22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK1993 PAZAR HABERLER DışTüpMep musteşarlıgı • AJSKARA(AA)- Başbakan Süleyman Demirei.DYPManisa Milletvekili Tevfık Diker'in, 'dış Türkier müsteşarlığı' kurulmasına ilişkin yasa leklifîne olumsuz görüş bildirdi. Başbakan, yasa tcklifi ile ılgılı hükümct görüşünde, müsteşarlığın yapması öngörülen görev- Jerin haien Oışişieri. Kültür, Tunzm Bakanlıklan ile Hazine ve Dış Ticaret MüsteşarlığYnca yürütüldüğünü belirtti. Tevfik Diker'in yasa teklifinde, dünyadaki Türk kökenli cumhuriyetler arasında sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasal ilişkileri ge- liştirmek, bu ülkelerin tamumlannı veyapılacak yardımlan koordineetmek üzere birdış Türkler müsteşarlığı kurulması öngörûlüyordu. Azerbaycan'a doktop gidişi •ANKARA (ANKA)-Tür- kiye'de uzman olabilmek için Tıpta Uzmanlık Smavı (TUS) gibi zorunlu bir sınavı aşmak yerine T ûrki cumhuriyetiere giderek uzmanlık eğitiniine baş- ladıktan sonra, 'yasal boşluk- lardan yararlanarak eğitimini tamamlamadan Türkiyc'de yalay geçiş yapanlann sayısı artınca Sağlık Bakanlığı bu akışı durdurmak için önlcm aldı. Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna. Türk doktorlar arasında uzmanlık eğkımi için en yoğun talebın bulunduğu Azerbaycan'a gidişi durdurmak için Sağlık Bakanı Rahimov'u arayarak başvurulann reddedilmesıni sağladı. 1982Anayasası •GAZİANTEP(AA)- İstanbul Üniversitesi Hukuk Faküitesi öğretim üyesi Prof. Dr OrhanAldıkaçtı. 1982 Anayasasf na tehditler yağdırmanın "açık arttırmaya" dönüştüğünü önesürerek "Anayasanm toptan kaldınlması ancak ihtilalle olur" dedi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğı GaziantepŞubesi'nce düzenlenen "Güncel Anayasal Sorunlar" konulu panei. Belediye Şehir Tiyatrosu'nda yapıldı. Panelde, l982Anayasası'nı hazırlayan Danışma Meclisi Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Aldıkaçü, mevcut anayasaya uygun seçim yapıp, gerektiğinde başvurup, işbaşına geidikten sonra "bu anayasarun hiçbir işe yaramadığını" söylemenın tutarlı olmadıŞını savundu. Baykal, Kaysetfde •KAY3ERİ(AA)-CHP Gene! Başkanı Deniz Baykal, soyal demokrat kesimde bir toparlanmanın gerekli olduğunu belirlerek "İnanıyorum ki önümüzdeki seçimedaha toparlanmış, bütünleşmış olarak girme şansına sahip olacağız" dedi. Baykal, Erçiyes Üniversitesi fktisadi ve İdari Bilimler Faküitesi Mezunlan Derneği'ncedüzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, hükümetin Irak konusundaki poliükasını eJeştirerek muhalefetteiken söylcdikleri ıleiküdardaki uygulamalannın çok farklı olduğunu savundu. Halen süren 341 davada yüzlerce yıl hapis, milyarlarca lira para cezası isteniyor Basınıntasası teröryasası• 14 dergi ve gazete sahibi ve yazıişleri müdürünün sonuçlanan davalannda ise, toplam 228,5 ay hapıs, 5 milyar lira para cezası verildi. Halen yayınını sürdüren sol içerikli dergi ve gazetelerden 31 'inin sahibi ve ya?ıişleri müdürleri hakkında, 6 aydan 2 yıla ka- dar hapis, buna orantılı olarak da para cezası istemli 341 dava sürüyor. HAFTAYABAKIS BEHZATŞAHİN 3713 sayılı Terörle Mücadck Yasası'ndan, (TMY) gazeteci- ler hakkında açılan davalann halen süren 34 l'inde, yüzlerce yıl hapis, on milyarlarca lira pa- ra cezası isteniyor. 14 dergi ve gazete sahibi ve yazıişleri mü- dürünün sonuçlanan davala- nnda ise, toplam 228,5 ay ha- pis, 5 milyar lira para cezası ve- rildi. Halen yayınını sürdüren sol içerikli dergi ve gazetelerden 31'inin sahibi ve yazıişleri mü- dürleri hakkında, 6 aydan 2 yıla kadar hapis, buna oranülı ola- rak da para cezası islemli 341 dava sürüyor. Bu davalar sonuçlandığında, 141-142'nci maddenin kaldın- Imasından önce olduğu gibi, gazetecilere verilen hapis cezası yüzlerce yılı, para cezası ise on milyarlarca lirayı bulacak. Yargılanan gazeteciler, TMY'- nin, kaldırılan 141 ve 142'nci maddeleri arattığı görüşünde. Bu gazetecilerin yargılandığı TMY maddeleri "Açıklama ve Yayınlama" başlıklı 6'ncı mad- de, 'Terör Örgütleri" başlıklı 7'nci madde, "Devletin Bölün- mezliği Aleyhine Propaganda" 'Anti-terör'ünilk kurbatuAytar İstanbul Haber Servisi- Medya Güneşi Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Osman Aytar. biryazı nedeniyle İstanbul Devet Güvenlik Mahkemesi'nce tu'uklandı. Osman Aytar, Terörle Mücadcle Yasası nede- niylecezaevine konulan ilk gazeteci oldu. İsıanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce loplaulan Medya Güneşi'nin 22'nci sayısmda yer a!an "93'te Yeni Atılımlar İçin" başhklı yazı nedeniyle ifadcsi aJınmak üzere DGM'yeçağınlan Osman Aytar, burada 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın 8'inci maddcsi gereğince tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi'ne gönderildi. Medya Güneşi Gazetesi sahibi Cemal özçeük, henüz soruşturma evresinde olan birdava nedeniylcyazann tutuklanmasını kınadıklannı belirtti. Ozçelik, "Osman Aylar'ın anli-demokratik yasalarla tutuklanmasını gazetemize ve devrimci basına dedi. Özçeük, Osman Aytar'ın adresinin belli olduğunu ve mahkeme is- tediğinde de ifade vermeye gitmekten kaçtnmadığını bclirterek, tutuklanmasmı anlamsız bulduklanm söyledi. Osman Aytar'ın avukaü Eren Keskin. ilk kez böyle bir uygulamayla karşılaştıklannı belirterek, 'Terörle Mücadele Yasası'nın 'Devleıin Bölünmezliği Aleyhine Propaganda' başlıkîı 8'inci maddesi gereğince Osman Aytar'ın tutuklandığını öğrendik. Hemen itirazdilekçesi verdik. İıirazımızpazartesi (yann)görüşülecek. Şimdiye kadar TMY gereğince birçok ceza verildi, ancak bunlar Yargılay'da. Bu uygulama ilk" dedi. Osman Aytar, 141-142'ninkaldınlmasmdan yöne/ik bir baskı ve yıldırma çabası olarak sonra yazdığı yazıdan ötürü tutuklanarak ce- değerlendiriyoruz" zaevine konulan ilk gazeteci oldu. başhklı 8'inci madde. Dergi ve gazctclere açılan ve halen süren davalann dağılımı şöylc: Azadi 6, Barikat 3, Deng 7, Dcvrim I, Devrimci Emek 11, Devrimci Gençlik 13, Devrimci Yurtsever Gençlik 7, Direniş 3, Emeğin Bayrağı 32, Gerçek 7, Halkın Gücü 3, Hedef 1,2000'c Doğru 1, İktidar 1, İşcilerin Sesi 3, Işçinin Yolu 6. Komün 3, Kurtuluş 28, Medya Güneşi 4, Mücadele 27, Nevvroz 15, New- roz Ateşi 4, Odak 3, Ozgür Halk 9, Özgürlük Dünyası 2, Paruzan 6, Scrkeun 9, Toplum- sal Kurtuluş 8, Vatan Güneşi 3, Yeni Ülke 115. Hapis cezası alan gazelecılc- rin dağılımı ise şöyle: Barikat Dergisi .Yazıişleri Müdürü Zekeriya Özdinç 10 ay, Deng Dcrgisı Yazıişleri Müdürü Kamil Ermiş 16 ay. Devrimci Emek Dergisi Yazıiş- leri Müdürü Hüseyin Durmaz 25,5 ay. Devrimci Gençlik Der- gisi cski Yaaişleri Müdürü Tayfun Yüksekbaş 9 ay. Dev- rimci Proletarya Dergisi 11 ay, Devrimci Yurtsever Gençlik Dergisi Yazıişleri Müdürü Mustafa Kemal Begün 6 ay. ya- zan Dursun Ali Küçük 24 ay. Direniş Dergisi Yazıışleri Mü- dürü Ozer Değiştirici 5 ay, Emeğin Bayrağı Gazetesi Yazı- işleri Müdürü Nazım Taban 71 ay. İşcilerin Sesi Gazelesi Yazı- işleri Müdürü Günnur İlhan 20 ay, Komün Dergisi Yazıişleri Müdürü 5 ay, Kurtuluş Dergisi Yazıişleri Müdürü Cemal Tu- ran 6 ay, Toplumsa! Kurtuluş Dergisi Yazıişleri Müdürü Nej- det Kanbir 10 ay. Özgür Halk Dergisi eski Yazıişleri Müdürü Rıza Erdogan 5 ay, şimdiki Ya- zıişleri Müdürü Sûleyman Al- tun 5 ay hapis cezasına çarptınl- dı. Bu dergi ve gazelelerin yöne- ticilerine aynca toplam 4 milyar 756 milyon 775 bin lira para ce- zası verildi. Olaylısöylesi Kasetlerine elkonulan Küçük'e destek Iç Politika Servisi - Yalçın Kûçük'ün PKK Genel Sck- reteri Abdullah Öcalan ile yaptığı söyleşiye el konulması ve TRT'de yayımlanması İHD tarafından kınanırken. bir grup aydın da imza kcm- panyası başlattı. Yalçın Kûçük'ün Öcalan'la yaptığı röportajın TRTde ya- yımlanması üzerine İHD Gc- ncl Sekreteri Hüsnâ öndül b:< açıklama yaptı. Öndüi. Kûçük'ün video kasetlerine, DGM savcıhgının "yasa dışı bir uygulamayla" el koyduğu- nu belirtti. Küçük'c yapıan bu uygu- lamanın gızli ve kapalı devlet geleneğinin sürmesinin göster- gesi oduğunu savunan Öndül, "Bu olay nedeniyle, herkesin özgürlük ve güvenlik hakkı tehdit edilmiş, ciğnenmiştir" dedi. Öndül, "Kûçük'ün belgele- rinin özgürce değerlendirilme- si için, kamuoyuna doğru ve gerçek bigılenn ulaşması için, belgelerinin derhal iadesini, özür dilenmesini ve lazminat ödenmesini isiiyoruz" dedi. Bu arada aralarında Emil Gaip SandaJcı,Deniz Türkali, Sungur Savraı», Gcncay Gür- soy, Gülnur Savran'ın da bu- lunduğu bir gnıp aydın "Pro- testo" başlığıyla bir metni im- zayaaçtı. Yaçın Kûçük'ün bant- lannın yayınlanmasının pro- lesto edildiği mctinde. "Poli- sin, Ertürk Yöndem'in ve dev- let televizyonunun yaptığı, ör- neğine ender rastanacak, eük ve hukuk dışı birolaydır. Aynı ükede yaşayan insanlar olarak bu durumu utanç verici bulu- yoruz" denildi. } l l i 7 1 i r « 1 1 7 İ l l k f stanbul Eg«t-Sen 3 Noiu şube yöneticileri ile bir grup öğretmen dün ğ I I U ^ U T S S U ^ I U K ^ ^ ^ ^ ^ ^ ye b a z ı uyguiamaiar,,, anti-demokratik olduğu gerek- çesiyle Bevoğlu öğretmenevi'nin onünde bir protesto gösterisi >aptı. Burada okunan basın açıklamasında yönetimin öğretmenJerin özgür iradesini yansıtmadığı vurguianarak "Öğretmenetlerinin işlcyişirHİe, denetiminde en geniş öğretmen tabanının özgür iradesi yokrur. Öğretmenler adına MEB'in atadığı kişiler her şeyi yaparlar, öğretmcnler de kabuJ eder. L \gulamada Eğit-Seniilerin ye- mtkli gecekri için binbir türlü zorluk çıkarıimakta. Bir bürokrat, ayncalıklı kişiler ve öğretmenler arasında rezenasyonJarda, yer ayırtmalarda aynmlar yapılmaktadır. Oğretmene\i uygulamalannda soz. >etki. karar öğretmenierin olmalıdır. Anti demokratik olan öğretmene\ leri Ana Tüzüğü kaldınlmalı ve en geniş öğretmen tabanı tarafından demokratik bir öğretmenevi ana tüzüğü oluş- turulmaladır" denildi. •'Öğretmenevlcri demokratik olsun" şeklinde sloganların atddığı alkışlı protesto gösterişinden sonra u> gula- malan tartışmak üzere iceriye giren öğretmenJerin ısrarlanna karşın olayı izleyen basın mensupları Beyoğlu Öğretmenen'oe alın- madılar. (Fotoğraf: MLHARREM AVDfN) Kürt yazar Baksi gözaltında kayıptan korkuyor Keııcliyurdundasürgünyazar • Kapıkule'de kendisine 'yurtdışına çıkma yasağj' •Gazetenin birinci sayfadan verilen habere göre konulduğu bildirilince İstanbul'a geri dönerek bi- Baksi, "Tiirk devletine karşı suç işlemek ve vatan linmeyen bir adreste saklanmaya başladı. Baksi, hainliği yapmakla suçlanıyorum. Diyarbakır'a İsveç'in en büyük gazetesi Dagens Nyheter'i tele- çağnldım; bilindiği gibi orada 'olağanüstü hal yasa- fonla aradı. Minik gazetecileredestek GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM -J971'de İs- vec'e politik göcmen olarak ge- len, 1982'de ls>ec vatandaşlığı- na gecen ve 1985'te Türkiye Cumhuriyet'i vatandaşlığından cıkanlan Kürt yazar ve gazeteci Viahmut Baksi gecen yılın so- ntında Türkiye'ye gelntiş ve ön- liıtmeyen bir adreste saklanma- ya başladı. Baksi, İsveç'in en bü- yük gazetesi Dagens Nyheter'i telefonla aradı. Gazetenin cu- martesi günkü savtsında birinci sayfadan verilen habere göre Baksi, ola>ı şöyle anlattı: "Türk devletine karşı suç işle mek ve \atan hainliği yapmakla suçlanıyorum. İşin en kötii yanı, duruşma için Divarbakır'a lan'geçerli"dedi. Gazeteciler Sendikasıüyesiolany Mahmut Baksi, İsv^ç'in kalkı- nma için uluslararası yardım ör- gütü olan SlDA'dan ekonomik destek alarak Türkiye'ye gittiği- m' ve burada Kürtce kitap yayı- mlayacak bir yayınevi kurmayı amaçladığını ve hatta, yine aynı diMe yayın yapacak bir radyo is- tasyonu acma olanaklarını ince- lemek istediğini belirterek şöyle ÖMER YURTSEVEN lerinin çıkardığı Kayabaşı'nın Sesi gazetesine ülkenin dört bir yanından yardım ve destek geli- yor. Birçok yurttaş abone ol- mak için Kayabaşı İlkokulu'na başvuruyor. Poüsin başvurusu üzerine ilk sayısı hakkında toplattırma ka- ran verilen daha sonra bir dizi engeli aşarak 2. sayısıçıkan Ka- yabaşı'nın Sesi gazetesine des- tek ve yardım mesajlan ulaşı- yor. "Atatürk gençliğinin taze fı- danlan. aydın öğretmenleri. siz küçük yavrulann büyük emek, özvcn ile çıkardığınız okul ga- zetesine el koymalan utanç ve- rici bir davranıştır. Abone olmak istiyorum". "Gazetenİ2e her türlü maddi ve manevi des- teğe hazınz". "Sizin gibi eğitim- ciler var oldukça bu vatanı kimse yıkamaz", "Gazetede ga- zeteciiik hikayenizi okudum. Çok duygulandım. Bedeli ne olursa ofsun abone olmak isti- yorum." Bu mesajlar. gerek yurt için- den, gerekse yurt dışından Ka- yabaşı İlkokulu öğrencilerine ulaştınlan yüzlerce mesajdan dikkati çeken sadece birkaçı. 1500 nüfuslu köyde çıkardık- lan gazete ile Kayabaşfnın lsveç Yazarlar Sendikası ve mokrasi yerleşmişti ya...'' ceki gün de karayoiuyla Türki- Sesi'nitüm Türkiye'ye duyuran ye'den ayrrfmak isteımşti. Kapı- çağnldım; bilindiği gibi orada konuştu: ilkokul öğrencileri. yasaklar kule'de kendisine 'yurtdışma 'olağanüstü hal yasalan' geçer- "Türkiye'de çalışmak artık DENİZU - İlkokul öğrenci- karşısında başanya ulaşmanın çHuna yassğı'konulduğu büdiri. ü/' serbest sanıyordum. Arök de- „„. L-^.A, ı?,ı a k,B ,'m n sevincini yaşıyor. Ilkokula yur-bncc IstanbuJ a gen donerek bı- dun dört bir yanından bağış yapmak isteyen ve abone ol- mak isteyeıilerin telgraf ve mektuplan ulaşıyor. Öğrenciler bu ilgi karşısında şu mesajı veri- yor: "Türkiye'de artık eğitirn adına bazı şeyleri değiştirmenin zamanı gledi. Biz sınıflarda ka- ratahtayı kırdık. Sıra başka okullanmızda. Çünkü ben, sen, o, biz. siz, onlaroturduğu süre- ce bir yere varamayız." Gazetenin Yazı İşleri Mü- dürlüğü'nü yapan öğretmen Ali Karlık. bugüne kadar 213 kutlama mesajı aldıklannı be- lirtti. Denizli dışından 163 kişi ve kuruluşun abone olmak iste- diğini kaydeden Karlık, bu ilgi karşısında "Abone" ve "Bağış" kampanyası başlattıklannı söy- ledi. Gazetenin ilk sayısının çık- masından sonra yapılan maddi yardımlar sayesinde tüm sıruf- lan halıyla döşediklcrini, sınıf- lara televizyon ve video aldıkla- nnı anlatan Karlık, "Şimdi okula bilgisayar almayı planla- dık"dedi. Öte yandan ilk iki sayısından 1000 adet basılan gazetenin ti- rajının 1500'e çıkanlacağı bildi- rildi. Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı'na dava açmıştı Mezarcfıım tazminatdavasına ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP İstanbul Milletvekili Hasan Mezarcı'nın, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Arif Çavdar hakkında, kişiiik haklanna tecavüz edildiği gerekçesiyle, açtığı 100 milyon Hralık manevi tazminat davası reddedildi. Mezarcı. 100 milyon liralık lazminatı alamadığı gibi, 250 bin lira mahkeme masrafı ödemek zorunda kaldı. RP Milletvekili Hasan Mezarcı'nın Atatürk'e hakarel edici konuşmalanna verdiği yanıttan dolayı, Mezarcı Av. Arif Çavdar hakkında, 100 milyon liralık manevi tazminat davas; açmjştı. 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde gecen yıl açılan davanm karan kesinleşti. Kararda, kişiiik haklanna tecavüz edildiği iddiası yerindegörülmedi ve tazminat istemi reddedildi. Mezarcı'nın 250 bin lira dava masrafı ödemesi karara bağlandı. Çavdar, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı olarak Mezarcı'ya verdiği yanıtlann "düzey vc üslup" açısından farklı olduğunu belirterek, "Bütün bu olumsuzçabalara karşın, Türkiyc'dc dc yargıçlar vardır. Daima da olacaktır. Atatürk'ün gençliğe emanet ettiği devrim ve ilkeler, heryaştaki inançlı 'gençler' tarafından savunulacak, şeriat özlemcilerinin hevesleri kursaklannda kalacaktır"diye konuşlu. Çavdar, Atatürk'ün ilkelerini korumak yolunda verdikleri mücadeleye yılmadan dcvam edeccklerini de söyledi. Çavdar, dava konusu konuşmasında, Me- zarcı'nın "Atatürk katildir" şeklindeki sözleri- ne, "Gericilerebaşkaldıran Mustafa Kemal tarafından mezara gömülen tulsaklık zihniyeti. bir mezarcı tarafından kokuşmuş bir biçimde mezardan çıkartılmaya çalışıldığını" belirterek, Türkiye'nin kurucusu Atatürk'e karşı Mezarcı'nın "sapık" bir tavır takındığı biçimindcyanıtvermişti. Çavdar, yanıtında Mezarcı'nın "dogmatik ve fanatik demokrosi düşmanı" olduğunu da savunmuştu. Mezarcı, TBMM'de yaptığı konuşmada, Mustafa Kemal dönemindednayetler işlendiğini ve bu cinayetlerin yargı önüne çıkartılması gerektiğini iferi sürerek, "Mustafa Kemal döneminde işlenen cinayetler, işkenceler yargı önüne çıkanlmahdır. Mustafa Kemal ve tek parti döneminde 'Ezan, Kuran okuyor' diye, 'Şapka giymiyor' diye milyonlarca insana yapılan işkenceden sorumlu olanlar tespit edilmelidir. Allah'a bile dokunulan bir ülkede, Mustafa Kemal'in dokunulmazlığı üzerindeki yasaklar kaldınlmalıdır. Budüzcn kokuşmuştur"diye konuştu. Mahmut Baksi, Diyarbakır'a gittiği takdirde 'kaybolmaktan' korktuğunu ya da bir sürc sonra 'bir hastalıktan öldüğunün' açı- klanabileceğini de gazeteye bil- dirdi. Dagens N>heter'in aradığı Kabine Sekreteri Lars-Ake Nilsson, Baksi konusunun i\edi- likle İsveç'in Ankara'daki büyü- kelçiüğine bildirildiğini açıkladı. Atina'da bulunan İsveç Ya- zarlar Sendikası Genel Başkanı Peter Curman ise şu açıklamayı yaptı: "Törkiye, insan hakları konu- sunda tarttşmalarda ciddi bir ta- raf olarak yer alabilmesi için önemli bir gelişme göstermedi. Türkiye, görüş özgüriüğüne saygı göstermeyi öğrenmelidir. Bireysel her olayda bir ülkenin hukukşal ahlaki yargıdan ge- çer." İsveç Gazeteciler Sendi- kası Genel Başkanı Gaes Leo Undwall, olayı kınayarak şöyle konuştu: "Görüş özgürlüğunün ktsıtlı ounası ve gazetecilerin baskı altında tutubnası, Türkiye için bir utançtır. Eğer rejim, ülke dışındaki gazetecilere de ne ya- zabileceklerini dikte ettirmek hevesindeyse, durum doğal ola- rak daha da ciddiyet kazanır. Bu arada, İHD'nin İstanbul, Van ve Diyarbakır şubelerinden 5 kişiiik bir heyet, cuma gümi İsveç'e geldi. Aralarında genel sekreterin de olduğu heyeti, Birleşmiş Milletler'in Stockhonn'ün Buddinge semtin- deki derneği davet etmişti. He- yet, dün de isveç Kürt KomitesP- nin yönetim kunıluyla bir göriiş- me yapmıştı. Aralarında birçok taıunmış Isveçb' politikacı re düşûmirün olduğu yönetim kurulu. Kürt sorunu üzerinde aktif olarak çalışmasıyla tanını- yor. AHMET TAINER KIŞLALI Kültür Bakanı veDamşmanı Kültür Bakanı Baş Danışmanı Sayın Mehmet Altan, kendisiyle ilgili "somut" bir gerçeğin altını çizmiş ol- mamdan dolayı çok rahatsız olmuş anlaşılan. Söylemediğim, hatta düşünmed/ğim şeyleri bana maJ edip yanıtlamaya kalkmış. Ve bu arada, asıl bana ait olan düşünceyi ise yanıtsız bırakmış. Bakın ne diyor: "Geçenlerde, 1979 Ecevit hükümetinin Kültür Bakanı, beni 'resmı görüş 1 yanlısı olmadığım için eleştiriyor ve 'devlete' ihbar ediyordu. O eski bakana göre herkes Ke- malist' clmalıydı.. Baktım, Türk toplumunda 'birbirine karşı' gibi gösterilen iki ayrı görüş, Kematizm ve şeriat aynı noktada buluşuyor. İkisi de 'demokrat' sevmiyor. Ikisi de 'demokrasiden' hoşlanmıyor." Düzeltmeye bu kadar yanlışın hangisinden başlamalı, bilemiyorum... • • • Birkere, neKemalizmin "resmi görüş"olduğuna ina- nıyorum ne de herkesin Kemalist olması gerektiğine. Atatürk'ün "miras" hakkına bile saygı göstermeyen 12 Eylül yönetimi mi Kemalist idi? Geçmişte her türlü özerk kurumu yıkmak için savaşım vermiş; şimdi ise üniversiteleri, TRT'yi, Türk Dil ve Tarih kurumlarını, yük- sek yargı organlarını yeniden ve gerçekten özerk ve bağımsız kılmak için hatta laikliği korumak için parmağı- nı bile kıpırdatmayan Demirel mi Kemalist? Yoksa Sayın Altan'ın kendisine duyduğu büyük hay- ranlıkla onurlandığı, Osmanlı hayranı Özal mı Kemaliz- mi "resmı görüş"yaptı? Çiziktirdikleri ilkel resimleri sanat eseri sanarak ken- dilerini "ressam" sayanların acıklı hali gibi 12 Eylül dö- neminde Atatürk'e ihanetederken, kendilerini Atatürkçü sanan bazı zavallılar vardı. Ama daha sonra iktidara ge- lenlerin hiçbirisi bu ölçüde bilinçsiz olmadığı için "Ke- malistiz" demeyi hiçbir zaman akıllarından bile geçir- mediler. Kemalizm nezamandan beri 70 yıl öncesinin bekçiliği ya da IMF ve Amerikan reçetelerinin uygulayıcılığı oldu? • • • Gelelim şu "devlete ihbar etme"konusuna.. Bakın ben Sayın Altan'ın o çok alındığı yazımda ne demişim: "Cumhuriyeti ırkçı temele göre bölmek ya da kökten- dinci ilkelerle yıkmak isteyenlerin Atatürk e saldırmalan çok tutarlı.. Ama bu toplumu çağa taşımak savtndan yola çıkanların, işe Kemalizmi yıpratmaya çalışmakla başla- malan çok aptalca.. "Tıpkı 'cephe hükümetleri' döneminde Kültür Bakan- lığı 'na Atatürk düşmanlarının sığınmasınm tutarlı olma- sına karşılık.. basında sosyal demokrat bir bakanın bu- lunduğu Kültür Bakanlığı'nın 'baş danışmanı 'nın bir Özalcı ve 'ikinci cumhuriyetçi' olmasındaki çarpıkhk gi- bi!.." Burada yanlış olan nedir? Sayın Altan'ın "Özalcı"olduğu mu, yoksa "ikincicum- huriyetçi" olduğu mu? Açaba gecmiş yazılarında SHP ile, SHP'nin genel baş- kanı ile, hatta genel olarak sosyal demokratlar ile alay eden kendisi değil miydi? Sayın Altan, ne Kemalist olmak zorundadır ne de -Ke- malizmin doğal uzantısı olan- sosyal demokrat ya da demokratik solcu! Ama bayrağına altı oku koymuş, kendisini çağdaş Ke- malizmin ve sosyal demokrasinin temsilcisi ilan etmiş bir partinin bakanının da Sayın Altan'ı "baş danışman" yapma zorunluğu yoktur! Sayın Mehmet Altan, özal'a, Demirel'e, Mesut Yıl- maz'a, Tansu Çiller'e ya da Köksal Toptan'a "baş danış- man" olsaydı, bunu çok doğal sayardım. Ama şimdiki konumunu "doğal" sayamıyorsam, bu çarpıklığın be- nim mantığımdan değil, bu konumu öneren ve kabul edenlerden kaynaklandığını sanıyorum. Tıpkı, aynı sayın bakanın, katılamadığı bir açık oturu- ma kendisini temsilen yolladığı bir başka sayın danış- manının, Atatürk'ü neredeyse "faşist" olarak suçlama- sını doğal sayamamamın da benim mantığımdaki çar- pıklıktan kaynaklanmaması gibi!.. • • • Kültür Bakanlığı sorumluluğu üstlendiğim dönemde, bakanlığın eski yayınlanndan ikisini satıştan çekmiştim. Çünkü Atatürk'e, devrimine ve cumhuriyetin temel ilke- lerine saldırılarla doluydu. Basın toplantısında bir gazeteci sordu: - Siz bu düşüncelerin söylenmemesini mi istiyorsu- nuz? Düşünce özgüriüğüne mi karşısınız? Yanıtım çok kısa idi: - Hayır! Bu iki kitap özel bir yayınevi tarafından basıl- saydı, hiçbir itirazım olmazdı. Bu düşüncelerin söylen- mesine değil, bunun devletin olanakları kullanılarak yapılmasına karşıyım!.. O gün beni "demokratolmamakla"suçlayan bu sağcı gazetecinin mantığı ile bugün bana aynı suçlamayı yö- nelten Sayın Altan'ın mantığı arasında birayrım yok. Düşüncelerinin bir bölümünü paylaşmamakla birlikte "ciddi ve düzeyli" bir aydın olduğunu düşündüğüm Mehmet Altan'ın, bir "suçluluk duygusu" içinde kendini savunma gereği duymasına ve bu çaba içinde gerçekle- ri çarpıtmasına ise hiç gerek yok!.. Kamu kuruluşları kemerleri sıkacakANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Bakanlar Kurulu. kamu harcamalannda bu yıl uygula- nacak tasarruf tedbirlerini be- lirledi. "Kamu Harcamalann- dakı Tasarruf Tedbirleri" Genelgesi'ne göre kamu kuru- luşlanndaki telefonlar mesaı saatleri dışında kilitlenecek. araç telefonlannın kullanımı da yalnızca tahsis edilen görevlinin bileceği bir şifreye bağlanacak. Uçak kullanımından kırtasiye- ye kadar bir dizi kısıtlama geti- ren genelge uyannca. lojman tazminatına hak kazanan per- sonele. bundan sonra kirala- mak suretiyle konüt tahsisi vapılmayacak. Belirlenen tasarruf önlemleri özetle şöyle: • Kamu harcamalannda tüm mali sorunlar bütce içi ak- tarmalarla karşılanacak. • Genişleme nedeniyle de- mirbaş alımlan yalnızca yeni hizmete girecek birimlerle sırur- lı kalacak. • Acil gereksinim durumun- da bakanlıktan özel izin alma- rak gerçekleştirilecek alımlar dışında, kamu kuruluşlannın gayrimenkul edinme ve kirala- malan mümkün olmaya^ak. • Yurtdışındaki geçıci gö- revlendirmelere kısıtlama geti- rilecek ve acii durumlar dışında tüm yurtiçi yolculuklarda uçak dışındaki taşıtlar yeğlenecek. Bakanlann uçak kıralaması da çok özel durumlarla sınırb tutu- lacak. • Kamuya ait taşıtlar, resmı görevier dışında özel amaçlaria kesinlikle kullanılmayacak. • Telefon kullanımında. kamu kuruluşunun düzeyine göre milletlerarası ve şehirlerarası kullanımlara kısıtlama getirile- cek. Bedeller, ödenek miktar hiçbir biçimde geçmeyecek ve faturalar her ay kontrol edile- cek. • Araç telefonu sadece bu genelgeye ekli listede belirtilen üst düzey makam ve hizmetler için tahsis edilen araçlarda kul- lanılabilecek. • Bakan, müsteşar. müste- şar yardımcısı, genel müdür ve başkanlar dışındaki makamlar için hiçbir surette günlük gazete alımı vapılmayacak. • Kadro açrklan. personel fazlası olan ya da özelleştirilen kuruluşlardan giderilecek, yine de açık kalırsa özel izînle me- mur alınacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear