22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24ARALIK1993CUMA HABERLER Teslim Töre yargılandı • İstanbul Haber Servisi - Türkiy e Komünist Emek Partisi (TKEP) Kurucusu ve Genel Sekreteri Teslim Töre ve 15 arkadaşının yargılanmasına dün İstanbul 2 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde devam edildi. TKEP Merkez Komite üyesi olmak ve çeşitli gasp ve soygun eylemlerine katılmakla suçlanan sanıklar, savunmalannda iddialan reddettiler. TKEP davası sanıklanndan Fatma İrer. mahkeme heyetine verdiği dılekçede "Mevcut düzen pervasızlaşmıştır. İnsanlara hiç önem vermemektedir. Başbakan TansuÇiller'in.PKK'ya karşı oluşturulan özel timi tanımlarken böcek yiyen böcekler diye hitap etmesi insanlık suçudur. Hiçbir insanın böcek olmasıru istemiyoruz. Bu yüzden Başbakan'a hakaret davası açacağjm" dedı. Teslim Töre'nin savunma yapmadığı duruşmada avukatlann tahliye istemi reddedildi. 7 yeni belediye kuruldu • ANKARA (C umhuriyet Bürosu)-İçışlen BakanhğYnın çeşıth illerde 7 yeni belediye kurulmasına ilişkın karan, Resmi ' Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Bunagöre. istanbul Gaziosmanpaşa ilçesine bağlı Bolluca Köyü'nde Bolluca: Şırnakın merkez ilçesine bağlı Kumçatı Köyü'nde Kumçatı; Antalya'nın merkez ilçesine bağlı Hacıceliler. Köseler, Ortaköy ve Hatipler köyleri birleşürilerek Karaöz; Ordu'nun Gölköy ilçesine bağlı Damarh Köyü'yleÖzlü Köyü Hacıvat bölümü birleştirilerek Gölkıranı; Kahramanmaraş'ın Çağlayancerit ilçesi merkez bucağına bağlı Abbasiye, Ayırlı. Başpınar ve Bozlar köylerinin birleştilerek metkezi Bozlar Köyü olmak üzere Bozlar; Kahramanmaraş'ın Nurhak ilçesine bağlı Alçıçek, Derbent, Değinnenkaya ve Hançıplaklar köylen birleştirilerek merkezi Darbent Köyü olmak üzere Banş adlan alünda 7 yeni belediye kuruldu. CHP'deprogram kurultayı • ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - CHP. yeni parti programınailişİcin hazırlıklannı tamamladı. CHP"nin bayrağında yer alan ve Atatürk ilkelerini simgeleyen "6 ok"un yeniden yorumlandığı program taslağı önümüzdeki günlerde tartışmaya açılacak. Türkiye ve Ortadogu paneli • Haber Merkezi - Aydınlar Ocağı "Türkiye. Ortadogu ve Su Meselesi" konusunda birpaneldüzenbyor. Yann saat 14.00'de Fırat Kültür Merkezi'nde yapılacak olan toplanüya Aydınlar Ocağı Genel Bşkanı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş başkanlık edecek. Panele konuşmacı olarak İnşaat Yük. Müh. RecaiKutan.DPTEski Müsteşar Vekili, Başbakanlık eski danışmanı Ertan Yülek, Büyükelçi Yaşar Yakış katılacaklar. Bankalara molotof • İstanbul Haber Servisi - Maraş olaylannın 15. yıldönümü nedeniyle Istanbul'da çeşitli banka şubelerine molotofkokteyli atıldı. Yapı Kredi Bankası'nın Merter KerestecilerSitesi ve Göztepe Çemenzar şubelerine, Garanti Bankası Ümraniye şubesi ve İş Bankası Tarlabaşı şubesine atılan molotofkokteylleri maddi hasara yol açtı. Patlamalardan sonra gazeteleri arayan şahıslar olayı TKP-ML'nin gençlik örgütü adına üstlendıler. Bilim adamlan, milletvekillerine parlamentoda brifing verdi: Türkiyelikimliği oluşturulsımDP. ŞÛkrÜ Karatepe: Aynmcılık yapan sloganlar temizlenmelidir. "Bir Türk dünyaya bedeldir", "Türk, övün, çalış, güven" ne demek? Bunlar lüzumsuzdur. DP. Hikmet ÖZdentir: PKK sorunu ile Kürt sorunu birbirinden farklı. PKK bir siyasal parti değildir. Pni. MsHliP Kaynak: Artık mesele, Kürt meselesi olarak lanse edilemez. Türkiye'de kraliyet rejimi var. Devlet, her alanda belirleyici. Ben devlete karşıyım; çünkü o benim düşüncelerime, akhma ipotek koyar. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gü- neydoğu sorununun çözümüne yönelik bir platform oluşturulması amacıyla bir grup Doğu ve Güneydoğulu milletveki- linin gırişimiyle başlayan görüşmeler çerçevesinde. bilim adamlan. milletve- killerine brifing verdi. Toplanüya. öğretim üyelerinin yanı- sıra, daha önce yapuan toplantılara çağ- nlmayan çok sayıda DEP milletvekiliy- le bölge dışından milletvekillerinın de katılması dikkat ççkti. Doğulu vc Güneydoğulu milletvekıl- leri daha önce. art arda yaptıklan top- lanular sonunda bir deklarasyon ya- yımlamışlar ve liderlerle görüşmüşlerdi. Bölge milletvekilleri, daha sonra diğer milletvekillerini de katkı yapmaya ça- ğırmışlardı. Toplantıda bazı akademis- yenler. milletvekillerine Kürt sorunun çözümü konusunda görüşlennı anlattı. kraliyet rejimi' Prof. Dr. Mahir Kaynak. sözlerine başlarken Türkiye'deki rejımin bugün- kü haliyle "bir kraliyet rejimi olduğunu" söyledi. Prof. Dr. Kaynak. Kürt sorunu konusun da da. "Artık mesele, Kürt me- selesi olarak lanse edilemez" görüşünü dile getirdi. Devleün her alanda. "belir- leyici'" olduğuna dikkat çeken Kaynak. •'Ben devlete karşıyım, çünkü o benim düşüncelerime, aklıma ipotek koyar" di ye konuştu. Prof. Dr. Doğu Ergil. herkesin kimli- ğini acıkça ifade etmesi gerektiğini belir- terek "Ancak kan bağı üzerine kimlik inşa etmek yanlıştır" dedi. "Türk ya da Kürt" değıl! bir "Türkiyeli kimhği" ol- ması gerektiğini vurgulayan Ergil. Gü- 'neydoğu'daki olaylan da halkın "pro- testo hareketi" diye niteledi. Sorunun çözümü içın. "Türk-Kürt milKyetçiliği'" yapılmamasıru isteyen Ergil, Doğulu milletvekillerine, "Bu işin silahla çözüle- meyeceğini siz azgın Kürtlerinize anlatın. Biz Türkler de kendi şovenisticrimize an- latmak için çaba sarfedeceğtz" diye ses- lendı. Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Dr. Şükrü Karatepe de Kürt sorunun çözü- mü için "anayasada, yasalarda bir te- mizlik vapmanın yelerli olacağını" sa- vundu. Dr. Karatepe. Türkiye'de reji- deldir*. "Türk, övün, çauş, güven" ne demek? Bunlar lüzumsuzdur" dedi. Dr. Hikmet Özdemir. konuşmasında. PKK sorunu ile Kürt sorunun birbirin- den farklı olduğunu vurgulayarak "PKK bir siyasal parti değildir. Parti ol- saydı. silahlı bir örgüt olmazdı, adam öl- dürmezdi" dedi. Toplantının ikinci bölümünde millet- vekilleri söz aldılar. DEP Siirt Milletve- kili Zübeyir Aydar, Güneydoğu'da halkın aynlıkçıbk istemediğini belirte- rek "ı\e muthı Türküm diyene" denilebi- len bir ortamda, "Ne mutlu; Kürdüm" de denilmesi gerektiğini vurguladı. SHP min küflendiğıni belirterek "Vatandaş Grup Başkanvekili Ercan Karakaş da sürekli öne çıkanlan resmi ideolojinin motiflerinden hoşlanmıyor. Bunlar te- mizlenmeti. Ayrımcdık yapan sloganlar temizlenmelidir. "Bir Türk dünvava be- sorunun çözümü için önce demokratik- leşmenin sağlanmasını isteyerek bu gö- revin de siyasi partilere düştüğünü dile getirdi. Genel Yayın Yönetmeni Ersözve Müessese Müdürü Halis 'yasadışı örgüt üyeliği' ile suçlandılar üi' Gündenfe iki tutuklama İstanbul Haber Servisi- İstan- bul DGM Başsavcılığı'nın iz- nıyle Terörle Mücadele Şubesi görevlilerince iki hafta önce ba- sılan Özgür Gündem gazetesi- bul DGM tarafından tutuklan- nin Genel Yayın Yönetmeni dılar. Ersöz ve Halis'in ''yasadt- Gurbetelli Ersöz ve Müessese şı örgüt üyeüği" suçlamasıyla Müdürü Ali Rıza Halis İstan- tutuklandıöı oârenildi. Özgür Gündem gazetesinin merkezinin bulunduğu binanın 10 aralık günü basılması sıra- sında gözaltına alınan 18 gaze- tstanbul DGM J>a>cıhğı'nın istemi üzerine iki hafta önce Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince basılan Özgür Gündem gazetesi çauşanlarından gözaltına alınan Genel Yav ın Yönetmeni Gurbetelli Ersöz »e Müessese Müdürü Ali Rıza Halis tutuklandı. 13 gün- dür gözaltında olan gazeteciler, scrbest bırakılmanın sevincini birbirine sarılarak yaşadılar. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) teci, dün îstanbul DGM Savcı- lığı'na çıkanldı. Savcılığa getiri- len kişilerin fotoğraiîannı çekmek isteyen gazeteciler. sivil polislerce "fotoğraf makineleri kırümakla tehdit edilerek" en- gellendi. Savcılıkta sorgulan yapılan gazetecilerden Genel Yayın Yönetmeni Gurbetelli Ersöz, Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Ferda Çetin. Mües- sese Müdürü Ali Rıza Halis. Haber Merkezi Müdürü Gülten Kışanak ve yaaişlcri çalışanı Hüseyin Solgıın. tutuklanmala- n istemiyle nöbetçi mahkemeye çıkanldılar. Gazetenin 13 gün- dür gözaltında tutulan 13 çah- şaru ise savcıhk tarafından ser- best bırakıldı. Mahkemede ifadeleri alınan- lardan Gurbetelli Ersöz ve Ali Rıza Halis tutuklanırken Çetin, Kışanak ve Solgun mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Askerliğini yapmadığı belirti- len Hüseyin Solgun.askerlik şubesine sevk edildi. Gurbetelli Ersöz ve Ali Rıza Halis'in "yasadtşı örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklandığı öğre- nfldi. Ali Rıza Halis. gazefede yapılan aramada bulunan iki tabancanın kendisine ait oldu- ğu yönünde ifade vermışti. DEP'te huzursuzlukiyicesu yüzüneçıkü Nüfus cüzdanı ve Açık Öğretim öğrenci kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. SAFİYESÜMER ORAL ÇALIŞLAR Olağanüstü 1. kurultayın üzennden 10 gün geçmeden. DEP içindeki ra- hatsızlık iyice su vüzüne çıktı. Dört mil- letvekiünin istifası iddialanyla artan çatlak giderek derinleşiyor. Kemal Burkay'a yakınlığıyla bilinen haftabk 'Azadi'" gazetesi 19-25 Aralık 1993 tarihli sayısında bu rahatsızhğı dile getirdi. 'Azadi' gazetesi manşetten ver- diği haberine "DEP'te Sancılı Dönem" başlığını atmış. Yine aynı gazetede 'DEP Kongresûı- den İzlenimler' başlığıyla yazılan yo- rumda. Hatip Dicle'nin konuşması eleş- tiriliyor ve Dıcle'nin bu tutumuvla par- tiyi daraltabileceği uyansı yapılıyor. Yorum. partinin bir bölünmenin eşiğine geldiğine dikkat çekiyor: "DEP'in 1. Olağanüstü Kurultayı, DEP'in gelecegi bakunından kritik bir durumun ortav a ÇH kmasına neden ounuştur. DEP muhtemel bir aynşmaya, bölünmeye ve giderek çoksesli, çok renkli bir kitle partisi gö- rüntüsünden uzakiaşmaya. marjinalles- meye gebe gibi görunüyor." DEP kurultayı sürerken salonda gö- rüştüğümüz birçok delegenın Dicle'nin konuşmasına tepkı gösterdiğini ak- tarmıştık. Bu tepkilenn kurultayın se- çim sonuçlanna yansımayacağı belliydi. Dicle, genel başkanlık yanşını beklendı- ğı gibi rahatlıkla kazandı. Ancak kurul- tayu katılan 450'den fazla delegenin yarısı Dicle'ye oy vermedi. Bu, bir tepki ifadesiydi. Şimdi bu tepkiler, istifalara neden oluyor ve bölünme sinvalleri veri- yor. DEP yönetimine tepki, Burkaycı- larla sınırlı değil. İstifa ettıği öne sürülen milletvekillerinin hiçbiri Burkaycı değil. Onlar, parü yönetimine hakim olan ra- dikal anlayışa karşı eğilimleri temsil edi- vorlar. Bu çevreler, DEP'in Kürt soru- nunda banşçı bir rol oynaması gerekti- ğini belirtiyorlar. Ancak yönetime ha- kim olan dar anlayışın. siyasi çözümc ve banşçı adımlara yardımcı olamayacağı görüşündeler. DEP yönetimindeki sek- ter tutumlann. devlet ıçınde 'şiddet' yanlısı güçlere vardımcı olduğu. 'Şahin- ler'in ekmeğine yağ sürdüğü düşünce- sinde olan muhabfler. eleştirilennı açı- ktan dile getirmeye başladılar. Azadi gazetesinde Cemşit Mert imzalı yazıda Hatip Dicle sert bırdilleeleşürili- yor ve tasfiyecılıkle suçlanıyor. Yazıda "Çoğulculuğa ve dengeli yönetime ta- hammülü olma\an tasfiyeci anlayış. dar bir vönetimin işbaşına geimesine neden olmuştur" deniliyor. DEP yönetimine muhalif çevrelerin. önümüzdeki günlerde parti yönetimine ve parti yönetimindeki 'dar anlayışa 1 karşı birlikte hareket etmek amacıyla bir araya gelecekleri bildiriliyor. Bu arayış, partiden istifa veya yeni bir ku- rultav üzerindevoğunlaşacak. Kürt gruplan, Ocalan'm geçen mart ayında ateşkes ilan etmesiyle ortak bir cephe çabşmasına başlamışlardı. Ara- Ianndageçmişteciddi kavga vecatışma- lar bulunan Kürt örgütleri PKK'nın ateşkes tavnnı onayladıklannı açı- klamışlar ve birlikte hareket amacıyla çalışmalara başlamışlardı Bingöl'de 33 askerin öldürülmesi bu sürecin tersine dönüşünün ilk sinyaliv- di. Burkay ve çevresi. Bingöl eylemıni eieştirdiler. Bunu Almanya'daki PKK eylemleri. Antalya'daki saldınlar izledi. Bu eylemler, diğer Kürt gruplannca onaylanmadı. Rahatsızlıklar adım adım günyüzüne çıktı. Kemal Burkay ve arkadaşlan. DEP'in kuruluşunda bu partıyi olumlu bulduklannı açıklamı- şlar ve desteklemişlerdi. Ancak son ku- rultayda yönetime ginneyi reddettiler ve Azadi yazan eski DEP Genel Sekre- teri fbrahim Aksoy'u desteklediler. Ateşkesle Kürtler içinde başlayan bir- lik adımlan. son kurultayla neredeyse başladığı yere geri döndü. Birlik isteği yerini aynşma sürecine bırakıyor. DEP'in önümüzdeki dönem işi daha zor olacak. Bir yanda kapatma tehdidi, bir yanda aynşma ve en önemlisi Gü- neydoğu'da halkı mecalsiz düşüren sa- \ aş. Yaklaşan yerel seçimJer de gerginli- ği artıran bir başka etken. Bunca kar- maşık \e zor bir ortam içinde politika yapmak, hem de içinde ağırlaşan sorun- larla uğraşmak altından kolay kalkıla- cak bir iş değil. Demirel Alman gazeteci Waldberg'e af İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bölücü terör ÖKgütü PKK ile ışbirliği yaptığı gerekçesiyle 3 yıl 9 ay hapis ce- zasına çarptınlan ve Buca Cezaevf nde yatmakta olan Alman gazeteci Stefan \Valdberg'i affetti. Bunun üzerine VV'aldberg. dün serbest bırakıldı. Cumhurbaşkanı, bir hükümlüyü, sağlık nedenleriyle affedebiliyor. Al- man gazetecinin de "kronik psikoz" raporu bulunuyordu. Buna karşılık, Demirel'in. af karannda, bugün Isa'- nın doğumgünü olmasının da rolü bulunduğu sanılıyor. Buca'dan sahverilen Waldberg. "Benim için çok güzel bir VV'einachten (Almanlann. peygamberin doğum yıl- dönümlerindeki kutlamalara verdiği ad) armağanı oldu. Alrnanya'ya. aile- me gidiyorum" dedi ve İzmir'den aynl- dı. Kuzey Irak'tan. geçen yıl 23 ekim- de, Habur smır kapısını gecerek Tür- kiye'ye ginnek isterken üzerinde bulu- nan bazı doküman nedeniyle gözlem altına alınan Waldbcrg. Diyarbakır DGM'de yapılan yargılama sonunda, TCK'nın 169. maddesi gereğince (çe- tecilere yardım etme suçu) 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptınlmıştı. Buca'ya gönderilen Waldberg'ın cezası. Yargı- tay'ca bu yıl nisan ayında onaylanmış- ü. YValdberg, Buca C c/acn i'ndeıı ayrıklı. Siyasi mahkûmlann ayn cezaevlerine alınmasına tepki Buca ve Aydın'da süresiz açlık grevi Haber Merkezi - Çanakkale ve Bay- rarrlpaşa E tipi cezaevlerinde toplam 14 tutuklu ve hükümlünün başlattığı açlık grevi 16. gününe gırerken. Adalet Ba- kanlığının "siyasi tutuklu ve hükümlüle- rin bakanhkça belirlenen cezaevlerinde toplanmalarına" ilişkin karannı protes- to eden Buca ile Aydın cezaevlerindekı toplam 66 Dev-Sol davası tutuklusu sü- resiz açlık grevine başladı. Erzurum E Tipi Cezaevi'ndeki dokuz tutuklu ise geçen hafta başlattıklan açlık grevine son verdi. Adalet Bakanbğı'nca 9 Eylül 1993 ta- rihinde yayımlanan genelgeye göre İs- tanbul DGM'nin görev alamna giren bölgelerde siyasi olaylar nedeniyle tu- tuklananlann. önce bulunduklan yer- lerde gözaltına ahnacaklan. daha sonra bakanbk tarafından belirlenen cezaev- lerine sevklerinin yapılacağı belirtildi. Adalet Bakanbğı'nın genelgesine göre İstanbul DGM'nin görev alamna giren bölgelerde siyasi olaylara kanşan zanlı- lann konulacaklan cezaevleriyle ilgili açıklama şöyle: "Tekirdağ, Edirne ve KırkJareji il ve il- çelerinde rufuklananlar Bursa Özel Tip Cezaevi'ne: İstanbul, Bilecik. Bursa. Ba- lıkesir il ve üçelerinde tutuklananlar Bur- sa Özel Tip Cezaevi'ne; Kocaeli ve Sa- karva il ve ilçeterinde tutuklananlar Gebze Özel Tip Cezaevi'ne; Çanakkale ve ilçeierinde tutuklananlar Çanakkale E Tipi Cezaevi'ne; Istanbul'da tutuklanan- lar ise erkek ve kadın tutuklular önce İs- tanbul Özel Tip Cezaevi'ne, daha sonra erkek tutuklular Bursa Özel Tip Ce- zaevi'ne, kadın ruruklular ise Sakarya E Tîpi Cezaevi'ne se*k edilecekJer." Izmir muhabırimiz Necati Aygın'ın bildirdiğine göre Buca ve Aydın cezaev- lerindeki müvekkilleriyle görüşen İzmir Barosu avukatlanndan Mehmet Yatar. Adalet Bakanbğı'nca cumhuriyet savcı- bklanna gönderilen 9 Eylül 1993 tarihli genelgenin siyasi tutuklular arasında tepkiyle karşılandığını ve Buca ile Ay- dın cezaevlerinde Dev-Sol davalanndan tutuklu bulunan 66 kişinin. bu genelge- nin uygulamadan kaldınlması için süre- siz açlık grevine başladıklannı söyledi. Bayrampaşa Cezaevi'nde de dört si- yasi tutuklu, cezaevlerindeki anti- demokratik uygulamalan, idamlann yeniden gündeme getirilmesini ve Te- rörle Mücadele Yasasfru protesto et- mek amacıyla başlattıklan açlık grevini sürdürüyor. BIRBAKIMA SERVER TANtLLİ 30 Yıl Sonra Nâzım Hikmet Önce belleklerinizi tazelemeliyim... Hatırlayacaksınız: Geçen mayıs ayında, Strasbourg insan Bilimleri Üniversitesindeki Türk Etüdleri Enstitü- sü, Nâzım Hikmefin şiiri üstüne uluslararası bir kollok düzenlemişti. Türkiye içinden ve dışından konuşmacıla- rın çağrıldığı bu bilimsel toplantı hakkında, başlarken ve bir de bitiminde iki yazı yazmış, okuyucularımı bilgilen- dirmiştim. İşte bir haber daha o konuyla ilgili! Bir karar almıştık o sıralarda: Bu önemli toplantıya su- nulan tebliğleri yayımlayacaktık Türkçe'de ve Fran- sızca'da. O ürünlerin Türkiyeli okuyucuya sunulması yolundaki çalışma, doğrudan doğruya benim sorumlu- luğum altında sürüyor; pek yakında kitaplaşacak bu. Tebliğlerin Fransızca'da yayımlanması işi ise, şu anda gerçekleşmiş durumda: Ülkemizin sanat ve edebiyat kültürünün uygar dünyaya açılmış pencerelerinden biri olan Paris'tekı ANKA dergisi, son çıkan sayısını bu ko- nuya ayırmış ve elimin altında bütün güzelliği ve olgun- luğuyla. Nasıl tatmam okuyucularıma bu haberi vermenin mut- luluğunu? "30 Yıl Sonra Nâzım Hikmet": Sayının adı bu! Okuyu- culara hatırlatmak gereksiz olacak belki: Geçen yıl, Nâ2im Hikmet'in doğumunun 90. yılıydı; şu bitirmekte olduğumuz yıl ise, ölümünün 30. yılı. Şiir, edebiyatın zamana en duyarlı alanıdır; akıp giden yıllar önce şiiri eskitir, ya da güzelliğine güzellik katar. Değiştiremezsıniz bu gerçeği ne yapsanız. Ham ervahı kızdırma pahasına da olsa, alınız en yakın bir örneği: Okul programlarında bugün de baştacı edilen Yahya Kemal'in, insan yüzüne çıkarılabilecek on şiiri ya kal- mıştır, ya kalmamıştır. Ölümünün üzerinden de sadece 35 yıl geçmiş durum- da! Ya aramızdan ayrılışı otuzunu doldurmuş Nâzım Hik- met'in şiirinden kalan? Yukarıda sözünü ettiğim sayıya, 30 Yıl Sonra Nâzım Hikmet'i Yeniden Okumak adıyla yazdığı -usta işi- birta- nıtma yazısında, ünlü Türkolog Paul Dumont bakınız ne diyor: "Pek önemli bir sorudan sıynlıp kaçmanın olana- ğı yok. Baştan başa komünizmin mührünü taşıyanNâzım Hikmet'in eseri, dünyanın hemen hemen her yerinde Marksist-Leninist ideolojiye karşı indirilen darbelere nasıl oldu da direnebildi? Demir perdenin ötesindeki re- jimlerin çoğuyla bir arada, devrimci ütopyanın da yıkılıp gittiğini goren bir yüzyılın sonunda. ne kalmıştır bu eser- den? Nâzım Hikmet'in kimi metinleri alabildiğine eskidi elbette. Vaktiyle militanları duygulandınp sarsan banşçı ve antiemperyalist sloganlar, istenen etkiyi yapmıyor artık; zafer kazanmış proletaryaya düzulmüş kasideler bayatlamış durumda; burjuva düzenine karşı başkaldı- ran insan kisvesine bürünmüş Ferhat, halk geleneğinde Şirin'in aşkı uğruna dağları delen adam, alabildiğine gülünçhalde. Ne varkiNâzım 'ın, biröğretiyekö'rükörüne bağlı bir kimse olarak modası geçmiş de olsa, şair olarak Nâzım, kaidesinin üstüne iyiden iyiye oturmuş görunüyor. Dizelerinden yayılan derin gerçekten ve Türk dilini istediği gibi kullanmaktaki ustalığından ileri geliyorbu kuşkusuz. Çoğukez unutulurhep: Nâzım, kimi başka yazarların yanı sıra, bugünkü Türk edebiyat dilinin yaratıcılanndan biri oldu. Ve sonra, gerçeğin hakkını vermek zorundayız: Nâzım ın karşı çıktığı ada- letsizlikler, insanın onuruna yapılan saldınlar, barbarlık eylemleri, bugün de sürüyor; daha güzel bir dünyaya özlemin insanlann yüreklerinde sürmesi gibi. Nâzım 'ın mesajı, biçiminde eskidi belki; ama özünde. eskisinden de güncel." işte Paul Dumont'un söyledikleri! Nasıl katılmazsınız dediklerine? Nâzım Hikmet'in 30. ölüm yılı vesilesiyle düzenlenmiş olan Strasbourg Kollokunun bu kez yayımlanmış olan tebliğleri, Fransız okuyucusuna, büyük şairi daha da ya- kından tanıma fırsatını verecek kuşkusuz; sadece bu da değil, böyle bir sanatçıyı yetiştiren bir ülkenin onurunu dayükseltecek elbette. Nâzım Hikmet, kendi yurdunu tek başına temsil etmeyi sürdürüyor: ama yurdu. daha doğrusu o yurda sahiplik iddiasındaki rejimler, en doğal yurttaşlık hakkını bile yıllarca esirgediler ondan ve bu- gün de sürdürüyorlar bunu. Kim, ne zaman silecek alnımızdan bu lekeyi? ANKA'nın bu sayısının bir özelliği de, Asım Bezirci - nin anısına sunulmuş olması; bu sunuş. onun kişıliğin- de, bir haziran günü Sıvas'ta bağnazlığın ve hoşgörü- süzlüğün ateşe verdiği 33 canın da anısınadır elbette. Ya bu barbarlığın sürdüğü utancı kim temizleyecek yüzlerimizden? Partinin yanıtı bekleniyor 4 DEP'linin kaderi istifa tarihine bağlı •TBMM Başkanlığı. önceki gün DEP'e yazı yazarak Muzaffer Demir, Mahmut Alınak, Mahmut Uyanık ve Mehmet Emin Sever'in partiye üye olup olmadığını sordu. Milletvekilleri. partiye kapatılma davası açılmadan bir hafta önce istifalannı parti yönetimine ilettiklerini belirttiler. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DEP'ten 4 mılletvekib- nın istifasıyla ilgili karmaşa sürüyor. Partinin kuruculann- dan Muş ve Şırnak milletvekil- leri Muzaffer Demir ile Mah- mut Alınak. istifalannı. parti hakkında kapatılma davası açılmadan önce DEP yöneti- mine ilettiklerini belirtirken Muş milletvekilleri Mehmet Emin Sever ile Mahmut Lya- nık, DEP'e hiç üye olmadıkla- nnı bildirdiler. Sorunun açıklı- ğa kavuşması için TBMM Başkanlığı devreye girerek DEP'ten bu milletvekillerinin durumunu sordu. Dört DEP milletvekilinin partiden istifalan konusunun gündeme gelişi, Anayasa Mahkemesi'nde DEP hakkın- da açılan kapatma davası ne- deniyle. milletvekilbklerinin düşmemesi için alınan bir ön- lem olarak değerlendiriliyor. DEP'in kuruculan arasında yer alan Mahmut Abnak ve Muzaffer Demir'in partiden is- tifalannı kapatma davası açıl- madan önce verdiklerini. Mahmut Uyanık ile Mehmet Emin Sever'in ise partiye hiç üye olmadıklannı bildirmeleri- ne karşın TBMM'deki kayıt- lar buna uymuyor. TBMM Başkanbğı'nda. DEP üyesi milletvekillerinin durumlannı belirten yalnızca bir yazı yer alıyor. DEP eski Genel Sekre- teri İbrahim Aksoy'un 13 Tem- muz 1993 tanhınde TBMM Başkanlığı "na gönderdiği yazı- da, bu milletvekilleri. parti üyesi olarak gösteriliyor. Yeni- si hazırlanan TBMM albümü de bu kayıtlara göre düzenleni- yordu. DEP'lı dört milletvekili, son gelişmelerle ilgili olarak TBMM Başkanlığı nezdinde de temasa geçti. Abnak. De- mir. Uyanık ve Sever önceki gün TBMM Kanunlar ve Ka- rarlar Müdürlüğü yetkibleriyle görüştü. Dört milletvekilinin. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'la da temas kurduğu bildirildı. DEFİn TBMM Başkan- lığı'na vereceği yanıtın, bu mil- letvekillerinin açıklamalannı doğrular nitebkte olması duru- munda. Anayasa Mahkemesi DEP'i kapatsa bile, milletve- killikleri düşmeyebilecek. Bu milletvekillerinin DEP'ten da- va açıbnadan önce istifa ettik- lerini ya da partiye hiç üye olmadıklanru karutlayama- malan durumunda ise, DEP kapatıldığında milletvekillikle- ri düşecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear