13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
••ı 3 KASIM 1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET 2 SAYFA TELEVIZYON Televizyon, çocuk istismannın bir diğer adı mı? Ölümle şakalaşan yeni birnesil FİGENYANIK Televizyonun çocuk gelışimi üzerin- deki etkilerine ilişkin yapılan çalışma- lar ne yaak k; yeterli sayıda \e güveni- lırlikte değil. Praükte eşit şartlara sahip ancak te- le\izyon ızleme değişkeni açısından farklı gruplar oluşturabilmek ola- naksız. Ancak. ömeğin şıddet gibi bel- li bir temayı ışleyen programlan izle- meye maruz bırakılan çocuklarla, şid- detten yoksun programlar izletilen ço- cuklararasında. programdan sonra ne gıbi farkbbklann olduğunu gözlemek mümkün olabilmektedir Deneysel çakşma güçlüğü nedeniyle. konuya ilişkin olarak ileriye sürülen fıkirler. çocuk psikolojisini tanıyan uzmamn, oluşturulan programın taşıdığı öğeler- le. çocuk eğitimi ilkeleri arasındaki pa- ralelligi inceleyerek fıkir yürütmesin- den. sezgilernle değerlendirmesinden ıbarettır. I Çocuk saldırgan Idavranışları taklit ediyor Çağımızın en etkili ıletişim aracı olan televizyon. bu gücünü, sözel me- sajlan görüntüyle desteklemesinden. düşünceden önce duygulara hitap et- mesinden dolayı elde etmektedir. Gün içinde yaklaşık 7-8 saatin bu larz bir mesaj bombardımanının ızlenmesıne aynlması, ona. doğal olarak bireyin nasıl davranacağına, neyi seçeceğıne etki eden bir otorite olma hakkını da kazandırmaktadır. Olaya çocuk açısı- ndan bakıldığında kişiliğj "heniiz geliş- mekte olan" bir canlının gelişimine müdahale etme durumu söz konusu olmaktadır. Bu olgu çocuğun gebşımi- ne olumlu katkılar yapabileceği gibi son derece olumsuz katkılar da yapa- bilir. Bu sorumluluk ise yayın politi- kasını ve felsefesini biçımlendiren yö- neticilere ve yapımalara aittir. Tele- vizyon tabii ki bir araç olarak tek başı- na çocuğun gelişimini etkileyen bir olgu değil. önemli olan iletilen mesajın ne olduğu ve nasıl etkileyebileceğidir. Saldırganhk konusunda yapılan araşürmalar sonucu, çocuklann saldı- rgan davranışlan taklit ettiği belirlen- miş. TV'NİN ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Televizyon tabii ki bir araç olarak tek baş-.ı? çocuğun gelişimini etkileven bir olgu değil, önemli olan iletilen mesajın ne < r jğu ve nasıl etkileyebileceğidir. Mehmet, 4 yaşına henüz yeni girmişti. Birgünçaresizbiryüz ifadesiyle annesinin yanına gelip neden kendi elinden de iplik çıkmadığın! sordu. Oysa neredeyse birmakara iplik yutmuştu. Artık "Öriimcek Adam" gibi elinden çıkan iplikle bir ağ yapıp duvarlara tırmanmak istiyordu. Küçük Mehmet. "Öriimcek Adam" hayranlanndan sadece biriydi. 7 yaşındaki Onur ise ısmiyle çağnlınca bakmıyordu. Annesine ve ablasına sevgisini vumruk ya da tekme atarak gösteriyordu. Ö bir Ninja'ydı; arkadaşlanyla oluşturduklan çetede hepsi birer Michelangelo ya da Donatello'ydu. Bir sabah okuldan çok erken bir saatteevedöndü. Burnukanı>ordu ve y üzünde darbe izleri vardı. Annesinin zorlamalannaa rağmen uzun süre konuşmadı. Sonra yavaş yavaş adeta zafer kazanmış bir komutan gibi; "Onlara derslerini verdik. Artık okuldaki tek Ninja Kaplumbağalar biziz" dedi. Hergün evlerimızin içındeen işlevsel yerde durup çalışan bir aygıttan "insanüstü. her şeyi ya- pabilen yaratıklar" görerek büyüyen yeni bir nesil yetiştiri- yoruz. Toplumsal yaşamın içine bütünüyle giren televizyonun varlığını kabullendik: ama onun çocuklara şiddeti varoluş bıçimi olarak kabul ettirişinden hiç hu- zursuzluk duymuyor muyuz?Neredeyse tarihe "duyarsız laşma çağı" olarak da geçebilecek birdönüm noktasında. yüzyıllardır sı rtımıza yüklenen iç ve dış savaşlardan, ister örgütlü ister değil şiddetin her türünii benimsemekten ve sonuçta banş çığlıklan atarken her an yeniden ürettiğimiz •'şiddetin" çocuklannı yetiştirmekten mutlu muyuz? Çağımızın "nasıl" tanığıyız? Basına yansıyan bazı çocuk ya da yetişkin intiharlannın ardında ya- tan neden olarak televizyonun gösterilmesi yeterince tedirgin edici değil mi? Çocuklara ev içi ortamda anne baba kadar, hatta bazen onlardan daha yakın olabilen televizyon ve televizyon kahramanlannın, onlar üzerindeki etkilerini tartışmanın değil. bu gidişe çözüm yollan üretmenin zamanı gelmedi mi? Bizim hayal kahramanlanmız birer insandı: erdemli, bilgili, cesur ve ilerici... Şimdi çocuklann hayallerini, televizyondan tanıdıklan bu insanüstü. konuşarak hatta kuvvetle bile yenemeyecekleri ve kendilerine benzemeyen birtakım yaratıklar süslüyor. Çocuklar, doğduklan andan itibaren evin birparçası haline gelmiş ekranlarda gördükleri birtakım yaratıklann gerçek ol- madığına nasıl ınanabilirler 0 Bir de kendilenne zaman ayıra- mayan. yeterli ilgiyi göstermeyen ve daima meşgul anne babalann çocuklanysa onlar.. IŞiddetedayalı topluma doğru Daha önemlisi. çocuklardaki saldır- gan Oavranışlann daha çok devamlı televizyon ızleyenlerde görüldüğü ve televizy ondaki şıddet unsurlanyla ilgi- lı olduğu saptanmış. (Stewart. 1969). (Heinfeld. 1972). Televizyon prog- ramlanna içerikleri açısından bakıldığında. cinsellik ve saldırganhk ağırlıklı mesajlar verdiği görülmekte- dir. ABD"de yapılan bir çalışma, ço- cuklann liseyi bitirinceye kadar 20.000 saat televizyon izlediğini, bu süre zar- fında 40.000 cinayet gördüğünü tespit etmiştir. Günde ortalama 2-4 saat tele- vizyon izleyen bir çocuk. 12 yaşına geldiğınde 8.000 cinayet. 100.000 şid- det olayına tanık olmaktadır. Ne var ki gercek yaşamda, gün geçtikçe daha şiddete dayalı bir toplum durumuna gelmemize karşın şiddete bu kadar rastlanmamaktadır. Gerçek yaşamda. ortalama bir Amerikalı, tek cinayet bile görmez. Cinayet. Yunan tiyatro- sundaki gibi görülebilecek bir şey de- ğil. duyulup işitilecek bir şeydir. Bu sonuç üzerine ABC. NBC ve CBS televizyonlan programlannda şiddetin azaltılmasına karar verdiler. Bir programın izlenebilir olması için izlenebilecek en ucuz yol. bilindiğı gibi şiddet ve cinselliği kullanmaktır. Tüm canlılann gelişim tanhi boyunca bu iki temel içgüdüye ihtiyacı vardır. İnsanda "cortex" geliştiğinden beri bu temeî içgüdüler. toplumsal sı- mrlandırmalarla karşılaştı ve bastın- lmak zorunda kalındı. İzleyici için bunlan açığa çıkarma olanağını bula- bilmesi açısından izlenebilir olan bol şiddetli. bol cinsellikli programlar. yapımcı için de bol kazançlı olmak- tadır. Olaya bu açıdan bakıldığında za- rarlı çıkanlar, çocuklar gibi görünüyor. Çünkü çocuk. zihinsel süreçlerindeki özelliklerinden dolayı. izlediklerini ye- tişkinler gıbi algılamaz ve yetişkinden farkb bir biçimde etkılenır. Doğal ola- rak televizyon karşısında esir olan ço- cuklann model olarak alacağı tipler de kendilerine frekansı en yüksek biçim- de sunulanlar olacaktır. Çocuk güce özendiği. lçuvveti aradığı için vapımcı onun bu ihtiyacından yola çıkarak. güçlü, saldırgan. problemlerini kaba kuvvetle çözen, sempatik. sihirlı ve tü- kenmez güçlerivle her şeyin üstesinden gelen medya kahramanlannı yarat- maktadır. Bu kahramanlann kötülük- le savasıyor olması ise sadece saldı- rgan davranışı rasyonalize etmek. hakb hale getirmek için bir bahanedir. Önemli olan güçlü, silahlı olmalan ve şiddet yoluyla problemleri çözmeleri- dir. Bu tarz mesailann sıklıtn, kahra- manlann sevimblikleriyle birleşince. bir de iyi kalpli oluşlan vurgulanınca. çocuğıyj,,punlara öykünmemesi için bir sebep yoktur. TV'nin geleceği tartışılacak 5.Avrupa Televizyon veFilm Forumu İstanbul Haber Senisi - S. Avrupa Televizyon ve Film Forumu, 4-6 kasım tarihlen arasında. İstanbul CONRAD Otel'deyapılacak. Forumun bu yılki teması "Televizyoııun geleceği". Satel ve Anadolu pniversıtesi"nin işbirliği ile İstanbul"da gerçekleşecek forumda: uydu ve kablolu televizyon ekonomisi, izleyiciler ve programlardaki farkhlaşma, sınırötesi televiz- yon ve kültürel özelhkleri. ha- ber programcılığı, yeni yayıncılık teknolojisi ve bunlann Avrupa fılm endüstrisi açısından sonuçlan ele ahnacak. Forumun 250 üst düzey katıhmcılan arasında Avrupa Topluluk Komisyonu üyesı Prof. Dr. Joao de Deus Pinbeiro, TBMM üyesi tsmail Cem, TRT Genel NÎüdürü Prof. Dr. Tayfiın Akgüner, Satel Yayın Kurulu Başkanı Ercan Arıklı. Avrupa Medv a Enstıtüsü Başkaru Dr. Francisco Pinto Balsemao bulunuvor. 5. Arupa Televizyon ve Film Forumu için Av rupa"da kitle ıletişimi alanındakı önemli araştırma kuruluşlanndan biri olan ve merkezi Düsseldorf ta bulunan Avrupa Medya Enstitüsü temsilcisi de Anadolu Üniversitesi ve Şatel'in davetlisi olarak İstanbul'a geldi. Forum. med\ a profesyonelleri, ı- politikacılar ve izleyici temsilcileri arasında etkileşım ve tartışma olanağı sağlayacak. Yüksek Tansiyon Türkıve Cumhunyeti'nin kuruluşunun 70. yılını kutladığımız günler içinde bulunmamız nedeniyle "Yüksek Tansiyon" bu haftaki konusunu "2. Cumhuriyet" tartışmalanna ayırdı. Erhan Akyıldız'ın yönettiği programda Ali Sırmen ile Mehmet Altan'ın "2. Cumhurivet" tartışması ekrana gelıyor. (HBB, 22.45) Şifreçözücülerkaraborsaya düştü İstanbul Haber Senisi- Sayılan ve erişme alanlan gitgide artan kablolu TVler girişimcilerin iştahını kabartıyor. Şu anda, "Astra" sistemine bağlı üç uy- dudan Avrupa üzerine yayın >apan yaklaşık 50 kablolu televizyon istasyo- nu var. Astra antenlerinin fıyatı 300 mark civannda. Ama bir izleyici bütün Astra vayınlannı almak istediğinde. bu- nun üç-dört katını gözden çıkarması ge- rekiyor. Çünkü bu 50 kanalın yansı, an- cak pahah şifre çözücü eklenmiş televiz- yonlarla izlenebib'yor. TV7 pazarı günden güne hareketleniyor Avrupa kablolu TV pazan günden güne daha çok hareketleniyor. Her ay birkaç yeni kanalın pazara katıldığını görüvoruz. Bu kanallarla birbkte abone sa>ısı da artmakta. Fransız "Canal Ptus"ün şimdiden 3.6 milyon müşterisi var. İngjbz ^ky" kanallannın ise yak- laşık 2.5 milyon izleyicisi bulunuyor. Almanya'nm tek kablolu istasyonu- nun adı "Premiere". Merkezi Ham- burg'ta. Üye sayısı yaklaşık 700 bin do- BHPIckJ ayılan ve erişme alanlan gitgide artan kablolu TV'ler girişimcilerin iştahını kabartıyor. Şu anda, Avrupa 'va yayın yapan yaklaşık 50 kablolu TV istasyonu var layında (1993 sonlan). Sinema fılmleri- ni, spor ve çocuk programlannı bir ara- da sunuyor. "Priemere" 750 bin müş- teriye 1994"ün ilk aylannda ulaşmayı hedeflemekte. Bütün kanallar gibi on- lar da geleceği canlannı sıktı. Al- manya'da yeni bir kablolu TV istasyo- nu daha kurulmaktaydı. Avustralyab kitle iletişim araçlan imparatoru Mur- doch kendi kuruluşu "Selco" araalı- ğıyla Almanya'da 1 Ocak 1994"ten başiayarak Ingilizce yayın yapmayı ta- sarlıyordu. Murdocb'un bu yayınlan. kendi ku- ruluşlanndan paket programlarla dol- duracağına kuşku yok. Bunlann içinde, TV çevrelerinde îfıgiliz "BSkyB" diye bibnen kanal grubu başı çekecek. "BSkyB" şimdilik şu istasyonlardan oluşmakta: "Country Music TV, Family Channel. Amcrikan abşveriş kanaîı QVC, belgesel kanalı Discoverj, gençlik kanalı Nickelodeon, VtTV'yi yayınlavan VH1". Bunlara bir spor kanalı eklemek isüyorlar. ama lisans konusu henüz hal- ledilmedi. Söz konusu istasyonlara, sadece İngiltere ve İrlanda'ya yayın yapan "The Movie Channel, Sky Movies Plus, Sky Movies Gold" adb kanallan da ek- lememizgerekiyor. Kısaca Murdoch. günümüzde bu işin kaymağını yiyen adam durumunda. Eğer Avrupa"nın öteki ülkelerinde. ör- neğin Almanya üzerinde de yayın hakkı elde edebilirse önünde kimse durama- yacak. Şu sıralar bunun için yoğun bir sayaş veriyor. İstasyonlann çoğalması. şifre çözü- cülüğü yapan kesimin yüzünü güldür- dü. Televizyon mağazalannın rafla- nnda artık bu aygıtlara özel bir yer aynbyor. İster korsan. ister yasal üretim olsun, hepsi piyasada. Karaborsada. daha çok İskandinav ülkelerinin porno yayı- nlannı izleten şifre çözücüler rağbet gö- rüyor. Bunlar "TV 1000. Film Net" ve "Red Hot Teloision". Bu istasyonlann hepsi farklı yayın şifreleri kullanıyor. \IZU YAĞMACt*AMLAMtNA GEL£N ADI !L£ VELOClGAProR.C</£LOSf/ŞAPrr>f<L) FOS/'Ü, 19?f y/UNOA GO8/' ÇOLÜ'N- DE 8ULUMMUŞ7Z//Z. SO MİLrOM Y(L ÖN- C£ YAŞAMfÇ OO4M BU KÜÇÜfC E7~O- gUG (jCoe-LuGOSAUR.), 2-2,5 METR£ UZaNLUĞUMPA, H4FİF g/R DİMO2OİZ- DU. ANCAK, rüM_ Ö2£LÜ*L£R SÖ2 NO6 OLPa- ĞU . f'A/CE SOA/ 7O DİMOZ-OROU. PA , <SÜÇLÜ Ç £ l e L & Ç P/&. ÖZELUftLE DE A&O A RlNDAKf ZO SANrr'Ml 6£Ç£N & A A Z A A / VELOCıfZAPTOfluM Sû/ü KALİNP£ Al/tAND/ GfMf, 8ÖYL£C£ BÜYÜ& D&LARA ff'LES/fL DüŞÜUMEKT£.. GECE FİLMLERİ Genç Aslanlar (Young Lions )-1908 Doğumlu ABD'li yönetmen Edvv ard Dmytry k hemen her türde başanlıfibnlereimzasını atmıştı. "Genç Aslanlar" da Marlon Brando, Montgomery Clift ve Dean Martin gibi oyunculan bir savaşmelodramında birarayagetınniş. Marlon Brando, hırsb, gaddar bir Nazı subay ı rolünde. Cbft ve Martin önce çatışan, sonra birbirlerini anlayıp uzlaşan iki ABD subaymıcanlandınyor. Dmytryk'in I958yapımı 167 dakiİcabk çalışması, İkınci Dünya Savaşı üzerine yapılmış kalbürüstü filmlerden bın olarak kabul edilir. "Genç Aslanlar'"da Nazi subay ını canlandıran Brando (l 924), sanat yaşamına 194O'lı yıllarda tiyatro oyuncusu olarak başlamıştı. Ünlü "Actors Studio"nun en parlak oyuncusuydu. Tenesse VVilliams'm "Arzu Tramvayı (A Steetcar named Desire)" adlı oyununun 1947"de Broedway "de ilk sahnelenışınde, Elia Kazan'ın yönetiminde başroleoçıktı veçok başanlı oldu. Brando 1950'li yıllarda sinemaya geçti ve kalıplaşmış oyunculuk anlayışmı sarsan ilginç yorumlanyla ününü pekıştirdi. Fred Zinnemann"ın "Erkekler( The Men. 1950)" adlı yapıtı ilk filmiydi. Daha sonra "Arzu Tramvayf'nın sinemaya uyarlamasında. yine Abe Kazan'ın yönetiminde oynadı. Bunu birçok ödül kazandığı "Rıhtımlar Üzerinde". Viva Zapata. Julius Sczar gibi başanlı filmler ızledi. 1960'larda unutulur gibi olan ve yeteneğine yakışmayan sıradan rollerdegörünen Brando. 19701ennbaşındaCoppola'nın "Baba" ve Bertoluccı'nin "Paris'te Son Tango'" fiîmiyle yeniden yıldızlaştı. Son yıllarda pekfilmyapmıy or ve kısa süre göründüğü y apımlardan yüksek ücretler almasıyla kendisinden söz ettıriyordu. "Genç Aslanlar"da aynca Hope Lange. Barbara Rush. Maximilian Schell. Lee Van Cleefgıbı oyuncularda izlenebilecek. fdne 5, 20.15) Başka Birinin Kızı (Somebodvs Daughter)- zlaman zaman uluslararası yıldızlarla gosterişlı filmler yapan Joseph Sargent'dan bir TV fılmı. Başrollerini Nıck Mancuso ve Nicolette Sheridan"ın paylaştığıfilmde,striptızci bir kızla polis arkadaşının yaşadığı serüven anlatılıyor. Genç kızın polis sevgilisi. yüksek düzey deki bazı bürokratlann çevirdıği ışler hakkında bılgı edinmıştır. Bu durum başının derde girmesıne sebep olacaktır < TRT3,20.40) İntikam Harekatı (Act of Vengeanceo. A trueStorv)lnterstar'ın "İntikam Harekatı" admıyakıştırdığı 1985 yapımı bu film. 1969da yaşanmış gerçek bir olayı ele alıyor. Sendıkacı Jock Yablonskı (Charles $JuW ocaklannı|a ve "san sendika" içinde dönen dolaplan açığa çıkanr, kendi sendikasını kurararak mücadele etmeyi dener. W.A. Boyle(WilfordBrimley). işadamlanna yakınbk duyan bir sendika bderidir ve Yablonski'yı engellemek için her yola başvurmaya kararlıdır. John Mackenzie'nın yönettiği filmin senaryosunu. Trevor Armbnstefin bir romanmdan Scott Spenceryazmış. Phil Meheux" ünün görüntülediği yapımın müziği Frankie Millenn imzasını taşıyor. Ellen Burstyn. Robert Schenkan ve Hoy t A.\ton fılmın dığer oyunculan. 92DkY İnterstar, 20.45) Kahverengi Giysili Adam. (The Man in the Brown Suit)Çoğu yapıtı fılme abnan veya TVdızisinedönüştürülen AgathaChristiel 1890-19^6) polısıy e edebiy atın en tanınmış adlanndan biri. Ne yazık ki uyarlamalann pek azı. yapıtlannın düzeyini yakalayabildi. Son yillarda yapılan en iyi Agatha Çhristie uyarlaması. John Guillermin'in y önettıği "Nirde Ölüm ( Death on tne Nile. 1977)" ıdi. Bugeceatv'ninsunacağı "Kahverengi Giysili Adam" orta hallı bir uyarlama nitebğinde Alan Grint'in yönettıği y apımda. olaylar. Agatha Christie'ningözdeekzotık mekanlanndan Mısır"da geçiyor. Amarikab bir turist kadın. cınayete tanık oluyor vededektif gibi suçluyu bulma uğraşı veriyor. "Kah% erengi Giysib Adam" daha çok polisiye meraklılanna seslenen bir TVfilmi.Stephanie Zimbalist.RueMcClanahan, Tony Randall, Edward Wood\vard ve Simon Dutton fıbnin başlıca oyunculan. (atv, 21.il.) Kavgasız Yaşayalım Genç kız, babasmın yanında şoför olarak çalışan delikanlıyı sevmektedir. Zengin baba. kızını ailenin tek çocuğu olan şımank. sorumsuz biriyle evlendirmeye kalkıncaişleriyicekanşır Sırn Gültekin'in 1963"te yönetmenliğini ve yapımcılığmı üstlendiği. Safa Önal'ın senaryosundanalınansiyah-beyaz "Kavgasız Yaşayabm", otuz yıl öncesi sinemasının özelliklerini taşıyan sıradan bir aşk ve şalonfilmi.Oyunculan Leyla Sayar. Yılmaz Duru, Varol Ürkmez. MahirÖzerdem. YusufSezgin. Suzan Avcı, Özdemir Han. Filmin başında Erman Şener konuklarla söyleşı yapacak. (TRT1,22.30) Boyacı Yoksul ve iyi niyetli bir ayakkabı boyacısı. bir genç kıza gönlünü kaptınnca. beklenmedık olaylarla karşılaşır. Sırn Gültekin'in I966'daSadıkŞendil"insenaryosundan uyarladığı "Boyacı". kenar mahalle ortamında, sıradan. basit insanlar arasında geçen sudan bir aşk öyküsünü anlatıyor. Bu siyah-beyaz yapımda dönemin güldürü tipleri Sadn Abşık-Çolpan İlhan çifti başrolü paylaşıyor. (interstar, 00.15) Hırçın Kadın Yatılı öğretmen okulunu birindlikle bitiren Zerrin'i (Hülya Koçyiğit), müdiresi yüksekokulda okutmak ister. Öğretmenbk yapmayı düşleyen Zernn. babasının yanına gıdıp atanmasını beklerken. eşki bir arkadaşına rastlar. Sonra olaylaryön değiştirir. Özdemir Hazar'ın romanındanBüjentOran'ınsenaryolaştırdığıve yönetmenliğini ÜlküErakalın'ınyaptığı 1967 yapımı "Hırçın Kadın"", romantik bir aşk öyküsünü anlatıyor. Oyunculan Hülya Koçyiğit. İzzetGünay.Salih Güney, Reha Yurdakul. Nevin Nuray. (TRT1,04.00)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear