar da; o da yaralandı, öldürülemedi. Yal- nız Müslümanlan öldürmüyorlar. Çünkü "fetva" öyle, fet- vayı boyle vermışler. Ben şimdi eskiye dönmek istemiyorum, ne zaman başla- mıştır, nasıl olmuştur; adım adım ve adım artık şimdi koşar adım hale geldi; bugün arük.. Yani aslında, saygı duyuyo- rum inançlara, ama yalnız Müslümanlara değil; Hıristiya- na, taşa tapana.. Tapar insan, inanıyorsa, inançlarında samimi ise inanıyorsa saygı duyuyorum. Ama bunların doğru olduğunu savunmuyorum. Aynı hoşgörüyü dinsizle- re de tanımak gerekiyor. Bugün Türkiye hükümeti dinsizle- re bu hakkı tanımaz. Dinsizlerin öldüğü zaman gideceğı yer yoktur, mezaryoktur... ömer Asım Aksoy, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun ölüm- süzlüğe kavuşmasının birinci yılı dolayısıyla, Meriç Velide- deoğlu'na gönderdiği iletide, Baki'nin "Avâzeyi bu âleme Dâvud gibi sal/Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş" dizelerıni değıştırerek şöyle dedi: "Saldın sadânı ülkede Dâvud gibi senlBaki kalan bu kub- bede bir gür sadâ ımiş' İstanbul'da Velidedeoğlu için düzenlenen toplantıyı izle- dim. Orhan Apaydın, 7 yıl önce ölümsüzlüğe kavuşmuştu, 28 şubatta Eşi Gürsel Apaydın söyledi. 1 mart, Orhan Apay- dın'ın doğum günüymüş. Apaydın, doğum gününde, İstan- bul'da AtatürkKültür Merkezi'nde düzenlenecek toplantıda (yarın) saat 11.00'de anılacak. Orada olmayı çok isterdim. Şubatm sonlarına doğru ölümsüzlüğe kavusanlar oncağız değil; Hasan Ali Yücel, onun adaşı Hasan Hüseyin Kork- mazgıl için de toplantılar düzenlendi. Adam Yayınları, "Ak- şitGöktürk" için "A/t?/fGdtoürfc'eSayg»"kitabınıyayımladı. Onlar toplumumuzun yüzaklarıydılar... BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 1/ Küçük puro. 2/ Bir şe- .. yın alt bölümü... Yaşlı. koca. ihtiyar. 3/Cepte ta- 2 şınan tütün ya da sigara o kutusu... Bir nota. 4/ "İr- landa Cumhuriyet Ordu- 4 su"... Kimi Türk lehcele- g rinde "ağa" yerine kulla- nılan sözcük. 5/ Oyium- 6 lu.. Vücutta biriken -, azotlu madde. 6/ Düşün- ce... Bir çeşit Ingiliz bira- 8 sı. 7/ Radyum elementi- g nin simgesi... Tuluat tiyatrolannda Doğu giysileriyle yapılan dans. 8/ Anadolu'da ku- rulmuş eski uygarlık... Yerine koy- ma, yerinde kullanma. 9/ Özelb'kle dağda yolunu kaybetmiş yolcula- nn kurtanlmasındaki yararlılığıy- la ünlü köpek cinsi. YTJKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Hındistan'da, ölen kocasımn cesediyle birlikte ateşe atıbp yanan ve ermiş sayılan kadınlara verilen ad... Makine yağı. 2/ Parmak ya da el kaldırarak 'erilen oy... Tanntanımaz. 3/ Taşıüarda yükün yükseklik ölçüsü... Küçük mağara. 4/ Kırsal kesimde büyük topraklan olan güçlü ve varüklı kimse... Kaz Dağı'nın mitolojik dönemlerdeki adı. 5/ Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçimi... Kuzey Amerika'nın beş büyük gölünden biri. 6/ Mo- torlu taşıtlann elektriğini sağlayan aygıt... Ingiltere ve ABD'de kullanılan arazi ölçüsü bırimi. 7/ Uzunçalar da denilen plaklan belirtmekte kullanılan kısaltma... Türk müziğinde bir makam. 8/ Doku teli... Kongo ilkellerinin inandıklan yetenekliü'k gücü. 9/ Bir tanm aracı... Yapıt.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear