Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 28EKİM1993PERŞEMBE
HABERLER
NanmHikmetiçin
BObinimza
• Haber Merkezi- Nazım
Hikmet Kültür ve Sanat
Vakfi'nca başlatılan '"Nazım
Hikmet'e yurttaşlık"
kampanyasma toplumun
değişik kesimlerinden
yapılan katıkmm 60 bini
aşüğı bildirildi. Vakıf
Yönetim Kurulu'ndan
yapılan açıklamada Nazım
Hikmet'in yurttaşhk
sorununun çözûmünde yetki
ve sorumluluğun Bakanlar
Kurulu'nda olduğu
hatırlatılarak, konunun
Bakanlar Kurulu gündemine
alınmaması eleştirildi.
Meclis'te ise gündeme
ahnması için gjrişimlerde
bulunulduğuna dikkat
çekilen açıklamada.
"Hükümetin çağdaşhk ve
demokrasi gereği olan bu
sorumluluğunu biran önce
yerine getireceğine inanmak
istiyoruz" denildi.
DYP'liKöse,
sıkıyönetim
istedi
ERZURUM(AA)-DYP
Erzurum Milletvekili Ismail
Köse, "Gûneydoğu ve Doğu
Anadolu Bölgesi'nde
sıkıyönetim ilan edilmelidir"
dedi. Partisinin Erzurum il
binasında dün basın
toplanüsı düzenleyen Köse,
terörolaylannın 1984
yüından bu yana devam
ettiğini, yapılan müdahale
karşısında terörün giderek
zayıflayıp yok olacağına
dahaçok güçlendiğini ve
istediğj hedefi seçerduruma
geldiğini söyledi. öyıldan
beri devam eden olağanüstü
hal uygulamasının terörle
mücadelede zayıf kaldığı
görüşünü savunan İsmail
Köse, devletin parasını alıp
sonra da PKK'ya sempati
duyanlann TBMM'den
çıkanlması gerektiğinı
savundu. Köse. "PKK'ya
sempali kim duyuyorsa onlar
tespit edilmeli, bunlar
milletvekili olsa bile
Meclis'ten çıkanlmalıdır.
Vatandaşa güven
TBMM'den başlamalıdır"
dedi.
SHPTekirdağ İl
Başkanı istîfa etti
•TEKİRDAĞ
(Cumhuriyet)-
Sosyaldemokrat Halkçı Parti
(SHP) Tekirdağ tl Başkanı
Salih Toker görevinden istifa
etti 25 Temmuz 1993
tarihinde yapılan genel
kurulda SHP Tekirdağ İl
Başkanlığfna getirilen Salih
Toker il yönetimine
gönderdiği istifa dilckçesinde
tamamen kişisel ve öze!
sebepler nedeniyle görevine
etküi ve yeterli zaman
ayıramadığı için il
başkanlığından aynlmak
zorunda kaldığını belirtti. Bu
arada acele olarak toplanan
SHP Tekirdağ il örgütü Salih
Toker'in il başkanlığından
ıstifasıru görüşerek kabul
etti. Salih Toker'in istifasıyla
boşalan SHP Tekirdağ İl'
Başkanlığı'na SHP İl
Sekreteri Ekrem Eşkinat
getirildi
SHP'ninseçim
yasası hazırlıgı
• ANKARA (ANKA) - SHP
Genel Merkezi, seçim
yasasıaı baştan aşağı
degiştirmek için üniversite
işbirliğiyle bir haarlık
başlattı. SHP Genel
Merkezi'nden edilen bilgiye
göre profesör ve doçent
dûzeyinde akademik
kariyere sahip öğretim
üyeleriyle anlaşan SHP yeni
bir seçim yasası taslağı
haarlanmasını istedi. SHP
Genel Sekreteri Halil
Çulhaoğlu yeni seçim yasası
haarlıklannı doğrulayarak,
gelişen yapı içinde
Türkiye'nin yeni bir seçim
mevzuatına İcavuşması
gerektiğini bildirdı.
Amaçlannın Türkiye
koşullanna özgü
çogulculuğu koruyan,
istîkran sağlayan bir seçim
yasası oluşturmak olduğunu
vurgulayan Çulhaoğlu, yeni
seçim yasasının unsurlan
hakkında aynntılı bilgi
veremeyeceğini söyledi. SHP
yönetimi tarafından hazırlık
çalışmalanna başlanan yeni
seçim yasası, parti
organlannda mutabakat
sağlanırsa Bakanlar
Kurulu'na sevk edilecek.
Tüm yerleşim birimlerinde nüfus, ekonomik yapı ve eğitim araştırması başlatıldı
SHPnin tstanbııllıarekâüAYŞEYILDIRIM
Yerel yönetimlerdeki sarsın-
ulardan sonra kendisini topar-
lamaya çabşan SHP İstanbul'-
da "özel harekat planı" hazırla-
dı. SHP Genel Başkanı Murat
Karayalçının talimatıyla genel
merkez ve İstanbul il merkezin-
de oluşturulan "özel harekat
masası" tüm ilçe, belde ve kırsal
bölgelerde "nüfus, yaş, eğitim,
ekonomik yapı, köken" araştır-
ması başlattı. Aynca son 10 yıl-
hk oy dağilımı ile seçim kütük-
lerindeki değişiklikler de en ince
aynntısına kadar çıkanlıyor.
Genel merkez, parti tabanı ile
İstanbullular arasmda "son ge-
lişmelerin partiye etkisi" ve
"aday eğilinu"" için de ön araş-
tırma talimatı verdi.
Yolsuzluklar şoku
• SHP lideri Karayalçın'ın isteği üzerine başlatılan çalışma, parti tabanı ile
tstanbullular arasında "son gelişmelerin partiye etkisi" ve "aday eğilimi" için
de ön araştırmayı içeriyor.
istanbulplanındanelervar
İSKİ skandalının ardından
SHP'nin genel imajının sarsıldı-
ğı yönünde genel merkeze yapı-
lan başvunılardan şonra, parti yetkilile-
ri harekete geçtı. Özellikle İstanbul'da
muhalefet partilerinin bu yönde propa-
gandaya başlaması, SHP'nin üzerin-
deki "yofeuzluklar şokıTnu atlatması
için harekete gecmesını sağladı. Uzun
süredir SHP İstanbul İl Merkezi'ne ha-
kim olan sessizlik de genel merkez yöne-
ticüerinin yaptıği "lopyekün görev"
Uvgulamasına bu hafta başanacak kararlar
şöyle:
Basmda SHP ve verel yönetimlerle ilgili çıkan
haberier dikkatle izlenecek. Ancak gerçekliği
kanıtlanmayan haberierie çahşnıalan
engeUeyki dedikodıüar üretibneyecek.
-Basınla üişkilerde, görevli basın dantşmanları
ile yetkiü yöneticiler dtşında açıklama
yapılmayacak.
-Basmda son aylarda çıkan haberler nedeniyle
örgütün moralinin bozulmaması için gerçekİer
belgeleriyle parti kamuoyuna açıklanacak.
Hukuki >olların dışında basuıı yıpratıcı
açıklamalar yapılmayacak.
-Gerek basın \e gerekse kamuoyundaki yaıütş
ve asüsız izlenimleri silebilmek için genel merkez
yöoeticilerince onaylanacak planlar
uygnlanacak. tl ve Dçe yöneticileriyle partih'ler
keyfî uygulamalara başvuramay acak.
-İstanbul il merkezi ile ilçelerde ve beldelerde
harekat masalan oluştunüacak.
-27 mart 1994 tarihinde y apılacak yerel genel
seçim propaganda çaltşmaları için Genel
Başkan Murat karay alçın'a İstanbul'da özel bir
büro tutulacak. Bu büro, bilgisayarlar ve
fakslarla donatılacak.
-İstanbuPun tüm ilçe, belde ve köy bölgeleriyle
ilgili sınıfsaJ analizler çıkanlacak.
-istanbul'da son y ıllarda meydana gelen nufus
değişikliği. köken yönünden dağılun, eğitim
yüzdesi ve yaş dağûımı çıkanlacak.
-Seçmen kütükleriy ie ilgili aynntılı çalışma
y apılacak. Taşuna oy uygulaması olmaması için
mahaUe bazında ekipler oluştunılacak.
-Seçim kampanyalan için gereklifinansve insan
kahlımı çalışması yapılacak.
çağnsıyla yerini hararetli bir çalışmaya
bıraktı.
SHP Genel Başkanı Murat Kara-
yalçın'ın son günlerde sık sık İstanbuTa
gelerek Büyükşehir Belediye Başkanı
Nurettin Sözen ve il merkezi yöneticile-
riyle yaptığı görüşmelerden sonra bir
dizi karar ahndı. Karayalçın'ın parti ta-
banından gelen istek doğrultusunda yü-
rürlüğe koyduğu kararlar, iki gruptan
oluştu. Basın ve kamuoyuyla ilişkiler
parti yöneticilerine. İstanbul'a ilişkin
acil harekat kararlan ise tüm parti örgü-
tüne tebliğ edildi.
SHP Genel Başkanı Murat Kara-
yalçın'ın uzun süredir gündeme getirdi-
ği "yatay örgütienme moden""ni İstan-
bul'dan başlatmak ıstediğj belırtilirken
gündemin en önemli maddesini
de "kimin aday olacağı" ve
"adaym nasıi belirieneceği'" ko-
nulan oluşturuyor. Parti ta-
bamnda aday belirleme konu-
sunda iki görüş hakim.
Birinci gruba göre aday, eski-
den olduğu gjbi "ön secim"le
belirlenmeli. Belediye başkan-
lanrun çoğunluğunu oluşturdu-
ğu ikinci gruba göre ise aday
"rnerkezden atama" ile belirlen-
meli.
Genel merkezin de merkez
yoklamasına sıcak baktığını be-
lirten "merkezd" partililer,
belediye meclis üyeleri aday lis-
tesinin de merkez yoklaması ile
oluşturulması ve mevcut bele-
diye meclis üyelerinin yeni liste-
lere ağniıklı olarak konmama-
sıru istiyorlar.
Sözen'in adaylığı
İstanbul Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Nurettin Sözen, tek-
rar aday olup olmayacağı ko-
nusundaki görüşünü şu ana kadar ka-
muoyuna açıklamadığı için bazı isımler,
henüz kulislerde kulaktan kulağa ko-
nuşuluyor. Bu isimler arasmda el altı-
ndan "kendisinin aday olmasının istendi-
ğuıi" duyuran bazı belediye yönetıcilen-
nin yam sıra aday adaylığı için haarlık
yapan kimi partiüler de tabanın nabzını
tutmaya çalışıyor.
YıfmazAıHıara'yaceklMf
ANAP'ta olağanüstühal
• ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, terör
olaylanndaki tırmanma ve TBMM'de süren siyasi
çözüm arayışlan nedeniyle 13 kasıma kadar tüm
programlannı iptal etti.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz. Gûneydoğu'da
giderek artan terör olaylan ne-
deniyle 13 kasım gününe kadar
tüm programlannı iptal etti ve
Ankara'dan aynlmama karan
aldı. ANAP yöneticüeri ve mil-
letvekillerinden de bu süre için-
de zonınlu haller dışında. An-
kara'dan aynlmamalan ısten-
di.
Tepkialdı
Doğu ve Gûneydoğu Anado-
lu bölgelerinde, son günlerde tı-
rmanan terör olaylan ve
TBMM'deki siyasi çözüm ara-
yışlan, ANAP'ta "olağanüstü
hal" ilan edilmesine yol açtı.
Tuğgeneral Bahtiyar Aydının
yaşamıru >itırdıği Lıce olaylan
sırasında, Almanya'da olması
nedeniyle tepkilere hedef olan
Mesut Yılmaz, 13 kasıma ka-
dar gelişmeleri Ankara'dan iz-
leme ve başkentten aynlmama
karan aldı. Liderler arasmdaki
görüşmelere ve Meclis çalışma-
lanna katılacak olan Yılmaz,
30 ekimde Antalya'da yapıla-
cak miting ve örgüt toplantısı-
na gitmeyecek 6 kasım için
programlanan Zonguldak mi-
tingi de aynı karar doğrultu-
sunda iptal edildi. Yılmaz, parti
ve Meclis grubu yöneticilerin-
den de bu süre içinde, Ankara'-
da bulunmalannı istedi.
Yoklama yapılacak
ANAP TBMM grup yöneti-
mi de çok sayıda milletvekilleri-
nin, parti yönetimi tarafından
Ankara dışı görevlere gönderil-
diğini belirterek, bunun Meclis
çalışmalanru aksattığjnı bildir-
di. Milletvekillerinin özellikle,
salı, çarşamba ve perşembe
günleri, genel kurul çalışmalan-
na kaülmasını isteyen grup yö-
netimi, "zorunhı olunmadığı
takdirde" Ankara dışına çıkıl-
mamasını istedi.
Meclis ve grup çalışmalanna
katılımı arttırmak amacıyla
yoklama uygulaması başlatıldı.
Yılmaz ve grup yönetiminin al-
dığı kararla toplanü günleri,
milletvekillerinin imzalan top-
lanmaya başlandı. Grup ve ge-
nel kurul toplanulanna katıl-
madığı saptanan milletvekille-
rinin, uyanlacaklan bildirildi.
Hakkında 6 yıla kadar hapis cezası isteniyor
Alııııet ZekiOkçııoğlııyargılaııclı
İstanbul Haber Servisi- Kürt
sorununun banşçü çözümün-
den yana düşünceleriyle tanı-
nan Ahıuet Zeki Okçuoğlu,
Azadi Gazetesi'nde yayımla-
nan bir yazısı nedeniyle İstan-
bul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'-
nde açılan davaya başlandı.
Okçuoğlu, sorgusunda, banş
yanlısı bir Kürt olarak so-
mnlann silahla çözümlenme-
sine karşı olduğunu ve bu ne-
denle yargılandığını savundu.
Azadi Gazetesi'nde yayı-
mlanan "TC Küıtlerle Barı-
şmak İstemiyor" başlıkh
yazısında "yayın yoluyla cum-
huriyete ve adliyenin manevi
şahsiyetine hakaret" suçla-
masıyla hakkında TCK 159.
Mahkeme, diğer sanık Sedat Karataş'ın ifadesinin alınması ve
dosyanın incelenmesi için davayı ileri bir tarihe erteledi.
maddesi uyannca 6 yıla kadar
hapis cezası istemiyle dava açı-
lan Okçuoğlu'nun dün ilk du-
ruşması yapıldı. Azadi Gazete-
si'nin sorumlu Yazıişleri Mü-
dürü Sedat Karataş'ın katı-
lmadığı duruşmada, Okçuoğ-
lu, yaayı PKK lideri AbduUah
Öcalan'ın tek taraflı olarak
ilan ettiği "ateşkes" sırasında
ya>imladığını belirtti. Savaşan
iki taraftan birinin ateşkes ilan
etmesine karşın diğer tarafı
oluşturan devlet yöneticileri-
nin savaşı kışkırtan bir tutum-
la ortaya çıküklannı savunan
Okçuoğlu. savaşm çok daha
kanb olarak sürdüğünü savu-
narak. "lice'de birçok kişinin
öldûğü olaylarda askerİerin
kimyasal silah' kullandığı yo-
lunda habeıier geliyor" dedi.
Ahmet Zeki Okçuoğlu, şöy-
le konuştu: "Banş yanlısı bir
Kürt olarak devletin sadece
Türklerin değil, Kürtlerin de
devleti olduğunu savunuyorum.
Sonınlann silahla değiL banşçıl
yoUaria cözümlenmesinden
yana olduğumu açılüadun. Bu
nedenle de yargılaruyorum. Biz
banş yanlılan,lerörist' olarak
y argılanırken kan döken ger-
çek teröristler ellerini kollannı
sallayarak ortalıkta dolaşıyor-
lar. Kürt sorununun barış içinde
çözümlenmesi için Türklerle
Kürtker arasmda yeni bir top-
lum sözleşmesi yapdmalıdır."
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Bölücülüğün Panzehiri
TBMM Başkanı Sayın Clndoruk'un "Terörle mücade-
lede denenmeyen tek yol demokrasidir" sözleri, bugü-
ne kadar devletin ve hükümetlerin Doğu sorununa tarih
içinde yaklaşımlarının da kısa bir özetidir; aynca çarpı-
cıdır, düşündürücüdür; top ve tüfeğe sarılma dışında,
akıl ve mantık yürütmeleri için de kuvvetli bir tutamaktır!
•••
Ülkemizde önceleri Kürt sorunu değil, Doğu sorunu
vardı.
Türk ve Kürt aydınlar, solcular, demokratlar Doğu'nun
geri kalmışlığına isyan ediyor, toprak ağalarının ege-
menliğine dayanan feodal yapının parçalanması ve de-
mokratik bir devrimin gerçekleşmesi için birlikte mü-
cadele ediyorlardı.
Amaç öncelikle demokratik, ekonomik hak ve özgür-
lüklere sahip insanların ortaklaşa yaşadığı bir ülke ya-
ratmaktı.
Bunun için de İlhan Selçuk'un dünkü yazısında belirt-
tiği gibi, Doğu sorunu kilidini açacak anahtar olan toprak
reformunun yapılmasını sağlamaktı.
Doğu'nun insanları mağaralarda yaşamaktan, ağala-
rın köleleri olmaktan kurtarılmalı, okuma yazma öğren-
meli, ekonomik bakımdan özgürleşmeli, Tûrkiye'nin kül-
türel, sosyal ve siyaset sahnesine özgür bireyler olarak
çıkmalıydılar.
1960'lar gençliğinin haykırışı ve ayaklanışının özünde,
Doğu Anadolu Bölgesi özelinde düşünürsek insanlığa
çağrı yatıyordu.
Sosyalisti, demokratı, Türk'ü, Kürt'ü birleştiren bu si-
yasi çizginin genel karakterini, bağımsız ve demokratik
Türkiye isteği belirliyordu.
Bağımsız, yani emperyalistlerin boyunduruğunda,
Batılı ülkelerin istedikleri gibi oynayacakları ve kullana-
cakları bir maşa değil, kendi ayakları üzerinde duran,
başını onurlu ve dik tutan bir Türkiye Demokratik, yani
yurttaşları, bütün temel hak ve özgürlüklere sahip.
1960ların gençliği bunun için işkence gördü, hapis
yattı, vuruldu, asıldı.
• • •
Doğu sorununu bugün kanlı bir Kürt sorununa dönüş-
türenler, Tûrkiye'nin demokratikleşmesine karşı duran,
doğru dürüst kapitalist bile olamamış, bir yanlarıyla ül-
kenin en bağnaz, gerici, tutucu ilişkilerine, gelenekleri-
ne, gruplarına, sınıflarına dayanan siyasi iktidarlar
oldu.
Doğu insanını mağarada tutanlar da feodal Kürt ağa-
larıyla birleşenler de insanları sürülüğe mahkum eden-
ler de onlar oldu; baskıyı, zulmü yapanlar da.
Bugün sözü edilen bölüculuk yaftası, aslında, Doğu-
Batı farklılığı ve ayrımcılığın ekonomik temellerini yara-
tan bu tutucu siyasilerin boyunlarında asılı durmaktadır.
1980 darbesini hazırlayan ve gerçekleştiren general-
ler ise Doğu'de en büyük şiddeti uygulayanlar olarak
aslında bugünkü tablonun ressamlandır.
Bakmayın bugün çiçek, böcek, ağaç boyadıklarına!
1960'ların iki siyasi çizgisi, özünü bugün de koruyor.
1950'ler, 60'lar, 70"ler, 80'lerin antidemokratik güçleri-
nin bugünkü temsilcileri olarak da Çlller, Yılmaz ve dl-
ğerieıi ortaya çıkmaktadır.
Bunların hepsi; demokrasi konusunda, insan hak ve
özgürlüklerini istemek, savunmak ve gerçekleştirmek,
yasaları düşünceyi suç sayan bütün maddelerinden
arındırmak konusunda samimiyetsiz, isteksiz ve korkak-
tır.
Bu siyasetçiler, görevleri olan düşünce ve politika
üretmek yerine, işi tamamen askerin sırtına yüklüyorlar.
Bugün devleti ve hükümeti asıl yönetenlerin birleştik-
leri tek nokta, şiddet uygulamakttr. Sıkıyönetime daha
büyük şiddetin habercisi olarak çağrı yapılıyor.
Bu tutum, Tûrkiye'nin doğusu ile batısında yaşayan
halkın arasmdaki uçurumu daha derinleştirmek, ülkeyi
daha da bölmek demek değil midir?.
Unutulan çok önemli bir nokta, halk bölünmediği süre-
ce, toprakların bölünme olasılığı olmamasıdır.
Şiddet ise sadece bölücülüğün anası olabilir.
• • •
Bölücülüğün panzehiri ise demokrasidir, ekonomik
reformlardır, Kürt halkını kucaklamaktır.
Cindoruk'un dediği gibi "denenmeyen tek yol" olan
demokrasiye başvurmak kısa sürede PKK terörünü
ezip geçebilir.
Kitle örgütleri Güneydoğu'yu tartısıyor /1
Her sorunaenuygunçözümdemokrasi içinde
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Güneydoğu'da gelişen
olaylar, demokratik kitle ör-
gütleri tarafından tartışmaya
açıldı. Mülkiyelıler Birliği Baş-
kam Prof. Dr. Alpaslan Işıklı.
ülkenin bölünmesi için elinden
geleni yapan bir avuç sorumsu-
za karşı eli kolu bağlı durula-
mayacağını belirterek "Sonı-
nun çözümünü demokra&iden
uzaklaşmakta aramak, çok va-
him yanhş olacaktır" dedi. Tür-
kiye Idarealer Derneği Başkanı
Yılmaz Cemal Bor. PKK nın
halkı korkutarak Kürt devleti
kurmayı amaçladığmı belirte-
rek PKK'ya destek veren kom-
şu ülkelerle müzakereler yap-
mak, Çekiç Güç konusunu ele
almak, üniter devlet yapısı için-
de Kürt kimliğini tanımak ge-
rektiğini söyledi.
Ortak çözüm
TMMOB Genel Sekreteri
Alpaslan Ertürk de sorunun çö-
züm ünün, savaş çağnlannda
değil, bölgede ve ülkede yaraü-
lacak demokrasi ortamında
yattığını bildirdi. TİSK Baş-
kanı Refık Baydur da demoKra-
sinin herkesin keyfine göre ha-
reket etmesi anlamına gelmeye-
ceğini belirterek tüm kuruluş-
lann bir araya gelerek çözüm
bulmasıru istedi. Hak-İş Genel
Başkanı Necati Çetik de bölücü
terörü, "devletin uyguladığı
yanlış politikalarm beslediğini"
ilcn sürdü. Meslek kuruluşlan,
demokratik kitle örgütleri yö-
neticileri, Cumhuriyet'in Gü-
neydoğu'daki son olaylann
tanımı ve çözüm yollanna iliş-
kin sorulannı yarutlarken özet-
le şu görüşleri savundular:
Alpaslan isıklı
(Mülkiyeliler Birliği
Bagkanı):
Ulkemizin tarihinde ender
görülenciddi dönemlerden biri-
ni daha yaşıyoruz. Bu durumda
hepimize, özellikle aydınlara
bü>
r
ük sorumluluklar düşüyor.
Aydınlar derken elbette ki, et-
nik kökeni ne olursa olsun, tüm
aydınlan kastediyorum. Bu gi-
diş, sonuçta ülkenin parçalan-
ması tehlikesini de elbet taşıyor.
Bu parçalanmadan. Kürt asülı
yurttaşlanmız yararlı çıkacak-
lar mıdır? Yoksa bu bölgede.
emperyalizme daha uygun bü-
yüklükte lokmalar yaratmak-
tan başka bir sonuç dogmaya-
cak mıdır? Bütün bunlann
düşünübnesi gerekir. Bir taraf-
tan Avrupa ile aramızdaki sı-
nırlann kalkması, işgücümüze
serbest dolaşım hakkı sağlan-
ması için çaba sarfediyoruz.
Öbür taraftan, ülkenin bölün-
mesi için elinden geleni yapan
bir avuç sorumsuza karşı, eli-
miz kolumuz bağlı duramayız.
Her türlü bölünme, yalruzca
emekçilerin çıkarlanna karşı
sonuçlar doğunır. Sermaye, sı-
mr tanımaz. Bugün, aramızda
değil sınırlar, okyanuslar olan
ülkeler bile gelip bizi sömürü-
yor. Bazı aklıevvellerin Kürdis-
tan diye ayırmak istedikleri
yurt parçası da aynlması halin-
de, her türlü sömürüye daha
acık olmaya devam edecektir.
Zarar görecek olan yoksul
emekçilerdir. Her türlü soru-
nun en uygun çözümünün, an-
cak demokrasi içerisinde bulu-
nabileceği unutulmamabdır.
Bu konuda, Mustafa Kemal,
çok isabetli örnekler ortaya
koymuştur. VunusNadiileünlü
mülakatında milletin idaresini,
ordunun eline vererek değil. or-
dunun idaresini milleün eline
vererek sorunlara çözüm bulu-
nacağına daha o zaman işaret
etrniştir. Bugün de emperyaliz-
min tuzaklanna karşı. her türlü
isabetli çözüm, ancak demok-
rasi ve şefîaflık koşullan içinde
bulunabilir. Çekiç Güç. orada
konumlandığı sürece, başımıza
gelenlere, faizla uzaklarda ne-
den aramak yanlış olur. Her
türlü iç ve dış karanlık güç, bu
işteki rolûnü gizlemiyor. Bütün
bunlar, gün gibi açıkken soru-
nun çözümünü demokrasiden
uzaklaşmakta veyahut demok-
rasi kurallarını biraz daha fazla
ihmal etmekte aramak, çok va-
him bir yanlış olacaktır.
Y. Cemal Bor
(Türk İdareciler Derneği
Başkanı):
PKK'nın yapmak istediği,
Güneydoğu'da halkı korkuta-
rak "Türkiye Cumhuriyeti dev-
letinden güçlüyüm" görüntüsü
vermek suretiyle bölge halkını
yanına çekmektir. Türk, Kürt,
yaşlı, genç, çoluk çocuk deme-
den yapılan katliamlar, kepenk
indirtmeler, vergi toplamaya
kadar uzanan girişimler, bunun
somut kanıtıdır. ikinci aşama-
da, merkezi Diyarbakır veya
başka il olmak üzere Kürt dev-
leti kurmaktır. Sorunun çözü-
mü için şu noktalara dikkat et-
mek gerekir
- PKK'ya destekveren komşu
ülkeler nezdinde ciddi. inanıjır
müzakerelerdebulunmak,delil-
lerini ortaya koymak, oyalama
taktiği güden komşularla gere-
kirse savaşmak.
- Gerek Kuzey Irak'takı ayn-
hkçı Kürtler'e, gerek PKK'ya
cesaret veren Çekiç Güç konu-
sunun ciddi bir biçimde ele alın-
ması.
- Üniter devlet yapısı içinde
Kürt kimliğinin kabulü.
- Türk Silahlı Kuvvetleri'ni.
bu işin içinden çekmek. Terör-
de başan sağlamış devletlerin
tecrübelerinden yararlanılarak
Gûneydoğu olaylanna intibakı
sağlanmış, sivil otoriteye bağlı
profesyonel özel timler oluştu-
rulması.
-İç güvenlik güçlerinden polis
ve jandarma ayınmını kaldıra-
rak, şehir zabıtası ve kırsal ke-
sim zabıtası olarak aynı kay-
naktan sağlanan ve sivil otori-
teye bağlı, ondan emir alan gü-
venlik gücü oluşturulması.
Alpaslan Ertürk
(TMMOB Genel Sekreteri) :
Gûneydoğu Anadolu'da son
yaşanan olaylar. uzun süredir
bölgede karşılıklı olarak tır-
mandınlan savaş ortamının bir
sonucudur. Endişemiz, bugün
yaşanan olaylann daha da üst
boyutta, hatta ülke çapında ya-
şanmasıdır.
Kitle örgütleri olarak bizler,
bugüne kadar askeri çözümün
çare olmadığiru, sorunun ancak
demokrasi ortamlannda çözü-
lebileceğini. bölgede akan kan
durmadan hiçbir çözüme ulaşı-
lamayacağını defalarca vurgu-
lamış bölgede yaşanan savaşm
son bulması doğrultusunda si-
vil inisiyatifçağnlannda bulun-
muştuk. Sorunun çözümü, inti-
kam ve savaş çağnlannda değil,
bölgede ve ülkemizde yaraüla-
cak demokrasi ortamında yat-
maktadır.
Refik Baydur
(TİSKBaşkanı):
PKK. bölgede yeni bir devlet
kurma arzusundadır. Türkiye,
şu anda PKK ile harp halinde-
dir. Devletin milletinden kop-
ması düşünülemez. Demokra-
sinin uygulanmasına da önce-
likle TBMM'den başlanmalı.
Anayasa ile göreve gelmiş olan
insanlann Türkiye Cunihuri-
yeti'ne saygılı olması sağlanma-
lıdır. Demokrasi, herkesin key-
fınce hareketi demek değildir.
PKK'nın süratle cezalandınl-
ması gereklidir. Keyfı aflar ye-
rine. ciddi tedbirler alınması ge-
rektiğine inanıyorum. Gerekir-
se bütçenin yansı ya da tümü
feda edilmeli, bütün kuruluşlar
ve insanlar bir araya gelmeb.
TBMM, Başbakan, Cumhur-
başkanı: yasal tüm kuruluşlara
çağn yaparak çözüm yöntemle-
ri beraber belirlenmeli. Sıkıyö-
netimin nihai çözüm olacağına
inanmıyorum.
Necati Cellk
(Hak-İş Genel Başkanı):
Benim kanaatime göre bölü-
cü terörü, devletin uyguladığı
yanlış politikalar beslemekte-
dir. Burada, devleti yönetenler
bilerek yapıyorlar, gibi bir id-
dianın sahibi değilim. Ancak
politikalar terörü besliyor. Or-
taya çıkan gelişmeler de bunu
onaylar eder nitelikte. Çözü-
mün, demokrasi çerçevesinde
büyük uzlaşma ile olabileceğine
inanıyorum. "Kan akarken po-
lisin yetkilerini ktsamayız" an-
layışının terkedilip aksine de-
mokrasi sürecinin tamamlan-
ması gerektiğine inanıyorum.
Tabii devletin halkla banşması
ve devletin İslam'la ban-
şmasımn büyük önem taşı-
dığını ifade ediyorum. Demok-
rasi herkes için her bölge için
uygulanmalıdır. Bölücü terör
için her şey denendi. Sadece de-
mokrasi denenmedi. Devlet dı-
şındakı gönüllü kuruluşlar böl-
ge insanının ne istediğini taraf-
sız bir gözle tespit edip politika-
lannı buna göre kuramlaştır-
mahdırlar. Körü köriine politi-
kalar çözüm değil. Halkın iste-
mi nedir? Federasyon mu is-
tiyorlar, Kürdistan mı yoksa
Türkiye ile bütünleşmek mi? Bu
tespit edilsin. Bu konuya iliş-
kin, sendikamızın yetkih kurul-
lanyla bir toplanü yaptık. Di-
ğer sendika ve kitle örgütlerini
ortak bir platform oluşturmaya
çağiracağız. Sonuç olarak diyo-
rum ki sorunun çözümü ancak
demokrasi paydası etrafmda
büyük bir uzlaşma ile müm-
kündür.
YABANCI DİLDE YAZIUMIŞ İŞ İLANLARINA
YANIT VEREBİLİYOR MUSUNUZ ?
Cevabınız "HAYIR" ise geleceğinize yönelik çok şey kaybediyorsunuz demektir.
Türkiye'de ofls açmış ilk ve tek yabanci dil okullan zinciri olan EF size kendi okullannda
yardımcı olabilmek için telefonunuzu bekliyor.
Hemen bugün EF'yi arayın, gûven ve kaliteyle tanışın, aynntılı bilgi ve broşür isteyin !
* Ocak 94'te başlayacak olan 9 aylık "ÇOK EKONOMİK"
Akademik Yıl Dil Eğitim programımızın kayrtlan devam ediyor!
YILBAŞINDAN ÖNCE 12 HAFTAÜK YOĞUN PROGRAMA BAŞLAYIN,
İNGİLTERE'YE BEDAVA UÇUN !
ULUSLARARASI
DİL OKULLARI
EF EÖİTİM LTD. Mlnı KOTMI Öta Cad. V* tOMO Nifaıtaşt - btanbul T«i: (212) 225 02 10 Fax: (212) 22S 46 92