22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketı adına Berin Nadi • Yazı Işleri Mudurleri: Füsun Özbilgen (Sorumlu), Celal Başlangıç • Yazı Işleri Mudur Yardımcısı: Salim Alpaslan • Sa>fa Duzenı Yönetmenı: Ali Acar • Adana Temsilcisi: Cetin Yigenoğlu tç Politika: Mehmct Tezkan Istanbul Haberleri: Ş*n»y Kalkan, Ekonomi: M««l T»m*r, Dış Haberler: Ergun BaJcı. Kültur: Murşil Balabanlıtar, Spor: Abdülltadir Yucelman, Makaleler. Sami Karaören, Du- zeltme- Abduliah Vaacı • Koordınatör: Ahmet Korulsan • Maü Işler: Erol Erkut • Muhasebe: Bulenı Yeoer • Butçe-Planlama: S«vgi Osmanbeşcoglu • Reklam: Ayş« Torun • Idare: Hustyin Gn- rer • İşletme: Önder Çelik • Biigi-lşlem: Nail Inal • Personel: Sevgi Bostancıoglu Baanı vt Yaycn Cumhunycı Maıbaaahk vc dmccilik T.A-Ş TOrkocaiı Cad. 39/41 CMfioVa M334 Isl PK 246 lsıanbul lil 512 05 05 (20 hal>. Tde*. 22246. Fa. (1) 52* 60 72 • Bdrotor \akiii: Zıya Ookalp Blv Inkılap S. No. 19/4. Tel- U3 II 41-47. Tekx. 42344, Faı: (4) 133 05 65 • Umir. H Zıya Bh 1352 S. 2/3. Tel: 13 12 30. TOa. 52359. ?VL (51) 19 53 60 • M K Inömı Cad 119 & No- 1 Kn 1. Td: 19 37 52 (4 hal). TMra 62155, FM: (71) 19 25 7» TAKVİM 13 NİSAN 1992 Imsak.4 50 Guneş: 6.22 Öğle. 13 09 Ikındı: 16.51 Akşam: 19.47 Ydtsı:21.11 Japon temizliği • ANKA (Ankara) - Kamuoyunun hedcfı halınegclcn Aliağa Termik Santralının çevreye verdiği za rarın önlenmesi için bir Japon firması hükümcic başvurdu. Çev re kirliliğine yol açan santrallara antmu sisicmi kurmakla iinlü bir Japon firması. geçen günlcrdeÇevre Bakanı Doğancan Akyürek ile bırlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ersin Faralyalı'ya bircrmektupgöndcrdi. Akyürek \e Faralyalı'nın BakanlarKurulu loplantısmdadagündcmegetirdikleri öncridc Japon fırma. Aliağa Termik Santralfnaantma sistcmi kurmavı \c böylclikle lzmir"dc orlaya çikan hava kirliliğinin önlcnmesini öncriyor. Bakanlar Kurulu üyclerinınfirmanın önerisine sıcak baktiklan bildirildı. Faralyalı. konuya ılişkin soru> u yanıtlarkcn karşılıklı görüşmelerin başladığını. kısa birsürciçindcfırmanın önensinin yamtlanacağını bildirdi. Yasağateşekkür • ANKA(İsıanbul)-Türkiye Kanscrlc Savaş Vakfıve Türk Kanscr Derneği (TK D). sigara yasağı uygulanan kuruiuşlarla, sigaraya karşi savaşan bazı kişilcrc tcşckkürşilti verccck. Türk Kanscr, Dcrneği Sosyal Komitc Başkanı BctülGorbon'danalınanbilgiyc göre TKD vc Türkiye Kanscrle Savaş Vakfı yönetim kurıülan. kanserle mücadcledc gösterdikleri çabalar nedeniylc bazı kişi vc kuruluşlara tesckkürşiltıverrncyikararlaşiırdı. 17 Nisan 1992 tarihindcdüzenlcnccck bir lörenleşiltlersahiplcrini bulacak. Sıcak mekânlar • AA(Ankara)-KültürBakanlığı. kütüphanclcri. "soğuk ve rcsmi yüzlü merkczlcr" görünümünden kurtaımak için birdiziçalışma başlattı. Kütüphanclcre Batıdakı "Public Library" görünlüsü vermcyi amaçlayan çalısma. tüm kütüphanelcrekimlik göstcrmcden ve ön koşul aranmadan hcrkesin girebılmcsini öngörüy or. KüıüphanclcrGcncl Müdürü Prof. DT. Tülcn Sağlamtunç. pılot bölgc olarak Ankara Ycnimahallc vcOran kentindcki halk kütüphanclcnndc başlatılacak uygulamanın daha sonra lüm Türkiye çapında yaygınlaştınlacağını belirlü. Miting ertelendi • CUMHlRİYET(İzmir)-"Siyanürlü Altına Hayır" mitingi yağmur nedeniylc ertelendi. BcrgamaOvacık köyündc planlanan allın madcni işletmcciliğinde uygulanacak tcknolojiyi vealtının aynşlınlmasındasiyanürkullanımını protesloetmek. planlanan projcnin çcvre vc insan sağlığı uçısından yaratacağı tchlikclerigündemcgclirmckamacıyla dûzenlcncn muıngin yağış ncdenıv le crtelendiği açıklandı. Bergama'da allın projesinin bu biçimiyle gcrcckleşiirilmcmcsi gcrckliği görüşünü savunan Bakırçaj Bclediyclcr Birliği larafından dûzenlcncn mitingin önümüzdeki günlerdcyapılacağını bclirtcn yetkilılcr. miting larihinin dah.ı sonra acıklanacağını vurguladılar. Habepleşmede standart • Cl MHL RİYET(DenizK)- Ulaştırma Bakanlığj. habcrleşmc hızmcılcrinin daha scri yürülülebılmesi için Türk Slandartlar Enslilüsü'nün öncrisi üzerine poslayla göndcrilcn zarf. kart vc yanşma kâğıtlanna standart gctirdi. Rcsmi Gazctc'deyayımlanankararagöre habcı lcşmedcki slandartlar. I yıl sonra ürctimvcsatışaşamasında/orunlu olarak uygulanacak. Bakanlık. sıandartın. posiada vediğcryazışma ıle habcrleşmc amaçları için kullanılan zarflar. kartlanyapılmışkartlarvczarfsız postalanabilcn yazışma kâğıtlannı kapsadığını. özcl amaçlı ıcbrik vc davetiyczarflannı vcdüşük gramajlı özcl uçak zarflannı kapsamadığını duy urdu. Kristal Elma İstanbul HaberSenisi- Reklamcılar DerneğTnin buyı!4. kczgerçckleştırilen "1991 Türkiye Reklam Ödüllcri Yanşmasfsonuçlandı.Ödüllerdüngccc Hilton C'onv cntıon Ccnter'da düzenlcnen "Kristal Elma Balosu"nda sahiplerincdağıtıldı. Reklam. medva ve iş dünyasından çok sayıda dav ctlınin kalıldığı ödül töreninde ay nca "The Tempiations" da bir konser v crdi. Yanşmaya basın, tclevizyon vcaçıkhava dallannda toplam 345escrkatıldı. Kristal Elma Balosugecegeçsaatlerc kadarsürdü. Kumullanmız bozuluyor • AA(İzmir)-Türkiye'dckumıılIann • (kumsallann) hcnüzekolojik birdeğer olarak kabul edilmediği vc hızla sürcn kıyı tahribi içindc yok olup gittiği bclirtildi. Doğal Hayalı Koruma Dcrneği (DHKD)yayını olan "Kelaynak'ta yer alanbiraraştırmada. Türkiye'dcde kumulsisiemlerini koruma bilincinin gelişmesi gerekıiği vurgulandı. Kumullann. doğada görülcn cn dinamik yapılardan biri olduğu belirtilcn araştırmada. şugörüşlere yer vcrildı: "Kumullar. sürckli değişim gcçirirlcr. Jeomorfolojik veekolojik özellikleriylc çeşitli kurak vesulak alan ortamları meydana getirirler. Kumullar. akarsu deltalan, lagün. haliç vc tuzlalann varlığı için gereklidir. Deniz kaplumbağalan. fok balıklan vcpek çok kuş türü. yalnı? kıyı şeridinde bulunan \ e ncsli tükenmc ıchlikesi alundaki bitkı ve hayvan türlerinin korunması açısındanda yaşamsal öncm taşır." Alman yönetmen Dietl, Stern dergisinin başına patlayan Hitler'in günlükleri skandalını Schtonk (Büyük Rezalet) adıyla fılme çekti HMer'denStern'euzanankomediDtLEK ZAPTÇIOĞLU (Berün) - Dünya basın tarihinin en büyük skan- dallanndan biri, 198Jte Alman "Stern" dergisinin başına patlamıştı. Hitler'in günlüklerini yayımlamaya başlayan dergi, belgelerin sahte olduğu anlaşıldıktan sonra bütün saygınhğını ve inandırıcılığını yittr- mişti. Alman yönetmen Helmut Dietl, Hitler'in sahte günlükleriyle ilgili basın olaymı "Schtonk" adlı fılminde ele aldı; Almanlan ve "Führerleri"ni konu alan şahane bir komediye dönüştürdü. 1945 yılı nisan ayı: Berlin üzenndekı gökyüzü, ucaksavarlann ateşleriyle ve ya- nan kentin alevleriyle ışıl ışıl. Berlin düşü- yor; savaş. sonuna yaklaşıyor. Askerler bir yeralu sığınağından iki ceset çıkanyor- lar. Bir bombadan aria kalan çukura atı- yorlar. Projektörün ışığında cesetler görü- yor ve teşhis ediyoruz. Adolf Hitler ve intihar etmeden hemen önce evlendigi ka- nsı Eva Braun. Askcr. birkibritçakıyorve eğilip Hitler'in ceketini tutuşturmaya çalı- şıyor. Nafıle... Ceset tutuşmuyor: "'Führer yanmıyor efendim!"" Askerin amiri SS su- bayı. savaş bittiği için üruformasını çıka- np kravatını bağladıktan sonra bir bidon benzini Hiller'le Eva Braun'un üzerine döküyor. Cesetlerden çıkan alevler Ber- lin'in gökyüzüne kanşıyor. "Schtonk" işte böyle başlıyor. Schtonk ya da Türkçe okunuşuyla Ştonk ne de- mek? Charlie Chaplin, dâhiyane fllmi "Büvük Diktatör"dc Adolf Hitler'i taklit ederken bir söylev çeker. Söylev. kulağa Almanca gelen, aslında anlamsız kelımc- lerden oluşur. İçınde bol bol "ingen", "an- gen". "ayn" gibı hecelenn geçtiği bu sözü- mona Almanca anlamsız söylevın sonun- da Şarlo haykınr: "Schtonk! Schtonk! Schtonk!'" Schtonk'un bir kelime anlamı da vardır: İbranicedir ve "büyük rezalet" demektir. Ama "Ştonk" kelimesi Charlie Chaplin için Almancanın en çirkin ve ku- lak. tırmalayıcı yanının kısa yoldan ifadesi- dir. "Schtonk" ile doruğa uîaşan anlamsız söylev. Hitler'in mılyonlarca kişiyi ölüme sürükleyen trajik yanını gülünçleştirir ve saçmalığını vurgular. "Schtonk". aslında komedi türünde ba- şanlı olamayan Alman sinemasının yarat- tığı en usta İcomedilerden biri. Konusu ise Stern dergisi, sahte Hitler günlükleri ve bu günlüklerin yarattığı sansasyon. Hitler'in sahte günlükleri, profesyonel bir uçkâğıiçi olan Konrad Kujau tarafın- dan yazılmış, Gerd Heidcmann adlı mu- habir tarafından Stern dergisine getirilmiş ve dergiye tam 12 mılyon marka malol- muştu. Filmin yönetmeni Dietl, günlükler bağlamında Hitler döneminin Alman top- lumunun büyük kesiminde yarattığı ve hâlâ süren yan suçluluk ve yan saygıyla kanşık çelişik duygulan düşündürücü bir yaklaçımla beyazperdeye aktanyor. Film- de. derginin sahibi liberal. "doktor" un- vanlı genç yönetici günlükleri eline alınca,' "Führer yazrruş" diyor, "bu satırlan oku- mak ne müthiş bir duygu!" Filmde. Almanya'da hâlâ Hitler döne- mine nostaljiyle bakan bir kesimin var olduğunu görüyoruz. Bunlardan biri de Stern muhabiri Gerd Heidemann'ın ken- disidir. Günlükleri Stern"e getiren muha- bir Heidemann, mesleği icabı uzun süredir eski Nazilerle ve Hitler dönemiyle ilgile- nir. Mesleki ilgi zamanla Hitler nostaljisi- nedönüşür. Heidemann, günlükler ortaya çıkmadan on yıl önce, Hitler'ın sağ kolu Hermann Göring'in eski yatı "Carin H"yi satın almış ve hurdaya çıkmaktan kurtar- mıştır. Göring'in yatında eski Nazilerle tuıluşur. konuşmalan teybe alır ve kitap haline getirmeyi planlar. Gazeteci, eski Nazilerle düşüp kalktık- ça. o dönemi ve Hitler'i yücelten çeyreye de girer. Almanya'da, Amerika'da. İngil- tere'de faşizmin aktörlerinden arta kalan eşyalan. madalyalan, resimleri, üniforma- lan ve belgeleri satın alıp biriktiren zengin koleksiyoncular vardır. Ve Stern muhabi- ri, ilişkide olduğu bu koleksiyonculardan binnde Hitler'ın olduğu söylenen bir gün- lükle karşılaşır. Günlüğün üzerinde Hit- ler'in isminin baş harfleri vardır; defter eski ve yapraklan solgundur. Gazetecı. olayı Stern"deki müdürlerine aktannca. hemen günlükleri temin etme görevi alır. Stern dergisinin sahibinden muhabirlerine kadar bütün gazetecileri bir "'Hitler ateşi" sarar. Günlükler paha biçilmez değerdedir, bir sansasyondur; Stern, yalnız kendi tirajını arttırmakla kal- mayacak, yayın haklannı dünyaya sata- rak dev bir kazanç sağlayacaktır. Gazetecilerin bilmediği ve günlüklerden gözlen kamaşüğı için araştırmayı ihmal ettiği gerçek şudur: Nazi eşjası toplayan koleksıyoncu. günlüğü Konrad Kujau adındaki bir adamdan almıştır. Bu adam. zengin Nazi hayranlanna sahte belge ve eşya satmakla yolunu bulmaktadır. Ko- leİcsiyoncuya da sahte bir Hitler günlüğü satmıştır. Stern, günlüklerle ilgilenince adam oturup hanl hanl "Hitler günlüğü" yazmaya başlar. Hatta sobasından çıkan külleri bile Stern"e "Führer'in ve Eva Braun'un külleri" olarak satar. Stern, gö- zü kapalı 12 milyon mark vererek sahte gıinlüklen satın alır. Ve sağlam bilirkişile- re inceletmcden kamuoyuna sunar: herkes günlüklerin sahte olmadığına yüzde yüz inanmıştır. Stern dergisi, 28 Nisan 1983'te "Hitler'- in Günlükleri Bulundu" manşetiyle çıktı. Bundan iki gün sonra Berlin'deki resmi bir laboratuvar, günlüklerin sahte olduğu- nu belgeledi. Uzmanlann işi çok kolay olmuştu: Defterlerin kâğıdında beyazlaş- üna kimyasal maddeler kullanılmıştı, bu maddeler ise Avrupa'da ancak 1960'larda üretilmişti, kısacası kâğıt yeniydi, o halde, Hitler bunlan 1945'ten önce yazmış ola- mazdı. "Hitler Günlükleri" yalnız Stem dergi- sine uzun vadeli zarar vermekle kalmadı, muhabir Heidemann'la günlüklerin yaza- n Kujau'nun birkaç yıllanru hapistegeçir- mesiyle sonuçlandı. Stern tarafından açı- lan davada "dolandınalık"tan suçlu bulunan gazetecinin kariyeri bu skandalla noktalandı. Hitler'in elyazısmı dâhiyane ustalıkla taklit eden Konrad Kujau ise, Almanya'- da bugün aranan bir adam. Açtığı sanat galerisinde Van Gogh, Picasso, Malisse veya Rembrandt gibi ustalann ünlü tablo- lannın kendi yaptığı kopyalannı satıyor. Kopyalar çıplak gözle asıllanndan ayırt edilemeyecek kadar basanlı; "Kujau Kop- yası" etiketini taşıyan resimler sanat çev- relerinde çok yüksek fıyatlara gidiyor. Ne demeli. "Schtonk" işte: Hem gülünç hem korkunç. Asıl ustalannın edebiyatçılar olduğunu söyleyen Kayahan, belki de onlann melodisini bulduğunu söylüyor 'Odalarda ışıksızım, ama gitarsız değilim' ENİS ONAT (İstanbul) - Kayahan. yaklaşık on yıldır arabesk karşısında ade- ta bir var oluş mücadelesi vereu Türk pop müziğine yeni bir soluk getiren birkaç ısımden biri. Söz ve müziğine imzasını koyduğu 68 parçasının yer aldığı beş kase- tı üç milyondan fazla satan sanatçının son calışması 'Odalarda Işıksızım' piyasaya çı- kalı daha bir ay olmasına rağmen 650 bin- den fazla sattı. Benzer çizgide müzik ya- pan Sezcn Aksu, Nilüfer ve Ajda Pekkan'- ın arka arkaya çıkarttıkları kasetlerin sa- tış toplamı beş milyonu geçerken, bu isim- lerin Türk popüna dünya standartlan ba- zında neler kazandırdıkları, özellikle Eu- rovision başansızlıklan hatırlandığında çe- şitli soru işaretlerini de beraberinde geti- riyor. Kayahan, dınleyicilerinın tepkilerini anlamak için çcşitlı anketler yaptınyor. Bu amaçla bir de şirket kurmuş. Aynca, her gün kcndisinc gelen onlarca mektu- bun da tckcr tckcr dceerlendirildiğini be- hrtiyor. Bu arada. PK 25 80810 Bebek adresine yazanlann, isterlerse üye de ola- bilecekleri bir Kayahan Kulübü oluştu- rulmuş. Kayahan'la günde en az sekiz saatini ayırdığı ve "sürekli onu düşünüyo- rum" dcdiği müzığı konuştuk. - Üç milycnu aşan kaset saüşının getir- diği popularite özel hayatınıza nasıl yan- sıdı? Mahkûmun hikâyesi KAYAHAN: İyi yansımıyor. Hoş bir şey değil, ama bunu içimize sindirseler iyi yansır. Basından dolayı iyi yansımıyor. Burada kaleminc saygısı olmayan insan- lardan söz ediyorum. Hakkımda zaman zaman asılsız vc karalayıcı yazılarçıkıyor. Ben yoruma karşı değilim, ama yalan yaz- masınlar. Ben eğer iki yıl sonra Taksim Meydanı'nda insanlan toplayıp 'Ben bu işi bıraktyorum. Sorumlusu da basındır' dersem kimse şaşırmasın. - Önceki çahşmanızla "Odalarda Işıksı- zım' arasında yaklaşık bir yıl var. Bu süre- de yaptığınız besteler arasında son kaseti- nizde yer alan parçalan belirlemek için nasıl bir secim yaptınız? KAYAHAN: Yok. hayır. Bu sürede yapılan şarkılann hepsi bu. Sadece bir ta- nedaha var, onu da Nilüfer'e saklıyorum. - Siz üretken bir sanatçısınız. Entelektü- el birikiminiz bu üretkenliğinizı nasıl yön- lendiriyor? KAYAHAN: Elinde devamlı tualiyle, fırçasıyla dolaşan bir adam gibiyim. De- vamlı müzik düşünüyorum. - Parçalannız genelde sevgi üzenne. Toplumsal içerikli parçalar pek yok. KAYAHAN: Birkaç tane var aslında. "Neden Olmasın?" toplumsal içerikli bir parça örneğin. "Ee Bebeğim' aşk şarkısı değil: toplumsal değil. ama kızım için yaz- dım. Buna benzerleri var ama çoğunlukla sevda üzerine. - Gezegende olup bitenler karşısındaki tepkileriniz, düşünceleriniz sanatg duyar- Kayahan, arabeski 'tu kaka' bnlmuyor, henuı kıi.J.... uuuudiii&ia, biraz zayıf olduğunu düşünüyor. Arabeskten değil, basından şikâyetçi olan Kayahan, bir gün bu işi bırakırsa sorumlusunun basın olacağını söylüyor. lılığıyla yoğrulduğunda. sonuç parçalan- ruzda nasıl biçimleniyor? KAYAHAN: Doğru söylüyorsunuz. Ben bunu kişıye indirgemeve çalışıyorum. Yani şu ankı sosyal çevreden etkilenmiş normal yaşay an bir Türk v atandaşı gibi si- yahı sevişim ya da yalnızlığı sevişim yara- dılışımdandır, diyorum. Çok genele çık- madığımız doğru. Bireyden yola çıkıp yaptığımız- şeyler var. En azından anlayış- İanmız, yaşayışlanmız" bir olduğundan "onlann hikâyesi" dediğimiz şarkılan ya- zarken, bir "Yemin Ettim". bir "Odalarda Işıksızım" belki de bir mahkûmun hikâye- sidir. Yani. bir yerden bir yere doğru gi- derken birey olarak toplumun büyük kit- lelenni ilgilendiren olaylanndan etkilen- miş. ama kendi şarkılannı söyleyen, kendi türküsünü çalan bir adam olabilırim. Şim- di kelebeklerden bahsetseydım Türkıye'ye ters düşmüş olabilirdim. ama bu tablo içinde hüzünden bahsediyorum. Şarkıla- nm yoruma açık. Herkes kendisine bir şeyler alabilir. - Sözleri yazarken elitist kaygılar ön pla- na çıkıyor mu? KAYAHAN: Şarkılan yazarken hiçbir kaygım yok. 'Beni anlamadın ya' derken beni anlamayan bir insana sesleniyorum. Siz bunu ıstediğiniz şekilde algılayabilirsı- niz. Benim şuur alundaki birikimım bana yön veriyor ki. beni anlamadın ya ben ona yanıyorum. Herkesin bir anlaşılmayan vanı olduğu için herkese uvabilir. Arabeski nasıl anlamalı? KAYAHAN: Doğru. Önceliklearabes- kin 'tu kaka' bir müzik olmadığının akını çizmek istiyorum. Arabesk çok üst düzey- de bir müzik türü de değil. Üstelik, ara- besk, bir müzik türünün de adı olmaz. Bu, mimari bir tarzdır. Dünyanın hiçbir yerin- de adı böyle konmuş bir tür yok. Ama zannediyorum ki, arkadaşlanm samimi. yürekten gelen sözlerin aynı şekilde onu ifade edebilen melodileriyle ona arabesk adını koydular. Yanlışlık yapıyorlar. Or- han Gencebay. bugün kolay kolay yetişe- bilecek bir sanatçı değil. Düzgün bir adam. Müziği biliyor. bizim müziğimizi de biliyor. Yalnız arabeskin gelişimini ta- mamlamamış olduğuna kaülınm. Bir de. teknik eksiklikleri olabilir. Oradaki arka- daşlarımın bu işin dozunu. tadını. tuzunu yeni vermeye başladıklanndan olabilir. Benim Türk pop müziği yaptığımı söylü- yorlar. ben bunu yapmıyorum. Bejı Türk müziği yapıyorum. Türk güncel müziği yapıyor olabilirim. Adını lngilizceden alan bir şeyı yapmayı düşünmüyorum. In- sanlar niye arabeske sahip çıkmışlar? On- lann duygulannı. fıkirlerini samimi bir şekilde dile getirdiği için. Eğer sanatçı da işlevini biliyorsa, toplumlara zarar verme- den onlara bir adım daha kazandıracağını biJiyorsa. samimi müzik yapmanm hiçbir mahsuru yoktur. İş buysa. samimiyetin adı arabeskse, o zaman pamuk tarlalann- dan çıkmış cazın adı da arabesk olabilir. Teknik kapasite olarak daha yüksek oldu- ğundan belki tu kaka denmiyor. Ben ara- beskin yanlış olduğunu asla kabul etmiyo- rum. - İbrahim Tatlıses "Yemin Ettim'i söyle- diği zaman siz karşı çıkmıştınız. "Ben bu parçayı arabeskçiler söylesin' diye yapma- dım' dediğiniz şeklinde basında yorumlar çıktı. KAYAHAN: Hayır. yanlış yansıdı. Ben buna asla karşı çıkmadım. fbrahım Tatlıses çok iyi bir ses. Orada sadece ala- cak verecek meselesinden, ticari anlamda bir sorun çıkmıştı. O da anlaşılmış, kolay- lıkla halledilmiş bir iştir. Basın, işine geldi- ği gibi düşünüyor. Masa başında yanbş hikâyeler üretiliyor. Arkasından da onan- lamayacak yaralar acabiliyor. Bu arada, arabesk tartışmasına ekle- mek istediğım bir şey var. Eğer benim yap- lığım samimi müziği de ona benzetiyorlar- sa, benim müzığime de aynı ismi verebüir- ler. Yalnız. burada teknik bıraz daha yüksektir, biraz daha çoksesliliğe gidilmiş- tir ve biraz daha hakkı verilmeye çalışıl- •Tiıştır. - Türkiye'de sizin dışınızdaki çok satan pop müzikçiler bazı parçalannda, dünya müzik gündeminin moda elevantlan üze- rine Türkçe söz yazıyorlar. örneğin, o sı- ralar rap popülerse bakıyorsunuz altyapı rap armoniler üzerine kurulmuş. Kimileri daha geniş kitlelere ulaşmak kaygısıyla ut, kanun gibı Doğu kökenli müzik aletleri kullanıyorlar. Ustalann payı KAYAHAN: Bende böyle şeyler yok. Bu, Kayahan stili. Gitarsız Kayahan şar- kısı olmaz. Kayahan gilanyla şarkı söylü- yor. - Siz daha çok minör armoniler seven bir müzisyensiniz. Türk pop müziği ne- den gelişemiyor' başlıklı izlediğim çeşitli panellere katılan aranjörlerimizden çbğu minör kalıplann genelde hüzün anlattığını ve Türk popu için gerekli sıçramayı getire- cek canlılığı vurgulayamadığını belirtiyor- lar. KAYAHAN: Yarulıyorlar. Mutlaka dikatlerinden kaçmışür. Minör, hüznün ismi olabilir. Minör kalıp yüzyıllardır kul- lanılıyor. Bu. kullanmaya bağb. Sonra, benim şarkılanm senfoniktir. Her zaman pereye gideceği belli olmaz. Bir de, basit armoniler kullanmak yalınlıktır. Dünya- da basit armoniler üzerine yaalmış birçok ünlü ve iyi parça var. Türkiye'de birçok karmaşık armoniyi bir araya getirip de, sonra 'Beni anlamadın' diye bağıran bir- çok insan var. Aynı anda beş armoniyi bir ölçü içine sokmak mümkündür, ama bu, karmaşadır. Gerekmiyor yani. Bu, müziği bulmak .adına değil, boyayı bol bulup sür- mek anlamına geîir. - Binkiminizde hangı ustalann payı var? KAYAHAN: Ben Türkiye'de bir Ti- mur Selçuk. Özdemir Erdoğan dinlemi- şimdir. ama beni daha çok edebiyatcılan- mız etkilemıştir. Yani onlar bana ufku- mun genişlemesini ya da bir kitapta bir ömrü yaşayıp tecrübe almamı sağlamış- lardır. Tabii. bunlar içinde en önemli uşta Nâzurfdır. Sonra Ahmed Arifi, belki Öz- demir Asaf ı. Ümit Yaşar'ı, Attilâ İlhan'ı; aklımıza gelmeyen Türkiye'nin bütün ka- lemlerinin ustam olduğunu söyleyebili- rim. Çünkü onlar bana titreşmeyi, hisse- debilmeyi, duyguyu ve Türkiye'yi tanıtü- lar, işte ben bundan yola çıkarak, belki onlann melodisini buldum. Hayvanlan yenidenyabaııileştirnıe eğitinıi 900 900900 CEMİL CİĞERİM (Samsun) -Hayvanlann Yaşam Haklannı Koruma Derneği Başkanı Eva Aksoy. uluslararası plat- fonnda sürdürülen "Beyaz Balina Özgür Kalsın" kampan- yasına yürekten destek olduklarını söyleyerek "Bir hayva- nın içgüdüsel davranışlarını unuttunnak ve onların yerine yeni davranış modellerini benimsetmek anlamına gelen hayvan eğitimi. hayvanın özgür zekâsı ile karar verip dav- ranmasını eneeller" dedi. "Hayvan eğiıimi. hayvanın tüm yaşamını her şart altında kolaylaştı- racak ya da engellemeyecek nitelik- teyse kabul edılebilir" diyen Eva Aksoy. "Beyaz balinanın doğal ya- şam ortamı ne Rusvadakı havuz. nc de Karadeniz olmalıdır. Beyaz bali- na vakalandığı Kuzey Denizi'ndc yaşamını bürdürmelıdir" dedi. Hayvan eğitimine karşı olunması gcrektiğini söyleyen Eva Aksoy. şöy- lcdcvam etti. "Havvanın kendini beslenıesi. ko- ruması için hayvan eğitimine karşı olunması gerekmektedir. Ancak cği- tılerek zararlara uğratılmış hayvan- lar. aksınc bir eğitımle de vcnıdcn ıçgüdüleri uvanarak eğitimlc cdindı- ğı özgür zekâsını kullanabilir Bu doğal eğıtim modeli yabani vaşam- dan kurtanlıp csarct altına alınan hayvanlara buesaret dönemindefizı- ki bir zarar verilmemiş ise yeniden doğal ortamlarına döndürülmedcn önce uvaulanmalıdır." Eva Aksoy ülkemizdcki \abani hay vanlarla ilgili çarpıklıklan da dıle gctirdi: "Örneğin gündemde bir ayı mese- lesı vardır. Türk yasalanna görc ayı- nın avlanması. yakalanması. öldü- rülmcM yasaktır. Ancak sokaklarda gezdirilmektedir. Çünkü alındığı lakdirde göıürülebilecek bir yen voktur. Dolayısıvla ses çıkarılmayıp gc/.dirilmcsindc dc bu şartlar altında varar vardır. Çünkü aksi takdirdc hayatıyla ödcr Toparlanan hayvan- lar bir yere yerleştirilebilse bazılarına \cniden yabani özellikleri kazandın- İabilir ve yeniden doğava salınabilir. Ama burada gjnp bir ikilcm yaşan- makta. Özellikle ayı konusunda Çıngcnclcr ayıları d.ıha rahaı ovna- labılmek için kısırlaşlınvorlar ya da hadım ettirivorlar. Bu işlcm dc dcvlct kurunılarınila vapılıyor. Dcvlelın jyı yakalama konusundakı yasasına karşın diğerdevlet kuruluşu olan ve- tcnner fakültelerindc de ayılar dişiy- sc kısırlaştınhyorlar. crkcksc hadım cttiriliyorlar. Bu tür zarara uâramış havvanlann yeniden doğava döndü- rıilmcsi mümkün olmaz. Ama bu- nun dışında tüm kuş olsun. köpck olsun. kurt olsun yeniden dönebilır. Çünkü zarara uğratılmadan bir eği- lım almışlardır. Ötc vandan İstanbul Bağımsız Devlctlcr Topluluğu Baş- konsolosluğu'nun bir üst düzcy vet- kilı^ı dc Sıvastopola götürülcn be- yaz balina için "Biz balınalan Ku/ey dcnizindcn Karadcniz'cdealıştınlsın dıyc gotırdık. Karadcni/'in kuzcvı soğuk olduğu için alıştı. Bu nedenlc Türkivc'dc yaşuması zordu. Çunku bunun husıısi ycmı la/ını. öğıvımcnı la/ım. Bı/ım kapılarımı/ hcrkcsc açıktır Dünyadakı bılımadamları ıle ışbirliğinc lı.ı/ın/" dcdı BILGI YARIŞMAŞI RÜYALARINIZDAKİ OTOMOBİL SİZİN OLACAK! Çevirin 900 900 900'ü soruları bilin, muhteşem Opel Vectra'yı siz kazanın. Bu yortsma Millî Piyongo idoresi'ran 30.03.1992 lorih B.07.1.M.P.I.0.13.00.02/727 3830 so yıt iuıiyle düzenknmtstir. Noter huzurundo çekilecek kumdo kazmacok lclihiı 9.5.1W2 günü Hurriyet gazelesinde ilan edileceklir Komponyodon do§a<ak tüm vergÜef folihllye mtiir Tûrkiye'nin her yerinden semteritnizin 1 dakikası 5833 Tl'dir. Ortalamaservis süresi3-4dokiltodır.Aio8i(giPK. 16Tarabya/k
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear