Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 ARAUK1993 PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
TC Dışişleri Bakanhğı 'run Struma ile Ugiti arşiv çahşması istenüne verdiğiyantt:
" önemi dolaymyla Bakanlık arşivlerinde görevli personelimiz
tarafmdan bu kortuda mevcut dosyalar üzerinde yapılan ayrmtüı
bir inceleme sonncunda ilgide kayıtlı yazılannda sözügeçen
Struma gemisiyle ilgili hiçbir belge ya da bilgiye rastlanmamışUr.
Sanh Topçuoğlu
Elçi
Arşiv ve Ulaştvma
Dairesi Başkanı
îngiltere baskı yapmasa, Istanbul 769 Yahudi sığınmacıyı kucaklamaya hazırdı
Tek lokmasım paylaşan Türkler
Struma olayının iç yüzünü ortaya koyabil-
mek için Nazi zulmünden kaçan Yahudilere
karşı ilgili devletlerin o günJerdeki tutumlanna
da değinmek gerekiyor.
Kuşkusuz, bu ilgiü devletlerin başında Türki-
ye Cumhuriyeti gelmektedir.
Tfirkiye: Yahudilerin sığmağı
A lmanya'da Hitkr ve "şerikTerinin ikti-
dan ele alması ve baa Avrupa ülkelerinin
de onlann izinden yürümeye başlamasıy-
la ortaya çıkan karanlık dönemde Türkiye, Av-
rupa ve Ortadoğu'da Yahudiler için sığınabile-
cekleri, güvence içinde yaşayabilecekleri hemen
hemen tek ülke olmuştur. Öte yandan Avrupa
ülkelerinden Almanlann elinden kaçabilmeyi
başaran Yahudilerin Filistin'e ulaşabilmelerini
sağlayan ûlke de yine Türkiye'dir.
Bu gerçeği somut bilgi ve belgelerle vurgula-
mamız büyük önem taşıyor.
önce şunu belirtelim: Nazilerin elinden kaça-
rak Türkiye'ye sığınan ve Türkiye'de yaşam ve
mesleklerini sürdüren bilim ve sanat adamlan-
nın sayısı, 12O2'dir (AVRAM GALANTt,
'Türkler ve Yahudiler - Tarihi, Siyasi, Tetkik";
2. basım, İstanbul. 1947, sa>fa 136)
Sahte pasaportlar
f l ok çarpıa bir uygulama ise Avrupa'daki
^ Türk konsoloslannın Yahudileri Nazi
3 toplama kamplanndan kurtarmak için
onlara sahte olarak Türk pasaportu vermiş ol-
malandır Vivana Başkonsolosu tsmail Hakkı
Okday (ŞEFl'K OKDAY: "Osmanh'dan Cum-
huriyet'e Padişah Yaveri iki Sadrazam Oğlu An-
latıyor"; İstanbul, 1988, sayfa 128), Marsilya
Konsolosu Necdet Kent (ÇETİN YETKİN:
"Tûrkiye'nin Devlet Yaşamında Yahudiler";
İstanbul, 1992, sayfa 85) ve Rodos Konsolosu
Selahattm Ülkümen (aynı yerde, sayfa 84) bu
kurtancüann adlan bilinenlerindendir. Hatta
bu konsoloslardan Selahattin Ülkümen'e, Ya-
hudileri Alman Toplama Kamplanna yollan-
maktan sahte Türk pasaportu vererek kur-
tarmış olmasından dolayı İsrail tarafmdan
1990'da "Uluslararası Dürüstlük ve İnsanlık
ödülü" verilmiş bulunuyor (Milliyet, 23 Hazi-
ran 1990).
Öte yandan STANFORD J. SHAW'un da
"The Jews of the Ottoman Empire and the Tur-
kish RepuMk" (Osmanh İmparatorluğu ve
Türkiye Cumhuriyeti Yahudileri) adlı son kita-
bında da Struma olayından söz ederken, belirt-
tiği üzere Türkiye, Avrupa ülkelerinden Nazile-
rin elinden kaçabilen Yahudiler'e Filistin'e
Türkiye üzerinden gidebilmeleri için birçok ko-
laylıklar sağlamaktaydı (New York University
Press, 1991, sayfa 257).
Vizesizkaçanlar
T ûrkiye'nin bu konudaki tutumunu bel-
geleyecek önemli bir kaynak İsrail Sa-
vunma Bakanlığı'nca Ibranice olarak
yayımlanan ve yazan ZEEV VANİA HA-
DARİ olan "Herşeye Rağmen, İstanbul 1942-
1945" adh kitapür. Prof. Hadari. kıtabının
67-68. sayfalannda. Eylül 1939'dan 1944'ünso-
nuna değin "gayri resmi olarak", başka bir de-
yişle vize almaksızın (illegal-yasadışı yollardan)
Türkiye'den geçerek Filistin'e ulaşan Yahudile-
rin sayısının ve bu kaçışlan sağlayan örgütlerin
bir dökümünü yapmış bulunuyor.
Balkan Yahudileri Boğazlar'dan kaçü
V
erilen bılgilerden, bu tarihler arasında
Karadenizde limaru olan Balkan ülkele-
rinden 40 geminin Boğazlar'dan geçerek
toplam 21 bin 897 Yahudi'yi Filistin'e ulaştır-
mış olduğunu öğreniyoruz. Bu Yahudiler, Bul-
garistan, Slovakya, Polonya, Macaristan, Yu-
nanistan ve Romanya'dan kaçan mültecilerdi.
Kitapta, aynca bu kaçışlan gerçekleştiren ör-
gütler, sağlanan gemi ve kaçan üısan sayısıyla
ilgili yandaki tabloda yer aüyor
Belirttiğimiz gibi bu sayılar, illegal olarak Is-
tanbul'a gelen ve Filistin'e geçirilen Yahudilerle
ilgili. Bu 21 bin 897 toplam sayısına, yasal ola-
rak vize alarak gelmiş olanlan da eklemek gere-
kiyor.
Türkiye, bu kadarla da yetinmiş degil. "Uy-
gar" denilen Batılı ülkeler Nazi vahşetine du-
yarsız kalırken. ülkelerinin kapılannı ölümden
kaçan bu insanlann yüzlerine kapatırken ve İn-
giltere ve müttefıkleri Yahudilerin Filistin'e
geçmelerini engellememiz için bize baskı yapar-
ken, Türkiye, Türk bayrağını taşıyan gemileriy-
le de bu kaçışa yardıma olmuştur. Bu yüzden
de "kimliği meçhul" denizaltılarca batınlan
Türk gemileri de bulunmaktadır. Bunlann ba-
şında da 1944 yılının ağustos ayında batınlan
Mefkûre gelir.
Türk halkı ekmek bulamazken...
Z kinci Dünya Savaşı yıllannın, Türk halkı
I için yokluk ve açlık yıllan olduğu çabuk
I unutuldu. Halkımızın, hele o dönemde
başlıca gıdası olan ekmeği ele alarak kısaca anı-
Gan'na giren her trenle yüzlerce Yahudi getirdi.
İstanbul Yahudilerinin bir ksmı bunlara yardım
etmek için Sirkeci Garı'nda toplanırdı. Biz genç-
lere de haber veriürdi. Koşar, bunları alır, gitmek
istedikleri adreslere götürür, onlara vardımcı
olurduk. Hiçbir zaman Türk yetkililerinin her-
hangi bir engeUemesi ile karşılaşmadık."
İkinci Dünya Savaşı sırasır da Türkiye'de gö-
rev yapan Amerikalı üplomat IRA A.
HIRSCHMANN. New York'ta 1946'da ya-
yımlanan "Life Line To A Promised Land" (Va-
adedilmiş Bir Ülkeye Hayat Yolu) adlı kita-
bında önce;
"1941'den beri BulgarisUn'dan Türkiye'ye
trenle kaçtş yolu teknik olarak açıktı. Ancak
trenierinin tümüyle Yahudiler tarafından doldu-
nılmaması için Türkiye, Mihver Devletleri'nin
(Almanya ve müttefikterinin) peyki olan her ülke
44-45).
Ne var ki Hirschmann. yalnız bu yolla vize ile
T'irkiye'ye kabul edilen Yahudilerin sayısını az
bularak Türkiye'yi eleştiriyor. Bu arada Stru-
ma'daki 769 mülteciyi Filistin'e kabul etmeyen
Ingiltere'nin bu karannın bir gerekçesi olarak
bu kadar insana yiyecek bulunamayacağjnı öne
sürmüş olduğunu unutuveriyor (GEROLD
FRANK: "The Deed" -Eylem-; New York,
1963, sayfa 110).Ekmekten, yiyecekten söz et-
tik. Yeri gelmişken şunu ekleyelim:
Motorla yiyecek yardımı
S
truma, Türk karasulanna girdiğinde
İstanbul Yahudi Cemaati. yolculara bir
motorla yardım olarak yiyecek göndere-
cekti. 769 yolcu ve gemi çabşanlan için istanbul
truma'nın
limanında demirlediği İstanbul, 1941 kı-
şında İkinci Dünya Savaşı'nın tüm
acımasızlığını, savaşa girmemiş olmasına
karşın, yaşıyordu. Kentte ekmek karneye
bağlanmıştı ve sıkıntısı çekiliyordu. Ama,
gene de geleneksel Türk
konukseverliğinden ödün vermiyor ve
dünyanın Avrupa'nın Nazi çizmeleri
altmda ezilen ülkelerinden kaçan on
binlerce Yahudi'yi, tüm tehditlere karşın,
bağnna basmaktan
gerikalmıyordu...
A vrupa'daki
Türk konsolosluklan, Yahudileri Nazi
toplama kamplanndan kurtarabilmek
için ellerinden gelen her çareye başvuru-
yor, hatta sahte pasaport vermekten bile
çekinmiyprlardı. Rodos Konsolosu Se-
lahattin Ülkümen'e, savaşın bitiminden
45 yıl sonra, 1990'da verilen "Uluslara-
rası Dürüstlük ve İnsanlık Ödülü"
aslında, savaş dönemi Avrupası'ndaki
tüm Türk konsolosluklanna sunulmuş
bir armağan anlamını
taşıyordu.
o c ç g ,
nangeml, kaçan Insansoyısı
Struma yolculanndan bir grup mutlu günlerinde.
- - • •
örgüt
Gayriresmi liticaEnsîitüsü
Betar ve Etsel Grupları
Betar ve Etset grupiarından
uzaklaşferılan ve gemi
acenteieri tie işbirliğı yapanlar
Bulgaristan'dan Baruh
Konfino (Bunlar içinde
12.12.1940ta Marmara'da
batan Salvador'un 220 yolcusu
bulunmaktadır)
^urper
Özel kuruluşlar
Gemi sayısı
14
4
4
6
3
9
Insan sayısı
7.482
4 748
2654
2.353
3.651
1.009
m toate îrüreprmiî
mgazete başlıkları
SITUATIE JURIDICÂ HDE PtEACü UN EVREU?'
EVREILOR DIN ROMÂNIA .
I TESTlît DECSETUİÜI LECE
Bütün işyerierinde Yahudilerin işine son
veriliyor.
Romanya'daki Yahudilerin hukuki
durumlan.
Bir Yahudi nereye gidebilir?
msatalım:
21 Şubat 1941: Ekmeğe % 15 çavdar kaulma-
sı kararlaştınldı.
6 Haziran 1941: Bu oran %20'ye çıkanldı ve
%30 arpa katılması öngörüldü.
13 Ocak 1942: Ekmek vesikaya bağlandı. 7
yaşına kadar olan çocuklara günde 187.5, bu
yaştan büyüklere 375 gram ekmek verildi.
2 Mart 1942: Artık ekmek ununa %25 mısır
unu da katılacaktı.
13 Nisan 1942: Ekmeğe bakla da katılması
uygulamasına geçüdi.
Biz yine Hein Ziffer'i dinleyelim:
"Savaş sırasında Avrupa'dan gelen ve Sirkeci
için -Macaristan. Romanya, Bulgaristan- hafta-
Lİk 60'ar kjşiiik bir sınırlama getirmişti" (sayfa
32).
Türk Dışişleri^nin belgesi
H
irschmann, daha sonra 3 Mart 1944'te
Türk Dışişleri Bakanlığı'nda. Türkiye"-
nin Balkan ülkelennde bulunan Türk
Konsolosluklanna gönderdiği yaayı görüp
okuduğunu, bunda her ülkeden haftada 9 aile
+ her 10 günde bir 140 çocuk ve 10 yetişkin
Yahudiye Türkiye'ye gelebilmesi için vize veril-
mesinin yaalı olduğunu belirtiyor (sayfa
Yahudileri ancak 30 ekmek bulup gönderebil-
mişlerdi!.. (Arsene, 82)
Ve Struma İstanbul'da kaldığı 70 gün boyun-
ca Türk hükumeti. ilgili tüm ülkelere başvura-
rak bu insanlann kabul edilmelerini istedi, İn-
giltere ile görüşmelerde bulunarak Filistin'e alı-
nmalan için çaba gösterdi, hatta eğer İngiltere
daha sonra bu izni verecekse Türkiye'de karaya
çıkanlacaklannı da bildirdi (Frank, sayfa 110).
Ve 70 gün süreyle Türk Kıalay'ı bu insanla-
nn gereksinmelerini karşıladı.
YARIN: Naılımden İnglllz
faşlzmlne
İLAN
T.C.
MUSTAFAKEMALPAŞA
ASLİYE
HUKUK MAHKEMESİ
EsasNo: 1993/103
Davaa Orman Genel Müdüriüğü'neizafeten M.K.Paşa Onnan
tşletme Müdürlüğü vekili tarafmdan davah Ali Temiz aleyhine açılan
aîacak davasının yapılan vargıJaması sırastnda Göksun Cad. No: 8
Andıran-Kahramanmaraş'ta ikamet etmekte iken adresi meçbulde
kalan ve tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen davab Ali
Temiz'e ilanen tebligat yapılmastna karar venldiğinden, davah Ali
Temiz'in 17.2.1994 gûnü saal 9.20'de yapılacak olan duruşmada ha-
zır bulunması veya kendısini bir vekille temsil etünnesi, aksi takdirde
yargılamanın yokluğunda yapılarak hüküm verileceği hususu daveti-
ye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 53178
•
ŞANLIURFA
2.İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
ÖDEME EMRtNtN tLANEN TEBLlĞt
1993/1665
Alacaklı: Yahya Gürdal, Ş.Urfa
Borçlu: Ekrem Âksan, Ş.Urfa
Borç: 260.000.000-TL. veicramas.
Yukanda belirtilen borçtan dolavı ış bu ödeme emnnın ilanen teb-
liği tarihinden itibaren 20 gün içinde ödemeniz, İlK'nun 74. maddesi
gereğince raal beyanında bulunmanız, bulunmadığınız takdirde
TCK.'nun 337. maddesi gereğince hapis ile tecave olunacağınız, 20
gün içensinde senet hakkmdakı ımzanuı size ait olmaması halinde
aynca ve açıkça Jcra Tetkik Mercii Hâkimliğine müracaat etmeniz.
aksi takdirde imzanın size ait olacağı, senet kambıyo niteliğıne haiz
değilse, yine tcra Tetkik Mercii Hâkimlığı'ne müracaat etmeniz, et-
mediğiniz takdirde hakkınızdaki icra takibinin kesınleşeceği ve cebri
icra yoluna gıdileceği tebliğ olunur. 1.11.1993
Basın: 53243
İLAN
KOCAELİ
3. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 993,650
Davaa Münire Günicen vekili Av. Oğuz Ann ve Av. Selarni
Çetin tarafmdan mahkememize açılan gaiplik davasının verilen ara
karan uyannca;
İzmit Çukurbağ Mahallesi. cilt 003/04, sayfa 25, kütük sıra no:
316'da kayıtlı 1336 doğ. Ali ve Hayriye'den olma Münire Günicen eşi
Hilmi Günıcen'in 16.8.1992 tarihinde Izmit eski İstanbul yolu üzerin-
de Üçtepeler köyü ile tshakçılar köyü arasında eşek meydanı olarak
tabir edilen ormanlık alanda bir pıknik gezmesi sırasında kayboldu-
ğunu, bugüne kadar hiçbir haber alınamadığını, gaıpliğine karar ve-
nlmesı talep edıldiğinden Hilmi Günicen'in hayat ve mematı hakkın-
da bilgısi olanlann bir sene içinde Kocaelı 3. Asliye Hukuk Mahke-
mesi'nin 993/650 esas sayıh dava dosyasına müracaatlan ilan olunur.
Basın: 53193
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Nurettin Sözen'le Söyleşi: (12)
Yalan Çuvalları!Biz gazeteciler, dediklerimız çıktığı, yazdıklarımız ger-
cekleştiği zaman çok seviniriz. Yazdıklarımız yalan çıkar-
sa, işte o zaman hiç oralı olmayız. Olayın ne yapılıp edilip,
unutulmasını isteriz. Böyle genelleştiriyorum, başta ken-
dim sevmem yazdıklarımın yalan çıkmasını, dediklerimin
tutmamasını. Bir de yazdıklarım tuttu, gerçekleşti mi keyfi-
me diyecek olmaz. Günlerdir, istanbul Belediye Başkanı
Nurettin Sözen le söyleşileri yazıyorum:
- Sana ne kardeşim Nurettin Sözen 'den? İstanbul gazete-
cisi misin? Sevmiyoruz işte Sözen'i, düşürmek istiyoruz,
zorla mı tutacaksın adamı?
Medyanın basını böyle diyor, böyle düşünüyor. Daha
doğrusu, basın dedin mi, patronundan ayrı düşünmüyor,
düşünemiyor ki! Sıkı mı, domuz eti üstüne biri bir yazı yaz-
sın da görelim. Ertesı sabah zılgıtı yediğini görür.
1989 yerel seçimlerı öncesınde, gazetelerin yüzde 99'u,
istanbul'da seçimleri Bedrettin Dalan ın kazanacağını ya-
zıyordu. Bir-iki yazar, -Nurettin Sözen'in kazanabileceğini
yazdı. Bunlardan biri de bendim. 23 Mart 1989 günü çıkan
"Üç Gün Kaldı Bayrama..."başlıkh "Ankara Nof/ar/"nın so-
nu şöyle bttiyordu:
"İstanbul SHP adayı Nurettin Sözen'i, Seiçuk Erez'/n bir
yazısında okudum. İstanbul'da olsam oyumu ona verir-
dim."
Nurettin Sözen'i tanımıyorum hiç. Yazının girişi de şöyle:
"Seçimlere bugünle üç gün kaldı. Seçim öncesi son 'An-
kara Notları'm yazıyorum. Edindiğim izlenim, bu seçimle*
rin 1973 seçimlerine benzeyeceği...
Seçimlerin ANAP için büyük yenilgiyle sonuçlanmaslh-
da, Hacı Turgut Bey'in payı çok büyük. SHP gelmiyor ger-
çekte, getiriliyor. SHP'den, DYP'den çok halk sıkıştırıyor.
Herkeste artık bıçak kemiğe dayanmış gibi. Hacı Turgut
Bey, halk çoğunluğunun gozunde inandırıcılığını tümüyle
yitirmiş durumda. Devlet adamlığı konusunda, zaten Hacı
Turgut Bey'e kimsecikler olumlu bakmıyordu..."
O yazıda, Hacı Tö'ye de, Dalan'a da demediğimı bırak-
mamışım. Hacı Tö, Dalan'ı seymiyor. Biliyor ki, Dalan ken-
dine çalışıyor. Ama, PİAR'lı, SİAR'lı araştırmacılar, yapnk-
ları araştırma sonunda, "Dalan yüzde 757e geliyor!"
demişler. ANAP'ın sonu, Hacı Tö'nün de sonu olacak. Ne
yapsın, Dalan'a sarılıyor, seçimi geçirinceye dek. Dalan
seçimde yenılince de hemen o gün bırakb.
"Uyumkent"\n yıkımı olayı, Dalan döneminde de vardı,
ama Dalan, "medya"y\ gücendirmemek için uyuttu, gör-
mezden geldi, Yüksek Denetleme Kurulu'nun kararlannı.
Sözen öyle yapmadı. Turgut özal'ın, komutanların San-
yer'deki Boğaz'ı çirkinleştıren konutlarını yıktı. Bunlardan
ünlülerini bir bir yayımladım. Çıt çıkt mı?
Elbette, bana da kızıyorlardırya, asıl öfkeleri Sözen'eydi.
Vehbi Koç'un kızı bıle, ANAP'a, Sözen'e öfkesinden gitti.
Nejat Eczactbaşı Sözen'e öfkeliydı. Halk için çalışanı
"medya' sevmıyordu. Aydın Gün, Nejat Eczacıbaşı'ylaça-
lışıyordu. Filiz Ali'nin ayrılmasından sonra, Sözen istanbul
Festivali'ne katkıda bulunması için Aydın Gün'ü çağırdı.
Aydın Gün, Eczacıbaşı'ndan ızin istediğinde, Eczacıbaşı,
Aydın Gün'e demediğıni komadı. Belediyeye yardım eder-
se, hemen ayrılması gerekırdı! Medyanın köşe yazarlan
"Uyumkent" arpalığı elden gıttikten sonra, tam karşıya
geçmişlerdi. Aaah, nerdeydi Dalan, neydi o günler? Gece-
kondular açmış, susuzmuş, yolsuzmuş, umurunda mı
"amigo "nun? Yazıp çizdikleri de baştan sona yalan! Birkaç
örnekvereyim:
İstanbul'a Nurettin Sözen'in yerine, Amerika'daki Dünya
Bankası İkinci Başkanı Atilla Karaosmanoğlu'nu önerdiğini
yazdı biri, yalandı. Ismet.Paşa, sağlığında "Yalanları tekzip
etmeye yetişemiyorum!" derdi. Hayri Kozakçtoğlu'nun ls^'
J
tanbul'a SHP'den belediye başkan adayı gösterıleceğini
yazdılar. Her çevreden yalanlandı. Bunlann yaptığı gazete-
cilik mi, medya hacıyatmazlığı mı? Yalan çuvalları sizi!
Bunlar doğruları da saptırırlar. Doğruları yalanlayıverirler.
Yalan mı?
Nurettin Sözen'i bir tutuklatabilseler, muratlarına ere-
ceklerdı ya, olmadı. Şımdi, davanın seçimlere dek uzama-
sına mı umut bağladılar ne? Dalan, mılletvekıli oldu, açıla-
cak davalardan yırttı.
• • •
"Nurettin Sözen'le Söyleşi"\er dolayısıyla, birçok olaya
eğilemedim "Ankara Notları"nda. Abidin Dinoyu yazmak
isterdim. Paris'te ölen Abidin Dino, cumartesi günü Bebek
Camisi'nden kaldırılarak Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa ve-
rilecek.Sevgili Dino, 10.12.1986daimzalayıpverdiğiçizgi-
sine "DostEkmekçi'ye"d'\yeyazrmş.
Abidin Dino'yu yitırme gibi acı bir haberin yanında, kı-
vanç verıci haberler de geldi. Azlz Nesin'in, Almanya'da
Uluslararası İnsan Hakları Ligi'nin verdiği büyük ödülü al-
ması, sevindiricı. Mahmut Makalın yaşamöyküsü ile Köy
Enstitüleri konusunda çekilen birfilm, Brüksel'de, Mahmut
Makal ile basına gösterildi. Mahmut. Brüksel'den, Inci ile
Doğan özgüden den selam getirdi.
Kuzey Kıbrıs'ta yapılan seçimler sonucunda, şimdiye
değin Türkiye'de "medya"nın büyük ölçüde dışladığı, gör-
mezden geldiği Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), iktidaror-
tağı oluyor. 1990'da seçim sonuçla'rını boykot ederek,
Meclis'ten çekilen özker özgür ile arkadaşları, üç yıllık
aradan sonra, Meclıs sandalyelerine, bu arada bakanlık
koltuklarına oturmaya hazırlanıyorlar. özker Özgür ile ar-
kadaşlarının savaşımlarını, yıllardıryakından izledim, yaz-
dım. Kıbrıs sorununun çözümünde, CTP'nin katkısının
büyük olacağına inanıyorum.
Balkan Gazetecileri Konfederasyonu'nun, "Başkanlık
Konseyi"toplantısı Ankara da yapıldı, iki gün sürdü. ÇGD'-
nin kurucuları arasında bulunduğu Balkan Gazeteciler
Konfederasyonu'nun, basın özgürlüğünün geliştirilmesi
yolunda çalışmalar yapacağına inanıyorum...
BULMACA
1 2 3SOLDAN SAĞA:
1/ Lokanta. gazino gibi
yerlerde ödenecek tutar
ya da bu tutan gösteren
hesap pusulası. 2/ Par-
laklığı gecici olarak arta-
rak patlayan yüdız...
Yapraklan salata gjbi ye-
nen kokulu bir bitki. 3/
Borç ödeme... Hayvanın
bir yanındaki yük. 4/ To-
humlanndan kandilyağı.
çiçekierinden san boya
çıkanlan otsu bir bitki. 5/
Eski bir siyasal partinin
simgesi... Uzaklık işareti..._ Gü-
müş. 6/ Tevfik Fikret'in, İstan-
bul'a lanetler yağdırdığı ünlü şü-
ri... "'Budünvadabir—'ye/Yanar
içim göynür özümfYigt iken ölen-
lere/Gök ekini biçmiş gjbi" (Yu-
nus Emre). 7/ Toplanma... Yan
memnunluk belirten bir ünlem. 8/
Bir sanat yapıtında işlenen konu...
Bir devletin başka bir devlete yap-
tığı bildiri. 9/ Bir tür küçük man-
yat ağı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Koku ve duman çıkarmadan, büyük bir ısı vererek yanan
kömürcinsi. 2/ Bir nota... Klavyeli bircalgı. 3/ Birçeşit sinek...
Yüz, çehre. 4/ Konuşulan asıl konu... Bir yağış şekli. 5/ Bir ili-
miz. 6/ Müstahkem yer... İtalya'da bir yanardağ. 7/ Bir şeyi
anımsamak için yazılan kısa yaa... Nazi partisinin askeri poüs
örgütünü simgeleyen harfler... Yahya Kemal'in hece ölçüsüyle
yazdıgı tek şiiri. 8/ Küçük ispirto ocağı. 9/ '"Ya bister-i kemhâ-
da ya virânedecanver/Çün— ü geda hâke beraber girecektir"
(Ziya Paşa)... Bir yapıt yaahrken başvurulan kaynak.