13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 1993 PAZARTESİ 12 DIZIYAZI i Gereken ortam sağlanamazsa üstün yetenekli çocuklar psiko-pedagojik soranlar yaşıyorlar Üstün yetenekli ohııak yetmiyor• 'Davulun sesi uzaktan kulağa hoş gelir' diye çok beylik bir atasözü vardır. Üstün yetenekli veya özellikli veya üstün zekalı çocuklann durumu da tam bu söze uyuyor. Uzaktan, böyle bir çocuğa sahip olmak pek hoş görünüyor. Birçok ana babanın gönJünde böyle bir çocuk yatar. Ama gereksinimlere uygun ortam bulunamadığı zaman üstün yetenekli çocuklar mutsuz, başansız birer birey oluveriyorlar. ÇOCUĞUNUZ ÜSTÜN ZEKALI OLURSA ORALÇALIŞLAR yûk şirketler, ılkokul çağında zekanm bu tür çocuklann durumunu böyle bir anlayışın ışığında konuya Bu araşürmamızda kamuoyunda tam anlamıyla açıklamaya yetmeme- yaklaştığımızı belirtmek isteriz. üstün zekalı çocuklar olarak bilinen sidir. Aynca bir çocuğun özelliklerinı, '• zekasından çok belirli alanlardaki ye- Pariak görüntü ve perde arkasi tenekleri oelirliyor. Bu yeteneklerin saptanıp, eğıtimın ve yönlendirmenin çocuklan inceledik. Uzmanlar. üstün zekalı deyımı yenne üstün yetenekli deyıminı kullanmayı daha doğru bu- luyorlar Bu dizi sırasında üstün zekalı deyımi yerine üstün yetenekli deyimini kullanmayı tercih ettim. Fakat yazı dı- zisinın başlığını Üstün Zekah şeklinde kullandım. Böyle bir ifade alışkanhk- lar açısından daha kolay anlaşılır dıye böyle bir yolu seçüğimi söyleyebılinm. Üstün yetenekli sözcüğünün kullanıl- masının daha doğru olmasının nedeni Gazetelerde ara sıra gözümüze takı- ona göre yapılması düşüncesi son yıl- lır. Üstün zekalı çocuk, icat yaptı. Ge- larda ağırlık kazanmış durumda. Be- leceğin urnudu. üstün zekah çocuklar. lirh alanlarda yetenekli olan bir çocuk, Aıleler gülümseyen yüzlerle objektife baa alanlarda ayru yeteneğı göstere- poz verirler. mıyor.Bu tür çocuklann geri yetenek- Bu çocuklar son yılJarda tüm dün- lerinin gelişurilmesi de ayn bir eğıümi yada olduğu gjbi ülkemizde de benzer gerekuriyor. Üstün çocuk yok diyor bir ilgı alanı haline geldiler.İstanbul 1 - uzrnanlar, koşullara göre kendisıni ge- da üstün yetenekli çocuklarla ılgili bir üştiren ve yetiştiren çocuk var. Biz de okul açıldığı da gazetelere yansıdı. Bir başka karma okulun eğıtimi de sürü- yor. İşadamlanmızdan Sezai Türkeş bir vakıf kurarak üstün yetenekb ço- cuklann lise eğitirni icin çalışmalann hızla devam ettiğıni açıkladı. Ardından üstün yetenekli çocukla- nn eğitim gördüğü özel okulun gazete- lerin magazin sayfalanna kadar ula- şan öykülerine tanık olduk. Çok satan bir gazetemizin ekinın kapağında şu başlıklarla sunuluyor bu çocuklar: "Bu çocuklann hepsi milyarder ola- cak." Fotoğraf altında ise şunlar yaa- yor "Büyük şirketlerin gözdesi oldu- İar." Ve şöyle devam edıyor, "...Bü- Üstün yetenekli çocuklar, geniş bir eğitim programına muhtkaçtır. Ona ihtiyaç duyduğu ortam sağlanamazsa kötfi bir öğrenci oiup çıkması işten bile değildir. YETENEKLİ ÇOCUKLARIN TANIMLANMASIİÇİN SINIF ÖĞRETMENLERİNE SEKİZ SORU İki tarafi keskin fnçak Çevrenizdeki çoeuklardan ve öğrencilerinizden bazıları, yukandaki özelliklerin birkısmını veya çoğunugösteriyorsa, o çocuğun yaşıtlarından daha geniş bir eğitimprogramına muhtaç • Iduğunu umttmayın. Ona ihtiyaç duyduğu eğitim ortamını sağlayamadığmız takdirde içine kapanacak. Belki de orta hatta kötü bir öğrenci olup ka vbolup gidecektir. Ona elimizden geldiği kadaryardımcı olmaya çalışmak bir insanlık borcudur. • • Çocuk hızlı ve düzgün düşünebiliyor mu? 2 a MerakJı ve birçok konuya ilgili mi? 3 a Hiçyönlendırmeden veya çok küçük bir yönlendirme ile bazı özel konulara normalin çok üzennde ilgi duyuyor mu? 4 a Yalnız başına veyaarkadaş grubu içinde mutluluk duyarak çaltşabiliyor mu? 5 a Okulda veya okul dışında edindiği bilgileri yeni birolayla karşılaştığuıda kullanabiliyor mu? O a Konulanntartışılması veya irdelenmesi sırasında yarancı orijinal öneriler getiriyor mu? 7 a BirkonuüzerindeaJternatifler gelişünp ayru sonuca başka yollardan da varmayı deniyor mu? 8 a Döşüncelerini açık ve net bir bicimde anlatabiliyor mu? olan bu çocuklan yeüştiklerinde fir- malanna alabiîmek için hıçbır feda- karhktan kaçınmıyorlar. Hatta bu da- hiler için daha şimdiden milyonlarca lirahk yatınm yapmaktan İcaçınmı- yorlar." Benzen haberler son dönemde gaze- te sayfalannda sıkça yer almaya başla- dı. Bu konuda açık oturumlar, panel- lerdüzenlendi. Üstün yetenekli çocuk- lann eğitimi ve uyum sorunlan tartışıl- dı, tartışılmaya devam ediyor. 'Davulun sesı uzaktan kulağa hoş gelir' diye çok beylik bir atasözü var- dır. Üstün yetenekli veya özellikli, ve- ya üstün zekalı çocuklann durumu da tam bu söze uyuyor. Uzaktan, böyle bir çocuğa sahip olmak pek hoş görü- nüyor. Bir çok ana babanın gönlünde böyle bir çocuk yatar. Ahhh! Benim de bır üstün zekalı çocuğum olsa diyedü- şünür. Böyle çocuklan olana gıpta ile bakar. Üstün yetenek avantaj mi? Ama bir de davulun sesinin yakını- na yaklaşmak gerek Orada durum ne- dır? Üstün yetenekli çocuklar bu üs- tünlüklenyle birlikte nasıl yaşıyorlar. Aileleri yetenekli çocuklanyla ne yapı- yorlar. Bu uzaktan göründüğü gibi gıpta edilecek bûyük bir nimet mi? • Pedagog Dr. Ümran Korkmaz- lar, üstün yetenek- li çocuklann bazı sorunlannı şöyle sıraladı: "Okulda başansızlık, ödev yapmak isteme- mek, okula gitme- mek." İstanbul Üniversitesi Çocuk Pski- yatrisi uzmanlanndan Pedagog Dr. Ümran Korkmazlar üstün yetenekli çocuklann sorunlanyla uğraşarv dok- torlardan. Kendismin ılgılendiğj bazı tıpık vakalan aktarmasını ıstedik. Bu çocuklar; gündelik yaşamlannda ne- lerle karşılaşıyor; eğitim, okuma. oyun gıbi alanlarda sıkınuiannı çözebiliyor- lar mı ve arkadaşlanyla ilişkileri ıçınde ortaya çıkan sorunlannı nasıl aşıyor- lar? Dr. Korkmazlar sorulanmızı şöy- le cevapladı: "'Eğer gereksinimlerine uygun or- tamlar sağlanmazsa ve özelliklerine uygun programlarla eğitilmezlerse üs- tün yetenekli çocuklar çeşitli psiko- pedagojik sorunlar yaşıyorlar ve başa- nsız. mutsuz bireyler oluyorlar. Araş- tırmalarla saptanan sorunlan şöyle sı- ralayabiliriz: -Okulda başansızlık. -Okula gıtmek istememe, devamsız- lık, -Derslerde sıkılmak, -Ödev yapmayı istememek, -İstediğinin öğretilmemesinden ya- kınmak, derslerde ilgısizlik. -Çabuk öğrenmek, -Hareketli, yaramaz, dikkatsiz ol- mak, -Hırslı. inatçı, meraklı olmak, -Şaldırgan. sinirh olmak, -İçe kapanıkiık, -Lider olmayı istemek, -Üstünlük duygusuna kapılmak, -Yaşıtlanndan çok büyükleriyle oy- namak. -Aile içi iletişjm güçlükleri, -Ait ıslatmak, -Kaka kaçırmak, -Uykusuzluk, -Uyumsuzluk, -Kann ağnsı, astım, -SÜRECEK- Hiç bir testgerçekzeka derecesini belirleyemezHemen herinsanın meraklanndan birisı zekası- nın ölçüsüdür. Intelligence Quotient'in (zeka derecesi) kısaltılmış hali olan IQ testleri, bu ze- ka derecesinin ölçüsünü gösterir. Zeka testleri ile ölçülen zeka düzeyı. yetenekliligin tek belirti- si değıldır. Yetenekhlık, kendinı bir ya da bır- kaç alanda gösterebilir Farklı alanlar genellikle şöyle sınıflandınlır. 6a- Yüksek seviyede öğretisçl/akademik başan veya birkaç konuda özel yet'enek. Örneğin, matematik, fen. edebiyat veya yabancı diller ve- ya ıletişim konulan. 6b- Bir veya birkaç sanatta üstün yetenek. Örn. müzik, drama veya resim. 6c- Yüksek seviyedefizikiyetenek veya oyun yeteneği. 6d- Pratik veya mekanik hüner. 6e- Sosyal lideıiik 6f- Yaratıa düşünce yeteneği 6g- Genel zeka Zeka testlen yukanda saydığımız genel yete- neklerden sadece genel zeka derecesini ölçmeye yarar. Diğerlerini bu testlerle ölçmek mümkün değildir. Tahminaracı Zeka testlen elimizdeki vegane akademik başa- n ölçüsü ve belirieyicisi kabul edildiğı için ya- rarlı olabilir. Fakat bu testler, iyi bir tahmin özelliğine sahip olmadıklan gibi zeka yeteneğını ölçmekte kusursuz da değiller. Değişiİc za- manlarda değişik sonuç verebılirler. Çocukla- nn yaşı küçüldükçe testler daha sağhksız sonuçlar vermektedır. Bu nedenle psikologlar okul öncesi çocuklara bu testleri pek isteyerek uygulamazlar ve hatta ilkokulun ilk sınıflannda yapılan testlerin sonuçlan da kuşkuyla kar- şılanır. Testleri neleretkiler? Çeşitli nedenler yüzünden testler kusursuz de- ğüdir. Zeka verimliliğımiz günün saatine, hava- mıza, sıkıntı düzeyimize, fıziksel şartlanmıza, yorgun olup olmamamıza bağlı olarak değişe- bilir. Zaten toplam zeka düzeyimiz -IQ'muz-, çoğunlukla zamana göre değişecektir. Bundan başka farklı testler, farklı zeka alanlannı ölçer vebu nedenleaym kişinın farklı testleri farklı IQ sonucu verir. Hiçbiri bizim 'gerçek' IQ'muz oiamaz. Gerçek lQ'yu kesin olarak hicbir za- man bılemeyiz. Sonuç olarak şu söylenebilir: Yüksek zeka, yüksek başan için temel gereksınmelerin bir ga- rantisidir, fakat başannın gerçekleşmesi baa diğer şartlan da gerektırmektedir Testlerin yararlan Bu problemlenn dışında zeka testleri faydali olabilir; bu nedenle !Q'nun bılinmesı faydalı olacaktır. Başan düşüklüğü gösteren çocuklar- da veya çocuğun genel zeka yeteneğinde önemli bir belirsizlik mevcut olduğunda faydalı ola- caktır. Nispeten düşük bir 1Q, zorunlu düşük birzeka arılamına gelmeyecektir. Gerçek sonu- cu, tekrarlanan benzer sonuçlar veren testler belirleyecektir. Baa testlerin farklı yetenekleri farkL derecelen- dirmelen vardır; örneğin sözel usavurum, sayı- sal usavurum veya soyut usavurum. IQ derecesi tüm bu derecelerin bırleşimine göre oluşmakta- dır. Eğer bır çocuğun bır alandakı derecesi yük- sek, diğeri düşükse toplam derecesi nispeten düşük çıkacaktır. Halbu kı bır alandakı yüksek Yapılan tahminlerin farklılığına karşın bazı otoritelere göre çocuklann yüzde 10'u beüi konular- da ya da genel yetenekte 'özelikli' kabul ediliyor. Ancak yüzde 10'luk bu gnıp yüksek yeteneklile- ri de kapsamaktadır ki bunlar yaşıtlan içinde yüzde 0.5lik bir oran tutar. derece; çocuğun entelektüel potansiyelini açık- lamak, toplam IQ'den daha doğru olabilir. Zeka derecesi 130IQ cıvan ve üstü. bir zeka yetenekliliğinin bir belirtisi olarak kabul edilmektedir. Ancak bir iddiaya göre 1271ik IQ sahibi çocuğun da 130 IQ'luk birçocuktan daha azyetenekli oldu- ğunu söylemek pek adil olmaz. Farklı bir test ve durumlarda onlann 1Q derecelen tersine çevri- lebilir. Zekayı ölçmek, çocuğun yeteneklerinin geliştinlmesi için ne yapılacağma yol göster- mez. Çocuklann ke kadan üstim zekah? Yapılan tahminlerin farklılığına rağmen, baa otoritelere göre çocuklann yüzde 10"u belli ko- nularda veya genel yetenekte 'özellikli' kabul edilmektedir. Bu yüzde 10'luk gnıp yüksek ye- teneklileri de kapsamaktadır ki bunlar yaşıtlan içinde yüzde 0.5-1.0 gibi bir oranı tutmaktadır. Bazı üstün yetenekli çocuklar çabuk fark edilir. Örneğin, yüksek başan gösterenler. Buçocuk- larda zengin bir kelime bilgisi, çeşitli ilgi alanı. geniş genel bilgi hazinesi vardır. Kolay öğrenir- ler. öğrendikleri ve duyduklannı akılda tutar- lar, hızlı yazarlar ve işlerini becerikli bir şekilde düzenlerler. Daha kolay fark edilmeyenler ıse davranış problemleri olan. yeteneklenni maskeleyen ço- cuklardır. Bunlann arasında okulu reddeden- ler. hülyalı, haşin yıkıcı, komik veya daha başka arzu edilmeyen dikkat çekici davranışlar gösteren çocuklar vdrdır. Bazı çocuklar, üstün yetenekli olduklannı, çevreye uyumlu olmak için gizlerler. Onlar utangaçtırlar ve kendilerini göstermekistemezler. Kendilerinden istendiği kadannı, fazlası olmadan yerine getirirler ve hıçbirzaman gerçek yeteneklerini ortaya koy- mazlar. Bazı çocuklar, çok yaraücı ve orijinal olabilir- ler. klasik testlerde başanlı değildir; fakat olay- lan değişik biraçıdan görür, derin sorularso- rup klasik olmayan sonuçlar çıkanrlar. Uyumsuzluk gösterip otoriteyle çatışmaya gjre- bilırler. Fark edilmeyen potansiyelli çocuklar, genellik- le eğıtimin önemli olmadığı, kitap alınmayan veya konuşulan dılin standart olmadığı evler- den gelen çocuklardır. POLrriKA VE OTESI MEHMED KEMAL Kartpostalanla İstanbul... Insanyeniler arasında dolaşırkenbirdenbireeskilerle karşılaşınca bir hoş oluyor. Unuttuklan, gözden ırak tut- tuklarıyla karşılaşınca tazeleniyor Eski bir şiirim var: "Der vasf-ı Sitayiş-i Stanbul". Yazalı neredeyse elli yılı aştı. Şurda burda rastladığım oldu, ama gene unutuyo- rum. Şiir üstüne çalışırken, denemeler yaparken dili, biçimi, içeriği bakımından bu şiir, üstünde durduklarım- dandır. 0 dönemde üstünde durduğum birkaç şiir daha vardır. Hadi söyleyeyim, biri de "Yolculuk"tur. "Der Vasf-ı Sitayiş-i Stanbul'u Ahmet Muhip Dıranas, "Yolcu- luk'u da Cahit Sıtkı Tarancı çok severlerdi. Belki de bana öyle derlerdi. Her ikisi de usta şairdi. Şair Kemal özer'in "Şiirlerle istanbul" derlemesinde, kısaca "Sitayiş" diyebileceğim şiire rastlayınca yitirdi- ğim bir dosta kavuşur gibi oldum. Ekleyeyim, bu şiiri seven genç şairlerden biri de Ataol Behramoğlu'dur. Bu biçimde ve bu içerikte şiiri sürdürmedim; ardını arayan da olmadı Kemal özer'in adını antoloji, güldeste, seçki yerine "derleme" koyduğu şiirler toplamında her şairin kendine göre bır istanbul'u var. Meraklısı için görmeye değer. Şöyle kaba taslak tanımlamaya kalkıştığımızda karşı- mıza çok istanbul çıkar; Hıristiyan istanbul, Müslüman istanbul, Musevi İstanbul... Elimde, istanbul Belediyesi'- nin desteğiyle Ahmet Eken'in düzenlediğı bir albüm var: "Kartpostallarda İstanbul." Sunuş yazısında şöyle deni- yor: 19Şaban 1255 (28 Ekim 1839) tarihli, dönemin biricik Türkçe gazetesi olan "Takvim-i Vekâyi'de yayımlanan bir haber ne kadar ılgiyle karşılandı bilmiyoruz, ama Osmantı insanı. günün en son icatlarından fotoğrafın varlığını öğrendi." Tanzimat'la birlikte fotoğraf da Osmanlı toprağına gi- riyordu. Osmanlı, matbaada gecıkmışti, ama fotoğrafta geri kalmamıştı. Eski istanbul surlarla çevrilidir. Surlara kapılarla giri- lip kapılarla çıkıldığı için kapıları ünlüdür. Bizkapılardan başlayalım. Ahırkapı, "Sarayın nihayetinde bulunan has ahırın ya- nında olduğu için ona bu ad verilmiştir." Kumkapı, "Eski adı, küçük iskele manasında Kondoshali idi." Yedikule (Altınkapı)- Yenikapı, "Türlü anlamlar vermişler. " Siliv- rikapı, Mevlanakapı, Topkapı, Edirnekapı, Azapkapı... Camiler, türbeler, çeşmeler, saraylardan sonra gene kapılar vardır Bunlar kartpostallarda, fotoğraflarda görünen istan- bul'dur. Fotoğraf geliştikçe bunlann kartpostallardaki yansıması da artmıştır, çoğalmıştır. Kapılar sadece kart- postallarda kalmamış, Evliya Çelebi de bunlara vurgun- dur Kapıları bir de ondan öğrenelim: "Eyüp, Balat Kapısı, Fanus Kapısı. Petro Kapısı, Yeni Kapı, Aya Kapısı, Cibali Kapısı, Un Kapanı, Ayazma Ka- pısı, Hatap Kapısı, Zindan Kapısı, Balık Pazarı Kapısı, Yeni Cami Kapısı, Yalı Kapısı, Batı Kapısı Tebdile mah- sustur', Sokullu Mehmet Paşa Kapısı, Alay köşkü dibin- dedir', Süleyman Han Kapısı Makbul (Maktul) Ibrahim Paşa için açıldı. Bostancılar ve musahipler için demir kapı." Kemal ûzer, "Şiirlerle İstanbul "a 39 şaırden 60 şiir al- mı$... Birkaç genç şairin dışında alınan şairleri de, şiirle- ri de biliyorum. Yazıldıklarında şairlerinden dinledikle- rim de var. Şöyle bir daldırsan bellekten tıkır tıkır oku- duklarım da çıkar. Şiir bu, gününe göre yaramaz çocuk. Postadan Omer Nida'nm özlem dolu sıcak mektubu çıktı: "Inanınız ki özledim, diyor. Hiç görüşemiyoruz. TÜYAP'ta da bu yıl karşılaşamadık. İki çift söz etmenin, iki yudum içmenin özlemi içimde kıpırdadığında Yan- dım Allah' diyorum. Bir gün tonton Güngör'de mi otur- sak? Yoksa Nuri'li bir Bostancı mı yapsak?" Keyfe keder, ikisi de olur. Ama kaçmaktan kovalama- ya vakit yok ki!.. Tutmuş, son yazdığı şiirlerden de bir kaçını eklemiş. Balıkpazarındayı birlikte okuyalım: Meyhane boşaldı laterna sustu ne çiroz salatası kaldı ne Tanaş'ın bardak oyunu limon sıkılmış turplar da bitti kar bastırdı lapa lapa hesabımız yarınlara hadi eyvallah!.. Ömer Nida'nm bu dizeleri bana Cahit Irgat'ın "Indir kepenkleri Apostol" ile Orhan Veli'nin "Degüstasyon"- unu anımsattı. Dizeler her zaman birbirini izlerler. Bostancılı Nuri Bey telefon etti- "Nazım, hececileri iz- lemiştir" dedi. "AN Fuat Paşa dayısıdır. Yüzgeri edilen şairlerden biri Orhan Seyfi Orhon değil, Faruk Nafiz- dir." Düzeltiyorum. BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Hasan Huseyinin bir şiir kitabı. 2/ Dört Ha- life'nin sonuncusu... Bir cins güvercin. 3/ Razı ol- ma, isteme... Elektrik akımı devrelerinde birleş- tirme yapmak ya da akı- mı kollara ayırmak için kullanılan kutu. 4/ Deniz 6 kuvvetlerinde bır rütbe... -. Kenar süsü. 5/ Sazın en kalın ses veren teli... Bat- 8 mış olan nesnenin yerini g ve durumunu akustik dalgalarla saptayan sistem. 6/ Ya- banıl hayvan bannağı... Argoda esrar. 7/ Kromun simgesi... Ku- marda ortaya süriilen para. 8/ Düşünce... Çölde uzaktan su gibi görünen ışık yanıltmaa. 9/ Bir ko- nuda özel bılgısı olan kimse. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Nabizade Nâzım'ın, edebıyaü- mızda köyü konu alan ilk yapıt olması bakımından önemli uzun öyküsü. 2/ Mutedil... Bır nota. 3/ Cem Sultan'a Batılılar tarafından verilen ad... Toplama, birik- tirme. 4/ Utanç duyma... Müstahkem yer. 5/ Uzunçalar da denilen 33 devirh plaklan belirtmekte kullanılan kısaltma... Ankara'daki özel bir ü'yatronun kısa yazıhşı... Tavlada bir sayı. 6/ Elektrik akımı iletiminde kullanılan tel... Çelikçomak oyu- nuna ve bu oyunda kullanılan değneğe verilen ad. 7/ Yüce... Nijerya'nın para birimi. 8/ Üstün bir yetkinin gücünü simgele- yen değnek... Sanı. 9/ Eskiden gökcisimlerinin yükseltisini bul- makta kullanılan gözleme aygıtı. Seyahat acentasında, operasyonda full-time çalışacak, Fransızca bilen, turizm tecrübesi olan eleman alınacaktır. 235 01 45 Şennur Hn.'dan randevu alınması rica olunur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear