Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
- -^» - **~cSv*-
EKİM1993SAU CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
Nikaragua
Ortega
taşkırtıcılık
yapıyor
£t Utotıdt
G
eçenay
CumhurbaşkanıVioleta
Chjunorro'nun
Genelkurmay Başkam Humberto
Ortega'nın I994yıbndagörevden
alınacağını açıklamasmdan sonra,
Nikaragua'da cıddi kanşıklıklar
baş gösterdı. Taşımacıhk
sektöründeki sancüı grevin
ardmda. Humberto'nun görevden
alınmaşı durumundadevlet
içindeki gücü azalacak olan eski
Cumhurbaşkanı Daniel
Ortega'nın bulunduğu belirtiliyor.
Chamonro'nun açıklamasının
heınen sonrasında Daniel Ortega
taşıma sektöründeki grevı
destekleyen ve grevcilen kışkırtan
açıklamalar yapü. Taksi, otobûs
ve kamyon sahiplerinin
taşıtlardan yeni bır vergi
alınmasma ve betmne zanv
yapılmasına karşı koymak için
başjattıklan, 24 eylülde sona eren
grev sırasında iki kişi yaşammı
kaybetti. Ölerüerden bin olaylar
arasında yoldan geçen bir
vatandaş, ötekiyse sandinist bir
miliıan olan poüs şefiydi. Polıs
şefının yaşamını sona erdıren
kurşun ıse Daniel Ortega
tarafından kontrol edilen askeri
yapıya sahip örgüüerden birine
bağlı bır göstencinin
tabancasından çıktı. Grevler
sırasında Daniel Ortega'nın
sandinıst militanlanrun
göstericileri kışkırttığı ve grevi
amacmdan saptırdığı iddia
edıliyor
Daniel Ortega
Hükümet vergiden ve benzin
zamrrundan vazgeçince grev sona
erdi. Ama kanh grevin yankılan
hala sürüyor.
Eski sandinist bakan ve
Washington eski büyükelçisi
CarlosTunnermann bu gehşmelen
Ortega kardeşlerin devirlerinin
sona ermesi olarak yorumluyor.
FSLN'de (Sandinist Ulusal
Özgürlük Cephesi) aynbkçı olarak
bilinen Tunnermann, partisinin
genel sekreterinin olaylar sırasında
aldığı tutumun kendisini çok
şaşırtüğıru behrüyor.
Tunnermann, Daniel Ortega'yı
kışkırtıa ve demogojik demeçlerle
yasal bır grevi çarpıtmakla ve
sandinist meclısin ağustos ayında
oylayıp kabul ettiği şiddete karşı
olunduğunu belirten kararlara
tecavûzetmeklesuçladı.
IOrtega halk desteğinden
etnin gözüküyor
Genelkurmay Başkanı Humberto
Ortega bu haftasonu kongre
önünde son olaylarla ilgili hesap
verecekti. Özellikle de grev
sırasında gelişen kanlı olaylar ve
grevın sapunlması konusunda
açıklamalarda bulunması gereken
Humberto. toplantıyı kasım ayına
erteledi. Humberto bukurulun
neredeyse tüm üyelerini kendisi
seçtiği için bu toplanüda
alınabilecek bir yetki kısıtlaması
karanndançekinmiyordu. Ancak
ağabeyi Danielin grevi kışkırtıa
tutumu ve kendisinin grev
sırasında yaptıklan,
pariamentodaki sandinist
mılletvekiUerinin onlara verdiği
desteği azalttı. Sandinist
parlamenter grubun başkam yazar
Sergio Ranürez'in. arabuluculuk
yönünde yaptığı açıklamalar
FSLN'nin ılımlı kanadı
tarafından ohımlu karşılandı.
Aynhkçılar, Ortegalann tabanın
desteğjne güveneceğini, 1990'daki
seçim yenilgisinden sonra
sandinist güçlerin merkea haline
gelen sılahlı kuvvetlerden
yararlanabileceğıni biliyor.
Chamorro'nun cumhurbaşkanı
olmasına yardım eden UNO
(Ulusal Muhalefet Bırliği)
koalisyonu FSLN içindeki
bölünmeden yararlanmaya
çahşıyor. Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Virgilio Godoy sırfbu
yüzden. ağustos aymda UNO'nun
30yöneticisinin kaçınlmasını
düzenlemekle suçladığı Daniel
Ortega'yla görüşmeyi kabul etti.
Godoy"un yakınlanndan biri, bu
görüşme sırasında Daniel
Ortega"nın bir kurucu meclis
seçiminden yana oldugu izlenimini
verdığini belıruyor: Ortega, her
şeye karşm bu seçimlerde
çoğunluğu sağlayacağına ve
partısındekı milletvekillerinin
başkaldınsmı dengeleyebileceğjne
inanmış gözüküyor.
Bertrand de la Grange
Çingulağında köleekonorrriâ
£lje •SVto»İJork Shncs
Ç in, övgüye değer bir sabırla
2004 yıknı bekliyor artık.
2000 Olimpiyat Oyunlan'nı
Sydney'e kapürmak gerçekten acı
bir deneyimdi. Ancak, tüm dünyaya
bir uygarbğın 3000 yıl sürebileceğiru
gösteren Çin için, dokuz yıllık bir
bekkyiş, pek de uzun olmasa gerek.
Bu dokuz yıllık zaman dıliminde
dünya Çin uygarhğını daha bir ya-
kından izleyeoek. Deng Şaoping'in
yerine, emeklilik yaşına ermiş baş-
kaları ıktidara geçecek. Hong Kong
ve Macao ana karaya katılacak.
Yine de bu süre içinde değişmeye-
cek tek şey var. Batı demokrasilen.
ınsan haklan konusunda Çin'ın ba-
şmın etini yemeye devam edecek
Ülkenin 2000 Olimpiyat Oyunlan'-
nı elden kaçırmasının nedeni de bü-
yük olasüıkla buydu zaten.
Çin, içişlenne İcanşılıp durduğun-
dan yakınmaya devam edecek. Ara-
da bır de ünlü bir muhalıfı serbest
bırakıverecek.
Tıpkı, Olimpiyat Komitesi 2000
oyunlan hakkında karar vermeye*
çalışırken Vei Yingşeng'in serbeW
bırakılması gibı. Yine de bu yönetitn
sürerken, ınsan haklan konusunda
köklü değişikliklere gidilmesini bek-
lemek akılhca olmaz.
I Muhaliflerin serbest
I kahnası göstermelik
Muhalifleri hapse atmak, yalnız-
ca onlan toplumdan yahtmak anla-
mına gelmiyor; bu eylem, Çin Ko-
münist Paftisi'rü eleştirmeye kal-
kanlar için de caydıncı bir anlam
içeriyor.
Muhalifleri serbest bırakıp dü-
şüncelenni söylemelerine izın ver:
mek, parti için tehlıke oluşturuyor.
Tıpkı I989'da Tiananmen Mey-
danı'nda düzenlenen demokrasi
yanlısı gösteriler gibi.
Aynca, tutukhîlar devlete kar da
geünyor. Tutuklular, Çin'in gizli
ekonomisinın temelini oluşturuyor
neredeyse. Mao döneminde Çin ha-
pisanelerinde yedi yıl boyunca ka-
lan Jean Pasqualini. Londra Cni-
versitesi Doğu ve Afrika Çalışmala-
n Enstitüsü'nün üç ayda birçıkardı-
ğı Çin dergisınde. hapisanelenn ulu-
sal ekonomide önemli bir rol oy-
nadığını yazıyor.
Pasqualini, tutuklulann ekono-
miye katılması bakımından Çin'-
deki sistemi, Nazı Almanyası'ndaki
ve Sovyetler BirliğYndeki sistemlere
benzetiyor. Fakat arada bir fark
var. "Hicbirisi, köle emeğini Çin ka-
dar verimli kılamamejtı".
Çın'de kilit altında tutulanlann sa-
yısmı hükümet dışında kimse kesin
olarak bılmıyor Inandıncı bir saı
bulmaya çabşan ınsan haklan gnıp-
lan. 20 milyon gibi İnanıknaz' sayı-
lardan söz ediyor.
Bunlann en azından 20binini "po-
Btik" suçlular oluşturuyor. Çin,
1992de bazı "karşı devrûncilerr ha-
pisanelerde tuttuğunu kabul etmiş.
ancak bu sayının 3651 olduğunu
söylemışti.
Çin'de adalet sistemi, Ortaçağa
yaraşır bır şıddet öğesı içeriyor
Toplu ınfazlar oldukça yay gın. İçin-
de bulunduğumuzekimın ılk haftası
da cellatlar için hayli yoğun geçti.
Idam edilen 100 kişi arasmdakı se-
kiz genç, yolsuzlukla suçlanıyordu.
Hapisanelerdeki suçlulann bir
çoğu da, bir Batı ülkesinde yalnızca
uyan ahnarak salınabilecek suçlar-
dan ötüru ıçende.
Eğer söz konusu 20 milyonluk ra-
kam doğruysa, bu demektir ki nü-
fusnn 100 binde l740'ı içeride
ABD'de bu sayı 486 iken İngiltere"-
de 95.
Çin'dekı bütün tutuklular, "lao
gai" adıyla bilinen hapısane, çahş-
ma kampı ve akıl hasıanelen ağında
bulunuyor. "Çalışarak iyileşme"
anlamma gelen "laodong gaizao"
sözcüklenrun kısaltılmışı olan "lao
gai", Stalin'in gulagına ya da girişin-
de ünlü "Arbeit macht'frei" (Çahş-
mak özgürleştırir) yazısı asılı bulu-
nan Auschvvitz'e eşideğer.
20 milyonluk bir işgücü, İspan-
ya'daki 15 milyonluk işgücünü sol-
larken. Fransa'nın 24 milyon kişilik
işgücüyle de yanşabiliyor. Üstelik
bu işgücü için hiç para ödenmiyor,
fazla yemek gerekmıyor, giysi niye-
tine örtünme yeüyor, tatil yok ve
şağlık için çokça masraf yapılmıyor.
Ölenlenn yerine yenısi hemen geçi-
yor.
Lao gai ile bağlanüsı olan fabri-
kalar, arabalar, kamyonlar, trak-
törler dışmda, tekstil, oyuncak gibı
küçük eşyalar da üreüyor. Asbest
gibı tehlikeh mineralleri kazmak işi
lao gaı madencilerine düşüyor. Çin'-
deki çay ekiminin büyük bir kısmı
da yine tutuklu işgücüyle gerçekleş-
tiriliyor.
I Çin malı degil,
I hapisane malı
Çin, tutuklulann çalıştınldığını
kabul ediyor ve çalışmanın, "iyileş-
melerini" sağladığını söylüyor.
Çin yasalanna göre, hapısaneler-
de üretilen mallann yurtdışına satıl-
ması yasak. Ne var ki California'-
daki Lao Gai Araştırma Vakfı'nı iş-
leten ve kendisi de eski bir tutuklu
olan Hanry Wu, bütün dünyadaki
dükkan ve süpermarketlerde lao
gai'de üretilen mallann bulunduğu-
nu söylüyor.
Tabiı kı bu mallann üzerinde 'iıa-
pisane malı" yazmıyor ama, sözgeli-
mi oldukça kaliteli, buna rağmen
gülünç derecede ucuz bir oyuncağın
üzerinde "Çin malı" yaayorsa, kuş-
kulanmakta yarar var.
Merkezi ABD'de bulunan Asya
tzleme Komitesi adlı insan haklan
örgütünün "Son Gulag" diye adlan-
dırdığı bu kurum. Çin için gerçek bir
ekonomık değer olabibr. Ancak,
olimpiyat düzenleyicilen ve başka
uluslararası pek çok etkili kurumun
saygısını kazanmaya çabalayan bir
ülke için. bu kurum, giderek ağırla-
şan bir yük olacaktır.
Gögnenlerbaştaa rnı, başbelaamı?
B
u yüzyılm başından bu yana sü-
rekli göçmen akınına uğrayan
ABD'de, göç sorununa nasıl
yaklaşılacağı konusunda. kafalann kan-
şık oldugu su götürmez.
Mekşika, Çin, Haiti'den gelen yoksul,
bıkkın insanlar, bu göçmenler ülkesinde
giderek daha az hoş karşılanır oldu.
Göçe sınırlama getirilmesıni isteyen ses-
ler iyice yükseldi.
1980'den bu yana gelen göçmenlerin
yansını banndıran California'nın valisi
Pete Wüson. Başkan Clinton'a yazdığj
açık mektupta."Acıma duygusunun akla
baskın çıkmasına artık izin veremeyiz"
diyordu.
Ülkeye her yıl yasal ve kaçak yollar-
dan giren l milyon 250 bin göçmenin et-
kileriyle ilgjli tarüşma, ABD'de günde-
min önemli maddelerinden birini oluştu-
ruyor. Göçmenlerin, ekonomiyi can-
landırdığı mı, yoksa ücretleri aşağı ceken
bir güç mü oldugu sorusu, tıpkı, ekono-
mik ve politik anlamda bir belirsizliğin
yaşandığı ilk dönemlerdekı gibi, kafalan
kurcalıyor.
Göçmenlere karşı çıkanlar, yine, yeni
gelenlerin, nimet değil yük olduğunu, tek
kuruş vergi ödemedıklen kamu hizmet-
lerinden sonuna kadar yararlandıklanru
söylüyor.
Ama bu iddialar ne derece doğru, belli
değil. Ülkenin ilk kez göçmen akınına
uğradığı ve konuyla ılgıli tartışmalann
yükseldiğj 1900'lü yıllann başlannın ak-
sine, şimdi göçmenler, ilk geldikleri gün-
den başlayarak dikkatk izleniyor.
Akademik kurumlann ve hükümetin
düzenlediği çabşmalann çok az bir
• Bir göçmenler ülkesi olan ABD'de göçe sınırlama
getirilmesini isteyenler artıyor. Göçmenlerin olumlu
katkıda bulunduğunu
savunanlar, ekonomiye canlılık kazandırdıklarmı
beiirtirken, karşıt görüştekiler,
son yıllarda gelenlerin niteliksiz işçi olduklannı
söylüyor.
kısmı. göcmenlenn ekonomiye zarar
verdiğini ortaya koyuyor. Çalışmalara
göre, göçmenlerin varbğı bütünüyle ele
abndığmda. olumlu sonuçlar doğuru-
yor. Kuşkusuz, önyargılann değişmesı
için zamana gereksinim var. Siyah lıder-
ler ve sendikalar, pıyasanın düşük ücretli
işçilerle dolup taştığını söylüyor.
Washington'daki bir araştırma mer-
kezinde (Kent Enstitüsü) yürütülen göç-
men araştırma projesinin başmı çeken
Jefîrey S. Passel, "1980'lerde göçmen ka-
bul eden yerler, ücret arttşı açtsından, göç-
men almayan yerlere göre çok daha başa-
nlı sonuçlar elde etti" dıyor.
Enstıtünün yakın bir zamanda düzen-
lediği bir çalışmada. göçmenlerin. kent-
lerde iş alanlannın açılmasına olumlu et-
kileri bulunduğu sonucuna vanldı.
Başka çalışmalarda da. göçmenlerin.
nüfusun geri kalanına göre, kendi işini
yaratma konusunda çok daha başanb
olduğunu gösterdi.
Hofstra Üniversitesi'nde ekonomist
olan ve göçmenler konusunda uzmanla-
şan Gregory De Freitas ''Sorun, göçmen-
krin Amerikalüarın elinden işlerini alınası
çerçoesinde tanunlanıyor. Oysa pek çok
Amerikalı, iş bulmasını. göçmenlerin eko-
nomi üzerindeki etkilerine borçlu" dıyor
ve ckliyor: ''Sözgetimi lokanta iskten
göçmenler vergi ödüyor, çalıştırdıkları iş-
çiler kendilerine giysi, yiyecek ve daha
öoe ölü' olan semtlerde ev alabiliyor. Çok
yönlü bir etki söz konusu, ama coğımlukla
anlaşıbnıyor.*'
"Göçüfı Ekonomik Sonuçlan'' adb ki-
tabın yazan Julian Simon. göçmen ailele-
rinin, ülkede bulunduklan ilk 30 yılda,
Amerika dogumlulardan çok daha fazla
vergi ödediğinı ve kamu hizmetlerinden,
aldıklanna göre. yılda ortalama 2500
dolar daha fazla katkıda bulunduklannı
yazıyor.
Amerikan Göç Reformu Federasyo-
nu ise, başka çalışmalara dayanarak, bu
sonuçlann artık gecersiz olduğunu söy-
lüyor. California Üniversitesi'nde eko-
nomi profesörü olan George J. Borjas,
yeni göç dalgasıyla gelenlerin, öncekıler
kadar niteliklı olmadığını ilen sürüyor.
Borjas. bu yüzden yeni gelenlerin devle-
ün sırtına yük olacağını düşünüyor
Yine de, 1990 verilenne göre, yeni ge-
İen göçmenlerin eğitim düzeyi, şimdiye
dek olmadığı kadar yüksek. Chicago
Üniversıtesı'nden Marta Tienda "Göç-
menierin kalitesinin düştüğüne (ki bu ger-
çekten eğjtimin bir ölçüsüdür) dair hiçbir
kanıt vok^ diyor.
Konuyla ilgili oldukça aynntılı çalı-
şmalardan biri, yaş, gelir ve eğitim dü-
zeyleri açısından, göçmenlerin çok bü-
yük farklılıklar gösterdiğini ortaya ko-
yuyor ve kimi şaşırtıa sonuçlara vanyor.
örneğin:
- Sovyetler BırliğTnden yakın dönem-
de gelen göçmenler, Latin Amerikalı ya
da Asyalı göçmenlerden çok daha yok-
sul.
- Eğitim düzeyi en yüksek olanlar. Af-
rikablar. Gelenlerin yüzde 90'ının en azı-
ndan yüksek okul diploması var.
-1980 yılından önce ülkeye gelen. yani
çok uzun zamandır burada yaşayan göç-
menler için kişi başına düşen gelir, ABD
doğumlulannkinden çok daha fazla.
- 1990 nüfus sayımına dayanan çalı-
şmanın yazan Susan Laphanı 'İnsanlar
ne kadar uzun süre burada kahrsa, getirle-
ri o kadar artıyor" diyor.
Sovyetler Birlıği'nden gelenler. gebr sı-
ralamasınııi en all basamağmda yer alı-
yor. Sayım Bürosu'nda etnik çabşmalar
yürüten Jorge del Pinal "İngiuzce bilrae-
yip İspamolca konuşan birisi, yalnızca
Rusca konuşan birisinden çok daha ceşitli
işkrde çalışabilivor" dıyor ve ekhyor.
"İyi bir eğitim görmüş olanlar, daha iyi
ücret verilen işlerde çalışmak Lstivor. La-
tin Amerikalı göçmenler, çarçabuk bir iş
bulmak niyetiyle geliyor."
The New YorkTimes
Göçün gerçekleri
~ Ocretler
_ Saat başına ortalama ücret
1940 1960 1970 1980 1990
ABD'de doğanlar
Son S yıl içind«
gelenler
Eğitim
Okula aitme süresi
(yıl olarak)
6
4
2
0
1940 1960 1970 1980 1990
ATOSTe
savaş
mezatıMarüjn Monroe, Amold
Schwarzenegger gibi
isimlerinde içinde bulunduğu
vûz kadar tanıdık yüzün
fotoğraflan, AIDS'îe savaş
> aranna, Londra Feneri'nde
açık arttırmayla satışa
çıkanlıyor. Londra Feneri,
AIDS virûsü taştyan kaduı ve
erkeklere destek veren en
önemli merkezlerden biri.
Barbara Cartland'ın pembe
şemayesi altındaçckilen
fotoğrafıyla Laurence
Olmer'nin Kral Lear
portresi. satılacak resimler
arasında. Ba/ı fotoğraf
sanatçılan yapıtiarmı
merkeze bağışladı. Marilyn
Monroe'nun George Barris,
Arnold Schwarzenegger'in
Greg Gorman tarafından
çekilen fotoğraflan da
bağışlanan çalışmalar
arasında.
Iraklı
kaçak
gögnenler
ATtN A (AA) - Yunanistan'ın
Midilli adasına kaçak
olarak çıkmaya çalışan 62
Iraklı göçmenin. Yunan
karasulan içindebir teknede
bekletildikleri bildirildi.
Aralannda kadm ve çocuklar da
bulunan Iraklı göçmenler, dün
Midilli Adası'nm Kayia sahilinde
karaya çtkmaya çalışırken Yunan
devriye botlan tarafından fark
edilerek durduruldu. Iraklı
göçmenlerin halen Kayia sahib
açıklannda teknede
bekletildikleri, Yunan Dışişleri
Bakanbğı'nın, göçmenlerin
Türkiye'ye iadeedilmeleri
amacıylaTürk Dışişleri
Bakanlığı'yla temasa geçtiği ıfade
edildi. Yunanistan hükümeti daha
önce de bırkaçkez kaçak olarak
ülkeye girmeyecauşan Iraklı
göçmenleri Ege Denızi'nde
uluslararası sularda bekleterek
Türkiye'ye ıade etmeyeçalışrnış,
ancak konuyu kendi istekleri
doğrultusunda çözümleyemeyince
ınsani nedenleri gerekçe
göstererek göçmenleri kabul
etmek zorunda kalmıştı.