28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10MAYIS1992PAZAR 8 PAZAR YAZILARI 'Aydın' diye avaretakımına denîliyor İngılızler. 'aydın'lann karşı kıyıda, özellıkle Fransa'da yaşayan tuhaf bir insan türü olduğu- nu düşünür Bu türdcn, kendi yassı adalannda da vardır elbette. Ama kamuoyu "aydın'a o ka- dar antipati duyar ki İngiliz aydınlan ortada gö- rünmez, sesleri çıkmaz, 15 kişinin ayıp olmasın diye okuduğu marjinal dergilere bir şeyler ya- zarlar o kadar. İngiltere'de avdın olarak tanınmak neredeyse ayıpür çünlnl. İngilizler'in yassı adas ile "Kıta Av- rupası" denilen karşı kı>ı arasındaki fark sadece tarihi bir jeolojik hatadan ibaret değil, aynı za- manda tarihi bir lcültürel hata, bir zihniyct ha- vası. Yassı adada aydın diye, entelektüel diye, para babası iie hava-civa üreten, hıçbir işe yarama- LONDRA EDtPEMtL ÖYMEN I •İngiliz yassı adasında 'aydınlığa' karşı bu I rüzgârlaresedursun, veliaht PrensCharles, tek başı- na 'aydın'lığı simgeliyor. Mimari mirasın harcan- maması, çevrenin korunması, doğal çevre ile insan yapısı ve çevre arasında uyum sağlanması, ileri tek4 nolojiye esir olunmaması gibi 'tuhaf fîkirleri var. yan. kimsenın kızını vermek istemediği. ortaya somut hiçbir ürün koymayan avare takımınu deniliyor. Pekiyı, fikir nasıl üreyecek? Bunun aşısı, şurubu, serumu, güllacı yok ki? Yassı ada- da üreyen fikir, hep işe vurgun fikirlerdir, ille pragmatik olacakıır, ille somut olacaktır. Yassı ada. aslında bilim adamlan ile ünlü, doklorlan. Nobel kazananlan ile de... Hatta bir zamanlar ünlü ve etkili fılozoflar da yetişmiş. Berkelay, Locke. Hume. Mill. Adam Smith gibı bü>ükler. Yalnız şurası kcsin: Thatcher dönemı ile iyıce yoğunlaşan "İşe yararsa ıyidır, yaramazsa kötü- dür" inancı ile karşılaşsaydı bu düşünürler. her- halde tam zamanlı aydın olmayı bırakıp ham- burgerci dükkânı açarlardı. ingiliz yassı adasında "aydınlığa" karşı bu rüzgârlar esedursun. veliaht Prens Charles. tek başına 'aydın'lığı simgeliyor. Mimari mirasın harcanmaması, çevrenin korunması, doğal çev- re ile insan yapısı ve çevre arasında uyum sağlan- ması. ilen teknolojinin doğallığı öldürmemesi. ileri teknolojiye esir olunmaması gibı "tuhaf fı- kirleri var. Ustelik bunlan ko^kmadan açıklı- yor.Herkesin para kazanıp köşeyi dönüp döne- mevenlere nanik yapnğj, altta kalanın üzerine basarak sınıf atladığı. Başbakan Major'ın "Artık sınıfsız bir ulus oluyoruz" direktifi uya- rınca herkes dirsek attı|ı yassı adada Prens Charles, her fırsatta alaya alınmayı levckkülle sıneyeçeken bir 19. yiizyıl aydını. Çocuklar için masal kitabı yazan, suluboya resim yapan, onanlması için para gcreken ka- tedrallere bağış kampanyası açan mütevazı bir aydın. Kral olduğunda da "aydın'lığını koruya- bilecek mi? Korutacaklar mı? Sosyal Demokrat vitrin değiştirdi • Danimarka Sosyal Demokrat Partisi'nin lideri, yapı- lan olağanüstü kongreyle değişti. Böylece sosyal demok- ratlar, koltuk kavgası nedeniyle uzağında kaldıklan "po- litika"ya tekrar dikkatlerini çevirdiler. Lider değişimi, sağ-sol tanımlamalannın muğlaklaştığı günümüzde, ki- şisel bir hesaplaşma sonucu gerçekleşti. Danimarkalı Sosyal Demokrat- lar nihayet başlan- nı koltuk kavga- sından kaldınppo- litikaya çevirebil- KOPENHAG diler. Ama genel başkanlannı de- ğiştirerek. Geçen afta sonu yapılan„ , olağanüstü kongre sonucu, bir süre önce İnö- nü'nün davetlisi olarak Türkiye'ye de gelen eski lider Svend Auken gıi- ti, yerine yardımcısı Poul Nyrup Rasmussen geldi. Koltuk kavgası oldukça gürültülü patırtılı geçti. Liderlik kavgasının sürdüğü bir ay ıçinde sosyal dcmokratlar hıçbir politik konuyla ilgilenemediler. Sosyal Demokrat Parti"deki ge- nel başkanhk kavgasının görünür- de hiçbir politik yanı yok. Zaten yeni lider Poul Nyrup Rasmussen. genel başkan yardımcısı olarak Auken'le birlikte partinin son yı- llardaki politikalannı belirleycn li- der kadro içinde bulunuyordu. Bütün sorun eski genel başkanın kişiliğiyle ilgıli tartışmaİardan çıktı. Auken, partiyi yönetme bıçi- minden dolayı sosyal demokratlar arasında hoşnutsuzluk yaratırken, •elur otmaz açıklamalanyla diğer 'pArtıferle ilişkilerde de güven bu- nalfmı dogurmuştu. 1982 yılından beri iktidara has- ret olan Sosyal Demokrat Parti. Auken liderliğınde tarihinin en ivi seçim sonuçlanndan birini elde etmesine rağmen seçim zaferinin iktidara dönüştürülemeyişi, sosyal demokrat kadrolar arasındaki hu- zursuzluğu iyıce arttırdı. Sosyal demokratlara iktidar kapısım aça- bilecek küçük mcrkez partilerinin. Auken lider olduğu sürece sosyal demokratlarla hükümet işbirliğine gitmeyeceklerini açıklamalan hoş- nutsuzluğa tuz biber ekerken, par- ti içindeki Auken karşıtlannın ekmeğine yağ sürdü ve parti içi muhalefet, adaylığını açıkladığı son dakikaya kadar Auken'e bağlılığını dile getirmiş olan Genel FERRUH YILMAZ Başkan Yar- dtmcısı Rasmus- sen'i adaylığa ikna etti. Liderlik krizi- nin tam da şu sıralarda ortaya ^ _ ^ _ < g _ _ _ çıkmasına, ış- ^™^™" 1 ™""~ başındaki sağ ko- alisyon hükümetinin ve başba- kanın. Tamii mültecilerinin aılele- rini yanlanna getirmelerinin yasa- lara aykın birşekildeengellendiği- nın ortaya çıkmasıyla patlak veren skandaldan dolayı sonbahar ay- lannda istifa edeceği beklentisi ne- den oldu. Liderlik knzinın güncel politik yanını bu gclişmc oluştu- ruyor. Genel başkanın değişme biçimi ise sosyal demokratlar açısından tarihi bir dönemeç oldu; çünkü Danimarka Sosyal Demokratlar Partisi'nin lideri parti tarihinde ilk kez birden fazla adayın yanştığı bir seçimle belirlendi. Şimdiye ka- dar sosyal demokrat liderler hep bir önceki lider tarafından belir- lenmişler ve kongrede tek aday olarak genel başkanlığa "atanmış, lardı". Eski genel başkanlar da politik miyadlarının dolduğuna karar vererek aynlmışlardı. Sosyal Demokrat Partfdekı bu geteneğin yıkılması. aslında genel olarak politik düzeydekı sağ-sol tanımlamasının ve parti politika- lannın sağ-sol tanımlamasına göre muğlaklaştığının ışaretçısi. Sıyasi mücadele. giderek parti program- lannın mücadelesı olmaktan çıkıp "vitrin" mücadelesıne dönüşüyor. Parti programmın ön planda oldu- ğu. akla karanın birbınndcn ko- layca aynldığı sıyasi ortamlarda. parti lıderinın kimliğirun o kadar önemi yoktu belki, ama şimdi vıt- nnın ön plana çıkmaya başladığı dönemde lıderin kim olduğu daha bir önem kazanıyor. Bu nedenle Sosyal Demokrat Partfnin ya- şadığı liderlik krizinde kişıliklerin vurgulanmasma belki de şaşma- malı. ACABA GERÇEK \1İ? - İngilizler kadar İngilttrc>i /i>aret cden turistler için de en ilgi çekici yerlcrden biri başkent Londra'daki \\ estminister Sara\ı'dır. Sara\'dan daha çok ilgi çeken ise, ilginc gi\sileri he>- kel gibi kıpırdamadan dunışlanyla ünlü kraliyet muhafizlan olur çoğunlukla. Atlı muhafızlann dıizen- lediği gösteriler de her zaman kalabalık bir izieyici kitlesi bulur. Küçük çocuklar için bu kıpırdama/ as- kerlerin kendi kurşun askerlerinin bir benzeri, 'ama daha bÜYÜğii' mü olduğu, yoksa gercek mi okJukları merakı gizemli bir bilmeceye dönüsür. Işte bu meraklı küçüklerden biri nöbctteki muhafızın önüne geç- tniş, tüm şirinliğiyle gülümsemiş, şakalaşmaya çalışnuş, ama boşuna. Muhafızda ne bir kıpırdama ne yumuşama. Yine de emin değil kuçük İngiliz. Acaba gerçek mi? (Fotoğraf: REUTER) Gençler,vatan hainliğinden zorkurtuldu ATÎNA Olay. bir grubun, Yu- nanistan"ın komşu ül- kelerinde yaşayan halk- larla savaş istemedik- lerini. halklann insan olduklannı, şovenizmin, " — " — ^ — milliyetçiliğin zararlı olduğunu, banş istediklerini sloganlar halinde yol ortasında pankartlarla ifade etmeleriydi... STELYO BERBERAKİS Yunanistan'dakı mahkeme- ler son zamanlarda da\a üsiü- ne davalara bakıyor. Siyasi cinayet. yolsuzluk, trafik. soy- gun gibı da\alann sonu gelmı- yor. Bunlann arasındu cn çok ilgiyı çeken duruşma. bundan bir ay önce meydana gelmiştı. Mah'kemc sıyasi içenkli bir da- \ayıgörüşüyordu. San;klar PASOK hükümel- leri dönemindc \olsuzluk yaptıklan gerekçesıyle yargıla- nan ha\a yollan. postanc. elcktrik kurumu gıbi kamu hizmetlerinde gcncl müdürlük yapan kişilerdı. Mahkeme sa- îonunu yüzlcrcc fanalik PA- SOK yanlısı doldurmuş; yargıç- ların alacağı kararı bekliyor- du. Yargılama süresinde ızleyı- cilerden müdahale. alkış, >u- halama gibı sesler geliyordu. Mahkeme, sanıklan suçlu bu- jup cezaevine sevk edılmelerını isleyince ortalık birdcnbire maç sahasına dönmüştü. Yar- gıçlara çakmak. bozuk para gibi cisimler yağmaya başla- mıştı. Sanıklar ısc karambol içinde fanatıkler tarafından kaçırılmış ve PASOK merkcz binasına götürülmüşlerdi. Nı- tekim mantık >olu seçılmış \e ^nıklar adalctın pençesine tes- limedilmişıi. Yunanlı yargıçlar bu olayla- ra artık meydan verilmcmcsı için mahkeme tüzüğünü değış- tirme>e karar \erirlcrken mah- keme salonlan başka ılgınç bir olay yaşavacaktı. Yargılanan dava. bu kez ge- çen yıl Patras kcntinde şiddctlı bir bombayla yanlışlıkla hava- ya uçurulan özel bir postanede 7 masum gcncın parçalanarak ölümüne yol açan trajık ola>la ilgili>di Yakalananevlemciler 8 Filisıinliydı \e o dönemde Köriez knzini protesto etmek amacı>la Ingıltere konsoloslu- ğunu hedcl" almışjardı. Ama bomba parçalanaraJc can veren eylemci bir Filistinlinin özel postanenin önünden geçtiği an patlamış ve olaniar olmuştu. Gözaltına alınan 8 Filistinli öğrcnanın davalan önceki gün başladı. Ama bunlardan biri vurtdışında bulunduğu için ılk günkü dava görüşulc- medı. Ali Cihad adlı Filisiınli genç. yurduna gitmek için Yu- nan makamlanndan ızm ıs- temişti ve dava gününde mut- laka geri döneceğine dair ver- diğı "söz" >a da "yemin" üze- rine bu izni almayı başar- mıştı... Cıhad gcrçckten dc sözündc duımuş ve dava günü Yuna- nıstan'a giriş vizcsini almak için Yunan konsolosluğuna baş\urmuştu. Ama Yunan konsolosluğu "adetlere uy- gun" bir bıçimde "şüpheli" gördüğü Filistinli gence vize vcrmeyi reddetti. Dava ise o gün görüşülemedi. Olay yeni bir bomba gibi patladı. Dışişle- n Bakanlığı derhal de\ reye gir- di \c Filistinli. yaka paça bu- lunduğu ülkcdcn Patras'taki mahkeme salonuna getirildı... Aynı günlerde başka bir dava ise Atina'da görüşülü- >ordu. Olay, bir grubun, Yu- nanistan'ın komşu ülkclcrindc yaşayan halklarla savaş ıslc- mediklerıni, bütün halklann insan olduklannı. şovenizmin vc milliyetçiliğin zararlı ol- duğunu, banş istediklerini slo- ganlar halinde yol ortasında yüksek ses ve yazılı pankartlar- la ifadc etmeleriydi... Suç olarak gösterilmcsı şaşkınlık yarattı. Üstclik bu gençlerin her birine yargılandık- lan mahkeme tarafından 12'- şer ay para> a çevrilebılenhapis cczası verildi. Oysa bu gibi da- valar cunta yılîannda görül- müyor muydu? Yunan adalcti- nc \e demokratık ilkelcre ne olmuştu birdcnbire? Yanıtı basil: Bu gençlcr Yunanistan'm Makcdonya Cumhuriyelinin adına karşı çıkması ve dolayısıyla bu cum- huriyetin AT tarafından tanın- masına engel olunması pro- testoedi>orlardı. "Bütün halk- lar kardeştir - Kendilerine Ma- kedon diyenler de öyle - Her halk istedıği gibi adlandınr kendisinl - Şovenliğe gerek yok" gibi sloganlar devleı mc- kanizmasını rahatsızctmişti. Gençler apar topar ilk önce karakola. daha sonra sorgu yargıcı önüne çıkanldı. Tabıi ki işkence görmediler. Ama olay yabancı gözlemciler tara- fından garipsenmişti doğal ola- rak. Gençlcr az kalsın vatan hainliği damgasını yiyecekler- ken imdatlarına TV kamera- ları vc radyo ıstasyonlan yetiş- tı. İlgıli makamlar olayla ilgılı bilgi vermek ıstcmiyordu. Ama gençler TV kameralan önünde niçin bağırdıklannı kamuoyuna anlatınca en azın- dan vatan hainliği damgasını yemekıen kurtuldular. say.n COGRAFYA ÖGRETMENLERI BU KİTAPLARIGÖRMEDEN KİTAP SEÇİMİ YAPMAYIN Coğrafya Öğretiminde Yenilik Dünya hızlı bir değişim içinde , ülkemiz hızia gelişiyor. Sovyetler Birliği ve Yugoslavya parçalandı. Coğrafya kitaplarınız bu bilgileri içeriyor mu? BugönekadarpekçokCoğrafya öğretmenininyetişmesine katkıda bulunan Prof. Dr. Erdo|an AKKÂN'ın OittokullariçinlvaarladıgıMilll Cografya 1 vc 2TalimveTctbiyc Kurulu'nun6.5.1992 ttrih, 142ve 147 sayılı kararlanyla 1992-1993 öğretim yılından itibaren 5 yıl süre ile DERS KİTABI olarakkabul edilrniştir. | Kitaplanmız: flllfPlm *l.hamD ıka&da4renkliofS etbasyıvel9ı28cm olarakbasıldı. * öğretim proparmdogrultusundaen yeni öğretim t Orjinal şekil, resimve haritalarla kolay anlaşılır halcgetirildL t Yurdumuzve dünya ileilgili en son değtşiklikler esasabnarakhazırlandL Milli Egltim Bakanhgının 7.5.1992 gün ve 3881 sayılı genelgeleri İle 1992-1993 ögretim yılında okutulacak ders kitaplarının seçimtnde dikkate ahnması duyurulmuştur. llot: Kitaplanmız Ortaokul ve tlkö|retlm okullarına gönderilmiştir. ÜNER YAYINL ARI Kazımkarabekir Cad. Sebzebahçelerl Sk. No: 103/2 Iskltler-ANKARA Tel: 342 45 45 (6 hat) Faz: 342 44 44 Marco Pololarm seks turîzmi ZÜRİH DOĞAN ABALIOGLU İÇt SEVDA DOLU YOLCULÜK Cahit Kdlebi 10.000 lira (KDV içinde) Çağdog Yayınlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul ödemeti göndCTÜmez. , GÖRÜLMÜŞTÜR tlhaaSdçBk 7. baa 11JM0 lirı (KDV içmde) Çafdaf Yayvüan Tarkocağt Cad. 39-41 C^oi^htanbuJ Bizim Evlıya Çelebi'nın Batılı benzeri Marco Polo dünyaca gezgınlerin başı diye anılıyor. Kıtaplarda halen 13. yüzyıl so- nunda Uzakdoğuya yaptığı yolculuk anlatılı>or O günkü koşullar göz önüne alınırsa küçüksenmeyccek bir başan. Tek bılınmeyen yan, ne kadar para harcadığı. 1864'te Zürih-Luzern demir- yolu işletmeye açıldığmda 3. sıruf bir bılet için 5.20 frank ödemek gerekıyormuş. Bu da o zaman işçisinin 20 saat çalışma- sı anlamına geliyormuş ki aynı yolu bu sürede yayan olarak al- mak olasıymış. 1912"deçalışan bir ailenin yıllık ıletışım gideri yalnızca 15 frankmış (yaklaşık 65 bın TL). Orta sınıf İsviçreli ise bundan 30 >ıl önce uçakla Avustralya'ya gidiş-gelişe 8 ay- lık kazancının tümünü vermesi gerekiyormuş. Oysa şimdi iyi bir yapıtın "prömiyer"ı için Pa- ris'e, Noel alış verişine Londra"- ya. saatlerin geri sayması nede- niyle uzun hafta sonu dinlence- sine New York'a gitme sorun bile değil.. Ve yanm aylık ka- zancı gözden çıkaran, 5 gününü Bangkok'ta geçırebiliyor. 1990"da yanm mılyar insan kendi ülkelerinin sınırlannı aş- mış ve 185 mılyar dolar Marco Polo'nun attığı gezgincilik ru- huna harcamış. Başka bir de- yişle turizm sektörü bu devi- nimle 8 mıl>on kışiye iş sağlı- yor. I800mil>ardolarlıkciro>- îa da küremizın en başta gelen endüstrisi konumunda. Ama bu ucuz kitle devınimleri salt sosyal üretimi değil. ozon deli- ğınden kuşaklar arası bağıntıya kadar her olayı da etkiliyor. Or- neğin Amerika Birleşık Devlet- leri'nde artık Florida ve Miamı yaşlılar 'getto'suna dönüştü. h- vıçreliler de Alp'lerin güneşe açık güney yamaçlanndan son- ra İspanyanın Akdeniz kıyıla- nnı emekliler cennetine çevin- yorlar. 1990 yılında turist diye ad- landırdığımız 6 milyoamodern Marco Polo. ufacık Tayland'a gıtmiş. 2 bin yıllannda bu savı katlanacakmış. Erkekler ço- ğunlukta olduğundan bu ülke- de artık sunu-istek denklemi bozulmaya başlamış. Yerli mallar cnternasyonal seks tu- rizmine yetişmediğinden ve açık gittikçe büyüdüğünden bu işin organizatörlen ağlannı Burma'ya. Laos'a. hatta güney Çın'e atmışlar. ne çıkarsa bahtı- mızaörneği. Değişik çızelgelere göre 200 ile 800 binı çocuk yaşta olan 2 mılyon Taylandlının geçimi. S. Freud'un gözetıminde bulun- masında favda sağlayacağı sa- nılan kişilerce karşılanıyormuş. 10"da bir AIDS taşıyan bu er- kek. kız yavrucaklar. 600 frank (yaklaşık 2.5 milyon TL) karşı- lığında köylerden devşirili>or- muş. Öylesıne ki hemen hemen her aileden pazarlanması ga>ct doğal sayıldığından, çocuğunu satmayanlara köyce kötü gözle bakılıyormuş. Dostoyevskı'nın. "Kişiler. uzaklıklann kısaldığını ve za- manın azaldığını sezinledikle- rinde yaşlılık başlar" deyışi salt bıreylere özgü. Oysa bu deyışın venleri tunzm için en geçerlı propaganda araçlan. Ve otur- mamış toplumlarda oluşan :>ek- törler madalyonun dığer ulanı- lacak yüzü. DEVLERİ NEVAAD EDİYOR? EN FAZLA IŞLEM HACMİNE SAHİP ŞİRKETLERİN PERFORMArSISLARI VE HEDEFLERİ ÜÇ AYLIK KÂRLAR FİYATLARA YANSIDI Mİ? • TÜRK BASININDA İLK DEFA: ZENCİ LİDERLER LOS ANGELES İSYANINI PANORAMAYA AKLATTI • SEÇİM ÖNCESİNDE TOBB'UN NABZI EREZ Mi, YIRCALI Mİ? • BULENT ECZACIBAŞI "İŞÇI, İŞVERENE KÂRINI AZALT DIYECEK' • DEVLET, BANKALARA 9 TRILYON FAİZ ODEDİ BOflSADA KÜÇÜK PARAYLA BÜYÜK OLMÂNIN YOLU • ÇELİK HALAT ÇUKUROVA ELEKTRiK AGSA, TOFAŞ, DÛKTAŞ HİSSELERİNİN GELECEĞI • ADANA ÇIMENÎO. AFYON ÇIMENTO SİMTEL HEKTAŞ SÖNMEZ FILAMENT HISSELERİNDEN HABERLER • TEKNİK ANALİZ ECZACIBAŞI YATIRIM MNORAMA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear