25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2KASIM1993SAU HABERLER Üniversitelerde YÖK protestosu • İstanbul Haber Senisi - İstanbul'dakı unıyersıtelerde 5 kasım günü, İYÖ-DER'li öğrencilenn önderliğinde YÖK'ün kuruluşunu protesto etmek amaayla genel boykota gidileceği bildirildi.İYÖ-DER'ebağlı öğrenciler, dûn Siyasal Bilgıler Fakültesi'nde yaptıkJan basm açıklamasında, Tüm aydın vedemokratlan boykotlanna destek vermeye çağırdıklannı belirttıler. Açıklamada"YÖK. kurulduğu günden bu yana aydın, demokrat, ılericı ınsanlann üzennde bır baskı aracı olmuş, özgür düşüncenin karşısına ortaçağın karanhğı ile çıkmıştır. Birçok bilimadamı okullanndan uzaklaştınlmıştır. Halklann kardeşliğini savunması gereken üniversiteler. ırkçıhk propagandalannın yapıldığı asimilasyon kurumlan olatak işliyor. Bu olumsuzluklan protesto için herkesi buna destek vermeye çağınyoruz" dediler. Ormanahk • ANKARA(Cımıhuri>et Bûrosu) - Türkiyede ılk defa düzenlenen 1. Ormancılık Şûrası. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Tansu Çiller"in de katıldığı bır törenle dün başladı Başbakan Çıller. yaptığı konuşmada, terörle mücadele konusunda olduğu gibı. ormanlann konınması ve orman köylülerinin sorunlannın çözümlenmesi açısından da 4 ayaklı bir model düşündüklerini bildirdı. Cumhurbaşkanı Demirel ise, konuşmasında Çiller'in özelleştiıme konusundaki açıklamalannı üstü kapalı olarak eleştirdi. Teknisyenlik hakkı • Haber Merkezi - Endüstri Meslek Lisesi. Kız Meslek Lisesi, Teknik Lise ve Kız Teknik Lisesi mezunlan 3975 sayılı yasa gereğince tarunan teknisyenlik haklannın verilmesiniistiyorlar. 12 Mayıs 1992 ve 21226 sayılı Resmi Gazete'de ' yayınlananan yasaya rağmen. "yönetmehk çıkmadığı" gerekçesıyle teknisyen unvanı hakkından yararlandınlmadıklannı belirten ilgıh memurlar, " Aynı görevi yapan işçiler 8 mılyon lira maaş alırken, 16 yıllık bir memurun maaşı ekım zamrruyla 3 mılyon lıra olmuştur. İlgililer, bu iyileştirmeyi küçük memurlara çok görmemelidir" dediler KKTCTürkiye Basın Semineri • ANKARA (AA) - Güney Kıbns Rum yönetiminin. Kıbns'ın meşru hükümeti olarak kabul edilmesinin yanlış ve BM Anayasası'na aykın olduğu belirtilerek bugûn Kıbns'ta var olan iki devlet gereğine dayalı "de facto' durumun yasallaştınlması istendi. Demokrat Parti tarafından 28-31 ekim tarihleri arasmda Bodrum Yalıkavak'ta düzenlenen "Kuzey Kıbns-Türkiye Basın Semineri"nden sonra yayımlanan bildiride, uluslararası toplumun. Rum yönetiminin. tek başma Kıbns Cumhuriyetı'nin meşru hükümeti olmadığı gerçeğini artık kabul etmesi gerektiği kaydedildi. HoHanda'da7 Töpk tutuklandı • LAHEY(AA)- Hollanda'da 7 Türk, uyuşturucu kaçakçılığından tutuklandı. Poüs. Schiedam kentinde yapılan operasyonda, üç evde toplam 50 kilo eroin ele geçirildiğini. bu evlerde oturan 7 Türk'ün tutuklandığını açıkladı. Ele geçirilen uyuşturacunun piyasa değerinin 185milyon dolar olduğu kaydedildi. Mücadele toplatıldı tST ANBt L(ANKA)-Hafta- lık Mücadele gazetesınin 69'uncu sayısının toplatıldığı bildirildi. Mücadele gazetesinden yapılan yazılı açıklamada, "Lice saldınsı bir devlet katliamıdır'7'Kürt kentleri göçüyor","TC varlığmı katliamlarla kanıtlayan devlet" başlıklı yazılarda "'ırk ve bölge farkı gözetilerek halkı basın yoluyla kin ve düşmanhğa tahrik etmek" gerekçesıyle toplatıldığı belirtıldi. Papa 2. Jean Paul, komünizm sonrasını, Balkanlar'da savaşı, fuhuşu, Avrupa'da kimlik arayışını ve yeni sınırlan anlattı M J olonya kökenli İtalyanparlamenter L J gazetea Jas Grawonsky, İtalyan M "LaStampa"gazetesiiçın -*~ Vatikan 'da Papa 2. Jean Paul ile bırsöyleşiyaptı. Avrupa Parlamentosu nda 1981 den bu vana Italya adına bulunan milletvekili Granonsky, daha önce Varşora, Ne\v York, Moskova 'da çeşitlı gazetelerin muhabirlikleriniyaptı. Şu anda "La Stampa"gazetesiyayın kurulu üvesi ve bir TV şirketinin danışmanı olan Ğran'onsky'nin Papasöyleşisini, dünyanın sayılıgazeteleri ile aynı anda Türkiye 'de sadece "Cumhuriyet"yayımlnor. "2. Jean Paul A vrupası" adlı bir kitap yazmakta olan Grawonsky, bu söyleşiyi Papa 'nın konuğu olduğu Vatikan 'da bir akşam yemeği boyuncagerçekleştirdi. Grawonsky, söyleşınin niç ara verilmeden yapddığım, yan odada. Papa 'noı kendisine gelen bır telefonubıle özellıkleyanıtlamadığmı akıarnor. JASGRAVVRONSKY - tzin verirseniz son derece acil uluslararası bir konuyla ilgili bir sonı yönelterek röportaja başlamak istiyorum: Eski Yugoslavya'da sü- ren savaş. Balkanlara "insancıl bir müda- hale'den söz ettiğiniz zaman. bunu askeri bir müdahaleden y ana olduğunuzun belirtisi ola- rak görenler oldu. Kastettiğiniz bu muvdu? Papa: Hayır. bu değıldi. Benım demek is- tediğim her hangı bir saldınnın söz konusu olduğu durumlarda, saldırgana, karşısında- kıne zarar verme olanağı tanınmaması zo- nınludur Çok ince bir aynm gerçi ama, kili- senin geleneksel öğretisine göre haklı bir sa- vaş yalnızca savunma amaayla yapılan bir savaştır. Her ulus kendini savunma hakkına sahip olmalıdır. Bu St. Augustine tarafından ortaya konulmuş daha sonra da II. Vatikan Konsül'ü tarafından yeniden doğrulanmış bir ilkedir - Peki, Papa'nın düşüncelerinde Kuveyt'ten Yugoslavya'ya bir evrim oldu mu? Körfez Savaşı cezalandırıcıydı Papa: Savaşa karşıt konumumu her za- man korumuşumdur. Tabiı bıraz önce sözü- nü ettiğim sınırlar ıçınde olduğu sürece. Yanı savaş savunma amaçlı olunca haklı bir savaş halinı alır. çünkü tekrar belirtmem ge- rekirse herkesın kendini savunmaya hakkı vardır. Bu yüzden ınsan, Papa'run düşünce- lerinde sizın kastettiğiniz anlamda birevrim- den söz ederhez • "Slovenya, sonra Hırvatistan, ardından da Bosna bağımsızlıklan konusunda referandum düzenlemeyeve daha sonra. bu yolda ilerlemeye karar verdiklerinde, tamamen kendi haklan çerçevesinde hareket ediyorlardı. Ancak o günlerde, yeni bir çözümün görüşülmesi girişiminde bulunarak banşı korumak hâlâ mümkündü." Bakın. Körfez Savaşı sırasında bu sonı kısmen daha farklı bır biçım almıştı. Benim düşünceme göre. savaş, ikincı aşamasında savunmanın daha az söz konusu olduğu daha çok cezalandıncı amaçlar taşıyan bir savaşa dönüşmüştü. Aynca o bölgedekı ge- nel atmosfer çok gergindi. Savaşa kutsal sa- vaş havası katmak gjbi bir girişim söz konu- suydu. Tüm bunlar, yukanda sözünü etü- ğim ilkelerle ve uluslararası topluma yönelt- tiği çağnsıyla her zaman tutarlılık içinde olan 'Kutsal Görüş'ün konumunu çok iyi açıklıyor. Balkanlarda dunım farkb. Tam anlamıyla dramatik denilebilecek bir problemle karşı karşıyayız. Eski Yugoslavyada komüniz- mın çöküşünün radikal milliyetçi duygula- nn yeniden ortaya çıkışıyla aynı zamana rastgeldiğjni görüyoruz. Bu durum. insanla- n şiddete yönelterek sayısız masum insanın bugüne dek duyulmamış bir aa yaşamasına neden oldu. layya'da konfederasyon oilırdi Kutsal Görüş'ün konumu. her zaman kardeşin kardeşi öldürdüğü bir savaşı önle- meye yönelık olmuştur. En başta Slovenya. sonra Hırvatıstan. ardından da Bosna ba- ğımsızlıklan konusunda referandum düzen- lemeye ve daha sonra, bu yolda ilerlemeye karar verdiklennde, tamamen kendi haklan çerçevesinde hareket ediyorlardı. Ancak o günlerde, yeni bır çözümün görüşülmesi gi- rişiminde bulunarak banşı korumak hala mümkündü. Bu çözüm birçeşit konfederas- yon olabilirdi ömeğin. Ne yazık ki olaylar farklı bir yönde ilerlemeye başladı ve her şey parçalandı. - Kutsal Peder. bugün belki de papalık ma- kamına geçtiğinjz günden bu yana en popüler oMuğunuz dönemi yaşıvorsunuz. Bu, 15 yıldır "güç sahibi" olan biri için garip bir durum. Ancak hakkmızda yapdan eleştiriler "sizm" Polonya'nızda bile işiriliyor. Niye özellikle Polonya'da? Papa: Bugün Polonya'da belli bir ideolo- jık gnıp tarafından yönlendirilen medyanın papa fıgürünü oldukça olumsuz bir ışık al- tında göstermeye çabştığı doğru. Ancak Po- lonya medyasının bu stratejisinin bir bütün olarak Katolik nüfusunun en içten duygula- nnı yansıtmadığı gerçeği gözden kaçınlma- malıdır. Önemli olan bu eleştirel yönlendirişin al- tında yatan nedeni anlayabilmektir. Bana göre, sorunun kökeninde Avrupa'ya girme- nin ne demek olduğuyla ilgılı yanlış bır anla- yış yer alıyor. Bu sorunla, Polonya'ya 1991 yılında yaptığım son ziyarette ve aynca baş- ka bazı durumlarda karşılaştım. Tabii kı Po- lonya'nın Avrupa'ya katılması denilen olaya karşı değilim. ama buçabanın idolleştırilme- sine. sahte bir ıdole dönüştürülmesine "50 yıldır var olan tek politik sınıf komünizmdi. Politikanın rtasıl işlediğini, parlamentonun nasıl görev yaptığım ögrenen onlardı." Her zaman yoksıdlann, savıınmasızJannyanındayım ele alındığında, şaşırtıcı bir yönü olmuyor. 50 yıldır var olan tek politik sınıf komünizm- di. Politikanın nasıl işlediğini, parlamento- nun nasıl görev yaptığını, vb öğrenen on- lardı. Bugün "orta" ya da "sağ" olarak tanı- mlananlar ise önceden yönetme fırsatlan ol- madığı için buna hazır değillerdi. Polonya'- daki "Dayamşma" döneminde olduğu gbi muhalefettev ken güçlü bır birlık oluşturu- yorlardı. Ancak bugün bölünmüşdurumda- lar. Bu kısmen Polonya'nın kötü alışkanlığı, atalanndan kalma bir alışkanhk: Sosyopoli- tik sahnede parçalanma ve bölünmelere yol açan abartılmış bir bireycilık. Başlıca hüneri muhalefette yatıyor, başanh bir hükümete yönelten yapıcı önerilerde değil. - Komiinizme karşı güçlü bir savaş verdiniz. Ancak bugün kendilerini komünizmden kur- taran ülkelerde yaygın bir ahlaksal çöküş, uyuşturucu ve fahişelik sorunu görüiüyor. Es- ki Yugoslavya'da, uygarhk kavramıvla alay eden bir savaş sürüyor. Komünizmin venilgisi- nin gerçekten de iyi bir şev olup olinadıgını kendinize sorduğunuz oluyor mu hiç? Sosyalizmde doğruluk tohumları var Papa: Soruyu bu şekilde ortaya koymarun hatalı olduğunu düşünüyorum. Kendini sosyalist ya da komünist olarak tanımlayan haksız ve totalıter bir sisteme karşı savaş- mak tabiı kı mantığa uygundu. Ancak öte yandan XIII. Leo'nun söylediği gibi sosya- list programın içinde bile bazı "doğruluk to- humları" bulunduğu da bir gerçek. Bu to- humlann nizgarda kaybedilmemesi gerekti- ği çok açık. Bugün nesnel ve kesın bir kıyas- lamaya eşhk eden keskin ve zeki bir göze ih- tiyaamız var. Aşın bi- çimde kapitalizm taraf- lan olan kimseler, işsiz- liği ortadan kaldırma çabalan ve yoksullarla ilgilenmek gibi komü- nizmin başardığı olumlu şeyleri de yok say- maya yeltenıyor. Ancak ne var ki gerçek sosyalızm siste- minde devletin aşın koruyuculuğu bazı olumsuz sonuçlara da yol açtı. Özel girişim yok oldu. hareketsizlik ve eylemsizlik yay- gmlaştı. Bugün değişen bir sıstemle insanlar kendilerini deneyimsiz, kendileri için bir şey yapabilecek kapasiteden yoksun ve kişisel sorumluluğa yabana buldular. Anında eko- nomik ginşimcilik havası sergjlemeye başla- yan, para kazanmak için çoğunluğun içinde bulunduğu ılk şaşkınlıktan yararlanma>ı bi- len ve bunlan da çoğu zaman dürüst, hoş görülebilir olmayan yöntemlerle gercekleşti- ren insanlar da vardı Bu ınsanlann büvük ^Bugünkü kapitalizm farklı, sendika hareketkri sayesinde sosyal güvenlik ağlan ortaya çıktı. Toplumsal politikalan yasallaştırdı." karşıyım. Bu gınşımın taraftarlanna göre. Polonya'nın Avrupa'ya katılması o ultra- liberal, değerlerden yoksun tüketim sistemi- nın Polonya'ya propaganda zoruyla girişi anlamına gelecektir. Her şey buna dayanı- yor. Ashna bakarsanız. Polonya'nın Avrupa'- ya katılması gerekmiyor, çünkü zaten Av- rupa'da, hem de tam merkezinde. Önemli olan Polonya'nın eleştirel olmayan, kör bir bilinçle, onlarda var olan kötüyü benimseye- rek Baü'nın geleneklerinı kabul etmesi değil, kendine ait değerlerle Avrupa'nın bir parçası olabilmesidir. - Yıllar önce yazdığuıız "Avrupa İçin Bir Sınır: Ama Nerede?" başlıklı ma- kalede, sınırların topraktan değil, insanlardan geçtiğini iddia edivordunuz. Hâlâ böyle nıi diişünüyorsunuz: Papa: Bunun ıstatisük bir önermeden. çok ahlak- sal bir önerme olduğunu söyleyebilırim. Yani toprağın üstündekı sınırlann muhakkak insanlann onur ve öz- gürlük ilkesinden geçmesi gereküği gibi. Bu makaleyi komünizmin hâlâ var olduğu bir dönemde yazdığun içın içeriğini de o bağ- lamda açıklamak gerekiyor. Komünizm vahsi kapitalizme karşı başarılıydı - Komünizmin çöküşündeki rolünüzü nasıl değerlendiriyorsunuz? Aralannda birkaç haf- ta önce görüştüğüm Leiı VVaksa'nın da bulun- duğu pek çok insan bunun belirleyici bir rolü olduğunu düşümiyor. Papa: Belirleyici bir rol oynamış her hangi bir şey varsa. öğretilenyle. dini ve ahlaki me- sajlanyla, insanı ve onun haklannı konıyan doğasıyla, bunun Hıristiyanlık olduğuna inanıyorum. Ben bunun dikkatle incelenme- si (yerine getınlmesi) gereken bir ilke oldu- ğunu, anımsatmak, yinelemek ve üzerinde ısrar etmekten öte bir şey yapmadım. Özel- likle de dini özgürlük ilkesinin. Ancak yal- • 'Komünizm. bu yüzyılda hepimizin çok \ akından tanıdığı gem \-urulmamis, vahşi kapitalizm tarzına karşı bir tepki olarak başan kazandı. İnsanın yalnızca Papa'nın gönderdiği sosyal konulardaki tamimleri ele alması yeterli. Özellikle de Papa XIII. Leo'nun, işçilerin o günlerdeki koşullannı dile getirdiği 'Rerum Novarum'unun gözden geçirilmesi yeterlidir. Marx da aynı şeyleri kendi yöntemiyle dile getirdi.' mzca dini özgürlük değil, insanın hakkı olan tüm özgürlüklerin. - Komünizm gecmişteki başansmı neye borçlu? Banlı ülkeler tarafından hâlâ hesaba katılan bir güç olmayı sürdürürken, öte >an- dan Polonya ve Litvanya gibi başka bazı ülke- lerde serbest seçimler sonucu veniden başa geçmesini nasıl açıkuvorsunuz? Papa: Komünizm. bu yüzyılda hepimizin çok yakından tanıdığı gem vurulmamış. vahşi kapitalizm tarzına karşı bir tepki ola- rak başan kazandı. İnsanın yalnızca Papa'- nın gönderdiği sosyal konulardaki tamimle- ri ele alması yeterli. Özellikle de Papa XIII. Leo'nun, işçilerin o günlerdeki koşullannı dile getirdiği 'Renım Novarum'unun gözden geçırilmesi yeterlidir. Marx da aynı şeylen kendi yöntemiyle dile getirdi. O dönemin toplumsal gerçekliği kuşkuya yer bırakma- yacak şekilde buydu. Bu da sıstemin, ultra- liberal kapitalizmin ilkelerinın doğurduğu bır sonuçtu. Böylece, bu gerçeklığe gittikçe büyüyen ve yalnızca işçi sınıfinın değil. ay- dınlann da aralannda bulunduğu geniş bir kesimin desteğinı -kazanan bir tepki ortaya çıktı. Bu in- sanlann büyük bir çoğunlu- ğu komünizmin yaşam stan- dartlannı düzeltebileceğine inanıyordu. Bunun üzerine pek çok aydın. Polonya'- dakiler de dahil olmak üzere, komünistlerle işbirliğıne gir- di. Daha sonra. belli bir nok- tada gerçeğin, hayal etmiş olduklanndan daha farklı olduğunu farkettiler. İçlerin- den bazılan. ki bunlar en ce- sur ve dürüstleriydi, kendilerini bu güç kuru- mundan uzaklaştırarak karşı tarafa geçüler. - Peki, eski komünist ülkelerden bazıların- da komünistlerin yeniden başa geçmeleri nasıl açıklanabilir? Komünizm sonrası hükümetler iş yapamıyor Papa: Bu noktada bazı aynmlan göz önüne almak gerekiyor. Bu komünizmin geri dö- nüşu sorunu olmaktan çok, yenr hükümetle- rin işe yaramamalanna karşı bir tepki olarak • 'Kapitalizm oldukça bireyci bir sistem. Gerçek sosyalizmin bulunduğu ülkelerde görülen bu halk kaygısının, yukarıda da sözünü ettiğim gibi, vatandaşlann yaşamlannın pek çok değişik alanında görülen bir çürüme şeklinde ödenen çok yüksek bir bedeli oldu.' bır çoğunluğu >~ukanda söz ettiğim neden- lerden ötürü esİci terminolpjiye ait kimseler- di. Sizin de görebıldiğıruz gıbı bir sıstemden ötekine geçmek çok zordur. Bedeli de çok yüksektir: İşsızlik oranlannda görülen artış, yoksulluk ve mutsuzluk gibi. Marksizmde gerçek öz - Baltık ülkelerine yaptığınız son gezi sıra- sında. Marksizm ya da sosy alizmde, artık kim ne ad veriyorsa "gerçek bir öz" bulunduğunu söyiemiştiniz. Bu sözleriniz pek çok kişiyi şaş- kına çevirdi. Papa: Ama bu söyledıklerimde yeni hiçbir şey yok kı. Bu her zaman Kılise'nin toplum- sal öğretilennin bir parçası olmuştur. XIII. Leo da aynı şeyi söylemışti. bize yalnızca onu yeniden onaylamak kalıyor. Bunun öte- sinde sıradan insanlann düşündüğü de bu. Komünizmde halka yönelik bir kaygı vardı. Kapitalizm ise oldukça bireyci bir sistem. Gerçek sosyalizmin bulunduğu ülkelerde görülen bu halk kaygısının. yukanda da sö- zünü ettiğim gibi. vatandaşlann yaşamlan- nın pek çok değişik alanında görülen bir çü- rüme şeklinde ödenen çok yüksek bir bedeli oldu. -Yine Baltık ülkelerine yaptığııuz o gezi sı- rasmda Vilnius'da komünistler ve karşıtları arasmdaki fikir aynlıklanyla ilgili olarak "Ne yenen ne de venilen oİsun" demiştiniz, ancak yenilenin, ömeğin komünistlerin kötü- lüklerinin cezasını çekmelerinin ve dürüst bir dönöşün işaretlerini göstermelerinin gerekti- ğini anımsamaları koşuluvla. Pratikte komü- nistlerin yeniden başa geçmelerine karşı mı çıkıyordunuz? Papa: Evet. ınançlannı değiştırmelen ve geçmişle uzlaşmalan gerektiğini söyledim. Ancak bu hepsinin yapmak istediği bir şey değil. Ne Polonya'da. nede başka ülkelerde. -Kutsal Peder. alçakgönüllülüğünüze sığı- narak söylemeliyim ki böyle konuştuğunuzu duyunca kapitaİizme. komiinizme olduğun- dan daha fazla karşı olup olmadığınızı merak etmeye başlıyorum. Yaratmak istediğiniz iz- lenim bumu? Kapitalizmin çarpıklığı Papa: Şu ana kadar söyledıklerimi tekrar- lamak istiyorum. Bunlar Polonyah şair Mic- kiewicz'in bir dizesinde özetlenmiş: "Kör bir kdıcı cezalandırmayın, kılıcı kullanan el yeri- ne." Başka bır deyişle, tanık olmakta oldu- ğumuz olayın nedenlerine geri dönmeliyiz. Bence, günümüzde Avrupa'yı ve dünyayı kuşatan cıddi toplumsal ve bireysel sorunla- nn pek çoğunun kökeninde kapitalizmin çarpıülmış bıldirileri vatıyor. Yarın: 21. yüzyıla doğru Avrupa'nın sınırlan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear