25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19KASIM1993CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Kahrolsun Hurrem Sultan! MELİH CEVDET ANDAY B ır gun. kuşluk v aktı, evı- mın balkonunda otur- muş. bahçelere. bahçe- ler arasındakı kuçuk yollara bakıyordum dalgın bır kopek gor- dum, tın tın gıdıyor "Kim bilir ne işi var?" dıye duşunecek oldum hayvan durdu. sağına soluna baktı sonra can sıkıntısı ıçınde gen dondu, ne > apaca- ğını bılmeden bır vola saptı gıttı Bır sabah da erken bır saatte uyan- mıştım. yazdı. pencereyı açıp dışanyı seyrekoyuldum Ne guzel bır sessızlık vardı dunyada, her şey uykudaydı sankı Bu sükûnetı bozan bır kımılda- ruş oldu bırden baktım havada suzu- Jen bır kuş, gune>e doğru acelesız gıdı- jor Merak etmıştım bu saatte ne ışı olabıbrdıye gıttı gıttı gıttı sonra benı şaşırtan bır şev \aptı. gensın gen do- nup bızden yana gelmeğe başlamaz mı' Insan da boyledır, gereksız oturur kalkar. gereksız laflar soyler durup dururken başını kaşır yok yere duva- ra bakar Ben. nedenı yokken volda kaldınm değıştırdığımı bılınm A. Gide, buna "amaçsızda>ranışlar"adı- nı takmıştı Ben oldukten sonra hıç kımse benım de bır zamanlar yaşadığımı bılmeye- cek. dıye y azmıştım eskı bır şıınmde \ e şu dızelen eklemıştım Fakat vapurdan çıktığımı Yahut tramvaya bindiğimi görmüş olanlar Veva şapka çıkardığımı hatırlayan- lar Kaabil değil inkâr edemezler yaşadı- ğımı. Yaşamak. ahşkanlıktan gelen ev- lemlerden başka bır şey değıldır Tı- yatro sanatında bunu bılınçle ılk belır- ten yazar Çehov oldu Kadınlar dıkış dıkerler erkekler ayakta olur olmaz konuşurlar Daha genye gıdersek, Shakespeare'- ın oyunlannda bırbk kurahna uyma- yan sahneler vardır Ama eskı oyun genellıkle, ibret dersfdır, ahlâkı bır derstır Nıtekım Joscf Szajna, "Izler" adh oyununun Ankara Devlet Tıyat- rosu'nda oynanması dolayısıyle dergı- veyazdıgı bıryazıda "İzler, gûnûmüz insanı için ahlâki bir ders ve uy an olma çabasındadır"dıyeyazmış Yazmışdı- yorum. çunku ben oyunu da gorme- dım. deTgıyı de, bunu gazetemızın 14 kasım gunku ekınde, genç ve çok ba- şanlı tıyatro vazanmız Memet Bay- dur'un makalesınde okudum Sayın Baydur. Polonyab yazar Szajna'ya gü- zel bır sanat dersı vermış, "Günümüz insanına oyun yazarınm vereceği hiçbir ders yoktur" dıyor Içım rahatladı Szajna nın, "Gerçek dram, çok söze ve gereksız jestlere hiç gerek duymaz" sozune karşı da, modern tıyatro yazar- lığında ustalığını kanıtlamış olan ya- zanmız şu yarutı venyor "Bence dramı yaratan en önemli ikı oge, söz- cukler ve gereksız jestlerdir." Memet Baydur un bu nefıs yazjsını kesıp sakladım Tıyatro ne ahlâk dersı v enr, ne de oğretır, çünku y azar öğret- men değıldır, bılım adamı da değıldır, onun yazdıklan mantığın "ne doğnı- ne > anlış" kategonsıne gırer v e boylece modern oyun şııre yaklaşır Şurden oyundan, resımden, yonuttan ahlâkı dersler. uyanlar beklemeğe kalkarsak guzel sanatlar eğıtımınden kendımızı yoksun bırakmış oluruz, ruhumuz ya- van kalır, neşemız yıter, yureğımızde sevgı tukenır Butun riddhet yanlılan bu kunımuşluk ıçındedır Sanat do- yurmaz, şaşırtır Boylece bız, çevremı- a yenıden gormeğe başlanz, bıktığı- mız dunyadan bır sure ıçın de olsa kurtuluruz Buısevarolanıtakhtleba- şanlamaz yaratmakla, kurgulamak- la, gerçeğı değıştırmekle sağlanabılır Ahlak dersı dın dersı demektır tıyat- royu tapınağa çevırmeyelım Fatıh tı- y atrosu seyırcısı, Şehzade Mustafa'nın oldurulmesıne neden olduğu ıçın Hur- rem Sultan rolundekı sevgılı Anı Ipek- kayayı oyun bıtüğınde yuhalamışü, ne yapsın kotuluğe dayanamıyordu halkımız, ahlak dersı almışü Kahrol- sun Hurrem Sultan1 Yalnız tıyatro ıçın değıl, bütun sa- nat. edebıyat dallannda bıze tuhaf bır gerçekçıbk anlayışı aşılanmıştır Kur- gu kışılennın. bunlara ılışkın duygu ve düşuncelenn doğnı, sağlam, yarulmaz olmasını ıstıyoruz Bır edebıyat fakültesı oğrencısı, ho- casından benım romanlanm uzenne bır çalışma hazırlama odevını almış, yazdığı mektupta şu sorular yer alı- yordu 1- Sureklı duygusal sorunlardan do- layı, psıkolojık haslalıklara tutulan kadınlara rastlıyoruz romanlanmzda Bunun nedenlennı açıklar mısınız'' 2- Kendıknnı mutsuz kadınlar ola- rak goren kahramanlar da çoğunluk- ta Sankı acı çekmek ıstıyorlar Buna dayanarak kadın kahramanlann zayıf karakterb olduklan söylenebılırmı'1 3- Kadın-erkek ıhşkılennın bunca karmaşık olması bıraz şaşırtıcı Bu ılış- kılen yansıürken gerçek hayattan ve- ya hayatınızdan değerlendırmeler etkıler oldu mu1 Önce şunu deyıvereyım, romanla- nmdakı kadın-erkek ılışkılennın bu hanım kızımıza şaşırtıcı gelmesıne se- vmdım Çunku öyle olmasını ıstıyor- dum Ama bu üışkılen gerçek yaşam- dan esınlenerek yazıp yazmadığım sorusu, bu kez. benı şaşırtü Kışılenmı gerçek yaşamdakı gıbı beümleseydım, onda boyle bır duşunce uyanmaya- cakü Anhyonım kı uruversıteh kızı- mız, romanlanmı gerçek yaşama bakarak değerlendırme yontemını be- rumsemış Oyle ıse roman okumaya ne gerek var° Gazete haberlenne goz gez- dırmek bıze yetmez mı9 Aynca o gaze- te haberlennın altında da nıce karma- şık sorunlar vardır. kolay gorulmez "Psikolojik hastalık" sozune gelın- ce Benım kadın kahramanlanm psı- kolojık açıdan sağlam olsalardı roman yazmama ne gerek kalırdı1 Yazar kışılennı gerçek yaşamdan alsa da -Tcı çoğun oyle olur- onlann sıv- nlıklennı ortaya çıkarmah dahası, ortaya çıkarmakla kalmamalı, onlan gelışlırmelıdır de "Hastalık" dedığı- mız nedır kı' Hasta olmayan mı var9 Bu sonıyu şoyle de sorabılınz Hasta olmayan toplum var mı9 Sarunm sekız yıl onceydı, psıkıyatn adh dergıde Dr Yani Anastasiadis'ın bır ıncelemesını okumuştum. dıyordu kı "Devereux, insan davranışı uzerinde kültürel ve sosyal olayın etkilerini etüd etmeye çahşıyor. Zira bır kultûr urûmi ounadan ınsan, ınsan olamaz. Aynı za- manda ınsan psisızmi olmadan kiilrûr olamaz." Devereux şovle surduruyor "4kıl hastasınınrolunudikkate alaltm. Eskiden her yabancınuı "deli" olduğu söyleniyordu. Bu sözün anlamı şudur: bir kişi çevTesinin örf ve âdetlenni bil- miyor, fakat bundan dolayı bu kişi akıl hastası değildir. Hasta bır toplumda, çoğu kez aklı başında bir insan, fena uyumlanmış oluyor. Diyebiliyoruz ki, normal olmak bazan hasta olan bir top- luma uvumlanamamaktadır. Tarihte bunca hasta donemler olmuştur. Bu hasta toplumlara canla başla uymus olanlar, muhakkak ki patolojik vaka- lardı." Doğru yolu. yaşama uyumlanarak bulmaya İcalkanın aanacak durumu- nu duşunün' Gerçek hastalıktır bu, sanat bızı hastahktan korur ve kurta- nr ARADABIR Prof. Dr. ZAFER ÜSKÜL Hangi "Anayasal Çözüm"? Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 'Askerı çozum- sıvıl çozum ' tartışmasını sona erdırmış Çozum, 'ana- yasal çozum 'durdemış Çozum aranan sorun ıse 'teror sorunu' "Kurt sorunu ' Şımdı sorunu bır yana bıraka- lım ve çozum ararken sığınılan "anayasa 'ya bakalım Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel'ın sığındığı ana- yasa 1982 Anayasası Yanı, 12 Eylul askerı rejımının anayasası Yetersız de olsa, ağır-aksak da ışlese bır de- mokratık rejımı ortadan kaldıran, parlamentoyu kapa- tan Demirel ı ve başkalarını gozaltına alıp surgune gonderen, sıyasal partılerı dağıtan askerı rejımın dev- letı bıreyın onune çıkarıp kutsallaştıran, ınsan haklarını sonsuza dek sınırlama olanakları sağlayan hukuk dev- letı anlayışını ağır yaralayan, toplumun bırçok kesımıne ve Demirel ın kendısıne sıyasetı yasaklayan anayasa- sı Süleyman Demırel'ın sığındığı anayasa, toplumun tum kesımlerının reddettığı bır anayasa Turkıye toplu- munun anayasal gelışme surecınde ılk kez herkes tara- niıridân eteştırılen yerıne seçenek (alternatıf) anayasa taslaklarınm hazırlandığı bır anayasa Bizzat Süleyman Demırel ın karşı çıktığı, son genel seçımlerden once meydanlarda ' değıştıreceğız" dıye bağırdığı partısı DYP nın Işleyen Rejım, Işleyen Devlet adı altında seçenek sunduğu bır anayasa Partısının onemlı adlarından TBMM Başkanı Hüsa- rnettin Cindoruk'un Bence, elımızde bır anayasa kıtabı var ama, aslında anayasa yokluğu' yaşanıyor ' dedığı bır anayasa Hukumet ortağı SHP nın 'Uzerınden henuz on yıl geç- meden, hazırlayıcıları tarafından bıle eleştırılen 1982 Anayasası nın butunuyle değıştınlmesı doğrultusunda toplumsal bır goruş bırlığı oluşmuştur' dedığı bır anaya- sa Gerçektende 1982 Anayasası nın yerıne yenı bır ana- yasa yapılması gerektığı konusunda, toplumda ortak bır goruş oluşmuştur Bunun da otesıne geçılmış, yenı ana- yasanın nasıl olması gerektığı konusu da oldukça ayrın- tılı bır bıçımde tartışılmıştır Bugun ulaşılan noktada bırçok kurum, hatta kışı, ge- rekçelı-gerekçesız anayasa taslakları hazırlamıştır Sı- yasal partılerden ışçı ve ışveren kuruluşlarına, basından anayasa uzmanlarına ve sıvıl gırışımlere kadar bırçok kurum ve kışının çalışmaları sayısız toplantıda tartışıl- mış, yenı anayasa konusunda aşağı-yukarı bır uzlaşma- ya ulaşılmıştır TBMM Başkanlığı nın yayımladığı uç kıtap, bu çalışmaları bırkaç eksığıyle bır araya getır- mıştır Kısacası un var şeker var yağ var ve toplum yemek ıstıyor Ama Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 1982 Anayasası na sığınıyor 1982 Anayasası nı bır 'askerı okul dısıplın yonetmelığı 'ne benzeten TBMM Başkanı Husamettın Cındoruk yenı bır anayasa ' değıl "bır ana- yasa' yapmak gereğını unutmuş gorunuyor Neredeyse tamamı anayasayı değıştıreceklerını vaat ederek oyları- mızı ısteyen sıyasal partıler ve bu partılerın onderlerı, Meclıs te, anayasayı değıştırme konusunda yapılan ve sonradan unutturulan goruşmelerde, uzlaşmadan çok uzlaşmamanın yollarını aradılar Ya mılletın temsılcısı mıllervekıllerı7 Onlardan uzuncabırsuredırhaberyok' Nerede olduklan ne yaptıkları pek bellı değıl 1982 Anayasası nı deştırırken, değıştınlmesı gerektı- ğını soyleyıp bunu vaat ederken Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel, herhalde bu anayasanın kendısıne sıya- setı yasaklayan geçıcı 4 maddesını kastetmıyordu yalnızca Anayasanın askerı darbelerı mesrulaştıran gırış bo- lumune devletı bıreyın onune çıkaran ve kutsallaştıran genel ruhuna ınsan haklarına sınırlamalar getıren "ama 'larına hukuk devletı anlayışını ağır yaralayan du- zenlemelerıne, yargıyı bağımlılaştıran hukumlerıne yonelık eleştırıler ne çabuk unutuldu7 YÖK'u yok ede- cektınız sendıkaların uzerındekı sınırlamaları kaldıra- caktınız, konuşan, 'hur 'Turkıye yaratacaktınız sıyaset yapmaya ılışkın yasakları kaldıracaktınız Yargı denetı- mının ongorulmedığı bır olağanustu hal-sıkıyonetımın ıdaresını hukuk devletı anlayışıyla bağdaştırabılıyor mu- sunuz? Butun sorun Çankaya ya çıkmak mıydı'' Turkıye'nın yonetenlerı, Turkıye'nın yonetılenlerınden ne kadar kopmuş durumda Cok yazık' ANAHTARBAR'da SADIKGÜRBÜZ ÖZELGRUBUıle cuma, cumartesı akşamlan 22 30'dan ıtıbaren 01 00'e kadar YAZARLARINEVİ'nde Kuruçeşme 257 67 87/88 Yalnızca 5 gala TARTIŞMA Bunu da bilin!..smanlı dönemınde "ulema" kesımı dınıotonteye dayalıolarak bürokrasıye yon venrdı Tartrimat donemını belırleyen Batılı aydın tıpı yıne de dını otontenın etkısınden .kendını kurtarabılmış değıldı Bağımsız duşunebılen, dav ranabılen aydına ancak Cumhunyet dönemınde kavuşabılmışızdır Nevarkı ıktıdarlarla olan çatışmalan da suregelmıştır Buyuzden gozalü, tutuklanma, hapısbk, surgun. ızleme, ışkence gıbı yığınla uy gulamalarla süreklı yıpraülrnışlardır Hele 12 Mart ve 12 Eylül gıbı baskıa donemlerde aydınlanma olgusu neredeyse kendıne olan guvenını yıtırme noktasına getırılmışü YÖK uygulaması örgun aydını dağıtmış ve yıpratmıştır Öyle kı ekonomık sıkıntılann yanı sıra demokrasıdekı kısıtlamalann karabasan halını aldığı 80'lı yıllann Tûrkiyesi'nde aydınca tavırlar ateşle oynamak gıbıy dı Bılınen uygulamalarla Tûrk solunun tahnbatından sonra 141-142 ve 163 maddeler kaldınldı 12 Eylul öncesı onca MC hûkumetlenne rağmen uyurgezer durumunda olan tankatlar asken yonetım sonrasında canlandılar Laıklık açık-seçık ve planb, programb bır bıçımde saldınya uğramay a başladı Dahası laıklık karşıtı olduklan tesallı olan bır yığın kışı kamu kesımınde etkın y onetım gorevlenne geünldıler Bu dönemde ay dırun sesı kıtlelere ulaşamadı Zaten 12 Ey lul'un en dramaük sonuçlanndan bın de aydın olma y olunda buyuk bır ıstek ve ozenle yol alan ınsanlann yılgınlığa duşerek çozulmelen ve gen adım atmış olmalandır Kaos donemı ıçınde gecey anlan evlennden goturulen, gozaltındakı yakınlanndan aylarca haber alamayan. tutuklanmalara, ışkence olaylanna. çuv allarla kıtaplann elkonuhnasma tanık olan halk kesımı korkuya uğramıştı Yasak kıtap gıbı çarpık ve akıl dışı bır kavram gehştınlmış v e araşürma, ınceleme, duşunce urunu olan hemen hemen her kıtap bu kavram ıçıne ıülmışü Bu yuzden toplum kıtaptan hızla uzaklaşmıştır (12 Ey lul sabahı banyo termosıfonlannda, sobalarda, yakalanmak korkusuyla yakılan kıtaplann sayısı tuy ler urpertıadır Sayısal venler elımızde olmasa da evlerde bu şekılde y ok edılen kıtap sayısının tum zamanlann rekoru olduğunu öne süruyorum) Bu donem ve sonrasında akb erteleyen ay dınlar da çıkmıştır. ama. terkedenlenn sayası çok daha fazladır Aydın yalnız bır ınsandır 12 Ey lul sonrasında ıse aydın en aa yalnızbğına terkedılmıştır Yaraulan sıyası hava ıçınde toplum aydına karşı tavır almıştı Oyle ya, onca kargaşayı yaratan, derneklen, sendikalan cesaretlendıren. gençlen kışkırtan. anarşıde, terorde başı çekenaydınlardı 1 Aydının gorevı alkışlamak değıldır Aydın bır kımse sanatçı, sporcu ve bılım adamı dışında kımseyı alkışlamaz Bırey ıçın çabalamaz. toplum ıçın, ulusu ıçın, ınsanlık ıçın mucadele eder, toplumu one almak v e duşunmek zorundadır, kışılenn çıkannı yeren, toplumun çıkannı savunan ınsandır Aydınlar eleştınlennı ve hoşnutsuzluklannı etkın bır bıçımde dıle getırdıklennden sevıbnezler ve karamsarlıkla suçlanırlar Onayaveboyun eğıa olmadıklanndan cuntacılar aydınlan hıçbır zaman sevmemışlerdır Bu nedenle bırçok aydın horlanmış. tutuklanmış, hapıslere aübnış, ızlenmış ve pek çoğu da yurtdışma çıkmak zorunda kalmıştır Iştebu boşlukta sıstemın beşledığı yenı bır aydın tıpı turedı Ömruon yıllık penyodık donemlerle v anılgılar ıçınde geçmış, "idealisttik o zamanlar" pışkınbgıy le donekbğıne, munkırbğıne gerekçe uretebılen bu aydın üplemelennden baalannın duşuncelen ıse babadan oğula geçmışür Onlaı ıçın duşunce ve pohtıka modadır Duşunce gardıroplan oldukça zengın, USA patentb, Ingıbzcelen yetkın, gıyımlen seçkın bu tıplemeler done döne II Cumhunyet'tedurdular Bu sosyal ve sıyası vedahı kültürel çozumleyıalenn en buyuk ısteklen tanhı yenıden yazmakmış Buyrun.ebnızde bılgısayarlannızvar Dunun karanbk donemlennde doğûşe doğuşe kamış ve hokka ıle fıkır uretenlenn karşısına doner burgulu meşın koltuklannızdan dolarlannız ve bılgısayarlannızla karşı çıkarak tanhı yenıden yazın Engel olan yok Ha. Atatürk'u manevı şahsıyeünı koruyan kanunlarvar elbette olacak Tanhı yenıden y azmanın yolu Ataturk'e sövmekten geçmıyor, bunu bıbn Ancak tarih yazmak için de Ataturk olabilmek gerekir, bunu da bilin. HasanÖzsan Sa\ışta\ Denetçisi Önceleme anlayışıve Çillerpolitikası ç demokra- a hiçbir olmamtş- ür ve ounayacakbr" derruştı J.J. Rousseau "Toplum Sözlesmesin yapıtında Sözıle pobtıka arasındakı ıbşkının demokrasıleşme gerçekleştıkçe kopmaya başlaması, bızı Rouesseau'cu bır karamsarbğa götürmeb mı9 tnsan haklan ve ozgürluklennde 1789 devnmınden bu yana önemb savlar gebştıren Fransa'da kadınlann sıyası haklanna kavuşmasının ancak 1947de sağlanabılmış olması ya da henüz dunyanın her yennde pobüka ve ust duzey borakrasısı kapsamında kadınlann erkeklere oranla çok duşük sayıda kalması, bızı demokrasının gebşımı uzenne yenıden duşundüniyor Bugundemde. tumdunyadakı kadın haklan ıle ılgüı gınşımlenn Türkiye'ye yonebk olumlu etkısını buıyoruz Ancak bızı yenı bır eyleme föturecek sorun, gerçekte adınlara tanınan haklann dunyadan bıze nasıl yansıdığı değıl, ulkemızın dünyadakı kadın hak ve ozgurlüklenne nasıl bır katkı yansıtabıleceğıdır Bukonuda Turkıye gecmışte bırçok ulkeden daha onemb atıbmlarda bulunmuştur • 1926 da Medenı Kanun'la kadına hukuk alanında buyük ölçude eşıtbk sağlanmış • 1930'da seçırnlerde hak eşıtbgı, kadınlara beledıye seçımlennde seçme ve seçıbne haklan venbnış, (Bu nedenle 11 4 1930'da Türk Kadınlar Bırlığı rozet ve bayraklarla Ataturk ">e TBMM'ye bir gösteri ile teşekkürkrini • 5 Arabk 1934'te kadınlara mılletvekıb seçme ve seçıbne hakkı sağlanmıştı Oysabuhak Fransa'da yalnızca 1947'de elde edılebılmıştı Boylesıne oncu gınşımlenn çebskıb bır sonucuolarak 1989*aa yapılan ıstatıstıklere göre 33 Avmpa ulkesı arasında kadınlann parlamentodakı çoğunluğu açısından Turkıye sonuncu olmuştur (%38ıleİsveç bınncı, %35 8 ıle Norveç ıkınabğı sağlamışü) Çağdaşlaşmayla ters orantıb olan bu düsuşün nedenlennı sıyasal tannte dennlemesıne araşürmak toplumbıbmcı ve tanhçılenn geleceğe donük aynntılı çabşmasını gerektınr Oysa Turkıye'nın kadın haklan konusu ıv edıbkle çozûbnesı gereken bır aşamadadır Daha da onembsı, Turkıye sıyasal alanda kadın haklanna ıvedı çozum getınnek ıçın tum dünyaya gore "ayncaüklı" ve elvenşü bır konumdadır, Turk kadınının pohtık savaşımını desteklemeye ömek oluşturması gereken bu ozel konum, başbakanmm bir kadın oluşudur. "Bu açıdan Başbakan Tansu Çiüer'ınTürkkadınına hanrlayacağı pobük ortam "kadın haklarının dünyadaki konumu" kapsamında da ozel bırdeğertaşımaktadır Kadın haklan ve ozgurluklenne yapabıleceğımız evrensel anlamda bır katkı ve yenıbğın Tûrk kadını ıçın gerçekçı bır umut olması bu nedenden kaynaklanmaktadır 1972'dekı Isveç'ı anımsayalım Palme'nın fınşımleny le başbakanlığa agb "Fu^at Eşitliği Komitesi", 1980'de de "Fırsat Eşitlim Yasası" benımsenmıştı Sayın Çıller,2Ekıml993tanhb Cumhuriyet gazetesınde mart ayında yapılacak yerel seçımlenn kadınlar ıçın ılk fırsat olduğunu ve pobük gınşımlen doğrultusunda venmb bır alanın artık açıldığını bebrtmıştır Başbakan Çıller'ın kadmlara yönebk çağnsmdakı mesaj, özunde, kadınlann pobtıkaya katıbmının demokrasıyı gûçlendıncı etkısını vurgulamaktadır Başbakan'ın tutumunu bu anlayışla açıklıyor ve kadmlann sıyasal haklan açısından Turkıye tanhmde yenı bır donemın başlanejcı ya da Sayın Çıller'ın dey ışıyle "yeıri bir beyaz sayfa açmak" olarak göruyoruz Ancak sozlu olarak yapılmış bu oncelemeyı, pobtıkayı ıvedıbkle köklü ışlevsel değışımlere gotürmesı ve kadınlann sıyasal naklannı gunluk yaşama yansıtabıleceklen bır güçle v e sağlambkla sahıp çıkabıîmesı doğrultusunda yorumluyonız Kadın sıyasal haklannın tanınma'sı gerçek demokrasuenn ölçutu, demokrası ıse sozlu oncelemenın uygulamada kanıtlandığı yonetımdır AytenSeçkin Yük. Müh Mımar PENCERE 1789-1917-1923 ve Yeni Dünya... 1789 1917 1923 Devrım uzunbırsurectır bıryıldabaslayıpbıtmez, yı- nede buyuk devrımlertek yılla vurgulanıyor Fransız devrımı 1789 de patladı 1917 Bolsevık ıhtılalı dıye anılır 1923 bu ıkısının kavsak noktasındadır Uç devrım de bırbırıyle bağıntılıdır 1789 burjuva devrımı ol- masaydı 1917 de proletarya ıhtılalı tarıhın gundemıne gırebılır mıydı'? Sanayı devrımı emekçı kıtlelerının sıya- sal yaşamda onunu acmasaydı Rusya da Sovyetler nasıl kurulabılırdı ve Anadolu ıhtılalı sırtını nasıl 1917 ye dayardı"? Her uç devrım de Aydınlanma nın kapsamındadır Kemalızmın ılk kurtulus savaşı nda mayalanmasının tarıhsel anlamı nedır"? Eğer 1917 de kapıtalıst dunya catlamasaydı ve emper- yalızme karşı Ankara-Moskova eksenı kurulmasaydı Turkıye Cumhurıyetı nın oluşumunu felsefe tarıhınde yerlı yerıne oturtamazdık Kuvayı Mıllıye Anadolu da emperyalıst devletlerın paylasım savasına karsı dırenış ıcerıgıyle anlamını kazanır Istıklal Harbı bu kapsam ıçınde degerlenmeseydı bugun Balkanlar da Kai- kasya da ve Ortadoğu da gorulen etnık catısmaların dı- şında bır ıcerık taşıyamazdı Veeğer Istıklal Harbı 1923devrımınedonuşerek Ay- dınlanma Felsefesı nın yorungesıne oturmasaydı Is- lam dunyasında ılk laık cumhunyet kurulamazdı • 1917 ıle 1923 un tarıhın soyağacındakı kan bagını Sta- lin'ın Boğazlar uzerındekı ısteklen ya da Turkıye nın Soguk Savas ta Amerıka ya dayanması bozamaz bun- lar sıyasal tarıhın olgularıdır felsefe kokenlerı boşlukta sallanır Nıtekım 1990 da Sovyetler ın dagılmasıyla ger- çekleşen Moskova-Washıngton yakınlaşması temelde- kı doğruyu şaşırtıcı bıçımde ortaya cıkardı Bugun Amerıka ıle Rusya Turkıye uzerinde Sevr e yakın bır sıyasal boluşum uzerinde anlasırlarsa Turkıye sırtını nereye dayayacaktır? Hangı evrensel celışkıden yararlanarak Lozan ı savunacaktır? Ismet Pasa, 1964 te ABD Başkanı Johnson'un yazdığı aşağılayıcı mektuba kızarak ne demıştı 'Yenı bır dunya kurulur Turkıye orada yerını bulur ' Oysa bugun kurulan Yenı Dunya Duzenı Inonu nun vurguladığı yenı dunya değıldır 1917 devrımıyle kurulan Sovyetler ın dağılması Tur- kıye yı seçeneksız ve yalnız bırakmış cevrede bırdenbı- re Anadolu ya yonelık kaynaşma yaratmıştır Bolgeyı kuşatan etnık catısmaların anlamı lyıce ortaya çıkmıştır NeSırplar Bosnaklara neErmenıler Azerılere neAb- hazlar Gurculere ne de Kurtler Turklere karşı bağımsız- lık savaşı verıyorlar emperyalızmın ıplerını elınde bulundurdugu etnık catısmaların hıçbırı kurtulus savaşı olamaz • Pekı dunyanın bugunku coğrafyasında Turkıye de emperyalızmın kapsamına gırmıyor mu 7 Ne yazık kı oyle Ancak bundan kurtuluşun yolu ne Anadolu nun par- çalanmaşı veSevr ıncanlandırılmasıdır ne de Turkıye- de şerıatın hortlatılmasıdır Bu ıkı sıyasal akı'm da bolge- de emperyalızme daha çok hızmet edecek bır topograf- yanın oluşmasına hızmet eder Tek cıkar yol, Anadolu da emekcı halkın demokratık yorungede bılınçlenıp butunleşmesı somuruye karşı alınterını ve bağımsızlığını savunacak bır orgutlenmede bırleşmesıdır Halk etnık ve dınsel çelışkılerın kuyusuna cekılıp de bırbırıyle boğazlaştıkca Anadolu da bır cehennem olu- şur ADA YAYINCILIK VE MUZIK GÜLBAHAR DONUIMEYHM ĞİTMELER GÜLBAHAR Donulmeyen Gıtmeler s ıhıı.1 bır ıııu7ik evicnınc >okıılıık CAN TUFAN Sevgılım Olu Asker Ftno pıotLst pop Pııp 11 > ol a\ ıınıı B İ B HAYAI v A B D I MOZAİK Olumden Once Bır Hayat Vardır l)un>a mımgındcn GRUP TINI Oğrencı îndırımı Kock ımi7cla Hu7iın \ J I m njuc v* KASETÇIUK i' BAŞSAĞLIĞI Mezunlanmızdan BİLGE SAĞUN'un çok değerlı babası Ressam GÜNAY SAĞUN ebedıy ete ıntıkal etmıştır Kederlı aılesıne en denn tazıyetlenmızı bıldınnz ÖZEL SAİNT BENOİT FRANSIZ LİSESİ MÜDÜRLÜCt VEFAT Sabn ve Mukerrem Sağun'un oğlu, İsmaıl ve Cahıde Kunal'ın damadı, Nejat ve Zerrın Sağun'un kardeşı, Jdıl Sağun'un amcası, Gulgun Sağun'un eşı ve Bılge Sağun'un babası RESSAM GÜNAY SAĞUN'u kaybettık Cenazesı 19 Kasım 1993 Cuma gunu (bugun) oğle namazım muteakıp Teşvıkıye Camıı'nden kaldınlacaktır AİLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear