13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 OCAK1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ Telefon satışta • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ülaşü rma Bakanı Yaşar Topçu, telefon hizmetlerininPTT bünyesinden aynlarak, Telefon Anonim Şirketi kurulmasını öngören yasa taslağını hükümette görüşülmek üzere Başbakanlığasunduğunu büdirdi. Topçu, Telefon Anonim Şirketi 'nin hisselerinın halka satışa aBulacağını, ancak kân- pazarlanmasının sözkonusu olmadığını söyledi. fiolding •ANKARA (ANKA) - llko- kul Öğretmenleri, Sağlık ve Yardım Sandığı (İLKSAN), çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerden sonra bir de 2 milyar lira sermayeü holding kurdu. Holding'in tanm, sanayii. ticaret, sigor- taalık, madencüik, eneıji ve turizm, basın yayın, rek- lamcüık gibi alanlarda kurul- muş ya da kumlacak olan şir- ketlerin sermaye ve yöneti- raine katılacağı bildırildi. İthalatla beyan sistemi • ANKARA (AA) - Güm- rükler Genel Müdûrii Rama- zan Uludağ. 1993 yılında, it- halatta beyan sistemine gecil- mesinin planlandığını kayde- derek. "AT ile gümrük birli- ğine ulaşıldıktan sonra. ser- best rekabeti engelleyen un- surlar ortadan kaldınlmış olacaktır" dedi. -nûteahhrtJik şirketi • ANKARA (ANKA) - Eski Emlakbank Genel Müdürü Bûlent Şemiler, inşaat ve taahhüt işleri yapmak amaayla dört ortağı ile birlikte şirket kurdu. Şirketin ortakJan arasında Interpres Yayıncılık'ın sahibi Hürrem Fıla da bulunuyor. Arkitekt İnşaat Taahhüt Yatınm AŞ adıyla kurulan şirketin 200 milyon lira olan sermayesinde Bülent Şemiler yüzde 80 hissealdı. ÇrftkatJıotobüs • BLRSA(AA)- Hollanda'nın 'Smit' fırması, Bursa'da iki katiı otobüs üretmek için fabrika kurdu. Fabrikada ilk ûrün otobüslerden ilk ıkisi şubat ayında dünya kamuoyuna tanıülacak. Smit fırması Türkiye temsilcisi Yetkin İrten, "Üreteceğimiz otobüslerde koltuk sayıa 74"ü geçmeyecek, koltuklar arasındaki mesafe 30 santimetreden az olmayacak ve her koltukta emniyet kemeri. televizyon ve radyo, açil çıkış kapılan bulunacak. Üreteceğimiz otobüsler, ithal otobüslerden yüzde 50 daha ucuz" dedi. İlaçtapatent sonmu • ANKARA (ANKA)- Eczacı Odalan ilaçta patentin olumsuzluklan konusunda parti başkanlan, sendika temsilcileri ve demokratik kitle örgütlerini uyaracak. Ankara, Istanbul ve İzmir Eczaa Odalan başkanlannın bu amaçla ilk ziyaretlerini Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'e yapacaklan bildinidi. Zonguhlakkıyı ticaretine açıMı I ANKARA (AA> Kastamonu'nun fnebolu limanı ile Zonguldak limarundan. Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ve Gürcistan'la, sınır ve kıyı ticareti yönetmeliği çerçevesinde 'kıyı ticareti' yapılmasına izin verildi. Hazine veDış Ticaret Müsteşarhğı'nın (HDTM) konuya ilişkin tebliği bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. TÖPkiye-ILO •ANKARA (ANKA) - Türkiye ile U]uslararası ÇalışmaÖrgütü(ILO) arasındaki ilişkiler olumlu şekilde yoğunlaştınhyor. ILO Genel Müdürii Michel Hansenne'nin Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay 'ın konuğu olarak resmi birayaret için 31 martta Türkiye'ye gelmesi bekleniyor. Hansenne'nin Türkiye'yi ziyaret eden ilk l^û^k^lMüdurü olacaguîaaıkkat çekiliyor. Sermayesi 4 trilyona çıkıyor, özelleştirme yetkisini bünyesinde topluyor KOFye Siimerbaııkdarbesi• Özelleştirme çalışmalannın çok yavaş gittiğini, hatta yapılamadığını açıklayan Sümerbank Genel Müdürü Doğan Çelik, Yüksek Planlama Kurulu'- nun bu doğrultuda bir karar aldığını doğrulayarak, "İşe Beykoz ve Bakırköy'deki fabrika alanlanmız- dan başlayacağız" dedi. NURSUNEREL ANKARA-Ozelleştirme yön- temi degişiyor. Kamu Ortaklıgı İdaresi'nin (KOİ)" çok yavaş" calışması, TÖYÖK'ün ise bir tûrlü yasalaşamaması nedeniy* le "ortada kalan" kuruluşlar, "kendi göbeklerini kesmeye" haarlanıyorlar. Sümerbank, bu konuda ilk adımı atarak, KOÎ kapsamı dışına çıkar- ülmasını istedi. Konuyla ilgili olarak Yüksek Planlama Ku- ruJu'nda karar alındığı ve ımza aşamasındaki karann yürürlü- ğe gjrmesinden sonra, Sümer- bank'ın "kendi kendisini özel- leşüreceği" belirtikü. Başbakanlık çevrelerinden edinilen bilgiye göre Sümer- bank'la ilgili YPK karan şu un- surlan içerecek: -Bankanın 500 milyar lira olan sermayesi 4 trilyon liraya yükseltilecek. -Kamu Ortaklıgı İdaresi'nin özelleştireceği kuruluşlar arası- nda sayılan banka, bu kapsam- dan çıkanlacak ve kendi kendi- sini özelleştirme yetkisine sahip kıünacak. -Özelleştirmeden elde edeceği gelirler de, Sümerbank bünye sinde bırakılacak." Sümerbank Genel Müdürü Doğan Çelik sorulanmızı yanı- tlarken, özeUeştirmede ilk bağımsız girişimin kendileri ta- rafından gerçekleştirileceğini ve bunun Tûrkiye'deki diğer KİTler için önemli bir örnek oluşturacağını belirterek, şun- lan söyledi "Kuruluşumuzla il- gili karar, Yüksek Planlama Kurulu'ndançıktı. Bilebildiğim kadanyla, Sayın Süleyman Demirerin imzasına kaldı. Yü- rürlüğe girer girmez, faaliyete geçeceğiz. Bizim yapacak- lanmız, Sümerbank'ın bir mo- del oluşturması nedeniyle bü- yük önem taşıyor. Neden KOİ kapsamı dışına çıktık? DikJcat ederseniz, 1987'den beri bu kapsamda fazla şey yapıla- mamıştır, daha doğrusu hiçbir şey yapılamamışur. PETKİM ve Sümerbank 1987'den beri bu kapsamda ve hala özelleştiril- meyi bekliyorlar. Yavaş çab- şmanın ötesinde başka prenşip hatalan da var işteyişte. Ör- neğin, özelleştirilen kuruluş- lann gelirleri KOİ'ye, diğer özelleştirme faaliyetleri için ge- lir yazıhyor. Oysa Sümerbank'ı ele alalım. Yüzlerce fabri- kasının tümü birden özelleşu- rilmeyecek ki... Bazı bölümleri özelleştirilecek. Dolayısıyla, buradan elde edilecek gelirlerin kuruluşa aktanlması lazım ki, zarardaki diğer ışietmeler reha- bilite edilebilsin ve özelleştirile- bilsin." Start Beykoz'dan —Doğan Çelik, işc Sûmer bank'ın Bakırköy ve Beykoz'- daki fabrikalannın satışa çı- kanlması ile başlanacağını, de- nize nazır bu arazilerde çok farklı işler yapılmasının müm- künolduğunukaydederek,"An- cak, öncelikle YPK karannın yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Bunun ardından hemen faali- yete girişeceğiz" dedi. 34 yıla yakm süredir Sümer- bank'ta görev yapüğını. kuru- luşu sorunlan ve üstünlükleri ile A'dan Z'ye çok iyi tanıdığını belirten Doğan Çeük,"Bu işler çok şaibeye açık, çok hassas iş- lerdir. Bizim bugüne kadar kur- sağımıza bir lokma haram gir- medi, başanlı olacağımıza inanıyorum, model oluştura- cağımız için başanlı olmamız da şarttır" diye konuştu. Sümerbank'ın ardından, KIT- lerin önemli bölümünün de KOİ kapsamı dışına çıkabil- mek için sıraya girecekJeri belir- tiliyor. Banka yönetimi, 27 milyarlık alacağjnı 1999'e değin erteledi Narin'eVakıfbank'dan 'özel tarife'ANKARA (Cnrahariyet Büro- su) - Valuflar BankasTnın, Baş- bakan Sükyman Demirere yakmlığı ile taıunan işadamı Halit Narin'in bankaya olan 27 milyar İiralık borçiarını uygun bir ödeme planı ile ertelemesinin dışında 1 milyon dolariık bir kre- di olanagı da sağladığı bildirikü. Vakrflar Bankası yetkilileri, bu dunmıu doğruiayarak, "Mevcut dunmı, «lyıjjnımı tahsilinde başka aJternatif bırakmanııştı" diye konuştutar. CHP Dentdi Milletveküi Adnan Keskin, bu uygnlamanm Başbakan Süley- mao Demird'iıı kaymbiraderi Ali Şener'in aracılığı ik yapMığmı savmarak. "Acaba başkasma bu imkan taıunır mıj dı" diye softfa. Ekonomi kuHslerinde yankdar yaratan ve "Narin'i kurtarma operasyoou" diye mtelenen erte- lemede, şu unsurlar yer alı\or: 1- Narin'e ait Narin Mensucat, Narin Pazarlama ve Fanteks fir- malarmuı Vakdlar Bankası- fstanbul Merkez Şubesi'ne ait 26 mUyar 385 milyon 160 binU- rmlık borcumm dava ve icra mas- raflanom ekknmesi ik 27 mil- yv 62 mflyon liraya ulaşan tu- Utfma, 18 Aralık 1990 tarihin- den 30 Haziran 1992 taribinede- ğin yüzde 50 onuuMU bttsit faiz uygulanması. 2- Bu veni tutann, 30 Haziran 1992 tarihinden itibaren 1.5 yılı ddemesiz döneın oünak üzere 30 Haziran 1999 taribine kadar 7 y*ta ödeamea. tlk taksidi raart • Ertelemede Narin'e 1.5 yılhk ödemesiz dö- nem tanındı. Taksitlen- dirilen borçlanna ise yüzde 50lik 'basit faiz' uygulandı. Vakıflar Bankası, bununla da ye- tinmeyerek Narin'e 1 milyon 400 bindolarlık döviz kredisi açtı. 1994 ayuıdan başlamak üzere 1994 yılında yüzde 10, 1995 yritnda yüzde 12. 1996 yriında yüzde 15,1997 yılmda yüzde 18, 1998 yıbnda yüzde 20, 1999 yılmda yüzde 25 oranında obnak üzere üçer aylık taksitlerle tahsil edilmesi. 3- Banka alacağına 30 Haziran 1992 tarihinden itibaren son tak- sidin tahsil tarihine kadar yapı- lacak tahsilatlar dikkate mflyar lira olarak gözüken alacakları- na karşılık Halit Narin müesse- selerine ait 10 mil> ar iiralık gay- rimenku! teminatı bulunduğuna işaret ederek, şunlan söyledıkr. "Esasen 27 milyar lira olarak göriinen rakam, yıllar itibanyla tahakkuk eden faizler nedeniyk bu noktaya ulaşmıştı. Dolayısıy- la, ilk baştaki alacaklara kar- şılık olarak alınan teminatlar, sonradan çok zayıf kalmıştır. Biz, bu alacağı ertelemesek, 10 milyarlık gayrimenkule el koy- maktan başka bir aJtematifimiz yoktu. Aynca müessesekri ince- lenmiş ve kaynaga kavuşturul- malan halinde tümünün karlı bi- çimde çalışabikceği kanısına vanlmıştır. Buralarda çaltşan 2 bin 400 kişinin durumu da. ayn bir sosyal değerlendirnie konu- sudur. Bu erteleme yapümanuş oisa, acaba hangi altematif daha olumlu sonuç verebüirdıT" Banka yetkilileri, operasyon sı- rasında Halit Narin'den 70 mil- yar lira tutannda ek teminat aündığını da vurguladdar. Yet- kililer, Narin'in Vakrfbank'a olan borçlannın önceki yönetim tarafından 1990 aralık aymda dondurulduğunu da belirterek, daha önce alacağın tahsili için birkaç kez icrai takibe baş- lanümış olmasına karşın, sonra- dan girişimin durdurulduğunu bildirdiler. Banka yetkilileri, yapılan son işlemk bankanın alacaklarının tahdliııin belli bir plan içinde olanaklı duruma ge~ tirildiğini de söykdiler. Yapılan erteiemenin ardından, Halit Narin'e açdan 1 milyon 400 bin dolariık kredi için banka yetküileri, "Bu kredi, aynı fır- manın vergi borçiarını kapata- bümesi için saglandı. Bir deliğı kapatırken, diğerinin açılmasını önîeyemiyorsamz. gemi batar. Geminin batmaması için önlem alındı" diye konuştular. Yetkiti- kr, söz konusu kredinin, Na- rin'e" ekkn verihnediğini", vergi borcunun kapatıhnası için Man'- ye ve Gümrük Bakanhğf na ak- tardddığmı da bildirdiler. Yetki- liler, 1 milyon 400 bin dolar ola- rak öngörükn kredinin 1 milyon dolar olarak uygulandığını da söy lediler. CHP Denizli MilletvekUi Ad- nan Keskin de "Böyle ertekme koşullan var ise ve bunun ardı- nda gemiyi batırmama düşün- cesi varsa, bunu herkese açı- klasınlar. Herkese uygulasınlar. Kapalı kapılar ardında aJınan karaıiardan kuşku duymamak mümkün değil. Ben şu soruma cevap isterim: V'akıilar Bankası Halit Narin'in 27 milyar İiralık borcunu çok uygun şartlaria er- telemekten başka, bu iş adamına 1 milyon dolariık döviz kredisi açmış mıdır? Csteuk bu para kendisine daha yönetim kuru- lundan karar bile çıkmadan ödenmiş midir? Bütün bu işlerin \apılmasında, Başbakan Siiky- man Demirel'ûı kay ınbiraderi aracı ounuş mudur?" dedi. HDTM, DIE ve DPT'de maaş sıkıntısı ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Memurlar ve söz- leşmelilerin maaşlannda or- talama yüzde 28.5 oranında zam yapılmasına karşın, eko- nominin en önemli kurum- lanndan olan Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (HDTM), Devlet Planlama Teşkilaü (DPT) ve Devlet İstatisuk Enstitüsü'r.de (DİE) çalışan sözleşmeli per- sonehn maaşlanndaki artışın yüzde 10.7 olarak beürlejıme- sine tepkiler devam ediyor. Malıye ve gümrük Bakanı Sümer Oral, konunun ken- disiyle ilgili olmadığını söy- lerken, Devlet Bakanı Tansu Çiller. DİE, DPT ve KDTM'nin "Türkiye'nin beyni" olduğunu. ancak so- runun henüz hükümette ele alınamadığını söyledi. DPT cahşanlan, oluştur- duklan 10 kişüik komite aracılığryia Müsteşar İlhan Kesici'ye sorunlannı aktardı- lar. Komite üyeleri, zamdan doğan farklan almayacak- lanru, sorunlannın çözümü için, gerekirse Başbakan Sü- kyman DemıreTe cıkacak- lannı belirterek, Kesici'ye de bu konuda gösterdiği çabalar nedeniyle teşekkür ettiler. DPT Müsteşan Kesici, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken, sorunun "mutla- ka" çözüleceğini söylemekle yetindi. DUNYA EKONOMISEVE BAKIŞ ERGBV YILDIZOĞLU LONDRA Bundesbank'ın Inadı Toparlanmayı Geciktiriyor B undesbank'ın, enflasyon fobisi ve faiz politikası AJmanya ve Avrupa'nın boynunda onlan gittikçe daha çok ekonomik dur- gunluğun içine çeken bir taş hali- ne mi gelivor? . . En son AT komisyonu raporuna göre A\Tupa'da ekonomik topa'rlan- ma henüz ufukta görülmüyor. AT komisyonu, 1993 Avrupa'da ortalama GSMH büyiime oranı tahmini- ni tekrar aşağı dogru değiştirerek %1-1.5'ten %0.8'e indirdi. Raporda, özellikle Almanya'nın 1993'ü kötü geçireceği ve büyüme hızımn %(-0.5) olacağı tahmin ediliyor. Lehman Borthers International baş ekono- misti Gerald Holtham'a göre bu rakamlar bile ol- dukça iyimser. Holtham, AT büyüme hıamn 1993'te sıfır veya eksi olacağmı düşünüyor. "Hükümetler dikkatlerini bütçe açıklanna ve enflasyonu azaltma- ya verdikçe toplam talebin canlanması için gerekü politikalan harekete geçiremiyorlar" diyor Holtham, bu yuzden de reses- yondan çıkmak için gerekü tedbirler alınamıyor. karşü yiksek faiz zenin bir ucunda Avusturya diğer uçta İngiltere ol- mak üzere, %43 ile % 15 arasında değjşen bir paya sahip. Almanyanın büyük ölçüde sermaye mallan ihraç etüğini de düşünürsek, yüksek mark paritesi- nin bu ülkelerde ithalat fiyatlan aracılığı ile yatıını maliyetlerine yansıyarak ekonomik toparlanmayı geciktirici bir etki yapacağını görürüz. Aynca belli başh Avn-pa ülkeleri açısmdan Almanya çok önemli birpazar. Örneğin 1991'de Fransa, Hollan- da ve Avusturya'nın Almanya'ya ihracatlannın hacmi, araa ile 78.9,60,62.7 milyar marktı. Bu ra- kam şimdi Alman pazanndaki daralmadan dolayı hızla düşüyor. Diğer taraftan yüksek faiz oranlan Alman Markı'nın uluslararası paritesini yüksek tuttuğu için Almanya'da ekonomik toparlanma için büyük öneme sahip olan ihracatı da olumsuz etkıhyor. Al- manya'mn toplam ihracatında kasım ayında bir önceki yıla göre % 15 bir düşüş gözleniyor. Azalan Alman ekonomisi ise gittikçe de- rinleşen bir durguniuğa rağmen hala yüksek faiz oranlan alünda eziliyor. Paralanmn değerini marka göre ayarlamış olan Avrupa Para Sistemi içindeki ülkeler de pariteyi konımak için ister istemez faiz oranlannı yük- sek tutmak zorunda kahyorlar. Bu yuzden Bundesbank ekonomi politi- kası tüm Avnıpa'yı Almanya'nın pe- şinden bir depresyona sürükleme tehlikesi yaraUyor. Bundesbank, Almanya'da gerek enflasyon oranında gerekse toplam para arzında cid- di bir gerileme olmadan ve son yıllardaki ücret artışı egiümi frenlenmeden faizleri düşürmeye niyetli değü. Bundesbank Yöneüm Kurulu üyesi Otmar İssing, geçen hafta başında, Allgemeine Zeitung'a yazdığı bir makalede Aünanya'nın henüz bir enflasyonun tehhkesinden çıkmadığını ve enflasyon hala %3.7 ci- vannda, yani, Bundesbank"ın hedef rakamı olan %2'nin çok üstünde seyrettiğini vurgulayarak bu ko- şullarda Bundesbank'ın siyasi baskıya baş egmemesı gerektigini savundu. Alman faiz oranlanmn yüksek kalmasının tek olumsuz etkisi, sadece, diğer Avrupa ülkelerini de yüksek faiz oranlan uygulamaya zojlayarak buralar- da da ekonomik canlanmayı geciktirmesi değil. Yük- sek faiz oranlanmn etkisi ile Alman ekonomisinde resesyonun derinleşmesi ve mark paritesinin yüksek kabnası Avrupa ülkelerini dış ticaret yolu ile de olumsuz etkiliyor. Belli başh Avrupa ülkelerinin Al- d itbalaü toplam ithalaüan içinde, yelpa- olarak ABD Dolan'na yöneltiyor. Böylecede ABD Dolan yükseüyor. Bunun Avnıpa ve Japonya'nın uluslararası reka- bet gücünü ve dış ticaretini olumlu etkileyecek bir ge- h'şme olarak görülmesi ve bu çevrelerde memnunluk- la karşılanması gerekirdi. Halbuki hafta başmda Frankfurt'ta yapılan 7'ler grubu toplantısında bam- başka bir sebepten kaygı ile karşılandığı görüldü. Bu kaygılann arkasındaki mantık şöyleydi: Dolann de- ğerlenmesi ABD dış ticaret dengesini olumsuz etkile- yecek ve dış ticaret açıgını arttıracak. Bu da ABDde korumacıhk iobisini güçlendirecek ve gerek GATT görüşmeleri gerekse de genel olarak dünya ticaretinin gelişmesi üzerinde olumsuz bir etki yapacak. Böyle bir gelişme şimdi ABD'de iktidara gelen kadronun daha ziyade içe dönük bir politika izleyeceği var- sayımı ile birleşince tabii ki daha da vahim bir man- zara arz ediyordu. Tekrar Almanya'ya dönersek, federal hükümetin yenı bütçesinde açıkladığı yüksek vergiler ve hükümet harcamalan- ndaki kesintiler ve bu arada sendi- kalarla bir uzlaşma çabası bütçe açıgını ve dolayısı ile kamu borçlan- ma gereğini azaltarak faizlerin dü- şürühnesinı çabuklaşüracak ortamı hazırlamayı amaçlıyor. ihracata bağlı olarak da Alman dış ticaret fazlası, 1992 ekiminde 5.5 milyar mark iken hızla gerileye- rek kaamda, 1.7 milyar marka iniyor. Alman yüksek faiz oranlan ile dolaylı bir şekilde ilişkilendirüebilecek bir diğer ilginç gelişme de ABD Dolan'nın güçlenmesi. Böylece Bundes- bank'ın para politikasının etkilerinin sadece Avru- pa ile sınırlı kabnadığı anlaşdıyor. Ahnan faiz oranlanmn bugünkü düzeyinin özel olarak Alman ve genel olarak da Avrupa ekono- milerindeki resesyonun şiddetlenmesinde önemli bir rol oynadığına yukanda degindim. Daha önceki yazılanmda da yüksek faiz oran- lanmn APS'nin şiddetli bir istikrarsızlığa düşrnesı- ne katkıda bulunduğunu ve Avrupa para krizinin önemli bir bileşeni olduğuna değinmiştim. Japon ekonomisinin yanı sıra Avrupa'nın bu şekilde ya- vaşlaması, APS'nin istikrarsızlığı ve ABD ekono- misinde görülen toparlanma işaretleri yaünmalan şu sıralarda ABD piyasasına ve bir sığınak para Ne var ki sosyal harcamalarda, iş- sizük parasında, sanayi teşviklerinde planlanan büyük kesintiler ve birleş- menin yûkünü karşılamayı amaç- layan yeni "dayanışma" narhı ve işci ücret artışlanna sınır koyma çabası hükümete karşı toplumsal hoşnut- suzluğu körüklüyor. Böylece de bir ekonomik istikrar arayışı bu sefer de Ahnanya'da zaten gittikçe aşmmakta olan politik is- tikrann geleceği üzerinde yeni sorular yaratıyor. Diğer taraftan Bundesbank bu tedbirleri olumlu, ama yetersiz bulduğu için pek de heyecanlanmışa benzemiyor. Bundesbank'dan Otmar İssing'e göre '"önemli olan kısa dönemli ve şiddetli, ama sürekli ve bir kalıcı büyümeye yol acacalc olan istikrarü politi- kalardır , ^ Göriilüyor ki Alman faiz oranlanmn düşmesi için basınç gittikçe artarken Bundesbank'ın "inatçı" ve gereğinden fazla temkinü davranması bu bankayi Avrupa'da resesyondan çıkmaya cahşan ekonomi- lerin boynunda ağır bir taşa dönüştürüyor. Ya Al- manya ekonomisinin Bundesbank'ın umut ettiği gibi yeterince güçlü olduğu ve yüksek faiz oranlanna rağ- men durgunluktan çıkabildıği görülecek ya da sadece yüksek faiz oranlan Almanya ve Avrupa ekonomile- rini durgunluğun daha da derinliklenne cekmekle kalmayacak, Bundesbank'ın güvenirliği ve belki de bağunsudığı bu arada tehlikeye girecek. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK DegipmenYeni göreve başlayan ABD Başkanı Clinton'ın eko- nomik önerileri arasında iki nokta önemle vurgulanıyor. Bunlardan birıncisi yeni iş olanaklan yarablmasıdır. Ikirv cisi de bunun ileri teknotojiye dayalı bir biçimde yapt- Imasıdır. Demokrasinın kurum ve kurallanyla yerleştiği toplular- da, bu toplum ABD gibi sermayenin tapınağı sayılan bir konumda da olsa işsizliğe çözüm aranması doğaldır. Clinton'ın önerisinde yeni olan ileri teknoloji konusuydu. Clinton'a göre ABD beyin dışsatımına değil, beyin gü- cüne dayalı olarak ürettiklerinin dışsatımına yönelmeliy- di. ABD ekonomisi son yıllarda ileri teknoloji alanındaki üstünlüğünü Japonya ve Avrupa Topluluğu'na kapfc- rmaktaydı. ABD'nin üretim teknolojisindeki üstünfüğünü yitirmesi, ABD sermayesi için dünyanın sonu demekti. ABD'nin dünya egemeniiğini tek basına sürdürebilmesi, sömürü oranı çok yüksek olan ileri teknoloji alanındaki üstünlüğüne bağlıydı. ABD, ileri teknoloji ve beyin gücüne dayalı üretim sü- reçlerinin geliştirilmesini piyasa koşullarırta ya da işin oluruna bırakamazdı; bu yaşamsal sorun, ulusal düzen- lemelerle çözüme kavuşmalıydı. Başkan ABD sermaye- sine bir çıkış yolu göstermiş ve karşılıgını da almış bulu- nuyor. Clinton'ın bu önerilerle ABD Başkanı oiduğu günlerde, Türkiye, 24Ocak (1980) kararları ileonları tamamlayan 12 Eylül rejiminin yarattığı siyasal ve ekonomik kirlilikten kurtulmaya çalışıyor. Bilindiği gibi, 24 Ocak 12 Eylül, en büyük yıkımını ülke- nin beyin gücü üzerinde yaptı. Üniversiteteri YÖK cende- resine soktu; bilimsel araştrma kurumlarını radyasyona bulaştırdı ve mühendis ve mimarları çafişamaz duruma getirdi. Bu ortamda, Türk Mühendis ve Mimar Odalan Biriiği- nin (TMMOB)24Ocak'ı, Mühendis ve Mimarlar Günü ola- rak adlandırması ve bir dizi etkinlik düzenlemesi büyük anlam taşıyor. Sayılan 200 bin dolayında bulunan mühendis ve mi- marların çok büyük bir bolümü 24 Ocak 12 Eylül uygula- malarının yaratbğı ağır sıkınbları yaşıyor. önce, özellikle genç mühendis ve mimarlar arasında işsizlik çok yüksek boyuttara ulaşıyor. Ne ölçüde güvenilir olduklan sorusu bir yana, Devlet Istatistik Enstitüsü'nün en son verilerine göre yüksekokul ve fakülte bitiren, iş arayan ve yaşı 25'in altnda bulunan gençlerimizin % 37, 3'ü işsizdir. Eksik istıhdam edilenlerle birlikte bu oran % 44'e ulaşıyor. Mühendis ve mimarları da içeren, fakülte ve yüksekokul bitiren ve iş isteyen gençlerinin yanya yakını iş bulamıyor. Sonra, 24 Ocak sonrasının ekonomik uygulamalan, ül- kenin kendi mühendis ve mimarlarından değil, yabano- lardan yararlanması sonucunu veriyor. Yabancı ortaklıklar, dış kredi sağlama olanaklarına ko- şut olarak yabancı mühendis çalıştrılmasını zorunlu kılıyor. Sonuçta ülke, en kolay mühendislik hizmetlerini, çok yüksek ücretler ödeyerek yabancılara yaptırma gibi birayıbı yaşıyor. Yabancı sermayenin yerli işbirlikçileri ve bunlann 24 Ocak 12 Eylül döneminde oluşturduğu kadrolar en büyük baskılarıru, ülkesinin ve toplumunun çıkartannı savunan, dürüst ve onurlu mühendis ve mimarlar üzerinde yapt- yor. Dünyada ileri teknolojiye, beyin gücüyte üretime da- yalı bir gelişme sureci giderek egemen oluyor. Türkiye tse mühendis ve mimarlarını üretim süreçlerınin dışında bjtuyor; onlara niteliklerine uygun iş ve ûcret vermiyor. Üretin r .e katkılannı arttıramtyor. Bu süreç kesinlikle tersıne çevrilmelidir. Türkiye, be- yinleri öğüten bir değirmen olmaktan hızla kurta- rılmalıdır. Bu amaca ulaşılması için tüm kesimler görev- ler düşüyor. Demokratik süreçlerin işletilmesi ve sendi- kal özgürlüklerin sağlanması büyük önem taşıyor. Yeni otolaryola çıkü ANKARA (AA) - Otosan ve Renault fırmalan 1993 yılmda iki yeni model üretecek. Renault firmasına 1992 yılı sonlanna doğru 250 milyon do- lariık yatınm izni verildi. Fir- ma. tevsi yaünmı için aldığı ızin ile yıllık üretimini 150 bin adete çıkartacak. Golf tipi smıfmda yer alan ancak halen ithal edi- len Renault-19 modelinı de bu yıl piyasaya sürecek. Otosan da, 1992 yıh sonunda 30 milyon dblar tutannda yatı- nm ıznı aldı. Modernizasyon yaünmı çerçevesinde aldığı izin ile fırmanın yeni bir modeli bu yıl içinde piyasaya süreceği öğ- renildi. Otosan, 'Orion' adıyla yeni modelini bu yıl içinde üret- meye başlayacak. Bu arada, otomotiv sanayine 1992 yıbnda verikn izin miktan 900 milyon dolara ulaşırken, verilen iznin tamamınm yatın- mımn gerçekleşmesi halinde 26.600 luşiye istihdam olanağı sağlanmışolacak. MERKEZBANKASI KURLARI ZSOCMISM cfcs 1 ABD Dolan 1 Alman Markı lAvustralya Dolan 1AvusturyaŞılini 1 Belçıka Frangı 1 Danimarka Krony IFinMarkkası IFransız Frangı 1 HoHandaFlorinı ilsveçKronu 11sviçre Frangı 100ltaiyanLıreti 1 Japon Yeni IKanada Dolan 1 Norvec Kronu ISterlin 1S.Arabistan Riyali KMZ 8747.47 5436.» 5880.05 772.74 264.04 1416.09 1585.20 1607.99 4832.85 1212.16 5927.67 591.44 69.86 6806.84 128021 13258.54 2332.60 8765.00 5447.48 5891.83 774.29 264.56 1418.93 1588.38 1611.21 4842.54 1214.59 5939.55 592.63 70.00 6820.48 1282.78 13285.11 2337.27 EFHTt «1» 8738.72 5431.15 5791.85 771.97 261.39 1401.93 1569.35 1606.38 4828.02 1200.04 5921.74 585.53 68.81 6704.74 1267.41 13245.28 2297.61 8791.30 5463.82 5909.51 776.62 265.36 1423.19 1593.15 1616.04 4857.07 1218.23 5957.37 594.41 7021 6840.94 1286.63 13324.97 2344.28 İ L A N T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE VE DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞITVDAN AGF Garanti Hayat Sigorta Anonim Şirketi sigorta mevzuatımn gerektirdiği şartlan ve kanuni formaliteleri yerine getirerek hayat, hastalık ve ferdi kaza teminatı vermek üzere Kaza Branşında faaliyet göstermek üzere ruhsatname almış bulunmaktadır. Keyfiyet 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu hükümleri uyannca ilân olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear