23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet? Sahibr Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecıhk Turk Anonım Şirketi adına Berin Vadi Istanbul Haberlen Şenav Kılkın, Dış Haberler: Ergaa Balcı, tş-Ekonomi: Şiknn Kctenci, Yurt • Cencl Yavın Yönetmenı. Özgen Acar • Genel Yayın Koordmatoru Hikmeı Çetinkaya Haberlerr Mehmel Saraç, Kultur: Celal Lster, Makaleler: Sami Karaöm, Spor Abdulkadir Yazı Işicı, Mudurlerı Fusun Ozbilgen (Sorumlu), Celal Başlangrç (Haber) • Görsel Vucelman. Duzeltme: Abdnllah Vazıcı • Müessese Mıldür V.: Erol Erkut • Koordinaiör: Yönetmen: Ali Acar 9 Duzenleme Mustafa Sağlamer 0 Ankara Temsılcısı: Cdneyt Ahmet korulsan # Muhasebe Buknl Yencr 9 ldare: Hnseyin Garer 0 lşletme: Önder Çdik 0 Arca>urek, Haber Mudurlerı Mustafa Balba>, Işık Kansu. İzmır Temsilcı V: Serdar Kızık, Bılgı-lşlem: Nail lnal Bılgısayar Sıstem: Muriıvet Çiler 0 Personei: Scvgi Boslancıoglu Adana Temsılcısı: Çetin Yigenoglu 0 Reklam. Reha Işılman 0 Dış Ihşkıler: Halya AkyoJ Basan ve Yayan. Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türkocagı Cad 39/41 Cağaloğlu 34334 İst. PK. 246 lsıanbul. Tel- 512 05 05 (20 hat). Telex 22246, Fax: (1) 526 60 72 0 Burvlar Ankara: Z. Gökalp Blv. lnkılap S. No 19/4, Tei: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 0 tzmin H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 0 Adua: tnönU Cd. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat). Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78 TAKVİM.20TEMMUZ 1992 İmsak 3 49 Guneş: 5 41 Öğk 13 15 tkıtıdi 17 13 Ak$am:2O39 Yatsı: 22.22 Telefon değişiklikleri • ANKARA (ANK A) - PTTnin tüm Türkiye'de 1 'le başlayan telefon numaralannı "özel servisler"e kullandırma karan çerçevesinde yapılan telefon numarası değişiklikleri sürüyor. PTT Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, Kütahya'da l'lebaşlayan telefon numaralannın ilk rakamının 6 ıle değiştirildiği bildirildi. Aynca.Muğla'ya bağlı Yerkesik, ören ve Niğde'ye bağlı Çiftehan merkezlerinin He başlayan telefon numaralan da 2 rakamıyla değiştiriidi. 46 milyonumuz fişlendi •ANKARA (AA) - Tüm vatandaşlan bilgisayarla numaralandırmayı amaçlayan Merkea Nüfus Idaresi Sistemi (MERNİS) projesi löyaşmagirdi. Devlet Planlama Teşkilaü Müsteşarlığı'nın onayıyla. 1976 yılında başlanan projeyle bugüne kadar 46 milyon kışı numaralandınldı. AA muhabirinin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık Işlen Genel Müdürlüğü'nden edindiği bilgiye göre Ortadoğu Teknik Ünıversitesi ile işbirliği içinde yürütülen çalışmalarla şimdiye kadar tüm yurttaki nüfus kütüklerinın tarama çalışmalannın tamamlandığı ve 308 ilçede de kodlama işleminin biürildiğı kaydedildi. 46 milyon kişinin nüfus kayıtlannın bilgisayarlara geçirilerek numaralandınldığını belirten yetkililer, proje için şimdiye kadar bütçeden 18 milyar lira ödenek aynldığını bildırdiler. MERNİS projesi ıçin bu ödeneğin yeterli olmadığı, projenin yürütülmesinde zorluklarla karşılaşıldığ; ve personel, bilgisayar sistemlerinin yeterh olmadıgı kaydedildi. Dört mevsim dondupma • İZMİR (AA) - Her yaşta ınsanın. özellikle de çocuklann yaz aylannda zevkle tükettikleri bir gıda maddesi olan dondurmanm, sütün tüm yararlı besin öğelerini sütten daha yoğun bir durumda içerdiği ve dört mevsimde de yenilebileeeği bildirildi. Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim ü^esi Prof. Dr. Mustafa Oçüncü, dondurmanm çok yönlü ve tam bir gıda maddesi ojduğunu söyledi. Prof. Dr. Üçüncü. çeşidine göre yapısı ve besin değeri değişik olan dondurmada, yüzde 10-16 yağ, 3-4 protein, 18-20 karbonhıdrat bulunduğunu ve 100 gram dondurmanm, ortalama 205 kalon sağladığını belirtti. İnatçıeşekler yanştı' • GERZE(AA)-Buyıl 24."sü duzenlenen "Gerze Deniz Şenlıklen". çerçevesındeki, geleneksel "İnatçı Eşek Yanşı" yapıldı. Gerze Deniz Şenlikleri'nin, büyük ilgi çeken "İnatçı Eşek" yanşmasına 12 eşek katıldı. Hükümet binası önünden başlayıp İskele meydanındaki Beyaz Balina Aydın önünde sona eren yanşmada dereceye giren eşeklerbelirlendi. Yanşmada, bitişçizgisineen son gelen eşek, "en inatçı eşek ödülünü" kazandı. Yanşma sonunda, birinciliği Karaşimşek, ikinciliği Karakaçan. üçüncülüğü ise Beyaz Aslan adlı eşek kazandı. Dereceye gjren "inatçı eşeklerin" sahiplerine para ödülleri verildi. Tarih, güneş ve deniz tacirlerinin altm dönemi: Yaz Âkdeniz'in temmıız limanında•Yaz, Akdeniz için bü- yük bir göç, istüa demek. Eskiden yaz aylan, yol- cnluklar ve savaşlar için balayı dönemiydi. Şimdi de balayı dönemi, ama güneş, deniz ve aşklar için. Akdeniz her yazı daha bir yorgun uğurlu- yor artık. Akdeniz yaşh, Akdeniz tükeniyor. MÜRŞtT BALABANLILAR Temmuz. Akdeniz scak, dıırgun ve kalabahk. Tarih kitaplanna bakılırsa yaz aylan eskiden "savaşlar ve yolculuklar için balayı" döne- miydi Akdeniz'de. Şimdi de ba- layı dönemi; güneş aşkı, deniz aşkı ve gerçek aşklar için. Yaz aylan aynı zamanda tatil ve güneş tacirlerinin en çok çabştıklan aylar Akdeniz'de. Yaz aylan "göç" aylan Akde- niz'de. Kuzeyden güneye doğru durmadan akan insanlann göçü. Deniz Kurdu Aadrea Doria, "Akdeniz'de üç liman vardır" demiş, "Kartaca, Haziran ve Temmuz." Göçkr son iki lima- na; haziran ve temmuza. Biz de göçmeniz ve Akdeniz'- in temmuz limanındayız. Tek- nemiz Orsa'yla Göcek'ten An- talya'ya 11 günlük bir yolculuk yapacağız. Akdeniz sıcak, kalabahk. Eskiden, yani 16. yüzyılda, Âkdeniz'in nûfusu şimdi yaz ta- tili için Akdeniz'e göç edenlerin sayısına eşitti, diyor tarihçiler. Akdeniz, yerii yabana tek- neyle dolu. Eski tekneler yani şarap ve zeytinyağı taşıyan Yunan ve Roma tekneleri, şimdi mavi yolculuklara yelken açan tir- handillerin hemen hemen ay- nısıydı. Gemilli'ye, Porto Ceneviz'e, Fasilis'e ve daha bir çok yere uğrayacağız. Buralar limandı bın yıl önce, şimdi yine liman. Âma Akdeniz'de her şey bin yıl önceki gibi değil. Hatta, Akdeniz'de bazı şey- ler geçen yılki gibi de değil. Adacıklan çepeçevre saran, uzaktan beyaz bir gerdanlık gibi görünen naylon torba ve pet şişe setieri eskiden yoktu. Antalya'dan kopan rüzgârla (Kaptanlar buna "Antalya çıktı" diyor) Kemer'e doğru yol Akdeniz'de her şey bin yıl önceki gibi değil. Hatta bazı şeyler geçen yılki gibi büe değD. alan pislik konvoyu da yoktu. Kaş'ta göğe yükselen çok katlı oteller de yoktu. Geleceğın arkeologlan Kaş'- taki gökdelenlerin kahntılannı bulduklannda muhtemelen "kentlilerin istilasından" ve bu- ralann fethinden söz edecekler. Faselisliler, Suriye'den kal- kıp limanlanna yanaşan tek- neden ne kadar kira alıyorlardı bilinmez ama, bir teknenin her- hangi bir limanda gecelemesi 75-100 bin, bir kişinin ise 50 bin TL. Sahillerimiz pis, sahil kent- lerimizin sokaklan temiz, bazı şeyler çok ucuz, köpekbalığın, dan yapılmış "trança şiş" çok pahalı! Tekneyle bir hafta Ak- deniz'de kalmanın bedeli 250 dolar. Içki hariç. Sahil ketlerinde bar çok, bar- lar boş. Barlar, büyük kentler- den göçüp gitmiş macerapercst- lerin. Pansiyon çok, kirası ka- zanca eşit, onlar da büyükşebir- lerden gelenlerin. Yerli şaşkın, teknelerde topless güneşlenen yabancılarla "yatan" denizci daha şaşkın. - Aa bak şu geçen teknenin adına: "Sürpriz" ne güzel ad değil mi? -Abi o arkadaş geçen yıl Avusturyalı bir hanımla bera- ber oldu, kadın da ona bu tek- neyi yapürdı. Şimdi yılda on gün gelıp geziyor. Bizde şans yok ki! Bu yıl yerli tekneler çogun- lukta limanlarda. Yolculan ya- bana. Guletler ve tirandiller her kamaraya bir duş-tuvalet yapünp fiyat kınnca, okyanus tipi fıber yelkenlilere rağbet azalmış. Bodrum ve Mannaris köyle- rinin gençleri ileride kaptan olacaklan günleri bekleyerek aşçılık, tayfalık yapıyorlar. Az yağlı yemekler, ıtalyan salata- lar, nefis kokteyller hazırlıyor- lar. Temiz gjyiniyor, Fransızca, Ingüizce konuşuyorlar. İlk öğ- rendıklen elbette ilan-ı aşk. De- nizin kutsalhğuıı ve kalleşliğinı pek de bilmeden kendilerini de- nizci bellediklerinden ltalyan- lan kıskanıyorlar. Onlar 20 metreye dalıyor, biz niye dalmayalım. Ve kulak zar- lannı gecenin karanlığmı zorl- ayıp giriyorlar mavi derinlikle- re. Siz içki, mehtap ya da yaka- moz sarhoşuyken bir foşurtu ve puffsesıyle bitiveriyorlar tekne- nin bordasmda. KJÇ güvertede henüz ölmemiş orfoz, karagöz, ıskaroz ve sokkanlar pupa fe- nerinin ışığında parbyor, çırpınıyorlar. Gecmışe uzanı- yor, o eski zamanlarda taşlara çizilmiş koca ağızlı baiık resim- lerinin işte şimdi gözünüzün önündeki orfozlar olduğunu düşünüyorsunuz. Teknenizin, Ohmpos'a giriş- te hemen sağdaki Likya mezan üstüne çizilmiş tirandil olabile- ceğini hatta davlumbazının da ona çok benzediğini fark edi- yorsunuz. Bir daha sarhoş olu- yursunuz. Ve 11 günü tamamlayıp in- diğinizde deniz üstündeki sa- hnmanızı sürdürerek kentinize dönüyorsunuz. Bütün fetihkrgeri dönüşlerle sona ermez mi? Elbette. Ki anlaülanlarla yeni göçler oluşsun. İzmir'in Hıristiyan mezarlan yaşatılmaya çalışılıyor 150 yılkk tarih şimdi onardıyor MERİHAK İZMİR - George King For- bes, Robert Wilhinsen, Join De Jongul, John Argon, James Ja- nes, Jane Cox, A.S., S.W... Bu- ca'da şu anda kültür ve sanat merkezi olarak kullanılan İngi- liz kilisesinin bahçesınde mezar taşlannın üzerindeki isimlerden bazılan. Define arayıcılanndan fanatik dincilerin salduılanna ve 12 Eylül'den sonra saklanan silahlan bubnak için güvenlik güçlerince yapılan aramalarda- ki bozguna kadar uzanan bir dizi "talan"a ugrarruş 150 yülık mezarlar. Şimdi yeni bir onanm var. Onanmda arkeoloji öğrencikri, peyzaj mimarlan ve heykeltıraşlar çabşıyor. Tüm insanlığın varhğı olduğu gerçe- ğınden yola çıkarak Hıristiyan mezar- lan restore ediliyor. Buca'nın, Izmir'in kültürel degerleıinin bin daha yaşatı- lmaya çalışıhyor... Ingilız Büyükelçiliğı'nden Buca Bele- diyesi'ne devredilen, uzun yülar kullanı- lan, bakımsızbktan yer yer yıkılan, iki yıl önce Buca Kültür ve Sanat Danış- manı Hakan Dündar'm öncülüğündeki çalışmalarla yeniden eski güzelliğine ka- vuşan tngiliz kilisesinin bahçesindeki mezarlar şimdi restore ediliyor. Buca Belediyesi'nin maddi desteğiyle İzmır Arkeoloji Müzesi arkeologlann- dan Suzan Özyiğit'in başkanbğında ar- keoloji öğrencileri, peyzaj mimarlan ıle heykeluraşlar çahşmalan sürdürüyor- lar. Özyiğit, Kültür Bakanı Fikri Sağlar'- ın Forbes Köşkü ile İngiliz kilisesi bah- çesindeki mezarbğın restore edilmesini istediğini, bunun üzerine çalışmalara başlandığını söylüyor. Haçlann ve me- zarlann büyük bir çojğunluğunun kınk olduğunu belirten Ozyiğit, "Taşlann aynmlan yapıldı. Daha sonra temızliğe geçtik. Kınlmış mezar taşlan ile mezar- lar tek tek temizlendi ve yapıştırmaya geçtik. Parçalannı bulamadığunız me- zar taşlannı ise duvarlara monte edece- ğiz ve orada sergileyeceğiz" diyor. Kültür ve sanat merkezinin kapısın- dan gjrildiğinde ilk göze çarpan, ağaç- lann ardmdan tüm görkemiyle ortaya çıkan kilise binası. Girişte sağ ve solda, önceki belediye tarafından "bahçe" ola- rak kullanüması için sokülen, yıkılan, parçalanan mezarlannın yerinde şimdi çeşitli bankalann hediye ettiği oturma banklan konulmuş. Yeşilliklerin tüm canlıhğıyla yaşadıgı bu bölümün ardında kuru otlar, bakımsız ağaçlar, boyalan dö- külmüş demir parmaklıklar ar- dında yıllara meydan okuyan mezar taşlan göze çarpıyor. Mermerden yapılmış kabart- ma bir mezar taşında anne ço- cuğuna sanlmış, altında "O öl- medi, ama uyuyor" cümlesi yazılmış îngilizce. Bir diğer me- zar taşında bır çocuk ağlamaklı. Hemen yanındakinde, Halep'te Suriye Büyükelçiliği yaparken ölen Mr. Werry, Ingütere'nin Izmir Konsolosu olan babası ve diğer aile bireylerinin mezarlan. İtalyan mermer ustalanmn özenli çalışmalanyla ortaya çıkan ağaç şeklindeki George King Forbes'ın mezan en ilgin- ci. Hepsi kilise bahçesinin ön cephesinde sıralanmış... 1838 yılında Iran'dan kaçarak Izmir'e gelen rahiplerin ve Buca'da oturan İngi- liz tüccarlann yardımıyla yaptırdıklan kilisede dönemin zenginliğini ve kültü- rünü görmek mümkün. Kilisenin içi ka- dar dışındaki mezarlar da birbirinden il- ginç işçilikle yapılmış. Önceki beîediye döneminde, o zaman nikah salonu olarak kullarulan kilisenin ön bahçesi düzenlenmiş sözde; mezarlar kazmakrla teker teker sökülüp tahrip edilmiş. Şimdi ise tarih onanlıyor. KONSEF SKLWU Anneliği Adli Tıp Enstitüsü raporuyla kanıtlandı Enstitii 6 annesr dedi, ABD vîzeyi verdi TAYFUNGÖNÜLLÜ Babalık davalannda, bazı mahkemeler, Adli Tıp Ensütü- sü'nün soy saptamalannı dik- kate almazken, ABD'nin lstan- bul Başkonsolosluğu, Enstitü'- nün verdiği raporla bir İranlıya vize verdi. lran doğumlu ABD pasapor- tu taşıyan Hooman Mirfakh- rai, yaşadıgı Amerika'ya anne- sini bir türlü aldıramıyordu. Çünkü "annem" diye tanıttığı Manıjeh Moshırnoroozy'i ABD Başkonsolosluğu yeterli belge olmadıgı için vize vermi- yordu. Başkonsolosluk da çözümü, Adli Tıp Enstitüsü'ne başvur- makta buldu. • ABD pasaportu taşıyan İranb Hooman Mirfakhrai annesini Amerika'ya bir türlü aldırarnıyordu. ABD Başkonsolosluğu, annesi olduğuna inanmadığı için vize vermiyordu. Başkonsolosluk, çözümü Adli Tıp Enstitüsü'ne başvurmakta buldu. Başkonsolosluk 7 temmuz 1992 tarihinde Enstitü'ye yazdığı yazıda, İran asıllı ABD vatandaşı Mırfakhraı'nin anne- si olduğunu idda ettiği kişinin, gerçekten annesi olup ol- madığının saptanması için gc- rekli analizlerin yapıhp yapıla- mayacağını sordu. Enstitü'nün olumlu yanıtın- dan sonra "anne " ve "oğul" buraya gönderildi. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy, "Elimizde lran popülasyonu üzerine İranlı bir öğrencimizin doktora çahşması olduğu için başvuruyu hemen değerlendirdik. 10 sistem üze- rinde analizlerimizi yaptık" dedi. Enstitü her iki kişiden de aldığı kan örnekleri üzerinde yaptığı çalışrnayı 2 gün içinde tamamladı. Kişi başına 350'şer bin lira karşılığında yapılan analizler sonunda, Enstitü, ABD Istanbul Başkonsoloslu- ğu'na şu raporu gönderdi: "Eldeki verilerle kadın Ma- nıjeh Moshırnoroozy'nin erkek Hooman" Mırfakhraı'mn anne- si olmadığmın söylenemeyece- |i» Manıjeh Moshımoroozy'nin en az yüzde 98 ihtimalle Hoo- man Mırfakhraı'nin annesi ol- duğunu bildirir." Raporun gelmesiyle, annesi- ni kanıtlayan İran asılh ABD vatandaşı Mırfakhraı, hemen vizeyi alarak annesiyle birlikte ABD'ye uçtu. Rus değil, Çin değil, Amerikan işi •Yeni Rusya'da Barbie'ye gösterilen ilgi, bu ülkenin Batı'ya duyduğu hayranlığın tek örneği değil. Batı'ya ilgi duymak serbest, ama Rus ruhunu saklamak ve yeni Rus tüketiciyi korumak isteyenler açısından da rahatsızlık verici. Haber Merkezi- Detsky Mir. Mos- kova'nın en ünlü oyuncak mağazası. Eski Şovyetler Bir- liği'nin dört bir ya- nından gelen küçük hanımlar, yaz tatilinin başın- dan beri önünde durup iç çekiyor- lar. International Herald Tribune'ün Moskova'daki muhabiri Eleanor Randolph, çamur renkli kamyonlar ile karmaşık kağıt oyunlara kimsenin yüz vermediğini belirtiyor. Göste- rişli pembe otomo- billeri. ihtişamlı at arabalan, san lüle- leri ve gözka- maşoncı sahte rnü- cevherleriyle sadece birtek şey var akıüarda: Barbie. Ailesinin geliri de düşünül- düğünde onun için bir mücev- her değeri taşıdığı kolayca an- laşılan vitrindeki Barbie'ler- den gözlerini alamayan beş yaşındaki Katia Vanichkina, "Ona bayıhyorum," diyor. Katia'nın annesi Rita Vanich- kina, "Sadece bir bakmak iste- dik. Hepsi bu," diyor. Hemen yanlannda, Rus biyo-mühen- dis Zoia Mayevskaya ve on yaşındaki kızı Olga var. Onlar da, bir grup Barbie'yi iç çeken toplumdan ayıran camdan içe- riyi seyrediyorlar. "Bir aylık maaşımız kadar," diyor Bayan Mayevskaya, başıru sallayarak. Ayda 2500 ruble -25 dolardan daha az- kazanıyor. Çoğu zaman Bar- bie'nin etiket fiyatı 1900 ruble. Kaba hesapiarla burakam,en düşük kalite Barbie'nın 7 do- larhk Amerika fiyatmın iki katı kadar. Barbie'nin kara- vanının fiyatı ise Bayan Ma- yevskaya'nın maaşının üç katına kadar çıkabiliyor. "Kızmmı bir Barbie'si var ama," diyor Ba- yan Mayevskaya gjzli bir övgüyîe. Alman yapınu. Sokak satıala- nndan ucuza alınmış ve aylık maaşın sadece ûçte bin tutann- da. "Çok güzel bir şey. Bir gün biz de onunki gibi giysiler ahp giyebüeceğiz." Yeni Rusya'- da Barbie'ye gös- terilen ilgi, bu ül- kenin Baü'ya duyduğu hay- ranhğm tek örne- ği değü. Sokak satıcılan, Rus müşterilerin ilgj- sini şöyle cekme- ye çahşıyorlar. "Rus değü, Çiq işi değil. Ameri- kan malı." Sovyet vatandaşlan, yülar- ca Batı'nınjeanlerine sahip ol- maya çalıştılar. Baü müziği dinlediler. Suda akmayan maskara ve çaüşabilen faks makineleri gibi teknolojık mucizelere tapülar. Batı'ya ilgi duymak serbest. Ama Rus ruhunu saklamak ve yeni Rus tüketiciyi korumak isteyenler açısından da rahatsız edici. Eğer Barbie'nin doğal orta- mının Güney Kaliforniya so- kaklan olduğu düşünülürse vasat bir Sovyet bebeğin de Minsk'teki bir üretim bandı başındaki birinin görüntü- sünde olduğu kolayca an- lasılır. Bebekler genelde yor- gun, tedirgjn ve bezmiş görü- nüyorlar. Üzerlerine basit iş önlükleri ve ucuz gösterişsiz elbiseler giydirilmiş. Bu üzgün yaraüklardaki çocuksu tek şey, pembe veya mavi saçlan. Rus oyuncak üreticileri, Barbie'yi kendileri uyarlaya- rak üretmeyi denedi. Ürünü satmaya çahşan tüccarlar bile Veronıka ve Natasha'yı oriji- naliyle kıyaslayamıyorlar. Üçüncü din 'dinsizlik' ANKARA (ANKA) - Bir ta- raftan Hıristiyanlann, diğer taraftan Müslümanlann ken- dı dinlerini yayma çabalan sü- rerken herhangi bir dine inanmayanlann dünya nüfu- sunun beşte birine yakın oldu- ğu belirlendi. Dinsizler, Hıris- tiyanlar ve Müslümanlardan sonra dünya nüfusu içinde üçüncü sırada yer alan kesim oldu. 1990 yıl ortası verilerine göre dünyada yaşa- nan 5 milyar 292.2 milyon in- sanın 866 mil- yonu herhangi bir dine inanmı- yor. Dinsizlerin dünya toplum nüfusu içindeki payı yüzde 16.4 düzeyinde bulunuyor. Din- sizlerin dışında, Allah'a inanmayanlann sayısı da 233 milyon kişi olarak belirlendi. Bu kesimin dünya nüfusu içindeki oranı da yüzde 4.4 olarak hesaplandı. Böylece, dinsizler ve Allah'a inanma- yanlar, toplam nüfusun yüzde 20.8'ini oluşturdu. Bir başka deyişle, dünyada yaşayan her beş kişiden biri ya dinsiz ya da Allah'a inanmıyor. Herhangi bir dinle Allah'a inanmayan- lann büyük bölümünün ise Asya kıtasmda bulunması dik- kati çekti. Hıristiyanlığın, dünyanm beUi başh dinîeri içinde en çok kişiyi bünyesinde toplayan din olduğu gözlendi. Hıristiyanla- nn sayısı 1 milyar 758.8 milyon kişi olarak belirlendi. Dünya nüfusunun üçte birinin bu dine mensup olduğu görüldü. Hıris- tiyan mezhepleri içinde Katoükler 995 milyon 780 kişiyle iİk sırayı, Protestanlar 363 milyon 290 binle ikinci sırayı, Ortodokslar 166 milyon 942 binle dördüncü, Angi- likanlar da 72 milyon 980 binle dördüncü sı- rayı aldı. Hıristiyanlıktan sonra en çok üyeye sahip din ise lslam oldu. Dünya nüfusunun yüzde 17.7*- sini oluşturan 935 kişi Müslü- man. Müslümanlığı ise 705 mil- yon kişiyi banndıran Hindu dini ve 303 milyon kişinin inandığı Budizm izliyor. Hin- dulann toplam nüfusu içindeki oranı yüzde 13.3, Budistkrinde yüzde 5.7 oldu. • 1990 yılı verile- rine göre dünya- da yaşayan 5 mil- yar insandan 866 milyonu herhangi bir dine inanmı- yor. Allaha inan- mayanlann sayısı ise 233 milyon. SAĞLIKLI NUMARALAR 9OO 9OO S2O Kendi kendine meme muayenesi 9OO 9OO S21 Ana sütüyle beslenme 9OO 9OO 5 2 2 Hamilelikte sağlıklı beslenme 9OO 9OO 5 2 3 Burun kanamaları 9OO 9OO 5 2 4 Şişmanlık 9OO 9OO 5 2 5 Menopoz 9OO 9OO 5 2 6 Erken boşalma 9OO 9OO 5 2 7 İlk gece 9OO 9OO 5 2 8 Cinsel tabular 9OO 9OO 5 2 9 Orgazm 9OO 9OO 5 4 4 Masturbasyon Turkıye nın her yerınden servislenmızın 1 dakıkası 5833 TL (tr Ortalama servıs suresı 3/4 dakıkadır PK 16Tarabya/lst BİLGİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear