Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 29 ARAUK1993 ÇARŞAMBA
12 DUNYADAN
Bosna'dauygarlıktariholuyorBütün dünyanm gözleri önünde koca bir halka karşı kıyım uygulayan Sırplar, yaptıklanna sessiz
kalınması karşısında, şimdi de Boşnak halkının kültürüne, dinine, değerlerine saldınyor
B
osna-Hersek'in Banja
Luka kasabası aylardır
süren Sırp bombardı-
maru altında harabe haline gel-
di. Kasabada Müslümanlann
yaşadığı bölge büyük zarar gö-
rürken, 16 cami de yerle bir edil-
di. 16. yüzyıldan kalma Ferha-
diye Camiı ne yazık ki bu bom-
bardımandan payına düşeni
aldı.
Şimdi Sırp yol işçileri Ferha-
diye Camii'nden arta kalan
molozlan buldozerlerle temiz-
lemeye uğraşıyor. Caminin ya-
nındaki eski Müslüman mezar-
lığı düzlenerek oto park haline
getiriliyor.
Banja Laka'daki halkevı
Müslüman cemaatin ibadet
edebileceğı tek yer. Ferhadiye
Camıi'nin yanında yer alması-
na karşın bombardımandan
kurtulan halkevinde, Miiftü İb-
rahim Haliktviç yönetiminde
Müslüman cemaat toplanıp na-
maz kıhyor, cenazelerini kaldı-
nvor.
Müslüman mirası
Ne var ki, milhyetçi Sırplar
camilen yıkmakla yetınmeyip.
kasabanın zengjn Müslüman
mirasını ortadan kaldırmak
için kollan sıvıyor. Olup bitene
seyirci kalmaktan başka bir şey
yapamayan Müftü, halkevinin
etrafındaki yıkınülara hüzünle
bakarak şöyle konuşuyor: "Şu
anda uygarîtğın ölümüne tanık
oluyoruz."
Yüzlerce yorgun, yılgın Müs-
lüman ve Hırvat. uluslararası
yardım örgütlerinın bürolan-
nın önünde kuyruklar oluştu-
rarak daha güvenli bölgelere
lahliye olmak için bekleşiyor.
Pek çoğunun öyküsü inanılma-
yacak kadar korkunç. Ancak
aralanndan çok küçük bir azm-
lığa özgürlük bileti veriliyor
Geride kalanlar sefalet ve ıstı-
Saraybosna'da soğuk kış aylannda yaşlılar çevreden topladıklan odun parçalarıyla Binmava çalışacak.
raba daha uzun süre dayanmak
zorunda. Müslümanlar kurşun
yağmuru ve bombardıman al-
tmda. polis baskınlanna ve Sırp
komşulannın aşağılamalarına
katlanmaya mahkum ediliyor.
18 ay boyunca Banja Luka'-
nın 50 binlik Müslüman nüfu-
sunun yansı yurtdışına çıkabil-
di. Ancak. artık şanslan gide-
rek azalıyor. Avrupa, eskiden
Bosnalı sığınmacılara kapılan-
nı ardına kadar açmışken, şim-
di oldukça sert bir sığınmacı
politikası izliyor. Merkez Bos-
na. Müslümanlar için tek seçe-
nek olarak sunuluyor, ama sı-
ğınmacılar Banja Luka'da kal-
mayı tercih ediyor. çünkü Mer-
kez Bosna'da yer alan Trav nik
ve Zenika'daki açlık ve sa\aş
hepsinin gözünü korkutuyor.
Birleşmiş Milletler Sığınma-
cılar Yüksek Komiserliği'ne 3
binden fazla Müslüman sığın-
macı başvunıyor. Ne var ki, ya-
bancı ülkelerin vize uygulaması
ve sığınmacı kotalannı daralt-
malan nedeniyle. Müslüman-
lann bulunduklan yerde yaşam
savaşı vermekten başka seçe-
nekleri kalmıyor.
Kocası ve tek çocuğu ile bir-
likte Banja Luka'nın "Müslü-
manlardan anndırdmış" bolgc-
sindc yaşayan Süeda "Burada
kapana sıkışmış gibiyim. Milli-
yetçi Sırplar kasaba>ı terk et-
mezsem beni öldüreceklerini
söylüyorlar" dıyor. İçınde bu-
lunduğu durumun korkunçlu-
ğunu şöyie anlatıyor: "Her gece
yatarken kapıyı kilitliyonım.
ışıklan ve radyo)u kapıyonım.
Sanki evde kiinse yokmuş gibi
bir hava yaratıvonım. Oğlumu
çatışmalar başlamadan uyutu-
yorum. Şu ana kadar evimize
bomba isabet etmedi. Ama pek
çok komşumuztın e»i bombalar-
dan yaşanılmaz hale gekii."
Geçtığimız hafla bir Sırp as-
keri Süeda'nın evine el koyuyor
ve Süeda'ya cvi boşaltması için
bir haftahk süre tanıyor. aynca
kapının önüne bir de Sırp bay-
rağı dikıyor. Ne pahasına olur-
sa olsun ülkeyi lerketme çarele-
rını anyan Süeda şöyle konuşu-
yor: "Bu karabasana artık bir
son verme zamanı geldi. Öyle bir
yer bulmalıv ım ki orada Müslü-
man olarak aşağılanmak yerine,
insan olarak saygı görmeliyim."
Mevlide ve oğlu. Süeda'dan
daha şanslı. Onlar sığınmacı
olarak kabul edilmiş, ancak ne-
reye gönderilecekleri bilinmı-
>or. "Nereye gideceğim hiç
önemli değil. Yeter ki buradan
uzaklaşayım" diyen Mevlide
sövle konuşuyor: "Evimizde
uyumaya cesaret edemediğimiz
için günlerce mısır tarlalannda
\ attık. Sırplar bizleri evimizden
tekmej le atıyor. Yakında öldür-
meye gelecekler." Mevlide ara-
lanndan bazılannın bölgeyi ter-
kedememesini haksızlık olarak
nitelendiriyor.
INazi kıvımından
kaçan Museviler gibi
Bölgede bulunan uluslararası
yardım kuruluşlan, Müslüman
Boşnaklann durumunu Nazi
kıyımından kaçan Musevilerin
çaresizliğıne benzetiyor. 1930'-
lu yıllarda' sığınacak bir ülke
bulmak için Museviler umut-
suzca çırpınıyordu.
Birleşmiş Milletler Şığmma-
cılar Yüksek Komiserliği yetki-
lileri sığınmaalara bir yer arar-
ken. Baülılann duyarsızlığın-
dan ve ilgisızliginden şöyle
vakınıyor:"Batılılar Müslüman
Boşnaklan ya adam gibi koru-
sun ya da sığınmacı olarak kabul
etsin."
Banja Luka'nın cami olarak
kullanılan halkevinde cemaati-
ne moral vermeye çalışan Müf-
tü. Müslümanlara evlerinde
kalmalanru tavsiye ederek "Bu-
rada insan muamelesi görmedi-
ğimi/ bir gerçek. Yine de sür-
günde yaşamaktansa, burada
onurlu bir yaşam savaşı vermeyi
tercih ediyonız" diyor.
Yigal Chazan
Guardian
Yunanistan
Sosyete
falcısından
kehanetler
Y
unanistan'ın sosyete
astrologlarından
Yota Kalogera, gele-
cek yıl Rusya'da yine ayak-
lanmalar, cinayetler ve
önemli olaylar yaşanacağını
söyledi.
Rusya De\let Başkanı Bo-
ris Yeltsin'in ülkesindeki
dengelen koruyamayacağını
ve Mihail Gorbacov'un yıl-
dızının yenıden parlayacağ-
ını savunan Kalogera. ABD
Başkanı Bill Clinton'un şo-
runlar yaşayacağını söyledi.
Yunanistan'ın 1994 yıldız
falında ise başta Türkiye ol-
mak üzere, tüm komşulan ile
ilişkilerinde gerginlik çıktı.
Kalogera, Atina ve Tiran
ilişkileri ıçın de 1994"ün pek
de iyi bir yıl olmayacağmı ifa-
de etti. Kalogera. Kıbns ko-
nusunda "verilen vaatlerden
hiçbirinin yerine getirilmeye-
ceğini" ve Kıbns Rum yöne-
timinin çok zor durumda ka-
lacağını söyledi.
Başbakan Andreas Pa-
pandreu'nun mart ayından
itibaren popülaritesini kay-
betmeye başlayacağını söyle-
ycn Kalogera, "Sonbahar ay-
lannda yapılacak yerel seçim-
lerde de bazı fanatikler olay-
lar çıkaracak" dedi.
Çin KP'siMao'yu çıkarlanm alet etti
jtfirtpjjork Sbnes
Kokain
bağımlıkğı
genetik
A BD'de bilim adam-
lannın. alkoliklenn
ardından kokain
kullananlarda da ortak bir
gen bulduklan bildirildi.
ABD'nın alkol ve uyuştu-
rucu bağımlılığı dergisinde
(Drug And Alcohol Depen-
dence) yer alan yazıya göre
Teksas Üniversitesi Sağlık
Merkezi'nde görevli Dr. Ken-
neth Blum ile Kaliforniya
Üniversitesi'nde görevli Dr.
Ernest Noble önderliğinde
yürütülen araştırma sonu-
cunda. uyuşturucu bağımlı-
lannda Al Allele adı verilen
ortak bir gen bulundu. Ko-
kain bağımlısı 53 kişi üzerin-
de yürütülen araştırmalarda
bu İcişilerin yüzde 51 'inde ge-
nin tespit edildiği kaydedilen
yazıda. bulunan genin, koka-
in bağımlılığının kalıtımsal
olduğu tezini kuvvetlendirdi-
ği belırtildı. Blum ve Noble
1990'da yaptıklan bir araştı-
rmada da alkoliklerde ortak
bir gen bulmuşlardı.
Mao'nun 100. doğum yıldönü-
mü geçtiğımiz pazar günü
Çin Halk Cumhuriyeti'nin
başkenıi Pekın'ın Tiananmen Mev-
danı'nda törenlerle kutlandı. Komünist
Parti. kutlamalan kendi çıkarlan doğ-
nıltusunda. izlediği politikayı genç ku-
şaklara aktarmak amaayla bir araç
olarak kullandı.
Tiananmen Meydanı'nda toplanan
10 bin parti üyesine ve konuklara hita-
ben bır konuşma yapan Çin Devlet
Başkanı Jiang Zetnin. Mao ve Deng Si-
aoping'in iktidarda bulunduğu dönem-
le aralannda bir köprü kurmak istedi-
ğini belirterek şöyle konuştu: "Yoldaş
Siaoping Marksizmin temel kuralları
ile Çin'in gerçeklerini çok başarılı bir şe-
kilde birleştirdi. Aynca Mao'nun öğreri-
lerini benünseyerek gelişmesine yol
açtı." Jıang Zemin, bir saat süren ko-
nuşmasında sosyalizmın kuruluşu sı-
rasında ülke gerçeklennin gözardı edıl-
mediğini vurgularken, Komünist Par-
ti'nin güdümünde gerçekleştirilmeye
çalışilan pazar ekonomisine bir gerekçe
bulmaya çalışıyordu.
1978'de iktidara gelişinden bu yana
Deng ülkeyi Mao'nun demir pcnçesin-
den kurtaran bir lider olarak görülü-
yor. Bu iki ünlü Komünist lider. Çinli-
lerin gözünde benzer konumdaysa da.
Deng Mao'nun ölümünden sonra ken-
dini tümüyle temize çıkardı ve aklandı.
Bugün 89 yaşında olan Deng kutla-
ma törenlerine katılmadı. Zemin,
Deng'in görüşlerine de yer vcrerek şöy-
le konuştu: "Deng Mao'nun katküan-
na öncelik verilmcsini isterdi. Mao'nun
ileri yaşlannda yaptığı hatalannm.
katkılarını gölgelemesine izin vermez-
di."
Zemin. her ne kadar kendisini Deng
ile aynı düzeyde görüyorsa da Çinli ve
Batılı siyasi gözlemciler. Zemin'in li-
derlik vasıflan taşımadığını. dolayısıy-
la iktıdan uzun süre elınde tutamaya-
cağını ıleri sürüyor.
IAşkeri bandonun
büyülediği izleyiciler
Törenin yapıldığı pazar günü Pekin.
Moğolislan'dan gelen soğuk hava akı-
mının etkisine girdi. Ku\"vetleesen rüz-
gar parlak kırmızı renkli Çin bayrakla-
nnı dalgalandınrken ısı sıfınn altına
düştü. Kilometrelerce yol katederek tö-
reni izlemeye gelen Çin halkı. Byyük
Halk Sarayı'nın merdivenlerine dizilen
üst düzey yöneticilenni birarada görme
olanağına kavuştular. Büyük Halk Sa-
rayı'nda kırmızı bayraklar arasında
oturan dınleyıcıler. askeri bandonun
çaldığı marşlan büyülenmiş bir şekilde
dinlediler. Jiang Zemin Mao'nun bü-
yük bir vatansever ve Modern Çin'in
ulusal mimarı olduğunu belirtmekle
birlikte, Komünist Parti'nin bugünkü
etkinliğıne Deng döneminde kavuştu-
ğunu öne sürdü. Törene kaülanlann
içinde bir tek Zemin Mao giysisi giy-
mişti. Protokoi sırasında Jiang Zemin'-
in yanında kendisinden önce devlet
başkanı olan Yang Şankun oturuyor-
du. Jiang Zemin konuşmasının ortası-
na geldiğinde Şankun salonu terketti.
Törenin sonunda Yang Zemin ko-
nuklarla bırlikte Mao'nun anıt mezan-
nı ziyaret etti. Töreni izieyenler arasın-
da bulunan 73 yaşındaki ünlü Çinli bi-
lım adaını Çu Liangying kutlamalara
ilişkin şu yorumu yapıyor:"Ruslar Sta-
lin'in doğum yıldönümlerini kutlamıyor.
Eminim ki Çinliler de Mao'nun 150. do-
ğum yıldönümünü kutlamayacak."
Patrick E. Tvler
Kaduılarpolitikayasoyunmuyor
• Kadınlann politika sahnesinde son
yıllarda elde ettiği bireysel kazanımlara
karşın, politika yine de erkeklerin
egemenliğinde.
K adınlann politika
alanında gösterdiği bi-
reysel bazı başanlara
karşın, parlamentolara, meclıs-
lere girebilen kadınlann sayısı
genel olarak oldukça düşük.
Son yapılan araştırmalar,
Avrupa parlamentolanndaki
kadın sayısının 1970'lenn orta-
lanndan beri hiç artmadığını,
hatta düştüğünü gösteriyor.
Avrupa Parlamentosu'nda bile,
erkek egemenliği hüküm sürü-
yor.
Üstelik Avrupa Parlamento-
su, kendisine üye pek çok ülke-
nin meclisleriyle karşılaştınldı-
ğında cınsiyet açısından çok
daha dengelı bir konumda sayı-
Iabilir.Komisyon'un uzmanlar
ekibinin koorÖinatörü Sabine
de Bethua, "Erkekler dünyası-
nda yaşıyonız, sisternin değisc-
Avrupa parlamentolarında kadın temsilci oranı (%!
bilmesi için çok daha
fazla sayıda kadına
gereksinim var" di-
yor. Avrupa politi-
kasında kadınlann
yeri konusunda uz-
manlaşan Prof. Joni
Lovendeski'ye göre,
kadınlann ağırhkta
olduğu parlamento-
lann gündemleri çok
daha farklı: Savunma ve dış po-
litikaya daha az önem verilır-
ken, sağlık. eğitim ve toplumsal
konular ön plana çıkıyor.
Peki parlamentolara giren
kadın sayısı niye azaldı? Loven-
deski'ye göre, "Erkeklerin vaz-
gecmeye en az hevesli oiduğu
şey, polirik iktidar. Aslında orta-
da fasit bir daire var. Parlamen-
tolar erkeklerle dolup taştıkça,
erkeklerin politikacı olabileceği
Finlandıya
Isvec
Norvec
Danimarka
Izlanda
Hollanda
Avusturya
Almanya
Avrupa Parlamentosu
385
381
36.0
330
238
227
219
20.5
19 3
EskiYugoslavya
Ispanya
Isvıcre
Polonya
Luksemburg
Irlanda
Belcıka
ingıltere
Portekız
17.7
160
159
135
133
120
9.4
9.2
87
Bulgaristan
Italya
Macarıstan
Fransa
Yunanistan
Arnavutluk
Romanya
Malta
Türkiye
8.5
8.1
73
6.0
4.7
3.6
36
2.9
1.7
zihniyeti kendini yeniden üreti-
yor.""
Strasbourg kadın haklan ko-
mitesınin başkanı Chiristine
Craivley'e göre, baa seçim sis-
temleri. kadınlan daha fazla
dıkkate alıyor. Eşitlik ükesinin
köklü bir geleneğe sahip olduğu
ülkelerde. oranlar biraz daha
dengeli: Avrupa'da kadınlara
ilk kez oy hakkı tanıyan (1907)
Finlandiya'da parlamcntodaki
kadın ve erkek sayısı neredeyse
birbirine eşit.
İskandinav ülkelerindeki dc-
neyimlerin gösterdiği gibi, ko-
talar. kampanyalar benzeri et-
kin politikalar oldukça işe ya-
nyor. Norveç İşçi Partisi, "Ko-
tadayım ve mutluvum" sloga-
nıyla parlamcntoda yüzde 36
oranında temsij cdilme başan-
sını gösterdi. İtalya'da aday-
lann üçtc birinin kadın olması
zorunlu. Belçika'da, bir parti-
nin yüzde 75'inin aynı cinsiyet-
ten kişilerden oluşması yasak.
İngiltere İşçi Partisi, kendi
bünyesinden yükselen itiraz
seslerine karşın. kota uygulu-
yor. En köktenci yöntem de.
son seçimlerde sürpriz başan
gösteren Rusya Kadınlan par-
tisinin yaptığı gibi, kadınlara
özel bir lıste oluşturmak.
İngiltere dışında Avrupa Bir-
liği'nin tüm üyelerinin imza
koyduğu Atina Bildirgesi, ka-
dınlann karar mekanizmasında
yeterince temsil edilememesini
toplum için büyük bir kayıp
olarak niteliyor ve iktidarda
dengeli bir dağıhm talebinde
bulunuyor.
Ancak atılması gereken daha
pek çok adım var. Özellik.le de
450 milletvekilinden yalnızca
8'i kadın olan ülkemiz Tür-
kiye'de, kadınlan politikaya
kalmak için çok daha fazla ça-
ba göstermek gerekliliği kendi-
ni açıkça ortaya koy uyor.
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
AHKnin bnecesL.Bebek'teki caminin avlusunda Abidin musallada, Boz
Mehmet ve arkadaşları ayakta dikiliyorlar. Abidin anlat-
masa kim nereden bilecek Boz Mehmefle siyaset arka-
daşı olduklarını.. Bunun içinde sürgün de var. Abidin,
tutuklanıp Sansaryan Han'a götürüldüğünü, orada polis
şefi Parmaksız Hamdl'nm sorguladığını, sonra Haydar-
paşa'dan sürgune gönderildığini (şair Oktay Rİfat'ın
oğlu Samim Rifat a) şöyle anlatır:
"Sansaryan müthiş bir han... Belki birgün filmi yapılır.
Parmaksız Hamdi (siyasi polis şefi) kısaca boylu, çok
zayıf, çok sinirli birisi... Beni epeyce ayakta tuttuktan
sonra dedi ki:
- Seni şeye gönderiyorum biliyor musun, Mecitözü'
ne..
- Neresi orası, dedim.
- Gittiğinde görürsün, dedi.
Gerçekten de gittiğimde gördüm.
İki jandarma eşliğinde, Boz Mehmefle ikimiz kelep-
çeli olarak Haydarpaşa Garı 'nı boyladık. Nâzım'/n şiirle-
rinde Haydarpaşa Garı olarak anlattığı hikâyeyi canlı
olarak yaşadık. Aynı trende Nadya Hüseyin vardı, Artf
(Dino) vardı, epeyce güzel bir kalabalık vardı. Bir dergi
çıkaracak kadar bir kadro... Birdenbire kendimi bir gece
fırtınasından sonra bir handa buldum. Çeyrekli Istas-
yonu'ydu.
Mecitözü'ne gelmiştik. Gün geçtikten sonra alıştım.
Resim çiziyor, yazı yazıyor, bir piyesin taslağını yapı-
yordum. (Sonradanyasaklanacakolan Kel' adlı oyun)...
Arif (Dino) Kayseri'ye göndehlmişti. Bir süre sonra ben
de oraya gittim. Daha sonra Adana ya gittik."
Ne olsa sıcak iklim, Adana'da rahat ediyorlar.
Adana da Türk Sözü gazetesinde iş buluyor. Bir taşra
gazetesi ama ne olsa gazetecilik, bir süre oyalanıyor.
Hilmi Artun da o gazetede çalışıyor. "İşini öyle ciddiye
alırdı ki, savaş içinde Londra, Paris, Berlin, Moskova
radyolannın son haberterini almadan sayfaları bağla-
mazdı" diyor.
Babıâli'dekı yıllarını tatlı tatlı anlatır:
' Babıâli 'deki ilk yıllarımda Nâzım 'ın kitaplarına resim
yaptım. Nâzım müthiş, hoş bir arkadaştı. Işleri oyun oy-
nar gibi yapardık. Oyun derken sanatsal anlamda söylü-
yorum."
D Grubu'nun ilk sergisinde bir resim satmış. O yıllarda
resim satmak bir sorun... Resim armağan edilir ama sa-
tılmaz. Arif Dino duyuyor, çok kızıyor: "Bu senin
yaptığın orospuluk" diyor, "Resim armağan edilir, satıl-
maz."
Rahmetli Hürrem Arman, Köy Enstitüleri nde önemli
bir yöneticiydi. Biz şair, yazar, çizer takımını hatta sonla-
rı köye çağırırdı; yer, içer hatta gece yatısına bile kalır-
dık. Bu gidiş gelişlerimizde her işin başında bir "imece"
sözcüğü geçerdi. Ne olduğunu bilmezdik. Meğer bu,
Abidin Dino'nun bir bulgusu imiş... Dilimize iyice giren,
yerleşen bir söz oldu. Dergide, yazmada, kazmada,
"imece" vardı. Yıllar sonrası şöyle anlatır:
"... Zaten vardı o sözcük de, ben bulmuştum. Balıke-
sir'de dolaştığım sıralarda, bütün sürgün hikâyelerin-
den once, imece lafınarastladım.Birköydekonuşu-
yorlardı. İmece nedir? Hep beraber yapılmış iş... Çok
sevdım o sozcüğü... İmece sözünü tutturdum. Sabahat-
tln'e (Eyuboğlu) aktardım. Sabahattin, Köy Enstitüleri'-
ne aktardı. Böyle dolaştı, gelişti imece hareketleri,
imece kitapları falan oldu. Geleneksel bir içten gelme,
bir birlikte çalışma isteği... Bence çok önemli imece... En
gelişmiş toplumlarda bile elden kaçırmamak gerek o
kavramı.... Belki geleceğin bile biranahtarı olabilir."
Köy Enstitüleri kapatıldıktan, hatta düşman sayıldık-
tan sonra bile bu "imece"yaşadı. Köy Enstitüleri'ni biti-
ren, bağlı olan öğretmenler imeceler kurdular, çevre-
sinde toplandılar. Son zamanlarda bu adla bir dergi bile
çıkarıldı. Şimdi kitaplar yayımlanıyor. Yaşıyor Abidin'in
imecesi...
BULMACA
1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA:
1/ Ameliyatlarda kullanı-
lan her türlü araç ve gere-
ci mikropsuzlaştırmak
için kullanılan basınçlı
buhar kazanı. 2/ Ses,
ahenk, nağme... ABD'de.
boşanmanın kolay olu-
şuyla ünlü kent. 3/ Türk
müziğinde bir makam. 4/ 6
Avı çok olan yer... Gü-
müşün simgesi. 5/ Arjan-
tin'in plaka işareti...
Kalabalık. 6/ Verme,
ödeme... İki borunun bir-
birine birleştiği yer... Kenar süsü.
7/ Önce İsveçte uygulanan, daha
sonra diğer ülkelere de yayılan ve
yurttaşlann idareden olan şikayet-
lerini incelemeye ve sonuçlandır-
maya yetkili olan kişi. 8/ Uzerine
yapı yapılmak için aynlmış yer...
Türk müziğinde "usuJ" anlamında
kullanılan sözcük. 9/ Valide...
Pantolon ya da etek uzerine giyilen
düz kadın giysisi.
YLKARIDÂN AŞAĞIYA:
1/ Kuzey Amerika'daki beş büyük gölün en küçüğü. 2/ Bir cet-
vel türü... Tramvay sürücüsü. 3/ Yumurta biçiminde olan...
Teraziyi denklemek için hafıf gelen kefeye konulan ağırlık. 4/
Türk müziğinde. bir doğaçlamanın ya da bir yapıtın sona erme-
si... Akıl. 5/ Bir renk... İlgeç. 6/ En. genişlik... Dingil. 7/ Gü-
nah... Eski Mısır'da erkeklik ve üreme tannsı. 8/ Atom bomba-
sının alıldığı ikinci yer olan Japon kenti. 9/ İşlenmemış ve
ekilmemiş toprak... Yıkarulan yer.
İLAN
T.C.
BAKIRKÖY 6. ŞULH HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
1993-772
İstanbul. Bakırköy, Yeşilbağ, Sancaktepe, cilt: 10/4. sayfa: 77,
kütük: 7"de nüfusa kayıtlı rnahçur Mehmet Hayatioğlu'nun hacrini,
kendisine İstanbul, Bakırköy, Yeşilbağ, Sancaktepe, cilt: 053/2, say-
fa: 17. kütük: IS8'de nüfusa kayıtlı Misli Hayatioğlu'nun vasi olarak
Uvininc karar verilmiş olup teblığ olunur.
Basm: 13488
İLAN
T.C.
RİZE SULH HUKUK MAHKEMESİ
EsasNo: 1993/722
Davacı Emriye Akardere ve arkadaşt vekiü tarafından. davalı
Rahıme Danabaş aleyhıne açılan taksim davasının yapılan açık yar-
gılaması sırasında venlen ara karan gereğjnce:
Rize merkez Mermerdelen Mahallesi'nde pafta 42. ada 240, parsel
4 sayılı taşınmazın davacılar tarafından taksirainin istendiği ve davalı
Rahime Danabaş'a Rize PTTsi ile dava dilekçesi tebliğ edilemediği
ve adresınin de bilinmediği anlaşıldığından. duruşma giınü olan 26.1.
1994 günü saat 9.40'ta mahkememiz salonunda hazır bulunması veya
bir vekil marifetiyle kendisini temsil ettirmesi, aksi taktirde yargıla-
manın gıyabında yürütüleceği dava dilekçesi yenne kaim olmak üze-
re ilanen teblığ olunur. 15.12.1993
Basm: 53725