22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12TEMMUZ1992PAZAR 16 HABERLEREV DEVAMI HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI İnönü, Ecevit ve BaykaL. Sayın Erdal İnönü, alkışlarla başladığı iki büyük oyunu, ıslıklarla bitiren bir tiyatro oyuncusuna benziyor. Nedeni isetalihsizlikdeğil, yanlış hesap. Birinci oyun, sıyasal yasakların kalkmasıyla ilgili hal- koylaması ile başladı. Sayın İnönü, en büyük rakibi Ecevit'- in özgürlüğû için müçadele verir konumdaydı ve büyük "takdir" topluyordu. Ama arkasından, Özal'ın "Mussolini'vari" seçim siste- minı ıçıne sindırdi. Demirel ve Ecevit'in, "seçim sistemi düzeltilmezse" seçimlere katılmama önerisini destekle- medi. Niçin? Ecevit'i "bitirmek" \ç\n. Ecevit bitmedi, daha da katılaştı. Ama bu hesaptan SHP de toplum da zararlı çıktı. Üçte bir oyla Sayın özal'a Çan- kaya yolu ve ülkeye de yıllar sürecek bir siyasal bunalım yoluaçıldı.. Ikinci oyun, CHP'nin yeniden açılması çabalarıyla başla- dı. Sayın inönü, ilgili yasanın sürüncemede kalmasını engelliyor, Meclis'in tatile girmesinden önce çıkmasma katkıda bulunuyordu. Alkışlayanlar, kendisinden, coşkuların artacağı bir "fi- nal" beklemekteydiler "CHP kapatılmış olduğu için biz varız; kapılannı yeniden açtığı anda, tüm sosyal demok- ratlann o çatı altında yerini alması en doğal davranıştır..." Bunu söyleyebilse, alkışlar artacak ve DSP'yi de köşeye sıkıştırmışolacaktı. Hayretle açılan gözler önünde, "En büyük biziz, öyleyse CHP gelip SHP'ye katılsın" dedi. 9 eylülde toplanacak CHP kurultayından, böyle bir karar çıkma olasılığının kesinlıkle bulunmadığını göremedi. Par- ti ıçi ve dışı rakiplerini sevindirircesine, konumunu zayıf- lattı. 1 CHP 'ye giderse genel başkan olamayacağını biliyor da onun için öyle davranıyor" türü yorumlara çanak tuttu. * • • Sayın Ecevit ise gücünün farkında olmayan bir oyuncu gibi âdeta seyircinin tepkilerinden ürküyor. 12 Eylül sonrasında, geçmiş öngörüleri birbirdoğrulan- mış bir önder olarak CHP tabanında eskisinden çok daha güç kazanmıştı. Hoşgörülü davransa, geçmişe çizgi çek- se, herkesi itmese, bugün -büyük olasılıkla- Demırel'd^n de önde bir konumda olacaktı. Aynı şeyi, CHP'nin yeniden açılması gündeme geldiğin- de de yapabilirdi.. CHP'nin -benim de üyesi olmaktan gu- rur duyduğum- son kurultay delegelerinden kime rastla- sam, aynı şeyi söylüyor: - Bülent Bey, hiçbir koşul öne sürmeden, CHP'nin başa- rısı için gerekirse bir "nefer g/ö/"çalışacağını söyleseydi, genel başkanlığın rakipsiztek adayı olurduL Kendisine en çok kızanlar bile aynı görüşteler. Ama bunu yapmadı. Kavgacı ve hoşgörüsüz olduğunu savunanlara koz verdi. Tıpkı inönü gibi o da toplumsal ta- banı üzerken siyasal rakiplerini sevindirdi. • * • • Sayın Deniz Baykal ise neye mal olursa olsun başrol oyna- mak isteyen bir oyuncu görünümünden kurtulamadı.. Hak- lıyadahaksız.. CHP'nin yeniden açılmasını, genel başkan olmak için bir fırsat gibi gördüğü izlenimini silmek zorunluğu ile karşı karşıya. ... Türk solunun da Türk demokrasisinin de güçlenmesi, şimdi bu üç isme çok yakından bağlı. Onların CHP olayı karşısındakı tutumlarına bağlı. Ama o turtumlar sadece CHP olayını değil, aynı zamanda kendi siyasal geleceklerini de belirleyecek! SHP ve DSP'nin "ihtiyatlı" davranmasından yararlanıp bir an önce CHP'nin vitrinine yerleşmeyi deneyecek bir Baykal, sadece CHP'ye değil, kendisine de zarar vermiş olacaktı r. inönü ve Baykal'ın içinde yer alacağı bir CHP oluşumu- nun dışında kalacak bir Ecevit, DSP'nin bugünkü gücünü de koruyamayacaktır. Ecevit'li bir CHP'ye katılmaktan çekinen bir İnönü, koa- lisyonun da SHP'nin de çok geçmeden çöktüğünü göre- cektir... iki gerçeği herkesin peşinen kabul edip hesabını ona göre yapmasında yarar var: Bir; CHP hiçbir partiye katılmayacak ve kendi bayrağı ile yoluna devam edecektir. iki; SHP ya da DSP'den birisinin CHP'ye katılması duru- munda, diğer partinin varlığını sürdürmesi son derece zorlaşacaktır. Kartlar çok açık.. "Blöf'e yer yok!.. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Son Şans da Kaçırılırsa 12TEMMUZ1962 Büyük Millet Meclisinin- kısa da olsa tatile girmesi, yeni karma hükümetle bir nefes alma, davalan sıraya koyma ve bir ucundan işe İcoyulma ımkânı sağlıyordu. Bu sûre içinde hükümetten elbette büyük başanlar mucizeler bekleyemezdik Meselelerimizin arapsaçına döndüğü, birbırine kanşarak. çığ gibi yığıldığı bir ortamda, yedi haftalık hatta yedi ayhk bir gayretle onlardan bir tekinin bile çözülebileceğini kabul etmek güçtür. Zaten yurdumuz hesabına bugün için en önemli konu iki yıldır daldıgımız kararsızlık havasından kurtulmak. nispi de olsa bir güven duygusuna kavuşmak davasıdır. Piyasayı canlandırmak, ekonomik hayatı ölü noktadan ayırıp, dinamik bir hale getirmek belki esaslı tedbirlerin başında güven duygusunun geldiğini de kimse inkâr edemez. Biz, kurucu Meclis kurulduğu gündenberi yann ne olacağımızı. hangi rejimle idare edileceğimizi bilememenin üzüntüsü içinde yaşıyoruz. Kimi kafalarda yer eden Atatürk ilkelerine yabancı soyut bir demokrasi anlayışı yüzünden parlamentoya 27 Mayısdüşmanı intikamer vedüşük ıktidar bayramı zûmreler geniş ölçüde sızrruşlardır. Her partide bol bol temsil edilen bu zûmreler yüzünden yapıcı işlere gırişilebılecek, uzunca ömürlü bir koalisyon hükümeti kurulamamaktadır. önümüzdekı kısa süre içinde hükumet, kısır ve venmsız parlamento tartışmalanyla rahatsız edilmiyecektir. Bu itibarla kendine bir çeki-düzen verme, bir derlenıp, toparlanma, durgun ekonomik hayatı-yavaşça da olsa- ileriye doğru itme imkânlanna kavuşmuştur. Bu kadannı başarabilirse. ekmeğini kazanmaktan başka bir şey istemeyen halk "yann ne olacağız?" kaygusunu bir yana bırakıp hükümete ve dolayısıyla rejime güven duymaya başlıyabilir. Ne var ki, bunlan yapabilmek için hemen karar vermek, yurt düzeyinde ilen geri yapılması mukadder olan politik hareketlere aldınş etmiyerek, derhal işe koyulmak gerekir. Zira, dediğimiz gibi bu son şanstır. "Gücümü ispat edeceğim" kaygusu ile şunu bunu sindirmeye kalkışırsa hem iş göremez olur. hem de daha ziyade kendi güçsüzlüğünü ortaya koyar. İş başındaki sorumlular önümüzde duran bu son şansı kaçınrlarsa, herkesten ziyade kendilerine yazık edeceklerdir. Bu İnönü demokrasisinin artıkkesinifiasıolacaktır. NADtRNADİ Istanbul'da 1352 yıllık acıyı paylaşblar Haber Merkezi - Hz. Muhammet'in torunu Hz. Hü- seyin'in Kerbela'da Yezit larafıarlarınca öldürülmesi- nın 1352. yıldönümü nedeniy- le dün Kars ve ilçeleriyle Is- tanbul'da bınlerce Caferi mezhebı mensubu törenler düzenledi. Kars muhabirimız Yücel Sezer'in bıldırdiğıne göre, Kars. Iğdır. Akyaka. Aralık \e Tuzluca"da düzenlenen tö- renlere yaklaşık 150 bin Cafe- rı mensubu katıldı. Kars kent merkezinde tıcari hayatta et- kın olan Cafenler, kepenkleri- nı açmadılar. Sabah namazında Yenima- halle'deki Azeri Camii'nde top- lanan çok sayıda Caferi mensu- bu, sırtlan açık siyah gjysîlere büründüler ve zincirlerle çıplak bedenlerine vurmaya başladı- lar. Grubun bu sırada " Ya Hüseyin, Ya Hüseyin " diye ba- ğırdıklan duyuldu. Aralık ılçesinde ise Şii vatan- daşlar temsili "Kasım Otağı"- nın altından geçerek, para verip adaklannı yerine getirdiler. Törene katılanlar, "Hüseyin gıtti, vurun başa vurun sineye", "Her yerKerbela, her gün aşu- re", "AJlahüekber, Kerbela gü- nü mahşer" şeklinde bağırarak. mezarlığa gittiler. Mezarlıktakı törende beyaz giysiler içindekı gençler, ellerindeki kamalarla alınlanndan kan akıtarak Hz. Hüseyin'in acısına ortak olma- ya çahştılar. İstanbul Hnlkalı Zeynebiye Camii vt çevresınde de yaklaşık 5 bin Cafennin katıldığı Dn ;'^- ren düzenlendi. Cafenler, kefe- ni temsil eden dikişsiz beyaz gömlekler ve matemi temsil eden siyah giysilerle tören alanı çevresınde ağıtlar yakarak do- landılar. Tören İstanbul'da yaşayan Caferilerin manevi lideri "Hüc- cet-ül Islam Şeyh Selahattin"in konuşmasıyla başladı. Şeyh Se- lahattın konuşmasmda "Bizim burada toplanmamızın nedeni Hazreti Hüseyin'i ve Hazreti Gözlerde 5fke, kin, şaşkınlık, yakanş mı vardı? Belki hiç biri. Belki de hepsi... Hz. Hüseyin'in ölüm yıldöoûmünde tstanbul ve Kars yüzlerce yıidan beri yaşananiann bir henzerini daha yaşadı. Zincirlerle kendi çıplak bedenlerini dövenler, kamalarla alınlannda açtıkJan y aralardan akan kanı giysilerine bulayanlar, ağıt yakanlar, dolananlar ve ağlayanlar... Küçük çocuklardan 70"lik dedelere her şey vanh.Caferilerin anma törenlerinde. Bütün bunlann tek bir amacı vardı. O da kendi kendine eziyet ederek Hz. Muhammet'in torunu Hüseyin'in 14 asır önce çcktiği acüara ortak olmak... (Fotoğraflar. ZAFER AKNAR) Hasan'ı sevdiğimizi ispatla- maktır. Hazreti Hüseyin'in yo- lu bizden yana devam edecek- tir." dedi. Bu konuşmadan sonra tören alanının etrafında dolanan Ca- feriler gruplar halinde tören alanına girdıler. Caferiler daha sonra sırtlan aç:i sıvah göm- leklerinın altındakı cıF'' ı be- denlerine ">a Hüseyin " Jiverck ellerindeki zincirlerle vurmaya başladılar. Bu gruplann içinde yedi sekız yaşındakı çocuklann da olduğu göriildü. Beyaz givsı- li olanlar ise başlannı bir kılıçla hafifçe kanatarak. akan kanla- ıını beyaz gıysilerinm üzenne sürdüler. Tören alanında Ker- bela faciasında olan olaylar temsili bir şekılde canlandınldı. Hz Hüseyin'in buvük oğlu Alı- ekber'ın tabutu alanın ortasına getınldı. Tabutun başın'a topla- nan kara çarşanı çok sayıda kadın ağıtlar yakarak ağladılar. Töreni düzenleyen "Tertip Ko- mıtesi"üyeleri ellerindeki mo- dern ses cihazlan ile toplu- luğuyönettıler KÎT'lere özel sektör baskısı tLKtNAYDBM Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Ertüzün, özel sektörün şahsi ıktidar yolu ile kamu iktisadi teşebbüslerinden kaynak transfer ettiğini iddia etti. DYP eski milletvekili Tevfik Ertüzün, bugüne kadar KJTler üzerinde kamu müdahalesin- den söz edildiğini, ancak özel sektörün yaptığı müdahalelerin gündeme getirilmediğini belirt- ti. özel sektörün müdahale ile birçok KİTin yatınm politika- sından üretim politikasına, ürün çeşidinden fıyatına kadar belirleyici olduğunu söyleyen Tevfik Ertüzün, "özel sektör bazı KÎTler üzerinde şahsi ikti- dar yolu ile kaynak transferi sağlamışür. Bu transfer hâlâ da sürüyor" dedi. Ertüzün, özel sektörün KJTler üzerindeki müdahalesini şöyle anlattı: "KÎTler üzerinde hep kamu baskısı var deniliyor. Bunu söy- leyen de özel sektör. Oysa özel sektörün KİTler üzerindeki müdahalesi daha büyük. KİT- lerin yatınm politikasından, fi- yat politikasına, ürün politika- sından ürün çeşjtlerine kadar müdahale ediyor. Çünkü bir ürünü özel sektör daima daha düşük maliyetle üretme şansına sahip. Ancak piyasada KİT ürünlerinin fiyatı belirleyici oluyor. Dolayısıyla diyelim ki Sümerbank belli birfiyatkoy- duğu, bir fiyatı belirlediği za- man aynı çeşit ürünü üreten özel sektörde ürünün maliyeti ne olursa olsun satışfiyatıola- rak Sümerbank'ın fıyatını baz alıyor." Tevfik Ertüzün, buna Ricar- do teorisinde "farkJılık rantı" dendiğini hatırlatarak, "Top- rakta fiyaü en kötü kalitedeki ürün fiyatı belirler. Dolayısıyla iyi kalitedeki toprakla rant elde edilir" şeklinde konuştu. "Aynı şey bugün benzer sektörlerde çalışan özel sektör kuruluşlan ile kamu kuruluşlan arasında da oluyor" diyerek şunlan söy- ledı: "Burada kamu, fiyaü tayin ediyor. Bunu yüksek maliyetle tayin ediyor. Ama düşük mali- yetli özel sektör de bufiyatfar- kını kânna yansıtıyor." . özel sektörün KİTlerin yatı- nm politikalannda da etkili olduğunu beürten Tevfik Ertü- zün, "Yatınm politikalanna kadar müdahale edildiğini gö- rüyoruz. Yapılması gereken bir yatınm var, onun yapılmaması- nı sağlayabüiyor. Ya da yatınm falanca bölgeye yapılması gere- kirken başka bir bölgeye yapıl- masıru sağüyor" dedi. 500.YILVAKFI Özalve Demirere kutlama daveti ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Karadenız Ekono- mik Işbirliği (KEİB) proje- sinin ımzalanması sırasında ortaya çıkan imza krizi ne- deniyle aralanndaki ilişki gerginleşen Cumhurbaşka- nı Turgut özal ile Başba- kan Süleyman Demirerin, 500. Yıl Vakfi'run 16 tem- muzda Dolmabahçe Sa- rayı'nda vereceği davette bir araya gelmesi bekleni- yor. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın da bu da- vete katılması dunımunda, Semra özal'ın tstanbul il başkanlığından istifa etme- sinden sonra ilişkilerinin bozulduğu Özal ile karşıla- şacaklar. 500. Yıl Vakfi yetkilüeri, Sefarat Yahudilerinin Tür- kiye'ye gelişinin 500. yüı nedeniyle düzenlenen kut- lama etkinlikleri arasında yer alan bu davete, Özal'ın geleceğini bildirdiğmi söyle- diler. Yetkililer, Başbaİcan Demirel'den de davete ka- tılma konusunda olumlu yanıt aldıklannı belirttiler. Çetin'în uçağı tehlike atlattı HAKKIERDEM SARAYBOSNA/ANKA- RA - Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'i dün Zagreb'den Tür- kiye'ye getiren ATA adlı özel uçak, Macaristan üzerinde pi- lot kabini dış camının çatla- ması üzerine Ankara yerine Atatürk Havalimanı'na ıniş yaptı. Başbakan Süleyman Dernirel'i Rio'ya götürürken de Selanik üzerinde anzalana- rak İstanbul'a zorunlu iniş yapan uçak, 2.5 saatlik "risklı uçuş"tan sonra İstanbul'a ka- zasız indi. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, Helsinki'deki AGİK. zirvesine götürdüğü Bosna Hersek Devlet Başkanı Alia İzzetbegoviç'i dün ATA adb özel uçakla yeniden Zagreb'e getirdi. Izzetbegoviç ve Çetin, Zagreb'den Kanada'ya ait bir askeri helikopterle Saraybos- na Havaalanı'na indi. Çetin ve tzzetbegoviç, BM'ya ait 6 panzerin eşliğinde bir İcariyere binerek Başkanlık Sarayı'na hareket etti. Sabah saatlerin- de Sırp güçlerinin BM'ye ait askeri araçlara da saldırmala- n üzerine, Çetin ve tzzetbego- viç, ana yol yerine, bazı yan yollardan kente gittiler. Baş- kanlık Sarayı'ndaki görüşme, kentte devam eden çarpışma- lar sırasında, silah sesleri al- tında yapıldı. Izzetbegoviç ile birlikte kenti dolaşan Hikmet Çetin, bombalanan bazı evle- rin pencerelerinden bakan cocuklarla konuşarak onlara çikolata verdi. Çetin, üst kat- lann balkon ve pencerelerin- den kendisini selamlayan in- sanlara da küçük hediyeler atü. Müslüman Boşnaklarla da sohbet eden Çetin. daha sonra şehitliği ziyaret ederek duaetti. Çetin, bütün dünyayı acilen katliamı durdurmaya çagırdı- ğını belirterek "Tahminimce dünya, güç kullanmak zorun- da kalacaktır. Türkiye, dünya ile birlikte elinden geleni yap- maya hazırdır" dedi. Çetin, daha sonra yine BM kariyeri ile havaalaruna. bura- dan da Saraybosna'ya gıda yardımı götüren Türk Hava Kuvvetleri'ne ait askeri bir kargo uçağı ile Zagreb Ha- vaalanı'na döndü. Çetin ile birlikte Türk gaze- tecilerinin de bulunduğu ATA adh özel uçak, TSİ17.15 sıralannda Zagreb'den hava- lanarak Türkiye'ye hareket etti. Budapeşte üzennde, yak- laşık 7 bin feet yükseklıkte yol alan uçağın, pilot kabini dış camı saat 20.04'te çatladı. Di- ğer iki camın hasar görmeme- sı üzenne pılot, hız kesip alçak uçuşa geçerek yoluna devam etti. Ucakta bulunanlara, du- rumun tehlike yaratmadığı açıklandı. Hosteslerden Sevgi Gökçe, aynı durumu 9 yıl ön- ce F.Almanya'dan Türkiye'ye dönerken yaşadığmı, önemli bir sorun olmadığını bildirdi. Kaptan pilot Mustafa Şen- soy, uçağın bu şekılde An- kara'ya kadar gidebıleceğini, ancak güvenlik nedeniyle ts- tanbul'a inilmesinin yerinde olacağını söyledi. Uçak, saat 22.00 sıralannda Atatürk Ha- valimanı'na indi. Çetin ve be- rabenndekiler THY'ye ait tarifeli bir uçakla Ankara'ya gittiler. Uçağın yardımcı pilotu Et- hem Ayık, havalımarunda gazetecilerin sorusunu yanıt- larken patlama sırasında çok yüksekte uçtuklannı. üç katlı camın dış katının hasar gör- düğünü söyledi. Ayık, böyle bir patlamanın hayati tehlike- ye yol açmayacağını, ancak güvenlik gerekçesiyle Ankara yerine İstanbul'a indiklerini kaydetti. ATA adb uçak, Başbakan Süleyman Demirel'i Bre- züya'nın Rio de Jenaıro ken- tinde yapılan Dünya Çevre Zirvesi'ne götürürken de Sela- nik üzerinde anzalanmış ve Atatürk Havaümanı'na döne- rek zorunlu iniş yapmışü. Sırp ablukasına Türk Milli Eğitim Bakanı Toptan: YOK unıarım, eylülde kalkar MALATYA (Cumhuriyet) - Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan. üniversitelerde rektör scçımı dahil köklü bir reform öngören yasa tasansının TBMM"nin eylül dönemi çalış- malan sırasında yasalaşacağı umudunu taşıdığını söyledi. Malatya'da Mahmut Topsa- kal İlköğretım Okulu'nun te- mcl atma töreninde konuşan Mıllı Eğitim Bakanı Köksal Toptan. üniversitelerde YÖK sistemini devre dışı bırakan ya- sa değişikliğinin parlamento- dan geçmemış olmasından kaynaklanan sıkıntılann sür- HAVA DURUMU düğünü bildirdi. YÖK sisteminin tümden kal- dınlmasının, anayasada yapıla- cak değjşiklikle mümkün olabi- leceğini, ancak koalisyonu oluşturan DYP ve SHP'nin bir anayasa değışiklığı için yeterli çoğunluğa sahip olmadığını anımsatan Bakan Toptan, şöy- le devam etti: "'Üniversitede. öğretim üye- lerinin kendi rektörünü. dekan- lannı seçmesı yanında öğrenci- lerin de buna mutlaka katılma- sını istemekteyiz. Demokratik üniversite yönetiminden biz bu- nu anlamaktayız." Parlamentodan geçirilen iki maddelik yasal değişikliğin öğ- retim üyelerine. rektörlerini kendilerinin secmesi yolundaki kapıyı araladığını anlatan Ba- kan Toptan, "Bazı ünıversite- lerde öğretim üyesi arkadaşlan- mız, bu tür seçime katılmaya- caklannı belirtmekteler. Bu şekılde çıkan yasanın bizi de tatmin etmediğini biliyoruz. 6 kişilik aday tespıti, seçimi bir anlamda anlamsız hale getir- mektedir. Ama yine de üniver- sıteye bir seçim düzeni getirmiş olması bakımından olumlu sa- yılabılir Bu durum. üniversite- TURKIYE'DE ler yasası çalımalannda bize yardıma da olacaktır. Muhte- melen 6 adayın 3"e ındinlmesi ile ilgili YÖK toplantısına katı- lacağım. Esas çözüm, bu şekil- de yapılacak seçimle olmaya- caktır" dedi. Özgür üniversitelerin. ba- kanlığınca başbakanlığa gön- denlen yasa değışıklıkleri öneri- sinm kabul edılmesiyle müm- kün olacağını kaydeden Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan. "Umuyorum ki eylül ayında, Türkiye'de yeni bir ünıversite- ler kanunu yapma imkânı bulu- nur" diye konustu. DÛNYA'DA yevre Bakanbgı Meteorotoiı Gerıel MûdCrlûgû'nden abnan bügıye göre yundun kuzeydo- ğtı kesımlen parçaiı buluttu, ötekı yerier az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığt yur- dun kuzey kesımlerinde arta- cak, ötekı yerterde değışme- yecek Rûzgâr, kuzey ve do- ğu yönlerden hafıf, ara sıra orta kuvvette esecek Denızlenmızde rûzgâr Ege'de yıldız ve karayel, Akdenız'de kıble ve lodos, ötekı denızlenmBde poyraz ve gûndoğusundan 3-5 kuvvetınde, saatte 10-21 denız mılı hızta esecek \fen Gölü'mJe hava az bulutlu ve açık geçe- cek Konya Merstn Samsun 39° 22" 30° 12= 24° 7° 29° 12° 42° 26° 40» 22° 30° 15" Zonguldak A 30° 36° 30° 22° 30° 27" 37° 22° 34° 30° 27° 27° 26° Amstefdam Anvnan Una BaOdat Brûksel Cenevre Frankfurt Leitoşa V Londfa Madnd Mılano Mostova Mûnıfı Oslo Pans Prag Rıyad Roma Viyana Zûnh 21° 39° 26° 40° 21° 24° 28° 36° 25° 18° 31° 26° 24° 24° 22° 21° 21° 44° 27° 24° 25° kanı A-acık B-DuluOu G-gûnes* K-lartı S-sısk • Boştorafi 1. Sayfada ıcmmuz tanhlennde Adn>atık dcnızındcolmalan beklenıvor. ABD. V unanıstan. Türkı\e. İngıltere. İspanva. İtaKa. Hol- landa. \e Almanya'nın gemıle- nnden oluşan NATO daımı denız kuv vetıne de Denız Albay Sancar komutanhk >apacak Bilindiği gibi NATO Daimi De- niz Gücü'nün komutanlığına mayıs ay ı başında 6 av lık bir sü- re ıçın Albav Sancar getınlmiş- tı. Daha sonra bu güç yine mayıs a>ı başında Albav San- car'ın komutasında ? ayhk bir eğitim ve tatbıkat için Akde- niz'eaçılmıştı. Yeni NATO stratejisı çerçe- vesınde Akdenız'de, gerilim ve knz patlak verdiğinde. "hızlı müdahale" ıçın hazır durumda bulunması öngörülen bu denız gücünde Türkiye'den de Tur- gutreis firkateyni bulunuyor. NATO'nun bu deniz gücünün bir önemli ışlevı de. sıvası, eko- nomik ve asken açıdan. Akde- nız'dc NATO dayanışmasını vurgulamak. barışı korumak. NATO Akdeniz Daimi Deniz Gücu de bu anlayışla, NATO Dışışlen Bakanlar Konseyı'nın öncckı gün Helsınkı"de aldığı karar çerçevesinde Sırbıstan'a denızden uygulanacak ambar- goyu denetleyecek. Bılındığı gibi NATO Dışışlen Bakanlar Helsinki'de bir araya gelerck. Adnvatık denızinden Sırbistan ambargo uygulanma- sını ve gönderılen >ardıınlann yerine güven içinde ulaştınlma- sımn denetlenmesinı, aynca güncel gelişmelere göre bu güç aracılığıvla müdahalede bulu- nulmasını kararlaştırmıştı. Başbakan Süle>Tnan Demirel de bu karardan sonra Hel- sinki'de basın mensuplannın sorulan üzerine." Çağn gücün- de zaten gemimız var. Aynca kuvvet istenirse daha da gönde- nnz" şeklinde konuşmuştu. KALBİNIZ SİZİN İÇİN ÇALIŞIYOR, YA SİZ ?.. TÜRK KALP VAKFI Tel: 275 12 44/45 248 58 66 SATILIK FOTOCRAF MAKİNESİ Nikon F2 body M81 motor (5 kademeh) f:2.8 Vivıtar 24 mm objektif. Tel: 512 05 05'ten 437^39 • Kültürlü gençlerden • Yaşlılara • Kıtap okumak suretiyle • Gunlük refakat • 261 17 56
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear