29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS1992 PERŞEMBE 16 HABEBLEREV DEVAMI BURASITURKIYE HALUKŞAHtV Siyaset Bilimi Aramyor Lisedeki coğrafya hocamız "Imam", ülkelerin gelece- ğiyle ilgili tahminlerde bulunmaya bayılırdı: "Bir gün gelecek, Amerika Rusu tepeleyecek, Ingilizle Alman birleşip Amerika'yı çökertecek, sonra ikisi birfoirine dûşecek..." En sonunda bir tek "Mûslüman Türkiye"nin ayakta kal- dığı, başkalarının duman olduğu. deve güreşini andıran senaryolardı bunlar. Hocamız dünyanın belli başlı ülkele- rini birbirine kırdırarak haritadan silerken, arkadaşlar gı- cıklık olsun diye sorarlardı: "Peki hocam, Fransa ne olacak? Onu söylemediniz." "O da kendi günahlanndan batıp gidecek; Allah'ın ceza- sı!.." Hocamız etiminasyon usulüyie 'düvel-i muazzama'nın icabına bakarken biz pek keyiflenirdik. Bir yandan dersin kaynadığına sevinirken, bir yandan söylenen saçmalıkla- ra gülerdik. "Saçmalık" diyorum. Cehalet işte! • • • "Uluslararası siyaset" dersi veren akademisyen bir ar- kadaşım geçenlerde şöyle dedi: "Çocuklara okutacak kitap bulamıyorum. Soğuk savaş döneminde yazılmış olanlarm tümünü kitaplığımdan attım. Hepsi fos çıktı. Hiçbiri artık işe yaramıyor." Hayır, tarihin materyalist yorumuna dayandıgını iddia eden, Marksizm-Leninizmin evrensel zaferini kaçınılmaz goren Moskova baskısı kitaplardan söz etmiyordu. New York, Londra, Paris baskısı; "hür dünyacı", "objektif", "si- yasal bilimler" metodolojisine uygun kitaplardan söz edi- yordu. Kitaplığından atbkları bunlardı. Dünyanın geleceğine ilişkin tahminlerde, bunlar da bi- rinciler kadar yanılmışlardı. Ince istatistiksel analizlere dayandırdıkları, simulasyon örnekleriyle sınadıkları, ma- tematiksel formüllerle doğruladıkları modellerin hiçbiri bizim Imam'ın tahminleri kadar bile doğru çıkmamışt. Imam'ın bizi çok güldüren tahminleri; tarihte ani iniş- çıkış, yükseliş ve batışlarla birlikte bazı garip süreklilikle- rin bulunduğu sezgisine dayanıyordu. Doğal bilimlerden aktarılmış "sistem teorisine", "yapı- sal işlevciliğe" dayanan Batılı kuramlar ise hep, varolanın olduğu gibi devam etmesinin kaçınılmazlığını kanıtlamaya calışır gibiydiler. Onların dediklerine bakılırsa, "sistem teorisi" ne Sovyetler Birliği'nin kendisini oluşturan siyasal alt-birimlere bağımsızlık vererek dağılmasına izin verirdi ne de Amerika'nın alt-birimleri durumundaki Avrupa ile Japonya'nın bu ölçüde güç kazanmasına... Bu kitaplarda siyasal gerçeklik, tarihsiz bir "şimdi" ola- rak dondurulmuştu âdeta. O sonsuz "şimdi", "Amerikan yüzyıh" idi. 20. yüzyıl sona ererken, Marksist-Leninist alternatifiyle birlikte o ortodoksluk da yıkıldı. Eski ders kitapları kadük oldu. Yalntz eski Sovyetler Bir- liği'nde değil, onun simetrik karşıtı sayılan yerlerde de böyle oldu. Siyaset biliminin, yıllar önce dondurulup saklanmış bir hasta gibi, tarihin alevleriyle ısıtilıp canlandırılması gere- kiyor. w Niye böyle oldu?.. Her iki yanda da yapılan temel hata, bilimsellik adına in- san öğesinin ikinci plana atılmasıydı. Yöntemler ve model- ler doğal bilimlerden ödünç alınmıştı. Tahminler, Newton evreninin yasalanna göre ayarlanmıştı. Bu yasalardan birisi olan "devinim yasası", hiçbir pürtü- ğü olmayan tam yuvarlak toplann hiç pürüzsüz bir zemirt- de hava direnciyle hiç karşılaşmadan yuvarlandığını var- saytyor, kestirimlerin buna göre yapılmasını istiyordu. Oysa gerçek yaşamda böyle bir durumun gerçekleşmesi olanaksızdı. Ne böyle toplar olabilirdi ne de böyle bir or- tam... "Siyasal bilimciler"in tarihten soyutlanmış modellerinin yaşama geçirilmesinin olanaksız olması gibi. Ama bu bakış açısı egemen oldu. Soguk savaş dönemi- nin ideolojikçekişmesi içindeortodoksluklarmarifetsayıl- dı; söylenenlere aldırış edilmedi; herkes bildiğini okuma- ya devam etti. Ve yazmaya, tabii... Her iki yanda da, kütüphaneler dolusu işe yaramaz kitap kaldı geriye. Ve hepsi birbirinden yanlış çıkmış tonlarla si- yasal tahmin... 60 YIL ÖNCE CumhuriYeT~ Rus mütehassıslar 6 AĞUSTOS 1932 tnşaat projeleri devlet tröstû müdürü Orolofun riyasetindeki mütehassıslar gurubu Türkıye hükümeti tarafından bazı sınai teşebbûsat hakkında plan ve projeler tanzimi için yapılan davet üzerine Türkiye'ye hareket etmiştir. Bu projeler Sovyet hükümeti tarafından BaşvekJl Ismet Paşa'nın Moskova'daki ikameti esnasında Türkiye'ye açılan 8 milyon dolarbk krediye tevfıkan yapılacak siparişlerin tahakkuku şeklinde tatbik edilecektir. Gurup azası meyanında şu zevat bulunmaktadır. M. Glagebn, M. Nikolayef, su mecrası ve kanalizasyon mütehassısı profesör M. Samgin, jeoloji mütehassısı M. Troyanski, kutret mütehassısı M. Voloski, planlar izzan mütehassısı iktisatçı M. Kovalevski. Sovyet mütehasısian Türkiye'de iki ay kadar ikamet ederek tabii şeraitin ve yapılacak işlere ait projelerin ihzanna lazım olan diğer hususatın tetkiki için Türk mütehassıslarla birlikte Anadolu'nun muhtelif mıntıkalanru ziyaret edeceklerdir. Yerli malı satışlan Dûn hava sıcak, yollar, bina dahılleri tahammül edilemez halde idi. Fakat buna rafemen dûn şehrin en kalabahk yeri Oalatasaray Lisesi'nde kurulan yerli mallar sergisi idi. Daha sabahtan başlayan ziyaretçi akını akşam üstü tehacüm halini almış, sergi komiserliği intizamı terrun için fevkalade tedbirler almaya lüzum görmüştür. Yerli malı kelimesi halk üzerinde sihirkar ve cazip bir tesir yaratan meftıum haline gelmiştir. Dün sergiyi 23 bin kişinın ziyaret ettiği sanılıyor. Bu rakam şimdiye kadarki ziyaretçi miktannı 71.380 kişıye çıkarmış ohıyor. HAVA DURUMU Dikili 7. Sanat ve Kültür Şenliği Ivedilikle yeııi bîr aııayasaNÜVÎTTOKDEMİR FİGENYAISIK DİKtLİ - 'Türkiye'nin Gündemi Yeni Anayasa" tar- tışmasında, yeni anayasanın insan hak ve özgürlüklerine uygun olması, ivedilikle de "anayasa kurultayı"nın top- lanmaa istendi. Dikili 7. Kültür ve Sanat Şenlikleri'nin dünkü bölü- münde gerçekleştihlen "Tür- kiye'nin Gündemi Yeni Ana- yasa" panelini Halit Çelenk yönetirken konuşmacı olarak Avukat Atilla Coşkun, Dr. Alpaslan Berktay ve Avukat Turgut Inal katıldılar. Panel yöneticisi Halit Çelenk açış konuşmasında, hak ve özgür- lük mücadelesinin, emeğin karşıhğmı olduğunu larla kabul etürilmiş anayasasının yerine oluşturul- doğdu. Yeni anayasa objektif, ması gereken anayasanın ko- gerçekçi olarak hak ve özgür- şullanna değinen Çelenk söz- lükleri düzenlemeli, insan lerini şöyle sürdürdü: haklan ve toplumun ihtiyaç- •• •- • lan ölçüsünde yerine oturtul- malı. Terörle Mücadele Yasa- kaldınlmah. Pişmanlık "Hak ve özgürlük kavramı insanlarla ve sınıflı toplumlar- la yaşıt. tnsanlann haklan da yasalarda yer almışür. Soyut gibi görünseler de hak ve öz- gürlük mücadelesinin teme- linde somut kavramlar vardır. Hak ve özgürlük mücadelesi, emeğin karşıhğını alma müca- delesidir. Bağımsız yargı, emekçinin mücadelesinde bi- reyın hakkını savunur. tnsan haklan ve demokrasi iç içe kavramlardır. Hukuk devle- tiyle insan haklan da iç içe kavramlardır. Anayasa, yöne- tenle yönetilenler arasındaki hak antlaşmasıdır. Bir anaya- sı Yasası kaldınlmalı. Bir ana- yasada belli bir ideolpji öne çıkanlmamalı." Halit Çelenk, yargının ba- ğımsızlığının korunması, cumhurbaşkanının yetkileri- nin azaltılması, DGM'lerin kaldınlması ve sivillerin aske- ri mahkemelerde yargılanma- ması gerektiğini vurguladı. Çelenk, en kısa sürede anaya- sa kurultayının da toplanması gereğjni vurguladı. Panelin konuşmacılanndan .^^ •,...„-„,•• „ „ j _ Av. Atilla Coşkun, bugünkü alma mücadelesi sa tepki anayasası olmamalı- anayasa ile oyalanmak yerine bir orgutlu sıvıl toplum? Eski vurRUİadı Baskı- dır. 27 Mayıs Anayasası ve 12 yapılması gerekenin bir an ön- anayasalar çağın ıhüyaçlanna 12 Eylül Eylül geçmişe tepki olarak ce gerçekleştirilmesine değine- yanıt verebılır mı? Çağı behr- rek "önüıaüzdeki baharda Türk anayasası tartışması bel- li bir sona gelecek. Bunu yük- seltmek gerekiyor. Demokra- tik anayasa isteyenlere ayn bir görev düşüyor" dedi. Siyasi partilerin çeşitli anayasa öne- rileri olduğunu vurgulayan Coşkun, şöyle konuştu: "Anayasa önerilerini SHP açıklayamıyor. ANAP açıkb- yor, DYP kısmen açıklıyor. 12 Eylül anayasası anlayışına uy- gun olanlar açıklıyor. Ama değiştirilmesi gerektiğini gö- renler açıklayamıyor. Her toplumun belli bir anayasası var. Anayasa, devlet-yurttaş arasındaki yaşam kurallannı belirlemeli. Dünkü kurallarla yürümek bugün mümkün mü? Nasıl bir anayasa, nasıl Aaa... Müze soyuhnıtş! SERDAR KIZIK tZMİR - Selçuk-taki "Efes" ve Yatağan"in Eskihisar kö- yündeki "Stratonikeia" antik kentlennin tarihi eser depolan soyuldu \e bazı mermer heykel- ler calındı. Efes soygununu ya- panlar çaldıklan eserleri İstan- bul'da pekçok antika kaçakçı- lık olayına adı kanşan Nihat Kolaşın'a satarken yakalandı. Ancak. deponun soyulduğu üç hafta sonra farkedildi. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Prof. Dr. Engin özgen. "Efes- teki soygunun anfitiyatroda verilen festival konserleri sıra- sında güvenliğin delinmesinden kaynaklanmış olabileceğini" söyledi. Yatağan'daki depo da- ha önce de soyulmuş ve bir de cinayet işlenmişti. 3 Haziran 1992tarihli"Cum- huriyefte "Tarihi Eserde Su- çüstü" başlıklı bir haber yayım- lanmış ve aralannda adı pek çok antika kaçakçılığı olayına kanşan Nihat Kolaşın ve yeğe- ni Ali Kolaşırûn yakalandığı duyurulmuştu. Önce soyguncu yakalandı Adliyeye gönderilen sanıkla- nn bazılannın tutuklu. bazıları- nın da tutuksuz yargılanması kararlaştınlmıştı. Haberimizde Roma dönemine ait mermer- den yapılmış bir erkek gövdesi- nin de "Torso" fotoğrafı ya- yımlanmıştı. "Efes'ten geldiği" bildirilen bu heykel ve öteki eserler mahkeme karanyla İs- tanbul'da Türk ve tslam eserle- ri müzesinde güvenlik altına alınmıştı. Soygun sonra anlaşıldı Bu olaydan 8 gün sonraki ge- lişmeyi Efes Müzesi'nden bir yetkili şöyle açıkladı: "Ören yerindeki denetim sı- rasında deponun zindrirun kı- nlmış olduğu görüldü. Sayım yapıldı. Biri depodan ve dördü de açık sergi alanından olmak üzere dört adet eski eserin çalın- dığı saptandı." Heykelleren biri müze depo kayıtlannda şöyle tanımlanı- yor: "1977 Efes kazılan sırasında antik kütüphane önünde çıka- nlan, 77 cm. boyunda. 45 cm. genişliğinde, 22 cm. derinliğin-- de çıplak "torso" mermer hey- kel. Heykelin kollan dirsekle- rinden, bacaklan kalçanın bir altından kınk. Kalça yanlann- daki destek çıkıntılanndan bir yere dayanmış olduğu anlaşılı- yor. Vücut hafif sağa eğilimli." Aydın polisi hâlâ ipucu anyor Olay hakkında konuştuğu- muz Şelçuk ve Aydın emniyet yetkilileri "Soruşturmanın sür- düğünü bugüne değin soygun- cular ile eserlerin nerede olduk- lanna ilişkin bir ipucu bulun- madığını" söylemekle yetindi- ler. Oysa bu tanımlamadan son- ra heykelin fotoğrafını görünce bunun Jstanbul'da Kolaşm'- lara satılmak iştenen. mahke- mece Türk İslam Eserleri Müzesinde güvenlik altına alı- nan ve 3 haziranda gazetemizde fotoğrafı yayımlanan eser oldu- ğunu saptadık. Polis ve Kültür Bakanlığı yetkililerinin olayı bugünkü ya- ymımız üzerine bir de bu açıdan değerlendirmeleri bekleniyor. Çalınan eserler Efes deposundan çalınan ötekı eserler ıse şöyle: 1. Efes'te çıkartılan 99 cm. yüksekliğınde mermer Herak- les heykeli, İ.S. 2. yüzyıla ait. 2. 1974'te bir ev inşaatı sıra- sında bulunan 44 cm. boyunda girlandlı lahitparçası. Üzennde bir meduza kabartması bulu- nuyor. 3. Roma dönemine ait 97 cm. yüksekliğinde gıyimli kadın heykeli 4. Roma dönemine ait 52 cm. yüksekliğinde mermerden va- pılmış çıplak erkek torsosu. Efes soygunu hakkında An- kara'dan kendisıyle konuşan bir muhabırimize Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Prof. Dr. Engin Özgen "Efes anfı tı- yatrosunda verilen festival kon- serlen nedeniyle sahnede ses ve ışık düzenlemesi için pekçok kı- şi belirsiz saatlerde buraya girip çıkmakta ve antik kentin gü- venlik sistemi bozulmaktadır. Soygunculann bir konser bağ- lantısı sırasında güvenliğı deldi- ğinı sanıyoruz. Bu konuda açıklama yapılacaktır."demek- leyetindı. Prof. Özgen"ın varsayımı ka- bul edilecek olursa Efes'teki soygunun 31 Mayısta yapılan İstanbul Senfoni Orkestrasf nın "Bahar Konseri" gecesi ya da öncesindeki hazırlıklar sırasın- da olması gerekıyor. Bundan önce tıyatroda başka bir konse- rin verilmediği biliniyor. Buna karşılık İstanbul Mali Şube Ekiplerinin soygunculan "ka- çakçı" zannıyla 31 Mayıs'tan önce takibe aldıklan biliniyor. Bu yıl şu ana kadar Efes'tc 11 konser düzenlendı. Sırada 8 konserin daha olduğu bıldirili- yor. Bu arada Yatağan'ın Eskihi- sar köyünde bulunan "Strato- nikeia" antik kenti deposundan 27 temmuz günü iki eserin ça- lındığı ortaya çıktı. Bir telefon ihban üzerine yapılan incele- mede Roma dönemine ait çıp- lak kafalı, uzun kulaklı ve büvük dudaklı mermerden, İ.S. birinci yüzyılda yapılmış "sa- tir" tiyatro maskı ile Roma dönemine ait üzerinde sandal- yede oturan bir kadını gösteren ve yaklaşık bir metre boyunda kınk mezartaşının da caİındığı ortaya çıktı. Olayla ilgili tutanakta müze bahçesınin giriş kapısının zor- lanmadığı. kapı kilidinin kapalı olmadığı belirtildi. Öte yandan bu deponun 20 yıl önce bir kez daha soyulduğu ve hatta olayda eserleri taşıyan bir taksi şoförünün öldürüfdü- ğü anımsatılıyor. Çin'de ölüm cezasıveriliyor Haber Merkezi - Çin hükümeti, antikalann ve tarihi eserlerin ülke dışına kaçınlmasını önlemek amaayla kaçakçılara idam cezası vermeye başladı. Bununla birlikte son zamanlarda ağırcezalara karşın kacakcılıkla baş edemeyeceğını anlayınca bazı eserlerin açıkarttırmayla satışa çıkanlması karannı aldı. İngiliz "Independent" gazetesinde yayımlanan bir habere göre, sonbaharda ilk kez Çin'de görkemli bir açıkarttırma düzenlenecek ve iki binden fazla tarihi eser ile antika, yerli ve yabancı meraklılara satılacak. Saüşa çıkanlacak eserlerin I.ö. 1600 yıllanna kadar uzanan Şang hanedanı ve sonrası dönemlere ait olduğu belirtiliyor. Satılacak eserler arasında ev eşyalan, halılar, tekstil ürünleri, ziynet eşyası bulunuyor. Bir tarihi eser satıcısı, Çin hükümeünin çok önemli eserleri satışa çıkarmayacağını, ancak satılacaklann "merakhlann iştahlannı biraz olsun kesmeye yeterli olacağuu" ileri sürdü. Ekim ayındaki açıkarttırmanın iyi bir biçimde örgütlenebilmesi ıçın, "Çin Sanat ve Antika Vakfı" Maastricht kentinde bir irtibat bürosu açtı. Büronun yönetmeni olan Hollandab Maryke van Holder, "Kaçakcılık o boyutlara ulaşmışü ki Çinliler bununla başa çıkamaz duruma geldiler. Son çare saüşlan resmıleştirmekti" dedi. Gerçekten de Çin'de yılda ne kadar tarihi eser kaçınldığını hesaplamak çok zor. İki hafta önce, 700 ayn kazı alanında müzelik değerde üç bin parça tarihi eser kaçınrken yakalanan bir grup, hemen tutuklandı. Çinlilerin açıkarttırmayı çok Batılı havasında düzenledikkri, ülkeye gelecek yabancı meraklılann ve koleksiyonculann " Yasak Kent"e götürülecekleri, konferanslar, aüşveriş turlan düzenleneceği, aynca açıkartürmaya katılacak herkese ipek kapb birer katalog armağan edileceği belirtiliyor. V Suhanahmet Açıkhava Sineması dün sinemaseverlerin hizmetine snnuldu. Cezaevi yok, sinema var Çevre Bakanlığı Meteo- rotojı Genel Müdûriüğü'- nden alınan bılgıye göre bütûn bölgelenmız az txı- luttu ve açık geçecek. Ha- va sıcaklıgı artmaya davem edecek. Rüzgâr, kuzey kesimtennde, kuzey ve doğu, ötekı yerlerde güney ve batı yönferden hafif, ara sıra orta kuvvet- te esecek. Denıztenmızde rözgâr, Batı Karadenız, Marmara, Kuzey Ege'de yıldız ve poyraz, Doğu Karadenız ite Güney Ege'de yıldız ve karayel, Akde- niz'de günbatısı ve lodostan 2-4, yer yer 5 kuvvetnde, saatte 4-16. yer yer 21 deniz mili hızla esecek Van Gölü'nde hava, az bulutlu ve acık gececek TÜRKİYE'DE Kültür Servisi - Sultanahmet Açıkhava Sineması dün, Kül- tür Bakanı Fikri Sağlar tarafın- dan acıldı. Sağlar açılışta yapü- ğı konuşmada, "Geçmiş ikti- darlarca düşünceye zindan katmak için yapılan bu mekân- larda, biz çocuklanmıza sanatı, banşı, özgürlüğü öğreteceğiz. Yıllarca ülkemizde düşünceyi zindana atmanın simgesi olan bu mekânda şimdi sinema izle- niyor, şenlik oluyor" dedi. Eminönü Belediyesi, Halkev- DÛMYA'DA Adaru Afyon AJr, Ariora Antalya Aydın Bursa ÇanaKkale Oıyarbakır E*rne Eraın/m Estoşdnt Istantmt Izmır Kars Konya Mersn Samsun Tratuoo Zongukla« 13° 35° 29° 29° 14° 30° 16° 34° 20° 39° 21° 22° 15° 32° 20° 39° 21° 35° 17° 29° 14° 30° 14° 30° 21° 36° 22° 25° 12° 29° 14° 32° 24° 28° 19° 29° 20° O , Amsteröam B Amman Aona buUki 7 1 yadmurtu sa» A-açık B bukıDu G-guneşt K karl, S ask Y-yajınurlu Brijksel Cenevre Frankfurt Letkoşa Pelersturg Londra Madnd Mılano Mcskova Uûmh Oslo Parıs Prag Rıyad Roma Vtyana Zunh 25= 40° 34° 40° 26° 32° 32» 38° 25° 26° 31° 34° 26° 32° ,90 8 28° A 33° A 43° A 35° A 34° A 32° leri Genel Merkezi, Ankara Birlik Tiyatrosu ve Ankara Sa- nat Tiyatrosu'nun katkılanyla düzenlenen, Sultanahmet Açık- hava Sineması ve Kültür Etkin- likleri, dün Kadırga'daki Emi- nönü Halkevi önünden, Istan- bul'daki 20 halkevinden temsil- cilerin, yöneticilerin ve çocuk tiyatrolanyla halk oyunu ekip- lerinin kauldığı yürüyüşle baş- ladı. Eminönü Belediyesi'ne kadar "özgürlüğü cezaevleri değil, kültürevleri yaratır", "Sultanahmet özgür- lük şimdi" yazıb flamalar, pan- kartlar taşıyarak ve türküler söyleyerek yürüyen kortej, grevdeki belediye işçilerini ziya- ret ederek, birbkte halay çekti- ler. Daha sonra Sultanahmet Meydanı'na kadar yine türkü- ler ve halkoyunlan eşbginde yürüyen topluluk, çevredeki vatandaşlann ve turistlerin bü- yük ilgisini çekti. Kalababğı ve taşıdıkian flamalan, pankartla- n görüp miting, gösteri yapıb- yor sanan insanlar kenara çeki- lirken, şenlik olduğunu anla- yınca alkış ya da oyunla, el sallayarak ilgi gösterdiler. Sultanahmet Meydanı'nda leyen ne? Ulusalcıbk, milb'yet- çiUk mi, uluslarüstü kurallar mı? Milliyetci hareketler çağı- mızı belirleyemez. Ama ger- çektir, yaşanacaktır. Dünya- da uluslar kendi devletlerini kurmaya cabsırken uluslarüs- tü devlet anlayışını ortaya çı- karüyor." Dr. Alpaslan Berktay, 1982 Anayasası'nın, 12 Eylül yöne- timinin gayrimeşru, silah zo- ruyla oluşturulmuş yapısının ürünü olduğunu belirtti. Babkesir Barosu Başkanı Av. Turgut Inal da, anayasa- lann bir mahsul ya da mal obnadığını vurgulayarak şöy- le konuştu: "Bugün kendisine devlet adını vermiş her ülkenin ken- disine özgü birer anayasalan bulunmaktadu-. Bu anayasa- lar demırbaş eşya gibi bir ül- keden diğer ülkeye almıp saü- da bir süre duran kortej, çevre- deki turistlerin de izlediğl hal- koyunu gösterileri ve tiyatro oyunlanndan sahneler sundu. Daha sonra Sultanahmet Ce- zaevi'nin önüne yürüyen kala- bahk burada türkülerle coşkulu bir gösteri yaptı. Topluluk, açıkhava sineması haline geürilen cezaevi avlusu- na girdiğinde çevreden insanla- nn da merakla içeriye doluştu- ğu izlendi. Daha sonra geçmiş yıllarda Sultanahmet Cezaevi'nde yatmış olan "eski tüfekler" bir bir gelmeye başla- dılar. Mehmet Alı Aybar, Ibra- him Balaban, Zihni Anadol, Osman İşci, Nuran Akşit, Fai- ka Atkan, Müşir Kayalar yüz- lerinden okunan heyecanla birbirleriyle kucaklaşular. Kültür Bakanı Fikri Sağlar yanında Eminönü Belediye Başkanı Ahmet Naci Akgün ol- duğu halde saat 20.20'de geldi. Açılış konuşmasmı yapan Ah- met Naci Akgün, 1900'lü yılla- nn başlanndan beri acılara sahne olan, en çok da siyasi ha- yatta mücadele verenleri konuk eden Sultanahmet Cezaevi'nin artık olmadığmı belirtti. Dün de bu eserler ele geçti İstanbul Haber Servisi - İstan- bul Malı Şube Müdürlüğü ekipleri, yurtdışına kaçınlmak üzere toplanan, Roma dönemi- ne ait bebek mezarlan, kadın- erkek büst ve heykelcikleri ile erkenbronz çağından Osmanb dönemine kadar uzanan za- manlara ait çeşitli antika parça- lannı ele geçirdiler. Olayla ilgili 5 kişi gözaltına alınırken, anti- ka parçalan inceleyen arkeo- loglar, ele gecenlerin maddi değerlerinın çok yüksek oldu- ğunu belirttiler. Mali Şube Müdürlüğü yetkilileri, ele geçen antika parçalann müzelere tes- lim edileceğini söylediler. 3.8.1992 günü bir ihban değer- lendiren Mali Polis, Beyazıt Çadırcılar Caddesi Camili Han'da turistik eşya satışı ya- pan bir dükkâna baskın düzen- ledi. Dükkân içinde çeşitli bölmelere konmuş dört adet la- hiı. bir büst, bir adet heykel ve bir adet heykel başı ele geçirildı. Pobs, işyeri sahipleri Hakkı De- mirkan ile Kemal Uslu'yu gö- zaltına aldı. Uzman arkeolog Gülden Polat ile Şehrazat Karagöz'ün yap- tıRlan incelemede, ele geçen ta- rihi eserlerin Roma Devri Eya- let Sanatfna ait olduğu beüf- lendi. Ostatek Teknesi denen çocuk mezarlanrun üzerlerin- de, kitabe, girlant, erkek ve kadın portreleri, kapı, koç başı ve rozetler bulunuyor. Ostatek teknelerinin Afyon mermeri ve kireç taşından yapıldıklan öğ- renildi. Mali Şube ekıplennin aynı handa başka bir dükkâna yaptıklan baskında ise erken bronz çağından Osmanlı döne- mine kadar uzanan zamanlara ait çok sayıda tarihi çanak. çömlek. küp. testi ve benzer eserler ele geçirildi. Çeşitli kışılerden toplanan tari- hi eserlerin dökümü şöyle: 6 adet iki kulplu büyük çömlek. iki büyük testı, bir adet sırlı maşrapa, 10 adet tek kulplu tes- ti. üç adet koku şışesi, bir adet anforiskos (kaide ve boyun kı- nk), 10 adet değişik tür ve nite- likte kase, iki adet terra sigillata noktalarla süslü kap ve kâse, 5 adet vazo. değişit türde testicik- ler, bir adet ary balloz, bir kuş fıgürini, 12 adet kandil, 8 adet kadın figürini, 2 adet Bizans dönemine ait kulp ve kâseler, bir adet men başı, iki cam koku şişesi, 8 mızrak ucu, 15 sîklce,3 adet bronz mızrak ucu, ve 6 adet bronz bıçak. Tarihi eserleri özellikle Antalya ve Alanya yörelerinden topla- yan Kemal Uslu ile Mustafa Yerlikaya, dün gazetecilere gösterildi. Sanıklar, tarihi eser- leri uzun yıllardır topladıklanru ve bunlan daha sonra Türkiye'- nin ve Avrupa'nın tanınmış ki- şilerine aracılar vasıtasıyla sat- tıklannı belirttiler. Mustafa Yerlikaya, tarihi eser toplayıp satma suçundan bir kez daha gözaltına alındıgını belirterek şöyle konuştu: "Bu benim baba mesleğim. yaklaşık 20 yıldır bu işi yapıyorum. Yeni değil. Biz, yıllardır, hep köylü- lerden böyle tarihi eserleri top- lanz ve bunlan sonra uygun fıyatlara satanz. Ancak, öyle herkesin dedidiği gibi milyar- larca liraya değil. Mesela bu Bizans dönemine ait kadın hey- kelciğini bir köylüden 300 bin liraya almıştım. Eğer siz gelip istemiş olsaydınız 500-600 bine satardım." Mustafa Yerlikaya, "Tarihi eserleri kimlere satıyor- sunuz" şeklindekı birsoruya da "Biz genelde hep aracılarla çalı- şınz. Asıl alıcıyla biz pazarhk yapmayız. Ancak, bizim malla- n verdiğimiz aracılann Koç ve Sabancı ailesi ile Ayşegül Na- dire sattıklannı biliyorum. " yanıtinı verdi. Bizans dönemi Eyalet Sanatı ürünleri olan ço- cuk mezarlannın (Ostatek tek- nesi) sahibi Kemal Uslu ise, eserleri Antalya ve Alanya yö- relerinden topladıklannı belirt- ti. Uslu, "Ben bu işi yıllardır yapıyorum şimdi suçlu oldum" dedi. İstanbul Mali Şube Mü- dürü Salih Güngör, arkeologla- nn tarihi eserlere paha biçeme- diklerinı belirterek şunlan söyledi: "Mali Şube'de çalışan bütün arkadaşlanmız, tarihi eser kaçakçılannı yakalayabil- mek için yoğun çaba harcıyor. Tarihi eserlerimizin yurtdışına kaçmlmasına engel olmaya ça- bşıyoruz." Özal rektörleri atadı • Baştarafi 1. Sayfada Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın çoğunlukla üniversitele- rin en çok oy verdiği adaylan seçmesi nedeniyle YOK'ün 1. sı- rada gösterdiği isimlerden 6'sını atamadı. Bu kapsamda üniver- site tarafından 2 ya da daha ait sıralardan aday seçilmesine karşın YÖK'ün 1. sırada göster- diği Ankara Üniversitesi Rektö- rü Prof. Dr. Necdet Serin, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. ömer Saatçioğlu, Egc Ünıversııesi Rektör Yardıması Prof. Dr. Er- dal Saygın, Uludağ Üniversitesi Mühendisbk Fakâtesi Dekanı Fatih Cengiz Babalık, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi ögretim üyesi Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp, İTÜ Rektör Yardıması Prof. Dr. Duran Leblebici, özal'ın listesi dışmda kaldı. özal, üniversitenin en çok oyunu aidığı halde, tnönü Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Beh- san önol. Mannara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. ömer Faruk Baürel (YÖK'ün de 1. ara adayı), Yüzüncü Yıl Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Ni- hat Bayşu, Erciyas Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eyüp Selahattin Karakaş, Ha- cettepe Üniversitesi Tıp Fakül- tesi öğretim üyesi Prof. Dr. Vural Bertan ve Ondokuz Ma- yıs Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. M. Kâmuran Erk'i hste dısı bırakü. ATANAN REKTÖRLER • Akdeniz Ünrv.: Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu, • Anadolu Üni.: Prof. Dr. Yıhnaz Büyükerşen, • Ankara Üni.: Prof. Dr. Günay Akbay, • Atatürk Üniv.: Prof. Dr. Erol Oral, • Boğaziçi Üniv.: Prof. Dr. Üstün Ergüder, • Cumhuriyet Üniv.: Prof. Dr. Asım Gültekin, • Çuknrova Üniv.: Prof. Dr. Can özşahinoğlu, • Dide Üniv^ Prof. Dr. Sedat Antürk, • Dokuz Eylül Üniv.: Prof. Dr. Namık Çevik, • Ege Üni?.: Prof. Dr. Rafet Saygılı, • Erdyes Üniv.: Prof. Dr. Mehmet Şahin, • Fırat Üniv.: Prof. Dr. Eyüp tspir, • Gazi Üniv.: Prof. Dr. Enver Hasanoğlu, • Gaziantep Üniv.: Prof. Dr. Uğur Büget, • Hacettepe Üniv.: Prof. Dr. Yüksel Bozer, • tnönü Üniv.: Prof. Dr. Mehmet Yüeesoy, • tstanbul Üniv.: Prof. Dr. Cem'i Demiroğlu, • tstanbnl Tekırik Üniv.: Prof. Dr. Reşat Baykal, • Karadenız Teknik ÜnL: Prof. Dr. Aydın Dumanoğlu, • Mannara Üniv.: Prof. Dr. Hakkı Dursun Yıldız, • Mimar Sinan Üniv.: Prof. Dr. Gündüz Gökçe, • Ondokuz Mayıs Üniv.: Prof. Dr. Naci Gürses, • Ortadoğu Teknik Üniv.: Prof. Dr. Süha Sevük, • Selçuk Unh.: Prof. Dr. Halil Cin • Trakya Üniv.: Prof. Dr. Poyraz Ülger, • Uludağ Üniv.: Prof. Dr. Ayhan KJZII, • YüdE Teknik Üniv.: Prof. Dr. Turgut Uzel, • Yüzüncü Yıl Üniv.: Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen. lan cinsten mal ve metaya benzememektedir. Anayasa- lar tekniğin, fennin buhıp ge- bştırip en modern makıne haline getirdiği bir mahsul, mal değildir. öyle olsaydı, dünyanın çağdaş, en ünlü hu- kukçulanndan bir meclis oluşturur, uzunca süren bir •çalışma ile en modern hukuk ve devlet yönetimine ait for- mül ve hükümleri yan yana getirip, işte en mükemmel ve en ideal anayasa bu der, bunu tüm ülkelere örnek anayasa diye takdim ederdik/^ _ 'Dıkiîi 7. Kültür ve Sanat Şenliği'nde önceki gece Coş- kun Sabah konseri büyük ilgi gördü. Konserin başlamasına üç saat kala Liman Sahnesi önünde uzun kuyruklar oluş- masının yanı ara, gece çevre- deki yapılann çatılannda da yoğun izleyici grubu gözlendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear