25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ1992 PAZAR 8 DIŞHABERLER Gündüz sıkıntı, geceeğlenceYunanistan'da hükümet, Avrupa Top- luluğu'nun bütünieşmesini öngören Ma- astricht kararianna ayak uydurmak ama- cıyla Yunan halkına "kemer sıkması için" çağnda bulunuyor. Oysa üretime oranla tüketime daha çok önem veren Yunanlıla- nn çoğu hâlâ yıllar önce orıaya çıkan yan ekonominin verdiği meyvelerden yararla- nıyorlar. Bu çerçevede kemerlerini sabah iş saatlerinde "sıkan"; ancak gece saatlerinde "gevşeten"lerin sayıca antığı gözleniyor. Maastncht kararlan uyannca Yunanis- tan'ın 1996 yılına kadar, bugün için yüzde 15-16 sulannda dalgalanan enflasyonunu tek sayıya indirmesi, üretimıni arttırması, kamu hizmetlerini çağdaşlaştırması ve ya- tınm kapasitesini arttırması gerekiyor. An- cak tüm bunlann gerçeklcşebilrnesı için Yunan halkından, daha çok çalışıp daha az harcaması istcniyor. Oysa Yunanlılar genel olarak çok çalışmaktan ve az kazan- maktanşikâyetediyor. Buçelişkininiçinden çıkılamayacağına göre orta halli bir Yu- nanlının yaşam düzeyine bir göz atmak ge- rekiyor. Asgari ücretlerin 100 bin drahmi- 1STELYO BERBERAKİS • Üretmekten çok tüketmeyi seven Yunanhlar, hükümetin kemer kiveenvaiçeşitkokteyiiersayesindeYuna- sıkma politikasına yalnızca gündüzleri uyuyor» Geceleri kemerleri iyi- nisun, Amerika dahii. dünyamn en çok ce gevşeten Atinalılar, eğlence yerlerini tıka basa dolduruyor. Çoğun- lukla orta yaşlı ve yaşhlan çeken gazinolara karşılık pub-disko ve bar- diskolar da her gece çılgınca eğlenen gençlerle doluyor. Mini etekli genç kızlar masalann üstünde sabaha dek dans ediyor. den (yaklaşık 500 dolar) az olmadığı bu ül- kede ikinci bir işte çalışanlann da sayıca fazla olduklan gözleniyor. Ama bu ikinci iş genellikle beyan edilmiyor. Başkent Ati- na'da ev kiralan oldukça yüksek. Ama bu da semtine göre değişiyor. Lüks apartman dairelerinin kapış kapış kiralandığı ya da satın alındığı başkent Atina'da eski dairele- re pek rağbet gösterilmıyor. İşsizler kendilerine iş beğenmiyor. Gar- sonluk ya da taksi şoförlüğü yapanlar, kendilerine daha iyi bir iş yapmayı layık görüyor. Yan ekonominin alıp verdiği bu Balkan ülkesinde herkes yediğinden. içti- Buna karşın yaz aylannda kent merke- zinden sahil boyuna taşınan eğlence yerleri her gece tıka basa doluyor. Atina'nın gece kulüpleri, gerek çeşit, gerek sayıca, gerekse topladığı kalabahk bakımından kendi ba- şma bir istisna oluşturuyor. Cuma-cumar- tesi gecelerini bir yana bırakalım; diğer günlerde dahi bu kulüplere gitmek için kat edilmesi gereken sahil yolunda biriken bin- lerce otonun arasında ilerlemek bile müm- kün değil. Hele cuma-cumartesi geceleri bu yoğun trafık sabahın erken saatlerine ka- dar sürüyor. Gece kulüpleri, aralannda gazino, pub- ğinden, yaptığı harcamalardan. faturalar- disko ve bar-disko olarak üç ana gruba ay- dan.kullandığıarabadanşikâyetçi. nlıyor. Gazinolara orta yaşlılar, ünlü şar- kıcılan dinlemeye ve çiçek atmaya gjder- ken daha genç olanlar pub ve bar-diskola- ra akın ediyor. Bu bar-pub-disko kanşımı eğlence yerleri, genel olarak denize bakan geniş bahçelerden oluşuyor. Dans pisti ola- rak ise masalann üstü kullanılıyor. Mini etekli kızlar, masalann iizerinde en son modern danslardan göbek havalanna ka- dar oynuyor. Erkeklerin ise ancak sandal- ye üzerine çıkmalanna izin veriliyor. İçki ücretinin o kadar da ucuz olmadığı bu eğlence yerlerine gitmeyen kalmıyor. Bir bardak içki 1500-4500 drahmı (7-20 dolar) arasında. Viski şişesinin ücreti 90-120 dolar arasında dalgaîanıyor. Saba- hın erkan saatlerine kadar tüketilen bu vis- viski tüketen ülkesi durumuna gelmiş bulu- nuyor. Yunanlılann tüm bu "gecim sıkıntı- sından" kaynaklanan şikâyetlerine karşın geoenlerde yapılan kamuoyu yoklamalan, son üç ay içinde oto sanayii olmayan bu ül- kede halkın en çok, son model BMW ve Mercedes marka otolanna rağbet ettiğini gösterdı. Yunan gazetelerinde haber olan bu istatıstiğe göre son üç ay içinde yine 2 bin 155 adet son model BMW ile 1000'e yakın Mercedes satın alınmış. Bu markala- nn hemen ardından SAAB, Lotus ve Jagu- ar gjbi pahab otolann Yunanlılann terci- hinde bulunduğu görüldü. Tevekkeli değil, sahil yolunda trafıği yo- ğunlaştıran otolann çoğu genellikle yenı ve pahalı otolardan oluşuyor. Buna karşın ge- çen hafta yapılan bir başka nabız yoklama- sında. Yunan halkının büyük çoğunluğu- nun, hükümetin izlediği ekonomik siyaset ile Başbakan Konstantin Mitsotakis'i be- ğenmediği ortaya çıktı. Kııraklıkiyiye alamet değil• Bilim adamlan, Avrupa'da bu yıl yaşanan olağa- nüstü kurakhğı önemli iklim değişikliklerinin ha- bercisisayıyor.Almanya'dahâlâ30dereceninüzerin- de seyreden hava sıcakhğj şimdiden insanlann ha- yatlannı değişikliğe uğratıyor. Uzmanlar, dünya ısısının 2050 yılına dek üç derece artacağını hesap- ladı. Buna göre kuzey yanküre ahşılmadık ölçüde ısınıyor. Üstelik bu ısınma, yavaş yavaş değil dalga- lar halinde gelecek. Mısırlılar, güneşin onuruna piramitler inşa etmiş. İnkalar güneş tannsına taze ınsan yüreği adamışlardı. Hintliler güneş tannçasını türlü danslarla kandırmaya çalışırken Cermenler mevsim dönümünde güneşe ilkel şarkı- larbesteliyordu. İnsanla.- eskıdcn bugünün bilgisine sahip değildiyse de güneşin dünya ve onun üzerin- de yaşayan canlılar açısından vazgecilmez olduğunu hisset- mişti. Güneş enerjisi yüzde bir oranında azalsa dünyada orta- lama ısı birkaç derece düşüyor, güneşin yüzde beşlik bir tasar- rufa gıtmesi dünyada yeni bir buzul çağına yol açıyordu. Üç derece artacak Bilim adamlan Avrupa'da bu yıl yaşanan olağanüslü ku- rakhğı önemli iklim değişiklik- lerinin habercisi şayıyor. Ulus- lararası Çevre Örgütü-World Wide Fund for Nature (WWF) yeni yayımladığı dos- yada dünyanın ısısının 2050 yıhna kadar üç derece arta- cağını hesapladı. Buna göre kuzey yanmküre ahşılmadık ölçüde ısınıyor. Bi- lim adamlan ısınmanın yavaş yavaş değil dalgalar halinde geleceğini; kuraklıklann ve sel felakeüerinin bunun habercisi olduğunu söylüyor. Son zamanlarda deri kansen vakalannın Batı'da iki katına çıkmasıyla insanoğlu güneşin yalnız bir nimet değil, felaket demek olabileceğini anlamış görünüyor. Ömeğin her on bir senede bir güneşte patlamalar meyda- na geliyor. Güneşin üstündeki lekeler arüyor, yüzeyinden uzaya gaz- lar fışkınyor, atom parçaakarı ve ışınlar dünyaya kadar ulaşı- yor. Güneş fırtınası Yaklaşık üç saat süren bu "güneş fırtınalan" sırasında 1989'da Kanada'nın elektrik ağıfelceuğramıştı. Araşürmalar bu sırada in- sanın reaksiyon gösterme hızının normalin dönte birine düştüğünü kanıüadı. Derinin yüzeyinde değişimler kaydedil- di, kanın pıhtılaşma hızının BERLIN DİLEK ZAPTÇIOĞLL arttığı saptandı, trafık kaza- lanyla enfarküslerde sıçrama görüldü. Güneşin bir ışını 150 milyar kilometre uzaktaki dünyaya tam sekiz dakika yirmi saniye- de ulaşıyor. Güneş. dört buçuk milyar yıldır çekırdeğindekı hidrojen gazının yanmasıyla dünyaya ışık ve sıcaklık veren bir küre. Bu dört buçuk milyon yılda hidrojen rezervlerinin yansını harcamış. Bilim adamlan bundan hare- ketle güneşin yolun yansma gel- diğini, ömrünii yanladığını hesap- ladı. En çok beş milyar yıl sonra güneşin çekirdeğindeki bütün hidrojen erimiş olacak; güneş şimdiki boyutunun yüz katı oranında büyüyerek ateşiyle dünyayı kavuracak ve yer- yüzünde ne kadar canlı kaldıy- sa hepsini öldürecek. İnsanlar dünyayı terk edip başka güneş sistemlerinde ken- dilerine yerleşecekleri yeni ge- zegenler aramak zorunda ka- lacaklar. GüneşehasretgülücüklerAmsterdam'da yağmurlu bir öğle- den sonra. Eski sarayın bulunduğu Dam Meydanı ardma yayılmış "Red Light Dıstrict": Seks ve uyuşturucu tıcaret merkezi!.. Turistler ve turist Türk işcileri! Devinimin ardında giz- lenen hüznü ancak dikkatli bir göz fark eder. Ara sokaklara serpılmiş vüzlerce kofiie-huis (kahvehane). Shorma (döner-ekmek) saücılannın hemen hepsi yabancı ve yansı da Türk. Hatta bazı özel genelevlerin(l) kapısındaki pala bıyıklı adamlar "geç-gir-anlaş". "yıkama-yağlama" gibi Zürafa Sokak literatürünü bu- rada da hizmetimize sunmuşlar. Bu tür gjnşimler bana yüzyılm başında Amerika'daki İtalyanlan anımsatı- yor. 2-3 nesil sonra artan nüfusla bir- likte. değişecek toplumsal roller; her- AMSTERDAM HCŞEYİN GtNGÖR halde kıta Avrupasf nda (ya da Av- rupa Birleşik Devletleri'nde) bir Türk faktörüne neden olacak. (Ame- rika'daki Ermeni faktörü gibi.) Nerede kalmışük? Haa, esrar! Bu- rada birçok "pub"da kokteyl listele- rine bir de esrar mönüsü eklenmiş. Marok (Fas). Afgan, Türk esran gibi değişik içimü otlar, 3 bira fıyatına bu tür yerlerde yasal olarak kullanılabi- liyor. Sokaklarda veya Amsterdam ulaşımının göz bebeği "tranTlarda herkes neşeli. muhtemelen esrar sar- hoşu insanlar görebilırsinız. İnsan- lann böyle anlarda bu denli gülmele- ri ile çağ atlayan arabesk Türkiye'- deki ağlayan insanlan karş 1 " laşürdığında; insanlann burada gül- memek için kendilerini zorladık- larını düşünüyorum. İnsanlann umursamama ile kanşık sonsuz bir kanıksama yeüleri var. Giyim, cin- sellik, gösteri sanatlan ve diğer her konuda. Alabildiğine bir benimse- me, yağmur buluüan alünda ve gü- lümseyişin güneşe hasreti Amster- dam'da. Sular altındaki bu kent (Rakım: -3 ile -7) metre) birbirine yapışık mun- tazam evlerin, dik merdivenli ve dar yapılann bir bileşimi. Maketsel bir düzen insanı şaşkınhğa uğratıyor. 1900 civan bitirilen oturma düzeni, hemen hemen aynı konumda devam ediyor. Küçük bir mekân olmasına karşın tüm olanaklar bu mekâna sığdınlmış. bu yÜ2den bisiklet ulaşımı bu küçük ve yükseltisi olma- yan kentte çok popüler. Şehir merkezine serpiştirilmiş bü- yük ve temiz parklar günün her saati gösterilere. sergilere ve kendini bir ara gösteriveren güneşe karşı oku- nan kitaplara mekân oluyor. Hatta çizgili pijamalan ile zeytinyağlı yap- rak sarması yiyen insanlan bile pazar günleri burada görüyor ve hoşgörü- nün dayanılmaz hafıfliğine salıyor- sunuz kendinizi. Bir de güneş 6 ay yaksa tenimizi. O zaman daha da se- veceğım şu Amsterdam'ı! Güneş taş olacak Soğuyarak kara bir taşa dö- nüşecek olan güneş ise uzayda başıboş gezinmeye başlaya- çak. Almanya'da hâlâ 30 derece- üzennde seyreden hava sı- caklığı şimdiden insanlann ha- yat tarzını değişikliğe uğratı- yor. Yazlar artık böyle geçecek olursa yakında Kuzey Av- rupalılar tatillerini Akdeniz'de değil Manş Denizi kıyısında yeni oluşacak uçsuz bucaksız kumsallarda gecirmeyi tercih edebilir. Dünyanın turizm sistemi fel- ce uğrarken Kuzey Avrupa mimarisi yeni iklim koşullan- na göre değişebilir; göller ve akarsulann kıyılan plajlarla, tatil siteleriyle, kahve ve lokan- talarla dolabilır. Hatta belki insanlar çalışmayı başlıca er- dem saNTnak yerine güneşin altında tembel tembel otur- manın keyfıne bile vanr. Kim- bilir.. NEW \ORKLU DEMOKRATLAR EĞLENİYOR - Kasımda >apılacak ABD başkanlık seçimleri için geri sa>ım başlarken Ne» York'ta, \ann başlayacak Demokrat Parti kurultayı öncesinde buyük coşku yaşanıyor. New > orklu Dcmokratlar, çeşitli gösteriler düzenleyerek başkan adayları Bill Clinton'a moral aşılıyorlar.(Fotoğraf:REUTER) At, avrat, silahya da politika, para, şöhret Llkclcr >a da küllürlcr farklı da ol>a eskidcn birçok küllürlcr için geçcıiı olan at. a\raı. silah anlayışı. Amcnka'da sürmckte olan scçım kampan\ası nedenıylc günümüzde ııuınılma/. boyutlara ulaştı. İktıdarda bulunan Cumhuriyct- çılcr. cllcnndcki olanakları en ı>ı •jokildc kullanma\a dc\um edivor- lar Daha önce Tcksaslı miKarder Ross Pcrot'un kırlı çamaşırlarını orla\a çıkaran Başkan Gcorgc Bush'un lıdcrliğindckı Cumhun- ycıçikr. şimdi "dc kamuo>undan puan loplamaşa dcvanı eden Dc- mokral adav Bıll Clmıon'a kancav uıktılar. Clinıonın aday olduğunu açık- lumasından sonra Gcnnıfer Flo- \\crs adlı kadınla aşk yaşadığı. ABD'nıncnsansas>oneldergisi la- rafından kamuo>una du\uruldu Öııcclcn bü>ük >ankı uvandıran olaş. Clinton'un olavı yalanlava- rak Flovvcrs'la aralannda bir ilişki bulunmadığını açıklaması \c ar- NEVVYORK OSMAN KARAKAŞ • İktidarda bulunan Cumhuriyetçiler, ellerindeki olanaklan en iyi biçimde kullanıyor. Perot'un kirli çamaşırlannı ortaya çıkaran Başkan Bush'un liderliğindeki Cumhuriyet- çiler, şimdi de kamuoyundan puan toplayan Demokrat aday Clinton'a kancayı taktı- lar. Clinton'ın aday olduğunu açıklamasından sonra Gennifer Flowers adlı kadınla aşk yaşadığı, ABD'nin en sansasyonel dergisince kamuoyuna duyuruldu. dından c>ı larat'ından dcsicklenmc- sı u/cnnc unuiuldu. Ancak seçim- lcrin \aklaşması ile Cumhuriyctçi- lcr simdı vcnı bir uıkıık buldular. C"lınlon'un se\gilisi olduğu önc sü- rıılcn Gcnnıfer Flov.cn> ile arasında ücçcn scks kıınuşmasinııı ka\ıi ol- duğu bandı clc geçtren Cumhuri- vetçilcr. tclc\İ7yon kanallarına ilan \crcrck Clinton ile sevgilisi Flovvers arasında gcçen konuşmavı dınlc- mck istcycnlcrin belırtılen telcfonu aramalarını isicdıler. Amerika'da oldukça >aygın olan sevtelefon \a da lclc-sc\'ın bir bcnzcrı şeklındc çalışan numaranın aranması duru- mıında kredi karlı kullanılacak \c arayan ki>inin hesabına 4 dolar 99 scni >azılacak. Bulunan bu \enı laknk'lc t>ır laraftan Clınton'a dar- be \urulup nalkın gözu onundc küçük düşürülürkcn diğcr tarafıan da Cumhuriyctçilerin scçım kam- panyaları ıçın para toplanmış ola- ;ak.' Demokrat Partı'nin New York ;yalctı ön seçimi yann başla>acak. Ünlü "Madıson Square Garden'da >apılacak e\alct ön scçiminc Clin- lonun dışında hangi adavlann ka- ıılucağı hcnüz kcsin olarak bilinmı- \or. Ancak sadcce Jcrry Borvvnun. Clınton'a karşı yanşacağı ilcri sü- rülüyor. Önscçimın yapılacağı salonun içinde ve çcvrcsindc gü\enliği sağ- lamak üzcre şu anda 3 bin polıs görcvlcndinlmiş durumda. Amc- rika'nın bütün cvaleılcrindcn çok sayıda gazctccinin bir hafta oncc- sindcn gelerck ön çalışmaya başla- dığı. her basın kuruluşundan 'gazc- tcci grubu" bulunduğu. örncğin 'Houston Cronıcle' adlı orta bü- yüklükiekı bir gazeteden 24 kişilik bir ekibin bulunduğu belirtiliyor. Edinılcn bilgilere göre ön seçimi 15 hin cı\annda gazetccı izlcyccek. Ön scçim kongrcsının vapılacağı 13-16 tcmmuz tarıhlcn arasında bi- na çc\rcsindc göslcrı \apmak üzcrc 12 ayn grubun ızın aldığı. en az o kadannın da izın için sırada bcklc- diğı ifade edilıyor. Hafla içinde Dominikli bir gencin poüs tarafın- dan öldürülmesi ü/crinc başlaşan büşük olaylann yankıları hâlâ sü- rcr'kcn siyah \c İspanyollara ayrım yapıldığı yolunda büyük bır göstc- rının yapılmasından korkuluyor. Yanı sıra önümüzdckı salı gün Central Park'ta 50 bin kişilik bir kalabalığın yapacağı AIDS mitingi dıkkate alınarak mılinge kaiılanla- nn ön seçimin yapılacağı bina önü- nc gclip gösteri yapmalanndan \c büyük olaylann çıkmasından kor- kuluyor. Bu ikı buyük tcdırginliğc ck olarak kürtaj yanlısı \caleyhıan gruplann yapacaklan büyük göste- riler de var. Polis yeıkilileri şimdi- den açıklamalar yaparak göstcricı- lcri ctkilcmeyeçalışıyorlar. Yapılan bir açıklamada polisin her türlü gü- cü kullanacağı bclirtilerck görcvlı polislcrin tam techizatlı olacağı ifa- dccdildi. 4928 kayıtlı dclcgcnın katılması- run bcklcndıği Dcmokraı Parti Ncvv York eyaleti ön scçımınin Nevv York belediyesıne maliyctinin ise 6.6 milyon civannda olduğu ıfa- dc cdıliyor. Buna karşın otel. lo- kanıa vc eğlence yerlen ise oldukça ış yapacak Ön sccımc katılacakla- rın zorluk çekmcmesı düşünccsiyle Nc\\ York Tımcs gazctcsi bılc 3 sayfa ayırarak harila Ü7Crinde otcl \c lokantalann yerlerini belirtıi. Bazı ışyerleri de müşteri kapabil- mek ıçın Mtrinlcrinı Dcmokratlara 'hoş gcldinı/' şeklındeki ya/ılarla süslcdiler. Amcrikalıyı dışandaki olaylar pck ılgilcndirmi\ı<r. Irkçılık. kür- taj. AIDS \c sansasyonel magazın habcrlen Amcrikalıyı yctcnnce mcşgul ediyor. Yazkeyfi kırlarda çıkar LONDRA EDİPEMİL ÖYMEN İngilizler de makul coğrafya koşulla- nnda yaşayan diğer uluslar gibi yaz keyfı- ne layık. Ama güneşli güney ülkelerine gitmeden de bunu yapabilmek istiyorlar. Sanki yağmur yağmayacakmış. hava bu- lutlanmayacakmış, kuzeyden ani bir esin- ti başlamayacakmış gibi. Yassı adanın kararsız iklimi. açık havada yaşanacak yaz keyfı için hiç uygun değil, ama İngiliz- ler bunu akıllanna getirmek istemiyor. İngiltere'de yaz keyfı için en akla gel- memesi gereken adres Londra. Her ne kadar göz alabildiğine uzansa da ve hele baalan el değmemiş orman gibiyse de Londra parklannda trafık uğultusundan. egzoz dumanından, yetmiş iki milletten insandan uzak olmak mümkün değil. Üs- telik bu parklara gitmek için gıdım gıdım ilerleyen bir trafık, heyula gibi kamyon- lar. dur kalk gitmeyen otobüslerin arasın- dan cambazhk yapmak lazım. Eğer ara- balıysanız, bir de park etme sorunu var. Ceza yersiniz, olmazsa arabanıza kelepçe takarlar. Açtırana kadar bir sürii para ve sıkıntı. Yok, metro ile gidecekseniz, park sefası. keçiboynuzuna dönüyor hemen. Biraz zevke karşılık cefa. tn, bin, kalaba- bk, ter kokusu, tangır tungur git, git, in, bin, yürü, yürü... Sonunda park. Bunun bir de dönüşü var. Bu formül yüzme ha- vuzlan için de böyle. Yaz sefasını yaşamak için büyük kent- lerin çok dışına gitmek gerek. Kırsal ke- sim, "gerçek" İngjltere. Yeşilin her bir türü, kuş sesleri. akarsu, varsa nazh ku- ğulardan kavgacı ördeklere kadar her santimetre karesi bakımlı ve özenli bir memleket. Kurallannı ancak Ingilizlerin anladıklan kriketin oynandığı, akşam üzerleri publann dolup taştığı, centilmen bir orta sınıfın temiz hava ve acelesizlik- ten zevk aldığı saatler. Süt katılarak içilen çaylan. bol kremalı pandispanyalan ile kıta Avrupası tat zevkine uymasa da İn- giliz "5 çayı"... Kırsal kesimin orta sınıfi için dünya sorunlan. televizyon açıksa eğer uzaîcta bir leke. Kimse enflasyonu konuşmuyor. kimse faiz hesabı yapmı- yor, siyaset tartışması yok gibi bir şey. Bosna neresi. hele hele Dağlık Karabağ da ne? Dış siyaset konulannın, yassı ada- nın çakıllı kıy.lanndan öteye geçmesi zor. Ama Hong Kong, Avustralya gibi impa- ratorluk adresleri her zaman yakın. Orta sınıf, manikürlü çimenlere yayılıp her şe- ye boşvermeyi biliyor. 'Yugo bebekler' ••1 •• oksıız STOCKHOLM EKREM TOS Yugoslavlara vize zorunluluğu getirildi ve Trelleborg girişinin vizesizlere kapatıl- masıyla birlikte iktidar içindeki tartışma- lann rengi koyulaşü. Göçmen Dairesi'- nin bu önlemini, hükümet karan olarak açıklayan Göçmen Başkanı Birgit Frig- gebo, Kızılhaç'tan Çocuk Esirgeme'ye değin geniş bir cepheden eleştirilerle karşılaşınca. karara kaülmamış hükümet üyeleri cüret kazandı. Arada kalan Frig- gebo. tam anlamıyla ne yapacağını şaşır- mış bir durumda... Göçmen Dairesi. Almanya'dan en akla sığmaz yollarla geçip girmişlerin de vize- lerine bakılmaksızın geri yollanabilecek- leri açıklamasıyla tartışmalara tuz-biber ekti. Kendini biraz toplayan Friggebo, geç de olsa bu karann gerekçelerini açık- lamaya çalışıyor. "Birleşmiş L'luslar'ca bağıtlanan hü- kümlere göre iç savaşta can güvenliğini yitirenler, ilk başvurduklan ülkede sı- ğınma karan bekleyebilirler. Serbest do- laşım haklan yoktur. Aynca Almanya ile İsveç, 1954'te benzer bir anlaşma imza- lamışlardı. Kısaca, bu gerekçelerle, İsveç'e girmiş olanlann bir kazanılmış haklan söz konusu olmamaktadır." Ortalığı yatıştırmak için yapügı açıkla- ma, tersine. bardağı taşıran damla oldu. Sosyal demokrat eğilimli Aftonbladet ga- zetesi. Friggebo'nun portresiyle şu tüm- ceyi tam sayfa yaptı: "Yeter artık, çekil!" Her sahneye çıkışında "Sabır, sabır" diye vaazlar veren KDŞ lideri, sabnnı yi- tirmişti. Yurttaşlan, Incil'in gösterdiği safta davranışa çağırarak iç savaştan sıynlmış aziz kardeşlerin geri yollan- masını engelleme yöntemini çıtlatü: "Yu- go-beybi"leri (Yugoslav bebekJeri) evlat edinme (adoption) yöntemi... KDS Baş- kanı deyip gecmemeli: Göçmen Bakanı olan ortağına karşı eylem çağnsı yapan Alf Svensson, bu çağnsını aynı hüküme- tin Kalkınma Yardımı Bakanı koltuğun- dan yapıyor... Tuhaftır ki Isveç'te cılız olan dinci basın, bu kampanyayı soğuk karşılarken Alf "Baba"ya "pek yakın bulunmayan sosyal demokrat Aftonbladet, birdenbire "Baba"yı bayrak yaptı... Çağnsıyla bir- likte kapak yaptı. Sürmanşet ilk sayfadan vcrdi .. Hazreti Meryem gibi bir göçmen fıgüran. fotoğrafta bir '"Yugo-beybi"yi tutup yukan kaldırmış görünüyor. Yu- kanda Alf var.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear