23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 MART1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER BAŞKENTTEN .AHMKT Ahmet Tan, rahatsızlığı nedeniyle yazı- larına bir süre ara verecektir. PKKanketi • ANKA (Ankara) - ANAP'ın yaptırdığı araştırmaya katılanlann yüzde 87'si PKK'yı "cinayet" şebekesi olarak tanımladı. Haîkın yüzde 53"ü PKK'nın t*ağımsız bir Kürt devleti kurmak istediğini belirtü. Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesinde 18 ile bağlı 40 ilçenin 30 köy ve 36 mahallesinde 1500 kişinin katılımıyla yapılan araşurmada "PKK bir cinayet şebekesidir" diyenlerin oranı yüzde 87'ye ulaşırken, "fıkrim yok" diyenlerin oranı yüzde 10, "cinayet şebekesi değildir" diyenlerin oranı ise yüzde 3 olarak saptandı. Araştırmaya katılanlann yüzde 75'i PKK'yı dış güçler tarafından yönetilen terör örgütü olarak tanımlarken, "fıkrim yok" diyenlerin oranı yüzde 20, "hayır" diyenlerin oranı ise yüzde 5 olarak belirlendi. İnönü Paris'egidiyop • AA (Ankara) - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, bakanlar düzeyindeki OECD Bilim ve Teknoloji Konferansı'na katılmak üzere bugün Fransa'run başkenti Paris'e gıdecek. İnönü,yarındaTSİ I2.00'de Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand tarafından kabul edilecek. E>evlet Bakanı ve Başbakan Yardıması Erdal İnönü, aynı gün Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas ve Meclis Başkaru Laurent Fabius ile de bir araya gelecek. OECD Bakanlar Konferansf nda Doğu ve Orta Avrupa ülkeleriyle ilişkiler ve bu ülkelere sağJanacak bilimsel ve teknolojik yardım konusunda Türk hükümetinin görüşünü açıklayan bir konuşma yapacak olan tnönü, 1 i mart çarşamba günü Fransız Sosyalist Partisi eski Birinci Sekreteri ve Lille kenti Belediye Başkanı Pierre Mauroy ile de görüşecek. İnönü, 12 mart perşembe günü Paris'te bir de basın topîanüsı düzenleyecek. İHD 1 den kınama • AA (Ankara) - İnsan Haklan Derneği (İHD), Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesinde. Ermenilerin yaptığı katliamı kınama karan aldı. İHD Genel Başkanı Nevzat Helvacı dün yaptığı açıklamada, derneğin sorunlann silahla ve savaşla değil, diplomatik yollarla ve banş içinde çözülmesinden yana olduğu yolunda genel kurul karan alındığını bıldirdi. Karabağ'da derhal birateşkes sağlanması ve katliama son verilmesıru istediklerini belirten Helvacı. Birleşmiş Milletler ve banştan yana olan ülke ve kuruluşlann. banşın sağlanması için daha çok'çaba harcamaları gerektiğini söyledi. Helvacı, "Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olaya serinkanlı yaklaşmalı, yetkililer, topîumu tahrik edici beyanlardan kaçınmalıdır" dedi. Ayaz yurda döndü • AA (Istanbul) - Avrupa Bağımsız Program Grubu'nun (IEPG), savunma bakanlan düzeyinde 5-6 mart tarihleri arasında Oslo'da yapılan toplantısına katılan Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz, dün akşam yurda döndü. Ayaz, Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, toplantıda, NATO ve Avrupa Bağımsız Program Grubu üyesi ülkelerin savunma bakanlarıyla, askeri, siyasi, savunma, ekonomi ve Avrupa'da yeni güvenlik ortamı konularında görüş alışverişinde bulunduklannı söyledi. Ayaz toplantıda, Avrupa Bağımsız Program Grubu'nun bu çahşmalannın yanı sıra, Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Batı Avrupa Birliği gibi ekonomik ve siyasi amaçlarla oluşturulan kuruluşlarla ilişkilerinin resmi platformlarda tanzimini de benimsediğini bildirdi. Ayaz, Türkiye'nin sadece savunma teçhizatı ithal eden bir ülke olma konumundan çıkanlarak bunlan aynı zamanda satan bir ülke olabilmesi içüı Avrupa Bağımsız Program Grubu içindeki çalışmalann sürdürüldüğünü de kaydetti. Tünel firan • AA (Kayseri) - Kayseri Kapalı Cezaevi'nden bir süre önce yasadışı TİKKO üyesi 11 tutuklunun tünel kazarak fıraretmesi olayıyla ilgili soruşturma tamamlandı. Adalet Bakanlığı'nca görevlendirilen iki müfettişin yürüttüğü soruşturmada, kaçış şekli üzerindeki şüpheler nedeniyle tünehn kapatılan giriş veçıkışlan yeniden açıldı. Yapılan incelemede. firann tünel aracılığıyla gerçekleştıği belirlendi. Öteyandan, müfettişlerin hazırladıklan rapordoğrultusunda tutuklanan 10 cezaevi görevlisi dışında, başka tutuklama yapılmadı. Bu arada. geçen hafta içerisinde tutuklanan cezaevi müdürü Muhammed Ustabaşı, müdür yardımcıları Ömer Yakut ve Hulusi Sağır ile infaz memurlan Muzafier Kızüaslan, Hasan Özcelik. İbrahim Tercan, Mehmet Öztürk, Mustafa Özalp, Hakkı Coşkun ve Alpaslan Yalçın'ın tutuklama karanna bir üst mahkeme nezdinde itirazettileri öğrenildi. Yenicezaevteri • UBA (Ankara) - Kent içinde bulunan ve eskidiği için hizmet veremeyecek . durumda bulunan cezaevleri satılacak. Bu saüştan elde edilecek parayla kent dışında yeni cezaevleri > apılacak. Adalet Bakanı Seyfı Oktay bu konuda Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral ile görüşerek olumlu yanıt aldı. Adalet Bakanı Seyfı Oktay, Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral ile görüşürken, eski cezaevlerinin satılarak elde edilecek gelirle kaçmayı engelleyecek ve Eskişehir Ozel Tip Cezaevindeki gibi yanlış uygulamalara imkân vermeyecek nitelikte, kent dışında cezaevleri yapmayı planladıklannı söyledi. Kürt realitesini kabul eden Başbakan Demirel bu kez' PKK realitesi' ile karşı karşıya gelecek mi? G.Doğu'daDemirePiprotesto hazırlığıFARUK BÎLDtRİCt (Diyarbakır) - Li- ce yolunun asfaltı çamur ve çukurdan gö- riinmez olmuş. Yolun iki yanına yığılmış karlar üzerinde çocuklar oynuyor. Ağır ağır ilerlemeye çalışan araçlan gören 10-12 yaşlanndaki bir erkek çocuğu zafer işareti yaparak Kürtçe bağınyor. - Yaşastn Apo, yol göstericimiz PKK. HEP yöneticileri ve gazetecilerin bulun- duğu dört araçlık konvoya gösterilen tep- ki bu. Birkaç gün önce bölgeyi gezen 23 milletvekilinden oluşan heyete gösterilen tepkiler de dilden dile dolaşıyor. Biraz da keyifle anlaülıyor: - Milletvekilleri PKK'nın halkla bütün- leştiğine inanmıyorlardı. Ama yaşh bir kadın çıkıp da, 'Siz terörist deyip öldürü- yorsunuz. Ama ben oğluma terörist de- mem. Kardeşime terörist demem. Onlar benim canım' deyince şaşırdılar. Bu örnekler Başbakan Süleyman Demi- rel ve Başbakan Yardıması Erdal İnönü'- yü 15 martta bölgeye yapacaklan ikinci geade nelerin beklediğini somut olarak gösteriyor. Demirel. hükümetin kurulu- şundan sonra yapılan "şefkat" gezisinde "Kürt realitesini kabul ediyoruz"' demişti. Şimdi ise "PKK realitesi"yle karşı karşıya gelecek gibi görünüyor. PKK, bölgede artık adı anılmaktan korkulan bir örgüt olmaktan çıkmış. Böl- ge halkı, hem tedirginlikten, korkudan söz ediyor, hem de hemen her yerde kullandığı günlük dilde "terörist" yerine "gerilla", PKK'nın kayıplanna da "şehit" demek- ten geri kalnûyor. Zaten bölgede "devlet" yerine "TC' ta- nımlaması yapılıyor. Bu olgu, ilk gezinin aksine Demirel ve İnönü'yü protestolu karşılama hazırlıkla- nna yol açıyor. Bu gezi sonrası beklentiler de şöyle dile getiriliyor: - Nevruz ne pahasına olursa olsun kut- lanacak. Ondan sonra da devletle ilişki kesme başlayacak. Mahkemeye gidilme- yecek, vergi venlmeyecek. Sokak ortasın- da ayırt edilmeksizin asker-polis vurula- cak. HEP Genel Merkez yöneticilerinin bir grup gazeteci için düzenlediği gezide böl- gedeki güvenlik önkmlerinde de bir değı- şime tanık oluyoruz. Daha önceki yıllarda kentler arası yolculuklarda sık sık arama- lar yapılırv adam başı asker ve polise rast- lanılırdı. Bu kez Diyarbakır'dan Kulp'a kadar uzanan 130 kilometrelik yolda sa- dece bir kez durduruluyoruz. Askerler de en az savaş koşullannda gibi dikkatliler. Önce araçlan çembere alıyorlar, sonra araçlardan indiriliyorlar, bir de bakıyoruz kı, asıl y ığınak yola hâkim tepede. 20 ka- dar asker ve bir zırhlı personel taşıyıcı (ZPT) arama yapan erleri konımak üzere mevzilenmiş. Tepeden koşarak yanımıza gelen astsubay, gazeteci olduğumuzu öğ- renince oldukça kibar davranıyor. Bir yandan da, "Niye geleceğınizi Diyarba- kır'dan bize bildirmediler" diye hayıflanı- yor. Birlikte seyahat ettiğimiz HEP Diyar- bakır İl Başkanı Hüseyin Turfrallı da yeni- den yola çıkarken. "Siz olmasaydınız bu kadar kolay geçemezdık" diyor. Turhallı. eskı İl Başkanı Vedat Aydın'ın öldürülme- sınden sonra il başkanlığına gelmiş. Tur- hallı. adresini soranlara. "Bütün Diyarba- kır evlen benim. Bellı birevdekalırsam. ne olacağı belli olmaz" karşıhğını veriyor. 24 Aralık 1991'de üç kişinin ölümüne yol üçan olaylann meydana geidıği Kulp-Lice arasındaki köprü görününce Turhallı, an- latmaya başlıyor: - Bu soldaki tepede gerilla vardı. Ortada halk, burada da askerler. Binbaşı, "Siz ölü- leri ilçeye getirin, ben size kanşmayaca- ğım' dedi. Ama ilçeye varamadan köprü- de albay ateş açtırdı. Bizim binbaşı halka çok iyi davranırdı. Gerilla. binbaşı ve as- kerlerine kanşmazdı. O da gerillaya... Hatta bir defa gerillalann cenaze töreni sı- rasında geçerken askerlere silahlanru yere doğru tutturup, selam verdirdi. Ama bin- başımızı başka yere tayin ettiler. Bu olay, MİT Müsteşan Teoman Ko- man"ın geçen gün verdiği demeçte, asker- lerle PKK arasında birbirlerinedokunma- ma temeline dayanan anlaşmalar olduğu sözlerini anımsatıyor. Koman'ın gezi sıra- sında doğruluğuna tanık olduğumuz söz- lennden bınsı de. "PKK'nın ilk kez bu kışı Türkiye'de geçirmesı" olayı. Ama yerleşik kamplann bir süre önce bombalanmasın- dan sonra küçük seyyar gruplar halinde dolaşmaya başlamışlar. Operasyon önce- Bölgeye gelen milletvekillerine gösterilen tepkiler dilden dile dolaşıyor. Her yerde biraz da keyifle anlatılıyor. Diyarbakır'daki bazı örgüt yöneticileri, Türk-Kürt düşmanlığının körüklendiği kanısında 21 Mart'takıyametkopacakıra?DfYARBAKIR (Cumhuriyet) - HEP Genel Sekreteri Ahmet Karataş. Güney- doğu'da failı meçhul cinayetlerin sayısmın 67"ye yükseldiğini söyledi. Karataş, Diyarbakır'da ban örgüt yö- neticilerinin basın mensuplanyla yaptığı toplantıdaki konuşmasmda. bölgede ge- çen döneme oranla daha yoğun baskı uy- gulandığını savundu. Karataş. "Kürt halkının kımliksiz yaşamak ıstemediğiru düşünüyoruz" dedi. Orgüt temsilcilen de konuşmalannda özetle şu noktalan vur- guladılar: Mahmut Çetın (Eğit-Sen): Burada bir yangın \ar. Kürt halkı güvenli bir ortam- da yaşamak istiyor. Basın da devletin res- mi ideolojisinden kendini kurtaramıyor. En vahimi 21 martta kıyamet kopacak gi- bi bir hava yaratılması. Oysa böyle olma- malı. Serhan Özdurmaz (Yol-İş Sendikasi): Hepimiz TC hüviyetini taşıyoruz. Ama benim ana dilim olan Zazacayı konuşma özgürlügüm olmalı. Kimse işkence yap- mamalı. Devlet güçlüdür, ama Güney- doğu'da şahsa yatınm vapmışıır. Bölgeye değil. Vatandaşdeğil, devlet suçludur. Sabahattin Acar (İnsan Haklan Derne- ği): Bahar sendromunu önlemenin yollan var. Kürt halkı banşa susamış bir halktır. Direnrr.-: hakkını kullanıyor. Kürt halkı her gün kendi evlatlannın kanlannı dök- me sevdalısı değildir. Hükümet bazı adım- lar atmış olsaydı Kürt halkının verdiği kredı devam edecekti. Ama hükümet sa- mımı değil. PKK'yı Kürt halkıyla tama- mıyla soyutlayıp bir kenara atmanın mümkün olmadığı görülmelidir Bahar sendromunun atlatılması isteniyorsa so- runun masada çözülmesi için güçlü taraf olan de\ letin öneri götürmesi gereklidir. Selma Aslan (Yurtsever Kadınlar Der- neği): Dünya Kadınlar Günü'nü bile. te- rörü teş\ ık edeceğimiz ıddiasıyla kutlama- mıza ızin \ermediler. Bahar sendromu halkı tedirgin ediyor. Kürt-Türk düşman- lığını körükleyerek hıçbır yere vanlmaz. ^bdullah Koç (İHD): Basın burayı önemsemedi ve hep yanlış haberler verdi. Azerbaycan'ı. Yugoslavya'yı. balinayı yazdı, ama buradakı cınayetleri yazmadı. Faili meçhul cinayet yok. Bunlan devlet. kontrgenlla yapıyor. Ali Öncül (Tes-İş Sendikası): Sorun Kürt ulusunun. Kürdistan'ın bağımsızlı- ğıdır. Türk aydınlanmn ilencilik sınırlan sadece ve sadece Kemalizm'in namus bek- çiliğini yapmak olmuştur. Hiçbir Kürt bize ait olmayan bir kimliğı taşımanın şe- refsizliğıni \e onursuzluğunu yaşamak is- temiyor. Çözümün yeri parlamento değil- dir. Çözüm Kürt halkının mücadelesini omuzlayanlarla oturup anlaşmaktan ge- çer. Fikret Saraçoğlu (Eğit-Sen): Resmi ideoloji tıkanma noktasındadır. Bahar sendromu umudundan da bir şey çıkmaz- sa artık Kürt realitesinin sesinc uyulması zorunludur. Anayasa Mahkemesi, "SS Kararnamesi"nin bazı maddelerini anayasaya aykın buldu Yayındurdurmaya iptal\NKA (Ankara) - Anayasa Mahkemesi. İçişleri Bakanı'na olağa- nüstü hal bölgesine ilişkin yayınlan durdurma veya yayından kaldırma, bunlann basılmalannı ve dağıtılmalannı süreli veya süresiz yasaklayabilme. gereküğinde de bunlan basan matbaa- ları süresiz kapatma yetkisi veren 430 sayılı KHK'nın 1. madde (a) bendini iptal etti. tü halin, olağanüstü hal ilan edilmeyen bölgelerde de uygulanması ülkenin tü- münü bu rejimle yönetme olanağına yol açar. Böyle bir yetkinin anayasal dayanağı olduğu savında bulunula- nıaz. Böyle bir düzenleme hiç kimse veya organ kaynağını anayasadan al- mayan bir devlet yetkisi kullanamaz hükmüne aykındır" denildi. Gerekçe- de bu durumun aynca yasama yetkisi- nin devri anlarruna da geleceği belirtil- Anayasa Mahkemesi iptale gerekçe olarak ülkenin bütününü olağanüstü hal rejimiyle yönetme olanağına yol açacagını gösterdi. İptal edilen madde- ler arasında yayın yoluyla hakaret suç- lannda mevkute sahiplerini de sorumlu tutan maddeler yer aldı. Anayasa Mahkemesi'nin kamuo- yunda SS kararnamesi olarak bilinen 430 sayılı "Olağanüstü Hal Bölge Vali- liği ve Olağanüstü Halin Devamı Sü- resince Alınacak Ek Önlemler Hakkın- da KHK"mn bazı maddelerinin iptal gcrekçeleri Resmi Gazete'de yayımlan- dı. Mahkcmenin karan KHK'nın ba- sın özgürlüğü yönünden yumuşatılma- sı olarak dcğerlendirildi. Yısama yetkisi İçişleri Bakanı'nın nerede basıldıgı- na bakılmaksızın yayın durdurma ve matbaa kapatma yetkisiyle donataa KHK"nın 1 maddesı (a) bendini iptal gerekçesınde "İlkenm bir bölgesinde ortaya çıkan şiddet olaylannın yaygın- laşması nedenıvle ilan edilen olağanüs- di. SS kararnamesinin olağanüstü hal bölgesi içinde ya da dışında yayımlan- dığına bakılmaksızın yayınlarda görev- li vc yetkililer aleyhine işlenen yayın yoluyla hakaret suçlannda verilecek tazmınat oranlannı arttıran beşincı maddesi de "KHK kuralı olmadığı vc olağanüstü hal uygulamalannın bölge dışında da uygulanması sonucunu do- ğuracağı" gerekcesiyle iptal edildi. Söz konusu madde. bu tür durumlarda ve- rilecek tazminat oranını mevkute ay- lıksa bir önceki fiili satış tutannın, bir aydan az süreli ise bir önceki toplam satış bedeli tutannın mevkute niteliğin- de değilse en yüksek tirajlı günlük mev- kutenin satış tutannın yüzde 75"inden az olamayacağını belirtiyordu. Anayasaya aykırı Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği 6. madde ise bölgede yayın yoluyla işle- nen hakaret suçlannda mevkute sahibi ve sorumlu yazı işlen müdürlennın so- rumluluğunu düzenlerken bu suçu işle- yenlere Ceza Kanunu'nda öngörülen cezalann dışında aynca 100 milyon li- radan iki yüz milyon liraya kadar ağır para cezası venlmesıni öngörüyordu. Madde suçun mevkuteler aracıhğıyla işlenişi halinde sahıplenne aynı ceza- nın venleceğını. ancak bu cezanın 100 milyon liradan az olamayacağını dü- zenliyordu. İptal karannın gerekçesin- dedüzenlemenin olağanüstü hal bölge- si içinde ya da dışında işlendığı gözetil- medcn düzenlenmesinin anayasaya aykın bulunduğu bildinldi. Anayasa Mahkemesi SHP'nin ana- muhalefet partisi olduğu dönemde aç- tıgı iptal davasının gerekçeli karannda 430 sayılı KHK'nın aralannda süper \aliye sürgün yetkisi veren maddenin de dığer maddelenn iptal istemlerinin yetkisizliği nedoniyle reddedildıei bildi- nldi. Orman Bakanı Taner: Batı'daki hizmet Doğu'ya götüriüecek CLMHURİYET(Siirt)- Hükümet ortağıDYPve SHP'den 23 mılletvekilinin tamamlanan gezisinden sonra bölgeye gelen bakanlar incelemelerini sürdürüyorlar. Orman Bakanı Vefa Tanır. Türkiy e'de bölgelerarasında görülen gelişmişlik farkının, salt coğrafık konumdan kaynaklandığını ileri sürerken "Biz bu farkı ortadan kaldıracağız. Ankara ve İstanbul'daki vatandaşa görülen hizmetinaynısı Siirt'teki vatandaşa da gelecektir" dedi. Orman Bakanı Vefa Tanırile Tanm ve Köyişleri Bakanı Necmettin Cevheri, dün Siirt'e gelerek halkla görüştü ve vali Naci Parmaksız Belediye Başkanı Ekrem Bilek'ten kentin sorunlan hakkmda bilgj aldı. Orman Bakanı Vefa Tanır, vılayeti ziyaretide yaptığı konuşmada şunlan söyledi: ••Ülkemizdeki bölgelerarası gelişmişlik farkı, haritadan. yani coğrafyadan kaynaklanıyor. Buralara y aptığımız gezilerin amaa, elimizde ne var ne yok 1992 yılında neler yapabiliriz? Bunlan tespit etmek. Bütçeçıktıktan sonnra da geleceğiz. Devlet, Ankara ve İstanbul'daki vatandaşa ne hizmet veriyorsa bu hizmetlerin aynısı Siirt'teki v atandaşa gelecektir. Vatandaşlanmız bize 'söz değil hizmet istiyoruz' diyorlar. Ama devletimiz u kadar zengin değil ki hizmeti hemen verebilsin. İsteklcryavaşyavay yennegetirilecektir. Bu böige, devletin üvey evladı değildir. Devletin böyle bir yaklaşımı yoktur." Tanm ve Köyişleri Bakanı Necmettin Cevheri de bölgede hayvancılığı geliştirmek amacında olduklannı. bunun için süt fabrikalan sayısını arttıracaklannı ve süt verimı yüksek ırk damızlık ınek ithal edeceklennı söy ledı. sinde 100-150 kişilik birlikler halinde do- laştıklanndan söz ediliyor. Kulp'ta yer yer 2-3 metreye varan kar yığınlannınpluşturduğu Iabirentlerle kar- şılaşıyoruz. İlçenin caddelerinde kar yığın- lan arasında iki kişinin ancak geçebileceği dar yollar açılmış, dükkânlara ve evlere de daraak gıriş yollan yapılmış. Karlar ise ortada duruyor. Karanlık, daraak bir kahvede hasır kürsüler üzerinde oturuluyor. Tanışma faslından sonra kahvedekilerle sohbet başlıyor. 60 yaşlannda bir amca, sözü ah- yor: - Bu gazeteciler Kürtçe biliyorlar mı? - Hayır. - Hoşgelmişler ama, Kürtçe bilmiyor- larsa niye gelmişler? Her dili bilmeleri la- zım. Bazen yazdığınıza yalan diyorlar. Yalan yazılır mı? - OJur bazen. - Öyle olmaz. Erkek gibi olacaksın. Korkmayacaksın. Gazeteci yalan yazma- ya mecbur mudur? - Beli. Beli evettir. Zor... Zor... - Zor olan ne? - Konuşulmaz. Ağızlar bantlı. - Bantlar ne zaman çıkacak? - (ölü taklidi yaparak) Allah'a teslim ol- duğumuz zaman. Yaşlı Kulp'lu, susmayı yeğlerken, ugra- dığımız ikinci kahvede genç Kulplulann sakınmadan konuştuklanna tanık oluyo- ruz. Lise birinci sınıfta okuduğunu söyle- yen bir genç, "basından fazla bir şey bekle- mediklerini" yaşından beklenmeyecek kadar ustalıkh bir ifadeyle anlatüktan sonra, sözlerini, daha doğrusu propagan- dayı şöyle sürdürüyor: - Biz ulusuz. Sadece kültürel haklar de- ğil, özgürlük istiyoruz. Kendi kadenmizi tayin hakkını istiyoruz. Ardından ilçedeki Başçavuş Recep Cö- mert'in halka küfretmesinden, baskısın- dan. gece sokağa çıkamamaktan, tehdit- lerden. askerlerin yatılı bölge okulunu mesken tutmasından yakınmalar başb- yor. Sık sık da "Bizim seçtiğimiz milletve- killeri Meclis'te tartaklanıyor" sözleri duyuluyor. Gazeteciler aynlırken de "Ya- nn sizinle konuştuğumuz için bizi gözaltı- na alıp ezıyet edecekler. Bunu da biliyo- ruz" açıklamasında bulunuyorlar. Dönüş yolunda bu kez askerlerle karşı- laşmıyoruz. Hava karardığı için aramayı bırakmışlar ve yolda hiçbir güvenlik önle- mi yok. Lice'ye uğruyoruz. Burada da vatan- daşlar benzer sorunlan anlaüyor. Orta yaşlı bir vatandaş, ayağa kalkarak kızgın bir sesle konuşuyor. - Çözüm siyasidir. Asimilasyon bitme- dikçe bu iş bitmez. Ulusal kurtuluş müca- delesi şehitlerimiz aydan gelmedi, halkın.. bağnndan çıktı. , . . HEP Lice İlçe Başkanı Hafız Uzun da,. PKK ile masaya oturulmasını istiyor. Uzun, "Kendilerine muhatap seçmeliler" diyor. Köy koruculannın önemli bölümü- nün silahlannı bıraküğı söylenirken. orta yaşlı bir vatandaş da, "Burası geceleri Teksas gibi. Çocuklanmız yataklannda ağlıyor" şeklinde yakınıyor. Hükümet sözcüsü Güneydoğu'ya formül aranıyor ANKA (Ankara) - Hükümette Güneydoğu konusunda koalisyonun iki kanadını da tatmin edecek bir formül için arayış başladı. Bakanların bölgede yapacaklan incelemeden sonra olağanüstü hal koşulları içinde iyileştirmeler yapılması ya da değişikliği ile olağanüstü halin kaldınlması gündeme gelecek. Hükümette yürütülen çahşmalar hakkında ANKA'ya bilgi veren Devlet Bakanı ve hükümet sözcüsü Akın Gönen, olağanüstü hal uygulamasınm başanh olduğunu hiçkimsenin savunamayacağını belirterek, "uygulanan tarz güneydoğu olaylannı iyiye değil, kötüye götürmüştür" dedi. Bu başansızhğı öncelikle yasa değişikliği yapmadan yönetim teknikleri ile gidermeyi hedeflediklerini bildiren Bakan Gönen, bakanların incelemeleri sonucu mevzuat değişikliğinin gerekli olduğu belirlenirse bunu da çekinmeden yapacaklannı söyledi. Bakan Gönen, hükümetin bölgede güvenliğini, banş ve huzurun gerçekleştirilmesini vaadettiğini kaydederek, "Yasama hakkı mutlaka sağlanacak" diye konuştu. Bakan Gönen, mevzuat değişikliğine gidilmeden yapılacak düzenlemelerin vali ve kaymakamlann yetkilerinin artırılması, askeri güvenlik amirlerinin yetkilerinin aktanlması ve yetki çatışmasının önlenmesini inçereceğini ifade etti. Gönen, bunlarla sonuç ahnamayacağının anlaşılması üzerine yasa ile Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nin kaldınlacağını söyledi. Bakan Gönen, "Şartlar asayiş, terör gibi bir konuda neyi gerektiriyorsa o yapıhr. Bu konu ürkek davıanmayı kaldırmaz" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear