25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 EKİM1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 KasteDFden AP'ye 500 bîn dolar •Gayrimenkul borsasıyla Türkiye'nin gündemine dördüncü kez gelen Cevher Özden, 1979 Senato seçimleri öncesinde Demirel'in isteğiyle bağış yaparken karşılık beklemediğini söyledi. BÜLENT KIZANLIK "Hep suçlanan adam" olmaktan yakınan Ban- ker Kastelji. sonunda patladı ve şok iddialarda bulundu. İSKİ skandalıyla Türkiye"de "partile- re yapılan bağışuı rûşvet sayılıp savılmayacağı" tartışmalan alevlerurken Cevher Ozden, 1979 yıünda Süleymaıı DetnireTin isteğiyle Adalet Partisi'ne 500 bin dolar bağışladığını Cumhun- yet'e açıkladı. Cevher Özden, iş dûnyasındaki ünlü isimlere, büyûk şirketlere, medyaya kadar pek çok kişi ve kuruluş hakkında da ılgınç iddialar ortaya attı. Yüzüne gûlenlerin hep arkadan vurduğunu ve artık kımseyle merhabası kalmadığını vurgula- yan Cevher Özden. "Bugüne kadar devletten çöp almadım. tşte bu açıklamalan herkesin flaş oldu- ğu bir dönemde, üstelik teybe, mikrofooa yapıyo- rum. Kimseden korkum yok" dedi. 6.5 milyarhk bağış Kastelli, Demirel'in isteğiyle eskı Adalet Par- tisi'ne yaptığı bağışı şöyle anlattı: "1979'da senato seçimleri vardı. Benden maddi yardım istedi, yani seçimlerde partiye yardım et dedi. Sonra Hariciye Köşkü'nde "Ne ıstersın ben- den?' dedi. 'Hıçbir şey istemem' dedim, 'ülkemi iyi idare et yeter." tşte kendisi orada, ben de bura- dayan, mikrofona konuşuyorum, teybe konuşu- yonım. yalanlasın istiyorsa." Cevher Özden, Demırerin şeçim kampanyası içın bağış isteğini kendisine İTO eski Başkanı Nuh Kuşçulu ile Efes Pilsen biralannın sahibı Kamil Yazıcı'nın ilettiğıni de kaydederek "Pat- ron senden böyle bir yardım talep ediyor dediler" şeklinde konuştu. AP'ye yaptığı bugünkü kurla 6.5 milyar lirayı aşan bağışın miktarını önce açı- klamak istemeyen Cevher Özden sonra sözlerinı şöyle sürdürdü: "Yaptım işte iyi bir miktar, çok iyi bir miktar, o günün koşullannda. Bûyük bir para yardımı yaptım. Aşağı yukan 500"bin dolar civ arında. Do- lar karşılığı aşağı yukan 25 milyon lira. Belki 500 bin dolardan da fazla." 80 milyarhk vergi Kastelli, inşaat sektöründe işlerini toparlamış ve halkm güvenini kazanniışken devletin "vergi oyunuyla" karşılaştığını ve bu olayın beklenrne- yen bir knze yol açtığını iddia etti. Cevher Öz- den, bûrokratlann önce hasır altı ettikleri 80 milyarlık vergiyi, işleri iyi gidince yeniden karşısına çıkardıklannı ve böyleükle kendisine önemli bir darbe vurduklanru savunarak şöyle konuştu: "1987 yılında Banker Kastelli Menkul Değer- ler AŞ'nin tasfıyesi bitti ve bana dediler ki, 'Kar- deşim aşağı yukan 70-80 milyar lira bir vergi çıkıyor. bu vergi haksızdur. Bunu biz biüyoruz. Ama senin de 30-35 müyariık bir alacağın var, Banker Kastelli'den. Bize bir imza ver, bundan Kastelli'denşoke edeniddialar • pemirel'in isteğiyle 1979 Senato Seçimleri için eski AP'ye 500 bin dolar bağış yaptım. • 1987'de Banker Kastellf nin tasfıyesi sonuçlanırken, şirketten vazgeçersem 80 milyarhk haksız vergi borcumu hasır altı etme sözü verdiler. • Koç, Sabancı, AEG (PROFİLO), İş Bankası ve Sınai Kalkınma Bankası'nın ortaklığıyla kurulan Tüpko 1984-85'te iflas edince 250 milyonluk borçlanm halka ben ödedim. • Recep Gencer (Bağfaş'ın yönetim kurulu başkanı) İş-kur'u hileli iflas ettirip, sonra yeniden aldı. • Interstar, beni sokağa çıkardı, röportajı son anda yaymdan kaldırdı. doğruhıktur. Ommio ötdürrmtfeceğln Tecrübe, maaniarın hayatta yedlgi kaztkiarm toptamıdır Kastelli'nin dınardaki yazılan da iddialan kadar ilginç.( Fotoğraflan EROOĞAN KÖSEOĞLU) vazgeçiyonım diye. Biz de bu vergiyi hasıraltı ede- lim." Kastelli "Bunu size kim söyledi'' sorusunu ge- çiştirerek şö> le devam etti: "Yönetiinler diyor. 'Bu devletin yapüğı bir incelemedir, ama bu inceleme senin için hayatı- yete geçmez. Merak etme. Ama sen Banker Kastelli'den vazgeç.' Biz de peki diyonız ve Ban- ker Kastelli'den vazgeçiyoruz. 88 yılında 80 mil- yar vergi hepimizin üstüne çöktü mü? Yahu ben 88 yılında tasfiyemi bitirmişim. kimseye bir lira bor- cum yok. 35 milyar lira devletten alacaklıyun. Batmtş olan bankerlerin parasını ben ödedim. Halka olan borçlanm ben ödedim. Bütün bunlan ödememe rağmen, kalkıp bana 80 mily ar lira ver- gi tahakkuk edince ber şeyimi bloke ettiler." Bütün bunlar olurken kendisine düşman olan çevresinin Turgut özal'ı da etkilediğıni ileri sü- ren Kastelli. basında çıkan haberlerin de bunun üzerine tuz biber ektiğini söyledi. Kastelli "Beni ve halkı paniğe uğrattılar. Çünkü ben güven üstü- ne çalışan bir adamım. Güveni sarsacak herhangi bir imaj yaratıldı mı kamuoyunda, bitti olay" bı- çiminde konuştu. Bu olaylar üzerine Banker Kastelli şirketıni geri istediğinı belirten Cevher Özden. şöyle de- vam etti: "En sonunda Danıştay'a müracaat ettik. Sayın Cumhurbaşkam o zaman Turgut Bey'di, başba- kan da Demirel, bütün bakanlıklara mektup yazdık. Benim durumumda olan bir insanın orada değil projeleri tamamlamak. yürümesi bile müm- kün değildi. Çünkü mücadeleyi kiminle veriyorsu- nuz. Mücadele rakiplerinizle edilir, devletle edilir -ıi? Süleyman Bey'e telefon açtım,' Böyle, böyle bir nu: yazı geldı' dedim. "Gönder bana' dedi. Faks- ladım. Bana telefonda ne dedi biliyor musun? Onun lafıdır o kullandığun benim: Bu devlet zor- ba devlet' dedi. Ben bunu sık sık kullanırım Zor- ba devlet' diye. Bu bana Süleyman Bey'den inti- kal ermiştir." "Peki bir şey yapmadı mı" sorusunu ise şöyle yanıtladı Cevher Özden: "Yok canım yapmaz bir şey zaten. Süleyman Bey insanlara nasihat verir yalnız. Başka bir şey yapmaz." 'Borçlanru sahiplenmediler' 1982 yılında bugünün parasıyla 30 trilyon lira tutannda olan 2.5 milyar dolarla oynadığını an- latan Kastelli, piyasadan topladığı bu paranın borçlusunun da kendisi olrnadığmı, Koç, Sa- bana, Eczacıbaşı ve Çukurova gibi Türkiye'nin en büyük sermaye gruplannın borçlanmasına aracılık ettiğıru vurguladı. Kastelli bu büyük ku- ruluşlardan bazılanna ait borçlan da kendisinin ödemek zorunda kaldığmı iddia ederek şu olayı anlattı: "Zamanı gelmişken söyleyeyim, şimdi Türkiye'nin devleri, Koç Hokting, Sabancı Hol- ding, Türkiye tş Bankası, AEG HoMing (Profilo Gnıbu) ve Sınai Kalkınma Bankası, bu 5 şirketin kurdugu Tüpko vardı biliyor musun? Tetevizyon tûpü yapardı, beyaz tüp. Bunlara 250 milyon lira para vernuştim 80 senesinde. 84 mü, 85 mi, iflas etti, hiçbir ortak buna sahip çıkmadı. O paralan da ben ödedim, niye çünkü o tahvillere kefıldim." 'Gencer'in iflası hileli1 Kastelli'nin eleştirilerinden Bagfaş Yönetim Kurulu Başkanı Recep Gencer de nasibini aldı. Cevher Özden, Gencer'e çok kızgın olacak ki şu suçlamayı dile getirdi: "O da iflas etti tşkur'da. İşkurun parasmı da ben verdim. Eğer hileli iflas ararsanız, gjdip Re- cep Gencer'in yakasına yapışın. Çünkü İşkur'u hiİeli iflas ertirmiştir. Sonra da kendisi tekrar satm alnuşttr." Kastelli, tüm yaşanan olaylara karşın kamu- oyunun güvenini koruduğunu savundu ve bu- nun aksini bekleyen interStar'ın hayal kınklığına uğradığını ileri sürdü. Cevher özden olayı şöyle anlatü: "tnterStar'da Arda Uskan'm ekibi beni sokağa çıkardı, röportaj yaptı benimle. İnşaatuu yaptığım yerteri göstermek için sokakta gezdirdi beni. Halkın sevgjsini görünce o röportajı da yayı- mlamadılar. Benle röportajı yapan çocuk ertesi gün telefon etti bana. 'Cevher Bey interStar son güne kadar, 4 saat öncesine kadar beni spotlarda göstermesi- ne rağmen o akşam benim röportajımı yayımla- madı' dedi. Ertesi gün de o çocuklann nepsi ora- dan istifa etti. Neden? Çünkü gaye başkaydı. Zannediyordu ki KasteUi'yi kamuoyıında yerden yere vuracaklar, interStar da bundan büyük keyif duyacaktı." İSO Başkanı Haaoğlu aday olmayacak Giderayak acı konuştu • İSO'nundün yapılan aybk olağan meclis toplantısında "Önümüzdeki dönem, görev almamayı düşünmekteyim. Bu karanm kesindir" diye konuşan Memduh Hacıoğlu, meclis üyelerinden "Genç arkadaşlann yönetime gelmeleri için" teklifte bulunmalannı istedi. Ekonomi Servisi - tstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Memduh Ha- aoğlu, kasım ayında yapılacak meclis seçimlerinde yeniden aday olmayacağını açıkladı. ÎSO'nun dün yapılan aylık ola- ğan meclis toplantısında "önü- müzdeki dönem, görev almama- yı düşünmekteyim. Bu karanm kesindir" diye konuşan Haaoğ- lu. mecbs üyelerinden "gencleri yönetime getirmelerini" istedi. Hacıoğlu, Yönetim Kurulu Başkanı olarak İSO Meclisnde yaptığı son konuşmada. Güney- doğu Bölgesi'ndeki geüşmelere de değinerek siyasi partileri bir- Bk icinde hareket etmeye çağır- dı. Göneydoğu'da sadece askeri cözümûn yeterli olmayacağmı vurgulayan Hacıoğlu "O bölge- ain sosyal ve siyasi çözümü için siyasetçilerin bir araya gelerek çözüm bulmalan gerekiyor" di- ye konuştu. İSO Meclis Başkanı Ömer Dinçkök de Güneydoğu'daki yasa dışı eylemlerin hedef değiş- tirerek işgal hareketine dönüş- tüğunü belirterek ordunun burada kurtuluş savaşı verdıği- ni ifade etti. Bu ortamda iş ya- pamayan bir parlamentonun görevde olduğunu savunan Dinçkök "Biz çauşan, iş yapan bir parlamento istiyoruz" diye konuştu. İSO Yönetim kurulu Başka- nı Memduh Haaoğlu, meclis toplantısında yaptığı veda ko- nuşmasında önümüzdeki sene- nin çok zor bir atmosferde ge- çeceğini ve ekonominin artık Yıld«lar çok yakında; 1995 yıhnda ekonomik sınırlar kalkıyor! Türkiye ile Avrupa Topluluğu arasında "Gümrük Birliği" kuruluyor. Bu, malların serbestçe A ^ İSO Başkanı Hacıoğlu kararlı. günlük politikalarla idare edıle- meyeceğı uyansında bulundu. 1994 yılında bütçe açığının ön- görülenın 2 katına ulaşarak 400 trilyonu bulacağını savunan Hacıoğlu, açığı karşılamak için 600 trilyon borçlanılacağını ve bu borç için 450 trilyon lira faiz ödeneceğini söyledi. Faiz gelir- lerinden ancak yüzde 10 vergi alındığına dıkkat çeken Haa- oğlu, "450 trilyonu vergi dışı bı- rakıp vergi reformu yapacağm, hasdatı arttıracağpn demek ger- çekçi değil." görüşünü savun- du. Haaoğlu, İSO Yönetim Ku- rulu başkanlığını sürdürdüğü 4 sene ıçındeki olumsuzluklan da dile geürerek şöyle konuştu: "Geniş çaplı özel sektör, hükü- met ve bürokrasi diyaloğu kunı- lamadı. Görev yaptığunız 4 sene icinde 4 kere hükümet değişti. Her hükümete aynı şeyleri tek- rarlamaktan biraz patinaj yap- tık. Özel sektör olarak ortak görüşterimizi birlikte dile getire- medik. Türkiye'nin özel sektörü de siyasi partileri gibi parça par- ça. Kendi sanayicimizle tam ola- rak bütünleşemedik. Özellikle sanayinin orta ve uzun vadeli perspektifı açtsından yapılan toplantılara çok az sanayici ka- tıldı. Sanayici sadece önünü gör- mekte." Memduh Haaoğlu, "Türki- ye >erimli ve üretken bir toplum oünalıdır. Özellikle rant peşinde koşan bir toplum olduğu takdir- de sorunlarımızm daha da büyü- yeceğini göreceğiz" diyerek konuşmasını noktaladı. vergilerinin, fonların, harçların, kotaların kaldırılması demek. Bunların da ötesinde AT'nin üçüncü ülkelere karşı uyguladığı kota, anti-damping, anti-sübvansiyon koruma uygulamalarının icinde yer almak demek. Kısacası bu Türkiye'nin ekonomik sınırlarını kaldırması ve koruma duvarlarının yıkılması demek! Görülüyor; yıldızlar çok yakında! Yakın gelecekte yaşayacağımız yeni ekonomik ortama hazır mıyız? Hazır mısınız? Gümrük Birliği'nin yaratacağı değişim hakkında "doğru bilgi" ye sahip misiniz? Piar-Gallup bu ihtiyaca cevap vermek için özel bir bölüm oluşturdu: PİAR-AT PİAR-AT; Türk ekonomi dünyasının bu önemli geçiş sürecinde, düzenli bilgi akışını sağlayacak, ayrıca isteğe özel projeler gerçekleştirecek. Yıldızlar gelmeden yıldızlara ulaşmak isteyen tüm kişi ve kuruluşlar (0212) 27A 32 52 ve (0212) 273 05 78 numaralı telefondan ayrıntılı bilgi alabilirler. P I A R A R A Ş T I R M A L I M I T E D Ş I R K E T I Gazeteciler Mahallesı 23 Temmuz Mevdanı No 8 Esentepe 80300 Istanbul Tel (0212) 274 55 66 / 5Hat Fax ( 0212 ) 272 66 27 t lAf-U-U- T I T I I TrTl GALLUP IŞÇİNİIŞÇİNİN EVRENINDEN ŞÜKRANKETENCİ Yol Ayrımı Güneydoğu'da tırmanan terörü kaygı ile izliyor, başka konular, gelişmelerle pek fazla ilgilenemiyo- ruz. Yarım yamalak demokrasimiz için oluşturduğu büyük tehdit, insanlarımızın çektiği acılar karşısında, yaşamın başka alanlarında olup bitenler önemini yi- tirmiş gibi gözüküyor. Sağlık çalışanlarmın 'beyaz ey- lemi', özelleştirmeye ilişkin haberler gazetelerin iç sayfalarına giriyor. insanımız özgür seçimi dışında bir yol ayrımına sü- rükleniyor. Kan ve acıdan başka bir şey getirmeye- cek bir cepheleşmeden kurtulmayı, demokrasinin aydınlığına doğru seferber olmayı başarmak zorun- dayız. Zorluklar, tehdit Doyutlandıkça, bireyin ve ör- gütlerin yanlış yapma, olanlara seyirci kalma lüksleri azalıyor. Dünya, ülkemiz ve yaşamımızla ilgili olup bıtenlere karşı bireysel ve toplumsal çıkarlarımız doğrultusun- da sağhklı ve gereklı tepkileri gosterebılmemiz gide- rek önem kazanıyor. Daha doğrusu zorunlu oluyor. Bir yandan da doğruyu görmek ve bulmak da giderek zorlaşıyor. ••• : 12 Eylül askeri darbesi karşısında, sivil bireyler ola- rak karşı durmak guç olarak olanaksızdı belki, ancak yine de demokrasiden yana olmak, demokrasiyi, in- san haklarını savunmak, doğru bir çizgiyi tutturabil- mek çok daha kolaydı. Türkiye üzerinde, Ortadoğu haritasını ve Lozan'ı da değiştirmek üzere dışarıdani oynanan büyük oyunlar karşısında, PKK terörü böyle- sine tırmandırmışken, demokrasi, insan hakları çizgi- sini doğru çizebilmek çok zor. Hele de insanımıza doğru çizgiyi çizmede yardımcı olabilecek nitelikte si- yasal partiler, sendikal ve demokratik orgütlenmeler olmayı nca. insan hakları, ülke çıkarı, toplum yararı, ırkçılık sınırlarını doğru çizebilmek giderek güçleşiyor. Siz çağdaş bir aydın olarak insan haklarını savunuyorsu- nuz. Birde bakıyorsunuz ki insan haklarını savunma amacının dışına taşan siyasi hesapların oyuncağı ol- muşsunuz. Devlet terörüne, devlet güçlerini elinde tutan çıkar güçlerine karşı verdiğiniz mücadele, sizin savun- manız söz konusu olmayan sonuçlar için araç olarak kullanılıyor. Bir yandan da yaşanan çatışmalar sizi insan hakları ile çelişen ilkel tepkilere sürüklüyor. Bugüne kadar asla Türkçülük ya da Kürtçülük yap- mayı düşünmemiş insanlar, birçok tepki ve davranı- şlarında, bal gibi ırkçılığın ürkütücü girdabına sürük- lenmiş oluyor. Kültür mirası olarak, yaşamları boyunca bu türden ürkütücü ayrımcılığı hiç düşünmemiş insanların, ya- şamın ayrıntı gibi görünen birçok masum alanında, komşuluk, alışveriş ılişkilerinde ayrımcılığa başala- maları çok büyük bir tehdidi oluşturuyor. Bugünden sonra demokrat, insan haklarından yana, aydın geçi- nen herkese, sendikalara, demokratik örgütlere, si- yasi partilere çok daha büyük sorumluluklar ve gö- revler düşüyor. ••• Bir yandan da bu can yakıcı konunun dışında kalan, önemsizmiş gibi görünen çok önemli diğer sorunlara olan ilgiyi yitirmemek, mücadele alanlarından geri adım atmamak gerekiyor. Güneydoğu sorunu kamu çalışanlarmın sendikal haklarının bir türlü verilme- mesinin gerekçesi olamamalı. Güneydoğu sorunu memurun enflasyon karşısında komik kalan ücret artışına yönelik tepkileri unutturamamalı. Güneydoğu sorunu, temiz sendikacı, temiz siyaset- çi arayışlarını gündemden çıkaramamalı. Kamu biri- kimlerinin yağmalanması, bütçe açıklarının kapatıl- ması eylemine dönüşen özelleştirmeye karşı tepkile- ri durduramamalı. Dahası sendıkalar işçi üyelerine Güneydoğu soru- nunda, işçi çıkarları, bilinci doğrultusunda yol göste- rici olabilmeli. En azından bugün yaptıklan gibi, öyle bir sorun yokmuş, Türkiye'de değil de uzayda yaşı- yorlarmış gibi davranamamalı. İşçi, memur, aydın, çalışan, emeği ile geçinen her- kesin öncelikle kendi örgütüne sahip çıkmasının gi- derek daha fazla önem ve anlamı artıyor. İşçinin, çalı- şanın örgütünün güvenilir ellerde olması giderek daha büyük önem kazanıyor. Sendikaları, işçi taban- dan kopmuş. işçi çıkarları ile karşı karşıya, yoz- laşmış, her tür kirlenmeye bulaşmış kadrolardan kur- tarmak öncelik alıyor. Konut kredisi için yılbaşına yeîişecekler Inşaatlarda amansızyanş Elkonomi Servisi - Kış aylan- na gjrilmesiyle inşaat mevsimi sona ererken. kooperatıf inşa- atlannda amansız bir yanş baş- ladı. Türkiye'nin dört bir yanı- nda yağmur çamur demeden fazladan bir çivi daha çakmaya çalışan kooperatiflerin bu ça- bası 60 milyonluk konut kredi- sini alabilrnek için. İnşaatın ka- litesi iyi olmuş, kötü olmuş önemli değil, yeterki ocak ayına kadar yüzde 40 seviyeye ulaşılsın. Toplu Konut İdaresi'nce, krediye hak kazanma koşulu inşaat seviyesinın yüzde 50'sin- den yüzde 40'ına ındirilirken, bunun için 1994 yıh ocak ayma kadar süre tanınması konut ko- operaüflerini sıkmtıya soktu. Uzun bir süredir toplu konut kredisi kullanamayan koopera- tifler, ocak ayına kadar inşaat- lannı yanlayamazlarsa yine kredısız kalacaklar. Toplu Konut Fonu'nun ilk kez bütçeye dahıl olduğu bu yıl icinde, Toplu Konut Idaresi'ne yılbaşmda aynlan 3.9 trilyon li- ralık ödeneğin ancak 1.8 tril- yonunu kullanma hakkı tanın- dığı belırtiliyor. TOKİ'nin kay- nak sıkıntısı icinde bir daha ne zaman kredi dağıtacağının belli olmayışı da kooperatiflerin en- dişesini arttınyor. Murat Karayalçın'ın SHP ge- nel başkanlığına seçılışının ardından Türkiye Kent Koope- ratifleri Merkez Birliği (Türk- kent) genel başkanlığına getiri- len Oğuz Soy dan, "kooperatifle- rin yanştınlmasından vazgeçfl- mesüiT' istedi. Oğuz Soy dan, "Şu taribe kadar gelirsen kredi alırsın" mantığının, kooperatif- lerin inşaatlan yetıştirmek için kaliteden vazgecmek zorunda kalmalanna yol açtığını vurgu- ladı. Oğuz Soydan, metre kare inşaat maliyetinin 2 milyon lira- ya ulaştıgı günümüzde, 50 mil- yon lıradan 60 milyon liraya yükseltilen toplu konut kredisi- nin, maliyet icinde ancak yüzde 30'luk kısmı karşıladığını da hatırlattı. Bu kredinin verilme- ye başlandığı 1984 yılında inşa- at maliyetinin yüzde 81'ni karşıladığını, sonra bu oranın yüzde ll'e kadar gerilediğini belirten Soydan, "Ne banka- lann, ne devletin yaptığı konut- larla konut sorunu çözülmez. Kredilendirmede 1984'teki ko- şullara dönmek gerekiyor*'dedi. Soydan ."İktidardaki bir parti- miz seçünden önce meydanlarda anahtar sallayarak oy istedi Ve bunda da başardı oÜdu. Ama şimdi bu anahtar v aatleri unutul- muş gibi gözüküyor. Onun için biz Türkkent olarak Türkiye'nin dört bir yanında anahtarı hatı- rlatma toplanrıları düzenieyece- ğiz" bıçımınde konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear