25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10MAYIS1992PAZAR 12 DIZI-YAZI Hitit, Roma, Bizans ve Selçuklu, kalelerle başını doruklarda tuttu, eteklerden gelen tehlikeleri önledi Bağmısızlığııı kalesi Toroslar Kaleler (3) Tarihin çeşitli dönemlerinde sayı- sız uygarlıklara kan veregelmiş, sayı- sız insan korkulanna kucak açmışur Toroslar. İnsanlar kendilerini gü- venlikte görmek, banş içinde yaşa- mak için ova ve düzlüklerden çok o sivri, aşılmaz doruklara sığınma ge- reğini duymuşiardır yıllarca. Çuku- rova ile Konya ovasındakilerden daha çok kale vardır Toroslar'da. İlk Hitit karasabanı, ova topraklann- dan önce Toros topraklanna girmiş- tir dcnilcbilir bu yüzden. Toros doruklan kuş uçumu birbir- lerine yirmişer. otuzar kilometre uzakhkta olmalanna karşın, birbir- lerini görürler. O doruklann üstleri- ne çıkan bir insan. doğusunu, batısı- nı, güneyini, kuzeyini, otuzbeş kırk t kilometre uzaklıktaki boğazJan, ge- çitleri, düzlükleri, kervan ve göç yol- lannı. avucunun içi gibi görebilir. İnsansoyu, kendini güvencede göre- bilmek uğruna düz, rahat topraklan, sulan bırakarak gitmiş, o sipsivri, ot bitmez, çakıl durmaz doruklann ba- şında yaşamaya zorlamıştır kendini. Gelebiîecek bir tehlikeyi, radarlaşn, telsizlerin, telefonlann, dürbünlerin olmadığı ortamlarda. kilometrelerce ötelerdeki doruklan elinde tutarak, onlan gözetleme kuleleri gibi kulla- narak, üstlerine yüksek, görkemli kaleler, hanlar, evler oturtarak gü- vencede görebilmiştir kendini ancak. "Baş etekten üstündür. Düşman baştan çok etekten gelir" şözü, o günlerden kalmış olsa gerektir. Etek her zaman baştan aşağjdadır. Dağla- nn eteklcrinden gelebiîecek düşma- nı, yaklaşan ordulan. kervanlan, göçleri gördüklerinde, kale üstlerin- de ateşler yakarak ateşi bir işaret ve haberleşme aracı gibi kullanarak ha- berdar ederlerdi birbirlerini nöbetçi- ler. Böylece başı, yani doruklan elle- rinde tutarak önlemeye çalışmışlar- dır tehlikeleri, yükseklerde olmanın verdiği rahatlıkla. Aşağıdan gelebiîecek tehlikeleri, yükseklerde olmanın verdiği rahat- lıkla. oklayıp, taşlar atıp yuvarlaya- rak yuvarladıklan taşlann da ya- maçlardaki öbür taşlan harekete gecirerek görülmemiş bir ta§ seliyle korurlardı kendilerini. O dönemler- de özgürlüğün. bağımsızlığın yollan o kalelerden geçerdi böylece. İnsan soyunun banşa ve güvenliğe ödediği fiyatın adıydı o kaleler. Kalelerin izi Hitit, Roma. Bizans veSelçuklu dö- nemlerinin izlerini taşır her kale. Kilometrelerce öteleri görebilmenin doruklan olduğu kadar uçurumlu ka- ya üstlerinde insan emeğinin görkemli birer anlatımıdırda o kaleler. Bilge ki- şinin "Her hayvan ne olduğunun izle- rini bırakır. Ama yalnızca insandır ki yarattıklannın izlerini bırakır" sözünü anımsamamak olanaksız buralarda. Yalnızca Gülek Boğazı ile Mut ilçesi arasında yer alan Orta Toroslar'da otuzdan fazla kale yer alır. 1500 metre ile 3000 metre yüksekliklerdeki doruk- lara oturtulan bu kalelerin pek azı sağlam kalabilmişse de çoğu, çeşitli depremler ve bakımsızlık yüzünden zamana yenik düşerek birer harabeye dönüşmüş durumda. Bu görünümleri ile kaleler gömütlüğü de denilebilir Toroslar'a. Yüzlerce yıldan beri sayısız kan, kı- şı, fırtınayı gördüklerine kuşku yok bu kalelerin. Korsanlan. eşkıyalan, sa- vaşçılan. aşiretleri. çobanlan, din Toroslar'da yaşayanlar, aşağıdan gelebiîecek tehlikeleri, yükseklerde olmanın verdiği rahatlıkla, ok fırlatıp, taşlar atıp yuvarlayarak, yuvarladıklan taşlann da yamaçlardaki öbür taşlan harekete gecirerek, görülmemiş bir taş seliyle korurlardı kendilerini. O dönemlerde özgürlüğün, bağımsızlığın yollan o kalelerden geçerdi. İnsan soyunun banşa ve güvenliğe ödediği fiyatın adıydı o kaleler. T O R O S L A R K A L E L E R Y Ö R Ü K L E R O S M A N S A H I N adamlannı. tutkunun büyük türkücü- sü Karacaoğlan ile direncin ve kavga- nın çığlığını atan Avşaroğlu Dada- loğlu'nuda... 'Dur orada' Aslanköy ile Tırtar köylerinin ara- sında yer alan soluk kesici Dümbelek Boğazı'ndan çıkıldığında "Dur ora- da!..' denmiş gibi insanın karşısına birdenbire çıkıverir karlı Bolkar Dağ- lan. Tek bir yöne, bakışa sığmayan büyüklükte, görkemli bir buzul ve ka- yalıklar azmanıdır Bolkarlar. İnsana verdiği sessizlik o denli muhteşem. o denli baştan cıkancıdır ki ne yapacağı- nı. ne yöne bakacağını bir süre bilemez olur insan. Bir kez bakıldığında kolay kolay bakışını geri vermez. görüntü- süyle sarhoş eder insanı. Aslanköy'ün üstünde birdenbire yükselerek 2800 metreyi bulan Teke- taşı doruğunun sırtlan çınlçıplaktır. Ne toz var. ne toprak. Yaz kış eserek kırbaç gibi vuran Bolkar rüzgârlan. toz, toprak bırakmamıştır orada. Bu- zul altından ycni çıkmışcasına yüzlen ustura agzı gibi keskin, tırtıklı taşlarla dolu doruğun üstüne. harçsız, sıvasız, kuru taşlardan yapılmış bir sürü kale, han ve kışla yıkıntılan hâlâ dururlar. Yüzlerce yıl öncesi oralarda oynaşan çocuklann, yün cğıren kadınlann. ata binen, kılıç sallayan, nöbet tutan as- kerlerin yerlerinde karakeven otlan bitiyor şimdı. Oralara yağan karlar kı- şın beş-altı metreyi bulmasına karşın, Teketaşı'nın doruğunda bir tek kar to- zuna rastlanmaz. Saatte hızı seksen. yüz kilometreyi aşan fırtmalar kar bı- rakmaz orada. Dağ keçileri, boynuzlu geyikler Eskiden sivri uçlannda dağ keçileri ile kangal boynuzlu geyikler tünediği için Tekataşı denilmiş adına. Teke- taşı'ndan bakıldıgında uçsuz bucaksız Hüyükdüzü, öbür adıyla Hüyükalanı ile karb Bolkarlar. güneye bakıldıgın- da 60 kilometre ötelerdeki Akdeniz'le Mersin'i, limanda bekleşen gemilerle dev buğday silosunu görebilir insan. Yine Aslanköyü'nü karşısına alan Gavur Kale ile doğudaki Kalegediği Kalesi'ni. oradan Asar Kalesi'ni, Asar Kale'den Gözne Kalesi'ni. Gözne'den Çandır Kalesi'ni. Çandır Kale'den Hebilli Kalesi'ni, Hebilli'den Tarsus ovasını denetleyen Kırmıl Kalesi'ni görebilir insan. Teketaşı doruğundan batıya bakıl- dıgında üstünde eski kilise ve han yıkıntılan bulunan başı ormanlı Küp- peş doruğu ile daha batıda 2700 metre yüksekliğindeki Yelkale'yi, Yelkale'- den Kızılgeçit Kalesi'ni. Kızılgeçit'ten Saklıkent ve Saraydınlı kalelerini. ora- dan da türkülenmizde adı geçen Silif- ke Kalesi ile Mut ilçesine tepeden bakan Mavga Kalesi'ni eörebılirsiniz. Görebilirsiniz de çok güçlü bir hay- ranlık ve bakma duygusu ileçepeçevre kuşatılırsınız. Yitmiş, gitmiş ören yerleri Toroslar'ın Ereğli ve Konya düzlü- ğüne bakanarka yüzünde ise Hititler"- den kalma İvnzkale ile ünlü Anmaşa harabeleri. Mindos ve Aydos kaleleri. Gülek Boğazı'nı denetleyen Namrun, Sinnap. Tanzit. Koçak ve Gülek kale- len. bunlann yanı sıra eski tabya. kervansaray ve han yıkıntılan göfüle- bilır. Aynca yitmiş gitmiş birçok ören yerleri. surlan. tapınak ve duvar kahn- tılan. ıssız kayalıklann yüzlerinde. güçlülüğün, verimliliğin simgesi boğa. aslan, çift başlı Selçuk kartalı. koç ve geyik desenli kabartmalan da... Medetsiz tepesinden sonra Bolkar- lar'ın ikinci büyük doruğu olan Mindos dağında bir zamanlar içinde katır ve deve kervanlannın konakladı- ğı üst üste oluşmuş mağara katlan bulunur. Aynı dağda Roma döneminden kal- ma dev bir kaya tapınağı ile yüzyüze geliverir insan. Tapmağın ıç duvarlan- na büyük bir ustalıkla kazınmış yazı- lar. desenler göze çarpar. Bir köşesine irili ufaklı odunlar yığılmıştır tapına- ğın. Ne ki o odunlann cinsleri. günü- müz tarihinin bilinen ağaçlanndan kesilmiş odunlan değildir. Yabani çi- lek ağacından kesilmiş, eı kırmızısında Mindos kalesinde yer alan Roma döneminden kalma bir kaya tapınağı. odunlardır onlar. Günümüzün To- rosu'nda o yabani çilek ağaçlannın bir tekine bile rastlayamazsın. Yüzlerce yıl öncesinden kesilip düzülmelerine karşın çürüme, kurtlanma. kabuk dökme falan da göremezsin hiç. Kup- kuru odunlar tıngır mıngır dururlar hâlâ orada. Define umudu O mağaralann doğal görünümleri. altın, gümüş. antik para \e heykel bu- labilme umuduyla kazılmış, balyoz ve kazmalarla paramparça edilerek bo- zulmuş durumda şimdi. Ot ve saman yığınlanyla dolu içleri aynca. Sorum- suzca yakılan ateşlerin dumanından simsiyah olmuş içleri. Yerli kaya üstle- rine oyulan sayısız lahit kapaklan da bu parçalanmadan payını almış ayn- ca. Tümü de birer açık hava müzesi sa- yılabilecek bu tarihi yerlere kimsenin saygısı kalmamış gibi. Düne yapılan saygısızhk bugünün ve yannın insanı- na da yapılan en büyük savgısızlıktır oysa. Kale taşlannın çoğu düşmüş vuvar- laıımış bugün. Çoğunu da yöre kö> lü- leri söküp taşıyarak kendi evlerinin yapımında kullanmışlar. Kale içleri ile çevresi kömür. kül. çanak. çömlek ar- tıklan ile dolu şimdi. Bazı çanak çömlek parçalannın üstlerinde, çanağı çömleği yapan ustanın parmak izlerini görmek olası. Çatlak duvar aralann- dan yaban otlan çıkıp fışkırmıs dışan. Çiçekli otlara anlar konup kalkıyor. Anlann pususuna yatan kertenkele- lcr. kale valnızlığının simgeleri sanki. Oda duvarlan Her kalenin içinde ufak oda duvar- lan yükseliyor. Yöre köylülerinin harç ve saman kanşımı çamurla sıvayıp yaptıklan ilkel. zevksiz. basit yer dam- lannın yanında. yüzlerce yıl öncesinin o duvar ustalığına şaşırmamak elde değil. O ıssız. yıkık dökük kale yıkıntı- larına bakıldıgında. tarihsel bir yolcu- luğa çıkıyor ruhu insarun. Yörelcn derin uçurumlar. suskun vadilerle kaplı dcnnliklcrde kurumuş gitmiş ak çakıl yığınlanndan oluşan eski nehir yataklan görünüyor. Bir zamanlann coşkulu su gürültüleri ile boğulan bi- rer nehir gömütlüğü de denilebilir oralara. Cocak Deresi'nde akla fıkre sığma- yan büyüklükte, tarih öncesinden kalma dev ormanlar vardır. Günümüz Toroslan'nın Amazonu ormanlar. Günümüz orman idaresi. kalelerin birçoğunu. olası orman yangınlannı görebilmek için gözetleme yerleri ola- rak kullanıyor bugün. Orman memur- lannın kaldığı ak çadırlar, kale doruklannda ufacık kar lekeleri gibi görünüyor karşıdan. 2. Dünya Sa- vaşı'nda, yaklaşan düşman uçaklannı birbirlerine haber vermek için yöre köylülerinin kale üstlerine ateşler yak- tıklan da bilinen. duyulan gerçekler arasında. SÜRECEK ABD'nin ulusal hedefi ve Türkiye'yc etkisi Bug ABD 0 1 ü 'd u n e y le n 0 pde eler p ? SEDAT tLHAN * ABD'de neler oluyor ve Türkiye'yi nasıl etkilemektedir? İç politik uğraşılanmız ve enflasyo- nun yan etkileriyle gündemi dolu tutu- lan toplumumuzun, başka ûlkelerde olanlarla tam olarak ilgilendirilebildi- ği söylenemez. Halbuki ABD ve onun birlik kurmaya calışüğı geleceğin Ku- zey Amerika Egemen Devletler Bir- liğı'nde (ABD, Kanada ve Meksika) olanlar ülkemizin çıkarlannı doğru- dan etkileyecek bir düzeyde gelişmek- tedir. Çok sayıda TV kanallannda yapılan yayınlann, basının ve diğer de- mokratik kurum ve kuruluşlann giri- şimlerinin ABD yönetirnini yönlendir- medeki önemli etkinlikleri, ahnacak kararlan ve gelecekte uygulanacak yöntemler konusundaki öğeleri belir- İemektedirler. Amerika ile ilişkilerinde Türkiye, daha çok bu öğelere dayanarak yapı- lan uygulamalann sonuçlan ile karşı- laşmakta ye yadırganarak tepki gös- termektedir. ABD demokratik yönte- minde (yasama/kongre, yürütme/baş- kanlık, yargı/yüksek mahkeme ve kamuoyu) tarüşılmış ve sonuçlanmış bu uygulamalara son aşamada karşı çıkmak olanaksızlaşmakta ve Türki- ye, bu devletle olan ilişkilerinde bekle- mediği uygulamalar ve değişmezlerle (Faits accomplis) karşılaşmaktadır. Bu nedenle Kuzey Amerika'da olanla- n, daha uygulama aşamasına gelme- den, demokratik yöntemin değişik kurum ve kuruluşlannda incelenerek kamuoyu oluşturulmaya calışılma aşamasındayken girişimlerde bulun- mak, Türkiye gibi Amerika çıkar uy- gulamalanna hedef ülkeler için bir zorunluluk olmaktadır. Ortadoğu'da olanlar ile ABD ulusal çıkarlanndaki yerini önemli bir düzeye çıkaran kuzey ve kuzeydoğusundaki gelişmeler kar- şısında da bu yeri pekiştiren Türkiye; Kuzey Amerika ile ilişkilerinde bu ül- kelerle iç içe olmak, oradaki gelişmele- ri daha tartışma aşamasındayken yakalayıp o gelişmeleri kendi çıkarlan yönünde bir uygulamaya dönüştür- mek için bütün olanaklanyla çaba göstennek durumundadır. Tûrkiye'ninyeri ABD Ulusal Hedefi: Ülke ve ülke dı- şındaki ulusal çıkarlan savunmak (de- fence), serbest yaünm ve ticareti bü- tün dünyaya yaymak (globalism) ve banşsever bir ortamda (Pax America- na) evrensel bir görüşle (Nevv World Order) halkının yaşam düzeyini yük- seltmek şeklinde özetlenebilir. Ulusal Çıkarlann öncelikieri: Ölüm/kahm (survival), yaşamsal (vital), temel (ma- jor) ve küçük (minor) olarak sıruflan- dınlmaktadır. Burada Türkiye'nin yeri öncelikle Ortadoğu ile birlikte dü- şünülmektedir. 1%3 yıhnda Küba'- daki eski SSCB yığınağı ölüm/kalım öncelikle nitelendirilirken II. Dünya Harbi ve Avrupa'run savunması ya- şamsal olarak benimsenebilmiştir. ABD, ulusal çıkarlannın bu öncelikle- re göre korunmasında ve ulusal hede- fıne ulaşma yolunda, ESAP (Ekono- mik, Sosyo-kültürel, Askeri ve Politik) güçlerinden oluşan Ulusal Gücünü bü- tün uluslararası girişimlerinde, PA- XAM (Pax Americana: Ulusal hedefe ulaşmada gereksinim duyulan banşse- ver ortamın sağlanması) araçlan ola- rak; dengeli. ilışkilı ve uyumlu bir şe- kilde kullanmak özelliğıni gösterebil- mektedir. tnandıncılık Bu ulusal çıkarlar ve hedefe dayalı bugünkü ABD dış politikasında, geç- mişe nazaran, yeniden canlanmaya başlayan içedönüklük (isolationism) tartışmalan dışında, dıştan bakıhnca bir değişiklik sezilememektedir. Güce ağırlık veren gerçekçi (realist) dış poli- tika görüşü ile insan haklan, çevre ve karşılıkü görüşmelere önem veren ül- kücü (idealist) görüşler, sırasıyla Cumhuriyetçiler ve Demokratlar ara- sında paylaşılmakta ve çıkarcılık (ego- ism) ortak temeli oluşturmaktadır. Ancak dışpolitikasmdakı insan hakla- n, çevrecilik ve demokratik yönteme önem verir gözükürken inandıncı ola- mamaktadır. Çıkarabğm etkisiyle ABD; yanında çalıştığı erkeğin kansı ile ilişki kuran bir insanın cami önün- de başını kılıçla gövdesinden ayıran, kadını ise toprağa gömerek taşlayan ve hanedanı dışında hiç kimseye hak tanımayan, Avrupa'run karanbk çağı- nın günümuzdeki benzeri totaüter re- jimlerle sıkı işbirliği yapabilmekte, çevreyi en çok kırleten ülkelerden biri- si olma durumunu sürdürmekte, insan hakJannda çifte standart uygulamak- ta ve uluslararası kurallan çiğneyebil- mektedir. Bütün uğraşılarda ulusal çıkar ve hedefın temelini oluşturan çı- karcılık önemli rol oynamaktadır. Amerika uygulamada temel dışpoliti- ka kuramlannın, gerçekçi ve ülkücü görüşün dışına çıkmaktadır. Yayılımcılık ABD ulusal hedefınin yayılıma (im- perialist) özelliği, dünyarun en çok borçlu ülkesi olmasına ve karşıtlan Avrupa Topluluğu (AT) ve Japonya ile ticaretinde önemli sıkıntılarla karşı- laşmasına rağmen bu ülkeyi içedönük- lülükten uzaklaştırmakta, karşıtlany- la yanşabilmek için komşulanyla Kuzey Amerika Birliği'ni kurmaya yönlendirmekte ve uluslararası tica- rette engellenn kaldınlması (GATT) görüşünün savunuculuğunu yapmaya zorlamaktadır. Ulusal cıkarlannı koruyarak ulusal hedefıne ulaşma yolunda (Ulusal Gü- verılik Politikasında) ABD'nin uygu- layacağı ulusal yöntem (strateji), so- ğuk harbin sona ermesiyle yeni bir şekil almıştır. Ulusal gücünün yayı- lımcı özelliğine en büyük engeli oluştu- ran sosyalist yönetimleri etkisizleştir- mek için II. Dünya Harbinden sonra ESAP güçlerinin bütününü kullanan ABD; SSCB'yi yıkmış, ancak kendisi de yıpranarak harbin askeri kaybede- ni. fakat ekonomik galibi Japonya ve Almanya karşısında süpergüç duru- mundan karşıtlan gibi bir Büyük Güç (Major Povver) düzeyine düşmüştür. ESAP güçlerinden oluşan ulusal gü- cün askeri olanı hariç diğerlerinde (ESP) ABD; büyük bir değişim, gerile- me ve bazı yönleriyle de bir çöküntü içindedir. Askeri gücü ile baskı alünda tuttuğu AT ve Japonya'ya karşı üstün durumunu korurken diğer yönden bu gücün masraflanyla da daha çok güç- süzleşmekte ve bir ikilem (dilemma) içine sürüklenmektedir. Bu durum ABD'yi, ister istemez, askeri güce da- yalı, ulusal çıkar ve hedefleriyle uyym sağlayabilecek bir dış poütika arayışı içine sokmuştur. Tarih tekerrür etmiş; Roma, Bizans, Avusturya-Macaris- tan, Osmanlı ve Britanya imparator- luklannın gerileme dönemlerinde za- yıflayan ESP güçlerini geliştirmek için gereksinim duyduklan banş ortamını sağlayacak zoraki banş uygulaması Pax Romanıa'yı bu defa ABD, PA- XAM-Pax Americana ile uygular ol- muştur. Soğuk harbin yıpratüklannı yenilemek ve eski gücünü tekrar ka- zanmak için ABD'nin banş ortamına gereksinimi vardır. Bunu sağlamak için bir yandan ikili ve çok yönlü gö- rüşmeleri (SALJ, START, MBFR, CSCE vb) sürdürürken diğer yönden Panama, Guatemala, Libya, Körfez olaylannda olduğu gibi askeri gücünü PAXAM araa olarak acımasızca kul- lanmış ve Ortadoğu, Kıbns vb anlaş- mazlıklarda uluslararası banş girişim- lerinin önderüğini yapmaya çahşmış- ür. Bütün bu çabalan ABD'nin ulusal çıkarlan ve hedefıne uyum sağlayacak zoraki banş ortamının sağlanması için PAXAM araçlannın kullanılması ola- rak niteliyebilıriz. Çıkarlan bu uygula- mayla uyum sağlayan ülkelerin kaülı- mıru banş adı alünda daha kolaylıkl elde edilebilmiştir. PAXAM hedefi ~ PAXAM uygulaması karşısında Türkiye'nin konumu. birçok etnik gruplann girişimlerine yer veren ABD dış politikasında, önemli bir yer tut- maktadır. Grek, Ermeni ve Musevi etnik gruplann toplum içinde ve poli- tikadaki etkinlikleri; Grekya, Erme- nistan ile komşu ve İsrail ile Ortadoğu sorunlannı paylaşan Türkiye'yi, ABD dış politikasının PAXAM hedefi hali- ne getirebilmektedir. Bu durum Tür- kiye'nin daha uzunca bir süre dış poli- tikasında ABD'ye verdiği yeri koruma durumunda olacağıru belirlemektedir. ESP güçlerini geliştirmek zorunlulu- ğunda olan bu askeri devin nasıl kont- rol edileceği, E ve S güçleri çok geliş- miş, A ve P güçlerini geuştirme yolun- daki Japonya ve Almanya'ya karşı ilişkilerinin ne şekil alacağı, diğer ülke- lerin de temel dış politika sorununu oluşturmaktadır. * Emekli General Sedat Uhan D.E. Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ulusla- rarası İlişkiler öğretim Rörevlisidir. SLRECEK ı ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Alaysama... Torbalı Belediye Başkanı Ertan Ünver, yeni oluşturul- mak istenen eski CHP ile ilgili önerilerini sıraladı. - Aman, dedim anlat! Bir yandan notlar alıyorum... - CHP tüzüğü kuruluş çalışmaları başlarken genel ba%- kanlık on adet olmalı! Tabii, on da koltuk bulunmalı! Parti- de büyük bir servet var; yalan makinesi alınmalı, bol mik- tarda sodyum pentatol depo edilmeli! Sodyum pentatol kullanmadan, yalan makinesi sonuç vermiyor. - Eee, sonra? - Zararlılara karşı bir miktar haşere ilacı bulunmalı; CHP'nin oklarına ikişer ikişer domat, kedi, güvercin takıl- malı! Parti başanlı olmak istiyorsa bunlar olmalı. Bunlar olmadan olamaz. 1976-1980 arası CHP tarihiyle, 1982-1992 arası demokra- tik sol ve sosyal demokrasi tarihi, partinin birinci ve ikinci anayasaları olmalı. Bu çok önemli! 1976-1980 arasındaki CHP tarihini herkes okumaiı! 1982-1992 arası da ihtilal, 12 Eylül "Zibidilik tarihi" olarak geçiyor. Bunlar, ikinci, birinci anayasamız olmalı! Her genel başkanlık için birer psikote- rapist yani ruh tedavicisi bulunmalı... - Ruhsal sağaltımcı, ruh sağını olmalı diyorsun! - Olmalı! Tarafsız, yeminli, noterli uzman bulunmalı. Böyle, Hipokrat falan yetmez! -Sonra... - Sonra son beş-on yıldır solun, insanlığm dünyada düş- tüğü halden söz edenler, yukarıda sözünü ettiğim haşere ilaçlarıyla hemen "ifna" edilmeli! - Yok edilmeli, demek istiyorsun? - "Yok" değil, ifna! "Yok" hemen anlaşılır! -"Fani" olmalı! - "Fani" olmaz, o da anlaşılır. "Fani dünya"yı herkes bi- lir. Sonra bol miktarda "yaş peştemal" bulunmalı. Yaş peştemal nedir biliyor musunuz? - Peştemal, peştemal. - Peştemal başka, bu yaş peştemal! Yaş peştemal, sıkıcı insanlar için kullanılır. Yaş peştemal ve buna benzer mad- deler gibi olan insanlar, sürekli olarak aday gösterilmeli genel başkanlığa. Sürekli yaş peştemal olacak ki yararlı olsun! Sonra partinin solla, halkla, toplumla falan gibi so- runlarlailgisi olmadığı tüzüktebelirtilmeli. ilk olarak kişile- rin, bireysel sapmaların, tatmin odaklarınm yerinin bu parti olduğu açıkça yazılmalı. Halkla, malkla filan ilişkili bir olay değil bu ha' denmeli! - Başka? - SHP'de umut bulamayan, milletvekili olamayan dalabi- lir; DSP'yle gitmeyeceğini, kedilerle, güvercinlerle bu işin olamayacağını bilen dalabilir. Oyle bir çorba olmalı ki bu, içinde halktan başka her şey bulunmalı. Tüzükte bu da ol- malı: "Halktan, halkın sorunlarından başka her şey bulu- nabilir" diye bir madde olmalı. Işte, benim hazırladığım öneriler paketinin özü bu. - Bununla ne yapmak istiyorsun? - Ben ironi yapıyorum. Sanatların en çılgınlarından birt- dir ironi! "Hiciv" yani taşlama kolay, onu herkes yapar! "Ironie" Fransızca, Tahsin Saraç, "Fransızca-Türkçe" sözlüğünde "ironie" karşılığında şöyle diyor. "Düşündü- ğünü, alay amacıyla tersine bir anlatımla söyleme, alaysı- lama; tersiyle alay, tersinleme." Emin özdemir, kitaplarında sözcüğü "alaysama" olarak kullanmış. Batı dilleri sözcüklerine karşılıklar ararken eski TÖK'da, Salah Birsel'le Emin özdemir "ironie" karşılığı, alaysamayı tartışarak bulmuşlar. Buna bir örnek, sinek gi- bi bir adam karşıdan gelirken "Bizim pehlivan geliyor" demek gibi. Torbalı'da boşuna "gülmece şenlikleri" düzenlenmiyor. Halil Efe'den söz etmiştim, o öldü ama, Arabacı Ramazan "Ermo" yaşıyor. Ertan Ünver'e göre Ermo, yalnız kalma- nın keyfini sürüyormuş. Torbalı şenliklerinir, bu yılki konusu "Gülmece ve Siya- set" olacakmış. Bu ytl kesinlikle, Süleyman Bey, Erdal Bey, Necmettin Hoca, Bülent Bey olmalı mı ne? Kenan Bey de yakın, Marmaris'te, o da gelirse tamam olur! Torbalı'- nın dört gediklisi var: Ahmet-Reha Isvan, Jülide Gülizar bir de ben; zaten kambersiz düğün olmaz hani! CHP'nin oluşumuyla ilgili olarak Hinthorozu Erdal Bey'- le konuşuyorum, ne soracağımı bilemiyorum, elime diken batmış gibi: - Sen keyfine bak mı ne diyor? işi başlatan Hinthorozu Erdal Bey, gelgelelim, altından sandalyesi çekilmek istenen de o. Son zamanlarda, ne güzel konuşmayada başlamıştj. • • * Bugün, Aliağa'da bayram var; Çevre Şenliği düzenledi Aliağa Belediye Başkanı Hakkı Ülkü. Aliağa'daki şenliğe, Prof. Yakup Kepenek, Yunanistan Komünist Partisi'nden Panos Trigazis katılacaklar. Panos Trigazis, Midilli'den, önce Dikili'ye geçecek, Dikili'den Aliağa'ya gelecek. Panos Trigazis, Greklerin barış giri- şimlerinde ön sırada yer alan öncülerinden biri. Ankara'- da Sosyalist Birlik Partisi kurultayına katılmıştı. Kurultay'- dan sonra Kuzey Kıbrıs'tan gelen CTP Genel Başkanı Özker Özgür, genel yazman Ferdi Sabit Soyer, dış ilişkiler yazmanı Fadıl Çağda ile Panos Trigazis, Yakup Kepenek- lerin evinde bir arada olduk; yemek yedik. Kuzey Kıbrıs'- tan gelen politikacılarla Yunanlı Komünist Panos'un bir arada söyleşileri ilginç oldu. Panos Trigazis, Kıbrıs soru- nunun çözümü konusunda bana pek iyimser görünmedi. Aliağa Şenliği'nde sanatçılar, bu arada Hale Gür, llhan İrem, Arif Kemal da olacaklarmış; katılacaklar arasında Yüksel Çakmur, Bakırçay Belediyeler Birliği başkanları, Muzaffer izgü, Oktay Ekinci, Hidayet Karakuş, Hüseyin Yurttaş, Alpaslan Berktay, Kriton Curi de var. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Tek tek resimle- ri ya da hareketsiz cisimleri gösterim sırasında hareket duygusu verebile- cek biçimde düzen- leme ve filme ak- tanna işi. 2/ Ege bölgesinde bir göl... Bir tur kılıç. 3/Üzgü...Yeniçık- maya başlamış ekin. 4/ Kalsiyu- mun simgesi... Bahçe ya da açık ağıl etrafındaki çit. 5/ Enerji... Bir yerde biriken sıvı- lan dışanya akıtmakta kullanılan oluk ya da boru. 6/ Hakka uygun... Kuzu sesi. 7/ Yurdumuzda turistik bir göl... Ok. 8/ Mevlevi ayini... ln- ciçiçeği. 9/ Görünümleri çarpıtıl- mış grafik bir yapıtın ya da bir res- min tümü ya da bir bölümü. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Al- fabe... Üstün bir yetkinin gücünü simgeleyen değnek. 2/ Bakış... Ol- ta ya da tuzağa konulan yem. 3/ Bir işi yerine getirme... Afri- ka'da yaşayan bir antilop. 4/ Su... Kötülüğü ile dillere düsen. 5/ Bir nota... Köpek. 6/ Gebeliğİ önlemek için dölyatagına ko- nulan sarmal biçiminde arac... Ingilizce 'bay* sözcüğünün kı- sa yazüışı. 7/ Geniş çatlak... Hafıf ve gözenekli bir çökelti ta- şı. 8/ Ispanyollann sevinç ünlemi... Spor yanşmalannda se- yircileri coşturan kimse. 9/ Çoğu âşık usandınr... Asıl yemekten sayümayan yiyeceklere verüen ad. _
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear