22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16 ARALIK1993 PERŞEMBE 14 HABERLEREV DEVAMI Türk askeri• Baştarafi l.Sayfada Türkiye'nin Somalı'dekı bırlıgi- nin Dışişleri Bakanlığı ve Genel- kurmay'ın da tavsıyelen doğrul- tusunda, şubat ayında çekmesi yönünde görüş birliği oluştu. So- mali'de ıç çatışmalar sonucu baş- layan açlık ve kanşıklıklar üzeri- ne. BM Güvenlik Konseyi'nin karannın ardından Türkiye de bu ulkeye asker göndermeyı ka- bul etmişti. Türk kuvvetleri, bu yıl 16 martta Mogadişu'ya ulaş- mış ve kentin hava ve denız li- manlannın korunmasıyla görev- lendırilmışti. Somali'den asker çekilmesi. Aidid ve ABD kuvvetleri arasın- daki çatışmalann şiddetlendiği ekim ayında da Türkiye'de ka- muoyunun gündemine gelmişti. ABD'li komutanlann, BM Banş Gücü Komutanı Korgeneral Çe- vik Bir'den emır almayacaklan yönünde basında çıkan haberler. Türkiye'nin tepkisını çekmişti. Muhalefet partilerinin. "SoraalT- BÛI Vietnam'a döndüğü" ve ABD'nin mart ayında çekilip işi Türkiye'ye devredeceğı yolunda- ki eleştırileri de hükümeti zor durumda bırakmıştı. Hükümet çevrelen. o dönemde yaptıklan açıklamalarda. Çevik Bir'ın gö- rev süresınin şubat ayında dola- cağına dikkat çekmişlerdi. Edinılen bılgıye göre. hükü- mette Somali'den Türk askerleri- çekilmesi doğrultusundanın görüş oluşmasında. Somali'deki durumun iyileşmiş olması ve kalı- cı çözüm bulunması olasılığının artmış olması etkin oldu. Değer- lendirmede şu unsurlar göz önü- ne alındı: 1- Mogadişu'nun güneyinde General Aıdid'in liderliğinı yapü- ğı fraksiyonun kontrolünde bu- lunan güney Mogadişu bölgeleri dışında, olaylar duruldu. İnsani yardımlar artık yerlerine ulaşabı- îiyor. Açlık sorunu kalmadı. 2- Somalililer yavaş yavaş nor- mal günlük hayatlanna dönü- yorlar. Halk, geçen sonbaharda tarlalannı ekmeye başladı. Bır yıl önce hiçbır malın bulunmadığı ülkede. dukkânlar açılmaya baş- landı. Ticari hayatta başlayan canlanma sonucu mal akışı hız- landı. Sağlık hizmetlen verilmeye başladı. 3- General Aidid, Adis Ababa'daki konferansa katıla- rak, "asf olarak değil, siyasi güç- lerden biri olarak yelpazedeki yerini alıyor ve görüşmelere katı- lıyor. Aidid, arak "araıulan" bir ası değil. siyasi bir lider olarak ül- kede dplaşabiliyor. 4- Ülke çapında karar verme ve temsil organlan olarak "halk şûralan" oluşturuldu ve çalışma- ya başladı. Ülke içinde kamu güvenüğini sağlayacak emniyet kuvvetlerinın çekirdekleri oluştu ve görev yapmaya başladı. Geçen aylarda. adi vakalarda önemli düşüşler oldu. Birleşmiş Mıllet- ler'in oluşturduğu UNOSOM birliklerinin kurduğu asayişi te- min ve insani yardımlan ulaştır- ma görevini bu unsurlar üstlene- bilecek duruma getirilıyor. 5- Bu gelişmeler sonucu, ABD başta olmak üzere, asker gönde- ren ülkelerin çoğunluğu mart ayı- na kadar Somali'den çekilecekle- rini açıkladılar. Bu ülkelerçekilir- ken Türkiye"nin kalmaya devam etmesine gerek bulunmamakta- dır. Türkiye'nin Somali'den asker çekme karanna ulaşmasında. General Aidıd'in ABD ile kurdu- ğu ilişki ve ABD'nin mart ayına kadar "nihai çözüm" ıçın baskı yapacağı yolundaki mesajlar da etkili oldu. Somali'de çözümün olabilmesınin önündeki tek "po- tanstyeT' engelin. oluşturulmuş olan halk şûralan olduğu belirti- liyor. Aidid. kendisi için "vur erari" varken oluşturulan bu şû- ralann dağıtılarak kendi fraksi- yonunun da katılımıyla yeniden oluşturulmasını talep'ediyor. An- cak. Aıdid'in, Adis Abâba'daki konferansa bile bir ABD uçağı ile gitmiş olması, ABD-Aidıd ilişki- lerinde. "çözüınü zoriama kartı- nm" Washıngton'un elınde oldu- ğu şeklınde yorumlanıyor. Şimdiye dek Batılı ülkelerin mart ayında çekileceklerini açık- lamalanna dikkat çeken kaynak- lar. Türkiye'nin de çekılmesinden sonra, Paİcıstan, Hindıstan ve ba- zı Afnka ülkelerinin Banş Gücü ıçinde göreve devam edebilecek- lenni bildiriyorlar. OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada muzun arkasındadır. Milli Misak Türkiyesinin sınırla- rını korumakyolunda ulusu- muzun istenci açık seçiktir. Ulkenin çeşitli kesimlerinde askere giden gençler davul zurnayla uğurlanmakta, her yerde sanki bir düğün alayı düzenlenmektedir. Birbirin- den uzak yörelerde vatani hizmet yolundaki kararlılığı gösteren coşkunun yanı sı- ra elbette askerden kaçan- lar ya da askerliği isteme- yenler de olacaktır. Ulusal Kurtuluş Savaşımız'da bile bu yüzden Istiklal Mahke- meleri kurulmadı mı? Basın ve yayın dünyasın- da gazetecilerın ve televiz- yon programlarının bu konuları kurcalamaları ya da tartışmaları doğal görül- meli ve serinkanlılıkla karşı- lanmalıdır. Türkiye büyük bir ülkedir ve demokrasi kurallartna özen göstererek terörün hakkından gelebilecek gü- cü toplumsal yapısında içermektedir. Gereksiz tep- kilerin yarar getirmeyeceği- ni bu köşede hep yinele- mekteyiz. PKK'nın terör örgütü ol- duğunu onaylayarak bu yol- da uygulamalara geçen dış dünyaya karşı içeride de- mokratik dengeyi korumak aklın ve sağduyunun gere- ğidir. Şu ya da bu derneğin, gazetenin, televizyon prog- ramının hoşa gitmeyecek yönleri olabilir. Ters yorum- lar ve fikirler temeldeki ger- çeği değiştiremez. Ülke bütünlüğünün gü- vencesi de ceza yasaları ve maddeleri değil. temeldeki bu gerçektir. • • • Başsız heykelin başına • Baştarafi Arka Sayfada sıma ekleyecektim. Bu makalede. Anadolu arkeolojisini en iyi bilen Prof. Mach- teM J. Mellink. heykelin "Kyzikos-Erdek r> ten geldiğini, "mûze bahçesj rı nde olduğunu belirtiyordu. Makalede aynca, heykelin topraktan yeni çıkmış durumunu gösteren bir fotoğrafa da yer veriliyordu. Ganp birolay... Amerikalı profesör 1976'da müze bahçesin- de gördüğü heykel hakkmda makalesini bir yıl sonra yayımh- yor, buna karşılık hiçbır Türk profesörii ya da müzecisi bu konuda bir yayın yapmıyordu. Hatta hatta heykel 1976'da çık- tığı halde, müze envanterine yedi yıl sonra 1983'te kaydediliyor- du. Bu ilgisizlikler karşısında Edıp Telli'nin adamlanna hak vermemek elden gelmiyor... İlk müzayedejıin ardından üç yıl geçince ve Türk hükümetin- den de ses seda çıkmayınca heykel, bu kez ünlü Sotheby's Mü- zayede Evi'nde yine Nevv York'ta 14 aralık sah günü yeniden açık arttırmaya çıkanldı. Çekirge sıçnyor Katalogda bu kez heykelin yandan çekilmiş bir fotoğrafı ba- sılmıştı. Ancak ne var ki daha önce 125-150 bin dolara pazarlanmak istenen heykelin fıyatı, üç yıl sonra bu kez 30-50 bin dolara (yaklaşık 420-700 mılyon lira) düşmüştü. Çünkü bir kere adı "sıcak maP'a, yani çalınmışa çıkmıştı. • • • Öykü bu kadar dallanıp budaklandıktan sonra, çekirge üçüncüsünde değil; ikinci kez sıçrarken yakalanacaktı. Bu kez Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü, New York'- taki avukatlannı harekete geçirerek müzayede öncesinde satışı durduracaktı. Sah günü New York'ta York Caddesi ile 57. Sokak'ın kesişti- ği köşedeki SothebyYdeki rrüzayedeyi yöneten Rkhard M. Keresey bir süre sonra 34 numarah mermer "kikledik" kandil için "sattım" sözü ile tokmağı indirdi. İzleyenler bu arada ganp bir olay yaşadılar. Çünkü katalogda 35 numara yoktu. Bunun üzerine 36. sıraya geçıldi. 36 nolu eser "başsız bir genç heykeü"- ydi. Bu esere sahip olanlar ellenni kaldırmaya haarlanıyorlardı ki Rıchard M. Keresey "Bu eser müzayededen çekildi" demekle yeündi ve hiçbır şey olmamışçasına 37. maddenın satışına geçti. O anda müştenlerden kımse çıkıp da şu sorulan sormadı: "Bu eser neden ve kim tarafından müzayedeye konmuştu? Şim- di son dakikada neden müzayededen, kim tarafında çekildi? Bu eser üc yıl önce bir başka müzayedede daha yüksek fiyatla sumıl- muştu, şimdi neden yüzde 75 ucuza satılıyor?" Çünkü bu ışın "raconu" böyleydi... Bu gibi işlerdc soru sorul- rnazdı. Sadece bıyık altından gülünür. geçilirdi... Bakalım, bu eser ne zaman geri gelecek? Eğergelirşe yine Er- dek Açıkhava Müzesi'nin bahçesine mi konulacak? Ötekı mü- zclerin bahçelerinde değen bılınnıeyen yağmura, kara vc günc- şin etkisine bırakılan "değersiz! eserler ne zaman 'içeri" alına- cak ya da ne zaman "drçan" kaçınlacak 0 TÜRKİYEDE DUNYADA Meteofnknı Işlen Genel Mûdürlûgö nden alınan bılgıve göre yurdun dogu ke- sımlerı çok buluOu. Do9u Karaderez. Do$u ve Guneydo$u Anaöolu öolgelen yağışlı. otetu yerier az bulutlu geçecek Yağı$lar. Karademz byı anrtda ya^n^ur aûneydoğu Anadolu da karla kareıfc yağmur Ooğu Anadolu da kar şeklınde olacak Hava sıcakı>ğı azalmaya devam edecsk. Oen<zlenmızde ruzgar Bab Karadenız Marmara ve Kuzey Ege de gunbaDsı ve lodos. Ooğu Karadenız. Gûney Ege ve Akdenız de gunbansı ve karaye-den 3-5 kuvvetınde satte 10-21 denız mdı tııziaesecek Van Goiu'nde hava kar yağis!' gececek Adana Alyon Ağn Ankata Antatva Aydın Bursa Çanakkale Dıyarbakır Edıme Erzurum Eskişehir Isanbul tzniır Kars Konya Samsun Trabzon Zonguldak A A K S A A S S K S K S S A K S B Y S 13' 0 ' 0" O ' 12* 1 T 6 ' 9 - 9 ' 7 ' -2' 0" 8 ' ; 0 ' - 3 ' 0" 6" 8° 6 - 6 7 5 -5 5 3 2 3 6 15 5 0 4 14 -6 1 4 G 451 Peterstxırg Amslerdam Amman Almat BaJOal Bonn Brûteel Cenevra Cezayır FranMurt Lekosa Petersbun] Londra Madnd Mılano Moskova Munıh Oslo Pans Pras Rıyad Roma Vıyana Y ! Y i: A 1r Y 2 t Y ( Y £ Y £ Y2C Y t B 14 K C Y 1C B ie Y 1î K -i Y 7 K -t 1 l Y 7 A3C Y 17 Y 1C Yağmurlu ı Buluttu Sısli $ Güneşlı S K a r İ 1 Hizbullah camilerde örgütleniyor • Baştarafi l.Sayfada evi olarak kullandıâ. örgütsel eylem karar- lannın gerek camilerde gerekse hücre evle- rinde alındığı bilinmektedir. - Her iki grupta da cami sonımlusu bu- lunduğu, sorumluluğun genellikle buralar- da ders veren şahıslarda olduğu görülmüş- tür. Her iki grubun örgütlenme çalışma- lannın başlangıcınm 1988 yılına dayandığı ve o tarihlerde faalıyette bulunan Diyar- bakır'daki aynı isimlen taşıyan kitabevleri çevresinde olduğu belirlenmiştır. Bunlardan. 1991 yılında terör örgütü PKK'yı "Hizbuşseytan" olarak niteleyip söz konusu öreüte cihat ilan etmekle silahlı mücadeleyi başlatan tlim Grubu. bu rnüca- deienin başlangıcından itıbaren "Hizbul- labçüar" olarak isımlendirilmiş ve bu isim- le anılmışlardır. Buna göre, örgütlenme çalışmalannın başlangıcından bir iki sene gibi bır süre sonra gruplar arasında strateji farkı ortaya çıkmıştır. İlim Grubu. amaa- na ulaşmak için cihat olarak isimlendirdiği yola başvurmanın gereklıliğini fıili olarak ilan ederken; Menzil Grubu tebliğ ve irşat denilen siyasi çözüm yoluyla amaca ulaş- mayı tercih etmıştir. - Gruplarda gizlılığin esas olduğu. şahı- slann kendi sorumlulanndan başka birso- rumluyu bilmemeleri ve tanımarnalanna özen gösterildiği görülmektedir. Örgütler bu yönleriyle hücre tipi çahşma modelini benimsediklerini ortaya koyarak ilişkilerde kod isimleri ile adlandınhnaktadırlar. 1993 yılı ağustos ayı başlannda İlim Grubu'nun. Menzil Grubu'na mensup bir kişiyi satırla saldırarak yaralaması sonucu. önceleri şid- dete karşı olan Menzil Grubu'nun da saldınlara karşılık vermek suretiyle şiddet yoluna ginnesine sebebiyet vermiştir. İlim Grubu ile Menzil Grubu arasında son bir ay içerisınde çıkan silahlı çatışma- larda ölen 9 kişinin kimlikleri ise şöyle: "Aydın Türmak. Mahmut Kauıt. Sertip Bilek* Burhan Ateş, Abdulkadir Tekin, Şeh- muz Narin, Sedrettin Ay, Recep Erbahadır, Hasan Elhakan." Islami Hareketçi, Refahlı çıktı • Baştarafi l.Sayfada kaydetti. Adnan Dedeş. emnı- yetteki ifadesinde. örgüte gir- meden önce. İslami Hareket Örgütü üyelerinden Ramazan Aytunç ile dıni sohbetler yaptığını. ancak bu dönemde Aytunç"un örgüt üyesı olduğu- nu bilmedığini belirterek "Ta ki İslami Hareket operasyonu ola- na kadar Aytunç'un bu örgütün içerisindc olduğunu bilmiyor- dum, sonra gazetelerden operas- yon olduğunu ve Aytunç'un aranır vaziyette olduğunu öğren- dim" diye konuştu. Dedeş. bu yılın ocak ayında başlayan operasyondan sonra nisan ayına kadar Ramazan Aytunç ile bir ilişkisinin ol- madığını belirttiği ifadesinde, Aytunç'un nisan ayı içerisinde tarihinı tam anımsamadığı bir Ataşe ÇağlarYücel toprağa verildi ANKAFL\ (Cumhuriyet Bürosu) - Bağdatta uğradığı silahlı saldında yaşamını yitiren Bağ- dat Büyükelçiliği İdari Ataşesi Çağlar Yücel'in cenazesi dün Dışişleri Bakanlığı Şehitliği'nde toprağa verildi. Yücel için Dışışlen Bakanlığı önündedüzen- lenen törene Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin. Devlet Bakanı Nuran Tekinel. Anayasa Mah- kemesi Bakanı Yetka Güngör özden. Dışişleri Bakanılğı Müsteşan Özdem Sanberk. Başba- kan eski Yardımcısı Elrdal İnönü ve Yücel'in ai- lesi ile Irak'ın Ankara Büyükelçisı Raffi Mic- wel El Tıkriti katıldı.Çetin, törende yapüğı ko- nuşmada, Çağlar Yücel'in şehit edilmesi konu- sundaki açıklamalar ve gerekçeler ne olursa ol- sun, olayın özünün terorizm olduğunu belirte- rek. "Bu terörist saldırıyı nefretle kınıyoruz. Irak hükümetinden de suçiulan süratle > e en ağır şekilde cezalandırmasını bekliyoruz" dedı. Yücel'in yakın arkadaşı Cnal Kayseri de "Bazı ülkclerde can güvenliğimiz bulunmuyor. Bu ülkelerden can güvenliğimizi sağlamalarını bekliyoruz. Çağların terörün bizden kopardığı son şehit olmasını diliyoruz" diye konuştu. Yücel'in cenazeM Kocatepe Camii'nde kılınan cenaze namazıiıdan sonra Cebeci Asri Mezarlığı'ndaki Dışişlen Bakanlığı Şehitliği'- nde toprağa venldi. 110 sağlık personeline işten çıkarma • Baştarafi 1.Sayfada ünitesi ve ameliyathanenin de aralannda bulunduğu bütün servisleri dolaşan polisler per- sonele kimlik kontrolü yaparak listede isimleri bulunanlan dı- şanya çıkardı. Öğle tatilinde içeride bulunan diğer personel de yemek boykotu yapü. Dev- rimci Sağlık İşçileri Sendikası Başkanı Doğan Halis, yemek- hanede yapüğı konuşmada, hastane yönetiminin çahşanlar üzerinde bir sendikasızlaştırma politikası izlediğini belirterek. "Avrupa standartlannda hasta- ne kurup, astronomik tedavi üc- retleri alan ancak personeline çağ dtşı ücretler >eren yönetimin bu çabası boşa çıkacaktır. Sen- dikasız hiç bir işçinin çalışma- ması gereken bu dönemde bi/ler mücadelemizle, sendikamızı da, toplu sözleşmemizi de, grev hakkunızı da elde edeceğiz." dedi. Bunun üzerine boykotta bu- lunan personel, "Sendika hakkımız, söke söke alınz". Ya- şasın sendika, atılanlar alınsın" şeklinde alkışlı sloganlar attı- lar. Personel daha sonra. atılan arkadaşlanna destek vermek amacıyla hastane dışına çıka- rak arkadaşlarının yanında yer aldılar. SHP Şışli İlçe Başkanı Mu- ammer Keskin'in de aralannda bulunduğu partililer, Tüm Sağ- lık-Sen ve Kamu Çalışanlan Sendikalan Platformu üveleri de atılan personele destek ziya- retinde bulundular. Sendika Başkanı Doğan Halis. İstanbul Valiliği ve Emniyet teşkilatırun hastane yönetımiyle ışbirliğı içinde olduğunu belirterek, •'hakkımızı arayan bizler polis saldırılarına maruz kaldık. has- tane vönetimi ve Cem'i Demi- roğlu, işçilerin yasa, anayasa ve uluslararası sözlesmelere daya- nan haklannı çiğnemiştir. Demiroğlu. Haseki Hastanesi \e İstanbul Lniversitesi kardi- yoloji Bolümü'nden kişisel ilişki ve idari yetkilerini kullanarak çağırdığı memuıiarı hastanede yasadışı bir şekilde çalıştırmak- tadır. Cem'i Demiroğlu'nu, Tür- kiye Cumhuriyeti yasalannın üzerinde bir nüfuz sağladığı için gün evine geldiğini ve İslami Hareket operasyonu ile kendı- sinin maddi sıkıntısı hakkında konuştuklannı kaydetti. Aytunç'un lemmuz ayı orta- lannda Kenan ısminde bir şahı- sla evine yeniden geldiğini bildi- ren Dedeş, sonraki gelişmeleri şöyle anlatü: "Kenan maddi sıkıntımın gi- derilmesi ve içinde bulunduğu- muz davaya hizmet edebilmemiz için bazı işlerin yapılması gerek- tiğini, bu işin de araba teslim işi olduğunu, geniş açıklamayı, bi- zimle tanıştıracağı şahsın anla- tacağını söyledi. Ve tanı- şacağımız kişinin Kadıköy Bü- yük Postahanesi arkasında bu- lunan Telas Cafe'ye geleceğini, birbirimizi tanıy abilmemiz için elimizde bir Cumhuriyet gazete- si götürmemizi söyledi. Ertesi gün saat 11.00'de elimizde Cum- huriyet gazetesi ile beraber git- tik. Tahminen 15 dakika sonra bize bahsedilen şahıs geldi. 'Merhaba ben Erdal' dedi ve araba tescil işlerini nasıl yapa- cağunızı anlattı." Dedeş, kendisini Erdal ola- rak tanıtan kişinin gerçek ismi- nin, yine aynı operasyonda ya- kalanan Zeki Deniz olduğunu, emniyette öğrendiğını kaydetti. Dedeş. bu işlere neden kanşıığını ise "Bu işleri, içinde bulunduğum davava hizmet ol- sun diye, yani laik düzeni yıkıp teokratik düzene dayalı sistemi getirmek için maddi katkıda bu- lunmak için yapıyordum" dedı. Dedeş. İstanbul DGM Savcı- hğı'nda verdiği ifadesinde de emniyette verdiği ifadesinin. "örgütle ilişkiü olduğu" bölüm- leri hariç, lümünü kabul etfğını belirtti. Dedeş, kendisine yöneltilen suçu kabul etmediğini sözlerine ekledi. tebrik etmek isterim. Demokra- siden yana olan tüm kişi >e kuru- luşları day anışmaya çağırıyo- rum. Bu arada yönetim, perso- nele yeni yılda zam yapma ka- ran aldığını bildirerek, bizlerin de iyiniyet sahibi olmay an, işleri sabote eden ve pazaıiesi günü eylem yaparak hasta girişlerini engellediğimiz için işten çıkanldığımızı bildirmiş. Bun- ların hepsi yalan. Zam yapacak yönetim bugüne kadar neden bekledi?"dedı. Öte yandan DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu, has- tane yönetimi tarafından işten çıkanlan personeün durumunu anlatmak için bugün İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu'yla görüşecek. Büyükerşen'in üniversiteye dönüş yolu kapandı ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - DYP Eskişehir Milletvekili fbrahim Yaşar De- delek ve Afyon Milletvekili Ethem Kelek- çi ile ANAP Eskişehir Milletvekili Mus- tafa Balcılar'ın. Danıştay karan uyannca görevden alınan Anadolu Üniversitesi eski Rektörü Yümaz Büyükerşen'i kur- tarma teklifleri TBMM Milli Eğitim Ko- misyonu'nda reddedildi. Tekliflere yalnı- zca DYP'li Kelekçi olumlu oy verdi. Tek- lifler. Başbakan Tansu Çiller ile DYP'li mılletvekiHerini. Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz ile YÖK Başkanı Mehmet Sağlam'ı karşı karşıya getırdı. Milli Eğitim Komisyonu'nun dünkü toplantısında. yasa teklifleri ele alındı. Başbakan Çiller, komişyona gönderdiği hükümet görüşünde. YOK Yasası'na ek- lenen "İki dönemden fazla rektörlük yapı- lamaz" hükmünün. değişikliğın yürür- lüğe girdıği tarihten önce rektör seçiimiş olanların rektörlük süre ve dönemlennı kapsamaması gerckliğını bildırdı. Çiller. bunun. yasalann ileriye dönük olma ilke- sine uygunluk ve hızmctin kcsintisiz dc- vamlılığını sağlamak yönünden yararlı vc zorunlu olduğunu belirtti. Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz da Çiller'in ılettiğj hükümet görüşünü savundu ve yasanın yürürlüğe şrdiği tarihten önce seçilenle- rin rektörlük süre ve dönemlerinin bu hükmün kapsamı dışında tutulması ge- rektiğinı anlattı. SHPh Ali Lyar ile Lral Köklü, Danı- ştay karannın uygulanmasının Eskişe- hir"dc üzüntü. İstanbul'da ise sevinç ya- rattığını belirterek kişiler için yasa çıkan- lmasının hukuka ters düşeceğinı söyledi- ler. Büyükerşen'in başanlı hizmetler ver- diğini bildıren SHP'lı üyeler. konunun Danıştay'ın gündeminde bulunduğuna dikkat çekerck teklifın kabul edilmesinın Danıştay'a by-pass anlamma geleceğini söyiediler. DYP Gaziantep Milletvekili Ayvaz Gökdemir ise Başbakan ile Milli Eğitim Bakanı na ters düşerek teklifın ka- bul edilmesinin TBMM"yi yaralayacağını söyledi. Gökdemir. bu düzenlemenin 1946-1960 ve 1973'tedeyasada bulundu- ğunu. ABD'de başkanlar için de uygu- landığını anımsatarak. "Hukuka aykın bir uygulam?nın sürdürülmcsi saltanat gö- rüntüsü >erebilir. Bir kişi için kanun çıkan- rsak bölge milliyetçilip için karar çıkan- yor duruma düsebiliriz" diye konuştu. Rektörlere süre sınırlaması getiren hükmün yasaya konufmasını sağlayan İstanbul bağımsız milletvekili Tunca Tos- kay da kişiler için yasa çıkanlamaya- cağını belirterek yasaların kamu yaran ve genellık ılkesıne uygun olması gerektiğıni söyledi. Toskay. Yılmaz Büyükerşen ve Cem'i Demiroğlu ile ilgili konunun yargı- da bulunduğuna dikkat çekerek anaya- sanın 138. maddesine göre \argıda olan bır konu için yasa çıkanlamayacağını bil- dırdi. Bakan Ayaz'a ters düşen YÖK. Baş- kanı Sağlam da iki rektörü görevden aldı- klan yorumlannın gerçeği yansıtmadı- ğmı, Danıştay karannı uyguladıklannı söyledi. Karan uygulamada aceleci dav- ranmadıklannıanlatan Sağlam, "L'ygula- nan bir mahkeme karannı değiştirmek hu- kuk devietine yakışmaz, hukukla bağdaş- ma/" dedı. Teklif sahibi Ethem Kelekçi ısc benzer kısıilamanın mılletvekılleri ıçın de konulmasını önerdı. Tartışmalardan sonra. yasa önerileri Kelckçi'nın olumlu oyuna karşın 9 oyla reddedildi. Rusya olayı akılcı biçimde incelenmeli VAHİTHALEFOĞLU £sAı DLçışlerı Bakanı 1949 yılında Moskova'da ilk defa görev yapıyordum. Türk-Sovyet ilişkileri en düşük noktasındaydı. Rejimin dost sayılmayan bir ülkenin temsilcilerine karşı sergilediği nahoş manzara ve davranışın, hemen her gün tanığı ve muhatabı oluyorduk. Moskova'da 1965-66 ve 1982-83 yıllannda büyükelçilik yaptım. Hava tamamıyla değişti. Ondan sonraki yıllarda da Sovyetler Birliği'ne çeşitli ziyaretlerde bulundum. En son zi- yaret bu yılın mayıs ayında Moskova ve Leningrad'a, yeni adıyla St. Petersburg'a oldu. Dışişleri Eski Bakanlan Dünya Konseyi'ni kurmak üzere davet edilmiştim. Her iki kentte eski ızlenimlerimi tazelemek fırsatını buldum. Yurda döndü- ğümde edindiğim bu ızlenimleri bir cümlede topladım: Şekil açısından birçok şey değişmış. içerik bakımından ise her şey eskisi gibi. Eski çar, yeni çar 1949'da Moskova'da iken okumakta olduğum Time der- gisinde Rusya ile ilgili bir makalede yayımlanan iki fotoğrafı evde çalışan hizmetçiye gösterip bunlan tanıyıp tanımadığını sorduğumda, gülerek şu yanıtı verdi: "Tabii tanıvonım." 2. \ikolay"ı göstererek "Bu eski çar" dedikten sonra Stalin'ı göstererek "Bu da yeni çar" dedi. 1984 yılı VVashıngton'daki NATO Dışişlen Bakanlan Konferansf nda o zamanki ABD Başkanı RonaM Reagan'ın, kabinenin toplantı odasında bakanlan kabulunde. ABD Dı- şişleri Bakanı'nın teklifı üzerine yaptığım konuşmada bu fikrayı anlatrruş, arkadan da "Bugün de Çernenko ile (o za- man başkandı) Büyük Petro'nun resimlerini sokaktaki adama gösterseniz aynı cevabı alırsınız. Onlarda değişen sadece isim- lerdir, şekiklir. Muhtevada, özde, düşünce sisteminde değişen bir şey yoktur. Değişen bizleriz, ancak onlar değişiyor sanıvo- nız" demiştim. Her şey değişti mi? Pekı Vlihael Gorbaçov ve Boris YeltsinMe Rusya'da her şey değişti mi? Bu soruya "evet" diyebilmek çok zor. Yüzyıllar boyunca totaliter bir sistem altında yaşamaya alışmış bir toplumu, bırkaç yıllık kısa bir sürede parlamenter demokra- siye ve pazar ekonomisine intikal ettirmenin ne derece zor olduğunu son gelişmeler gözler önüne sermıyor mu? Gösterilen bütün sempatiye. yavaş ve sınırlı da olsa yapı- lan bütün yardımlara rağmen Gorbaçov yerini koruyamadı. Gorbaçov'a karşı yapılan darbeyı kabul etmeyen Yeltsin. hürriyet ve demokrasi kahramanı ilan edildi. Hatta parla- mentoyu topa tutmasına göz yumuldu. Batı'da destek ve iti- bar gördü. Daha mürekkebi kurumamış AKKA Anlaş- ması'nı çiğnemesine yeşil ışık yakıldı. Sonuç ne oldu? İşte or- tada. Son seçimlerde durum bütün Baü'da. hatta dünyada şok etkısi yarattı. Amerika'dan Alaska'yı geri almayı düşü- nen, Türkiye'yi nerede ise tasfıye ederek Irak ile sınırdaş ol- mayı hayal eden ve daha bir sürü ipe sapa gelmez düşüncelen olan Jirinovski ve partisi, seçimlenn galibı olarak ortaya çıktı Onu destekleyenlerin başında da askerler geliyor ki bu nokta son derece önemlidir. Rus tarihinin akla hemen gelen iki çan vardır: Biri Kor- kunç Ivan, diğeri bizim "Deü" dediğımiz Büyük Petro'dur. Onlann arkasından gelen çarlar, Komünist Partisi genel sekreterleri ve son olarak başkanlar. bunlardan ya birincisi- ne benzerler (Stalın gibi) veya ikincisine benzemeye çalışı- rlar, vehayut ikisinin kanşımıdırlar. Acaba Yeltsin kıme benzeyecek ve ne yapabilecek? Rus toplumunun arzulanan düzeye ulaşabilmesi için daha birçok zorluklan göğüslemesi ve fedakarûklara katlanması gerekecektir. Bizlerin de arzu- lanmızı ve umutlanmızı gerçek gibi görerek aceleci kararlara varmadan. sağlıklı ve akılcı tahîıller ve ıncelemeler yaparak doğru teşhislere yönelmemiz lazımdır. Dünyanm bugün Rusya'daki seçimler karşısında geçirdiği şok. bir taraftan özlemleri ile gözlemlerini kanştırmasından. dığer taraftan da doğru ve akılcı tahli1lerle bir sonuca va- ramamasından veya varmak istememiş olmasından kaynak- lanmaktadır. Jirinovski, Rusya'yı maceraya sürükleyebilir Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV Rusya'daki son seçimlerde y elpazenin en sağında görünen Lıberal Demokral Parti'nin önderi Madimir Jirinovski ile bırkaç yıl önce Moskova'da evinde görüşmüştüm. Yeltsin'i Cumhurbaşkanlığı'na getiren oylamada yüzde 7.8 ile üçün- cü gelmişti. Komünist Partisi'ne hiç girmemiş. ama ona mu- halefet de etmemişti. Banda aldığım konuşmasında. sosyalizmin temelde adalet düşüncesinden kaynaklandığını. 1920'lerin ilk Sov^et hükü- metlerinin halka yakın kararlar aldıklannı, ancak parti bü- rokratlannın kısa sürede yabancılaştıklannı söylüy or. aynca ülkenin bir de Yakutlann. Tatarlann. Başkırtlann başlannı alıp gıtmeye hazırlanmalanyla bölünme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ıleri sürüyordu. Tırinovski seçmenin, si- lahlı kuv vetlerin bır kısmıyla birlikte, ilerde kendisine destek vereceğini belirtiyordu. Rusya'daki siyasi partiler ve sayılan yüzlere varan grup- laşmalar üç ana akıma indirgenebilir: (I) Yeltsin'i başkanlı- ğa götüren Demokratik Bloİc. (2). "kızıl-kahverengi muhale- fet" diye de bilinen aşın milliyetçi-neokomünist ittıfakı ve (3) zayıf merkezci güçler. Jinnovskı ve partisi ikinci seçenek içinde yer aiıyor. Özel- likle yayılmaa dış politikasıyla bazı eski Sovyet cumhuriyet- lerini ve Batı'yı ürküten Jirinovskı'nin Rus halkına ulusal gururu ve dev letin kay bolan iç ve dış say gınlığını geri getirme mesajını verdiği ve bu arada günlük sorunlan çözme vaatle- rinde bulunduğu anlaşılıyor. Onu hayalci ve şansı olmayan bir aşın uçgörenlenn. aldığı oy desteğiyle pekala "meşrulaşabileceğini" unutmamaları gerekir. Hiçbir Rus polıtikacısı nükleer silahlann kullanıla- bileceğini bu denli açık söylememiştir. Böyle bir çizgi. Türkiye de dahıl. dış dünyaya güven ver- miyor. Ruslan da Afganistan örneğinin çok daha ötesınde nıaceralara sürükleyebilir. İLAN T.C. KAYSERİ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1991 298 Davalı Ahmet Osmanoğlu 67.DY.634 plaka sayılı vasıtanın sürü- cüsü olup. Zonguldak ili. Ereğli ilçesı, Yukan Horalar köyü ve daha sonra tespit edilen Zonguldak ilı. Alaplı Yalı Petrol yanı Tuz Fabri- kası'nda çalıştığı bildirilen. ancak her iki adresten de yaptmlan zabıta tahkıkatında kendisımn bulunamadığı gibi tebliğe yarar açık adresi- nın de tespitı mümkün olmamıştır. 23 2 1991 tarihınde Ahmet Osmanoğlu yönetimındeki 67.DY.634 plakah araçla 38.EK. -943 plakalı araan çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasından dolayı hakkında alacak davası açılmış olup. davalı Ahmet Osmanoğlu'nun 3.2.1994 günü saat 09.00'da duruşma- da bizzat bulunması veya kendisini bir vekille temsil etürmesi. aksi takdirde dava yokluğunda görülüp yokluğunda karar verileceği hu- susunda davadilekçesi kendisine ilan yoluyla tebliğ olunur. 2.12 1993 Basın: 53232 Nüfus cüzdanımı. öğretmen pasomu kaybetüm. Hükümsüzdür. EYÜPŞE\TÜRK Hüviyetımı. ehliyetimi, öğretmen pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. ZEKİYESALTAŞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear