16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 KASIM1993 PERŞEMBE 12 DIZIYAZI E D E B I Y A T T A GERlCÎLİK G ÖL GE L E Rİ VECİHİ TİMUROĞLU fğitimintemeli "okuyarak öğrenme"ye dayanmahdır. Oysa, 1993 Türkiyesi'nin Talim-Terbiyecileri "önceden hazırlanmış bilgileri ezberletme" ilkesine sıkı sıkıya sanlmışlar(!) Bunun sonucunda da, metinlerde akıl almaz "gülünçlükler"ortaya çıkıyor. Olsun, kimin umurunda izlence! Amaç, laikliğe karşı çıkmak olduktan sonra... J.2ÜDazınizlencesinin 'genel amaçlar' bölümü ürkütücüdür. Çünkübu bölümde sözü edilen 'Türk toplumunun temel değer hükümlerini öğretip benimsetmek" sözlerinin ardından, 'benimsetilmek istenenin' ne olduğu en açık biçimiyle ortaya konulmaktadır: Türk-lslam Sentezi!... Işte Atatürk'ün milli eğitim politikasının bugün getirildiği, geriletildiği nokta budur. Cevletiyye, Mevlevi, Kadiri ve Hurufı şeyhlerinin 'nefesleri' ile sevdirilebilir mi hiç yazın? Dalıili'hıırafeedebiyab 9 -6- Elimin altında, ABD'nin tllinois eyaletinde 'Yazın Kalıtunı Yaymlan' arasından çıkmış, Yazın öğretmeni R. StanJe Petersoo'ın ders ki- tabı olarak hazırladığı bir kitap var. O kitapta, çok sevdiğim bir şiir tanıtıhyor öğrencilere: The Wife of Usher's WdL Bu anonim bir şiirdir. Ya- zar, öğrencilerin şiiri anlamalan için üç soru sor- muş. Sorulardan birisi, şiirde anlatılan olumsuz bir durumu anlamalan için. "Siz obanız nasıl dav- nunrdınız? Bu dunım niçûı trajiktir?" Ikınci soru, şiirde yansıtmayı sağlayan sözcûk çalışmasıyla ilgili: "Bu şürdeki karşıtlan, gerçek oianla gerçekdışı (doğal ile doğaüstünü) anbtan sözçükleri gösteriniz." Üçüncü soru da, dilsel bir sorunun öğrenilmesi- ni amaçbyor: "Metindeki eski sözçükleri ve söy- lemleri saptayuuz ve ka>Tamaya çakşınız." tşte bu kadar! Çünkü, yazın öğretimı üzenne düşünmüş bütün uzmanlar görmüşlerdir ki, yazın ögretile- mez, ancak sevdirilebilir. Cevletiyye, Mevlevi, Kadiri, Hurufi şeyhlerinin ilahileriyle, yazın sevdirilebilir mi? Yazın izlencesi- nin 'genel amaclar'ı saptayan bölümünün 7. mad- desı. bütün amacı belırliyor "Ortak milli kiiltür değerieri taşıyan eserierden faydalanmak sureti) le Tiirk toplumunun temel de- ğer hükümlerini öğretip benimsetmek." Türk ulu- sunun ortak 'milli değerleri'de, Beşınci ve Altıncı Kalkınma Programlannda ızlenecek eğitim veöğ- retim politikaiannı saptayan Milli Kültür Ra- poru'nda belirlenmiş: Türk-İslam Sentezi! Onlar ozan değil mi? Y azın izlencesinde, yukanda belirttığimiz gibi Orhan Veli, Yaşar Kemal, Orhan Ke- mal. Ahmet Kutsi Tecer gibi kimi yazariara ve şairlere yer verilmiş. Nazım Hikmet'e, Sabahattin Ali'ye, Meüh Cevdet'e ve bunlar gibi ilerici şairlere ve yazariara yer verilmemış. öteden beri okutulan Cahit Kûlebi'yi de çı- karmışlar. Talim ve Terbiye Kurulu, Nazım Hik- met'i ve Sabahatün Ali'yi vatan haini olarak ilan ediyor. Onlar vatan haini oldukJanndan, ders ki- taplanna ahnması, genç zihinler ûzerinde olumsuz etkiler yaparmış! Peki Sevr'e imza atmış Rıza Tevfik ile Refık Halit, çocuklanmızın zihinlerini kanştırmıyor mu? Kurtuluş Savaşı'na karşı çıkmış Cenap Şa- , habettin, halkımızın buluncunu rahatsız etmiyor mu? Atatürk'e küfür etmiş Necip Fazıl. hiçbir gencimizin aklını bulandırmıyor mu? Sorun, iha- netler falan değil. Laikliğe karşı olan her düşünce- yi, dolayısıyla Cumhuriyet'i. genç kusaklar indin- de küçültmek. giderek şeriatm pençesine teslım et- mektir. tzlenen yöntem K onulann işlenmesinde izlenen yöntem de, çağdaş öğretim yöntemlerine tümüyle aykındır.Bugün, dünyanın hiçbir yerinde ezberci öğretime yer veren tek izlence gösterile- mez. Oysa. yürürlükteki yazm izlencesi, medrese yöntemini öneriyor. Örnegin. XIX. yûzyıl Türk Edebiyatı mı işlenecek? Konunun nasü işlenecegi belirlenmiş: a) Genel ÖzeUikler. b) Eserler. Bir dönemin yaan özellikJeri, o dö- nemin ürünleri okunarak öğrenilebilir ancak. Doğru yöntem budur. Yaparak öğrenmenin yazı- na uygulanması, 'okuyarak öğrenrne" biçiminde olur. Oysa, bizım Talim ve Terbiye Kurulu'muz, önceden hazırlanmış bilgileri ezberletiyor, daha sonra, bu bilgileri metinlerde aratıyor. Gûlünçlükler dizisi Y öntemde akıl almaz gülûnçlükler var. ör- neğin, 'açıklamalar'da. yöntemi belirleyen 7. maddede şöyle denilmektedir: "Konular, yakından uzağa, basitten karmaşığa: bilinenden bi- unmtvene giden bir metotla işlenir." Bu yöntemi. örnegin bir öyküye nasıl uygularsmız? Bir şiir için böyle bir yönteme başvurabilir mi? İşitmışler Ho- rasan'da halı dokunuyor, ama enine mi uzununa mı? Işte bunu bılmiyorlar. Bu yöntem, matematik öğretiminde. dilbilgisin- de ışe yarayabilir. Ama diyelim tarih öğretiminde nasıl uygulantr? Gerçekten, Talim ve Terbiye, kendi alanlannda talimsiz insanlarla dolmuş. 8. madde, daha da gülünç: "tncelenen eserler, benzerleri ve zıtianyla karşı- Uştmlarak öğrenciye mukayese şuoru ka- zandınlır." İzlencenın dilsel zaafını belirtmiştim. Bu maddede de görülüyor. 'Karşılaştırma ve mu- kayese' aynı cümle içinde, ayn terimlermiş gibi kullanılsın diyelim, ama önerilen yöntemi anla- mak olanaksız. Şimdi, bir romanın 'benzeri' ve 'zıttı' nedir? Nasıl karşılaştınlacak romamar? Hele şiirleri C ^-J evr'ı imzalayan Rıza Tevfık(Bölükbaşı) ve Refik Halit(Karay), Kurtuluş Savaşfnın amansız karşıtı Cenap Şahabettin; Atatürk'e küfür etmiş Necip Fazıl (Kısakürek) yazın kitaplannın baş köşesindedir. Karşıt eylemleri biryana, kitaplardaki varlıklannın altında yatan amaç, laikliği veCumhuriyet'i küçültmek değil de nedir? NECtP FAZIL KISAKÜREK- Dinsel akurüara olduğu kadar, Türkçülfik akunlanna da "sımsıcak" bakan "üstat" Talim Terbiyeciler tarafından "Çağdaş Tûrk yazarları sınıfına" sokulmakta ve "eserierf'ders kitaplannda okutulmaya ısrarla devarn ettirilmekte... ORHAN VELİ KAMK - "Garip" akımınm öncüsû nasdsa ders kitaplanna girebilmiş. MEVXAN A CELALEDDÎTS-İ RL'Mİ, tekke kökenli v azının büv ük ustası, günümüzde "insan- severliği" ile yaşam buluyor ve ilahilerin ötcsine taşan ardamlanyla çocuklara okutuluyor. karşılaşnrma acayipliği nasd yapılacak? 'Mukaye- se şuuru' nedir? Karşılaştırma bilinci dıye yeni bir bilinç alanı nru belirdi? Doğrusu. laf tıkıştırması bu. Belki. değerh üyeler. şunu söylemek istiyorlar: "Tartışnıa alışkanlığı kazandınlmalı."' Bakınız, 1944'te. Hasan Ali Yücel'in, Talim ve Terbiye Kurulu, \azın öğretiminde ızlenecek yolu nasıl saptamış: "Soyut bilgi gereksizdir. Metinİerin anlaşılmasına yardun edecek bilgiier ûzerinde du- rulmalıdır. Metinler. öğrencive en az bir hafta önce verilmeli. Metin ûzerinde nasıl çalışacağı, sonılarla belirtilmeli. Gerekli yardımcı kitaplar salık veril- meli. Metin, derste kısaca tanıtılmaJı, kimden, nere- den alındığı gösterilmeli. Hasan Ali YüceTin uz- manları. çok can alıcı noktalar ûzerinde dunııiar: a. Sözcükler, terimler. deyimler, metinden ayn ögretilmemeli. b. Öğretim sürecinde, sözcüklerin zamana. çev- reye, gelişmeye, yazara göre nasıl yeni anlamlar ka- zandığı ûzerinde duntlmalıdır. c. Bunlar kazanıldıktan sonra, dönemleri ve ya- zarları ayıran özellikler ûzerinde durulabilir. d. Dilbilgisi ve söz dizimi ûzerinde durmayı sav- saklamamak gerekir. Kısası, Talim ve Terbiye Kurulu, öğretimin özel yöntembılimiyle hiç ilgilenmemiş. İzlencenin tek amacı 'milli ve manevi" değerlerimizi çocuğa be- nimsetmekür. Cumhuriyet hükümetleri, eğitim sorununu 'ulu- sal' nitelikli bir olgu olarak düşünmüşlerdir. Bu yüzden de, eğitim ve öğretim politikasını yönlen- direcek siyasal karar organına 'MilB Eğitim Ba- kanlığı' adını vermişlerdir. Şimdi, Eğitim ve Öğre- tım Bakanlığı demek yeter. Ancak Atatürk Cumhuriyeti'nin eğitimcileri, düşünürieri, 'miDJyetçüik'i. nazilik ya da dinciük biçiminde anlamıyorlardı. Halil Fikret Kanat, Milliyet İdeali ve Topyekûn Milli Terbiye adh yapıtında. (7) ulusal eğitımin ırktan ve dinsel ınanç birliğinden doğamayacağmı. halkın toptan çağdaşlaşması anlamına geleceğıni ilen sürer. Agah Sım Levent ise "1111111 terbiye'nin: ortak çıkar- lan, toplumsal yaran. bireysel cıkardan ve yarar- dan üstün tutmakla sağlanabileceğini belirtir. Ona göre, bireyin kendisini topluma adaması, çağdaş bilimin yardımıyla olabilir. Devrimci genç- lik, Atatürk yolunda bunu sağlayacaktır. (8) Bu konuda, Ali Haydar Taner, Türkiye Mual- limler Birliği adh sağa bir kunıluş adına hazı- rladığı raponında. "Milli terbiye alan bir Türk genci, şahsi (kişisel) menfaarlerini içtimai (toplum- sal) menfaatlerin içinde görmelidir. Mensup olduğu cemiyete karşı muhabbet (sevgi) ve fedakarlık (öz- veri) hisJeri beslemeli. Her zaman. her yerde ve her rürlü şerait altında (koşuDarda) Türk vatan ve mil- lerinin terakkisi ve yükselmesi için daima düşünen, duyan ve işleyen samimi bir vatandaş ohnalıdır" diye yazıyor. (9) Ali Haydar Taner, kuşkusuz, ulusal eğitim so- rununu, okulla smırlandırmıyordu. Aileden baş- layarak tüm toplum katmanlannın ve kesimleri- nin ûzerinde durması gereken bir sorun olarak gö- YAŞAR KEMAL - Nobel'e ada> olabilecek kadar başınlı ve romanları onlarca dile çevril- miş bir usta. O da nasdsa derslerde okutuluyor. rüyordu. Saruyorum. sağcı öğretmen kuruluşunun tehli- keli eğilimini de görmüş olmah ki. "Her şeyin ifratı (öiçüyü kaçırma. taşkınlık) muzirdir (zarariıdır). Gençlere verilecek milli terbiyede de ifrata gitmek doğru dcğildir. Biz. yeni yetişen nesle miUetimizi mümkiin olduğu kadar fazla sevdirmeve gayretle beraber Türk'ün bütün cihandaki si\ asi, iktisadi ve coğrafi vaziyetini de (durumunu) anlarmalıyız. Türk çocuğu bilmelidir ki, dünyada Türklerden başkamilletlerdevardır. Mütekabil(karşılıklı)mu- habbet ve hürmet (sa\gı) eseri göstermek şartiyle (koşuluyla) diğer milletlerin efradı (bireyieri) de şa- yan-ı hürmet (saygıya değer) insanlardır. (....) Nazi- İik diye anılan ırkçı politika görüşünü benimsemiş olanlar, milliyetçi eğitim meselesinde müfrit hare- ket eder, müsamahayı (hoşgörüyü) boğma yotunu takip eder (izler)" diye uyanyor. Bugün, Milli Eğitim Bakanlığı'nın eliyle yaşa- ma geçirilen izlencelerle, yazın, tarih ve din kültü- rü ye ahlak bilgisi derslerinde, gençlerimize, Türk ve İslam dışında herkese kin beslenmesi düşüncesi aşılanıyor. 7. Halil Fikret Kanat. Milliyet ideali ve Topyekûn Milli Terbiye, Ankara 1941. 8-9. Prof. Ali Haydar Taner, Milli Terbiye, İstanbul 1940. Yann: Dışlayın aydınlan; onlar aydınlatır! İLAN ELBİSTAN1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1989/500 E. 1993/67 K. Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekiK tarafından davalılar Ahmet Genç ve Metin Doğan Karakuş aleyhine mahkememize açılan rücu- an tazminat davasmın mahkememızde yapılan açık yargılaması so- nunda; Davanın kabulü ile. 22.088.552.48 lira rücuan tazrrunatın davalı Metio Doğan Karakuş'tan lahsili ile davacıya bağlanan gelırlerin onay tarihi olan 14.10.1989 tarihinden itibaren yasal %30 faizi ile bir- likte ödenmesine karar verildiği. karann davacı SSK vekili tarafın- dan 27.5.1993 tarihli dilekçe ile temyiz edildiği, karar ve temyiz dilek- çesınin davalı Meün Doğan Karakuş vasisi Sedat Doğan Karakuş'a tebliğ edilemeyip, adresi de tespit edilemediğinden karann temyiz di- lekçesının ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. ve devamı maddeleri gereğince verilen karann ve temyiz dilekçesinin davalı Metin Doğan Karakuş vasisi Sedat Doğan Karakuş'a ilanen tebliğine, ilanın neşir tarihinden itibaren 15 gün ıçe- risinde temyiz edümediğı takdirde karann 15 gün sonra Metin Do- ğan Karakuş yönünden kesinleşeceğine, karann ve temyiz dilekçesi- nin tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 52760 İLAN T.C. MERSİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 991-551 Davacı Lütfıye Kıran ile davalı Idris Kıran arasındaki boşanma davasının yapılan yargılamasında, davalının adresi tespit edilemedi- ğinden. adı gecen davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup, karar gereğince; Davacı, 27.8.1991 tarihli düekçesinde. davalı ile 17 yıldan beri evli olduklannı. bu evlilıklennden ortak çocuklannın olmadığını, davalı eşinin evlilık birliğinin kendisine yuklediği görevleri yerine geürmek- ten kaçındığını, bundan 8 yıl kadar önce ortak haneyi terk ederek bir daha da geri dönmediğini, kendisinin evr işlerine temizliğe giderek ge- çimini sağladığını. davalı ile bundan böyle bu evliüği yüriitmelerinin imkansız olduğunu ve boşanmalanna karar verilmesini istemiş ol- makla; davalı Idris Kıran'ın bu dava ile ilgili ibraz etmek istediği bel- geleri var ise bunlan duruşma günü olan 9.12.1993 gününe kadar getirmesi ya da göndermesi kendisini bir vekille temsil ettirmediği ya da duruşmaya gelmedıği takdirde HUMK'nın 213. maddesi uyann- ca dunışmaya yokluğunda devam edileceği ve karar venleceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 47829 ADALET BAKANLIĞrNDAN MÜNHAL NOTERLİKLER Aşağıda 1992 yılı gayrisafi gelirleri ve isimleri yazılı bulanan birinci sınıf noterlikler münhaldir. 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 22. ve müteakip maddeleri gere- ğince, birinci sınıf noterlerden bu noterliklere atanmaya istekli olan- lann ilan tarihinden itibaren bir ay içinde bakanbğunıza veya bulun- duklan yer Cumhuriyet Başsavcılıklanna başvurmalan gerekmekte- dir. Posta ile doğrudan doğruya Bakanhğa gönderilmiş olan dilekçeler, başvurma süresi içinde Bakanhğa getoıediği takdirde atama işlemin- de nazara alınmaz. tlan olunur. SıraNo:\1ünhalNoterliğinadı: 1992 >ıh gayrisafi gelirieri: 1- AdanaSekizinciNoterliği 1.027.443.543.-Lira 2- DiyarbakırtkinciNoterliği 865.850.510-Lira 3- İstanbul Üçüncü Noterliğı 970.755.140-Lira 4- izmirAltıncı Noterliğı 1.469.149.779.-Lira 5- KayseriDördüncüNoterliği 1.092.022.594.-Lira 6- Konya Üçüncü Noterliğı 1.407.347.248.-Lira 7- ManisaİkinciNoterligi 1.328.536.076-Lira 8- SıVas Birinci Noterliğı 1.351.078.392-Lira 9- Sanlıurfa Birinci Noteriiği 680.874.120.-Lira Basın: 47846 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Nurettin Sözen'le Söyleşi: (3) Hncancı Katırlan... Sarıyer "Uyumkent" olayını çok merak ediyordum. Kentin 400'e yakın ortağı arasında, kim oldukları ilk bakış- ta bilinenler olduğu gibi, bilinmeyenler de yok değildi. Herkesin bildiklerini kimden saklayacaktım. Bilinmeyen ya da az tanınanları da ayraç arasında yazmalıydım. Gö- revler, Dalan döneminde: HekJi Elizabeth Özal (Yusuf BozkurtÛzal'ın eşi), Ekrem Pakdemirll, Melahat Tümer, Aysell Dalan (Bedrettin Da- lan ın eşı), Tahsin Şahinkaya, Sedat Celasun, Abdullah Tenekeci, Veysel Atasoy, Nevzat Ayaz, Ismet Acar (Uyumkent'in yüklenicisi, müteahhidi), Menmet Ali Yık maz, Canan Cıvaoğlu (Güneri Cıvaoğlu'nun eşi), Naile Damalı (eski İSKI Genel Müdürü Atom Damalı'mn yakını), Mehmet Barlas, O. Yılmaz Sanlı (Mimar), A. Kurtcebe Alptemoçin, Osman Hızlan (ANAP Kadıköy Belediye Başkanı). Bilge Emeç (Çetin Emeç'in eşi), H. Ertuğnıl Ak- bay, Kemal Kınacı, K. Naci Ekşi (Bakırköy Belediye Baş- kanı, şımdı ANAP Mılletvekılı), Sevtl Erdem (Kaya Er- dem'in eşi), Haluk Öztürkatalay (ANAP Beyoğlu Belediye Başkanı), Fatih Gündüz (ANAP Fatih Belediye Başkanı), Eyüp Uçak (ANAP Eyüp Belediye Başkanı), Niyazi Adıgü- zel (eski İSO Başkanı, geçen yıllarda Ankara'da Büyük Ankara Oteli'nde öldürülmüştü, Dalan ın arkadaşı), Ata- nur Oğuz (Dalan'ın sağ kolu, o da kazada öldü), Mustafa Rüştü Taşar (Mustafa Taşar), Hikmet Bozanoğlu (ANAP- lı, Bozanoğlu baklavaları sahibı, Emınönu Belediye Baş- kanlığı yaptı), Ahmet Selçuk (eski Başbakanlık Müstesa- rı), Zekl Aytaç (ANAP'lı, izmirliler tanır, tarikatlara mı bulaşmıştı ne?), Ali Taciroğlu (Taciroğlu peynirlerinin sa- hibi, deniz otobüslerini getirdi istanbula; ANAP'lı yükleni- cilerden). Nevzat Atlığ, Nihal Koraman (Bedri Koraman'- ın eşi). Tevfik Çarmıklı (Çarmıklılardan mı?), Recai Dell- başıoğlu (Dalan'ın özel danışmanı idi), Yalçın Tümer, Vahrt Halefoğlu, Cevat Babuna (Prof), Attan Kavak (eski ANAP İstanbul Mılletvekılı), Leyla Yeniay Köseoğlu, Şük- ran Öktem (ANAP'lı Ibrahim Demirör'ün kızkardeşi), Ali CoşKun, M. Cem'i Demiroğlu, Metin Çağlayan (Sarıyer sırtlarındaki arazilerin büyük bölümünü kapattığı, bir bö- lümünü Uyum'a sattığı söylenir. inşaatçı). M. Ali Kışlalı, Bülent Akarcalı, Erol Zeytinoğlu, Bülent Oztürkmen, Er- gin İnanç, Mettem Demirören, Yıldırım Demirören, Nahi- de Karaevli, Mustafa Kalemli, Sûleyman Simavi, Seçkin Türesay, Orhan Oğuz, M. Emin Sungur, İbrahim Ceylan, Faruk Bil, Necdet Uruğ, İlhan Akûzüm, Zeynep Sayılgan Tümer, Kazım Oksay, Nlhat Renda, ZahK Atakan, Necip Torumtay, Erdem Karaismail, Mergul Kotil, Münevver Çarmıklı, İsmail Hakkı Çarmıklı, Taha Akyol, Nejat öztür- katalay, Leyla Umar, Tevfik Ertürk, Tunca Yönder, İsmet Karacan (Hacı TÖ'nün sağını), Mehmet Ağar... Liste çok daha uzun, başlarda yazdığım gibi 400'e ya- kın; kimilerı zaman içinde çekilmiş. Üyeleri bunlardan oluşan bir Uyumkent'i, Boğaz'ın görünümünü bozuyor di- ye yıkmaya girişiyor NuretUn Sözen. Böylece fincancı katırlarını ürkütüyor. Ortada bir Anayasa Mahkemesi ka- rarı, bir Devlet Denetleme Kurulu kararı da olsa, Türkiye'- de bunu gerçekleştirmeye her babayiğidin gucü yetmez. Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Sabri Tavazar ın, Baş- bakanlık a yazdığı 12 Nisan 1989 günlü yazıda, bir yerde söyledeniyor: "... Ancak; acil olan hususlar ûzerinde hemen işleme geçilmesini ve özellikle; a. İstanbul Büyükşehır Belediyesi Başkanlığı 'na; Boğa- ziçiöngörünüpj bölgesindekl usulsüz uygulamalara kısa sûrede son verilmesı, kaçak yapılaşmalara yenıden mey- dan verilmemesi ve Belediye Başkanlığı'nca acil ve ge- rekli önlemlerin süratle ahnması için EK-1 'deki önerilerin ve bu önerileri açıklayıcı Gözlemler ve Değerlendirmeler bölümündeki hususlarm (EK-2) ivedi olarak gönderilme- sini, b. İstanbulBüyükşehir BelediyesiBaşkanlığı'nca yapı- lacak uygulama sonuçlarının üç aylıkperiyodik raporlarla bildirilmesini (Sayın Cumhurbaşkanımız) emir buyur- muşlardır. Geregini emirlerinize arz ederim." Kanımca, gazetecilerde biraz insaf olsa, Nurettin Sö- zen'i savunurlar; kişisel çıkarlarını, siyasal çıkarlannı değil! Nurettin Sözen'e söyleşi sırasında sordum: - Bedrettin Dalan, "Dosyayı hazırladım!" diyor, gazete- lerde okudum. Ne var bu dosyada, siz biliyor musunuz? - Ekmekçi, ben çiğ yemedim ki karnım ağrısın. Kamu hizmetim ve kamu yönetimi otuz yıl oldu. 1955'te de poltti- kaya başladım. Benim en yoğun politika dönemim 1955-63 arasında. - Herhalde gençlik kollartnda? - Gençlik kollannda. 1960'ta ben Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) Genel Başkanlığı yaptim. Türk Dev- rim Ocakları, 1962'dedir, TDO Genel Başkanlığı yaptım. Bunlar, devlet memurluğundan öncekı döneme yansıyor. 1963'tensonra, "non-stop"olarak(aravermeksizin)asis- tan temsilcisi, doçent temsilcisi, dekan yardımcısı. dekan- lık, rektöryardımcılığı. 1963tekamuyöneticisiolmuşum, yıl 1993, otuz yıl, hep yöneticilikle geçmiş yaşamım. Or>- dan önceki döneme bakıyorsunuz, dernek başkanı, birlik başkanı, federasyon başkanı. Parti içinde de, ilçe gençlik kolu başkanı, il gençlik kolu başkanı, il yönetim kurulu üyeliği, tüm kademeleri aşarak gelmişim. Şunu söylemek istiyorum: ömrümde, bu kadar süre deneyimle geliyo- rum, suç sayılabilecek hiçbir olayla ılgim olmadı. Hele parasal konularda, benim onunla ilgim yok. Sözlüğümde yokturyani. Benim sözlüğümde, suiistimal, yolsuzluk, ya- sadışı davranış, bunlar bulunamaz. BULMACA 1 2 3SOLDAN SAĞA: 1/ Yanşrnacılann, üst üs- te iki gün boyunca on ayn dalda yanştıklan at- 2 letizm dah. 2/ Eski Yu- nan kentlerinde pazar yeri...Erik, kayısı, badem 4 gibi ağaçlardan sızan ,. zamk. 3/ Ad ya da numa- ra çekilerek oynanan 6 şans oyunlannın genel 7 adı. 4/ Bir renk... Kalaba- ' hk.5/Sahip..."—derdiy- 8 le hoşem el çek ilâamdan Q tabib/Kılma derman kim helâkim zehr-i dermanındadır'" (Fuzuli)... Uzakhk işareti. 6/ Müs- lüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimse... Alınmış bir şeyi geri verme. 7/ Orkestra şefı. 8/ Üzenne yapı yapıhrıak için aynlmış yer... Kalori. 9/ İtalya'da bir yanardağ... Mesafe. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir dah gövdeden ayırmadan toprağa gömerek köklenmesini sağlama yolu. 2/ Kişinin öz benli- ği... Gece yapılan sinema ya da tiyatro gösterisi. 3/ fthal edile- cek mallann çeşitlerini ve miktarlannı gösteren liste... Üzerine ayakkabı giyilen kısa konçlu, hafif ve yurnuşak bir ayakkabı. 4/ Iri taneli bezelye... Unvan. 5/ Halk müziğine özgü telli bir çal- gı... Adem ile Havva'nın üçüncü oğlu. /6 Tann'dan bir şey dıle- mek amacıyla söylenen söz. 7/ înce ve düzgün dokunmuş pamuklu kumaş... İskeleye yanaşmış gemilere girip çıkmak için konulan köprü. 8/ Çıplak vücut resmi... Tanntanımaz... Şarkı, türkü. 9/ Koyunlann kuzulama döneminde çobanın sürü sa- hiplerinı dolaşarak yiyecek ve bahşiş toplamaa... Temel, esas.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear