25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29MAYIS1992CUMA> 16 HABERLERIN DEVAMI BLOKNOT YAĞMUBATSIZ YazFesOvaH NadirNadi YuKTTASLAR NE DİYOR? Hazıriayan: Haber Merkezi Lotarya furyası SORULAR PLAYA DEL INGUıS - Her yazarın bir hülyası vardır, bir ideali... Bir bakıma gönlünde yatan arslan... Ben de yıllar- dır hep jsterim ki ömrümde bir kerecik olsun can sıkıcı bir yazı yazayım! Fakat olmuyooor, imkânsız! Ne yazsam son derece sürükleyici ve meraklı oluyor. Sanki kasten öbür köşe yazarı arkadaşların zıddına gider gibi... Ama öyle sanıyorum ki bu hafta nihayet muradıma ere- bileceğim. Çünkü Ispanyol komünistlerinin durumunu yazmaya kararverdim: Evet, "El Partido Comunista de Espana" (Ispanya Ko- münist Partisi)... Efendim, bunlar son yıllardaki hezimetle- rinin ardı arkası kesilmeyince, kendilerinden daha soldaki bölük pörçük öbür gruplarla bir araya gelip "Birleşik Sol" (La lzquierda Unida) adlı bir yeni büyücek grup meydana getirmişler. Geçen pazar günü "üçüncü olağanüstü kurul- tay"larını topladılar... Acaba Türkiye'de o gün kimlerin kulakları çınlamıştır? "Birleşik Sol" içindeki ufarak grupların nasıl olsa esami- si okunmuyor, ama "Ispanya Komünist Partisi" (PCE) kendi içinde ikiye ayrılmış durumda: Çoğunluğu oluşturan ve parti genel sekreteri Anguita yönetimindeki grup, eski Lenin ideallerine sadık kalınsın istiyor. Parti merkeziyetçi biçimde sıkı disiplınle yönetilsinmiş ve öyle her kafadan bir ses çıkmasınmış. Anguita'yı destekleyenler daha ziya- de eski tüfekler. Yani bütün bir ömrü o dava uğruna harca- yıp şimdi artık yeni ufuklara yönelmek için çok geç olduğu- nu düşünenler. Bunlann yanı sıra tabii bir de "Acaba dünya devrimi önümüzdeki perşembe günü saat 09.21'de mi olsun, yoksa o kadar beklemeye tahammülü yok, en iyi- si çarşamba günü saat 15.47'ye mi alalım?" havasındaki- ler... Bunlann karşısırtdaki (azınlıktaki) grubun içinde ise Is- panyolların iyi tanıdığı Sartorius, Palero veya Cristina Almeida gibi isimler bulunuyor. Bu gruba "Reformistler" deniliyor. Amaçlan, 90'lı ve 2000'li yıllara dönük çoğulcu, demokratik ve esnek bir sol hareketin öncülügünü üstlen- mek, Cristina Almeida, birkaç gün önce ülkenin önde ge- len gazetelerinden "ABC'ye yazdığı bir makalede şöyle diyordu: "Anguita maziye çekildi ve bir iğneli siperde mevzilendi." Işte bu Anguita ve yandaşları geçen pazar günü Reform- cuları yenilgiye uğratarak kendi programlarını kabul ettir- diler. Ancak onlar da kendi hesaplarına programlarını "refor- me" etmişlerdi: Bir kere bundan böyle Kral'ı devirip yeniden cumrturiye- ti kurma maddesini kaldırmışlardı. Ikincisi ise yine programlarındaki, iktidarı ele geçirmek amacıyla halk ayaklanmasını meşru görme maddesini de iptal etmişlerdi... Ispanya nın veriimiş sadakası varmış... 60 YIL ÖNCE CumhuriYet Paris'te Bir Kongre 29MAY1S1962 Kurulduğu günden beri üyesi bulunduğum halde Milletlerarası Basın Enstitüsü'nün yıllık kongrelerindcn hiçbirisine katılmamıştım. Paris'te toplanacağı önceden haber vcrilen bu seferki kongreyede gitmeye pek nıyeüm yoktu. Enstitûnün Direktörü Jime Rose'den aldiğım bir mektup üzerinc karanmı verdim. Sevimli dostum, Paris toplantısı vcsilcsilc Fransız Devlet Başkanı General De Gaulle'ün Enstitü Yönetim Kurulu üyelcrini ve dünya basınından bir kaç başvazan kabul edeceğini yazıyor, beni de o heyete seçtiklerini bildiriyordu. Düşünce ve haberleşme hürriyetini savunmak. basına karşı uygulandığını gördüğümüz her türlü baskı rejimleriyle savaşmak ûzere kurulan Milletlerarası Basın Enstitüsü'nün ilk genel kongresi bundan on yıl önce > ine Paris'te toplanmıştı. Bu iübarla bu seferki kongre bir ayn özellik de taşıyordu. On yıl içinde Enstitü umut verici eclişmeler göstermişti. Başlangıçta on beş millete mensup kırk elli üyesi bulunan bir teşekkül iken bugün elli millete dağılmış bin beş yüz gazeteciyi bağnnda birleştirecek bir duruma yükselmiştir. Bunlar arasında gerek tirajlan, gerek olgunluk seviyeleri bakımından dünyanın en tarunmış gazetelerini yöneten, o gazetelerde çalışan imza sahibi yazarlar da var. Otuz memleketten iki yüz elli kadar delegeninkatıldığı Paris Kongresi iyi oldu. Hergün milyonlarca okura seslenen hür dünyanın basın temsilcilerini memnun edebilmek için Fransız meslektaşlanmız Fransız hükümeti ellerinden geleni esirgemediler. Devlet Başkanı General De Gaulle'ün Elysee sarayında bizi kabul eylevisi parlak oldu. Motosikletli polislenn yanladığı arabalar içinde Etoile meydamndan Rond- point'a doğru krallargibi geçtik. Saraya vannca Dışişleri Bakanlığı protokol memurlannın (bir tanesi Ankara'dan ahbabım çıktı) nazikrehberliğiile empire üslubunda zevkle döşenmiş yüksek tavanlı bir salona alındık. Beş dakika sonra Sayın General içeri girdi. Her birimizin teker tcker elini sıktıktan sonra: 'Bugün ben sizi sorguya çekeceğim' diyerek havadaki resmiliği dağıttı. Tahmin ettiğim kadar uzun boylu bulmadığım De Gaulle o gün çok rahattı. Bir Devlet Başkanından ziyade bizden biri imiş gibi, arkadaşça bir hali vardı. Basın hürriyetinin öneminden. bu hürriyetin genişliği ölçüsünde yazarlara düşen sorum yükünün ağırlığından söz etti. Milletlerarası anlaşmazlıklann giderilmesinde dünya basınmın yapıcı bir rol oynayabileceğine, bunun ise ancak hürriyet şartlan içinde başanlabileceğine işaret etti. Sayın Generalin kabulü Kongre toplantılan başlamazdan bir gün önce olmuştu. Kongre boyunca başta Başbakan Pompidou olmak üzere eski yeni birçok bakanlar toplanU salonunda kürsüyeçıkarak Milletlerarası Basın Enstitüsü üyelerine ceşitli konularla ilgjli konferanslar verdiler. Fransız dostlanmız Aynca Versailles şatosunda, Paris Belediye Sarayı'nda. Reims şampanya mahzenlerinde bizi ağırladılar. Bu arada Enstitûnün Fransız Milli Komitesi Başkanı ve France-Soir gazetesi Genel Direktörü Robert Salmon memleketini bizlere hoş göstermek için hiç bir yorgunluktan kaçınmayarak gece gündüz adeta didindi durdu. Yabancılardan sevgi toplamak uğruna Fransa'nın böylesine gayretlere belki ihtiyacı bile yoktur. Onu çoğunlukla herkes zaten sever. Salmon'un ve arkadaşlannın amatörce gayreti bizi daha ziyade onlara hayran bıraku. NADtRNADİ I l."Banknot bir Tiirk Lirası"- m (yani kâğıt lira) en son ne zaman kullandınız? Bu kâğıt lira ile ne satın almıştınız? 2. "Madeni lira"yı en son ne zaman kullandınız ve ne satın aldınız? 3. "Kuruşu" en son ne zaman gördünüz? Ne satın almıştınız? 4."10 parayı" en son kullandığınızda ne satın almıştınız? HülyaSevinc (21)" 1-Hatırlamı- yorum. 2-Simitve pepsi. 3-Çiklet. 4- Bilmiyorum. Orhan Çakmur (19) 1-Hatırlamı- yorum. 2- Simit ve ayran. " Okulharçlığımdı. v. J 3-Gazoziçmiştim. 4-10paramı?Odane? MehmetOrgun (28) 1-Hatırlamı- yorum. 2-Ekmek alıyorduk sanınm. 3- Kuruşla ekmek alındığını da biliyorum. 4- Hatırlamıyorum. NazanAslı (21) 1-Hatırlamı- yorum. 2- İki üç ortalı bir defter alabiliyorduk. 3- 25 kuruşa ekmek vardı galiba. 4- Hatırlamıyorum. Muharrem Yurttalın (62) 1-1950 senesinde etin kilosu 22 kuruştu. 5kiloet alabiliyorduk. 2- Torunlara harçlık veriyordum. Ceplerirü dolduruyorlardı. 3- En son incik boncuk alabiliyorduk. 4- Hatırlamakta güçlük çekiyorum, tırkrlı bir paraydı galiba... Dursun Günbattı (28) Satış ejemanı (İstanbul) 1-Kâgıt 1 lirayı bilmiyorum. 2- Madeni 1 lira ile ilkokuldayken 1 çay 1 simit abrdım. 3- Ilkokulda 25 kuruşla çiklet, şeker alırdım. 4- 10 parayı bilmiyorum. • NeslihanYalav (30) Kütüphaneci, İstanbul 1.Kâğıt lirayı bilmiyo- rum. 2.Madeni bir lirayı hatırlıyorum. İlkoVulda harçlık olarak verilirdi. 3.Yirmi beş kuruşla ilkokulda ciklet alırdım. 4.On parayı bilmiyorum. Servet Kaya Diyarbakır Avukat (25) 1- Bank- notu hatır- lamıyo- rum. Çün- kü liranın değeri hızla duşüyor. Bugün bin lirayla bile pek bir şey alınamı- yor... 2- Bir madeni lirayı sanınm öğrenci olduğum sıralarda, ya- ni 1983 yıllarında bir çay içebi- liyorduk veya bir sakız alınabi- liyordu. 3- Kuruşla, 1971 yülannda bir simit alabiliyorduk. 4- On paraya yetişmedim. Giiisen AlCın Diyarbakır Hemşire (20) 1-Bank- not parayı görmedim. Ama yaşlı- lar bahse- diyorlar. Çok kıymetli olduğu- nu söylüyorlar. 2- Madeni bir lira en son 1978 yıllarında kullanılıyordu. O za- manlarda bir sakız, kibrit alına- biliyordu. 3- En son 1977 yıllarmda bir kuruşla bir kibrit satın alınıyor- du. 4- On parayı hiç hatırlamıyo- rum... Nafis Muratakan Diyarbakır öğrenci (19) 1- Bank- notu hatır- lamıyo- rum. 2- Bir li- rayı en son 1984'lerde kullan- dım. O sıralarda bir çay içebili- yorduk. 3- Kuruşu gördüğümde kulla- nım değeri yoktu. Paranm de- ğeri hızla düşüyordu. 4- On parayı hatırlamıyo- rum... Hediye Akansu Diyarbakır Ev kadını (71) 1- Bank- notu 1935 yıllarında evlenince babama verilen başlık parası olarak gör- düm. O sıralarda değiş tokuş ol- duğu için pek para kullanmaz- dık. 2- Madeni bir lirayı 1983 yıl- larında en son kullandık. O sı- ralarda bir demet maydanoz sa- tın alabiliyorduk. 3- Kuruşu en son 1955 yılla- rında gördüm. O sıralarda ço- cuklara 5 kuruş verip sakız alı- nabiliyordu. 4- On parayı en son ne zaman kullandığımı hatırlayamıyorum. Mustafa Özışık Ordu Matbaacı (19) 1- Tanı- mıyorum. 2- Ben en son bir lirayı nasıl hatırlıyorum biliyormusunuz mahallede ve sinema önlerinde filan biz bir lirayla Zagor ve Tommiks alırdık. Yani bir lira bundan 5-6 yıl önce oralara ka- dar düşmüştü. 3- Kuruş olarak 50 kuruşu bi- liyorum, gördüm, üzerinde kız resmi vardı galiba. Evde de var saklıyorum, ama harcadığımı pek hatırlayamıyorum. Belki de harcadım, kimbilir. 4- 10 parayı kullanmadım. Ahmet Kati Trabzon/Sürmene Emekli komiser (59f 1- 40-50 ' yıl önce sa- mrım o za- manlar bu parayı har- camayla bitiremezdik, en son ne aldığımı nereye harcadığımı bi- lemiyorum, çok zaman oldu. Yani o parayla lokantaya gitsen beş kişi rahat rahat doyardın. 2- Madeni para bugün de var ama bir lira olarak zannediyo- rum. 1970'li yıllarda Almanya'- ya giderken, Ankara'da bir li- raya film çektirmiştim, yani 20 yıl önce. 3- Tam olarak hatırlamıyo- rum, ama 25 yıl oldu. Son bil- diğim kuruşiu para ile ekmek al- dığım. 4-10 paranm çalıştığı zaman- lan pek hatırlayamıyorum, ama 10 parayı biliyorum. Rtiveyde Düz Samsun Ev kadını (56) 1- Kâğıt lirayı gör- düm. Ren- gi de kırmı- zıydı gali- ba. Aradan çok zamanlar geç- ti, o paralan ne yaptık nereye harcadık söylemenin mümkünü yok oğlum. 2- Madeni lira ile en son ola- rak ekmek aldığımı hatıruyo- rum, ama bunlar için tarih ver- mek imkânsız. 3- Önceleri 1-2 kuruşlar var- dı, zamaa içinde bunlar yerlerini 25-50 kuruş gibi paralara bırak- tı. Onlarla da çocuklara simit fi- lan alıyordum. Okul harçlıkla- rım veriyordum. 4- 10 parayı da gördüm, bili- yorum, ama o zamanlar kendim çocuktum. Sana ne anlatayım. Onun için bir şey söylemem im- kânsız. Artin Seyhan (50) Kırtasiyeci 1.Kâğıt lirayı büyükle- rimden duydum, ama kullanmadım. 2.Madeni bir lirayı kullandım. 20 yıl önce. soğan, patates 1 lira diye bağınrlardı. 3. Kuruşu kullandım. Gençliğimde 5 kuruşa simit ahnırdı. 4.10 parayı bilmiyorum. Beyhan Erkan Bursalı Desinatör (30) 1- Bank- not lirayı hatırlamı- yorum. 2- 70'li yıllarda sakız aldığımı hatırhyo- rum. 3- 1970'li yıllarda 75 kuruşa ekmek aldığımı hatırlıyorum. 4- 10 parayı hiç görmedim. Melek Adıyeke Bursalı Ev hanımı (63) 1- 40 se- ne önce banknot li- rayla yanm kilo et ve evin günlük masrafını kurtarı- yorduk. 2- 10, 15 sene önce 5 lirayla haftalık pazar alışverişini yapı- yordum, 1 sepet dolusu zerzevat alıyordum. 3- 50 sene önce 1 kuruşla yu- murta aldığımı hatırlıyorum. 4- 10 parayı hatırlıyorum, ama ne aldığımı hatırlamıyo- rum. Osman Barut Elazığh Emekli öğretmen 1-1930'larda kullandığı- mı hatırlı- yorum. O zaman 10 lira maaş alıyordum. 1 lirayla çok güzel bir pantolon almıştım. 2- 1938 yılmda bir Reşat Al- tını almıştım 12 liraya ve 4 tane altın diş yaptırmıştım. 3- 40-50 yıl önce 2 kuruşa iki kilo helva aldığımı hatırlıyo- rum. 4- 10 parayı hatırlıyorum, ama 1930'lu yıllarda küsuratlar için kullanıyorduk. Meral Budak Bursalı Grafiker (21) 1- H»ç görmedim. 2- Made- ni bir liray- la ilkokul- dayken simit alıyorduk galiba. 3- 25 kuruşu hatırhyorum, şe- ker filan alırdık. 4- Hiç görmedim. Hayrettin Yddızhan Bursalı Çaycı (20) 1- • Hiç görmedim. 2-1 lirayı hatırlıyo- rum, ama ne aldığımı bilemiyonım. Her- halde 6 yaşında idim. 3-10 yıl önce 25 kuruşa sakız aldığımı hatırlıyorum. 4- 10 para hiç görmedim. Kani Serbest Bursalı Şoför (41) 1-Benim zamanım- da banknot lira yoktu. 2- 1961, 62'de 5 lira haftalık alıyordum, 1 liraya iyi bir ayakkabı almış- tım. 3- 1960'u yıllarda 2.5 kuruşa 1 yumurta aldığımı hatırhyo- rum. 4-10 para hiç kullanmadım. 40 yaşın üstündekilerin rüyası 6 1 lira, harca harcabitmezdi9 • Kâğıt lirayı görenler anlatıyor: "Neydi o gün- ler... Kuruşlar vardı. Dünyalan alırdık. 30 kuruşa ekmek vardı. Şimdi o kuruşlann gördüğü işi on bin lira görüyor." Ekonomi Senisi - Türk Lirası birimi bir banknot lira. hayatı- mızdan çoktan çekildi. Altmış vaşın üsıündekiler 40-50 yıl ön- ce bu paranın harcamakla biti- rileme>eceğini anımsıyor, ama 40 vaşın altındakilerin böyle bir paradan haberleri bile yok. Ya kuruşlar. kırkı bir kuruş yapan paralar, madeni bir liralar... Kağıı bir liralarla takım elbise. alan dedeleri. torunlanna ma- deni bir liralarla harçlık verir. kuruşlanyla aldıklan sakızlan. şckerlcri hediye ederdi. Türkiye genelinde Cumhuri- yct muhabirleri, çeşitli yaş gruplanndan insanlara kağıt li- ralun. kufuşlan. paralan sora- rak toplumsal para hafızamızı ölçıü. On sekiz yaşındaki Ordu- lu bir genç kuruş ojarak 50 ku- ruşu hatırlıyor. "Üzerinde bir kız resmi vardı galiba. Ama harcadığımı pek hatırlamıyo- rum. Kim bilir belki de harca- mısımdır" diyor. Samsunlu Sema Kara ise kuruşu hiç hatır- lamıyor. Madeni lira olarak 2,5 lirayı hatırlıyor. Yirmi yaşında- ki Bursa'da çaycılık yapan Hayrettin Yıldızhan. 10 parayı hiç görmemiş; 1 lirayı hatırlı- yor. ama bu parayla ne aldığını bilmiyor. 10 yıl önce 25 kuruşa bir sakız almış. 14 vaşındaki Orhan Çakmur, Antalya mu habirimizin " On parayı hatırlı- yor musunuz?" sorusuna "10 para mı. o da ne?" diye yanıt veriyor. 28 yaşındaki Mehmet Orgun ise 10 para ve kağıt bir li- ralan hiç hatırlamıyor. "Made- ni bir lirayla ekmek alırdık gali- ba, kuruşla da ekmek alındığını biliyorum" diyor. Bursa muhabirirnizin görüş- tüğü 30 yaşındaki desinatör Beyhan Erkan, banknot bir li- rayı bilmiyor. Madeni 1 lirayla 70'li yıllarda sakız, 75 kuruşa ekmek almış. 50 yaşındaki Ar- tin Seyhan, kağıt liralan bü- HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DUNYA'DA Devlet Bakanlığı Meteoro- loji Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre yurdun batı kesımlen parçalı bulut- lu, diğer yerler az buluöu açık geçecek. Hava sıcak- lığı artacak. rûzgâr gûney ve baü yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Denizferde rûzgâr, yıjdız ve karayelde 3-5 kuvvetinde saatte 10-21 deniz mili hızla esecek. Van Gölü'n- de hava az taılutiu. rûzgar doğu yönlerden hafif olarak esecek. yüklerinden duymuş, 10 parayı bilmivor. Gençliğinde 5 kuruşa simit almış, madeni bir lirayla 20 yıl önce bir kilo patetes alın- dığını hatırlıyor. 1961'de 5 lira haftalık alan Kani Serbest. 1 li- raya iyi bir ayakkabı edinmiş. "Benim zamanımda kağıt banknot yoktu. 19601ı yıllarda 2.5 kuruşa bir yumurta aldığımı hatırlıyorum. 10 paravı hiç ha- tırlamıvorum" diyor. Yetmış >edi > aşındaki emekli öğretmen Osman Barut. kağıt bir liraya çok güzel bir panto- lon almış, İ930'da 10 lira maaşı varmış. 50 yıl önce 2 kuruşa iki kilo helva aldığını. 30'larda pa- ranm küsuratlar için kullanıldı- ğını hatırlıyor. Altmış yaşında- ki Orhan Koç. bir zamanlar kağıt bir liranın çok işler gördü- ğünü belirterek şöyle konuşu- yor. "Ben küçük yaşlardaydım. Ama ne aldığımı hatırlamıyo- rum. Madeni para daha yeni bir ola>. Avlığım 100 liraydı. 30 lira da kira verip gül gibi geçi- nirdim. Madeni parayla en son ekmek alırdım galiba. Kuruşu da gördük. O kuruşlar bundan 20 yıl önceydi galiba. 1940'lar- da 10 kuruşlar vardı. Ama bu- nunla ne aldığımızı söylemem hak verirsiniz ki kolay değü". 2^alıha Kaya 64 yaşında. K.a- ğıt lirayı gördü, ama nerelere harcadığjm hatırlayamıyor. ha- fızasını zorlayarak sorulanmızı varutlıyor, "Kağıt lira ebat ola- rak pek büyük değildi. Hatta rengini de biliyordum. ama unuttum. Dünyalan alırdı. onu unutmadım. Madeni liralar ye- ni şeyler. daha kaç yıl oldu ki... Neydi o günler.. kuruşlar vardı. 30 kuruşa ekmek alırdık. Şimdi o kuruşlann gördüğü işi on bin lira görüyor. 10 parayı da gayet iyi biliyorum. Şimdi ne >aîan söyleyeyim on para\a o dö- nemler bol bol şeker alır. yer- dik". Altmış iki yaşındaki çiftçi Sabri Alper. kağıt liralı. kuruş- iu günleri özlemle anarak şöyle konuşuyor: "O zamanki para- nın değeri ortada. Bu yaştan sonra yalan söylemenin âlemi yok, ama kağıt bir lira\la çok şeyler alındığını herkes bilir. İki kağıt lira ile şehrc gdir. yer içer. eğlenir. yatar vine de cebimde paraylaköyedönerdim. Birkaç çeşil kuruş piyasada işlerdi. Ne güzel günlerdi. 10 parayı da harcadım. çok şeyler aldım". :ıQ': jçı* buluOu sıslı V u Amstenüm Amman Atına BaOdat Brtteel Cenevre Franklurt Lfiftoşa PMarstıug Londra Madnd Mlano Moskova Mûmh Oslo Pans Prag R>yad Roma ViyaiM Zûntı BA A A A Y B B A A Y B A Y B A Y B A A 8 B 22° 36» 26» 38» 25° 23° 23» 28° 20° 22° 24» 22° 19° 21° 23° 23° 19° 39° 24» 22» 24° S A I N T - B E N O I T ' L I L A R D E R N E G İ G L N E K S II I I kart A-acık B CHJIU'IU G guneslı K-kadı Ssısi: v-yağmurkj UGÜNÜ•\vıs ıw SA\T nop s\ı\rm"Norn IM^I I Baştarafi 1. Sayfada cldc etti ve bunun 378 milyar 176 milyon lirasını dağıttı. Bu >ılın ilk 5 ayında da 354milyar. 739 milyon lira brüt hasılat sağ- la.an kuruluş. 193 milyar 184 milyon lira ikramiye verdi. Mılli Piyango İdaresi. Türki- ye Jokey Kulübü ve Spor-Toto Teşkilatı dışındaki herhangi bir kuruluşun nakit para karşılığı çekılişdüzenlemesi yasal olarak mümkün bulunmuvor. Bu ne- denle, çeşitli çekilişİer düzenle- yen diğer kuruluşlar, yalnızca e\. araba. beyaz eşya gibi ikra- miyeler dağıtabiliyorlar. Milli Pivango İdares\'nden alınan bilgiye göre, spor kulüpleri, ka- mu kurumları. vakıflar, der- neklcr. ticari kuruluşlar, koo- peratifler ve basın yayın kuru- luşlannın geçen yıl düzenledik- leri 666 çekilişte, toplam değeri 74 milyar 627 milyon lira tuta- nnda ikramiye dağıtıldı. 1988'- de IOmilyarJ989'da 26 milyar, 1990'da 43 milyar lira dagılan bu kuruluşlar, bu yılın ilk 5 a>ında düzenlcnen 386 çekiliş- te. toplam 77 milyar lira tuta- rında ikramive verdiler. Milli Piyango İdaresi'nin iznl ve denetımıyle \apılan bu çeki- lişlcrin büyük bir bölümü gaze- te ve TV'ler tarafından düzen- leniyor. Son 4 yıl verilerine gö- re, bu kuruluşlar bu alanda yak- laşık yüzde 60'hk bir paya sa- hip. 1988'de 6 müyar, 1989'da 16 milyar, 1990'da 24 milyar, 1991'de 40 milyar lira dağıtan gazete ve TV'ler, bu yılın ilk 5 ayında düzenledikleri 236 çeki- lişte toplam 55.5 milyar lira de- ğerinde ikramiye verdiler. Ocak-mayıs aylarındaki bu önemli artış, bu kuruluşlar ta- rafından, "tek kupona ev", "tek kupona araba" gibi slo- ganlarla düzenlenen çekilişlerin, bu yıl rekor düzeyde olacağı beklentisi yaratıyor. Türkiye'de son aylarda ruzla yaygınlaşan audiotex (bilgisa- yar kontrollü telefon araalığıy- la bilgi iletme) sektörü de çeşitli çekilişİer düzenleyerek "umut dünyasf'ndan payını almaya başladı. Bu alanda faaliyet gös- leren Alo Bilgi ve Alo Tel'e çok yakında birçok yeni kuruluşun eklenmesi bekleniyor. Oldukça önemli kârlar elde ettikleri ileri sürülen bu kuruluşlar, 1992 yılı- nın ilk 5 ayında 85 çekiüş dü- zenlediler. 1 lira = 20 gazete • Baştarafi I. Sayfada zündc Meclis bınası. Ankara Kalesi ve karasabanla çift süren bir köylü. arka yüzünde ise Ma- liye Bakanlığı binası bulunu- vordu. Üzerindeki yazılar eski Türkçeydi. Zamanın Maliye Bakanı Mustafa Abdülhalik Renda'nın imzasını taşıyordu. Nüfus kâğıdında "baba adı" bölümüneOsmanlı Bankası ya- zıldı. 1 TL, soylu bir aileden geli- yordu. Dedeleri. babası Os- manlı saraylannda yaşamış. büyük servetler yapmışü. An- cak, O'nun dedelerinden çok farklı bir yanı vardı. O. dedeleri gibi Osmanlı değil Türk Lirası"- ydı. Ailesinden aldığı serveti O da devam ettirivordu. Öyle ki, daha küçücük bir bebekken, herkes O'nun üstüne düşmüş. O'nu elde etmek için adeta sa- vaşır olmuşlardı. O zamanlar elinde 1 TL olan zengjn sayılır, O'nunla kilolarca et. zeytin, peynir ahnırdı. 1 TL'yle değil bir fıle, fıleler dolardı. yıhnda Türkiye Merkez Bankası'nın kurulmasıyla O da Osmanlı Bankası'ndan bu ban- kaya devredildi. Nüfus kâğıdı değiştirildi, "baba adı" bölümü- ne "TC Merkez Bankası" yazıl- dı. 4 yaşındayken kendisine sahip olanlar İstanbul'dan Trabzon'a gidiş- dönüş vapur bileti alabilivorlardı. O zaman- lar 1 okka yani 1383 gram ek- mek 16 kuruştu ve 1 TL'yle tam 8644 gram ekmek alınabıliyor- du. İlk kalp krizini çok küçük yaşta, 10 yaşındayken geçirdi. 1937 yıhnda "gümüş" madeni 1 TL dünyaya geldi. Bozuğunun çıkması kafasını fena halde bozmuştu. Bozukluk 1 TL'nin ceplerde kuruşlann yanına düş- mesı vaşamını altüst etti. Yine de O'nu teselli eden şey. doğan madeni paranın gümüş olma- sıydı. O zamanlar 1 TL karşılı- ğı'nda 3.7 kilo peynir. 18.8 kilo fjuğday alınıyordu. 1942 yıhnda. tam 15 yaşın- dayken buluğ çağına girdi. Bi- raz küçüldü, rengi değişti ve son biçimiui aldı. Türkiye Cumhu- riNetPnın son banknot 1 lirası- nın ön yüzünde İsmet İnönü'- nün portresi. arka yüzünde de Boğaziçi'nden bir görünüm vardı. Hâkim rengi mordu ve 60mmbo)unda. 135mmenin- deydi. Üzerindeki yazılar Türk- çeydi. Kemal Zaim Sunel ve Nedim Ersun imzalannı taşı- yordu. Bu zamandan sonra yaşamı- nın zor günleri başladı. Artık herkes 1 TL için savaşmıyor, O'nu elde etmek için uğraşmı- yordu. İtiban zedelenmiş, adeta kendisi yaşam savaşı verir ol- muştu. Nitekim 1947'de baş- Lira kayıp • Baştarafi I. Sayfada Cumhunyet döneminin en hızlıbanknot sürümü ise 1980- li \illarla birlikte başladı. 24 Ocak 1980de alınan ekono- mık icdbirler \e TL'nin dolar Lırşısında vüzde 100'e varan devalüasyonu. bu süreci hızlan- dırdı. 1980 sonrası neredeyse ıstisnasu olarak her yıl piyaşa- vavcnı bir banknot sürüldü. İlk dört sıfırlı banknotlarla da I980sonrasında 12Eylülasken rcjimi döneminde yüz yüze ge- lındi. I98rdcbastınlan'ilk5000 TL'nin ardından 25 Ekim I982'dc Ulusu hükümeti döne- minde ilk tertip 10.000 TL'lik banknot bastınldı. İkinci tertip 10.000 TL"\i ise hemcn iki yıl >onra. Özal hükümeti döne- minde baslırmak gerekti. Gerek 5000gerekse 10.000.1i- raların hükmü kısa sürdü. İlk döri sılirlı TL'yi başbakanlığı sirusındu bastırtan Turgut Ö/al. paranın hızla eri\ip git- nıcsi karşısında çoğalan yakın- malara " 10 bin lira büyük para- dır" \anıtını vcrmesinin üzerin- dcn çok acçmeden 20. ardında d.ı ^0 hın TL'lik banknollan vurduğu doktor, "Sen ölmüş- sön. Ancak 10 yıl daha yaşarsın" diyordu. Çok genç yaşta, 1947 yıhnda tedavülden çekildi. 10 yıl kadar bitkisel yaşama girdi. Ve 1957 yılında hayata gözleri- ni yumdu. Kısacası Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi para bi- rimi olan banknot 1 TL 1957 yıhnda kayboldu gitti... Artık banknot 1 TL yoktu. Aynı yıl gümüş madeni 1 TL de ortadan kalkü. Bu yıldan sonra melez mahdumlan bakır ve ni- kel olarak liramn soyımu sür- dürmeye çahştı. Madeni 1 TL'nin ömrü 1989 yılına kadar her gün biraz daha kötüleşerek devam etti. 1960 yı- hnda bakır ve nikelden Acmo- nital-52'ye dönüştü. Zamanla boyutlan da küçüldü. Aüm gü- cü azaldıkça azaldı. Önceleri O'nunla bir ekmek ancak ahnır oldu. Daha sonralan gücü çik- lete, kibrite bile yetmedi. Hele hele 1981 yıhnda alüminyuma dönüşünce hükmü hiç kalmadı. Hatta "Allah nzası için bir ek- mek parası" diyenler bile kabul etmez oldu. 1940'h yıllarda 1 TL'ye tam 20 adet gazete alınırken 1981 yı- hnda bir adet gazete almak için 10 tane 1 TL vermek gerekiyor- du. 1989 yılmda son madeni 1 TL'ler basıldı. Nohut büyüklü- ğündeki 1 TL'lerin bir tanesiyle hiçbir şey alınamıyordu. Ha- kemler yaa tura için havaya attıklannda yere düşmüyor, hafif bir rüzgârda uçup gidiyor- du. Bazı düğünlerde nikâh şe- kerlerinin yanında anı olarak verildiğine bile rastlandı. 1989 yılından sonra madeni 1 Türk Lirası da tamamen yaşama gözlerini kapadı, tarihe karıştı. Son 15 yıldır ise 1 Türk Li- rası'nın yeniden dırilişi yaşanı- yor. Ancak bu kez 1 TL'ler cüzdanlarda değil kadife kaplı koleksiyoncu kutulannda boy gösteriyor. 1927 yılında çıkartı- lan ilk kâğıt 1 Türk Lirası'nın bugünkü çil fıyatı 800 bin-1 milyon lira arasında değişiyor. Temizi 400-500 bin liradan, feul- lamhnışı ise 200 bin liradan me- raklısına ulaşıyor. 1942 >ılında çıkartılan mor 1 Türk Lirası'nın gıcırgıcınnın fı- yatı ise 300-400 bin lira arasın- da değişiyor. 1937 yıhnda darpedilençilçil madeni gümüş 1 TL'nin fiyatı 90 bin lira. temizfiyatıise 22 bin 500-40 bin lira arasında. 1957- de dökülen bakır-nikel 1 liralık da 2 bin-10 bin lira arasında de- ğişiyor. Alüminyum 1 liralıkla- nn ise hiçbir değeri yok. Sonuçta bugün 1 liraya 1 lira bile alınamıyor... Çünkü ka- yıp... basiırdı. 1988 yıhnın mayıs ayında ilk 20.000 TL'lik bank- noılann basılmasından tam bir yıl sonra bu kez 1989 yıhnın mayıs ayında ilk 50.000 TL'lik banknotlar piyasaya sürüldü. Bundan sonra 1991 yılında ANAP iktidannın sona erdiği, DYP-SHP koalisyon hüküme- tinin ise henüz kurulmadığı bir dönemde, 11 Kasım 1992 tari- hinde, ilk 100.000 TL dolaşıma cıktı. Önlem ahnmadığı. TL'nin eriyişinin önüne geçilmediği durumda bir tanesinin basımı için 150 lira harcanan 100.000 TLIık banknot da atası. Türki- ye Cumhuriyeti para birimi 1 TL'lik banknot gibi "tarih" ol- maya mahkûm görünüyor. Dafıası yüz binlik banknotlann tedavülde kalma süresinin bir TL'lik banknotlara göre daha çok kısa olması hiç de şaşırtıcı olmayacak. Hatta bu gidişle es- ki para ticareıiyle uğraşan bir nümizmalın "müjdesini" verdi- ği gibi 1 milyonluk banknotun piyasaya çıkması çok da uzak olmavabılır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear