Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS1992 PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
Komünist Partili gazeteci Çin tipi sosyalizmin akıbetinin Sovyetler'e benzemeyeceğine inanıyor
Çin'de tek parti kapitalizmi
BİRTURİST
PEKİN'DE
7 GÜN...
RAGIP DURAN
Pekin'de yanm günümü Çinli gaze-
teci arkadaşımla geçirdim. Kendisi
parti" üyesi. Partinin denetimindeki
büyük bir medyada çahşıyor. Saat
12.00 sulannda yemek önerimi, sabah
saat 10.30'daöğleyemeğiniyediğiiçin,
kahve teklifımi de çevrede cafe olma-
dığı için kabul edemeyince. çahşüğı
yenn danışma salonunda sohbet etük.
En son 10 yıl önce görüştüğümüz için
82-92 muhasebesini ve değerlendirme-
sinı yapmadan önce ortak dostlanmı-
zın kaderlerini konuştuk.
- Ekonomık ve siyasal alanda çok
şey değişü son on yılda. Şimdi temel
politika olarak dışa açtlma ve pazar
ekonomisini gelişünneye çahşıyor
parti, diye söze girdi.
Çin tipı sosyalizmin anahtarlannı
veriyordu arkadaşım. Komünist par-
tisi kapitalizmi kurmaya çahşıyor. 1.
Şanghay İktisat Kongresi! Parti eliyle
kapıtahst yetıştirme kurslan da yakın-
da açılır herhalde. Zaten parti şimdi-
den Pekin'de borsa brokerlen için
kurslar açmış. Mao'nun Yeni Demok-
rasi'sinden sonra Deng'in yeni ekono-
misi giriyor devreye.
Akşamlan Çinliler için nispeten pa-
halı olan otel lokantalannda yemek
yerken hep dikkatimi çekiyordu: Çinli
yuppieler de var. Bellerinde çağn alet-
leri, ceplerinde mini telefonlar, Çin'de
umtsızsoııılur
Çinli işsiz
yuppie
1985'te
başbakan• Sigortasız işsizler - İşsizlik
yoksa hafta ıçınde çalışma
saatlerinde milyonlarca Pekinli
ne anyor başkentin
sokaklannda? Onlann işi yok
mu? İşlerinden kaytanyorlar mı
yoksa?
• Kolektifçağncihazı-Pekınlı
yuppielerin bellerindeki çağn
cihazı ve çantalanndaki
mobil-telefonlarla, lüks otellerin
damlanndaki çanak antenler de
halkın kolektif mülkiyeti
tüzüğünde yer alıyor mu?
• Atanımş/Seçürniş-Çin
Komünist Partisi, en fazla 3 sene
sonra rakiplerine olanak
sağlayıp serbest seçimlere girse
yine iktidara gehr mi? Komünist
Partisi seçimleri kaybederse
Çin'de hangi parti iktidara gelir?
• tnsan hakları - Çin'de
partinin denetimindeçalışan
Yabancı Diller Yayıneyi hangi
ihtiyaca cevap vermek için 40
sayfalık "Çin'de Insan Haklan"
başlıklı broşürü yayımlamışür?
aylık ortalama ücret 200 yuan iken,
adam başına 60-70 yuana patlayan
akşam yemeklerinde Komünist Parti
önderliğinde Çin işi sosyalizmi kuru-
yordu gençler.
Parti: Gûç bendeee!
Benim kafama takılan bırkaç soru
vardı, onlan yöneltmeye başladım
partili gazeteci arkadaşıma:
- Pazar ekonomisinde, kapitalizmin
eşitsiz gelişme yasası uyarınca yeni
gruplar, suııflar, kesimler palazlamp
ekonomik iktidarlanntn siyasi ifadeleri-
ni talep etmeye başladıklannda komü-
nist partinin önderliği ve tekliği ne ola-
cak? Yani tekpartiylepazar ekonomisi
olur mu?
• Parti bu konuyu düşündü ve çöz-
dü. Biliyorsun parti çok güçlü. On yıl-
lardır bir sürü mücadeleden geçerek
çetikleşti. 40 milyon üyesi var. Bazı öğ-
renciler ve aydınlar muhalefet edebifir
ama onlann herhangj bir gücü yok. Si-
yasetin ve ülke yönetiminin ipleri par-
tinin elinde. Üstelik, parti devleti de-
netlediği için aynca özel sektör oran ve
yatmm olarak sınırh kaldığı için parti-
nin önderliğmi tehdit edecek bir aşa-
maya gelemez. (Ben bunlan daha önce
bir yerde okumuştum, ama neyse!)
- Yani biryerde sınırh bir devlet kapi-
talizmi... Ama yabancı sermayedar ve
yatırımcüarı da teknolojüerinden ya-
rarlanmak için çağırıyorsunuz değilmi?
- Evet öyle de diyebilirsin. Amaç
üretici güçleri serbestieştirmek ve üre-
timi arttırmak. Nasıl olsa, üretim
araçlan devletin, partinin denetimin-
de. Biz buna halkın kolektif mülkiyeti
diyoruz. Son beş yıldır fıyatlar arttı
ama normal.
- Peki sizin partinin yöneticilerinin
yaşları ülke ortalamasıntn oldukça üze-
rinde. Bumın herhalde deneyim açısın-
dan büyük yararı var ama, bu kadar
genç bir toplumu bu kadaryaşlı insanla-
c\ ^ in'de Yeni Ekonomi'nin iki anahtan dışa açılmak ve pazar ekonomisini
•* kurmak. Bu iki işi de Komünist Partisi yapıyor. 10 yıl önce yabana
sermayeyi kanunla yasaklayanlar, arz-talep sistemine şiddetle muhalefet
eden çok yaşlı yöneticiler, bugün üretici güçlerin serbestleşmesi adı altında
yabancı girişimleri Çin'e çekebilmek ve sınırlı serbest pazar ekonomisini
kurmak için var güçleriyle çahşıyorlar.
lerde. Eskiden uygulanan karne siste-
mi de 1981 'de kaldınlmış. Şimdi para-
sı olan istediğini alabiliyor, pirinç
rakısı almak istedik bir dükkândan
tezgâhtar bize Johnny Walker viskisi
tavsiye etti.
1989'da kanlı olaylara sahne olan Tienanmen'de nasıl davranılnıasi gerektiği parti karanyla PekinKkre duyunüdu.
Başkent Pekin'de eskiden Yasak Şehir'den yûksek bina yapmak yasakmış. Şimdflerde bu ubrevi enüre uyulmuyor.
ruı, dinamik bir anlayışlayönetmesigüç
olmuyor mu?
- Bu çok hassas bir konu. Dediğin
gibi yaşlılar 'Uzun Yürüyüş' döne-
minden kalma kuşak. 50 yılhk dene-
yimlerini de bugün partinin, devletin
ve halkın (Hiyerarşiye dikkat!) hizme-
tine sunmaya devam ediyorlar. Ama
ondan sonra gelen kuşak da Marksist
ekolden geliyor. Ben 40 yaşındayım
ben de Marksist ekolden sayıyorum
kendimi. Bu sayede önümüzdeki iki
kuşak açısından fazla bir sakmca yok.
- Doğu A vrupa 'da da önemli değisik-
likler oldu. Ama orada rejim ve sistem
değişirken yönetimler de değişü. Sendi-
kacı Walesa cumhurbaşkanı, hapisteki
yazar Havel de devletin en tepesine gel-
di. Sizdeyse 10 sene önce "Kapitalizm
kötüdür, pazar ekonomisi, yabancı ser-
maye, emperyalizme teslimiyettir" di-
yen yöneticiler, şimdilerde eskiden söy-
lediklerinin tam tersini savunuyor ve
yapıyorlar ve hâlâ da iktidardalar.
- Çin'le bu ülkeleri kanştırmamak
lazım. Bizde büyük ıstikrar var, ora-
larda işler kanştı, hatta kan bile dö-
küldü, istikrarsızlık yaşandı. Çin'de
biliyorsun parti çok güçlü, ipleri elinde
tutuyor... vs...
"Keresteye keman çalsan fıliz açar"
diye bir söz geldi akhma.
LzunYüriiyüşah!
Marmarisli Kenan Paşa yanılmı-
yorsam, iki kez Çin'e gitmişti. Hiçbir
Batı Avrupa ülkesmin kabul etmediği
Evren'i Pakistan, Bangladeş gibi dik-
tatörlüklerin yani sıra bir de Çin davet
etmişti o zamanlar. Dönemin cumhur-
başkaru, geçenlerde Liu Şaoşi'nin ya-
nına göç eden Li Sienien'le Evren'in
Pekin'de ilk görüşmelerinde şöyle bir
diyalog olduğu söylenir:
- Sayın Li, sizin 89 yaşında olduğu-
nuzu söylediler. Maşallah hiç göster-
miyorsunuz. Allah afıyet versin, çok
dinçsiniz. Neye borçlusunuz bu sağlı-
ğınızı?
- Sağolun, Türk halkırun değerli ön-
den. Sağüğunla ilgili sorunuzun yanıü
basittir: Uzun Yürüyüş'e!
- Ya öyle mi? Günde kaç kilometre
yürüyorsunuz?
Pekin'in adının değjşmesıyıc •»slmda
çok fazla şey değişmiş. Bu Beijing sözü
ne müzikal, ne de yazım açısından ho-
şuma gidiyor benim. Zaten, Pekin
Derşim'se, Beijing oldukça Tunceli.
Yine bir Amerikan esprisi: "Komü-
nizm nedir? Kapitau^^ac. kapitaliz-
me en uzun ve acılı geçiş aşamasıdır!"
Afyon savaşlannda Pekin'de sıkıyö-
netim komutanı olan îngilizlerin toru-
nu bugün aynı kentte bir Ingiliz ban-
kasırun temsilcisi olabibr mi?
Sokaklarda ve dükkânlarda
boüuk
Yine de 1.2 milyar insanın aç kalma-
dığını kaydetmek gerek ki, ne denli
büyük bir başan olduğunu anlamak
için iktisat uzmaoı olmaya gerek yok.
Ama 1992'de acaba yeniden Çin-Hin-
distan kıyaslaması yapılabilir mi?
Friendship Store, Pekin'in diploma-
ük semtinde dev bir market. Sadece
FEC ile ahşveriş yapıhyor burada.
Yok yok. Meyve sebzeden dolap ve
heykele kadar her şey mevcut. Türkiye
ya da Avrupa ile kıyaslayınca satılan
mallann kalitesinin çok yüksek oldu-
ğu söylenemez ama fıyatlar ucuz.
Kentin ana ahşveriş caddeleri de gü-
nün 10 saati kalabahk. Vitnne bakan-
lar mı daha çok, yoksa içeri girip pa-
ketlerle çıkanlar mı? Yiyecek çeşitleri-
ni savmak imkânsız. Ama porselen ya
da ipek giysilerden anlaşıhyor ki, maiın
ıyisi ihracata gidiyor, iç pazara daha
kaütesiz parçalar kahyor. Kuyruk fı-
lan yok hiçbir yerde. Dılenci de yok
diye not almışım, ama son iki gün üç
tane dilenciye rastladım kenar semt-
4 saatlik indirim ve yaşlılar
Çin'de haftalık çalışma süresi 48 sa-
at. Cumartesi dahil her gün 8 saat iş-
başında Çinliler. Ancak bu süre yatan-
da 44 saate inenecek. Nedeni "Daha
rasyonel verim sağlamak"(!) Beijing
Information'un yazdığma göre Çinli-
ler teorik olarak haftada 48 saat çahşı-
yorlar ama ashnda bu sürenin nere-
deyse yansı laklak ve yeşil çay demle-
mekle geçiyor.
Çin'de resmen işsiz yok ama hükü-
met 1989'da aldığı bir kararla işsizlik
sigortası tesis etmiş. China Daily gaze-
tesi yayımladığı çok sayıda okur mek-
tubunda işsizlik sigortası miktannın
az olduğunu belirtiyor. Her asansörde
mutlaka bir düğmeci var... Sanki
asansöre binenlerin hepsi parmaksız...
Büyük birkaç otehn tuvaletinde bir
görevli havlu sunuyor, bir diğeri ise
muslujcçu. Tamirci değil muslukçu.
Musluğu açıp kapaüyor. Tuvalete gi-
renler musluğu açmasmı bilmiyorlarsa
ya da açık unutup israfa yol açmasın-
lar diye düşünmüşler herhalde.
Sokaklarda günduzleri çok sayıda
dede-torun nine-torun çiftine rastla-
mak mümkün. Akşamlan ise yaşh
amcalar dükkânlarda gecc bekçihği
yapıyorlar. Eskiden yokmuş böyle bir
kurum. Ama dükkânlar malla dolup
taşınca, gece, olmaz ya, hırsızlara karşı
önlem olarak emeküleri gece bekçisi
yapmışlar. Gece dükkânda yatıp kal-
kıyorlar. Merkez semtlerdeki dükkân-
lar da 8 metrekareden genışti hep.
Dükkânda yatıp kalkmarun bir
avantajı da bazen çanak antenh tele-
vizyon izleme olasılığı. Ama hava o
kadar sıcak ki, bekçi kapıyı açıyor, so-
kaktakiler de dükkânın önüne yığıhp
Hong Kong filmlerini seyrediyorlar.
Yaşh adamlar, kadınlar, dükkânda ya
da evinde yatsın sabahın karanhğında
kalkıp parklan, kaldınmlan dolduru-
yorlar. Sivil bir onbaşı çıkıyor hemen
aralanndan ve sabah cimnastiğine
başhyorlar. Olağanüstü sevimh" bir
manzara.
Devrimi yaşamış, 'Dörtlü Çete' be-
lasını savuşturabilmiş bu yaşh insanlar
gülerek, kendi aralannda şakalaşarak
yavaş yavaş da olsa kas ve adalelerini
zinde tutuyor.
Dikkat çekici bir başka nokta ise
Pekin'de rastladığımız temizh'k işcileri-
nin hepsinın kadın olmasıydı.
Gece hayatı ve dinleyici
istekleri
Operaya sordum, "Uzun Saçlı KJZ"
oynamıyormuş artık. Sinemalann bi-
rinde Mao'nun hayatı oynuyordu
ama, belgesel değil üstelik, kurgu fıhn.
Kapah gişe. Daha doğrusu gişe kapa-
hydı. Bilet satan da yoktu, alan da.
Geceleri sokaklarda genç kızlar, ka-
dınlar son derece rahat, yalnız ya da
gruplar halinde serbestçe dolaşıyordu
hep. Ne yan gözle bakan biri var ne de
laf atan. Bu da 40 yılhk sosyalizmin bir
mirası olsa gerek.
Parklarda genç çiftler aşın bir şekil-
de yan yana hatta diz dizeydiler. Ya-
nak yanağa gelene bile rastladım da,
öpüşen görmedim hiç. Fuhuş yok mu
peki? Rastlamadım, ama özel olarak
da araşürmadım. 1.2 milyar Çinli
aseksüel ohnadığına göre, parti önder-
liğinde olmasa bile hafiften fuhuşa pas
veriyordur herhalde. Fahişelervarmı?
Varsa sendikalan var mı? önemh bir
konu!
Plakçılarda, kasetcilerde en çok sa-
tan şarkılar listesine bakınça garipse-
memek mümkün değil. Isviçreli oğlan
çocuğu Richard aydermann ilk sıra-
da. Sonra James Last ya da Paul Mau-
riat, bir de "Best of Disco Music"
Hong Kong Food City dört kath bir
lokanta. En üst kaü Karakoe tabir
edilen bar. Ama bu gece ban saat 22.
30'da kapanıyor. Bir akşam yemekten
sonra gittik. Manzara şu: 25 ya da 30
metrekarelik şık bir lokal. Sahnenin
arkasında kocaman bir video ekranı,
sahnede play-backten lngilizce şarkı
okuyan şantözü gösteriyor. Ekranda
şarkı sözleri de altyazı olarak geçiyor.
Şantöz de zaten önündeki monitörden
şarkının sözlerini okuyor.
Temmuz başında Çince hafıf Batı
müzıği arajmanlar listesinde bir nu-
marah şarkı "Hoin Kin" idi. Bu parça
Beatles'ın klasik "Let it Be"sinin Çin-
cesi. Plakçıdaki tezgâhtar kız, Ameri-
kan şiveli İngihzcesiyle "But They
Don't-Let it Be" (Ama bırakmıyorlar
ki istediğimizi yapahm) dedi. Kim bı-
rakmıyor diye sorduğumda anlama-
mış gibi güldü geçti. Orijinal adı lngi-
lizce olan "Tomorrow Will Be Better"
(Yann Daha İyi Olacak) adh Hong
Konglu ve Tayvanh gençlerin oluştur-
duğu rock grubunun kasedini önerdi.
Pekin'de gece hayatı henüz yerleş-
memiş. Sinema, tiyatro, bale, akrobasi
göstenleri 19.30'da başhyor ve en geç
21.30'dabitiyor.
Yarın: Konu mankeni Mao
Zedung
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKCİ
Dfltii Şenlği'njte-
Doğup büyüdüğüm Hadim yöresinden neden karamsar
ayrılmıştım? Yeğenjmin ölümü müydü yalnızca, içimi ka-
rartan? Eski arkadaşlanmın bellerine değin inen sakalları
mı? Süleymancıların, bir akımın gelip, hemşerilerimi sar-
ması mı? Köylerin boşalması, köylülerin kentlere, kasaba-
lara göçmesi mi? Belki bunların tümü etkiledi birkaç günü-
mü, suratımın gülmeyişi ondan mı? Hadim'in Hocalar
köyünde doğmuşum, sonradan köyüm ilçenin mahalles
olmuş; "Hocalar"ı biz hâlâ köy biliriz. Oranın ilkokulunda,
toplam 12 öğrenci varmış; 80-100 yılhk okul, 12 öğrenciyle
kalmış; köyde yaşlılar, bir de torunları var demek kentlere
uçup gidemeyenler. Insanların oturmadıkları, yaşamadık-
ları köyleri, yok saymak gerekir; jşlenmeyen toprakları
yok saymak gerektiği gibi. Köyde herkes, toprağını bırakıp
kente göçmüş; çoiuk çocuğunu okutup yetiştirmeye bak-
mış. Peki, köyler ne olacak? Onları haritadan silecek mi-
yiz? Köy Enstitüleri'ni, halkevlerini kapatanların nasıl bir
cinayetin sorumlusu olduklarını düşünüyorum...
Şimdi yeniden köyleri canlandırıp yaşanır duruma geti-
rebilir miyiz? Şimdiye dek, yaptlan yanlışları görüp "Evet,
yapılanlar yanlıştı!" diyen yönetici bile yok. Yanlışın yan-
lışlığı bilinip benimsenmeden düzeltilemez hiçbir şey...
Dikili'de etkinliklerin yedinci yılı; Ankara'dan Izmir'e
uçakla geldim; Kıbns'tan gelen konuklarla havaalanında
buluşup birlikte bizlere ayrılan bir minibüsle Dikili'ye gide-
cektik. Uçakta Hollanda'dan gelen Nihal Dogan da vardı;
Nihal Dogan, Hollanda TV'sinden aynlmış, kendisi bir ha-
berleşme ağı "International Media Marketing" kurmuştu.
Kıbrıslı dostları minibüste bizi bekler bulduk. Kuzey Kıbns
Cumhuriyeti Türk Partisi Genel Başkanı özker özgür, CTP
Dış llişkiler Yazmanı Fadıl Çağda, Yeni Kıbns Partisi Ge-
nel Başkanı Alpay Durduran, kalabahk bir grupla gelmiş-
lerdi. Minibüsümüz dolmuştu; Nihal Doğan'ı, Izmir garajı-
na bıraktık, o, Kuşadası'na gidecekti.
Yolda CTP Genel Başkanı özker Ozgür'e Kıbns görüş-
melerini sordum:
- New York'ta Denktaş'ın bumunu sürtecekleri dedi.
özker özgür, 1980den bu yana, Kıbns sorunu ile ilgili
olarak yazdığt yazılarını bir kitapta toplamayı düşünmüş,
hazırlıklarını yapıp "Cem Yayınevi"ne vermiş. Arkadaşla-
rı okumam için verdiler. Kitabın adı "Kıbrıs'ta Demokrasi
Bunalımları." 1981 seçimlerindeTürkiye'dencuntanın na-
sıl baskılar yaptıâını anlatmakla başhyor kitap. Rauf Denk-
taş'ın "Masonik Nişkileri" ile sürüyor. Kitabın 17. sayfasın-
da bir yerde şöyle deniyor: "31 Ocak 1979'da, haftalık Söz
gazetesi, bir belge yayımlamıştı. Gazete söz konusu bel-
geyi şu tümce ile kamuoyuna sunmuştu:
(Aşağıdaki belge, 1963 olaylarında Mağusa Othello Lo-
cası'nda ele geçmiş ve adı geçen locanın mason olan
üyelerini göstermektedir.)
Belge Mağusa Othello Locası'na kimlerin, hangi tarih-
lerde kaydedildiklerinin belgesidir. Alt alta yazılmış birkaç
isim verelim:
1948J.S. Giragosian, B.E.M.VeterinaryOffice.Larnaca.
1948 S. Piperis 210 Riley Str. Sydney N.S.VV. Australia.
1950 R.R. Denktash, Legal Depi Nicosia.
1950 G.E. Glikis P.O. Box 209 Limasol.
1950 M.S. Agrotis 48 Tennyson Str, Nicosia.
Denktaş Mason Rumlarla, Ermenilerie, Ingilizlerle,
Amerikalılarla kardeştir. Bu kardeşlikgücünü uluslararası
tekellerden alır. Masonların kardeşliği sömürenlerin kar-
deşliğidir. Masonik ilişkiler sermayeci çıkar ilişkileridir;
halklann eşitligine, toplumların dostluğuna ve karşılıklı
saygıya dayalı evrensel Kardeşlik ve barışla ilgisi yoktur."
Yazının altındaki tarih 3 Nisan 1981. özker Ozgür'ün Ku-
zey Kıbrıs'ta Denktaş yönetiminden ağzı yanıktır; bundan
çekmediği kalmamıştır. Türkiye'de cuntaların, askerlerin
Kıbrıs'a baskılarından da çok çekmistir. Kuzey Kıbns'ta
demokrasinin zerresi yoktur. özker özgür, yazdığı örtso-
zün sonunda şöyle diyor:
"12 Eylül 1980 darbesi Başbakan Süleyman Demirel'i
görevden uzaklaştırmıştı. 20Ekim 1991 seçimleriyle Demi-
rel Türkiye'de yeniden göreve geldi.
Türkiye'nin demokratikleşmekte olduğu söyleniyor.
Peki ya Türkiye nezle olduğu zaman zatürreeye yakala-
nan Kuzey Kıbns?
Kurtarıldığı söylenen Kıbnslı Türkler, kurtanlacak kadar
değerli, ancak demokrasi ile yönetilemeyecek kadar de-
ğersiz midirler?
"Kıbrıs'ta Demokrasi Bunalımları", Türkiye'nin aydın ve
demokratlanna bu soruyu sormak için kitaplaştırılmıştar."
BULMACA
8
SOLDAN SAGA:
1/ Ahşap ayaklar
üzerine kurulan ve
fındık, tahıl gibi
ürünler saklanan
Doğu Karadeniz yö-
resine özgü yapı tü-
rü. 2/ Mesaj... Bir
çeşit börülce. 3/ Şar-
kının sert bir biçim-
de vurgulandığı dis-
ko müzik üslubu...
Bir haber ajansının
simgesi... Derviş se-
lamı. 4/ Yumurta ve-
rimi yüksek bir ta-
vuk cinsi. 5/ Deniz
kuvvetlerinde bir rütbe... Bir gıda
maddesi. 6/ Mısu. 7/ Belirti... Sq?i-
cilikte ve hekimlikte kullanılan, ta-
dı buruk bitkisel madde. 8/ Göste-
ri$, fıyaka... Balede kullanılan bir
dans fıgürü. 9/ Bir renk... Hem ısın-
maya, hem de üzerinde yemek pişir-
meye yarayan büyük mutfak sobası.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Yunan kökenli bir halk dansı. 2/
Bir göz rengi... Domuz yavrusu. 3/
Tiyatroda, bir oyuncunun rol arkadaşının sorulanna ya da soz-
lerine verdigi karşüık. 4/ Bir hayvan... Cinsel istek uyandıran,
cinsel zevkleri çağnştıran. 5/ Dünyanın en tanınmış şelalelerin-
den biri. 6/ Polonyahlann ulusal dansı. 7/ llaç_. Çabuk ve ko-
lay kavrayan. 8/ Gedik, yank... Ekmek. 9/ Saka TOrklerinia
ttnlü destanı... Titan elementinin simgesi... Bir nota.
Poftermatic ile
Hypermarkette
anında, yerinde
çok etkili
reklam yapın...
Satışlarınızı arttırın.
Postormatic Dwpan« Lfd.
Rezervasyon ve bilgi için:
TEL (1)2605958 »2583670»2586362 »2606464
2600714»FAX |112587489*TELEX.27648RGUNTR