22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24OCAK1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Etike'nin rosimleri • Kiiitür Servisi - Abdi İpekçı Deneme Yanşması ödülü de bulunan ressam Serap Etıke. Ankara Gar Sanat Galensf nde birresim sergisiaçtı.G.Ü Mesleki Eğıtım Fakültesı öğretim görevlısi olan Etıke"nin resimleri. yağlıboya, guvaş ve desenlerden oluşuyor Bıreysellığını. duygu ve duşünceevreninı dışavurmada fov anlatımı yeğleyen sanatçı. 'Ressam ve emokrasi' adlı şıın ıle ^anatına bakışını dıle geünyor: •"Karşıtlan sevenm Karşıt renkleri kullanınm resımlenmde Karşıtlann olduğuyerde Demokrasi vardır Benim resimlerimde Demokrasi vardır'" ASM kapandı • ANKARA(ANKA)- Ankara, bır sanat merkezıni dahayitirdi Ankara Sanat Merkezi, Ankara Oyuncular Bırliğı Tiyatrosu'nun sunduğu 'Sığıntılar' oyunu üe sona erdi. Ankara Oyuncular Bırliğı TıyatrosıTnun sanat merkezinın kapatılmasını protesto amacıyla sahneye koyduklan oyunda Mert Egemen. Yücel Kalabakh. Nebil Sayın. Ece Önder, Ahmet Bilgin ve Birser Bilgin rol alıyor. Tıy atro. salon bulana dek "Sığıntılar' ıle bırlikte Erbil Tuşalp'ın "12 Eylül'de Neredeydin?" oyununu Anadolu'da çıkacaklan turnede sahneleyecek. Fransızlardan lans gösterisi • İZMİR(AA) - Fransızlann ünlü dans topluluğu "Plaızir DOffir".' Kentten Kente' adını verdıklen çağdaş dans gösterisinı yann akşam İzmır Devlet Opera ve Balesi'nde sunacak. Gösterinın kore grafısını. Michel Kelemenis yaprruş. 'Kentten Kente', dünyadakı sekiz büyük liman kentinden derlenmiş bir repertuan ıçenyor Gösterideki ışık, ses ve giysı dılının anlatımı, seyahat etme ve iletişim kurma arzusunu ifade ediyor. Bale tutkunlan için kaçınlmaz bır fırsat olarak nıtelenen gösteriyı. Fransız S f i y f c k gerçekleştıriyor. İki yeni çocuk kitabı • ANKARA(AA)-Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlan, Nevzat Erkmen'in 'Arsadakı Çadır". MehmetGüler'in "BalonlarGökyüzünün Olsun' adlı yapıtlannı yayımladı. Nevzat Erkmen'ın'Arsadaki Çadır" adlı kitabı İş Bankası Kültur Yayınlan Çocuk Dizisi'nin 50 kitabı olarak yayımlandı. 117 sayfadan oluşan kıtapta 54 öy kü yer alıy or. Mehmet GülerınBalonlar Göky uzünün Olsun" adlı kitabı İş Bankası Kültür Yaunlan'nın 51. kitabı olarak basıldı. 101 sayfadan oluşan kitapta 13öykü\er alıyor. Yenisey yazıtları • ANKARA(AA)- Doç. Dr. Osman Fıkri Sertkaya. Türk E>il Kurumu'nda verdiği "Güney Sibırya da Bulunan Yenisey Yazıtlan" konulu konferansta. Günev Sıbırva'dayaptığıçalışmalan dıa gösterisi eşliğınde sundu. Sertkaya. "Yenisey yaznlannı Rus araştırmaalarla yeniden yorumladık. Kayabaşı külhyesinde Moğol. Göktürk. Çin yazıtlannı inceledik. Bu k'itabeleri Rus araştırmaalarla külliye halınde yeniden yorumlamak istıyoruz"'dedı. Sertkaya. Göktürk kıtabeleri çevresınde gördüğü heykellerden de soz ederek. "Türk kültüründe heykel olmadığıru söyleyenler yanıhyor. Zira Türk külturünde heykel var. Bunun bırçok örneğını gördük Ancak bu he> keller Yunan heykelleri gıbı özenılerek yapılmamış. Bunlar sadece kaba hatlan bellı olan hey keller" diye onuşıu. Bosnayararına oyun • ANKARA(AA) - Ankara Devlet Opera ve Balesi. bu hafta sahneleyeceği iki oyunu Bosna-Hersek yaranna oyna>acak. Devlet Opera ve Balesi yetkililerinden alınan bilgıye göre Ankara Devlet Opera ve Balesi sahneleyeceği 'Öylesine Bir Dınleti' ve "Damdakı Kemancı' adlı iki temsilinin gelinni Bosna-Hersek halkınaverecek. Günlük yaşamımızdaki cinselliği,eşcinselliği ve cinselşiddeti yorumlayan sanatyapıtlanüzerine ikte medyaya karşı sanatBERAL MADRA Elektronik resim selı cinsel- lıkle ilgili bütün yasaklara mey- dan okurken. 20.yy. boyunca cınsellıği ırdeleyen ve yapıldık- ları dönemlerde toplumlann sert tepkıleriyle karşılaşan sa- nat yapıtlannın bugünkü du- rumlannı düşünüyor musu- nuz? Şo> le bir gözden geçirelim örnekleri .. Touluose Lautrec'in açık sa- çık Moulin Rouge kızlan ( İ89O'lar), Pıcasso'nun "Avıg- nonlu Kızlar"ı (1907) bugün bı- zim için sıradan olan konular tutucu Avrupa burjuvazısinın yüzüne çarpıyordu. Cinsellik irdelemeleri Marcel Duchamp'ın "Çeş- me", "Şışe AskıhğY" gibı, ıkı hazır nesnesının ıçerdığı an- lamlar ırdelendiğinde, derin bır cınsellık araştırması ortaya çıkıyordu. Çeşme, içbükey biçı- mı ile bir vajina ya da döl yatağı: şışe askıhğı. üstündeki çıkıntı- larla modern bir fallustu. Bu iki yapıt, sanat anlayışına getirdiği "sil baştan"alıkla öylesine tep- ki aldıki, 1960'a kadar bu yapıt- lann varlığından söz edilmedı! Freud'ün bilinçaltı araştır- malannın etkisiyle cinsellik iko- nografisinin geniş açılımlara girdiği akımlar olan Gerçeküs- lücülük ve Dada'daki ömekler sayısızdır. Max Ernst. Francis Pıcabia ve Magntte'ın resımle- nndeki cinsellik ırdelemelen. günümüze değin sayısız sa- natçının bilerek ya da bilmeye- rek kullandığı. bınlerce kez yı- nelenmiş ana örneklerdır. AIDS'in habercisi Sanat ve yaşamın birleşmesi aşaması olan Pop- Art ve Yenı Gerçekçilik'te sanatçı, cınsellıği tüketim ekonomisinin öngor- düğü bütün biçimleriyle kul- landı. toplumun yenilık arayışı içindeki dovumsuzluğunun önüne atılan bir pazar malı ol- duğunu ileri süren bu akımlar- daki cinsellik alegorilen de ana- örneklerden türetılerek günü- müze değin sanat yapıtlannda bol bol yinelenmektedir. 80"Ii yıllann resim patlaması ıçınde "cinsellik" baş köşeye oturdu; sanatçılar. kişisel cınsel deneyimlerini ve öykülerine re- simlenyle açıklamakla, top- lumsal yaşamın ikinci yüzünün açıkça tartışılmasını ıstıyor- lardı. Özellikle eşcinselliğın ve cin- sel şiddetin irdelendiği resimler. aynı zamanda AIDS felaketı- nın de habercısıvdiler. 80"lı yıllann sonunda ABD'de Jeff Koons. Ciccıolina ile cinsel ıliş- kisini bütün aynntılanyla, medyalar yoluyla ve kıtsch mega- heykellerle küresel ızleyi- cinin önüne çıkardı; elektronık medyalardakı hiper cinsellikle başa çıkmavı amaçlayan ama boşa giden bır çabaydı. bu ! Zararsız çıplak kadınlar Bızde. sanatta cinsellik sor- gulaması vakın zamana kadar öneçıkmadı. Post- empresyonıst ve post- ekspresyonıst çıplak kadın re- simlerinın çoğu ressamlann atölyelerinde saklandı. Aynca- lıklı bir azınhk için çok heyecan vericı olan bu "geleneğe aykın" resimler. çıplak kadın kartpos- tallannı kolaylıkla elde edebi- len geniş kitle için "uygun" de- ğildi ! Oysa, örneğin Namık Ismail ve Ibrahim Çallı'nın çıp- laklan bir cinsellik irdelemes'i değil. geleneksel bır konunun ışlenmesidır. Ne ki. yüzyılın ilk yansında yapılan "zararsız" çıplak kadın resımlen. bugünkü resim alıcısının da gözdesidir. 6O'lı ve 70'li yıllarda da sana- ta egemen olan soyut ekspres- yonizm ve eleştirel gerçcklik ıçınde cınselliğe pek sıra gelme- di. Bedri Rahmı Eyüboğîu cın- selhği, şıir- desen birlıktelığinde sundu. Alegorik ve simgesel Yüksel Arslan cinselliğin görsel dilbılgısıni oluşturan ıl- lüstrasyonlannı Pans'te sür- dürdü. Gürdal Duvar'ın 1973'- le yaptığı ve ortadan kaldınlan ekspresyonist çıplak kadın hey- kelı de hala saklanıyor. 70'li yıllann ortasından sonra Cıhat Burak, Burhan Uygur, Komet, Alaatin Aksoy, Meh- met Güleryüz'ün resimlerinde alegon ve simgesel anlamda cınsellik öğeleri ve anlatımlan, Nur Koçak'ın foto- gerçekçi re- simlerinde tüketim kapsamın- da feliş-kadın imgeleri izlendi. 1983'ten başlayarak, kişisel manifesto, kimlik sorgulaması ve bir kuşağın yaklaşımı içinde, Bedri Baykam hemen tüm ser- gilennde cınsellıği, gözüpek bir atılımla irdeledı. Fallus ve vajina yorumu Mustafa Ata, Hale Arpacı- oğlu, Fuat Acaroğlu. Arzu Ba- şaran. Emre Zeytinoğlu, Murat Morova, F.Tülin Öztürk gibi sanatçılann resimlerinde alego- rik fıgürler olarak Ömer Uluç, Kemal Önsoy ve Mithat Şen'in resimlerinde soyut ve simgesel olarak yer aldı, cinsellik. 1992'- de Hale Tenger ve Arzu Başa- ran fallus ve vajina yorumlany- la. Paul Mc Millan ve İsmet Doğan da "Mapplethorpe" türü fotoğraf düzenlemeleriyle konuyu gündemde tutmaya çalıştılar. Cinsel şiddet çılgınlığı Kıtlenın ilgisını sonuna dek sömüren filmler. televizyonlar ve basılı medyalar cinselliği, eş- cinselliği, cinsel şıddeu günlük yaşantımız içinde bir hıper- ger- çeğe dönüştürdü. Bu hiper- gerçeği ırdelemeye çalışan, modern- post- modern yorum yöntemlerini kullanan sanat yapıtlannın , elektronik resim seli ve medya boyutunda- ki cinsellik. eşcinsellik ve cinsel şiddet çılgınlığıyla başedeme- me, bunlara yenik düşme sakın- casıyla karşı karşı olduklannı, geçmışteki gibi bir tepki ve ılgi odağı olamayacaklannı, olsa olsa neo-konservatist çevreler- den tepki alabileceklerini. ister istemez düşünmemiz gerekiyor. Londra'da bir Türk oyunu Kültür Servisi- Arukat Eşber VağmnrdereK'nin cezae^imleyliren kaletne aldığı "Vior Masanın Sor- gucusu' adlı tiyatro oyıınu, önü- müzdcki sezon I ondra'da "Cros- sng EJoundarics"(Sınırlan Aş- mak) adı>la sahneiecek. İngihere Pen Kulübü Sekreteri Mand> Garner tarafından açıklanan ha- berde. L luslararası Çağdaş Sa- natlar Kunmu'nun (Intitute of Contemperary Arts, ICA) oyunun sahneye konmasını üstk'ndiğini açıklandı. Yağmurdereli'niıı "Mor Masanm Sorgucusu" oyunu bir si- yasi sanığın polis tarafından sor- gulanmasını alaycı bir dille anlatı- yor. O>un, özellikle '68 sonrası yükselen siyasi gösterikrdeıı ke- sitler sunarak başlıvor >e son yir- mi vılın bir tarihsel dökümünü yapıyor. Avukat \ azar Eşber Yağ- murdereli. pasaportla ilgili başvu- rusu bir vıldan bu \ana cevap- landırılmadığı için, yurtdışuıa çt- kamıv or ve oyunun sahne çabşma- larına katılamıvor. Yücel Erten: Merkeziyetçi yönetimden vazgsçilmeli ANKARA(AA) -Devlet Ti- yatrolan Genel Müdürü Yü- cel Erten. Devlet Tiyatro- lan'nda yapısal bır değişikli- ğe gerek duyulduğunu belir- terek. "Türkiye'nin kültür ve sanat mozaığinı Ankara'dan belirleyemezsınız ve yönete- mezsınız. Merkeayetçı yöne- timden bir an önce vazgeçıl- melidir" dedı. Erten, son yıllarda tiyatro izleyıcisının de dahil olduğu topluluğun, medyanın ucuz ve kolay eğlencesine kapıl- dığını kaydetti. Devlet Tiyatrolan'nın uzun yıllardır büyük bir emek so- nucunda kazandığı izleyicisini medyaya kaptırdığnı belirten Erten. "Bir yandan yıllar bo- yunca emekle yetişüribnış izleyici medyanın etkiieri ile ucuz. kolay ve yüzeysel bir alanla karşı karşıyadır. Kültür ve sanat alanında bir çölleşme var. Bu aşamada tiyatroyu yeniden canlandır- mak için yapıt çeşitliliğine ve izleyicinin beklentılerine yanıt vermek zorundayız." DT Genel Müdürü Erten, tiyatrolann repertuannda si- yasi bir otoritenin doğrudan müdahalesinın olamaya- cağıru savunarak, "Siyasi de- ğışiklikler sanıldığı oranda re- pertuara etkı etmemiştir An- cak böyle bir seçim yöneticile- rin siyasi otoriteye sempatık görünmek için kendi tasarruf- lanndan kaynaklanmış olabi- lır" diye konuştu. Yücel Erten. 1993-94 tiyat- ro sezonu repertuannda iç ve dış dünyada önem kazanan ve Türkiye'yı yakından ilgılendı- ren olaylara paralel olarak hazırlanan oyunlann izleyici- ye sunulacağını anlattı. Erten, ilk etapta Bosna- Hersek, ırkçılık konulannın ele alındığı oyunlann sahnele- neceğini ve yurtdışı turnelerde de göstenleceğini belırtti. Oktay Anılanmert'in'sergisi Galeri Baldem'de Tuvalde bedenin dili Oktay Amlanmert'in 'tdeaJ'i arayanlar1 tsimli çahşması. KültürServisi -Beyazın ve eylemin hakimiyetinde- ki resmler... Okta> Anüanmert. Galeri Baldem'de 16 şubata dek sergilenen resimleri\ le yeni bir döneme adun ar> >or. Önceki vıllarda "Beslenme", "Gelecek ile' Gezinti" gibi baş- lıklar altında sergjler açan sa- natçı, bu kez cinselliktcn anndır- dığı ikili figürleriyle farklı bir serüvene şirişiyor. Bu resımlenk. beyaz üstünde gittikçe aklaşan, birbirine kan- şan, kavnaşan figürler zaman za- man birbirlerini taşıyor, yönleDdi- riyor.süriilüvor. tlk anda göze çarpan bu eylem- ler her izlevicinin kendisine göre algıla> acağı mesajlarla yüklü... Sanatçının resimlerindeki ikili fi- gür kompozisyonlannda, 'iyi- kötü", "ters-döz". "dunnak-hare- ket etmek" gibi karşıtlara ilişkin ipuclan yakala- mak raümkün. Resimlere hükmeden bevazlık ise zıtlıklann üret- tiği e\lemleri derinleştiriyor. sonsuzluğa taşıyor. Sanatçının her bir resmi bir eylemi simgeliyor; yapılması istenen ya da zorla yaptınlan eylemleri... "Ak Üstünde Ak Çıplaklar", "İdeale Yokuluk", "IdeaM Arayanlar", "Acele Taşınma", "Zaman İçinde Umutlu Koşu" gibi adlar taşıyan bu resünler- de kesinleşnuş çizgiler, belirgin yüzler aramamak gerek. Anılanmert, dikkat cekmek istediği noktaiarda voğunlaştırıyor çizgisini... Sanatçının her bir resmi bir eylemi simgeliyor; yapdmasi is- tenen ya da zorla yaptınlan eylem- leri... Ba sergisinde "taşıraa-sırtlama" eylemi etrafında anlatımını zengin- leştiren Oktay Anılanmert yıkan. ezeıı, yönlendiren bir güçe karşı di- renme eğilürande...Sık sık baş- kaldıran, ancak engellenemeyen sürükleniş bu resimlerüı >urucu un- suru. Aynı zamanda tiyatroyla da çok y akından ilgilenen, pandomimi bir anlatım aracı olarak ele alan Oktay Anılanmert, gecmiş yıllarda iki ayn dönemde akademide mim riy atrosu kurmuş- ru. Tiyatroda sectiği ktsa »e öz anlatım yohmu res- minde de kullanan sanatçıya göre,u Mün de tüm re- sûnsel ögeleri içeriyor." Istanbul Şehir Tiyatrolan, 'Evita'müzikalini Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda sahneliyor ANIL AL 'Evita' tam dört yıl sonra ye- niden İstanbul'da sahneleniyor. 1989'da İstanbul Şehir Tiyatro- lan tarafından sadece bir ay sü- resince dört ayn Evita ile sahne- lenen ünlü müzikalde bu kez iki 'Evita' oynuyor. Yıllar sonra sahnelenecek salon bulan 'Evi- ta'yı yine Kenneth Urmstone yönetiyor. 1979'dan bu yana dünyanın çok çeşitlı yerlerinde farkh top- luluklarla çahştığmı. 30"dan fazla Evita'yı yönettığini söyle- yen Urmstone. "Türkiye'deki Evita da sahnelenmeye başla- yınca dünyanın tam dört farklı yöresınde benim yönetüğim Evitalar sahneleniyor olacak" diyor. Çok ilgi çekici kişilik Evita gibi bir müzıkalı Türkı- ye'de Türkçe olarak sahneye ko>Tnanın zorluklannı soruyo- ruz Urmstone'a: "Aslında biz bu yıl yalnızca bir tazeleme yapıyoruz. Birkaç yenı katılan dışında yüzde 50'- den fazlasını 1989'da çalıştığım insanlann oluşturduğu bir ekıple çalıştığım için şimdi her şey çok daha kolay. 1989'da şarkı söyleyebilenler bu kadar çok dans etmeye alışık değildi- ler, dans edebilenler ise bu ka- dar şarkı söylemeye. O dönem- de sıfırdan başladığırruz ıçın belli bir aşama çok zor olmuş- tu. Şimdi en başta Evita karak- terini canlandıran oyuncu de- ğjşti. Bunun da büyük bır katkısı var. Dıl sorununa gelın- ce, müzıkalin Türkçede, İngiliz- ceyle karşılaşünldığında kula- ğa çok daha hoş geldığini söyle- yebilirim. " Neden'Evita'? "Birinci neden, Andrevv Onknemeyen harsmacb:Evita Geçen > a/ Bursa, Adana ve Mersiıı'de sahnelenen 'Evita'^ysuTndan ba^la> araktstanbul'da. Yine Kenneth Urmstone'un sahneye koyduğu ünlü popüler operanın 'Evita'lan bu kez Ruhsar OcaJ ve Nurseli fdiz. CheŞi ise sadece Cihan Ünal canlandınyor. Lloyd VVebber'ın müziğını çok sevmem. Oyunlaşünlmadan önce de Lloyd'un müziğı parça- lan hit olmuş çok satan bir plaktı. İkıncisı. Eva'nın yaşa- möyküsü beni çok etkıledi. Hıçbir şeyı olmayan fakir bir kız, sıfırdan başlayarak bir ül- kenın devlet başİcanı oluyor. Devlet başkanı değildı aslında, ama Peron'u ne kadar etkiledi- ğini bibyoruz. Göstende bir kahraman ve anti-kahraman olarak çızılen Eva Peron gerçek hayattan gelen son derece ı'.gı çekıcı bır kişıhk. Ve aynı za- manda müzikale konu olmuş olaylar ve tarihi dönem hala o kadar çok ulkenin sıyasal-top- lumsal yaşamı ve tarihiyle çakışıyor ki oyunun neden bu kadar çok ülkede bu kadar tek- rarlanarak o_ynandığına şaşma- mak gerek. Orneğın Filipinler'- ın İmelda Marcos'u bile aynı karakter." Evrensel bir tarih O>oınun, hemen hemen her ülke için geçerli evrensel bır te- maya sahıp olduğunu vurgulu- yor: "Bence bu kadar çok ülkede oynanmasının nedenı, bu ev- rensel ıçenk ve tanhle bağ- lantısı. Müzikalde evrensel bir tarih anlatılıyor. Örneğin 1989'da provalar sürerken bir gün Taksim Meydanfna indi- ğımde bizim sahnede provasını yaptığımız olaylarla karşılaş- üm. Sanki oyunun birinci bölü- mündeki son sahneyı oynuyor- lardı. Bizim setimizi almışlar ve Taksim'de kurmuşlar: Bağıran çağıran insanlar oradan oraya kaçışıyor. bariyerlerin arkasına şaklanmaya çahşıyorlardı. İnsanlar Evıta'yı tekrar tekrar görmek istiyorlar. Şimdi oyun Türkiye'de ikinci kez sahneleni- yor. Bu, dünyanın her yerinde böyle. Bir de şovda çok fazla görsel aynntı ve zengınlik var." 1989'da Evita rolü için neden dört ayn oyuncuya gerek du- yulmuştu? Ashnda başta Evita rolü için iki isim düşünülüvordu. Zuhal Olcay ve Füsun Önal. Ben bu ojıınculan seçmiştim. Sonra- dan Deniz Türkali'yi, Füsun bazı temsillere çıkamayacağı için ekledik. Daha sonra da Ar- sen'i (Arsen Gürzap) ekledik. Gerçeği şöylemek gerekirse Çe- hov'un 'Üç Kızkardeş'inde ızle- yip çok beğendiğim Arsen'i. Gencay Gürün'ün ncası üzeri- ne oyuna dahil ettim. Aslında- dört Evita'yla çahşmak çok zor oldu. Füsun Önal harikaydı 1989'da Füsun ÖnaJ neden bır süre sonra oyun dışı bırakıl- dı? Gerçekten bilmiyorum. Ben- ce Füsun olağanüstüydü. Bu sı- rada Che'yi canlandıran Çihan Ünal söze kaülıyor" Füsun müzikalden çıkartılmadı. Evi- ta'yı üç gece oynadı. Zaten programımız da böyleydi" Eskisinden daha başanlı 1989'da Neco ile birlikte Che'yi canlandıran iki sanatçı- dan biri olan Cihal Ünal "Ara- dan geçen bu ûç yılhk zaman içinde çalışmayı bırakmadım. Şarkı söylemeyi daha çok sever oldum. Ö yüzden şimdiki Che'- de 1989'a göre çok daha rahat söylüyorum. Bütün bir toplu- uk olarak da 1989'dan çok daha ıyi olduğumuzu söy- eyebilirim. Ruhsar, çok iyi bır Evita oldu. Eminim Nurseli de o\le olacak" dıyor. iki yeni Evita Istanbul Devlet Opera ve Ba- lesi sanatçısı Ruhsar Öcal ken- disine Evita müzıkalınde başrol teklif edıldiğınde çok heyecan- lanmış ve daha geniş kitlelerle tanışabileceği için çok sevin- mıştim. Operadakı geçmişım- den dolayı Evita rolü benim için çok kolaydı. 1.5 ayda ha- zırlandım ve tumeye çıktık. Kenneth Urmstone da çok ba- şanlı olduğumu. dünyanın ilk üç Evitası arasında sayılabilece- ğımi söyledi. Fakat bu çevrede yalnızca rolü başanyla oyna- mak yetmiyor. Oyunu bütün yaz sırtımda götürdüğüm halde hep başkalanndan söz edildi, Zuhal'in, Füsun'un adlan do- laşü. Onun için Evita'yı artık eskisi gibi sevmiyorum" diyor. Provalarda izlediğimiz Sak- lambaç'ın alımlı sunuçusu, ti- yatro oyuncusu Nurseli tdiz ise bir yıldan beri bu role hazırlan- dığını, ama bu konuda çok spe- külasyon yapıldığı için 1 şubat- taki ilk oyunundan önce ko- nuşmak istemedığıni söyledi. TürkBaksi tumeye çıkıyor ANKARA(AA) - Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü Rengim Gökmen, opera ve bale alanında Türk Cumhuriyetleriyle olan ilişki- lerin yoğunlaştınlacağinı be- lirterek. "Bu yılın haziran ayında "Atatürk Oratoryosu', *Boş Beşik'. 'Arşın Mal Alan' gjbi yapıtlarla, Azerbaycan'a ve diğer Türk Cumhuriyetle- rine turneler düzenleyecegiz" dedi. DOB Genel Müdürü Ren- gim Gökmen, opera ve bale alanında Türk Cumhuriyetle- ri içerisınde, özellikle bu dalda oldukça gelişmiş bir birikime sahip olan Azerbaycan ile iliş- kilerin yoğunlaştığıru söyledi. Gökmen, değişim programı çerçevesinde, mart ayında Azerbaycan'dan 4 bale sa- natcısının geleceğini, Türk ba- lerin-baletlenn katıümı ile bir "gala bale" düzenleyecekleri- ni ve bu "gala bale"nin Anka- ra'nın yanısıra Istanbul ile İzmir'de de sergıleneceğini açıkladı. Gökmen aynca, ma- yıs ayında gerçekleştirilecek "Uluslararası Opera ve Bale Günleri" için de Azerbaycan ve diğer Türk Cumhuriyetle- rinden konuk sanatçılar gele- ceğini bildirdi. Rengim Gökmen, tstanbuT- da sergjlenecek olan "Donki- şot" ve "Giselle" baleleri için Bakü'den davetli sanatçı gelece- ğini, aynca, Ankara'da sahnele- nen "Rida" operası için 21 şu- batta, "Sevil Berben" için de mart ayında konuk sanatçılann geleceğini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear