22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 KASIM1993 PERŞEMBE HABERLER Zana: Kngöl iskenceyte öMürüldü • ANKARA (ANKA) - DEP Diyarbakır MiUetvekili LeylaZana, Şeyh Mehmet Emin Bingöl'ün, Muş'ta gözaltına alındıktan sonra işkence sonucu öldürüldüğünü öne sürerek Içişlen Bakanı Nahit Menteşe'ye "İstifa edecek misiniz?" diyesordu. Leyla Zana. İçişleri Bakanı Nahit Menteşe'nin yanıtlaması istemiyleTBMM Başkanlığı na sunduğu yazılı soru önergesinde, Muş yöresinin tanınmış şeyhlerinden Mehmet Emin Bingöl ile birlijçte Yakup Tekit, Alican Ömer, Adem Simin, Fadıl Bann ve Yusuf Söylemez adlı vatandaşlann Kurt köyünde gözalüna almdıklannı belirtti. Demirel, Sadık Ahmet'i kabul etti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Batı Trakya Türklerinin lideri Dr.Sadık Ahmeı'i kabul etti. Yunanistan'daki son seçimlerden sonra, parlamentoya giremeyen Türk adaylann durumunun elealındığı görüşmede Demirel. Batı Trakya Türklerinin iki ülke arasında köprü oluşturduğunu belirtti. Demirel. Türkiye'nin Yunanistan'la iyi ilişkiler sürdürmek istediğini vurgularken. Batı Trakya Türklerine tanınan haklann, aynıoranda iki ülke ilişkilerine de yansıyacağına dikkat çekti. Kılınç ve Ayhan: SHP'den ihraç edilmedik • İstanbul Haber Servisî- Eminönü Belediyesi meclis üyesi Sabri Kılınç ve başkan yardımcısı Saulmış Ayhan. SHFden ihraç edilmediklerini. kendi özgür iradeleriyle istifa ettıklerini belirttıler. l7Kasıml993 tarihinde gazetemizde yayımlanan haberle ilgili Sabri Kıhnç ve Saulmış Ayhan birer açıklama gönderdi. SHP Eminönü İlçe Başkanı Nadir Aras'ın kaynak gösterilerek yapılan haberle ilgili Sabri Kılınç'ın açıklaması şöyle: "Gazetede belirtildiği gibi hakkımda SHP Eminönü İlçe Başkanlığı tarafından ihraç istemli değil. kendi özgür irademle partiden 25.10.1993 tarihinde üyelikten istifa ettim." Saulmış Ayhan ise "Haberde SHP Eminönü İlçe Başkanı Sayın Nadir Aras kaynak gösterilerek. benim yolsuzluklara adımın kanşüğını ve ihraç istemi ile İl Disiplin Kurulu'na yerildiğim yazılmaktadır. Öncelikle şunu belirtmekte yarargörüyorum. Benim yolsuzluk yapmam ne dünya görüşüme ne siyasi ve sosyal ahlakıma ve ne de karakterime uygun bir şeydır" dedi. Gürün, Çiller'i eleştiPdi • İstanbul Haber Servisi- Emekli Büyükelçi Kamuran Gürün. üstü kapalı bir şekilde. Başbakan Tansu Çiller'in, terörle mücadelede başka ülkelerden yardım isteme usulunü bilmedığjni öne sürdü. Yardımm. gazetelere verilen demeçlerle ya da tehdıtkâr bir tavır içerisıne girilerek istenmesinin yanlışlığına değinen Gürün "Bu işin usul ve adabının öğrenilmesı gerekir' dedi. Devletten, Kürt ve terör sorunlannı birbirinden ayırmasını isteyen Gürün. yaşananların faturasının Kürt halkına çıkartılmaması gerektiğini vurguladı. Emekli Büyükelçi Kamuran Gürün, dün Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Güneydoğu Sorunu" konulu toplantıya konuşmacı olarak katıldı. Gürün. Güneydoğu'da yaşanan sorunlann temelinı. devletin Kürt halkına sahip çıkmamasma bağladı. Dışişleri Bakanlığı, Suriye ile ilişkilerde İran modelinin uygulanmasını istiyor 'Âçık politika rahateızlığı' HALUK GERAY ' ANKARA - Dışişleri yetkılileri. Su- riye'nin PKK'ya desteğinin kesılmesi için, İran'a yönelik izlenen "kapalı dip- lomasi" modelinin uygulanmasını öner- diler. Suriye ile Türkiye arasında ortaya çıkan son bunalım, büyük ölçüde Başbakan Tansu Çiller'in, "gazeteler aracılığıyla diplomasi" yürütmesine de bağlanıyor. Sorunlu komşulanmızla, "asanz, keseriz" gibi gazeteler aracılı- ğjyla yürütülen diplomasinin. Türkiye'- nin inandıncılığıru zedelediğine dikkat çekildi. Dışişleri Bakanlığı yetkililen, I993'ün başlannda İran'ın PKK'yı kendi top- raklannda banndırdığı iddialanyla tır- manan gerginliğin, son aylarda yumu- şadığına ve sınır güvenliği konusunda "somut sonuçlar" alındığına dikkat çek- tiler. İran sınınndan yapılan PKK saldı- nlannın büyük ölçüde durduğunu vur- gulayan yetkililer. iki ülke arasındaki gerginlik sonucu I993'ün başlannda er- telenen, İran Başbakanı Hasan Habibi- nin Türkiye gezisinin de olumlu gelış- meler nedeniyle aralık ayında yapılaca- ğını açıkladılar. Dışişleri yetkililen, Iran'la yürütülen diplomasi modelinin • Dışişleri'nce İran'dan gelen PKK saldınlannın sona erdiğine dikkat çekerek İran'la görüşmelerde uygulanan "diplomasi modelinin" Suriye'ye karşı da izlenmesi gerektiği bildiriliyor. Suriye ile sonuç alınması için. İran'la yapıldığı gibi "kapalı diplomasi" uygulanması isteniyor, gazeteler aracığıyla yürütülen diplomasi değil. Suriye konusunda uygulanamamasının basına verilen demeçlerlerden kaynak- landığı yorumunu yapıyorlar. Başba- kan Çiller'in özel elçi sıfatıyla gönderdi- ği heyetin Şam'a ulaşmasından önce basına verilen demeçlerde, "Suriye'ye son uyan, bombalaru!" gibi mesajlann Türk basınına "sızdmlmış" olması ör- nek olarak gösteriliyor. Bir yetkilinin bu konudaki yorumu şöyle: "Suriye'nin bu suçlamalar nedeniyle bir kırgınlığı var şüphesiz. Bu durum or- tada. Bir yığın beyanat >ar. Bombalanz, barajlan açar suyla boğarız gibi. Karşı taraf da nihayetinde bir devlet. Basın yo- luyla diplomasi yaparsak daha çok karşı- lanz bu tür durumlarla. Bir ülkeye küfür de edersin. ama bunu kapı arkasında ya- parsın. Gazetelerle değil. Yaparsan, işte bu gördüğümüz sıkıntıları > aratırsm. İşin sabır isteyen yönii de budur zaten. Biz birdenbire heyecanlanıyoruz, herkese posta atıyoruz. Ondan sonra, yelkenleri suya indiriyomz. Sıkıntı oradan işte." Suriye. basına verilen demeçlen ve tehditleri bahane eder ve iki ülke dışişle- n bakanlan. Şam'da, su konusunun ön- celik alacağı toplanüda bir araya ge- lemezlerse. kasım ayında Türkiye'de yapılması öngörülen Irak Zirvesi'ne ka- tılmayı reddetmişti. Ankara ise Suriye'- nin su ve PKK konusunu birbirine bağ- lamasına karşı çıkarak. "PKK'nın Suri- je'den çıkarılmasına yönelik ilk adım Şam tarafından atılmazsa, su konusunda olumlu bir yaklaşnnda bulanamayacağı" gerekçesiyİe Şam'a gitmekte isteksiz ol- muştu. Böylece ilişkiler kılitlendi ve An- kara'nın girişimiyîe Kuzey Irak'ta Kürt devleti oluşturulması olasılığına karşı başlatüğı bölgesel işbirliği mekanizması (üçlü Irak Zirvesi) önemli bir darbe yedi. Dışişleri kaynaklan. siyasi yetkilile- rin, komşulanmıza karşı kimi zaman verdikleri, "asarız. keseriz" türünden demeçlerin, Türkiye'nin ciddiliğine za- rar verdiğine inanıyorlar. Aynı kaynak- lar, 'komşulanna karşı "cezalandnma yönteminin" dünyada sadece İsrail tara- fından uygulandığına dikkat çekerek bu ülkenin bir komşusunu bombalamadan önce hiç bir açıklama yapmadığmı vur- guluyorlar. İsrail, kendisine tehdit ola- rak algıladığı sınırdışı hedefleri bomba- ladıktan sonra, neden komşusunu ceza- landırdığını kamuoyuna açıklıyor. Tür- kiye, ise bunun tam tersini uygulamış oluyor. Dışişleri Bakanlığı yetkılileri, Suriye'ye karşı izlenmesi önerilen poliu- kayı şöyle değerlendiriyorlar: "Demeçlerle diplomasi yürütülmesi, karşı tarafa mazeret yaratıyor. Oysa bi- zim amacımız. bunları işbirliğine çek- mek. Biraz sabır. biraz kapalı diplomasi işi. İran'la ilişkilerde başarılı olduk, çün- kü bunu yapabildik. Suriye ile olamadı. Karşı taraf, Siz bizi hem suçluyorsunuz hem işinize gelince işbirliği diyorsunuz' itirazuu yapıyor. Öngörülen toplantdar da gerçekleşemiyor. Sonuç bu işte. Ktsır döngüye geliyoruz. Toplantdar belki ara- lıkta olur. Başbakan, bakanı çağınp ka- rar aldırtırsa olur." Erbakan, laiklik kelimesinin siperedilerek Islamdüşmanlığı yapılmak' istendiğini söyledi Islamıterörsayıııayakalkışıyorlar ÛŞmanllğl'RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Terörle Mücadele Yasası'na laiklikle ilgili hükmün yeniden konulması çabalannı eleştirerek milletin laikliğe karşı çıkmadığını. laikliğin İsîam düşmanlığı olarak kullanılmasına karşı olduğunu söyledi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - RP Genel Başkanı Erbakan Terörle Mücadele Yasa Tasa- nsı'na 'laiklik' ile ilgili hükmün yeniden eklenmesi ıçın girişim- ler başlatıldığını bıldirerek "Millet laikliğe karşı çıkmıyor, laikliğin İslam düşmanlığı ola- rak kullanılmasına karşı çdu- yor. Bunlar, bu kanunla İslamı terör saymaya kalkıyorlar" de- di. Erbakan, RP Meclis grubu- nun dünkü toplantısında yaptı- ğı konuşmaya, Öğreimenler Günü'nü kutlayarak başladı. Necmettin Erbakan, işbaşında- ki yöneticiler nedeniyle öğret- menlerin öğrencilerine gerçek ilmi öğretemediğini iddia etti. 'Batı fıkir değiştirmez' Erbakan. Başbakan Tansu Çiller'in. önceki günkü DYP grup toplantısında. **terör ko- nusunda son 10 yıldır bir şey yapılmadığını" söylediğini. bö\ lece Süleyman Demirel hü- kümetini de eleştırdiğinı savun- du. Erbakan Çiller'in. "yapüan görüşmeler sayesinde Batılı dev- letlerin PKK'y ı lanetlemeye baş- ladığını" söylediğini de bildire- rek Baü'run PKK konusundaki fikrini değiştirmesini kimsenin beklememesi gerektiğini kay- detti. RP Genel Başkanı Erba- kan, siyonistlerin etkisi ile Batılı ülkelerin Türkiye'yi bölmek is- tediklerini ifade ederek şöyle konuştu: Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan, miDetvekiUerinin sağduyusuna inandığuu söyledi. karşı tedbir aldıklannı söyle- mek aldanmaktan, zügürt tesellisinden, Batı'nın yürütrü- ğü senaryodan başka bir şey de- ğildir. Dışarı endeksli bir zihni- "Batı'ya tabi olarak terörü önlemek mümkün değildir. Te- rörü önlemek için yapılacak ilk iş "Çekiç Güç'ü derhal gönder- mektir. Batılı ülkelerin PKK'va 'AfPİkall VallŞİIer'RP lideri, dünyanın birçok ülkesinin anayasasında devletin dininin belirtildiğini söyleyerek "Türkiye'de birtakım yobazlar, Afrikalı vahşiler, biri Müslümanlık'tan bahsedince kazanı koyup tamtam dansına başlıyorlar" dedi. madığını savunan Erbakan, İs- lam kardeşliğinin yerleştirilme- si ile terörün önlenebileceğini anlattı. 'Gavurca kelime...' Necmettin Erbakan. laiklik konusuna da değınerek bu kelı- menin Türkiye'de 70 çeşit tarifı bulunduğunu. bunun gavurca bir kelime olduğunu söyledi. Laiklik kelimesinin dünyada sadece 2 ülkenin anayasasında bulunduğunu bildiren Erba- kan, şöyle konuştu: "Dünyanın birçok ülkesi, ana- yasasında devlct dinini dahi bc- lirtmiştir. Türkiye'de birtakım yobazlar. Afrikalı vahşiler, biri Müslümanlık'tan bahsedince kazanı koyup tamtam dansına başlıy orlar. Böyleee, üç terörist- le baş edemeyenler, 60 milyonu karşılanna alacaklar. Bunlar beceriksiz. şuursuzdur. Biz daha konuşmadık... Bunlar laiklik di- ye gavurca kelimeyi siper ederek İslam düşmanlığı yapmak isti- yorlar. Millet laikliğe karşı çık- mıyor, laikliğin İslam düşmanlı- ğı olarak kuUandmasına karşı çıkıyor." Necmettin Erbakan, laiklik sözcüğünün yasaya tekrar ko- nulmaması için milletvekılleri- nin sağduyusuna inandığını bil- dirdi. Erbakan, konuşmasında ay- nca, ABD Büyükelçisi'nin Şan- lıurfa'ya yaptığı geziye değine- rek RP ile ilgili söylediği sözleri eleştirdi. yet terörii çözemez." PKK'nın fınans kaynaklan- nın söylendiği gibi kurutulama- dığını, terörle mücadelede 10 yıldır herhangi bir adım atıla- Bayram Meral'den tepki 'Demokrasi Platformu' için isiııı tartışması • Demokratik kitle örgütleri. kamu çalışanlan sendikalan ve işçi konfederasyonlannın katılımıyla özelleştirme ve Terörle Mücadele Yasası'na muhalefet için oluşturulan platformda temsil tartışması yaşanıyor. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, Türk-İş'i dışlayan platform girişimini uygun bulmadıklannı söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özelleştirme ve Terörle Mücadele Yasa Tasansı'na karşı çıkmak üzere demokratik kitle örgütleri, işçi konfederasyonlan ve kamu çalışanlan sendikalannın oluşturduğu "Oemokrasi Platformu"nda temsil sorunu ortaya çıktı. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral. Türk-İş'in "yeni bir çatı altına girmeye ihtiyacı olmadığını" söyledi. Meral. "Türk-Işismini bir tarafa iten platform girişimini uygun bulmuyoruz" dedi. Türk-İş'in ismi Meral, Demokrasi Plat- formu'na Türk-İş olarak katılmayı sürdüreceklerini, ancak her kuruluşun "kendi tüzel kişiliği" ile temsil edileceğini belirtti. Meral, "Demokrasi Platformu'nda, Türk-İş ismini bir tarafa iterek öncüiük yapılmasına karşı çıkıyomz. Türk-İş isminin olmadığı platform oluşumunu, Türk-İş'in isminin bir tarafa itilerek oluşturulan platform girişimini uygun bulmuyoruz. Bir aray a gelinmiştir. Herkes, kendi ismi altında bu biriikteliği sürdürecektir" diye konuştu. Türk-İş, DİSKveHak-İş konfederasyonlannın genel başkanlannın, bu oluşum konusunda 28 kaam pazar günü bir yemekte bir araya gelecekleri, 29 kasım pazartesigünüde kamuoyuna bir açıklama yapacaklan belirtildi. Bu ayın başında oluşan demokrasi platformunda Türk-İş, Hak-İş. DİSK- TM MOB, Türk Tabipleri Birliği.TÜRMOB.Kamu Çalışanlan Sendialan Platformu, Mülkiyeliler Birliği, Öğretim Üyeleri Derneği. Halk Evleri, İnsan Haklan Derneği. Çağdaş Hukukçular Derneği. Ziraatçılar Derneği. İktisat Fakültesi Mezunlan Derneği. Araştırma Görevlileri Derneği, Eğiüm-İş Sendikası. Genel Sağlık-İş Sendikası ver alıvor. 6 Aııti laik' müftüye tepki • Laiklik karşıtı suçlann yasa tasansı kapsamına alanmaması için baskı yapmaya çahşan Müftü Halil Elitok'un görevden alınması isteniyor ÖMER YURTSEVEN DENtZLİ - Terörle Mücade- le Tasarsf ndan "laiklik karşıtı suçlar"ın çıkanlması için dini vakıflara. milletvekillerine ulaş- tınlmak üzere faks çeken müf- tülüğün tavnna tepkiler büyü- yor. Soruşturma için Diyanet Işleri Başkanlığı'nın görevlen- direceği müfettişlenn gelmesi beklenirken, başta SHP olmak üzere demokratik kuruluşlar il müftüsü Halil Elitok'un görev- den alınmasından yana tavır koyuyor. Gerek siyasi çevrelerde ge- rekse kamuoyunda tartışmalan süren Terörle Mücadele Tasan- sı için müftülüğün sergilediği antik-laik eylem, Denizli'de gü- nünkonusuhalinegeldi. Müftü edeceği gerekçesiyİe tasanya konmaması gerekitiğini duşün- dük. Çünkü TCK'nın'eski 163. maddesi daha ağır bir şekilde ge- ri geimiş olacaktı." Müftü Elıtok, tasandançıka- nlan laiklik karşıtı suçlann "şiddet veya örgütiü eylem" içemnesi koşuluyla "*terÖT suçu" sayılması için anlaşmaya vanl- ması konusunda da "Bence bu düzenleme daha uygun" diye konuştu. Konuyu genel merkeze ilete- rek müftünün görevden alın- masını istediklerini belirten Denizli SHP İl Başkanı M. Sa- lih Basmacı olayın özü iübariyle "Bir din adamının devlet işine re- sen kanşması" olduğunu söyle- di. Bunun suç olduğunu, olaya göz yumulması halinde şeyhü- lislamlık dönemine vize veril- miş sayılacağını savunan Bas- macı. "Meclis komisj'onlann- dan çıkacak bir tasarı için müdahalede bulunan müftülük, bir anlamda devleti yönetmeye dekalkıyor" dedi. Demokratik kuruluşlar, Ata- türkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de müftü Halil Elitok'- un görevden alınmasıru ister- ken, baros başkanı da olan Demokrasi ve Laiklik Meclisi'- nin Yürütme Kurulu Başkanı Av. Tuncer Ydmaz, laikliğe karşı devletin içinde yuvalan- mış mihraklarla hukuk çerçeve- si içinde mücadele edeceklerini söyledi. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Bilim Bilinci Türkiye biliminin seçkin üyelerini çatısı altında topla- yacak olan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), kurucu 20 üyesinin seçimini tamamladıktan sonra bu hafta ilk genel kurulunu yapıyor, başkanını veyönetici organları- nı seçiyor. Birçok Batı ülkesinin yüzlerce yıl önce kur- dukları bilimler akademilerininarasına, 1993yılındabile olsa Türkiye'nin de sonunda katılmasına sevinelim mi, yoksa kaçırılan bunca zamana ve bugünkü durumumu- za bakıp üzülelim mi, bilmiyorum. Ama bir konuda daha geleceğe kalkan son trenin son vagonuna, ayaklarımız raylar üzerine sürte sürte de ol- sa asılmamız, yine de bir umuttur. ••• TÜBA'nın omuzunda tonlarca iş olacak. Kolay değil, geride çok az şey yapılan koca bir tarihin açığı var. En büyük açık ülkemizdeki bilim bilinci konusunda. Türkiye henüz bilim ve kültür devrimini tamamlayabil- miş değil. Bugün tersine bir eğiümden bile söz etmek mümkün. Okullarda akıl ve bilim yerine konmaya çalışılan Türfc- İslam sentezi düşüncesi ve dini bakışlı eğitim ile bilimle safsatayı birbirinden ayırt edecek ölçeğe sahip ol mayan milyonlar yetiştirip hayata salıyor. Din ve ırk ayrımma dayanan inanç sistemini, günlük hayatı, ülkeyi, devleti yönetecek rehber olarak savunanlar çoğaldıkça, toplu- mun akıl ve bilimi kullanabilmesi de giderek imkansızla- şır insan aklı ve düşüncesinin üst sistemleri olan manbk ve felsefenin okullardan temizlenmesi ile de ülke gele- ceği ağır yara almıştır. Bilim sadece devletin özellikle eğitim ve öğretim poli- tikalarını yönlendiren geleceğe karşı ihanetiçindeki so- rumsuz kişilerce değil, kitle iletişim araçlarınca da iyice dışlanıyor. Az gelişmiş kapitalistin ve beynin azgın kar hırsı, her- şeyin önüne geçen ticari kaygılar, geniş kitlelerin önüne falcılığı. cinciliği ana yemek olarak sunuyor. Özel TV kanallarının hiçbiri bir bilim programı ve bel- geseli yayımlamıyor. Bilimsel düşünce, basının da giderek uzağına düşü- yor. Devleti yönetenlerde, cumhurbaşkanları, başbakan- lar, bakanlar, siyasi parti liderlerinde "ülke bilimi ve tek- nolojisi" kavramı, eyleme ve işe yansıması bakımından hiç gelişmemiş veya çok gerilerde. Siyasi parti programlarının hiçbirinde bilimi geliştir- mek ve ülke kalkınmasının hizmetine sokmak öngörül- müyor. Üniversitelerimizde bilim yapanlara, neredeyse yasa dışı bir iş yapıyor gözüyle bakılıyor. ••• TÜBA işte böyle koşullarda doğuyor. Önünde oldukça zor işler var. * Bilim kültürünün köklenip dal budak sarması için ül- ke çapında güçlü bir bilim lobisini oluşturmak; * Bilimin toplumlarm kalkınmasında ana motorlardan biri olduğu düşüncesini yaymak; * Günümüzde ekonomi ve refahın bilimsel ve teknik devrimlerin üzerinde yükseldiğini anlatmak; * Devletin ve toplumun bütün kurumlarında ancak bili- mi ve aklı egemen kılarak demokratikleşebileceğimiz ve çağdaşlaşabileceğimiz gerçeğini herkesin önüne- koymak, bugün bilim güçlerinin önündeki en önemli gö- revlerden biri olarak duruyor. Önümüzdeki hafta başında resmen hayata atılacak olan TÜBA'nın böyle bir bilim bilincinin ülke çapında hız- la yaygınlaşmasını sağlayacak motor olacağını ve uzun vadeli bir program hazırlayacağını umut etmek isteriz. Hasan Mezarcı RPveb1anükesim,PKK Uevuruşhmdtnakisteniyor İSTANBUL (ANKA) - Re- fah Partisi İstanbul Milletveki- lı Hasan Mezarcı, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın, yeni dö- nemde RP'yi hedef seçtiklerine ilişkin açıklamasını, "RP'nin bölgede gecmişte var olan pres- tijini yükseltmesinin bir so- nucu" olarak yorumladı. Me- zarcı, "AyTica bir taktik gereği RP ve İslamı kesinüer. PKK ile vuruşturulmak isteniyor olabi- Ur" dedi. Hasan Mezarcı. PKK lideri Öcalan'ın. "Özel birimler hazı- rlayıp hem RP basınını hem de parti teşkilatlarını tasfıye ede- ceğiz. Gerekirse en sert ta\ırla y aptıklannı başlarma yıka- cağız" yolundaki tehdidini de- ğerlendirdi. Refah Partisi'nin bölgedeki prestijini yükseltme- sinin PKK'yı Müslüman-Kürt çoğunlukla karşı karşıya geti- receğine dikkat çeken Mezarcı, bu durumun PKK'da ra- hatsızlık yaratacağını vurgu- ladı. Mezarcı. Öcalan'ın açı- klamasının da bu rahatsızlı- ktan kaynaklandığını belir- terek şöyle dedi: "Yöre halkı dindardır. Örf, adet düzeyinde de olsa bu din- dar yöre halkı, PKK'nın Mark- sist yüzünü görmüştür. Erme- nistan başta olmak üzere, dış bağlantılannı da görmüştür. Açıklamada bahsedilen basın yayın organları ise yöre halkn nın PKK'ya karşı tavrında İslam kardeşliğini işledikleri için etkili olmaktadırlar. Bu noktadan hareketle PKK bun- dan rahatsu olmuş ülabilir." Mezarcı. değerlendirmesın- de aynca. bir taktik gereği Re- fah Partisi ve İslami kesimlerin PKK ile vuruşturulmak isteni- yor olabileceği uyansında da bulundu. 'Açıklamanın muhatabı devlettir' Hasan Mezarcı, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın acıkla- masının muhatabının devlet ve güvenlik güçleri olduğunu be- lirtti. Mezara, "Gerek RP'nin gerekse Zaman, Türkiye, Milli Gazete ve benzeri yayın organ- larının askeri gücü yoktur. lUe- gal boyutu da yoktur. PKK'nın bu açıklamasımn muhatabı RP \eya bu basın organları değil- dir" diye konuştu. Hasan Mezara, İstanbul'da Milli Gençlik Vakfı ve ülkü ocaklanna yönelik bombala- ma eylemlerine de değinerek olayın tırmandınlmak istendi- ğini söyledi. Devletin. Güney- doğu'da askeri çözûmü, Ku- zey Irak'ta ise siyasi çözümü yoğun bir şekilde sürdürmesini isteyen Mezarcı. "Devlet PKK'yı muhatap kabul etme- melidir. De>letin güvenlik güç- lerinin yerine Türkeş dahil hiç kimse sovunmamalıdır" dedi. sunda "OlabiIİr Vaü Bey'in takdir hakkıdır. Soruşturma açılması, ceza verilecek anlamı- na geünez" dedi. Vakıflara geçi- len faks bildirilerinde herhangi bir suç unsurunun bulunmadı- ğını savunan Elitok şunlan söy- ledi: "Vali Bey telefonla beni aradı. Olay için gerekli inceleme ve so- ruştiırmanın yapılacağını söyle- di. Ben de doğal karşıladnn. Laiklik karşıtı suçlann tasan- dan çıkarüması, Türkiye'nin la- iklikten vazgeçriği anlamına gelmez. Çünkü laiklik bir ana- yasa maddesidir. Tasarıya kon- ması ya da konmaması bu açı- dan çok fazla önem taşunaz. Biz sadece Müslümanları rahatsız Tanık polisler yakalama tarihi konusunu tam olarak hatırlamadıklannı söylediler islami Hareket davasmda taıilı belirsizliği Savunma avukatlan daha sonra tutuklu sanıklardan idam istemiyle yargılanan Kutbettin Gök ve Mehmet Ali Şeker ile Fahrettin Baytap, Mehmet Zeki Yüdırım ve Adil Ateş'ın tahliye edilmesini istediler. İstanbul Haber Servisi- Çetin Emeç, Tu- tarihi hatırlamıyorum. Tutanakta yazılan ran Dursun, Sinan Ercan ve İran uymklu doğnıdur" biçiminde "belirsiz" ifade kul- Ali Akbar Gorbani'yi öldürdüğü açıklanan lanmalan nedeniyle sanıklar. polislerin ifa- İslami Hareket Örgütü davasına devam delerini reddetti. Sanıklardan Mehmet edildi. Operasyona katılan polislerin tanık Zeki Yıldınm, tanık polis ifadesine karşı, olarak dinlendiği duruşmada savunma "ben 20 ocak tarihinde yakalandım. Oysa avukatlan. "yakalama tutanaklarındaki ta- düzenlenen yakalama tutanağında benim 23 rih tahrifatının". operasyonun baştan sona ocak günü yakalandığım yazüı"diyerek ifa- senaryo olduğunu ortaya çıkardığını ileri deyikabuletmediğini bildirdi. sürdüler. Sanık avoıkatlanndan Muharrem Balcı istanbul 3 numaralı DGM'de dün yapı- ise yakalama tutanağındaki 23 ocak tari- lan duruşmada, otomobil hırsızlığı nede- hinde tahrifat yapıldığının gözle görülebil- münü veren mahkeme. Çetin Emeç'in şo- niyle ortaya çıktığı belirtilen örgütün ilk diğini, silahlann balistik incelemesinin förü Sinan Ercan'ın eşi adına davaya sanıklannı yakalayan polis memurlan ta- yapıldığı ekspertiz raporunda elegeçirilme müdahil olarak katılma talebinde bulunan nık olarak dinlendi. Tanık polislerin "ya- tarihi olarak "20 ocak" gününün verildiği- Avukat Kemal Keleşoğhı nun istemini red- kalama tarihi" konusunda "Tam olarak ni söyledi. detti. Mahkeme, yaklaşık 4 saat süren duruş- ma sonunda. tutuksuz sanıklardan Hasine Yağmur hakkında "ifadesinin alınabilmesi için gıyabi rutuklama" karan verdi. Diğer sanıklann tutukluluk halinin devamı hük-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear