25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 EYLÜL1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 13 yİNSANLAR ÇÜSUN ÖZBİLGEN Her mekânın kemikleri ve ıskeletı belirlibirstiliarar. O mekânı, o evin kemiklerine saygı duyarak döşemek lazım. AyşegütNatir GELENEK PARTİSİ CHP'DE GELENEKSEL İÇ ÇEKİŞMELER CHP'de ikinci adam kim? CHP bir gelenek partisi, Gelenekleri arasında en önemli yer tutanlardan biri de iç çekışmeleri. Gelenek- sel parti kuruldu ya gele- neksel iç çekişmelerin to- humları da ortalığa saçıt- maya başladı llk önce gizliden gizliye bir "ikinci adamlık" yarışı başladı. Daha partinin koltuk dağı- lımı belli olmadan iki" ikinci adam" arasındaki yarış alt kademelerın başlıca soru- nu haline geldi. Ismail Cem'in ikinci adam olması gerektiğini düşü- nenler şöyle diyorlardr "Genel sekreter eskı CHP'de olduğu gibi güçlü bir genel sekreter olmaya- cak.Yanı işte şöyle özel sek- reter gıbi bir şey olacak: Asıl önemli olan genel baş- kan yardımcılığı Ismail Cem, Birinci Dereceden Genel Başkan Yardımcısı olacak.. Böylece Genel Sekreter Ertuğnıl Günay Ertuğrul Günay ile Genel Başkanın "birinci derece" yardımcılığına getirilecek olan Ismaii Cem çekişmesi parti ile birlikte açılmış olu- yor. Ancak şimdilik bu konular yumuşak bir üslupla dile getiriliyor. CHP içi yumuşak tartışma konularından bıri de Alı To- puz ile ilgili. Karadenizliler Topuz'un genel başkan yar- dımcılığmdan oldukça memnunlar ve örgütlenme İsmail Cem ışlerınde etkinliğini istiyor- lar Ancak bazı CHP'liler, bi- raz da bu konuları hatırlat- makla eğlenen SHP'lilerin dolduruşuna gelerek To- puz'un geçen kurultay ön- cesi Deniz Baykal'ı ABD'nin doğrultusunda hareket et- mekle suçladığını şimdi nasıl birinin genel başkan diğerının genel başkan yar- dımcısı olduğunu soruyor- lar. CHP'lilerin bir başka zor- landığı konu ise kasım ayında 18 ilçede yapılacak belediye başkanlığı seçim- leri. Bu seçimlere CHP katıla- mayacak. SHP ıse var gücü ile asılacak. Seçimlerden SHP güçlü bir biçimde çı- karsa CHP'nin SHP'den almayı umduğu taban ye- rinden kımıldamaz. Ancak SHP kasım ayında yapıla- cak seçimlerde önemli bir oy kaybına uğrarsa o za- man CHP'ye yöneliş hızla- nır. CHP'liler bu seçimlerde SHP'nin engellenmest için ellerinden geleni yapmak durumundalar. Ancak bu ilçelerde açık açık SHP aleyhine çalışıp sağ partilerin seçim kazan- masını ister görünürlerse de bunun sosyal demokrat taban tarafından tepki ile karşılanacağını biliyorlar. CHP'de ise geleneksel ya- rış ve oyunlar geleneğe uygun biçimde yeniden gündemde. BİR YIUNR HAZIRLANAN SİNEMA GEMİSİNDE SİNEMA YOKTU Boğaz'da bir 'skandal' gemisi KABATAŞ'tan araba va- puruna binen tüm davetlile- rin eline, çok şık basılmış bültenler, gece karanlıkta çevirmek üzere maytaplar ve pırıltılı ve nazar boncuklu bir kartona basılmış teşek- kür ilanı tutuşturuluyordu. TÜRSAK, yani Türkiye Si- nema ve Audiovisuel Kültür Vakfı, bu sinema gemisi- nin hazırlamasında katkısı geçen kuruluşlara teşekkür ediyordu. Tam bir yıldır hazırlandığı belirtilen "sinema gemisi"- ne katkıda bulunan kuruluş- lar arasında kimler yoktu ki? Kültür ve Ulaştırma ba- kanlıklanndan başlamak üzere çeşitli resmi kuruluş- ların genel müdürlükleri, belli başlı holdingler, ban- kalar, gazeteler, dernekler vs. Koskocabirliste... Şimdi de araba vapurun- da olanları anlatalım Kimisi 250 bin lira para ödeyerek gelmiş, kimisi ta- nıtım için özel olarak davet edilmiş yüzlerce kişi şık şı- kırdım giyinmiş bir halde araba vapuruna bindıler. Ost katta kurulan büfeden içkilerini alarak vapurun ha- reketini beklemeye ve ufak- tan dedikodu yapmaya koyuldular. Akşam 20.30 sı- ralarında, gemi yüzlerce davetlisini almış olarak ha- reket etti. Kabataş'tan hava kararırken kalKan geminin yolcuları araba vapurunun KİM KtME DUM DUMA BEHtç AK \kordeoncu Anahit konuklara guzel parçalar çalıyordu, ama Balıkpazarrnın kokoreççileri daha çok arandı doğnısu. arabaları taşıdığı alt katın- daki bölmeye dizilen san- dalyelerde, Işıl özgentürk- ün yönetmenliğini yaptığı "Seni Seviyorum Rosa" fil- mini seyretmeye hazırlanı- yorlardı. Gemi giderken, beyaz- perdenin kurulduğu araba vapurunun kapağındaki bölmede kaynak yapıldığını fark edenler biraz şaşırdı- lar.Gemi Beykoz'a doğru ilerliyor, davetliler kendile- rine büfeden bol miktarda ikram edilen içkileri yudum- luyor, ancak bu mideleri kazıyan içkilerin yanında en ufak bir yemek ve çerez be- lirtisi görülmüyordu. Saat 23'te gemi Beykoz'a yanaş- tığında herkes oldukça aç veçakırkeyifti. Beykoz iskelesinde bağ- lanan gemide törenler ya- pıldı, ödüller verildi, Kültür Bakanı hep böyle bir sine- ma ve kültür gemisi rüyası gördüğünü anlattı, Euroi- mage Başkanı, Türk sine- masına 60 milyon dolar katkı yaptıklarını anlattı. Bu arada saat 23.30 olmuştu. Geceyi takdim eden Can- dan Sabuncu, filmin biraz geç başlayacağını, sinema makinesinin lambasının bu- lunmadığını ve üç arabanın bütün Istanbul'da lamba aradığını söylemez mi? -Onlar lamba arayadur- sun. biz de lokanta diyen davetliler kendilerini Bey- koz'a attılar. Gece yarısına dcğru Bey- koz sokaklarını dolduran MÜZE MÜDÜRÛ SBiARİST OLDU Televizyonda arkeolojik bir dîzi İNTERSTAR televizyo- nunda ilginç bir dizi başlı- yor. Dizinin ilginç yanı, ger- çek bir müze müdürünün, yaşamından kesitleri se- naryo olarak kaleme alma- sı. "Taşlarm Sırn" isimli di- zinin yazarı Hakkı Burçay Anger hem deneyimli bir arkeolog hem de eski bir ti- yatro sanatçısı. Kendi ger- çek müze müdürlüğü ya- şantısmı, diğer müzecilerin başlarından geçen olaylar- la kurgulayarak bu 13 bö- lümlükdiziyi yazmış. Kendi- sini, yani müze müdürünü Tank Akan oynuyor, kendisi de, en yakın arkadaşı kur- naz bir Anadolu serüvencisi rolünde. Filmdeki bütün ka- rakterler gerçek ve henüz yaşıyorlar. Dizinin ilk beş bölümü Ah- lat'ta geçiyor. Ahlatlılar çe- kimler sırasında büyük bir vefa örneği göstererek, unutamadıkları eski müze müdürleri hatırına çalışma- lara büyük özveriyle katıldı- lar, hiçbir maddi çıkar gö- zetmeden her alanda yar- dımcı oldular. Altıncı bölümden itibaren müze müdürlüğünden tayin olmasıyla öykü Akdeniz kı- yılanndaki antik kalıntılarda geçmeye başlıyor. Burada, yarı Alman yarı Türk olan il- ginç kişilikli bir KIZ arkeolo- ğu oynayan Elıf Köklü de sürekli oyuncu olarak diziye katılıyor. Dizinin baş kadın oyuncu- su ise Ayşegül Aldinç. Sine- mada da iddıalı olan sanatçı dizi hakkında şöyle konuşu- yor: "Aynı zamanda birçok di- ziden oneri geldi. Mafya rei- si kadın, gazetecı bir kadın, bir jöne âşık kadın vs. Kuş- kusuz tercıhimi bu diziye, avukat Tomris rolüne kul- landım. Burada, çok akıllı ve kültürlü, hayatnı arkeo- lojiye adamış bir adama iç- ten içe ve yavaşça bağla- nan bir kadın, kişilikli ve mücadeleci bir kadın rolün- deyim. Bilinen basit kalıpla- rın ötesinde bir karakter. Anlamsız öpüşmeler, sanl- malar filan yok. Her şey çok gerçekçi, kişilik çatışmala- rıyla gelisen bir ilişki. Çok ilginç arkeolojik olaylarla ve mekânlar içınde örül- müş. Ayrıca ülkemizin eski eserlerie ilgili sorunlarını da -ne yazık ki bugüne ka- dar hiç değinilmemiş- yan- sıtmak çok heyecan verici. Senaryo, alışılmış Ameri- kan benzeri basit macera ya da durağan bildik aşk di- zilerinin çok ötesinde. Bazı sinemasal kaygılarla öykü ve diyaloglar değiştirildi, kı- saltıldı. Ama konunun özü ve yazarın özgün esprisini yitirmedik sanıyorum. Ayrı- ca usta işi yönetim (yönet- men Yusuf Kurçenli) ve eşsiz görüntüler (görüntü yönetmeni Salih Dikişçi) olaya üstün bir atmosfer ge- tirdi. Dizide Merih Akalın, Duy- gu Ankara, Salih Kalyon, Engin Inal, Can Kolukısa, Nurettin Şen gibi sanatçılar da rol aldı. •Seni ikoy Hep formdaiın. 8en ue dckv/vyervm. %A aıt>i, fynm de J lctzım- gıt>ı ı/ocvdvmon (fvlgvn. ohbıhnesı ti-ıo, SreA V yapmom kf i>ır f-vrkı karar Sen ne yçpıyorjun ? f*—[ -£Z: ÇİZGİLİK KÂMİL MASARAC1 süslü hanımlar ve şık bey- ler, kendilerine hayretle bakan bekçilere açık lokan- ta soruyorlardı. Sonunda, Beykoz'un ünlü paçacılarından Albayrak Iş- kembe Salonu keşfedildi. Kapanmaya yakın, yorgun iki garson, bir anda lokanta- nın tüm masalarının doldu- ğunu görünce bu baskına pek şaştılar. Yarım saat sonra karnını doyurarak gemiye dönme- ye başlayan davetliler, ara- ba vapurunun düdüğünü işitince şöyle diyorlardı: -Ehh işte kaptan bizi çağı- rıyor, galiba film başlaya- cak. tskeleye gelenleri ise kaptanın sürprizi bekliyor- du. Gemi ağır ağır uzaklaş- maktaydı. Seni Seviyorum Rosa fil- mi, "bir senedir hazırlan- makta olan" sinema vapu- rundaki teknik arızadan dolayı gösterilemedi. Konukların açlığının, ye- mek organizasyontinu üst- lenen Izhak Alaton ile içki organizasyonunu üstlenen Osman Kavala arasında so- run yarattığı ve iki holdingin ikram yüzünden aralarının açıldığı dedikodusu aldı yü- rüdü. Konuklar 'sinema ge- misi'nde sinema seyrede- mediler, ama Boğaz'a çil yavrusu gibi dağılarak "skandal nasıl yaratlır" isimli tiyatronun provasını seyrettiler. x— VJPA'- 1 ^ AĞ AÇ Y AŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES ç •ZAMlARA 7AHAAAMC*L HARBt SEMtH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN löEylûl PRIMADONNANIN OLUMU.. J977'D£ BUGÜN,ÜUUI SOPKMJO MAKIA CALLAŞ, 53 YA- ŞtNDA ÖlMÛÇTÛ- YUUAU ASILLI 8j<Z &OÇMEN AİUNİN ÇO- CUĞU OLARAK AMERtKA'PA DÜNV4VA 6£UEN MAZJA (cAuxseeoPouus, 14 YA$<HDA AT/NA'YA GÎDEREK KDNSERVATUAROA ÖĞgEMfM GÖRMÛŞTU. İLK KE O4K SAUNEYE Ç1KAN CALLAS, £$/N£ AZ ISASTLAfJAH SiR ÛM£ utAŞŞT MAZlA CALLAS'iN ÛÇ ÖzeLUSİ PİU£JZ£ PBS- raH OLMUÇTV: S£S{, Hieç/NUĞI V0 YUNAN U AKMATVR. ONASİS'LE UZATMALI tftRÇfNUĞtUlN K£NOİ PE BUMUN, OPB&AN/N BA£K/S(NPAN &4Y- NAKLANDtĞ/M SÖYLürORPU.. 60 YIL ONCE Cumhuriyet 30 YIL ONCE Cumhuriyet Ilkmektepler 16 EYLÜL 1932 İlk mekıeplerde hermuallimin kendisine göre bir tedris tarzı kabul ederek talebelerini bu şekilde yetiştirdikleri görülmektedir. Muallimlerimiz muhtelif müesseselerden yetişeceklerinden hemen muallimlerin adedi kadar ledris usulü takip olunmaktadır. Her ne kadar müfredat programlan talebeye verilecek tahsilinesaslannıçizmekteise :v ^•.r .^ii.^Kk .-r',"~ .: de sistemlerin tahavvülü tipik P^^f^^^-^^^i ilk mektep talebesi yetiştirmeğe imkan bırakmamaktadır. Bazı muallimler talebeye her şeyden evvel klasik bir takım malumat vermek istediklerinden yetiştirdikleri talebelerin kültürü noksan olmaktadır. ?. Ü 11 Brezilya'da durum 16EYLÜL1%2 Genel İşçi Federasyonu tarafından bugün gece yansından başlamak üzere verilen grev karan öne alınmış ve dün gece yansından itibaren işçiler işlerini bırakmışlardır. Brezilya işçileri işlerini bırakmakla, Başkan Goulart'ı ve memlekette bir "'bünye inkılabı" yapılmasına istiyen "milliyetçileri" desteklemektedirler. Ancak burada mesleki istekler de ihmal edilmemiştir. Nitekim alman grev karannda ücretlere yüzde yüz zam yapılması ve fiyatlann dondurulması da istekler arasında yer almıştır. Brezilya"nın en aşın sağo adamı olarak tanınan. bundan önce yaptığı hücumlarla eski Başkan Vargası intihara. Başkan Guadros'u istifaya mecbureden ve bugün de Başkan Goulart'ın karşısına bütün kuvvetiyle dikilen Guanabara eyaleti Valisi Carlos Lacerda. ıdaresi altındaki topraklar içinde grevi kanuna aykın olarak ilan etmiş ve polise. grevcilere karşı koyması emrini vermiştır. Bundan başka. eyalet içinde bütün belediye ve resmi daireler arabalan halkı taşımakla görevlendirilmiştir. Alınan son haberlere göre demiryolu işçileri genel gTev emrine tam olarak uymuşlardır. MARMARA ÜNİVERSİTESİ YABANCIUYGULAMA MERKEZİ DİLLER EĞİTİM ARAŞTIRMA VE 1992-1993 KIŞ DÖNEMİ İNGtÜZCE VE ALMANCA DİL KURSLARI Merkezimiz bünyesinde dtlzenlenmekte olanİNGİLİZCE ve AL- MANCA dil kurslanna başlangıç, orta ve üeri seviyelerde ögrenci kay- dedilecektir. Hafta içi dil kurslan 12 Ekim 1992 Pazartesi gününden itibaren, tngilizce 16.15-18.15 ve 18.45-20.45, Almanca 18.00-20.00 saatlen arasında; hafta sonu dil kurslaıı ise 11 Ekim 1992 Pazar gününden itibaren 9.30-13.3ı) saaclerı arasında düzenlenecektir. Bu programlar için son mıiracaat tarihi 8 Ekim 1992 olup, kursi- yerlerin bu tarihten önce seviye tespit sınavına girip, başlayacakları kuru tespit ettirmeleri gerekmektedir. Seviye taraamlayanlara SERTİFİKA verilir. ADRES: Marmara Üniversitesi Göztepe Kampusu 81040 Ziverbey/lstanbul Telefon: 348 72 57-348 72 58 Basın: 37249
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear