14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 EKİM1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN CIA'in hayalindegördüğüsenaryolar £t Jlionit AABD'nin haberalma örgü- tü CIA'in dosyalannın gün ışığına çıkması, 1980 yılına kadar izlenen politiklan ve manev- ralan ortaya çıkardı. Ajanlann kim- likleri dışında (çünkü bazı ajanlar halen görevlenni sûrdürüyor) tüm raporlan ve emirleri içeren dosyalar, CIA'in birçok yanlış değerlendir- me yapüğını ve müttefiklerinin tele- fon konuşmalannı dınlediğini orta- ya koyuyor. Arşivlerin açılması CÜBton'un emriyle, Rusya'nın art arda yapüğı açıklamalar karşısında kötü bir du- ruma düşmemek için gündeme gel- di. Yaz aylannda başlayan bu uzun ve yorucu çabşma sonuçlannı yeni yeni vermeye başladı. Eski Sovyet- ler Birliği tarafından bir nükleer sa- CIA'in gün ışığına çıkan dosyalannda, ortaya atılan birçok senaryonun zayıfizlenimlere dayandığı ve yanlış değerlendirmeler yapıldığı ortaya çıktı. vaş başlatıbnası tehlikesi, Sovyet yöneticilerin varsayılan yaklaşımla- n ve amaçlan üzerine haârlanan de- ğerlendirmelerin gün ışığına çıka- nlmasına öncelik verildı. Batı Av- rupa'da. özellikle Fransa'da ve Ital- ya'da, komünizme karşı savaşım ve- ren partilere ve sendikalara yapılan yardımlarla ilgili dosyalar önümüz- deki bırkaç ay ıçınde açıklanacak. 1947'de kurulan CIA'e, Sovyetler Birliği'nin hangi tarihte genel bir sa- vaşa girmeye hazır olabileceğini so- ran ük kişi Harry Truman'dı. O gûn- den itibaren bu istek örgütun düzen- 11 bir görevi haline geldı. Bu yöntem her yıl hiçbir kelimesi değişmeden uygulandı. İlk raporlardan birinde şu cümle yer ahyordu: "Sovyetler Birliği'nin 1948 yümda doğrudan as- keri bir eylemin içine girmcyeceği, ama her an bunu yapabikcek durum- da olduğu sonucuna >ardık." Rapor- lan haarlayanlardan birine göre, hiçbir Amerikan ajanının. Soyyetler Birliği'nin politik ya da askeri hiye- rarşisi içinde yüksek dereceli kişiler- le gerçek bir iüşkısı yoktu, dolayısıy- la raporda yer alanlar doğrudan bil- gılere değil, değerlendirmelere da- yanıyordu. Tahminlere dayanarak hazırla- nan raporlarda birçok kez yanlış so- nuçlara vanldı. Örnegin, CIA, Sta- lin'ın ölümünden bir hafta sonra, Komünist Parti'nin 19. Kongresi'- nde Malenkov tarafından oynanan dikkat çekici rolü ve Gizli Servis Şefı Beria'nın Stalin'in cenaze töreni sı- rasında Malenkov'u kucaklamasını göz önüne alarak. Malenkov'un ko- numunun hiç kimse tarafından teh- dit edilmediğinı tahmin ediyordu. 12 Mart 1953 tanhli bu raporda, Knıcev'ın adı bir kez bile geçmiyor- du. Üç gûn sonra, Malenkov istifa ederek yerini Kruçev'e bırakü. Bir başka talihsız rapor, Kore Sa- vaşı'nın başlamasından hemen önce yazıldı. 19 Haziran 1950 tarihli ra- porda, Kuzey Korenin askeri ha- nrhklar yapüğı belirtildi, ancak Gü- ney Kore'ye ani bir saldın olasıhğı- ndan hiç söz edilmedi. Buna karşın saldın 6 gün sonra başladı. Aynı bel- ge Sovyetler Birliği'nin, Çin ordusu- nun savaşa Kuzey Kore'nin yanı- nda katılmasma ızin vermeyeceğinı de belirtiyordu. Oysa Çin ordusu CIAin kapüan açdıp arşivi altıncı ayın sonunda savaşa katıldı. Örgütün bir başka görevi senar- yolar hazırlanmak. 1953'te CIA, ABD'nin Kore Savaşı'nı sona erdir- mek için Çin'e karşı nükleer silah kullanmaya kalkarsa ne olacağını kendi kendıne sordu ve yanıtladı: "Eğer nükleer silahlar kullanıhrsa, koınünisrJer Batüıların zafere kadar Kore SavaşTnı sürdürmeve karar verdikleri sonucunu çıkaracaklar.". Aynı soru 1954'te Dien-Bien- Phu'dan ve Fransızlann Hindiçinı- incelenince, yazdığı senaryolarda başansız oMuğu ortaya çıktı. nden çekilmesinden sonra da sorul- du. CIA'e göre. Sovyetler Biriiği Çinlilere yardım için asker gönder- meyeoek ve karşılık vermek için daha fazla nükleer silah sağlarrtaya- caktı. Gerçek anlamda saçmalıklara yer veren senaryolar da vardı. ABD, Sovyetler Birliği'ne nükleer bir sal- dın düzenlerse Sovyet halkının tutu- mu ne olur? CIA bu sorunun yanıtı- nı bulmak için, 1940-41 yıllannda Londra'nın Almanlar tarafından bombalanması ya da Alman kentle- rinin II. Dünya Savaşı sonlannda müttefıkler tarafından bombalan- ması gjbi büyük saldınlan değerlen- dirdi ve bilgisizliğini ortaya koydu. Çünkü Anglo-sakson halkının tep- kileri incelenerek Slav halkının ben- zer btçimde bir tutum izleyebileceği söylenemez. CIA, 4 Ekim 1951 tarihli "özd bir nofta, nükleer saldınlann yalruzca büyük kentlerle sınırlandınldığı tak- dirde, genellikle rejime karşı olan köylülerin, ürünlerini göndermek zorunda olduklan kentlerin yok ol- masından bir ölçüde memnun ola- caklan belirtilıyor. Bir başka senaryo ise Sovyetler Birliği'nin ABD topraklanna çı- kartma yapması. CIA, bu durumda Sovyetlerin en büyük desteğı Ame- rikan Komünist Partisi'nden alaca- ğını düşünüyor. Raporda, paninin 37 bin üyesinin, gerçek vatanlan CIA, yalnızca potansiyel düşmanlannın değil, müttefiklerinin de büyükelçiliklerini dinledi. Telefonlan dinlenen ülkeler arasında Türkiye ile birlikte birçok NATO ülkesi bulunuyor. olarak gördükleri Sovyetler Birliği'- ne tamamen bağlı olduklan belirtili- yor. Bu saldın senaryosundan yola çıkan CIA, yalan haberlerin yayıl- masını, sabotajlan ve köklü ayak- lanmalann patlamasıru canlandın- yor. CIA, bu eylemleri durduracak, bütün Amerikan komünistlerini ve yandaşlannı göz altına alacak bü- yük bir program hazırhyor. Bir baş- ka belgede, Sovyetler Birliği'nin ABD'ye yapacağı sürpriz saldın sı- rasmda biyolojik ve kimyasal silah- lar kullanacagı, su rezervlerini zehir- leyeceği, hatta diplomatik çantalar- da parça parça getirilen küçük nük- leer silahlar kullanacagı beÛrtiliyor. CIA'in savaş sonrasında Bau Avrupa'daki "demokratik" partile- re naâl yardım ettiğıni öğrenmek için bir süre daha beklemek gerekiyor. Ama baa dosyalar şimdiden gün ışı- ğına çıktı. Bunlardan biri 1948 yılla- n başında komünistlenn İtalya'da iktidara geçme olasıhğıyla ilgili. Ko- münistlerin 18 Nisan 1948'de yapı- lacak seçimlerde bütünüyle yasal yollarla, seçimle iktidara geçme ola- sılığından kaygılanan CIA, serin- kanhlıkla seçim sonuçlannda hile yapmayı ve hatta süreci güç kulla- narak durdurmayı tasarladı. CIA, komünistler tarafından doğrudan kiliseye saldınlmadıkça Vatikan'ın bir tepki göstermeyeceğini düşünü- yordu. Aynca, komünistlenn, ikti- dardaki ilk dönemlerinde kiliseye saldırmaktan kaçınacaklan ekleni- yordu. Komünistlerin İtalya'daki zaferi Fransa'yı da etkileyecekti ve ardm- dan Fransız komünistlerinin de ba- şansını getirecekti. Bu olay General De GauUe'ü destekleyecekti, çünkü popülantesi varolan politik rejimin tehlikeye düşmesi durumunda artı- yordu. Belki de Sdnnuuı hüküme- ti düşecek, De Gaulle iküdara gele- cekti. Elektronik casusluk vebüyükelçi- liklerin başkentlerle yapüğı görüş- meleri izlemekle yükurnlü olan Ulu- sal Güvenlik Ajansı, uzun yıllar bo- yunca yalnızca ABD'nin potansiyel düşmanlannı değil, aynı zamanda müttefiklerini de dinledi. Magic In- tercepts adlı bu operasyon (alfa- betik sırayla) Belçıka'yı, Bolivya'yı, Çin'ı, Danımarka'yı, Ekvador'u, Fınlandiya'yı, Fransa'yı, Hollan- da'yı, İspanya'yı, İsviçre'yi. Kolom- biyayı, Meksika'yı, Mısır'ı, Nor-f veç'i, Paraguay'ı, Peru'yu, Por- tekiz'i, Suriye'yi, Suudi Arabistan'ıj Şili'yi, Türkiye'yi, Uruguay'ı, Vene-, züela'yı ve Yunanistan'ı kapsıyor-' du. İlginçtır, dinlenen elçiliklen din- lenen ülkeler listesinde Ingiltere yer almıyor. Dominique Dbombres Uyusturucu Çağınbelası dünyayı tehcfit ediyor NEWYORK(AA)-BM Genel Kurulu'nun uyuşturucu maddeler ile mücadele konulu toplanüsı başladı.Toplanü boyunca, üye ülkelerin temsilalen, uyuşturucu maddelerin denetlenmesi, uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadelede işbirliğinin güçlendirilmesinin yollan ve terörizm-uyuşturucu kaçakçılığı bağlantısı konulanndaki görüşlerini belirtecekler. Genel kurul tarafından konuyla ilgili bir karann abnması da bekleniyor. Toplanüya bir mesaj yollayan BM Genel Sekreteri Butros Gaü, uyuşturucu maddelerin "çağın belası" olduğunu kaydetti ve uyuşturucu kullarumının küresel bir tehdıt haline geldiğini beürtti. Gali, "L yusrurucu maddelerin zaran, AJDS ve yoksuOuk ik aynı dûzeydedir. Bu tehlikeye uhısûrarası dayantşma ile karşılık vermek zonındayız" dedi. Mesajında, soruna dünya çapında yaklaşılması gereküğini ifade eden Gali, BM'run ılgılı kuruluşu ola "Uyuşturucu Denetim Programrnın (UNDCP) çalışmalanyla ilgili bilgi verdi. Butros Gali, "L'yuşturucu maddeler ik mücadelede çok kararlı davranmahyız" dedi. Gah'nin mesajı. UNDCP Başkanı Giorgio Giacomelli tarafından okundu. BM Genel Kurulu ; Başkanı Samuel Insanally de ; konuşmasında, uyuşturucu ' kullarumının yayılmasının soğuk savaş sonrası dönemin önde gelen uluslararası sorunlanndan biri olduğunu söyledi. Mısır iBakan hayvanat jbahçesinde ;oturuyor l^TT AHtRE(AA)-Mısır'dal3 i wL ekımde Atıf Sıdkı î-"-^- başbakanlığında kurulan •, hükümette yer alan yeni î bakanlardan Muhammed Zeki ; Ebu Amir'in, lojmanı bulunmadığı ; için, Gıza Hayvanat Bahçesi'nde • bulunan Tanm Bakanlığı'nın • misafırhanesinde kaldıgı bildirildi. I Mısır'da yayunlanan yan resmi I "Aher Saa" (Son Saat) dergisinin ; haberine göre, hükümet ile Halk \ Meclisi ve Danışma Meclisi ; arasındakiilişkilerdensorumlu '< Devlet Bakanı Ebu Amir, göreve i geürildikten sonra îskenderiye ! kentinden başkent Kahire'ye I geldi. Kahire'de konutu ; bulunmayan bakan, geçici olarak, ; Tanm Bakanlığı'nın Giza • Hayvanat Bahcesi arazisinde bulunan misafırhanesine yerleşti. ' Dergj, aynı sorunla daha önce de başka kentlerden Kahire'ye gelen \ bazı bakanlann da karşılaştığını ; vesöz konusu bakanlann, görev * yerlerinden uzak mısafirhanelerde • banndıklannı yazdı. Savaş Kuveyt'i yoksullaştırdı K uveyt'in El Sefr Otobanı'- ndan kente girerken, yakın geçmişte burada bir savaşın yaşandığına ınanmak çok güç geli- yor. Bombalanmış binalar yeniden inşa edilmiş. Bir zamanlar gündüzü geceye çevirerek yanan petrolün oluşturduğu kilometrelerce uzanan göller artık idare edilebilir durumda birikintiler. Alev alev yanan petrol kuyulanndan yine eskisi kadar çok üretim sağlanabiliyor. Körfez Savaşı sırasında yerle bir olan Kuveyt'te iki buçuk yılda her şey normale döndü, ancak bu hızlı yeniden yapılanma zenginliği ile övünen ülkenin kasalannın boşalmasına neden oldu. Geri çekilen Irakh askerler tarafı- ndan büyük zarar verilmiş rafıneri- leri ise tamamen onanlmış. Kuveyt halkının büyük çoğunluğu aradan geçen iki buçuk yıl içinde herşeyin yeniden normale döndüğünü behr- tiyor. Ancak Kuveyt'in büyük boyutlu yeniden yapılanma cabasının gözle görülür başansına rağmen bazı şey- ler asla eskisi gjbi olmayabilir. Sava- şın ardından yaşanan bu kalkınma. Baulı kurtancılara savaş borçlan- nuı ödenmesi ve Kuveyt'in yurtdı- şındaki varlıklannın yanlış yöneti- Körfez Savaşı sırasında Irak Kuveyt'in petrol kuyulanm ateşe vermişti. mi, bir zamanlar ağzına kadar do- lup taşan ülke kasalanndaki pa- ranın suyunu çekmesine ve zama- nında serveti nedeniyle kibirlenen bu ufaak ülkenin mütevaalaşmasına neden oldu. Körfez Savaşf ndan önce ülke ge- lirinin yansını sağlayan yurtdışında- ki varlıklannın gittikçe azalması. Kuveyt'in petrole olan bağımhlığı- nın daha da artmasına neden oldu. Bu bağımlılıktan kurtulmak en azın- dan bir on yü alacak gjbı gözü- küyor. Hindistan ticaret yolu üstün- deİci bir durak olmaktan öteye geç- mediği günlerden bu yana bu min- naak ülkenin yönetimini elınde tu- tan El Sabah ailesı bugünlerde ye- rini halkın yaranna daha sıkı bir pa- rasal yönetimden yana olan bir par- lamentoya kaptınyor gibi gözü- küyor. Bütün bu etİcenler ve dtğerle- ri, Kuveyt'in politik ve ticari kişiliği- ni bazılanna göre gen döndürülmesı mürnkün olmayan bir bıçımde de- ğiştirdi. Kuveyt, zengin bir petrol ülkesi olarak tanınıyorsa da 1938'de Bri- tish Petroleum ve Gulf Oıl tarafın- dan ilk petrol bulunana dek, ülke geçimini denizden sağlıyordu: înci çıkarma, gemi yapımı, balıkçıhk ve ticaret. Gelişen petrol endüstrisi, Kuveyt'i çamurdan bir duvarla çev- relenmiş bir sahil yerleşim binmin- den süper çevreyollanna, son model lüks otomobıllere, beş yıldızb otelle- re, ahşveriş merkezlerine ve gelişmiş ülkeleri gölgede bırakan bir yaşam standardına sahip modern bir ülke haline getırdi. Kuveyt'in geniş petrol yataklan- na ve düşük nüfusa sahip bir ülke olması, yönetimdeki El Sabah ailesi- nin son yıllarda petrol renginlikleri- nin bir bölümünü halkla paylaşma- lanna ve yabancı ülkelerde yaünm yapmalanna olanak tanımış. Ya- bancı bankalardaki hesaplar ve çe- şitli yabana şırketlere yapılan yatı- nmlardan elde edilen gelir, petrol fi- yatlan düştüğünde Kuveyt'in kay- gılanmamasını sağlıyordu. Kuveyt'- in poütikası, petrol fiyatlannın çok fazla tırmanmasına izin vermeyerek daha ucuz ve alternatif yakıtlann 100 milyar varillik rezervlerini de- ğersizleştirmesinı önlemekti. Ülkenin savaştan bu yana yurtdı- şmdakı serveünde 25 milyar dolar- ûk bir düşüş olması nedeniyle Ku- veyt son zamanlarda bu politikasın- dan vazgeçerek petrolü için daha yüksek fıyatlar peşinde koşmaya başladı. Petrol İhraç Eden Ülkeler örgütü'nün (OPEC) geçtiğimiz gürüerde Cenova'da düzenlenen toplanüsında gazeteolerle görüşen Kuveyt Petrol Bakanı Ali H Bagji şöyle konuştu: "Petrolden başka bir gelir kaynağı göremivoruz. Devletin gelir kaynakiarı Körfez Savaşı nede- niyle fükenmiş durumda... Hiç böyle- sine zor bir dönem geçirmemiştik." I Büyük senetin kazarulması on yü alacak Kuveyt'in petrol sektörüne artan bağımlıhğı bir gecede ortadan kalk- maz. Petrol Füıans Şirketi'nin he- saplanna göre, Kuveyt'in savaşın mali etkilerini ulusal bütçesine sin- dirmesi için dört ya da beş yıl, 1990 Ağustos'undan bu yana yiurdiği bü- yük serveti yeniden kazanması ıçin- se en azından on yıl gerekiyor. Bir zamanlar Kuveyt'in petrol ya- taklannı kaplayan hampetrol gölle- rinden geriye bugün sadece birkaç ufak birikinti kaldı. Ancak çevrede bıraktığı etkiler ve onlan ortadan kaldırmak için gereken masraflann boyutlan göz korkutucu olmaya de- vam ediyor. Bilim adamlan kırliliğı temizle- mek için gerek mekanık, gerekse bi- yolojik pek çok değişik yöntem üze- rinde çâlışıyorlar. En kötü etkılen- miş bölgelerde buhar ya da kimya- sallar kullanma yoluna gidilebilece- ğini belirtiyorlar. Resmi görevliler kalan petrol göllerinin yıl sonuna ya da 1994 başına kadar kurutula- cağını umuyorlar. Cenetik Insan \ doğuştan iyiyadakötü H aber Merkezi - Kaba kuvvet kullanmanın • insanın kişiliğine değil, ~ , J i beymdeki bazı kimyevi maddelere' bağh olduğu. dolayısıyla da insanın gerçekte "iyi" ya da "kötü" olarak doğduğu öne sürüldü. Hollanda'daki Nijmegen 1 Üniversitesi'nin gerçekleştırdıği bilimsel bir araştırmada, bozuk bir genin vücutta A enzimi eksikliğıne yol açtığı. bu durumun da stres altında bulunan kişinin beyninde yüksek miktarda hareketliliğe neden olan bazı kimyevi maddelerin boşalması sonucunu ! getirdiği ortaya çıktı. Araştırmayı • gerçekleşüren Hollandalı bılım adamı heyeünin başkanı Dr. Haan Bruner, sözü geçen bozuk genin "kötü gen" olarak da tanımlanabileceğini ifade ederek, ! bu genin kadınlan etkilemediğini söyledi. Dr. Bruner, "Bozuk ya da Mzûn tammımıda kötü gen, y alıuz erkeği etkflemektedir. Bu geni babasından taşıy an kaduı ise aynen oğluna doTedebilir" dedi. Hollandalı doktor, devam ' etmekte olan araştırmalannın ' nihaisonuçlannın.insanoğluüe ' ilgilenen tüm bilım alanlannda ' bugüne kadar bilinen "kaideleri" ' değiştirebıleceğini savunarak, "Kötü doğan insanlar olduğu : gerçeğini kabul etmemiz gerek" ' şekîinde konuştu. Yunanistan Kiliseden politikaalara aforoz A TİNA(AA)-Yunan Ortodoks Kilisesı "Asi • MetropoUtleri" destekleyecek politikaa ve adalet yetkililerini aforoz ile tehdit etti. Atina'daki bir ldlisede pazartesi günü meydana gelen olaylarda, karşıt görüşlü Metropolit taraftarlan arasında meydana gelen olaylar hakkında bir açıklama yapan Attika ! Metropolıtı Hrisostomos, "SiyasetçUeri ve adalet yetkililerini konuyla ilgili adımlannı dikkatli atmaİan" konusunda uyardı. Asi Metropolit Nikodemus'un taraftarlannı şiddete yönelttiğini öne süren Hrisostomos, olaylan kınadıklannı ifade etti. Atina Savalığı ise pazartesi meydana gelen olaylarla ılgılı geniş çaplı bir soruşturma başlatıldığını açıkladı. Hükümet açıklamasmda da iktidann kilisenin tutumunu desteklediği belirtilerek, "nahoş olaylann" önünün alınması için yasal girişimlerde bulunulabileceği vurgulandı. Yunan kamuoyu tarafından büyük ılgıyle izlenen ' "papazlar savaşı", Attika Metropoliti Nikodemus ile Larisa Metropoüti Teologos'un lcilise tarafından görevden ahnmalanna karşın, mahkemenin yasadışı muafneleye uğradıklanna karar vermesi ile başlamıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear