22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17TEMMUZ1992CUMA 16 HABERLERIN DEVAMI BLOKNOT YAĞMUR ATSIZ Söyteyenlep ve Söytetenler BONN - Bizi fena halde bir işleten var, ama acaba kim? Adam, "Türkiye'yı tam üyelik yolunda destekleyeceğiz' diyor. Almangazete, radyovetelevizyonlarındabuoluyor: "Siz, AT'ye girme yolunda hava alırsınız!" Adam diyor ki "Demirel hükümeti işbaşına geçtiğinden bu yanaTürkiye'- nın insan hakları konusunda hatırı sayılır ileriemeler kay- dettiğini fark etmiyor değilim." Bu oluyor Alman basın-yayın organlarında: "Dışişleri Bakanı Kinkel, Türkiye'deki insan hakları ihlalleri konu- sunda alışılmışın ötesinde açık ve katı bir ifade kullandı!" Bakan Kinkel diyor. "Maastricht zirvesinde sadece AT tam üyelerinin Batı Avrupa Birliği'ne üye olabileceği ka- rarlaştırılmış olmasına rağmen Türkiye ilk aşamada tam katılım yetkisı ile üye olacaktır ' Alman meslektaşlar "tıssss!" Bakan Klaus Kinkel'in Türkiye ziyareti işte Alman ka- muoyuna böyle yansıtıldı. Sanırsınız ki selefi Genscher'in yediği herzeleri temizle- mek üzere Ankara'ya gelmiş değil de bir müstemteke zabiti edasıyla Sayın Özal'ı, Sayın Demirel'i ve Sayın Çe- tin'i azarlamaya gelmiş... Evet, Türkiye'nin insan hakları ve demokrasi konularm- da hâlâ ağır yaralarla "mecruh" olduğu bir gerçek... Zaten bunu inkâr eden de yok! Ama Alman tarafı bu konulara -son derece dikkatli bir dille!- değinirken Türk tarafının da Almanlara dört sayfalık bir "AT Hukuku Çerçevesinde Federal Almanya'daki Türk Vatandaşlarının Ayrımcı MuameleyeTabi Tutuldukları Uy- gulamalar" başlığı altındaçarşaf gibi bir rapor sunduğu ve Alman tarafının bu rapor karşısında kem-küm etmekten başka bir şey yapamadığı niçin mesküt geçiliyor? Bizi fena halde bir işleten var, ama acaba kim? Oldum olası komplo teorilerine itibar etmemişimdir. Fa- kat Alman politika ve basın çevrelerinde belirli bir "anti- Türk paslaşma'nın varlığını da artık kolay kolay göz ardı edemiyorum. PKK'sı, Daşnaksutyunu, Lefkoşası ve Ati- nası'yla garip bir paslaşmaü! Ama katı gerçekler her zaman gelir dayatır: Bonn, Türkiye'ye karşı uyguladığı silah ambargosunu bizim kara kaşımız kara gözümüz için kaldırmadı. Mayıs ortalarında Alman Savunma Bakanlığı'nın yaptığı hesap- lara göre ambargo yüzünden Alman ekonomisinin kısa vadede uğrayacağı kayıplar 15 (Yazı ile: On beş) milyar mark dolayında tahmin edilmiştir. Çünkü Türk-Alman as- keri işbirliği -öyle sanıldığı gibi- sadece Almanların Türk- lere birtakım silahları bağışlamasından ibaret değildir. Türkiye'nin "para peşin; kırmızı meşin" metodu ile Alman silah yapımcılarına verdiği siparişler yanında o hibe silah- lar devede kulak kalır. Ustelik o Doğu Alman silahlarını Türkiye'ye hediye et- meseler AGİK kararları uyarınca imha etmek zorunda ka- lacakları için bir de o yüzden girecekleri masraf yukarıda sözünü ettiğim 15 milyara dahil değildir. Kendimizi, ne dev aynasında görelim ne de dürbünün tersinden: Türkiye'nin Almanya'ya ihtiyacı, Almanya'nın Türkiye'- ye ihtiyacından daha büyük değildir! Türkiye'nin şu yine milyarlık konut ihalelerindeki başarı- ları biryana, Almanlaroçok bel bağladıkları Kazakistan- da daha tek bir gerçekten büyük ihaleyi sağlam kazığa bağlayamadılar Oysa Sayın Kinkel, geçen pazartesi Ankara'da temasla- rını sürdürürken bir Türk firması Kazakistan'da bir milyar 700 milyon dolarlık bir ihaleyi kesin olarak aldıü! Ortak davranılsa buna göre daha neler var, ama dedik ya işte.... Bizi fena halde bir işleten var... Acaba kim? 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet GaziHz. Yalova'da 17TEMMLZ1932 Dün Büyük Gazi'ye kavuşan Yalova'da çok neş/eli ve heyccanlı bir bayram günü yaşandı. Reisicumhur Hz. Derince'den Ertuğrul yatına rakip olarak saat onda Yalov a"ya doğru hareket etmişlerdi. Yat ufukta seçilir seçilmez bekliyenler arasında umumi bir kaynaşma oldu. Saat on üç buçuğu geçiyordu ki Ertuğrul yatı Yalova'da Millet çiftliğe sahili önündedemırlemiş bulunuy ordu. İskelede bulunan Ankara ve Sakarya motörlcri hcmcn yata yanaştılar. Yatı karşıladıktan ve selamîadıktan sonra takip eden şirket \ apuru da bu esnada Yalova iskelesine yanaşmış bulunyordu. Bu vapurun halkı da Reisicumhur Hz. nin otomobılle geçecekleri asfalı yoldan aynlamıyorlardı. Gazi Hz. Ertuğrul yatından Sakarya motörüne rakip olarak Millet çiftliğini teşrif ettiler ve çiftlik köşkünün terasında bir müddet istirahat buyurdular. Haarlanmışolan ayran takdimolundu. Reisicumhur Hz. mevsimlik gri bir elbise gıymışlerdi. Çok beşuş bir sima ile gerek istikbale gelen ve gerek refakaıkrinde bulunan zevat ile görüşü>orlardı. Çıfüıkteki isürahatleri esnasında Reisicumhur Hz. İstanbul gazetecilerine de iltifatta bulundular: Gazete foto muhabırleriAüazı Hz.nin çiftliği teşrifleri sıralannda gelmiş bulunuy orlardı. Bu itibarla Büy ük Halaskan rahatsiz etmekten ihtıraz ile uzaktadurmaktave çalışmak için müfaraketlerini beklemekte idiler. Reisicumhur Hz. bu ihtirazdaki iştiyakı derhal görerek y averleri Celal B. vasıtasile foto muhabirlerinin çahşmalanna müsaadebuyurduklannı tebliğettiler. Gazi Hz.nin teşrifi günününmuhtelifintibalannı tesbiteçalışan fotoğrafçılar hangi gazeteden olduklannı sormak suretile tekrar tekrar iltifat buyurdular. Gazi Hz on dakıka kadar kaldılar. Bu esnada Fethi BeyedeTarih Kongresini takipedıpetmedığını sordular. Gazi Hz. Millet çiftliğini ziyaretten sonra Sakarya motörüne bınerek genesahilde ve biraz ileride bulunan Baltacı çiftliğini teşnf buyurdular. Çiftliğın bazı daırelennızıyareteıtıler. Kendilerini çiftlıkteistikbal edenlere: -Beylernasılsımz? Dıye hatırlannı sormak sureti iltifatta bulundular. Reisicumhur Hz. Baltacı çiftliğindede rakıben. refakatlerindeki zevat ile maiy etlen erkanı da dığer otomobillcrde olduğu halde kaphcalan teşrif buyurdular. HAVA DURUMU Yargıya güven azalıyorTURAN Y1LMAZ ANKARA - Türkiye'deki yıl- lık yüzde 2 5"lık hızh nüfus artı- şma karşın. mahkemelere yan- sıyan dava sayısının. her yıl yüzde 7 oranında azaldığı sap- tandı. Adalet Bakanlığfnın res- mi \enlennın ortaya koyduğu bu gerçek. halkın. "kaplumba- ğa hızı" ılc yürüyen adalet me- kanizmasına duyduğu güven- sizliğin bir ürünü olarak yorumlanıyor. A>nı istatistik- İer. bu azalmaya karşın, Tür- kiye'de yaşayan her 7 kişiden birinin mahkemelik olduğunu da gözler önüne serdi. Adalet Bakanlıği, yargıyı hızlandınp, adalete güveni sağlamak için kapsamlı bir çalışma başlattı. Yargı bugün. 45 gün sürecek olan adli tatile giriyor. Köylüle- re, hasat zamanını mahkeme kapılan yerine. tarlalannda ge- çırmelennı sağlama gelencğin- den kaynaklanan adli tatil. vargının sorunlannı ycniden gündeme getirdi. 8 bin yargıç ve savcının görev yaptığı mahkemelere gelen iş yükünün yıllık ortalama 8 mil- yoıi civannda olduğu belirtili- yor. Adalet Bakanlığı'nın ista- tistiklerine göre. geçlığimiz yıl mahkemelere 3 milyon 115 bın 742, icra müdürlüklerine de 4 milyon 164 bin 81 dava geldi. Aynı süre içinde savcılıklara ya- pılan başvuru ise yaklaşık 2.5 milyona ulaştı. Bir bölümü ta- kipsizlik karan ile sonuçlanan bu başv urular da eklendiğınde, yargıyayansıyanışyüküortaya çıkıyor. Aynı istatistikler. ağırlıklı olarak yargılamanın çok ağır ışlemesinden kaynaklanan ne- denlerle. hakkını aramak için mahkemelere baş\ uran \ urt- taşlann sayısında son yıllarda azalma olduğunu da ortaya koydu. Son 5 yıl içinde. ceza mahkemelerine gelen dava sa- yısında, her yıl ortalama yüzde 5.8 oranında bir azalma gözlen- di. Bu oranın. hukuk mahke- melerinde ise yüzde 9'u buldu- ğu saptandı. Ortalama azalma- nın ise yüzde 7 olduğu belırtıli- yor. Adalet Bakanlığı uzmanla- n bu durumu. öncmlı ölçüde "halkın adalete güvensizlığine" bağlıyorlar. Kaplumbağa hızı adalet Adalet Bakanlığı uzmanla- nnca, halkı güvensizliğe iten en onemlı etken olarak gösterilen yargıdaki "kaplumbağa hızı". resmı istatistıklere gere, önemli boyutlara ulaştı. Açılan davala- nn sonuçlanma sürelerinin, İs- tanbuPda ortalama 327 gün. İzmir"de 273 gün. Ankara'da da 178 gün olduğu belirtiliyor. Suç tıirlerine göre yapılan ista- tistikler ise bu oranın özellikle "hakkı olmayan yere tecavüz", "orman kanununa muhalefet" ve "kaçakçılık suçlan"nda re- kor düzeye çıktığını ortaya koydu. Bazı suçlann, ortalama yargılama süresi, gün olarak şöyle belirlcndi: "Hakkı olmayan yere teca- vüz (505), orman suçlan (385), kaçakçılık (329). e\ rakta sahte- kârlık (313), dolandıncılık ve iflas (317). emniyeti suüstimal (277). hırsızhk (256). müessir fı- ıl (267). ırza geçmek ve iflfete hakaret ve sövme (199). kumar (130). sarhoşjuk (186), vergı usul kanununa aykın davran- mak (116). çek yasasına aykın davranmak (114), ateşlı silahlar yasasına aykın davranmak (247). gıda maddeleri tüzüğüne aykın davranmak (229)." " Mahkemelere gelen bazı da- va türlerinın de yargı mekaniz- masını kilitleme noktasına ge- tirdiği kaydediliyor. Resmi istatistiklere göre buna. son yıl- larda ekonomik yaşamdaki ge- lişmelere paralel olarak. ekono- mik şuçlar neden olmaya başla- zer bir durum ortaya çıktı. Bu suçlardan ötürü.açılan davalar. Ankara'daki asliye ceza mah- kemelerinin toplam iş yükünün yüzde 28'ini oluşturmaya baş- İadı. Bu oran İstanbul'da yüzde 5. İzmır'de de yüzde 4 olarak gerçekleşti. Açılan davalarda verilen mahkûmiyet oranlannda da il- lere göre önemli farkhlıklar gözlendi. Mahkûmiyet yüzdeki en yüksek il Ankara oldu. An- kara'da açılan ceza davalannın yüzde 52.9'u mahkûmiyetle so- nuçlanırken, bu oran Izmir'de dı. IstanbuFdaki asliye ceza yüzde 44.1, İstanbul'da ise yüz- mahkemelerine gelen iş yükü- de 30.8 oldu. nün yüzde 78'ini karşılıksızçek ile çek ve senet yolsuzluğu da- valannın oluşturduğu saptan- dı. Bu oran fzmir'de yüzde 55, Ankara'da ise yüzde 28 olarak belirlendı. Kasa fışı venlmeme- taarruz (219), meskene tecavüz sinden kavnaklanan vergi suç- (234). adam öldürmek (293). lanyla ilgi'li davalarda da ben- Yargıdaki yavaş işleyişin, temyız kurumu olan Yargıtay'- da da sürdüğü saptandı. Adalet Bakanlığı verilerine göre, Yar- gıtay Başsavalığı'na gelen dava dosyalannın buradakı ortala- ma bekleme süresi geçüğimiz yıl 134 gün oldu. Aynı veriler, ilk derece ceza mahkemelerinde verilen her beş karardan ikisi- nin, direnme kararlan bakı- mından da Yargıtay Ceza Dai- releri'nce yine verilen her beş karardan birinin ısabetlı olma- dığını ortaya koydu. Bu du- rum. Adalet Bakanlığı'nın konuyla ilgilı uzmanlannca, dava dosyalan üzerindeki ince- lernelerin yeterli ve gerekli bir biçimde yapılamamasına bağ- lanıyor. Çek ve senet yolsuzluklanyla ilgili davalardaki önemli artış ve buna paralel olarak yargıla- ma süresinin uzunluğunun, bu konuda yurttaşlan daha hızh sonuç alabilecekleri seçeneklere ittiği ifade ediliyor. Buna en ti- pik örnek olarak da son yıllar- da özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde ortaya çıkan "'çek-senet mafya- sı" gösteriliyor. Adalet Bakan- lığı uzmanlan. büyük rakamlı Âdli tatil tartışmasıHaber Merkeri - Adli tatil, bugün yapılacak duruşmalar- dan sonra mesai saati bitimınde başlayacak. 5 eylüle kadar de- vam edecek adli tatil. yıllardır süren "kaldınlsın-deVam etsin' tartışmalannı yeniden günde- me getirdi. Adalet Bakanı Seyfi Oktay. "Gerekırse adli tatil kal- dırılabılır" derken hukuk çev- releri farklı tepkıleri dilegetırdı- ler. Her yı! 20 temmuzda başla- yan ve 45 gün süren adli tatil, bu tanhın hafta sonuna gelmesi nedenıyle bu akşamdan itiba- ren başlayacak. Adli tatil bo- yunca adliyelerde nöbetçi mahkemeler görev y apacak. Bu mahkemeler. tutuklusu bulu- nan acıl davalan görüşecek. Süren dığer davalann görüşül- mesıne. adli taıil sonunda de- vamedılecek. Adli tatilin gerekli olup ol- madığı. tatilin yargıda iş yükü- nün arımasına. adaletin gecik- mcsine neden olup olmadığı yeniden tartışılmaya başlandı. Hukukçulan: adli tatili savu- nanlar. adli tatilin kaldınlması- nı ısteyenler ve konunun tartı- şılmasını ısteyenler olarak üç gruba bölen adli tatil tartışması konusunda ANKA'nın görüş- tüğü yetkililer şu değerlendir- meleri yaptılar: Adalet Bakanı Seyfi Oktay: "Bizım çalışmalanmız adaletin hızlandınlması esası üzerine kuruludur. Yargının yeni baş- tan düzenlenmesi, bürokrasi- nin azaltılması, tıkanmanın giderilmesi ve sorunlan kayna- ğında çözme hedeflenmiz var. Adli tatil buçerçevede tartışıla- bilır. Bızım için çok öncmlı so- run olmamakla birlikte konu tartışılmahdır. Gerekli görülür- se. tepki gelecek olsa bile adli tatil kaldınlabilir. Ancak bu so- runun öne çıkanlmasına karşı- yım " Anayasa Mahkcmesi Baş- kamekili Cü>en Dincer: "Çok gerekli bir şey. Mahkemelenn toplu çalışan heyetler olması dıkkate alındığında yanlış ol- duğu söylenemez. Benim ra- portörüm izınli olduğunda benım çalışmamım kıymeti yok. Süresi, zamanlaması tartı- şılabilir ama adli tatilin adaletin gecikmesine neden olduğu sav- lanna katılmıyorum. Sorun yargı düzeninin kötü işlemesi- dir. Çözüm adli tatili kaldırmak olamaz. Aynca hâkimlere 'Ya- zın değil de git kışın tatil yap' dersen kimse yapmaz. Adli tatil HANNA SCHYGULLA - Alman sinemasının asi yönetmeni Fassbinder'in gözde o>uncusu>du. Onunla 54 fılm çektiler. Lili Marlene, Berlin Ale\anderplatz gibi unutulmaz filmlcrin hüzünlü veşil gözleri, uzun sarı saçlan ile Türkiye'ye geldi. Erden Kıral'ın yöneteceği "Mavi Sürgün'de Anadolu'da kaybolmuştiyatrocvuncusû \İarie*yioynayacak.(Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL) 'Akdeniz'e hoşgeldin Hanna' Kültiir Senisi - Hanna Schygulla'yı Türkiye'ye bu ilk gelişindekarşılamışolsaydı Ha- lıkarnas Balıkçısı. yakınlannca çok iyı bilinen. ogürsesıyleko- caman bir "Merhaba" derdı: "Merhaba Hanna, Akdeniz'e hoşgeldin..." Çekımlcrıne geçen ay başla- nan. Erden Kıral'ın yönettiğı Halıkarnas Balıkçısf nın roma- nı "Mavı Sürgürr'dekı rolü nedcniyle önce İstanbul'a gelen Hanna Schygulla. bir gece Pera Palas'ta kaldı. "Genç Alman si- ncmasi" akımının önemli yö- netmcnlcnnden Rainer \Verncr Fassbinder'in gözdesı Polonya asıllı Alman oyuncusuSchygul- la. hüzünlü ma\ı gözlen. uzun saçlan. yarım ay şeklındckı sal- lantılı ın küpelerı. ıpek tünığıyle rötarlı geçen uçak yolculuğu- nun yorgunluğundan arınmiş olarak yunımıza geldi. Sankı TURKIYE'Dh her an çekıme hazır gıbı bakımlı ve konirollü. Konuşmaya baş- layınca hepimizi saran kararlı sesı derinlemesine hisseuiği bir şeyleri aktannak ister gibi. Schygulla. Erden Kıral'la uzun zaman önce tanışmış. O zamanlar Türk sineması hak- kında çok şey bilmiyormuş. "Hakkari'de Bir Mevsim"i izle- mış. çok etkilenmiş. Erden Kı- ral'la bir süre İsveçli bir yazann projesi üzerinde çalışmışlar. ama bazı nedenlerden bunu ta- mamlay amamışlar. Avrupa'da Yılmaz Güney'in "Duvar" ve "Yol" gibi filmleri- nı gönnüş. Erden K.ıral"ın Yıi- maz Güney'in yanında çalışmış olduğunu bıldiği için onun çok iyi bir okulun öğrencisi olduğu- nu düşünüyor. "Almanya'da bildiğiniz gibi büyük bir Türk toplumu var" diyor Schygulla. "Artık birlikte bir şeyler yap- DÜNYA'DA Devlet Bakanlığt Meffioro- lo|i Genel Müdürlüğû'nden ılınan bılgıye göre yurdtın Kuzeydoğu kesımlerı çok buluflu, Marmara'nın dog> su.BatıveûrtaKaradenız, Iç Anadolu'nun kuzeybatı- sı saganak yağışlı, diğer yerler açık geçecek. Hava. sıcaklığı değışmeyecek Rûzgâr kuzey ve batı yönlerden hafıf, ara sıra orta kuvvette esecek Denız- lerde rûzgâr, Marmara'da yıldız ve poyraz, güney Ege'de gunbatısı ve kara- yei, Akdeniz'de gunbatısı ve lodostan 3-5 kuvvetmde saatte 10-21 denız mıtı hızta esecek Adans Afyor. •4- Ankara Anmya Ayom Borsa Canamaı» Dıyarbah r Edıtne 29= 2P T4-- r 30"- 37' Kjrs Konya Bamsun Tratoon Zonguldak 26- 28' 26' r? 26° 27° 24' ıft- '6' 71' 14^ 23° t~r- 13° 'Ö': Xı* 8 bulutiu G gunnh ¥ kar ı S sıv manın zamanı geldi." Cevat Şakir'in "Mavi Sür- gün" romanından senaryolaştı- nlan fılmde Schygulla, Ana- dolu'da kaybolmuş tiyaıro oyuncusu levanten Marie'y i canlandınvor. Pera Palas'ta Schygulla ile kı- sa bir söyleşi imkânı bulabildik. -1970'lerde fılmlerinde oy na- dığınız Fassbinder artık yaşa- mıyor. Sizce Fassbinder sıne- mada ne yaptı? Nas\l bir yenılik getirdi? SCHYGULLA - Sanıyorum Fassbinder sir.emada pck çok kavramı birleşürmcyi başardı. Mclodramla toplumsal eleştiri- yi. duygusallıkla alaycılığı. Çok aydınca bir bakış açısı ıçcren. basit. yalın olay örgüleri.. Her zaman. her şcyin bir adım ilen- s-ndeydı. Kültürcl yapı karşı- sında kaba. vahşi bir tutumu vardı. - Halikarnas Balıkçısı'nı ne kadar tanıyor^unuz? Daha ön- ce kıtaplannı okuma fırsaiı bu- labildinizmi? SCHYGULLA - Halikarnas Balıkçısı'nı daha önce hiç oku- madım. şimdi onun hayatıyla ilgili çevırdiğimİ7 fılmden lanı- yorum sadece. Sanırım. Al- mancaya da bir şey çcvrilmedı Almanlar kültürel açıdan Türklcrle başkalannıı oranla daha yakın ilişkıler ıçındelcr Belkı bu yüzden Halikarnas Balıkçısı Almancaya çevrılebı- lir. Bana okıımanı ıçın kıs.ı hır kııabını öğüıler mısını/.' dönem sonu kabul edilir, karar- lar aynlır, döküm yapılır. Asıl aileler programlannı okul tatili- ne göre yapar, bizde adli tatile göre." Eski Adalet Bakanı ANAP Milletvekili M. Oltan Sunguriu: "Adli tatil bana göre kısaltıl- malıdır. 45 gün değil en çok bir ay olmalıdır. Aynca, adli tatil bölgelere göre düşünülmeli, bölgelerin özelliklenne göre ayarlanmalıdır." Ankara Böige İdare Mahke- mesi Başkanı Necmettin Koç- taş: "Yıllann tecriibesiyle konmuş bir şey. Son derece de yararlı. Adaletin gecİKmesine bir etkisi olmaz. Özellikle idari yargıda yürütmenin durdurul- ması gibi acil işler adli tatılde de görülmeye devam ettıği için eteştınlere katılmıyorum. Sı- kıntının kaynağı adli tatilde aranmamalı." Ankara Cumhuriyet Başsav- cısı M. Fadile İnan: "Adli tatil. hâkim ve savcılanmızın dinlen- meleri açısından son derece ge- rekli. Aynca mahkemeler toplu çalışan heyetler olduğu için fiili durumunda da en iyi çözüm toplu tatil yapılması. adli tatil süresince savcılar, nöbetçi mah- kemeler görevde. Tutuklu işler de görülmeye devam ediyor. Sakıncası yok." Ankara Barosu Başkanı Öz- demir Özök: "Adli tatil kaldml- sın. Çıkanlma gerekçesi hasat- tır. O günkü zorunluluklar bugün geçerli değildir. Adli ta- tilin bu haliyle gerekli olduğu savunulmaz. Yargının mevcut iş yükünü gördükten sonra ya- sada 45 gün, fiilen de iki-iki buçuk ay süren adli tatil işlerin daha da ükanmasına yol açı- yor. Dinlenmeye ihtiyaç var. Ama bugünkü uygulama bunu karşılarken yeni sorunlara ne- den oluyor. Yeni bir düzenle- meye gidilmesi için konu tarlı- şılmalı." Genel Başkanı Şenal Sarıban: "Adli tatil özellikle avukatlar açısından da son derece işlevsel. Yargıda iş yükünün artması ye- ni bir şey değildir. Mahkeme sayısı arttınlarak bazı' davalar kaynağında avukatlann daha geniş yetkilerle donatılmasıyla çözülebilir. Adli tatili kaldır- mak süreci daha da karmaşık hale sokar. Adli tatil olmasa, hâkim ya da savcı görevinı bir başka meslektaşına devredebi- lir, ama avukat aynı hakkı kul- lanamaz." ISKuyrukta• Baştarafi 1. Sayfada dikkat edi- yorlardı. Çoğu birbirini tanı- yordu. Zaten tanımasalar bile aynı sorunu paylaşüklan için konuşup dertleşmede bir çekin- genlikleri de yoktu. Erkekler, kadınlann oturmalan için bah- çe duvarlannı kadife kaplı kol- tuklar gibi sunuyorlardı. Eğer biraz genç olsaîardı çevrenin kuşkulu bakışlannı üzerlerinde toplayabilirlerdi. ama çevrede- kıler de onlara aşinaydı. Bu saç- lanndakı beyazlann siyahlan çoktan yendiği insanlar Bağ- Kur emeklileriydi. Birkaç saat sonra açılacak olan bankadan emekli maaşlannı alacaklardı. Sabahın üç buçuğunda gelenler bile vardı aralannda. Bir gün içinde maaşı alabilmek için kuyruğun ön sıralannda yer tutmak gerekiyordu. Çok uzak semtlerden gelenler, geceyi ban- kay a yakın yerlerde oturan ak- rabalannda geçirmişlerdi. Hava aydınlandığında kadınlar el örgülerini çıkardılar. Kadın- lann sohbetleri gelinden, da- mattan yana yoğunlaşıyordu. Erkeklerin konuşmalan ise ço- ğunlukla ülke politikasına ka- yıyordu. Halk Bankasfnın Bakırköy Şubesi kapısında bekleyen emeklinin yüzünde. sıranın kendisine geîmiş olmanın mut- luluğu vardı. O şimdı ön sırada olmanın ayncalığmı yaşıyordu. Kendisinden sonra sırasının gelmesini saatlerce bekleyecek yüzlerce insan vardı. Bağ-Kur emeklisi Celal Erten bir gazete- dnin fotoğraf çektiğini görünce yanına sokuldu: "Yaz oğlum, yaz. Yaz da bel- ki "Baba" bizim sesimizi duyar. Nedir bizim bu çeküğimiz. Av- cılar'dan, Küçükçekmece'den, Kocamustafapaşa'dan sabahın köründe kalkarak buraya geli- yoruz. Saatlerce burada kuy- rukta bekliyoruz. Bu gün bize sıra geleceği de şüpheli. Neden biz, yakınımızdaki bankadan maaşımızı alamıyoruz. Bu iş- kenceyi bize neden çeküriyor- lar. Şimdi havalar iyi ama biz bu çıleyi yağmurda. kışta da çe- kiyoruz. 450 bin lira maaş ala- cağım. Bunun 20-30 bin lirasını yol parası olarak vermek benim için büyük bir kayıp. ' Benim emeklim, benim Bağ-Kurlum" diye seslenen "Baba'mıza şimdı biz sesleniyoruz. Bizi bu dertten kurtarsın" Sakallan iyice ağarmış olan Osman Karh'nın "tevellütü 1333." Söyledikleri Celal Er- ten'in söylediklerinden farklı değil. "Devlet baba'nın şefkati- ni bekliyor. Süleyman Alkan ise bütün bu sorunlann yanı sıra ocak ay ı vergi iadesini alamamaktan ya- kınıyor ve şöyle diyor: "Alaca- ğımız vergi iadesı belkı çok az. ama bizim ıçın çok önemli ol- duğunu anlamalflar." Benim Mıı.hıı. II jSokakta• Baştarafi 1. Sayfada uzenndekı merke/ bınası önün- de saat I2.15"te loplanan pro- testocular çevre vergı dairele- rınden gelen memurfarla birle- şerek slogan ve alkışlarla yürüyüşe geçtilcr. "\'ur \ur in- lesin iktidar dinlesın . "Tck yanlı kararlara hayır". "Maaş 1.5 aç kaldı çoluk çocuk" slo- ganları ile TBMM'ye yürüyen Füm Maliye-Sen üyesi mcnıur- lar. burada hiıkümeıc sesicne- rck şöyle konuşlular "Sayın Meclıs uyelerı. bı/e verdığinız sö/ler konusunda bir adım bile utmadını/ hakat kendı maaşlannı/ı bir gün için- de hallcıtıniz. Bı/ sadece 500-100 kişı değil 10 milyon ki- şıyız. Sadaka değil toplusözlcş- me ısliyoruz." TBMM'yc girmelcrine İ7in venlmcyen memurlar öğlen mcMii başlangıç saatinde polıs kordonu allında ışyerlerine döndüler. Bu arada İzmır Karşıyaka Devlet Hasıanesı'nde çalışan doktor ve sağlık personeli dün hasıane bahçesinde bordrolan- nı yakarak yapılan son zammı protesto ettiler. Öğle yemeğinin ardından hastane bahçesinde toplanan Tüm-Sağlık-Sen üye- si 200 doktor ve sağlık çalışanı bordrolannın yaktıktan sonra davul zurna eşliğinde halay çekuler. alkış tuttular. Ardın- dan hazırladıklan bildinyi oku- dular. Öte yandan Nevşehir Avo- nos Belediyesi memurlan da dün memur maaşlanna yapılan zamlan protesto cderck Başba- kan Yardımcısı Erdal Inönü'yc biner lira postaladılar. Adalet Bakanı Seyfi Oktay memurlann scndıka mücadele- sinı hakh buldueunu söyledı. çek ve senet anlaşmazlıklannın. artık yargı organlan yerine. doğrudan bu örgütlere iletildi- ğini vurguluyorlar. Adalet Bakanlığı kollan sıvadı Adalet Bakanı Seyfi Oktay, "adaleti hızlandınp, işleyişi şef- faflaştıracak, basitleştirecek ve bu konudaki güvensizliği orta- dan kaldıracak" bir çalışmayı başlattı. Bu amaçla, 14ayn ko- nuda komisyon oluşturarak. bu komisyonlarda, konuyla il- gili uzmanlan görevlendiren Oktay. "adaletin hızlandınlma- sı" diye adlandırdığı bu çalışma çerçevesinde, yargının işleyişıne ayak bağı olan ceza alanındaki 130 ve hukuk alanındaki 70 ya- sayı da gözden geçireceklerini açıkladı. Yargının bugünkü iş- leyişini "hantallaşmış" diye ni- teleyen Oktay"ın oluşturduğu komisyonlann çalışma konula- n şöyle: "Anayasa, ceza mahkemeleri teşkilatı, hukuk mahkemeleri teşkilatı. ceza yargılaması, hu- kuk usulü, icra iflas usulü, idari yargılama, maddi ceza hukuku ve tıkanıklık, maddi hukuk ve tıkanıklık, ceza alanında perso- nel ve bürokrasi ilişkileri, hu- kuk alanında personel ve bü- rokrasi ilişkileri ile idari yargı tıkanıklık" Adalet Bakanlığı ayn» çerçe- vede, yargı organlannda görev yapan yargıç, savcı veadliyeça- hşanlannm ücTetlerini arttıra- rak, bu görevlere ilgiyi arttır- mayı da amaçlıyor. Bu amaçla, ücretlerde önemli artışlar öngö- ren bir çalışma da yapılıyor. Bu çalışmanın da yargının hızlan- dınlmasıyla ilgili pakeıle birlik- te önümüzdeki yasama döne- minde TBMM gündemine getınleceği bildirildi. • Baştarafi 1. Sayfada gün Toğrol aday değil; Bu üni- versitede rektörlüğe. İdari Bi- limler Fakültesi Kamu Yöneti- mi Bölümü öcreüm üvesi Prof. Dr. Üştün Ergüder, aynı fakül- tenin İşletme Bölümü öğretım üyesi Prof. Dr. Güven Alpay, Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Meün Ank. aynı fakültenin Matematik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Atilla Aşkar. Mühendislik Fakültesi Elekt- ronik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sabih Tansal, aynı fa- kültenin Endüstri Bölümü öğ- retim üyesi Prof. Dr. Gündüz Ulusoy aday oldular. Marmara Üniversitesi'nde ise reklör aday adaylannın sa- yısı belli değil. Bir öğretim üye- sinin deyişi ile "herkes potansi- yel aday". Adaylıklannı açıkla- yan öğretim üyeleri de yoğun bir propaganda kampanyası yürütüyorlar. Diş Hekimliği Fakültesi De- kanı Prof. Dr. tlhan Çuhada- roğlu. öğretim üyelerine gön- derdiği kitapçık ve bildiri ile 30 yıllık öğretim üyeliği dönemin- de yüklendiği görevlerini, bi- limsel faaliyetlerini ve rektör olması halinde yapacaklannı anlatıyor. Çuhadaroğlu rektör olursa. üniversitedeki bütün öğretim üyeleri yaşadı. "Vaat- lerim hayali değil, şimdiye ka- dar gerçekleştirdiklerimdir. Ortaya koyduğum eserlerim. sizlere vereceğim en sağlam te- minatımdır" diyen Çuhadaroğ- lu. vaatlerinden bazılannı şöyle sıralıyor: "-5-10 civannda tankerle. üniversitemizin fuel-oil ihtiyacı sağlanacak. Fabrika ve hasta- nelere satış yapılacaktır. (Vak- fımız petrol ofısi bay isidir) -Asgari 5 benzin ıstasyonu kurulacaktır. -Kurucusu ve başkanı bulun- duğum vakfımızın. 6 senelik yoğun çalışması sonucu. Ihla- mur Kasn \adisinde ortaya çı- karttığı ve rektörlükle parafesi yapılan proje ile: pratik yapma amacı ile 5 yıldızlı otel, otelle bütünleşen Galleria benzeri alışveriş merkezi, benzin istas- yonu, 400 araçhk kapalı oto- park. kongre binası ve açıkhava tiyatrosu yapılacaktır. -Resmi kuruluşlara ait yazlık tesislerden belirli kontenjanlar alınarak. kısa vadede istifade imkanlan araştınlacaktır. -Kurulacak kreşler, yavrula- nmızın ve annelerinin önemli ihtiy açlannı karşılayacakür." İİctisadi ve İdari Bilimler Fa- kültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erol Zey tinoğlu ise rektör olur- sa. rektörlük odası. "her kade- medeki öğretim üyesine her zaman açık bulunacak". Zeyti- noğlu. öğretim üyelerine. "Tüm sorunlan çözümlenmiş, çağdaş. demokratik, özgür. özerk vc öğretim üyelerinin siyasal hak- lara sahip olduğu bir üniversite \e böyle bir ünıversitede açık ve dürüst bir rektör yönetimi isti- yorsanız. rektör adayı olarak benı destekleyin ve benim#bir- likte üniversileyi'' yönetmeye hazır olun" çağnsında bulunu- vor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear