22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24OCAK1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER SHP yönetimi görevden alındı • BALIKESİR (Cumhuriyet) - Balıkesır SHP İl Yönetimi. MYK tarafından görevden alındı. İl Başkanlığına HalilÖncü atandı.BahkesirSHPılve ilçc başkanlan arasındaki sürtüşme il yönetiminm görevden alınmasıyla sonuçlandı. İl Başkanı Yaşar Aras bir süre önce disiplinsiz davranışlannı' gerekçegöstererek Merkez Ilçe Başkanı Nazmi Kaçar "eyönetim kurulunu >revden almış ve Turgut Inal'ıilçeyönetimini kurmakla görevlendirmişti. AncakpartiMYK'sıil başkanının bu karannı bozarak Nazmi Kaçar'ı görevineiadeetmişti. Balıkesır İl Yönetimi'nin görevden alınması önceki günkü MYK toplantısmda görüşüldü. Yaşar Aras'ı görevden alan MYK il kongresinde başkan adayı olan, ancak seçimi kaybeden Halil Öncül'ü il başkanlığına aiadı. Öncül, Genel Sekreter Cevdet Selvi'nin kendishi aradığını ve görev teklifcttiğını belirterek. "Ben bu şart- larda görev almamın bana sıkıntı vereceğini söyledim, ancak partinin bir geçiş döneminde olduğunu ve görev almam gerektiği söylenince olumlu yanıt verdim" dedi. Yargıüa derece yükselmesi • ANKARA (A.NKA)- 'dari ve adli yargıda görev jpan 312 hakim ve savcının derece yük- seltmeleri yapıldı. Hakimler ve Savalar Yüksek Kurulu'nun Resmi Gazete'de yayımlanan karan ile idari ve adli yargıda çalışan 312 hakim ve savcinın dereceleri yükseltildi. Bunagörearalık i 992 tarihı itibariyle iki yılhk bekleme sürelerini ta- mamlayan adli yargıda çalışan 181 hakim, 104savcı ile idari yargıda çahşan 27 hakim ve savcının dereceleri yeniden düzenlendi. Sürelerini doldurduklan hakte listelerde isimlen bulunmayanlar. Hakimler ve Savcüar Yüksek Kurulu'na başvurarak gerekli düzeltmeyi yaptırabilecekler. toplanıyor •ANKARA (AA)- MÇP'nin MHP'lilerle birleşme yön ünde sürdürdüğü cahşmalar bugün yapılacak kongre ile büyük ölçüde tamamlanacak. Kongrede, partinin Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ismini alması ve amblemini kullanması tartışmayaaçılacak. Alparslan Türkeş, genel başkanlığa yeniden aday olacak. MÇPOlağanüstü Büyük Kongresi. bugün Atatürk Spor Salonu'nda binO16delegenin kauhmıyla ger- çekleşürilecek. Genel Başkan Alpaslan Türkeş'in, MHP-MÇP'nin bütünleşmesinin ge- rekliliğini vurgulaması bekknen konuşmasından sonra partinin MHPismi ve eski amblemini alması delegelerin görüşüne sunulacak. Kapatılan MHP'nin son kongre delegelerideMÇP Kongresi'neşerefy konukla- olarak kaülacaklar. SamstınTûm Maliye-Sen açıldı v •ŞAMSUN (Cumhuriyet) - -Tüm Maliye-Sen Örgütlenme Sekreteri rlalim özpınar, "Bin bir ürlü vaaüe iküdara gelen SHP-DYP koalisyonunun şerçek yüzünü bir kez daha iördük. Kamuçalışanlan 'e tüm çalışan kesimleri igilendirenlLO »zleşmelerini dahi zar zor vleclis'ten geciren bir lükümet, biz çabşanlann :oruileiçhukukta lüzenlemeyi yapmakla da orumludur. Bu süreçten onradoğacaktüm >lumsuzluklann, cezalann, »skılann sorumlusu bizler »Imayacağız" dedi. Tüm vlaliye-Sen'in Samsul İl remsilciliği'nin açılışında (onuşan örgütlenme Sekreteri Halim özpınar, ionornik-demokraük alepleri aşağıdan yukanya ıır tarüşma süreci ile ülke »enelinde bütünleştirip iş- eren olan hükümetin münekoyduklannı, laklannı ahncaya dek yasal nücadelelerini ürdüreceklerini söyledi. Bakanlar Kurulu'nun toplantısmda Tansu Çiller ile Mehmet Moğultay tartıştı KoalisyondaSSK gergiııliği Tansu Çiller DOĞAN AKIN ANKARA-Bakanlar Kurulu. Devlct Bakanı- Tansu Çiller'in basında yer alan ve hükümeti eleştiren sözleri nede- niyle çıkan krizın ardı- ndan, SSK konusunda hükümet üyeleri arası- nda ycni bir tartışmaya sahne oldu. Çiller'in ku- rumdaki kaynak sı- kıntısının aşılması içın SSK primlerinin yük- sehilmesi ve taşınmaz- lann satılması önerileri- ne karşı çıkan Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Mehmet Moğultay, sos- yal yardım zamlannın genel bütçe öde- neklerinden karşılanmasını ısleyerek, "Niyebanabunokladaanlayışgöstcril- miyorT diye yakındı. Bakanlar Kurulu. dün gece Ba$ba- kan SûJevman Demirei başkan iığında yaklaşık 3 saat süren bir toplantı yaptı. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Akm Gönen'in açıklamasına göre, sos- ya! güvenlik kuruluşlannın sorunlan, süper emeklilerin kayıplannı gıderici çözüm önerilen, belediye gelirlerinin artınlması. İstanbulun yönetim sorun- lan, "padişah tapusu" uygulamasının düzenlenmesi konulannm ele alındığı ve gübreye destekleme uygulanmasının kararlaştınldığı toplantıda hükümetin. yönetim yapısında dcğişiklik yapmak ve personel rejimini yeniden düzenle- mek için TBMM'den yetki ıstemesi be- nimsendi ÇiUer'in, SSK bunalımını primlerin yükseltilmesi yoluyla aşma önerisine Moğultay karşı çıktı. Tartışmaya Başbakan Demirei müdahale ederek, "Aranızda anlaşın" dedi. Mehmet Moğultay Çiler-Moğultay tartışması SSK ve Bağ-Kur'un içinde bulunduğu sorunlara çözüm önerilerinın de görüşüldüğü torianlıda, SSK primlerindc yüzde 1 dolayında artış öneren Devlet Bakanı Çiller ile Çalışma Bakanı Moğultay arasında şu tartışma geçti. •'ÇİLLER: SSK'nın içine düştüğü sıkmlıyı gidermek için. primleri yüksel- telim. MOĞULTAY:Başka çözüm bu- lalım. bu olmaz. ÇİLLER: Pnmler yükseltilmezse. sıkıntıya düşcrsiniz. 10.4 trilyon liralık bir kaynak tahkim uygulaması çerçeve- sinde SSK'ya veriliyor. Geri kalan kay- nak gcrcksinımi için SSK"nın elinde bu- lunan çok sayıdaki mal satılsın. Aynca, SSKya ait gayrimenkul kiralan ıslah cdilsin. MOĞULTAY:Benim KİTlerden alacağım var, onlan istiyorum. ÇİLLERrOnlar, tahkim içinde zaten ödeniyor ve ödenmeye de devam ede- cek. MOĞULTAY: Sosyaj yardım zammı dünyamn her yerinde devlet tarafından odenir. Bu kamburu bizim sırtımızdan kaldınn. Sosyal yardım zammının yükü, önü- müzdeki yıl 3 misli olacak vc ıyicc öden- mez hale gelecek. Niye bana bu noktada anlayış göslerilmiyor?" Çillcr-Moğultay tartışmasının gide- rek gerginleşmesi üzerine, Başbakan Demirei araya gircrek, "Bu sorun önemli. Aranızda konuşun. halledin" dedi. Suriye'nin su tedirginliği Hükümet üyelerine Surivedeki te- maslan hakkında bilgi veren Başbakan. bu ülkede Türkiye'ye ilışkin olarak, "su tedirginliği" yaşandığına dikkat çekti. Demirei, "Su konusu bunlan lcdirgin ediyor. Büyük komşunun. diğer kom- şulannı tcdirgin etmesi doğaldır. Su, bi- zjmdir. Biz Türkiye olarak Suriye ile iyi komşuluk, dostluk ve işbirliği içinde ol- mak istiyoruz" içerikli bir değerlendir- me yaptı. Demirei, Türkiye'nin Irak'ta yaşanan olaylarla ilgili polilikasını eleştiren ANAP Genel Başkanı Ydmaz'ın açıkla- malanna da değine- rek, "Kendi yaptığınız işi, şimdi getirip önü- müze tam tersinden koyuyorsunuz. Her şey hukuk içinde yapılmıştır" diye ko- nuştu. Demirel'in TBMM Genel Kurulu'nda Yüce Divan'da yargı- lanmalan kararlaşlın- lan ANAP'lı Baymdırlık ve İskân eski bakanlan Safa Giray vc Cengiz Altı- nkaya'ya ilışkin gelış- melerin "abartıldığı" yönünde bir de- ğerlendirme yapuğı öğrenildi. Tanmsal destekleme politikalannın da ele alındığı loplantıda. Tanm ve Kö- yişleri Bakanı Necmettin Cevheri, güb- reye uygulanan destekleme konusun- daki önerilerini anlatlı. Geçen yıl gübre- ye hazine kaynaklı 2.3 trilyon liralık destek sağlandığmı anımsatan Ccvheri. bu yıl gübrede destekleme için 4.3 tril- yon liralık kaynak gerektiğini, eğer bu yapılmazsa gübre fiyatlanna yüzdc 150 ile yüzde 200 arasında zam yapı- lmasının kaçınılmaz olacağına işaret etti. Demircl de, Avnıpa'da heklar başına 500 kilo olan gübre kullanımmın Türki- ye'de 50 kiloya kadar düştüğünc işaret ederek, "Gübre için ne kadar para gere- kiyorsa, o bulunacak ve destekleme yapılacak" dedi. Cevheri, hububat alunlan için geçen yıl hazinedcn 600 milyar liralık kaynak alınmasına karşın, Türki cumhuriyetle- re 700 milyar lirayı aşkın hibede bulu- nulduğunu belirterek, bu konuda hazi- ne kaynağı kullanılmadığııu vurguladı. SHP'nin komisyonlarca hazırlanan ve eleştiriye açılan parti programı tartışılmaya başlandı 6 ok ilkelerine çağdaşrevizyoiılç Politika Senisi -SHP'nin komisyonlar tarafından hazır- lanan program taslağı tarüşma- ya acıldı Bilim adamlan, ya- zarlar, gazeteciler, sendika tem- silcileri ile genel merkez yöneti- cilerinin katıldığı toplanüda programın başlangıç kısmında "Atatûrk'ün admın" gecmeme- a' eleştirildi. The Marmara Oteü'nde dü- zenlenen toplantının açış ko- nuşmasını yapan SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardım- cısı Erdal İnonüprogram tasla- ğının çağın koşullanna uygun olarak hazırlandığını belirtti. Programlannın koalisyon pro- tokolüyle uygulanma şansı bul- duğuna dikkati çeken İnönü, "Hükümette olr amazın avan- tajlanndan ya ^rlanalım. Bir tecrübe bize bıiyük güç katar. tktidarda olmak bir fırsat. Programı yazıp uygulayabilir ve eksiklerini görürsünüz. Bu da yeni değişiklikler yapma şansını verir" dedi. SHP'nin canlı bir parti oldu- ğunu ifade eden İnönü, sosyal demokrasinin bugünün ve gele- ceğin en önemli siyasi akımı ol- İnömi taslağın çağın koşullanna uygun olarak hazırlandığını söyledi. (İBRAHİM GÜNEL) duğunu söyledi. İnönü "Sosyal nin tek başına ıktidar olmadığı dedi. İnönü. daha sonra Irak eleştirilerine de değinen İnönü, "Bugün geldimiz yeri beğenme- yebiliriz. Tabii beğenmiyoruz. Ama gideceğimiz ycr yukan çıkmak. Aşağıya gidilmez. Biz buraya, çok uğraşarak geldik" demokrat fikirlerin sağdaki partiler tarafından kullanılma- sı, bizı gocundurmasın. BÜ bi- zim haklılıgımıa göstenyor. Ama onu en iyi biz söyleriz" di- ye konuştu. Parti içinde SHP'- olayı ile ilgili kendisine yönelti- len eleştirilere değindi. Kendisi ivin "Muhalefetteyken Sad- damcıydı, şimdi Amerikancı" denildiğini haürlalarak şunlan söyledi: Günde 20 bin kişi, işlerini çözümletebilmek amacıyla TBMM'ye geliyor Meclis soru^ nıilletvekilleri iş takibiyorgunu TUNCAYÖZKAN ANKARA -TBMM, günde 20 bin ziyaretçisinin iş baskısı, yazılı ve sözlü sonı önergeleri ne- deniyle, cal^malannda önemli Sikıntdar yaşıyor. Günde ortala- ma 20 bin \atandas. Meclis ka- pısında, işini yaptıracağı millet- vekilini beklerken, TBMM çalı- şma saatlerinin büyük bir bö- lümü de her yü en az 4 bini bulan yazılı ve sözlü soru önergelerine harcanıyor. Bazı miUetvekiUeri, devamsulıklannı gidermek için her yü olduğu gibi bu yasama dö- neminde de rapor alabiune tela- şında. Bazı miUervekillerinin 100 iş güniine varan raporlarla, de- vamsızlıklarını kapatmaya ça- Itştıklan belirtiliyor. MilletvekiUeri, Meclisdevam- sıziığı konusunda öncelikle seç- menlerin iş baskısmdan yaknu- yor. Meclisin 1983den bu yana yasama faaliyetleri, devamsızlık nedeniyle bu yasama yüında ol- duğu kadar aksamadı. 17. (1983-1987) ve 18. dönemde mu- nalefet engeUemesiyle karşı- laşan iktidar, 19. dönemde kendi parlamenterlerini Meclis'e getir- mekte büyük zorluk çekiyor. 17. dönemde Meclis'e sumılan 320 yasa tasarıstndan 259'u yasa- laşırken, 211 kanun hükmünde kararnameden 144'ü yasa oldu. MiUervekillerinin Meclis'e sun- dukları 485 yasa teklifînden de 130'u yasallaştı. 18. dönemde parlamentoya sunulan 369 yasa tasansmdan 259'u yasa ohırken, 275 kanun hükmünde karar- nameden ancak 77'si yasalaştı. 590 yasa teklifînden de 100'ü Meclis tarafından yasa haline dönüştürüldü. ANAP iktidannın ardından kurulan koalisyon hükümeti, 19. dönem çaltşmaları içinde 1.5 yıl süresince, Meclis'e 231 yasa ta- sarısı gönderdi. Bunlardan yalıuzca 70 tanesi yasa olabiidi. KONUK YAZAR GÜNEŞGÜRSELER 18. Dönem MUktvekiti TBMM Çaîışmıyor mu? H er yasama döneminde olduğu gibi bugunlerde de TBMM'nin çalışmaları ve milletvekillerinin devamsızlığı toplumumuzun gündemine geldi. Aynı soru tek- rar soruluyor: TBMM neden çaîışmıyor? Gerçekten, TBMM çaîışmıyor mu? Bu sorunun yanıtı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden hangi tür bir çalışma beklediği- mize bağlı. Beklenilen çalışma dadoğal olarak yasama çalışması. Bu anlamda, TBMM yasa- ma çalışmasını yapıyor. Batı'daki parlamento- larla karışlaştırdığtmızda en çok yasa koyan, en çok toplanan parlamento- ların başınida bizim parlamen- tomuz geliyor Sorun TBMM'- nin toplanmasında, yasa koy- masında değil. Sorun toplumu- muzdaki çifte standartta. TBMM'den yasa koymasını, milletvekilinden ise iş takip et- mesini bekliyoruz. Aslında sorun her yasama döneminde tekrarlanan, fakat çözumü için gayret gösterilme- yen ülkesel bir sorunumuz. Türkiye'nin her yıl artanışsizsayısı.kamukesimininhâlâengüven- celi istihdam ortamı olarak görülmesi, merkez- den yönetim anlayışının hâlâ değiştirilemeyişi, bir yardımcı hizmetli atamasının dahi Ankara'- da yapılıyor olması, sorunlu her vatandaştn soluğu Ankara'da ve ilinin milletvekilinin yanı- nda almasına yol açıyor. Son günlerde yapılan açıklamalar, günde ortalama 20 bin vatandaşımızın TBMM'yi ziya- ret ettiğini ortaya koyuyor. Bu yaklaşık olarak bir milletvekilinin günde 50 ziyaretçi kabul etti- ğini gösterir. Bu ziyaretçiler arasında çocuğu- na iş arayandan girdiği sınavda yardım isteye- ne, çalıştığı yerden bir başka yere atanmak isteyen memurdan atamasının durdurulmasını isteyene. öğrenci yurduna yerleştirilmede ön- celik tanınmasını isteyen öğrenciden para bul- mak için koşturan belediye başkanına kadar herkes var. MilletvekiUeri her gün bu yoğun ziyaretçi akınını yaşıyor. Aynca da yaşamak zorunda. Istenildıği kadar TBMM'ye ziyaretçi alınmama Meclis'te bir milletvekiline günde 50 ziyaretçi düşüyor. yoluna gidilsin ya da başka önlemler uygu- lansın, hıçbir mılletvekilı Ankara'ya geldiğini öğrendiği hemşerisinı, seçmenini, partilisini kabul etmekten kaçınamaz Çünkü, Türkiye'de politika bu ilişkinin üstüne kurulmuştur Sorun- lar Ankara'da çözülmektedir ve Ankara'da bu işi yapacak olan da milletvekilidir Parlamentonun bugünkü işleyiş şekli, nasıl görkemli binasında insanlar kaybolursa millet- vekilini de olabildiğince etkisiz bırakmaktadır Milletvekilinin en etkin oiduğu aşama komis- yon toplantılarıdır. Genel kurul toplantılarında milletvekillerinin çok az bir bolümü etkin ola- bilmekte, büyük bir bolüm sadece oy vermek- tedir. Aynca basınımızda ve top- lumumuzda kolaycı bir genel le- me anlayısı geçerli olduğu için yasama çalışmalarına katılan, bu alanda etkin olan rnilletvekilleri öne çıkarılıp tanıtılmamaktadır. Böyle olunca milletvekili seçim bölgesiyle ilişkisini kesmemek için seçmenin kişisel sorunlarını takip etmeyi önemsemektedir Sorunun çözümü TBMM Içtü- zuğü'nden başlayarak köklu de- ğişiklıkleri gerektirmektedir. Çözüm için; -Sürdurülen idari reform çalışmaları sonuç- landınlarak merkezin yetkilileri illere dağıtı- Imalıdır. -TBMM komisyonlarının uye sayıları arttırı- Imalı, milletvekillerinin katkılarını rahatlıkla ko- yabilecekleri bir çalışma suresi belirlenmelı- dir. -Genel kurul çalışmalarında rnilletvekilleri aktif hale getirilmeli, daha çok milletvekilinin katkısını koyması sağlanmalıdır -Sözlü soru uygulaması aylar. hatta bazen yıllar önce sorulmuş sorunun yanıtlanması şeklinde değil, Batı parlamentolarında olduğu gibi aynı oturumda sorulan sorunun yanıtlan- ması şeklinde olmalıdır -Parlamento göruşmelerinın televizyondan daha geniş yayımlanması sağlanmalıdır. -Milletvekillerıne sürekli toplumun gün- demınde kalan yüksek maas vermek yerine, seçim bölgesiyle ilişkisini kolaylaştıracak, par- lamentoda etkinliğini sağlayacak olanaklar tanınmalıdır. "Uçaklann İncirUk'ten kalk- ması Körfez Savaşı sırasında başlamışür. Hala devam edi- yor. Bu anlamda yeni bir şey yok. Biz Irak'ın bir an önce dünyayla banş yapmasını isti- yoruz. Irak ın parçalanmasını istcmiyoruz. Beş yüz bin kişinin yeniden sınırlanmıza gelmesini istemiyoruz. Muhalefet lıderle- ri benım, zamarunda Saddama söyledığjm sözleri kürsüden ba- na okuyorlar. Ne güzcl söyle- mişim. O zaman Saddam'a ne söylediysem aynısını iki gün önce, Irak büyükelçisine söyle- dim. Saddam'a 'Kuveyt'ten çı- kın' dedim. Büyükelçiye 'Füze- leri çekin' dedim. İkisi de banş için. O nedenle bu eteştirileri ço- cukça demeyeyim de akıl dışı buluyorum. Biz zamarunda hu- zur harekaüna karşı cıkmıştık. O zaman bizi dinleselerdı, bu sorun olmazdı." Huzur harckatının gerekli ol- duğunu savunan İnönü, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Eski fıkirlerime aykın bir şey yapmıyorum. Yapacağımız şey kolay anlaşılsın diye yanlış bir şey yapamayız. Biz SHP olarak muhalefetteyken söyle- diklerimizi yapıyoruz. O zaman sözümüzü dinlemedikleri için bazı zorluklar var. Onlan da aşıyoruz. Çözüm bulununcaya kadar sorumluğumuzu yerine getirmeliyiz. 'İncirlikten kalkan uçaklar Irak'ı bombalıyor' sö- zünü kabul etmiyorum. Böyle bir şey yok." İnönü'nün konuşmasından sonra program taslağını oluştu- ran komisyonda görev alan MYK üyesi Prof. Tevfik Çav- dar çahşmalan konusunda bilgi verdi. Daha sonra toplanüya katılan bilim adamlan, gazete- ciler, yazarlar, sendika temsici- leri tasakla ilgili görüşlerinı açı- kladılar. Taslağa eleştiriler İlk eleştiriyi getiren Prof. Toktamtş Ateş programda Ata- türk'ün adından söz edilmeme- sini eleştirdi. Ateş "Atatûrk'ün kurmuş olduğu bir partinin de- vamı olduğunu ıddia eden bir partinin, programında Atatürk adından özenlc kaçınmak isten- mesinin nedenini anlamak mümkün değildir" dedi. Ateş, taslakta uslup ve ifade farklılık- lannın yer aldığına dikkat çeke- rek. son derece dağınık ve belir- siz bir biçimde yazıldığım öne sürdü. Ateş'in konuşmasından sonra söz alan İnönü, "Ata- türk'ün adını anmamak için özen göstermiş değiliz" dedi. Programın başlangıç kısmı- nın yeniden yazılması gerektiği- ni savunan Alev Çoşkun da 6 ilke üzerinde durdu. Atatürk'- ün adının yer almamasını eleşti- ren Çoşkun, cumhuriyetçilik tanımının demokrasiyte bağ- lantılı yapılması gerektiğini sa- vundu. Çoşkun, "Daha kısa bir programla halkın karşısına gkmak, ama 6 ilkeyi yeniden yorumlarken 'Programı kısa tulalım' diye çarpuk çurpuk yazmayalım" dedi. Programın giriş bölümünün ittihatçı şekilde kalcme alındığı- nı savunan İcen Börtücene de SHP'nin biraz içine kapanık ol-. duğunu söyledi. POIJIİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Fethiye'de Dayak, Denizli'de Gazete.. . Fethiye Anadolu Turizm Meslek Lisesi'nde yoklama fişlerinin kaybolması üzerine öğrenciler sıra dayağın- dan geçiriliyor... Ne demişler? "Dayak cennetten çıkma..." Okul yöneticileri yoklama fişlerini bulamayınca öğ- rencileri toplayıp soruyorlar: "Fişleri kim yok etti?" öğrenciler şaşkın. Birbirlerinin yüzlerine bakıyorlar. Yöneticiler ise kızgın, öğrencileri sıkıştırıyorlar: "Fişleri ortaya çıkarın hemen. Yoksa biz buluruz..." Nasıl bulacaklar? Elbet dayak atarak... Kızılcık sopasıyla mı, yoksa kara çam sopasıyla mı orası belli değil. Altı öğrenci bir güzel dövülüyor. Okul Müdürü Selami Karadeli, Fethiye muhabirimizin sorusuna ise şu yanıtı veriyor: "Bugün poliste de bazı suçlular sorunca cevap vermi- yor. Sıkıştırmazsanız nasıl gerçeği bulacaksınız. Başka yöntem varsa söyleyin..." Şimdi ne yapacaksınız9 Okul müdürü okulu karakol sanıyor öğrenciler suçlu, okul yöneticileri de polis olunca durum elbet değişiyor. Demek ki CMUK salt poliste değil, bundan böyle okul- larda da geçerli olmalı... Dayak olayı Fethiye'de tepkiyle karşılanırken arkada- şımız Erdal Orhon olayın geiişimini şöyle aktarıyor: "19 ocak tarihinde 2. devre B sınıfında yoklama fişi kayboldu. Bunun üzerine müdür yardımcısı Alim Yörük sınıfa gelerek fişin nasıl kaybolduğunu sordu. Yanıt a/a- maması üzerine sınıf sıra dayağından geçirildi. Daha sonra öğrencilere Sizce bu fişleri kim çalabilir', 'Bu calı- nan fişin resmi evrak olduğunu ve kaybolmasının suc olduğunu biliyor musunuz' sorulan yöneltilip yanıtlar yazılı olarak öğrencilerden alındı. Daha sonra belirle- nen 6 şüpheli' öğrenci müdür yardımcısının odasına götürüldü." ••• Fethiyede öğrenciler yöneticilerden dayak yerken, Denizli'nin Kayabaşı köyü ilkokulu öğrencileri öğret- menleriyle birlikte polisçe engellenen gazetelerini yeni- den çıkardılar... Gazetenin ikinci sayısında "Ağacı yaşken kesemedi- ler" başlıklı bir haber hayii ilgi çekici geldi bize... Birlikte okuyalım: "Bu gazeteyi hiç kimse duymadan, görmeden oku- madan kapatmak, meyve veren ağacı taşlamakla kal- mayıp, kesmek istediler. Bizler gizlice cezalandınlmak istendik. Nedeni, polis amcalarımız bizden korkmuşlar. Bizden kimsenin korkmasına gerek yok. Çünkü biz ne sağcıyız ne solcuyuz, ne de karanlık ellerin maşasıyız. Biz sadece Atatürkçüyüz. Bizim sesimiz kısılamaz. Biz, özgür düşünceli Atatûrk'ün evlatlarıyız. Atatürk, bu va- tan için ömrünü adamışsa, Ey Türk gençliği, birinci va- zifen, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar savunmak ve korumaktır' demişse, ilke ve dev- rftnleri de dahil her şeyi bize emanet etmişse, biz de se- simizi sonuna kadar duyuracağız." Denizli'nin Kayabaşı köyü ilkokulu öğretmenleri ve öğrencileri tüm engelleri aşıp gazetelerini yayımlamay* sürdürmeye kararlt... Çeşitli yörelerden kutlama telgrafı alan öğretmen ve öğrencilere şöyle sesleniliyor: "Gazetenize abone olmak istiyoruz..." öğretmen ve öğrenciler diyor ki: "Türkiye 'de artık eğitim adına bazı şeyleri değiştirme- nin zamanı geldi. Biz sınıflarda kara tahtayı kırdık. Çün- kü ben, sen, o, biz, siz, onlar oturduğu sürece bir yere varamayız..." Evet var mısınız Kayabaşı köyü ilkokulu öğrencilerinin "Kayabaşı'nın Sesi" gazetesini desteklemeye... Eğer varsanız, abone olun... Yrimaz,tiyatro sanatçıs ı Seden KızıltunçİB tokalaşarak" par- tinıize boş geldiniz" dedi. (AA) Aııamuhalefete 450yeni tç Politika Senisi -Çeşitli meslek kuruluşlanndan 450 kişi dün ANAP'a üye oldu. ANAP Genel Başkam Mesut Yılmaz törende yaptığı konuş- mada Türkiye'nin kaderini ve gidişıni dcğiştirecek tek parti- nin kendi partileri olduğunu belirterek, ülkede siyaset anla- yışmın da kökünden değiştir- mek gerektiğini söyledi. ANAP İstanbul İl Merkezf- nde düzenenen törende konu- şan Yılmaz. partisi ile öteki partiler arasında fark bulun- duğunu belirterek, "Bunlann başında siyasette dürüstükten aynlmamak prensibi geliyor"- dedi. "Biz Türkiye'nin gelece- ğinin partisiyiz. Yannlann partisiyiz" diye konuşan Yıl- maz, düşünce özgürlüğünün önüne set çeken pek çok ka- nun maddesinin kendi iktidar- lan döneminde yürürlükten kaldınldığını kaydetti. Yılmaz "Türkiye'nin kaderini gidişini değiştirecek ANAP'tır" dedi. ANAP İstanbul İl Başkanı Erdal Aksoy'da katılımlarla kenttc partiye kayıtlı üye sayı- sının 150 bine uaştığmı, bu sa- yının yakında 500 bine varaca- ğını söyledi. Daha sonra çeşitli meslek kuruuşlanna mensup 450 işinin partiye kayıtlan gcr- çekleştiridi. Yılmaz, fulbolcu Büyük Şenol ile Sanatçı Seden Kızıllunç'a partinin rozctlerini uye kendi eliye takü. ANAP'a üye olanlardan bazılannın isimlen şöyle: TCDD ve TEK eski Genel Müdürü Birkan Erdal, Maliyc ve Gümrük Bakanlığı eski müsteşan Gültekin Özdemir, Emekli Koramiral Fuat Uğur, ses sanatçısı Nihal Arda, Pep- si- Tamek'in ortaklanndan Süreyya Kakkı Sipahioğlu, Kale Grubu'ndan Zeki Bodur, Avukat Emd Köker, Boksör Mrfımet Demirkaya, İç MG emil Reşit Cndüz.Beşiktaşlı İşadamlan Derneği Başkanı Aslan Balcı, Emekli Amiral Kani Kanbak, emekli Deniz Binbaşısı Seval Erdok, modası Kerim Kerimol, İmpeks Bank Genel Müdür Yardımcısı Ni- gün Çeliksoy, Halkla ilişkıler uzmanı Hale Dicle. Number One FM Genel Müdürü Ercan Erdem. Törenden sonra il merkezin- de bir basın topantısı düzenle- yen Mesut Yılmaz basın men- suplannın sorulannı yanıtladı. Yılmaz gazetecilerin ANAP'h iki eski bakanın Yüce Divan'a sevkedilmesi konusundaki sorusuna karşılık "İki değerli arkadaşımızın Meclis çoğıın- luğu ile Yüce Divan'a sevk cdilmiş olmalan bizim için ne kadar üzüntü verici olsa da ak- lamak imkanı verecegi için memnunum"dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear