23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Sal Cumhuriyetl Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecılık Turk Anonım Şırketi adına Bcrin N*di lstanbul Haberleri: Şency Kalkaa, Diş Haberler. Ergu« Bılcı, tş-Ekonomi: Şukıu Ketend, Yurt Basan ve Yayan: Cumhuriytt Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Tilrkocagı Cad. • Genel Yayın Yönetmenr. Ozgra Acar • Genel Yayın Koordınatörü: Hikmct Çctinkayı Haberleri: Meamct Sat»ç, Kültür: Cetal (Jster, Makaleler Sami Kanörea, Spor: Abdulkıdir 39/41 Cagaloglu 34334 Ist. PK: 246 tslanbul. Tcl; 512 05 05 (20 hat), Teien: Yazı lşleri Müdurlerı: Fusuu Ozbilgen (Sorumlu), Cdal B^laapf (Haber) • Görsel Yaccbnaa, Dıueltme: AbduUmh Yaocı • Müessese Müdür V.: Erol Erkut • Koordinatör: Yöneunen: Ali Acv • Duzenleme: Mustala Satyamer • Antara Temsilcisı: Caatyt Ahmel Konılsaa • Muhasebe Bukot Ve«r • ldare: Hösejin Gıırer • Uletme: Öadcr Ç«Uk • Arcayarek, Haber Müdürlen Muslafa Balb«y, Işık Kansu. Izmir Temsılci V: Serdar Kızık, Bılgi-lşlem Nail İnal Bılgısayar Sistem: Maravct ÇUer • Personel: Scvgi BosUncıoflu Adana Temsilcısi: Çeün Yigeaotlu • Reklam: Reha Işılman • Dış tlişkiler: Halj» Akyol 22246. Fax: (1) 526 60 72 • Bürolar. Aıkara: Z. Gökalp Blv. lnlulap S. No: 19/4, Td: 433 11 41-47, Tdex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • liMİr H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, Telec: 52359, FM: (51) 89 53 60 • Adanc tnöoO Cd. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), TU«: 62155, Fax: (71) 19 25 78 TAKVİM:24TEMMUZ 1992 İmsak: 3 55 Güneş- 5 44 öfle 13 15 tkındr 17.12 Akşam 20.36 Yatsı 22.17 FındıkFestivali bugünbaşlıyor • Haber Merkeri- Değırmendere Belediyesi'nin düzenledığı 8. Fmdık ve Kültür-Sanat Festivali, 24-26 temmuz tarihleri arasında yapdacak. Festival süresince etkinlikler arasında tiyatro ve folklor gösterileri, ücretsiz halk konserleri ve açıkoturumlar yer alacak. Sanatseverler için resim, fotoğraf, karikatûrveel sanatlan sergjlenecek. Festival, 26 temmuz akşamı "Banş, Dostluk ve Gençlik FenerAlayı" ile sona erecek. Festivalin 1 gûnü saat 14.00'teÇmarhk Meydanı'nda yazarlann imza gününe Reha lsvan, Dr. Erdal Atabek, Tanju Cılızoğlu, Sami Karaören, Prof. Toktamış Ateş, Prof. Ismail Tunalı, Prof. Bedia Akarsu, Muzaffer Izgü, Vedat Günyol, Mehmet Başaran, Mehmed Kemal, Ruşen Hakkı, Tank Dursun K., Muzaffer Buyrukçu, Mahmut Makal, Deli Güldürü Çzerleri, Rema Baştürk ve Abidin Aydın katılacaklar. Aynı gün saat 15.30'daDr. Erdal Atabek "Gençlikve Kültür" konusunda konuşacak. Saat 17.30'da "Kültür ve Boyutlan" konulu açık oturuma Prof. Bedia Akarsu, Prof. Toktamış Ateş ve Prof. İsmailTunalı konuşmacı olarak katılacak. Açıkotunımu gazeteci-yazar Sami Karaören yönetecek. "Yorgun Savaşçı" • ANKARA (AA) - "32. Gün Türkiye" programuun yetkilileri, "Yorgun Savaşçı" dizisine ait jenerik görüntülerinin Show TV'de yayımlanması tartışmasıyla ilgili olarak bir açıklama yaptılar ve "TRT fürai saklayanlardan değil, yakanlardan hesap sorsun" dediler. Açıklamada, 32. Gün Türkiye prograırunda "Yorgun Savaşcı"nın öyküsünün işlenmesinden sonra TRT yetkililerinin bazı suçlamalarda bulunduklan, TRT Araştırma ve Inceleme Kunılu üyesi Aydın Olgun'un programm hatalarla dolu olduğunu söylediği kaydedilerek, diziyi yakma tutanağının altında Olgun'un imzasının da bulunduğu ifade edildi. Itastalarının egitnni •İZMİR(AA)-Şeker hastalannın, yaşamlannı sorunsuz şekilde sürdürebilmeleri ıçın mutlaka eğiülrneleri gerektiği bildirildi. Ege Üniversitesi Hemşırelık Yüksek Okulu Araştırma Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Kamile Ergin, Türkiye'de yaklaşık bir milyon şeker hastası bulunduğunu söyledi. Diyabetin ortaya çıkmasına, kalıtım, şişmanhk, yaş, cinsiyet, geçirilen sıi gebelikkr ve stres gîbi faktörlerin neden olduğunu kaydeden Ergin. diyabetin belırülerinin tedavı ile kontrol edılebıldığmı haurlatü. Yenihastalık: "RS" •İZMİR(AA)-Belirli poasyonda uzun süre çakşanlar ile özellikle bilgisayar kullananlarda, "tekrarlanma ve zorlanma zaran" olarak Türkçeye çevrilebilen yeni bir meslek hastalığı ortayaçıkü: "RSI." Modem yaşamının kaçınılmaz bir sonucu olarak ortaya çıkan RSI (Repetitive Strain Injury). el ve kollann hep aynı açı ve pozisyonda kullanılması sonucu oluşan ve tekrarlanan basınçik kol ve el kaslannın üzerinde ohımsuz etki yapıyor. Görûcûusulû kalkıyor • •İZMİR(AA)-Görücü usulü ile evlilikler yerine, şirket aracılığı ile evlenmek isteyenlerin sayısmda büyük artış olduğu, bayanlann bu konuda daha rahat, erkeklenn ise "tutucu" davrandıklan belirtildi. Izmir'de 3 ay önce faaliyete başlayan Sevgj Bağlan evlilik şirketine, bu sürede yaklaşık 2bin kişinin başvuruda bulunduğu bildırildi. Şirketın müdürii Zekeriya Onur, başvuruların her geçen gün giderek artüğını belirterek "Adaylanmız arasında, her yaştan ve meslekten insanlar var. Bu başvuruların en ilginci. 78 yaşındaki emekli erkek adayunız" dedi. Dünyanın en büyük kütüphanesi için BM devrede IskenderiyeKitapbğıyenidenkuruluyorMUSTAFA BALBAY İSKENDERİYE -Çok sık saldın- lar ve doğal felakeüerle yüz yüze ka- lan Iskenderiye Limanı'nda büyük bir yangm meydana gelir. Yangın gj- derek yayıhr. Kurtarma çahşmalan yetersiz kabr ve alevler limanın ya- nındakı yeryüzünün en büyük kü- tüphanesine de sıcrar. Papirüslere yazılmış 700 bini aşkm kitabı kurtar- mak ne yazık ki mümkün olmaz. In- sanlar daha çok hmarun hasar gör- memesi için çaba harcar. Bu felake- tin arasında bir kahya, kütüpha- nedeki kitaplardan ıkısını koltu- ğunun alüna alıp evine gider. Söy- lenceye göre bu kitap Homeros'un llyada ve Odysseia'sıdır. Bir diğer söylenceye göre, Bizans'- ın tkonaklast (put kıncıhgı) döne- minde, buradaki kitaplann tümü Iskenderiye hamamlannın ısıtılması için kullanıhr. Hamamlann yakıtı altı ay süreyle bu kıtaplarla karşı- lanır. Hamama gelen birçıftlik kah- yası hesaplannı tutmak için arka sayfalan boş olan iki kitap alıp evine ;otürür. Bu kifeplar Homeros'un iki 'apıtıdır. 1 47 yılında çıkan yangınla, o dö- nemde dünyanın fıkir merkezi ola- rak kabul edilen İskenderiye Kütüp- hanesı'nin yok olduğu acı bir gerçek ama tlyada ve Odysseia'nın günü- müze kahyanın merakıyla mı kaldığı bilınmiyor. Raflannda Mısır eserlerinin yanı ara, Yunan, İran ve hatta Hint el- yazmalan da bulunan İskenderiye kütüphanesi'nin bugün (emelleri bile tam olarak çıkaruabilırıiş değil. Ancak yeri kesin olarak biliruyor. Yok olan iskenderiye Kütüphanesi'nin yeniden oluşturulması için BM, dünya ülkelerine çağnda bulunarak kütüphaneye kitap desteği isteyecek. Raflarda bilinen her dilden kitabın bulunması hedefieniyor. tÖ 47 yılında çıkan yangınla yok olan İskenderiye KütüphanesTnintemeliolduğu tahmin edilen yere El Farabi Kütüphanesi kunıfanuş. Akderuz'in hemen kıyısında tbra- himiya yolu üzennde. Alarun bır bö- lümünde İskenderiye Üniversitesi inşa edilmiş. Kanıtlannın ve temelı- nın bulunduğu tahmin edilen yere de 1948 yılında El Farabi Kütüphanesi kurulmuş. Konferans salonu da bu- lunan kütüphane tabu kı ılk çağlar- daki görkemi yansıtmaya yetmıyor. Ama yıne de Mısırlılann ve yabancı- lann ilgisini çekiyor. Turistler, tarih kitaplanndan tanıdıklan kütüp- hanenın azız hatırası önünde eğitir gibi bos gözlerle cam binaya bakı- yorlar. İskenderiye Üniversitesi'nin öğrencileri de zaman zaman turistle- re rehberlik edip, "Bir zamanlann İskenderiyesi"ni anlatıvorlar. -Dünvanın yedi hankasından biri bizde. İskenderiye Feneri'ni duydu- nuz değjl mi? -Eğer yanmasaydı kü- tüphanemiz de dünyanın fıkir mer- kezi olurdu. öğrencilerin turistlere verdiği bir müjde de turistlerin sevinç gülumse- lemeleriyle karşılık buluyor: -İskenderiye Kitaplığı yeniden ku- rulacak. Daha sonra üniversite yöneticile- rinin de anlattığına göre, Birleşmış Milletkr bütün dünya ülkelerine çağnda bulunarak kütüphaneye ki- tap desteğınde bulunmaya çağıra- cak. Kütüphane binasının yapımını Mısır hukumeti ve BM üst- lenecek. Raflarda bilinen her dilden kitabm bulunması hedefieniyor. Kütüphane okuma salonlan ve ki- tap depolanrun yanı sıra kültür hiz- metlennin türnünü üstlenebilecek altyapıyla da donatılacak. Kütüpha- nenin dış görünümü konusunda işe henüz kesın bir karar verilmemiş. Bunda en büyük handikap kütüpha- nenin orijinalinin de tam olarak bi- linmemesi. Mısu- hükümeti de aynca bir kampanya açmaya hazırlanıyor. Bu hem ülke dışında hem içinde ola- cak. Elinde eskı basım kitabı olanlar buraya bağış yapmaya çağnlacak. Mısırlılann elinde çok miktarda eski kitap bulunduğu sanıhyor. Mıar'dakı kral mezarlannın çoğuna o krahn okuduğu kitaplar da konur- muş. Bu mezarlann talan edilmesi a- rasında daha çok alün ve benzeri eşyalarla heykeller yeğlenmiş. Me- zarlan yağmalayanlann eserleri yurtdışma kaçırdığı biliniyor. An- cak, pek çok tarihi eser hırsızının ki- taplan elinde tutmuş olabileceği tah- min ediliyor. İskenderiye'nin bugünkü görünü- müne bakıldığmda kütüphanenin kısa sürede yaşama geçırilmesini beklemek zor ama üniversite öğren- cileri, kitabı seven tüm insanknn katkılanyla bunu gerçekleştirmenin hayal olrnayacağmı söylüyorlar. Tarih kitaplanna göre, İskenderi- ye Kütüphanesi Ptolemaios Soter tarafından milattan önce 350 yılla- nnda kuruldu. Oğlu Euergetes za- marunda geruşletildı. Kütüphane sa- rayın icindekı Krallık Akademisi'- nin önemli bir bölümünü oluşturu- yordu. iskenderiye Limanı'na gelen yabanalann kitaplannın da bir bö- lümüne kütüphaneye aktarmak üze- re el konulurdu. Bütün kitaplar eti- keüenır hangi sınıfta yer alıyorsa oraya yerleşüriürdi. Kitaplar 120 sı- nıfta toplaruyordu. Bilgisayar wüslerinin en belalısı: JarusalemANKARA (UBA)- Türkıye'deki özel ve kamu kurumu bilgisayarlanna da hızla giren virüsler, bu kuruluşlara sıkınülı anlar yaşaüyor. Kalafatoglu bilgisayar şirketınin sahibi Enejn Kalafatoğju, virüslerin tehükesi için bir ornek vererek " Az daha geçen sene Milli Eğıüm Bakanlığı'nın bir ihalesiru, deneme bilgısayanna girmiş virüs vüzünden kaybedivçrduk" dedi. ODTÜ Bilgisayar Mühendishği Bolümü profesörlerinden Payidar Genç'in verdığı bılgiye göre, öğrencılerin kullandığı bugisayarlara bıle vırüs girmiş. Bu konuda biraçıklarna yapan ve K-2 virüsünün üreücisi olduğu için adının açıklanmasını istemeyen Hacettepe Üniversitesi'nde görevli bir kişi şıınlan söyledi: Bakın, benim ürettiğirn K-2 virüsü var. Bu sisteme giriyor veişletmesistemini yavaşlaüyor. Bunlannen tehlıkelisi Jarusalem virüsüdür. Virüs üretim merkezı ise dünyada Bulganstan'dadır. Yılda yaklaşık 120 yenı virüs devreye sokulur.öyle kı lngılız Avam Kamarası kütüphanesine kadar girmiş. Türkiye'de en ya>gın vırüs ise 1400 kodlu sistemı tahrip eden tiptir." Ote yandan, SSK, ODTÜ, Hacettepe, Genelkurmay Başkanlığı gibi önemli kurumlann bilgjisayarlanna da giren virüslerin temizlenme olanağı bulunduğu belirtildi. Bazı virüsler ye özellikleri şöyle: Viyana: Bu virüs, her sekiz dosyayı etkileyip dokuzuncusunun üzerine yüklüyor. Yeni Zelanda: Bilgisayannız kitlenmiş bulunuyormesap ile birlikte programa "Marijuanayı yasallaştınn" mesajını ekhyor. İtalya: Küçülc bir topun ekranda sıçrayarak dolaşmasını sağhyor. Joshı: ılk kez Hındistan'da görülen bu virüs, her S ocak günü sistemı dondurup ekrana Doğum günün kutluolsun Joshı" yazma komutunu veriyor. Jarusalem: 14eylül cuma günü harekete geçen o tarihe kadar sakb olan bu virüs ekraru patlatıyor ve sistemin bütün nafızasını yok ediyor. Ünlü tenor kadmlann cinsel yaşamlannda sesine yer verdiklerini söylüyor Pavarotti'njn sesi, aşk duygusuuyandırıyor MEHMET MESTÇt BUDAPEŞTE - Macaristan'da yayın- lanan aylik "'Muzsıka" dergisinde, çağımızın unlü tenorlanndan Modenab Luciano Pavarotti ile yapılan söylesiden bölümler aktanyoruz. Söyleşi, Alman Stern dergjsınden Macarcaya çevrilmiş. -Bay Pavarotti. tenorlann meşhur tiz "do" sesi üzerinde bugünlerde çok duru- luyor. -Tabü, bu ses büyülü. Çok seyrek du- yanz... Siz hayaünızda kaç kez operada bu "do"yu duydunuz? Benjamıno Gigli çok zorlanırdı bu sese eriştiğinde, Caruso ise erişememişti bile. -Peki Caruso partisyonda "do" sesinin bulundufeu eserlerde ne ya- p>ardı? Orneğin Gounod'- nun Faust'unda... -Kafa sesiyle söylerdi, gö- ğüs sesiyle değil. -Biraz açıkiar mısınız? -Göğüs sesinde bo- ğazımızdaki teller şiddetle titrcr, "trompet-tenor" sesi denilen hakiki tenor sesi bu- dur. Kafa sesinde ise ses tel- lerine mat bir ton kanşır. Fakat lütfen bu "do" sesini çok abart- mayın. Caruso onsuz da en büyük tenor- du. -Tabii, 'abartmayın' demek sizin için kolay. 1971'de Metropolitan'da, Alay'ın Kızı (Donizetti) operasındaki tek bir arya- da 7 kere bu do"ya tırmanarak gecenin ef- sanesi oldunuz. -Pardon, 7 değjl 9 kereydi! -Temsil esnasında. bu sese hazırlanırken neler geçiyor akbnızdan? -Rekora hazırlanan bir yüksek atlamacı gibi hıssediyorum kendimi. Mutlu, heye- canlı, aynı zamanda harikulade korkak. Ses boğazımdan gecerken neye uğ- radığımı şaşınyorum. Gerçekten vahşice bır süreç. -Ve başandan sonra... -Ciğerlerime dolan oksijen. Bu "do" sesi futbolda muhteşem bir gol gibi. He- men söyleyeyim, oyunun bütün anlamı. o anda atüğırruz gol değildir. Kesinlikle! Üzerinde durduğumuz Uz perdedeki "do" sesini çıkanrken, ses tellen saniyede 1000 kereden fazla titreşıyor. Maestrolann hoppahklan ve bencillikleriyle ilgili psi- koiojik araştırmalardan haberiniz vardır herhalde. -O halde tenorlann acayip davranışlan hakkında duyduğumuz hikâyeler nereden kaynaklanıyor? Mesela sızın "eğnlmış bır çivi" bulmadan sahneye çıkrnadığınız söyleniyor. -Eskı bir batıl inanç. Fakat artık çivi aramıyorurn. Çünkü tüm kostümlerime birer tane iliştırilmiştir. Aynca sahnede P avarotti'nin batıl inançlan da var. Sahneye çıkmadan önce birisinin kendisine 'Kurdun boğazına' demesini istiyor. Ardından da 'Kurdu öldüreceğim' diyor. Sahnede ise kurt olarak gördüğü seyirciyle burun buruna kalıyor. aktan ki, kadmlann cinsel hayatlannda da sesime yer verdikjerini öğrendim. -Canlı röportajlarda yapoğmız çıkışlar Herkesin ilgisini cekiyor. Geçenlerdetelevizyonda gazeteci bir ha- nım, "Ses tellerinizi Tann mı öptü" drye sordu? Ben de atıbp "Sizi muhakkak yu- kandan aşağıya her yerinizden öpmüştür" diye cevap verdim. Tann aşkına! Verile- cek en iyi cevaptı bu. -Sabah uyandığınızda muhteşem Pava- rotti'ye sorar mısınız: Hey! Orada mısın? -Bunu soramayacak kadar uykuluyum- dur. Daha sonra, egzersizlerimi yapıp, se- simi arzuladığım kıvama getirince bır yok- lanm kendimi. -Tann'nm sizden esirgemediğj hediyeyi nasıl koruyorsunuz? -Düzenli egzersizlerle, bol dinlenceyle. Çok konuş^ mamaya da özen gösten- rim. Gevezelik ses için çok zararhdır, bol uyku da müt- hiş yararlı. Fakat en önemli- si "yersiz" rolleri kabul et- memekur. - Çok özel bir dileğiniz, bir ruyanız varmı/ gözükmeden evvel arkadan birisi bana şöyle demeli: "Kurdun boğazına!" -Bu da ne demek? -Sahneye çıkmak, kurdun boğazına doğru ilerlemek gibi. Bana biri "Kurdun boğazjna" dediğinde ben de hemen "Kur- du öldüreceğim diyorum. Çünkü sahne- ye çıkmadan evvelki, korkudan tir tir tit- redigim anlarda hâkımiyetimi ancak böy- le kazanıyorum. Ve kurt olarak gordu- ğüm seyircinin boğazıyla -sahnede- karşı karşıya kalıyorum. -Sesle seks arasında bir bağlanü var mıdır? -Seste cinsellik var mıdır, merak ederim ve varlığıyla sesi nasıl etkiler, notalara nasıl nüruz eder. Aslında bunu kadmlara sorun, ancak onlardan öyle mektuplar Evet. İmkânsız olup da, mümkün olabüecek bir arzu. Çok eskiden kaybedilmiş mono kayıtlann, sesleri daha mükemmel verdi- ğine ikna oldum. Hemen söyleyeyim; ge- cemi berbat etmek istiyorsanız beni ak- şam yemeğine davet edin ve pikaba bir plağmu koyun. Stüdyoda kayıüanmı bü- yük bir dikkat ve titizlikle dinîiyorum, kri- ük ediyonım. Fakat dışan çıktığun andan itibaren kayıtlann beni hiç ilgüendirme- diğini yinefiyorum kendime, niç mi hiç hoşlanfnryorurn olan bitenden. Hayatta Caruso gibi, tek bir adet de olsa mono kayıt yapıp gramofonda dinkmenin ne büyük keyiı olacağını düşünüyorum. Dünyadan tası tarağı toplamış bir tenor gibi tınlamak istiyorum, çünkü dostum, mutlaka sen de bilirsin ki "en büyük" te- nor aramızda olmayandır. Dericfler şiıııcli de Tuzta^yı kirletiyor HÜRRtYET UYMAZ AHMETŞIK Tuzla Piyade Okulu'na gjden yolun sağ tarafındaki kuçük dere yatağında bir fıskiye bu- lunuyor. Ama bu fıskiye, ne parklarda gördüğümüz türden ne de kuru dere yatağına dökü- len sular çevrede yaşayanlan ferahlatacak gibi. Dere boyun- ca akarak Tuzla Tersanesı'nin icinden denize dökülen sular çevreye, boya, zehirli maddeler ve deri parçacıklan saçıyor. Yörede yaşayanlar, fıskiye sa- nılan borunun, Tuzla Dericiler Sitesi'ndeki tesislerin aük sula- nm toplamak üzere döşenen, ancak dericiler antma tesisleri- ni tamamlamadıklan için İSKİ tarafından kullanımının önlen- mesi amacıyla kapatılan kana- lın havalandırma borusu oldu- ğunu söylüyorlar.. Çevreye da- yanılmaz kokular yayan aük • Kazlıçeşme'den Tıızla'ya taşman derici- lerin, kimyasal ve orga- nik maddeler içeren deri ve et parçalanndan oluşan atıklan Tuzla koyuna verdikleri öne- sürülüyor. Olay yörede yaşayanlann tepkisine yol açıyor. Dericüerin atıksuları bu fıskiyeden çıkıyor. sulann gemi inşa ettikleri alan- dan denize dökulrnesine tersa- neciler ateş püskürüyor. Bu de- şarjın önlenmesi için konuyla ilgili tüm kurumlara başvur- duklannı belirten tersaneciler, atık sulann dericilere ait oldu- ğunu savunuyor. Kendilerine yönelik bu suçlamalan kabul etmeyen dericiter, İSKİ kanalı- nın havalandınna borusundan fışkırarak çevreyi kirleten atık- lann kendilerine değil, başka tesislere ait olduğunu öne sü- rüyor. İSKİ ise, diğer sanayi tesisle- rinin söz konusu kanala atık vermediğini belirterek, yap- tıklan ınceleme sonucunda, Dericiler Sitesi'ndeki bazı tesis- lerden kanala bağlanü yapıldı- ğını tespit ettiklenni ve kanalın antma tesisi tamamlarancaya kadar kuUanılmaması için tesis sahiplerine uyan yazılan yazıl- dığmı bildirdı. Gemi İnşa Sanayicileri Birli- ği Başkanı Yılmaz Karahanoğ- lu, son bir haftadır başta Çevre, Sağlık, Ulaştırma, Tanm ve Köyişleri bakanlıklan olmak ûzere, lstanbul Valilığı ve Bü- yükşehir Belediyesi'ne, Pendik Belediyesi ile Kaymakamhğı'- na, İSKİ'ye ve uzmanlara, ter- saneciler adına, kendilerini son derece rahatsız eden bu deşar- jın önlenmesi için fakslar çekti- ğini anlatu. Tuzla Organıze Deri Sanayi Bölgesi Mudürü Cavit Çetinbahadar. kendileri- ne yönelik suçlamalan kabul etmeyerek, "Biz, İSKİ boru- suna su vermiyoruz, İSKİ ile anlaştığımız şekilde açık dereye veriyoruz. Bu bölgede, Büvük- şehir Belediyesi Mezbahası (İSMER), Maret gibi ıvır zıvır bir yığın tesis var. Borudan akan atıksu onlara ait olabilir" dedi. İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel ise atıksulannı antmadan açık dereye boşalt- malan konusunda aralannda herhangi bır anlaşma ol- madıgmı söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear