25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS1992 PAZAR HABERLER Deneme sınavı sonuçları • tstanbul Haber Servisi - Özel Dersaneler Birlıği Demeği'ncc l2Nisan"da Türkiye genelinde yapılan Anadolu Liseleri Deneme Sınavı sonuçlan belli oldu. Sınavda Şişli Terakki İlkokulu öğrencisi Emir Alkaş 379.482 puanla birinci oldu. Sınav sonucunda ilk lO'a giren öğrenciler şunlar: "2. Kaan Baloğlu-Eskişehir Murat Atılgan ilkokulu (376.285). 3. Naci. Gökçe-Kadıköy İ Ihami AhmetÖrnekal İlkokulu (376.285). 4. Sancar Adalı-Kadıköy Reşat Nuri Gültekin İlkokulu (376.285). 5.Seher Demircioğlu-Bakırköy H. Suphi Tannöver İlkokulu G73.970),6.Erhan Ozek-Bursa Ticaret ve Sanayi ilkokulu (373.557). 7. Duygu Dikicioğlu-Bakırköy Emlak Kredi Bankası ilkokulu (373.419). 8. Ali Yalçın-Beşiktaş Lütfü Banat İlkokulu (373.088). 9. Emre Demiralp-Beşiktaş 100. Yıl Mustafa Kemal İlkokulu (372.758). 10. Süleyman Okan-Bakırköy H. Suphi Tannöver İlkokulu (369.891)" Kuptulan gemiciler • İstanbul Haber Sen isi - Mora yanmadasının güneybatısında geçen çarşamba günü batan Mertkan Türk kargo gemisinin kurtulandört mürettebatıdünTHY'yeait bir uçakla Atina'dan İstanbul'ageldi. Kazadan kurtulan Türk gemiciler yakınlanyla sarmaş dolaş olurken olayın şokundan kurtulamamışlardı. Sevinç ve hüznü birarada yaşıyorlardı. Senet operasyonu • İSTANBLL(AA)- Piyasaya sahte M ETAŞ senetleri süren 15 kişi. istanbui ve Ankara'da düzenlenen operasyonlarda yakalandı. Sanıklann piyasaya sürdükleri 1925 adet sahte senedin tutannın 1 milyar200 milyon lira civannda olduğu bildirildi. tstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube'den yapılan açıkiamaya göre ktanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın(İMKB)takas merkezlerine, bazı aracı kurumlarca teslim edilen METAŞ hisse senetlerinin sahte olduklan belirlendi. Çocuk Şenliği • İstanbui Haber Servisi -Geleneksel Gülhane etkinliklerinin. dün Çocuk Şenliği ile oaşlaması Gülhane Parkı'nda bir festiyal havası estirmeye başladı. İstanbui Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen şenlik, Organizasyon Komitesi Başkanı Oktay Ülkügüner'inaçış konuşmasının ardından öğrencilerin ve özel gösteri ekiplerinin şovlan ilesürdü. Daha sonra Bahçelievler İlkokulu, Özel Kültür Koleji İlkokulu. Çinli öğrenciler ile Rus palyaçolann şenlik için hazırladıklan programlar gerçekleşti. Gülhane Çocuk Şenliği, 17 mayısa kadar sürecek. ' Hükümet, 6 bin köyde belediye kurulmasını tartışıyor Kırda yeniden yapılaııma• Cumhuriyetin ilk yıllannda yürürlüğe giren ü özel idare, belediye ve köy kanunlan yeniden ele alınıyor. SERTUĞÇİÇEK ANKARA-Hükümet. yakla- şık 6 bin köyde belediye kurul- masını tartışıyor. Yerel nitelik- teki hizmetlerin planlanması. programlanması. izlenmesı ve denetlenmesinde yurttaşlann katılımını sağlamayı amaçla- yan "Kırsal Alanda Yeniden Yapılanma" çalışmalanyla. ye- rel nitelikteki hizmetlerin köy- lerde belediyelere. ilçelerde de yeni oluşturulacak ilçe yerel yö- netimlerine devredilmesi plan- lanıyor. Koalisvon ortaklannın kırsal alandaki mahalli yapıya ilişkın görüşleri İçişleri Bakan- Iığı'na iletildi. İçişleri Bakanlığı. üzerinde anlaşmaya varılan dü- şünceleri değerlendirmek üzere biralt komisyon kurdu. Merkezi yönetim ile yerel yö- netimler arasındaki ilişkilerin yeniden düzenlenmesine yöne- İik hükümet çalışmalan sürü- >or. Cumhuriyetin ilk yılların- da yürürlüğe giren ve günümü- ze kadar üzerlerinde önemli değişiklikler yapılmayan il özel idare. belediye \e köy kanunla- nnın yeniden ele alındığı çalış- malarda; günümüz koşullann- da Türkiye"de toplumsal yapı- nın sarsılıp çözüldüğü. sistem ve kurumlann yetersiz kaldığı, devlet örgütlenmelerinin yeter- sız ve verTmsız kaldığı görüşleri dile getıriliyor. Türk yerel yöne- tim yapısı ve sistemınde yapıla- cak değişiklıklerle. yerel nitelik- teki görevlerin merkezi yöne- tımden yerel yönetimlere aşamalı olarak devredilmesinın gerekıiği ifade edilen çalışmala- nn bugüne kadarki sonuçlan Aren, SBP'nin dün başlayan genel kurulunda konuştu: Silalı bırakırsa PKK'va afANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Sosyalist Bırlik Partisi- nın dün başlayan 1. Gencl Kurulu'nda konuşan Genel Başkan Prof. Sadun Aren. PKK'nın silahlı mücadelevi bı- rakması koşuluyia yasallaşma- sını ve bir af çıkanlmasını öner- di. Kürt sorununun Türkıyc'- nin gündemindekı demokratik- leşmenin kilit sorunu olduğunu vurgulayan Aren. ancak PKK'- nın giriştiği silahlı ey lemlerle bu sorunun çözümünü güçleştirdi- ğini söyledi. İl ve ilçelerden gelmiş çok sa- yıda delegc. bazı ülkelerin ko- münist parti temsilcileri. Ana- yasa Mahkemesi tarafından kapatılan TBKP Genel Başka- nı Nihat Sargm ile eski Genel Sekreter Haydar Kutlu. bazı si- yasi parli ve sendıka temsilcile- rinin de izledikleri genel kuru- lun açış konuşmasını yapan Genel Başkan Prof. Sadun Aren. SBP'nin kuruluş aşama- lan hakkında bilgi verdikten sonra dağılan SSCB ve Doğu Avrupa ülkelerinde uygulanan sosyalist modelin uygulanması- nın olanaksızlığını belirterek "Bu gerçekler karşısında sosya- list mücadelenin yeni biçim'dc^ Sosyalist Birlik Partisi'nin birinci olağan kongresi, Başkan Sadun Aren'in açış konnş- masıyla başladı. (Fotoğraf: AA) çağdaş koşullara uygun yeni bir modele göre yürüıülmesi zo- runluğu kendisini dayatmakta- dır" dedi. Aren. Kürt sorunu üzerinde dururken de "Kürtler nasıl yaşamak ıstiyor- larsa öyle yaşamakta özgürdür- ler" ilkesini benimsediklerini. bu konununheryönüylcaçıklı- ğa kavuşması için özgürce tartı- şılmasından yana olduklannı belirterek şöyle konuştu: "Kürt sorunu ile PKKnın si- lahlı eylemlerini birbirinden ayırmak gerekir. PKK bu ey- lemleriyle sorunun çözümiinü daha da güçleştirmektedır. Şu- nu altını çizerek belirtmek iste- rim ki ülkemizın demokratik- leştınlmesi önündekı en büyük engel Kürt sorunudur. SBP'nin bugün de sürecek genel kurulundafçalışma rapo- ru elcştirilecek. özetle şöy le: "Merkezi yönetim ile yerel yönetımler arasındaki görev bölüşümünün yeniden düzen- lenmesi zorunlu hale gelmiştir. Görev bölüşümünde, günümü- ze kadar merkezi yönetime bağ- lı, ancak yerel halkı doğrudan ilgilendiren sağlık. trafik, çevre gibi hizmetler yerel yönetimlere bırakılmalıdır. Köy idarelerini düzenleyen 1924 tanhlı Köy Kanunu ge- çerliliğıni tamamen yitirmiştir. Köy meclisleri ışlemez durum- dadır. Köy ihtiyarkurullan yet- kısız. yetersiz, maddi olanaklan bulunmayan göstermelik bir konumdadır. Yönetsel ve büt- çesel yetersızlıkleri nedeniyle köy tüzel kişilıklerince köylüye hizmet üretilmesı olası değildir. Tüm bu nedenlerle, köylere ve bağlı mahallelere yönelik olarak içme suy u dağıtımı. ka- nalizasyon vapımı, sulama su- lannın yönetımı. çöp toplan- ması. atık su antımı, yol-kaldı- nm vapımı. ımar planı yapım ve uygulaması gıbı hizmetlen vermekle görevlı bir kırsal bele- divenın yapılanması gereklidir. • Anayasanın 127. maddesi il- çe bazında bir yerel yönetim öngörmediği için bu alanda ya- pılacak köklü değışikliklerin ön >artı anayasa değışıklığidir. Mevcut sislemle. ilçe halkının verel hizmetlere yönelik katılım ve katkısı söz konusu değildir. Kırsal kesıme yönelik hizmetle- nn doğrudan il merkezlerinden götürülmesı. verimliliği düşü- rüp maliyetlen arttınmaktadır. Bu temel eksikliği ortadan kal- dırmak ve ilçe düzeyinde bir kalkınma odağı oluşturmak üzere her ilçede. özellikle kırsal kesime hizmet verecek bir ilçe verel yönetimi kurulmahdır. İlçe verel yönetimi karar or- ganı, görecelı temsıl sıstemıne göre iiçe halkınca seçilecek tem- silcilerden kurulu ilçe meclisi olmalıdır. İlçe meclisine. ilçede- ki belediye başkanlan (kırsal belediyeler dahil) doğal üye ola- rak katılmalıdır. Bu meclislere. mesleki kuruluşlann, sendika- lann, odalann da temsilci gön- dermesi ele alınmahdır.İlçe yerel yönetiminin başı ve yürüt- me organı kaymakam olmalı- dır. Kaymakam. hem merkezi yönetimin temsilcisi ve yürütme gücü hem de ilc£yerel yönetimi- nin yürütme erki olması nede- niyle ikili bır işle\> üsılenmelidir. Helsinki İzleme Komitesi Raportörü Amerikalı David E. Nachman: Nevruz'da açıkçacinayetişlendiDİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Helsinki İzleme Komitesı"nin Nevruz raportörü Amerikalı Da>id E. Nachman, "Nev ruz sırasında meydana gelen olaylan açık ve basit bir cinayet" olarak değerlendirdi. Nachman, Kürt halkının talep ve isteklerini özgürce yansıtması gerektığine dikkat çekerek ABD yönetiminin Nevruz sonrası Türk hükümetini desteklemesinden de acı duyduğunu söyledi. Diyarbakır, Kızıltepe, Nusaybin ve Cizre'deki incelemelerini tamamlayan Helsinki İzleme Komitesi'nin Nevruz raportörü David Nachman, Türkiye'ye gelmeden önce kanb Nevruz olaylany la ilgili farklı bilgiler edindiğini söyledi. İncelemeleri boy unca olayın görgü tanıklan, yaşamını yitirenlerin yakınlan ve in«;ın haklan savunuculanyla görüşen Nachman. "Nusaybin \e Cizre'de hükümet güçleri ateş açmadan önce bile halktan kimsenin gü>enük güclerine karşı düşnıanca bir tav ır içinde olmadığını. hiç kimsenin silah çıkartmadığı yolunda izlenimler edindim. Cizre'de halkın bayrak ve PKK lideri Abdullah Öcalan'ın posterlerini taşımamaları yönünde yüriiyüşü organize edenler tarafından sürekli u\ arıldıklarını da saptadını. Biz insan haklan örgütü olarak bir de> letin kendi sınırları içinde gü>enliği sağlaması hakkını sorgulayamayız. Ancak alınan önlemler söz konusu olan bir tehdide denk olmalıdır. Muhakkak y aşam hakkını gözetmelidir" dedi. Eldeettiğı venlerdoğrultusundaTürk güvenlikgüçlerinin Nusaybin ve Cizre'de yaşam hakkını gözeten kurala uy madığının ortaya çıktığını savunan Nachman. Cizre'deki ilk gösterilennde kesinlikle bir silahlı çatışma olmadığını kay detti. Nachman. şunlan söyîedi: "Uluslararası çatışmalan düzenleyen kurallar bile başlangıçta banşçıl olan bir çatışma için.geçerli olabilir. Hatta Cizre ve Nusaybin'deki olaylan bir iç çatışma olarak saysak bile topladığımız kanıtlar. bu tip çatışmalan düzenleyen uluslararası kurallann ihlal edildiği yolundadır." ABD'nin Türkiye'ye yaptığı askeri yardımlar konusuna da değinen Nachman. göndenlen asken malzemenin iç politik kavgalar sırasında kullanılmasını önleyen yasalar bulunduğu belirterek "ABD askeri yardımı var olan ABD yasalannı ihlal ediyor mu? Ya da v ar olan ABD yasalan Türkiye'deki insan haklan ihlallerini karşılamaya yeterli mi bunu çok dikkatli bir şekilde inceleyeceğiz. BirABDyurttaşı olarak Nev ruz olay lannın ardından ABD yönetiminin Türk hükümetinin desteklenmesinden büyük acı duydum"dedi. Nachman. Helsinki İzleme Komitesi adına hazırlayacağı Nevruz raporunu uluslararası kuruluşlara, Avrupa Parlamentosu'na ve ABDyönetimine ulaştıracaklannı da sözlerineekledi. POLİTİKA GUMUĞU HİKMET ÇETİNKA^A Bu Oyun Böyle Süpmemeli... Bugün pazar... Mayıs ayının ilk pazarı. insanlar tüm haftanın yorgunlu- ğunu atmak için kırlara uzanır. Kıyı kasabalarında bir ha- reketlenme gözlenir. Böyle bir günde "enflasyon aldı başını gidiyor" türün- den bir yazı umutsuzluğun kendisidir. Ayın basıdır, ama memurun, işçinin cebindeki para tükenmiştir. ınsanların içini karartmaya hiç gerek yok. Sevgi üzerine bir şeyler mi yazmalı? Yoksa politikada olup bitenlere bir göz mü atmalı? Birincisi neyse, ama ikincisi can sıkıyor. Politikayla otu- rup politikayla kalkıyoruz.. Öyleyse ne yazmalı? ANAP eski Genel Başkanı Yıldırım Akbulut, Cumhurbaş- kanı özal'a ateş püskürüyor. Akbulut, bakın ne diyor: "Kürtçe yayın bolücülere verilmiş taviz olur. Nerede du- racağı belliolmaz. Bağımsızlık isteklerinekadar gider..." Akbulut, Kürtçe TV yayınından korkuyor. Eski başbakan terörle, insanların kendi kültürlerine sahip çıkmalarını ka- rıştırıyor. Ancak unuttuğu bir nokta var Akbulut'un. Belki bildiği halde söylemiyor. Akbulut şöyle diyebilirdı: "Sayın Cumhurbaşkanı Kürtçe yayın konusunda sami- mideğil.." Işte bunu söylemiyor... Gelelim HEP kökenli Hatip Dicle'nin sözlerine. Dicle, özal'ı savunuyor, göklere çıkarıyor: "Özal dünyadaki gelişmeleri yakından izleyen, çağı kavrayabilen bir insandır..." Hatip Dicle böyle düşünüyorsa, bizim söyleyeceğimiz söz yok... • Yazı Işleri Müdürümüz Celal Başlangıç, geçen hafta yazdı. özal'ın Kürtçe yayını önerisindeki içtenliğini tartışmak tarklı bir olay, "Kürtçe yayın olsun mu, olmasın mı'' demek başka bir olay. ikisini birbirinden ayırmak gerekiyor. Oysa durum şimdi arapsaçına dönüştü. Elbet Kürtçe ya- yın yapılmalı. Salt Kürtçe değil, kültür mozaiğimizi zengin- leştirecek tüm öğeler üzerindeki tabular kırılmalı. Ancak Ûzal'ın kendisi ve partisi yıllardır iktidarda kaldığı halde bu gerçeği iç siyasal malzemesi olarak kullandı. Onun için Celal Başlangıç soruyordu: "Bu oyun böyle niye sürüp gidiyor?" Ve anlatıyordu: "2932 sayılı yasanın kaldırılması yolunda ilk öneri 1989- un eylulünde SHP Genel Başkanı Erdal İnonü ve çok sayı- da SHP'Iİ milletvekilinden geldi. Yasa önerisinin gerekçe- sinde 'Hiçbir kimse biyolojik olarak belirli bir dili öğrenme ve konuşma yeteneğine sahip olarak doğmaz (...) Hangi dili öğrenecekleri biyolojik ve fiziksel özelliklerine göre değil, içinde yetiştikleriaile ya da çevreye bağlıdır (...) Ha- len yürürlükte bulunan 2932 sayılı yasa yukarıda izah etti- ğim gerekçeler ve bilime aykırıdır. Çünkü yasanın üçüncü maddesinde Türk vatandaşlannm anadili Türkçedir denil- mektedir. Oysa Türk vatandaşlannm resmi dili Türkçedir (..) 2932 sayılı yasa kendi içerisinde de çelişkilidir. Çünkü ülke sınırları içerisinde düşüncelerin açıklanmasını Türk devleti tarafından tanınmış bulunan devletlerin birinci res- mi dillerinin tekeline bırakmıştır. Oysa çağımızda dilfarklı- lıklan toplumlara ayn bir kültür zenginliği kazandırmakta- dır. • Bu öneriye karşı ANAP iktidarı nasıl bir tutum takındı? İşte 1989'un kasımında, 2932 sayılı yasanın kaldırılması- na ilişkin öneriye Başbakanlığın verdıği yanıt: Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ulu önderAtaturk, dil konusunda el yazısı ile kaleme aldığı notlarında şu görüş- leri belirtmiştir: Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili Türkçedir. Milliyetin çok bariz vasıflarından biri dildir. Türk mil- letindenim diyen insan, her şeyden evvel ve mutlaka Türk- çe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan, Türk kül- türune, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz. Bu tespıtler karşısında teklifin kanunlaşması kültürel de- ğerlerimize ve Atatürk milliyetçiliğine aykırı bir durum yaratacaktır. Diğer taraftan, memleketimizin bugün içinde bulunduğu şartlar karşısında, 2932 sayılı kanunun yürürlükten kaldırı- larak Türkçeden başka dillerde yayın yapılması, ileride, devlet düzeninde tamiri imkânsız sonuçlar doğurabilecek- tir." • Bugün pazar.. Mayıs ayının ilk pazarı. Böyle bir günde, insanın içini ra- hatlatan, yorgunluğunu gideren bir yazı yazmalıydık. Ama olmadı, olmuyor. Yine beceremedik... HABERLERIN DEVAMI Özal tümörden kurtuldu Doğalgaz Asya'dan Anadolu'ya IBaştarafi 1. Sayfada me için patologa gönderildiğini belirten Scardino, "Şu duruma göredokudaki kanser, ameliyat öncesinde belirlediğimiz nokta- nın dışına sıcramamış" diye konuştu. Dr. Scardino. çıkan- lan tümörün ultrasonda belir- lendiği gibi 2-2.5 cm çapında olduğunu söyledi. Görünürde- ki bütün tümörün alındığını. ancak bundan sonra Cumhur- başkanfna tedavi gerekip ge- rekmediğinin patolog raporu- na göre belirleneceğini söyleyen Scardino, bu raporun yaklaşık bir hafta içinde alınacağını, Cumhurbaşkanı'nın bu süre içinde hastanede kalacağını belirtti. Scardino bir soru üzerine Cumhurbaşkanfndan alınan tümörün ameliyat öncesinde belirlendiği gibi B türü tümör olduğunu, Ozal'ın üriner siste- minin de belirli bir süre içerisin- de normale dönmesinin beklen- diğini belirtti ve "Bu konuda bir sorun yok" dedi. Dr. Scardi- no, bu tür ameliyat geçiren has- talardan yüzde 90'ının üriner sistemlerinin normale döndü- ğünü anımsattı Cumhurbaşkanı'nın yakla- şık bir hafta hastanede kaldık- tan sonra Houston'da kalmaya devam edeceği ve tümüyle iyi- leşmesinin bekleneceği bildiril- di. Özal'ın bünyesinin kuvvetli olduğu ve yine de Houston'da 4-6 hafta kalmasının gerekebi- leceği doktoru tarafından belir- tilivor. Dr. Scardino. Cumur- başkanı'na yavaş bir iyileşme dönemi için 6 hafta önerdiğini söyledikten sonra. "Ancak Cumhurbaşkanı benim zaman yönündeki tavsiyelerime tama- mıyla uymayabiİir" dedi. Ame- liyat sırasında Özal'a kan veril- mediği, kan kaybının bu tip ameliyatlarda olduğu gibi en alt düzeyde kaldığı ve aynca kan nakli yapılmadığı da belirtildi. ABD'de bulunan Federal Al- manya Cumhurbaşkanı Weız- sacker operasyon devam eder- ken ameliyat odasının yanına kadar gelip Cumhurbaşkanı'- nın eşi Semra Özal'la görüştü. Ameliyatı önceki gün VVas- hington'da öğrenen VVeizsac- ker geçmiş olsun dileklerini sundu. Bu arada Pakistan Cumhurbaşkanı'nın geçmiş ol- sun mesajı Methodist Hasta- nesi'ne ulaştı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi ameliyattan he- men sonra Ankara'yı arayarak Başbakan Vekili Erdal İnönü'yc operasyonun başanlı geçtiğıni ve Özal'ın durumunun çok iyi olduğunu söyledi. İnönü de geçmiş olsun dileklerinin Ozal'a iletilmesini istedi. B türü tümör Prostat kansennde A. B, L ve D evreleri bulunuyor. Ve her evre kendi içinde ikiyeaynlıyor. Cumhurbaşkanı'nın büyük bir olasılıkla Bl evresindeyken hastalığa yakalanmış olduğu sanılıyor. Türkiye benim için • Baştarafi I. Sayfada sa Hazar Denizi üzerinden mi Türkiye'ye ulaşacağı konusun- da ısrarlı bir tutum izlemeyen Türk tarafının. Türkmenistan ile ımzaladığı protokol şu nok- talan içeriyor: - Türkmenistan gazının Tür- kiye üzerinden Avrupaya ulaş- tınlmasını Türkiye garanti edecek. - Türkiye ile Türkmenistan arasındaki anlaşma. Türkiye doğalgaz almaya başladıktan sonra 30 yıl süreyle geçerli ola- cak. - 30 yıllık sürenin bitiminde taraflar. süre uzatımını kabul edecek. Doğalgaz boru hattının rota- sı konusunda taraflar. teknik düzeyde görüşmelerini sürdü- recek. Türkmenistan. hattın 1995 yılına dek bitirilmesini isti- yor. Doğalgaz boru hattı ve Londra'dan Çin'e uzanacak tren yolu konulannın aynntıla- n 10 mayısta Aşkabat'ta yapı- lacak Türki cumhuriyetler zır- vesinde dc ele alınacak. Başbakan Demirel. Türkme- nistan Cumhurbaşkanı Murad Niyazov tarafından çok sıcak bir ılgıyle ağırlandı. Niyazov. Demirel'i akşam yemeğinden sonra bir Türkmen çadınna gö- türdü. Demirel. burada yakılan ateş karşısında saz çaldı. Dcmirçl'c dün Türkmen Devlet Üniversitcsi fahri dok- tora unvanı vcrilirken. Başba- kan bir jest yaparak. Türkmen bayrağını öptü. Salondaki Türkmen dinleyicilerin yoğun alkışına neden olan bu olayın ardından Niyazov da Türk bayrağını öpüp başına koydu. Demirel de bu harekete Türk- men bayrağını öpüp başına koyarak yanıt verdi. Başbakan Demirel. dün sa- bah Türkmenistan'dan Azer- bavcan'ın başkenti Baküyc geçti. Yakında yapılacak seçimler- de cumhurbaşkanı adayı olan ve komünıstlere yakmlığı ile ta- nınan Cumhurbaşkanı Vekili Yakup Memedov'u ziyaret etti. Ardından bugünkü iktidara muhalefet eden Halk p Lideri Ebulfevz Elçibey'i kabul cden Demirel. Mıllı İstıklal Par- tisi Başkanı İtibar VIemedo\ ile de görüştü. Edınilen bılgıyc göre Demi- rel. Azeri liderlerle yapiığı gö- rüşmelcrde. Türkiye'nin şu andaki iktidara sıcak bakmadı- ğını. Elçibey'in lideri olduğu Halk Cephesi'nin seçimi alma olasılığmın yüksek ve en güçlü örgüt olduğunu hissettirdi. Başbakan Siilevman Demı- rcl. bugün sabah Âzerbavcan- da yapacağı temaslan tamam- ladıklan sonra Ukrayna Devlet Başkanı Leonid Kravçuk ilegö- riişmek üzcrc Ankara'ya döne- cek. Madonna'ya Pavarotti'ye zam geliyor • Baftaraft I. Sayfada tesf'ne alındığını bildirdi. Elçılik, ABD Ticaret Temsil- cisi Carla Hills'ın 29 nisanda yaptığı bir açıklamayla Tür- kiye'nin öncelikli izleme liste- sine alınmış olduğunu bildir- di. Açıkiamaya göre ABD Ticaret Temsilciliği'nin Tür- kiye ile yıllardır yairüttüğü görüşmelerde yapılan iyileştir- me vaatlerine karşın. bu doğ- rultuda pek az iş yapıldığı be- lirtildi. Türkiye'nin. Telif Hakları Yasası'nda değişik- likler yapma sürecinde olduğu vc ABD ılc "yapıcı görüşme- lerde" bulunduğu kaydedildi. Çalışmalann heniiz tasarı aşa- masında oldueuna dikkat çe- kildı. ABD'nin tclif haklan konu- sunda üç ayn sınıflandırması bulunuyor. Türkıvc 1989'dan bu yana birinci aşama olan. iz- leme Iısıcsindc bulunuyordu. İkinci aşamadaki öncelikli iz- leme listesine giren ülkeler ise Amerika'nın söz konusu alan- lardaki sorunlan aşmak için "aktıf çalışmalar" yapacağı ve yakından izleyeceği ülkeleri kapsıyor. Hcrhangi bir geliş- me olmaması durumunda ise ülke kara lısteye alınarak eko- nomik yaptınmlar uygulan- maya başlanıyor. . Şubat ayı içinde Ankara'ya gclen ABD Ticarel Temsilci Yardımcısı başkanlığındaki bir hcyeı. yctkililerle yaptıkla- rı görüşmelerde Türkiye'nin kara listeve alınabileccği uya- rısında bulunarak. Telıf Hak- lan Yasası konusunda yeni- lcştirmelcr yapmasını istcmiş- ti.ABD heyctinın yaptığı gö- rüşmclcr sonrasında. ekim sc- çimlerinden sonra kadük olan yeni yasa lasarısı. hükümet ta- rafından yeniden ele alındı. DPT'nin hazırlamış olduğu tasan. altı bakanlığa gönderi- lerek görüşlen istendi. Kültür Bakanlığı da daha önce başlatmış olduğu çalış- malar çerçevesınde çeşıtli ku- ruluşlardan görüşler alarak. Fikir ve Sanat Eserleri Ya- sası'nın bazı maddeleriyle. Sinema. Video ve Müzik Eser- leri Y'asası üzerinde değişiklik yapılması yönünde çalışmala- nnı hızlandırdı. ABD'nin ka- ra listesinde halen Hindisıan. Tayvan ve Tayland bulunu- yor. Türkiye'nin bulunduğu öncelikli izleme listesındekı ül- keler arasında Avustralya. Brezilya. Mısır. Filipinlcr. Kore, Polonya. Macarisian da bulunuyor. ABD firmalarıyla çalışan birçok sanatçının plak. kasct ve video bantları. birçok ül- keyle bırlikte Türkiye'de de korsan firmalar larafından izinsizçoğaltılıyor. \Baştarajı 1. Sayjada "Edebıyat, bütün insanlar için geçerli ortak dildir" dıyen Aytmatov sözlerini şöyle sür- dürüyor: "Edebiyatta evrensel dili ya- kalamak gerekir. Çünkü diğer halklar. yazann yaşadığı orta- mı bılmeyebilır. Kırgızlann özelliklerinı herkestanımayabi-" lir. Ama buradan yola çıkarak. diğer halklara ulaşılabilir. Ede- bıyat her zaman sıvasetin üs- tünde olmalıdır. Bu anlamda. Türk okıırlanna da ulaşabıldi- ğim ıçın mutluyum. Çünkü benim için Türkiye bir labora- luvardır. Benim Doğu ile. yani Arap. Farisi. Çin. Hindistan gi- bi ülkclerle tcmasım yok. Onla- nn tarzı bizden çok farkh. Almanya. Fransa. İtalya gibi ülke okuyuculannın nabzını daha ıyi tutabildiğimi söyleye- bilirim. Ama okurlar dünyası yalnızca Batı'dan ibaret değil- dir. Bu nedenle Türkiye benim için bir öncelikli ülke konu- mundadır." Yapıtlannda ağırlıklı olarak yaşadığımız yüzyılın çclişkıleri- ni vurgulayan Aytmatov. 20. yüzyılın en yürekler aeısı çeliş- kısını. insan yeıeneğının sınır- sızlığına karşın bu yctcneğı özgürce kullanamaması olarak görüyor. Aytmatov'a göre baş- döndürücü teknolojık gelişmc- lere kaı^ın savaşlar. ülkeler arasındaki gergınhkler dinmek bilmiyor. Ya/ara göre sadece ulusLırarası gergınlığın azaltıl- ınası için yapılan sıyasct. ılcricı sıyaset sayılabir. "İnsanın dra- j mı. teknik bakımdan çok geliş- i mış olmasına karşın bu gücünü kendi zaranna kullanmış olma- sı. Örneğin Irak savaşında, en son model silahlar kullanıldı. Ama ne için? Birbirlerini yok etmek için." Ay tmatov. ev rensel dili yaka- lamada modern romanın bü- yük görev i olduğuna inanıyor. "Günümüz romanı. edebiya-- tın. düşüncenin vardığı en yük- sek noktadır" diyen yazar. teknolojik gelişmeler, yeni iletı- şim kanallan karşısında insan- lar kitaptan uzaklaşabiliyor. Bu anlamda. edebiyatı koru- mak için roman öncelikli. ro- man varlığını sürdürmelidir "görüşünü aktanyor. Aytmatov. yazarlann daha çok okunabilmesi için de karşı- lıklı çevıri yapılmasının önemi- nedeğiniyor. Türk topluluklannın yakın- laşmasında. tıcaretin ve kültü- rel ilişkilerin yanı sıra dilin de büyük önem taşıdığını anlatan yazar. pazartesi günü başlaya- cak. "Sürekli Dil Kurultayf- nın bir ilk adım olacağını vur- guluyor. Aytmatov. bu konuda şu görüşlcre yer veriyor: "Bu tür girişimler. Türk halklannın birbirine yakınlaş- masında büyük rol oynayacak- tır. Ama bu. bır iki toplantıyla sağlanamaz. Uzun bir süreç çünkü. Sonra yeni alfabcye ge- çiş hiç kolay değil. Eğcrdeğişik- lik okırsa. eski alfabeyle yaal- mış cserlerimiz ne olacak? •"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear